Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: ceycet - Mayıs 24, 2012, 12:09:58 ös

Başlık: Suçlu Atatürk
Gönderen: ceycet - Mayıs 24, 2012, 12:09:58 ös
ATATÜRK...

Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisinin elinden tutup, hasılat rekorları kıran bir sinema filmine gidememiş...
Padişah ona Trablusgarp Cephesinde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş...
Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej eşliğinde Mercedeslerle gezememiş Anadoluyu...
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayısta Samsuna ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş...
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş...
Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmirden denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar...
Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş!
Atatürk için üzülüyorum. Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden,
İsmet Pasa için Safiye Ayladan bir istek parçası isteyemeden gitti …
Lozan Zaferinden sonra veya Cumhuriyetin ilanından sonra arabaya atlayıp,
sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı. Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.
Atatürke acıyorum...
Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir.
Aaaah ah... Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip, içip rock yapmak,
babasının mercedesini alıp söyle bir Emirgan turu çekmek dururken...

Bunları yapmadı Atatürk...

Keyif çatmadı...

Tüm hayatını ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...

İŞTE ONUN İÇİN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK...
HER FIRSAT ELİNDE VARDI.
O İSE SADECE BU MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞINI İSTEDİ.

BÜTÜN SUÇU ;
2 KADEH RAKI IÇMEKTİ… O KADAR...
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 24, 2012, 01:46:59 ös
Güzel bir yazıydı ANLAYANA kardeşim; ama nerde yüzsüz her yerde aynıdır anlamadığım hem ATATÜRK ' e  velidi zina diyen soysuz kadınve erkeği hele o kadınlar utanmadan arabanın direksiyonuna geçipte araba kullanmaları yokmu ...  (İnançlı kardeşlerimi tenzih ederim)  Ama onlarda kabahat yok kabahat kabahat Paşa'da değerinin üzerinde değer verirsen içindeki bazı soysuzlar kalkar onu yüzüne çemkirir , neyse bu kadar yeter sonuçta DEMOKRASİ denen olguyla yönetiliyoruz   ???
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: b12 - Mayıs 24, 2012, 03:06:48 ös
sn. ceycet..

Öncelikle söylediklerinizin tümü yanlış, yazımın son kısmında açıklayacağım..

sonrasına gelirsek ;

bu söylediklerinizi yapamamak m.kemal'e has bir durum değil, milyonlarca insan bu saydıklarınızı yapamıyor.. hatta ben de çoğunu yapamadım. mesela, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskimi yudumlayarak hiç yolculuk yapmadım.

mercedes, cep telefonu, cep bilgisayarı o yıllarda pek yaygın değildi yanılmıyorsam :) yani o zamanlar iphone olsaydı atatürk de iphone kullanırdı merak etmeyin. Yazdığınız cümleler 100 yıl evvel yaşayan insanların hiçbirisinin gerçekleştiremediği hadiseler zaten.. yani atatürk'e özel bir durum değil. O dönemde cephelerde şehit olan binlerce genç de aynı şeyleri yapamadı. hatta bırakın 100 yıl öncesini günümüz türkiyesinde şırnak, hakkari, bitlis gibi illere gidin gözlerinize inanamazsınız. Ortaçağ teknolojisiyle yaşayan insanlar var.

Üstelik m. kemal iktidarı eline geçirdiği anda, sizin çizdiğiniz hedonist portreden eksik kalmamak için ne bulduysa üstüne zimmetlemiştir..

ismail cem'in türkiye’nin geri kalmışlığının tarihi kitabında anlatılan m.kemal'in mal varlığından haberiniz var mı?

yoksa buyrun m.kemal'in resmi mal varlığı ;

1)582 dönüm çeşitli meyve bahçeleri

2)çeşitlerde 650 bin fidan.

3) 400 dönüm amerikan asma fidanlığı.burada 560 bin kök bağ çubuğu

4) 220 dönüm bağ.burada 88 bin adet bağ çubuğu vardır.

5) 370 dönüm çeşitli sebze yetiştirmeye elverişli bahçe.

6) 220 dönüm 6 bin 600 ağaçlı zeytinlik

7) 27 dönüm 1.654(bin altıyüz elli dört) ağaçlı portakallık.

8)15 dönüm kuşkonmazlık

9) 100 dönüm park ve bahçe

10) 2 bin 650 dönüm çayır ve yoncalık

11) 1.450(bin dörtyüz elli) dönüm yeni tesis edilmiş orman.

12) 148 bin dönüm ziraata elverişli arazi ve meralar.

13) 45 adet büyük ve küçük idare binası ve ikametgah,bütün mefruşat ve demirbaşları ile beraber.

14) 7 adet 15 bin baş koyunluk ağıl

15) 6 adet aydos ve toros yaylalarında tesis edilen mandıralar.

16) 8 adet at ve sığırlara mahsus ahır.

17) 7 adet umumi ambar

18) 4 adet hangar ve sundurma

19) 4 adet lokanta,gazino, ve eğlence yerleri,lunapark.

20) 2 adet çeşitli imalat yapan fırın.

21) 2 adet, çiçek ve süsleme nebatı yetiştirmeğe mahsus yer.

( toplam bina 51 adet)

22) bira fabrikasi :

( yılda 7 bin hektolitre üretme kapasitesine sahip.)

23) malt fabrikasi :

24) buz fabrikasi; ( günde dört bin ton buz üretme kapasitesine sahip)

25) soda ve gazoz fabrikasi :

günde 3 bin şişe soda ve gazoz üretebilecek kapasitede.

26) deri fabrikasi :

27) ziraat aletleri ve demir fabrikasi :

28) süt fabrikalari ;

biri ankara diğeri ise yalova’da olan bu iki fabrika günde 30 bin litre süt ve bir ton tereyağ üretme kapasitesindeydi.

29) iki yoğurt imalathanesi;

30) şarap imalathanesi:

yılda 80 bin litre şarap üretme kapasitesine sahip.

31) değirmen

32) istanbul’daki bir çelik fabrikasının yüzde kırk hissesi.

34) biri ankara’da,diğeri yalova’da kurulu iki tavuk çiftliği

35) yalova’da ki çiftliklerde iki hususi iskele ve liman tesisati

36) üçü ankara’da ve ikisi istanbul’da ‚‘beş satiş mağazasi‘ nın bütün tesisat ve demirbaşları.

37) orman çiftliğinde;

hususi sulama tesisatı,kanalizasyon,telefon tesisatı,elektrik tesisatı, küçük beton köprüler,hususi yollar,içme su tevziatı şebekesi.

38) yalova çiftliğinde ;

hususi su tesisatı,telefon tesisatı,elektrik tesisatı,küçük beton köprüler ve yollar.

39) silifke tekir çifliğinde ; hususi sulama tesisatı,beton köprüler.

40)orman çiftliğinde kurulu çiftlik müzesi ve ufak mikyasta hayvanat bahçesi tesisatı.bunların işletme levazımı ve bütün demirbaşları.

41) 13 bin baş koyun.kıvırcık, merinos,karagül,karaman ırklarıyla bunların melezleri.

42) 443 baş siğir,simental,hollanda,kırım,jersey,görensey,hale p yerli ırklarıyla bunların melezleri,yeni üretilen orman ve tekir cinsleri.

43) 69 baş ingiliz,arap,macar, yerli ve bunların melezleri koşum ve binek atlari

44) 2 bin 450 baş tavuk,legorn,rodayland ve yerli ırklar.

umumi ‘cansiz‘ demirbaşlar

45) 16 adet traktör, 13 adet harman ve biçer döver makinesi ve bilcümle ziraat işlerini görmekte bulunan ziraat işlerini görmekte bulunan ziraat alet ve edavatının tamamı.

46) 35 tonluk bir adet deniz motoru.yalova çiftliğinde.

47) 5 adet,çiftliklerin nakliye işlerinde çalıştırılan kamyon ve kamyonet.

48) 2 adet çiftliklerin umumi servislerinde çalıştırılan binek otomobili.

49) 19 adet,çiftliklerin umumi servislerinde çalıştırılan,binek ve yük arabasi.

http://hasanrua.wordpress.com/2009/08/11/ataturkun-mal-varligi/ (http://hasanrua.wordpress.com/2009/08/11/ataturkun-mal-varligi/)


Gördüğünüz gibi m.kemal hiç de sizin sandığınız kadar fakir fukara bir kişilik değil.. Tabi size anlatılan tarih böyle olduğu için ezberler üzerinden konuşmanız normal.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 24, 2012, 03:57:11 ös
Sayın b12 pek tarih bilgim yoktur , daha doğrusu pekte ilgilenmem yalnız ;bu kadar Malı olan reisicumhurun anlamadığım bacısına bu maldan nasıl intikal etmedi ? Ayrıca; yanılmıyorsam bu hanımefendiye merhum Adnan Menderes hükümeti tarafından aylık bağlandı . Bu mal varlığı İsmet Paşa'ya ait olmasın sakın ? Saygılar :-X :-X :-X
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: b12 - Mayıs 24, 2012, 04:04:29 ös
sn. nosam

m.kemal'in vasiyetinde sadece türk tarih kurumuna bağışladığı para -sıkı durun- bugünkü parayla 60 milyon tl'dir.. yani 60 trilyon.. bunu bizzat türk tarih kurumu başkanı canlı yayında açıklamıştı.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 24, 2012, 04:10:39 ös
Sayın b12 dediğim gibi pek  Tarih bilgim yok fakat anlamadığım bu HINÇ neden?


Burda Sayın Karahan'ın önceki yazılarından bir küçük alıntı ile yazıma son veriyorum ;
  İşte

 “Gizlenen Atatürk’ümüz” bu..
Bu kararlılığı da öldürülme sebebi oldu.
Yani o, Allah-u âlem, şehittir.
Öyle olmasaydı son sözleri, “Ve aleykümselam” olur muydu..
O, öldü yahut öldürüldü, Türkiye’ye bir haller oldu.
Ne haller olduğunu da Hindistan’ın kurucusu Mahatma Gandi çok güzel özetler:
 “-Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni, dünyanın en güçlü devletlerini dize getiren bir büyük devlet olarak tanıdık. Türk Milleti’nin emperyalistlere karşı verdiği mücadeleden ilham da aldık. Fakat Atatürk öldükten sonra Türkiye küçük bir Balkan devleti derekesine düştü!”
İnsanın içi yanıyor... :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'(


Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: b12 - Mayıs 24, 2012, 05:26:02 ös
sn. nosam

hınç değil.. m.kemal gibi o dönemde halkın çoğu yoksulluk içinde sürünürken, bugünkü holding sahiplerinin bile ağzını açık bırakacak bollukta servet yapmış bir insanı, burda beyaz hırkalı zeytin ekmek yiyen derviş havasına sokanlaradır sözüm.

m.kemal cumhuriyet tarihinin en zengin adamlarından biridir ve bu serveti çalışarak elde etmemiştir.. ayrıca m.kemal'in cumhurbaşkanlığı maaşının 2006 yılı itibariyle karşılığının 620 bin tl olduğunu da söylemeyi unutmayalım..

buyrun ;

http://www.haber3.com/iste-ataturkun-maasi--622098h.htm (http://www.haber3.com/iste-ataturkun-maasi--622098h.htm)
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: ADAM - Mayıs 24, 2012, 05:57:32 ös

Bu diyesim, yarası olup gocununacak olanadır.

Size bu olanağı sağlamış olanı bilinçsizce kötüleyerek, her şeyi para ile ölçmek gibi bir küçüklük kompleksinden kurtulamayarak, boş lafları boş boş söylemeyi birkaç dakika için bıraksanız da, Sayın ceycet'in bu başlık altında yazmış olduğunu, o alegorinin ardında ne anlatıldığını anlamaya çalışarak bir kez daha gözden geçirseniz nasıl olur acaba?

Bence Sayın ceycetin yanıldığı bir nokta var. Rakıda iki kadehle yetinmezmiş. Keşke iki kadehle kalaydı. Belki o zaman gerçekten demir ağlarla örülebilirdi bu canım ülke dört bir yandan.

"Efendiler... Bu kanun geçecektir. Belki bazı kelleler gidecektir ama bu kanun geçecektir."

En büyük olay bu mu sanırsınız. Hayır. Bence en büyük olay şuydu:

"Efendiler... Bu serpuşa şapka denir."

Ben ağlarım. Ağlamak hakkımdır.

Kimileri pek merak ediyor bu masonlar.org sitesinde ADAM rümuzunu kullanan kimdir, nasıl bir kişidir diye. 10 Masım 1953 tarihli Anıt Kabir fotoğraflarında, Atatürk'ün naşı katafalka getirilirkenki fotoğraflara bakın. Onu orada görürsünüz, sağ kolunu gönye yapmış başparmağı ile serçe parmağını birleştirmiş, yanaklarında ikişer damla, dimdik duranların arasında.

Burada zamanı boşa harcayıp boş laflar etmeyi sürdüreceğinize gidin "NUTUK"u okuyun.

Dedim ya başta, bunlar yarası olup da gocunacaklar içindir.

 
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 24, 2012, 06:29:52 ös
Rahmetli Atatürk, Özal gibi adamlar anılınca aklıma Necip Fazıl Kısakürek'in adını anımsayamadığım bir kitabındaki Napolyonu anlatışı geliyor. Napolyon bir subayken kendisine benzeyen subaylarla birlikte uzaklara sürülüyor. Ordada rahat durmayınca kral orduyu onu tutuklamaya yolluyor. Karşılaştıklarında orduya bir kaç cümle sarfedince onu tutuklamaya gelen ordu Napolyona teslim oluyor ve Napolyon orduyla birlikte Kralı indiriyor. Burda Necip Fazıl'ın bir tezi vardı. Kalpler Allah'ın elindedir. Arzu ederse insanların kalplerini bir kişiye kanalize ederek ona siyasi güç verebilir ve tarihin seyri mantıksız seviyede değişebilir. Yani verilen örnekte Napolyon'un zekası, politik dehası vb. değil kader çizgisi orduyu yönlendiriyor.

Bende şu ana kadar oluşan kanaat Atatürk Osmanlı yıkılacağı belli olduğu için yeni bir Türk devleti kurulabilmesi için gizli bir Türk devleti örgütünce özel yetiştirilmiş bir ajandı. Sabit bir duruş sergilememesi, gerektiğinde rol yaptığını yani istihbarat ajanı gibi davrandığını hissettiriyor. Bu açıdan bakıldığı zaman her kesime yakın olduğu kadar her kesimce de soru işareti ile tepkileri üstüne çekebilen bir karakteristik özelliği var.

Atatürk'ün servet sahibi olmasını da eroin ticaretine bağlıyorum. Ki eroin ticareti o zamanlar doktorlar tarafından bebeklere bile tavsiye edilen eczanede rahat satılabilen asprin gibi yasal bir mekanizmaydı. Avrupada ve dünyada yaratılan eroinman bir nesile bir süre sadece istanbulda devletçe eroin imalatının yapılıp satılması sebebiyle Türkiye devleti çok zenginleşti. Bunun etkisinin siyasilerde de görülmesi ve zenginleşmeleri doğaldır. Eğer eroin ticaretine devam etme şansını yakalasaydı Türkiye devlet olarak çok zengin bir hal alabilirdi. Türk mafyasının kucağına düşen bu sektör nedeniyle Türk devleti bir kaç sente muhtaç hale düşse de kişi bazında devletden zengin Türklerin var olması kaçınılmaz oldu. Türk ekonomisi tam öldü derken mucizevi şekilde ayaklanmasını ben buna bağlıyorum.

Atatürk kemalistlerin anlattığı gibi melek olmadığı gibi düşmanlarının anlatımı gibi şeytan da değildir. Her insan gibi gri bir adamdır. Politik deha denebileceği gibi, halkı Türk olan  suriye, adalar, musul kerkük gibi toprakları kaybediş tarzına bakınca çok iktidarsız, ingilizlerin etkisine kapılmış ve kafası çalışmayan biri olarak da algılatılabilir.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: asimov - Mayıs 24, 2012, 07:20:54 ös
Ataürk'ü anlamak, bu ülke insanları için aydın olmanın birinci kuralıdır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: asimov - Mayıs 24, 2012, 07:22:13 ös
Atatürk'ü anlamak, bu ülke insanları için aydın olmanın birinci kuralıdır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 24, 2012, 08:04:59 ös
Rahmetliğin bir EROİN satıcısı olmadığı kaldıydı oda oldu sonunda ya PES artık diyorum. Suriye ne zaman Türk oldu onu tam anlayamadığım bizim burda Suriye kökenli halk hiç bir zaman TÜRK olduğunu ben şahsen hiç duymadım her zaman ARAP olduklarını hiç bir şekilde saklamadılar benim izlenimim .Saygılar

Not: Ölenin arkasından konuşmak kolay sonuçta o ÖLMÜŞ'tür...
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: karahan - Mayıs 24, 2012, 08:22:08 ös
Bilim, her günkü düşünmelerimizin saflaşmasından başka bir şey değildir.
~ Albert Einstein ~
“ATATÜRK’ÜN MAL VARLIĞI”...
Gönderen Hüseyin AKTAŞ , Pzt, 24/01/2011 - 01:46 tarihinde
Sonsuz us sitesindeki bir tartışmada, katılımcılardan biri, Atatürk’e karşı savlarını kanıtlamak için bir link verdi. Bu linkte Hasan Rua adlı bir şahıs, İsmail Cem’in Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi adlı kitabını kaynak göstererek, Atatürk’ün sağlığında olağan üstü bir servet edindiğini söylemekte, olayları çarpıtarak ortalığı bulandırmaktadır.
Vasiyetten çıkarılan ve önü ardı yazılmadan yalnızca Atatürk’ün sahipliğindeki “mal varlığı” olarak görülen taşınır ve taşınmaz malların dökümünü yapmak suretiyle Atatürk karalanmaya çalışılmaktadır.
İsmail Cem’in “Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi” adlı kitaptan kaynak gösteren benzer yazarların işi, tamamen Türk halkının tarihi ve moral değerlerini yıkmaya yönelik çamur kampanyasından ibarettir.
Hasan Rua adlı şahıs yazısının girişinde de çarpık bir dizi girizgahtan ve yalnızca mal varlığı dökümünü yaptıktan sonra ise şunları "dökmüştür":
“Nepal Komünist Partisi’nin lider ve üyelerine “araba almayı” bile yasakladığını düşünürsek ısrarla birileri tarafından “sosyalist” olduğu söylenen Atatürk’ün bu mal varlığı çelişki değil midir? Bu mal varlığının kaynağı konusunda ise bir şey söylemek yanlış olur, belki gerçekten de “alın teriyle” kazanılmıştır; ya da değil. Elde belge yokken konuşmak doğru değil.
Bu mal varlığının ve mal varlığının nakte çevrilmişinin bugün yasal varisi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Üstelik CHP’ye Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hissesi de devredilmiştir.
Ne diyelim; “Allah bereket versin!”.
“Elinde belge yokken” o denli çamuru atıp, bir de üstüne böyle tüy dikmek, bu tip yazarlara çok yakışıyor.
“Hasan Rua kimdir” diye Googleda aradığınızda karşınıza şu bağ çıkyor: http://hasanrua.wordpress.com/hakkimda/ (http://hasanrua.wordpress.com/hakkimda/)
Bu bağda özetle:
İsmi, Hasan Rua Demiroğlu.
Kronik Muhalif haber sitesi yazarı. Aynı zamanda Kronik Muhalif dergisi editörü ve yazarı.
1990 doğumlu, bir kısmını Derin Düşünce ve Kronik Muhalif isimli internet sitelerinde yayımladığı yazıları burada topladı..
Ne okur?
Ayşe Hür, Murat Belge, Sevan Nişanyan, Ahmet Altan, Engin Ardıç, Yıldıray Oğur..
Ayn Rand, Richard Dawkins, Georges Politzer, Bertrand Russell, Proudhon.
Necidir?
Bireyci-anarşist. Darwinist.
Blog Hakkında:
Bu blogun hiçbir iddiası yoktur. İyi yazı okutmak, doğru bilgiler vermek gibi bir iddiaya sahip değildir. Aynı zamanda “halkı aydınlatmak” gibi kendini evliya halkı pespaye gören kolektivist ideolojiden ve onun modernizmi tersinden anlama eğiliminden nefret eden biri tarafından yazıldığından doğal olarak böyle bir iddiası da yoktur.
“Saygı” blogun önceliği değildir. Çoğu zaman bu kavram; “yanlış” düşüncelere geniş bir manevra alanı vermektedir. Abartılan saygı kavramı; “yanlışa” meşruiyet tanır. Başta resmi ideoloji olmak üzere, hiçbir değere yönelik eleştiride o değere inanan insanları rencide etmemek dışında sınır kabul edilmemektedir.
Yani 20 yaşında. Okuduğu yazarlar Taraf gazetesi yazarları. Hiçbir iddiası yokmuş iddiasız iddialımızın. Saygı blogunun önceliği değilmiş.
Tüm bunlardan sonra 20 yaşındaki bu çocuğu muhatap alalım mı almayalım mı diye düşündüm. Anasının karnında tarih okumaya başlasa, 20 yaşında ne öğrenir de anlatabilir ki bir insan? Ancak askere gitme çağına gelir. Askere gitme çağı gelen bir tüysüzün, askeri bir dehanın olağanüstü bir eseri olan Cumhuriyete karşı tüy dikme terbiyesizliğinden başka ne marifeti olabilirdi? Ancak bu çocuğun söylediği sözlerin önüne ardına bakmaksızın onu kaynak gösteren adamdan saydığımız birileri olunca, bu çarpıklığa karşı bir yazı yazmak boynumuzun borcu oldu.
Kaç kez belirttim:
Bu ülkede uzun yıllardır Türk halkına karşı kimliksizleştirme, Türk halkına karşı olan herkese de bir kimlik uydurma çabası var. “Maddenin Sakınımı” yasasını unutan bu soysuzların unuttuğu bir şey var ki o ada bu toprakların uzun süreli ihaneti bağrında barındırmayacağıdır. Bu soysuzların aynı zamanda bu ülkenin dinini de yozlaştırma suretiyle kullandığını söyledim. Dile, Aileye, Çocuğa, dayanışmaya, imeceye, her şeye saldırıyorlar. Bizleri “reel olarak” ayakta tutan her türlü tarihi gerçekliği ve moral değeri yok etmeye çalışmaktadırlar. Anadolu plakasını avuçlarının içine almak için en başta yok edilmesi gereken Türklerdir. Türklerin beli kırıldıktan sonra gerisi çocuk oyuncağıdır…
Bunları söylerken beni de derhal “ulusalcı, faşist” diyerek suçlayacaklardır. Çünkü ben sosyalistim. Nasıl olur da “Türkler” derim. Türk dersem faşist olmam gerekir hemen. Onlar “çayın taşı ile çayın kuşunu vurmaya” alışkınlar. Sosyalisti sosyalizmin değerleriyle, dindarı dinin değerleriyle, ulusalcıyı ulus teorileriyle vurmaya çalışıyorlar. Her kesimi hem kendi değerleriyle, hem de birbirlerine karşı kışkırtarak kırmaya çalışıyorlar. Bu sinsi politikanın ayyuka çıkması için, bu ülkede herkesin çok okuması, kendini ve dünyayı anlama yönünde olağanüstü çaba sarf etmesi gerekiyor. Beş dakika olaylara sırtınızı döndüğünüzde rüzgarın önündeki bir yaprak gibi savruluyorsunuz...
Şimdi Hasan Rua’ya yanıt verelim:
Öncelikle aklı başında hiçbir sosyalist, Türkiye’de ve dünyada, Marksist anlamda Mustafa Kemal’in sosyalist olduğunu iddia etmemiştir. Sosyalizm Türkçeye “toplumculuk” olarak çevrilir. Sosyalist de “toplumcu” olarak... Sözcüğün toplumculuk tarafından tutarsanız Atatürk’ü toplumcu yapabilirsiniz. “Toplumcu” sözcüğünü de “sosyalist” olarak kabul ederseniz, pek ala Atatürk de sosyalist olur. İçinde bulunduğu toplumu ileriye doğru taşımaya çalışan her unsur bir tür “sosyalisttir” bu anlamda. Ancak Marksizme göre sosyalist olmak; kapitalizme karşı olmayı, kapitalist devleti yıkarak Proleterya Diktatörlüğünün önderliğinde sosyalizmi inşa etmeyi gerektirir. Bu anlamda Atatürk sosyalist değildir. Onun bu anlamda sosyalist olmayışına ise, Marksist anlamda kendini sosyalist görenlerin küfretmesi gerekmiyor. Hatta denilebilir ki; Mustafa Kemal ile aynı dönemde var olabilecek güçlü bir sosyalist önderlik olsaydı, o günkü koşullarda aynı toplumsal devrimleri yapardı. Hatta bugün bile bu ülkede burjuva demokratik devrimlerin tamamlanmayışını dikkate alan sosyalistler, ilk etapta “demokratik halk devrimini” savunmaktadırlar. İlk etapta demokratik halk devrimi, sonra “kesintisiz” olarak sosyalist devrim… Ancak Hasan Rua’nın aklı henüz bunlara ermez. O “içimizdeki Amerika’nın” TARAFtarlarının TARlarını çalmaya, onların "kuş kaldıranı" olmaya devam etsin.
Hasan Rua yazısındaki savlara İsmail Cem’i kaynak göstermişti.
İsmail Cem Doğan Avcıoğlu’ndan alıntı yapmıştı.
Doğan Avcıoğlu Mazhar Leventoğlu’ndan alıntı yapar.
Mazhar Leventoğlu da Atatürk’ün Vasiyeti’inden.
Kulaktan kulağa oyunu sanki...
Yazar namusu olmayanların işi çarpıtmadan öteye gidemiyor. Yazar namusu olması için, asgari namuslu olmak yeter oysa. “ve ben şairim/ namus işçisiyim yani/ yürek işçisi” der Ahmet Arif… Yazarın işçiliği de geri kalamaz ki şairin işçiliğinden. Gelgelelim kendini yazar sanan türediler, tarihe küfretmekten geri duramazlar.
Mazhar Leventoğlu’nun "Atatürk’ün Vasiyeti" adlı eserine ulaşamadım. Gerek de duymadım.
Şimdi Mazhar Leventoğlu’ndan alıntı yapan Doğan Avcıoğlu ne diyor bir bakalım:
Türkiye’nin Düzeni, sayfa 371’den başlayarak:
ÖRNEK MÜTŞEBBİS: GAZİ
Bu harekete bizzat Gazi örnek verecektir. Gazi örnek bir çiftçi, örnek bir bankacı ve örnek bir sanayici olacaktır. Gazi sonradan Hazine’ye bağışlayacağı bir çok örnek çiftlik kuracaktır. Bu çiftlikler şunlardır: Ankara’da Osman Çiftliği (Orman, Yağmurbaba, Balgat, Macun, Güvercinlik, Tahar, Etimesut; Çakırlar çiftliklerinden kurulu), Yalova’da Milet ve Baltacı çiftlikleri, Silifke’de Tekir ve Şövalye çiftlikleri, Dörtyol’da portakal bahçesi ile Karabasmak Çiftliği, Tarsus’ta Piloğlu Çiftliği.
Gazi bu çiftliklerde traktör üzerine binerek tarım yapmış, çiftlik ürünlerini çevreye dağıtmış ve komşu çiftliklerle birleşerek kooperatifler kurulmasını teşvik etmiştir. Mesala Tekir Çiftliği sahibi Kemal Atatürk, Silifke Ziraat Bankası’na şu dilekçeyi veriyordu: “Merkezi Tekir Çiftliği olmak ve Arkası, Persenti, Avşar, Karadedeli, Tekir, Tekirkoyuncu, Türkmenli, Türkmenuşağı, Tozara köylerini de ihtiva etmek üzere mıntıkamızda 2836 Tarım Kredi Kooperatifi kurmak istiyoruz.
Dileğimiz Bankanızca da muvafık görüldüğü takdirde imzalanmak üzere, altı nüsha anamukavalenamenin Ekonomi Bakanlığınca tasdik ve noterlikçe tescil muamelelerinin ifası için gereğinin yapılmasını dileriz”.
İnönü, milletin hizmetine verilen bu çiftlikler hakkında Meclis kürsüsünden şu bilgiyi vermektedir:
“Hazine’ye geçmekte olan bu çiftliklerin değeri milyonları anlatan bir servet halindedir. Bu çiftlikleri, Atatürk, yıllardan beri kişisel birikimi, özellikle kişisel emeği ile kurmuştur.
Atatürk, her türlü kişisel yararların, kendi kişiliğine yönelecek her türlü yararların daima üstünde kalmış ve daima üstünde kalacak olan ulusal varlıktır.
Bu çiftlikleri Atatürk, Cumhuriyet Halk Partisi’nin malı olarak saklıyordu. Şimdi Hazine’ye terk etmesi, bu defa çiftliklerin köylüler için bir okul, özendirici bir araç halinde kullanılmasının, Devlet elinde açısından daha kolay olacağı umudundandır”
Atatürk, tarımın dışında sanayi alanında ilk yerli bira fabrikasıyle çeşitli fabrikalar kuruduğu gibi(*) sanayi finansmanında önemli bir rol oynaması beklenen İş Bankası’nın da temellerini atmıştır. Atatürk, önce Osmanlı Bankası ile ortaklık kurarak, bu bankayı az çok kontrol altına almak istemiştir. Osmanlı Bankası’nın olumsuz tutumu üzerinedir ki, bir milli banka kurmanın zorunluluğuna kanaat getirmiştir. Falih Rıfkı’ya göre, yabancı bankalardan biri, “- Acaba sizdeki yüzbin liramızla bankanıza ortak olamaz mıyız? Sualine, Türklerin bu işlerle uğraşması yersiz olduğu gibi bir cevap verince, Mustafa Kemal, yüzbin lirayı hemen bankadan çeker, çuval içinde Kasaboğlu çarşısında bir dükkana koyar ve önüne bir de nöbetçi diker. Şimdi sermayeleri yüz milyonları aşan resmi ve hususi bankaların temeli budur”.(*) 362
(*) Atatürk’ün sanayi alanındaki teşebbüsleri şöyle sıralanabilir: Bira fabrikası, malt fabrikası, buz fabrikası, soda ve gazoz fabrikası, iki yoğurt imalathanesi, şarap imalathanesi, iki taşlı elektrikle işler bir değirmen, İstanbul’da bulunan bir çelik fabrikasının yüze 40 payı, iki peynir imalathanesi.
Tarım alanında Atatürk’e ait çiftliklerin toplam genişliği 154 bin 129 dönümü bulmaktadır. Bütün bunlar millete kalmıştır.
(*) 123 sayılı Geçit dergisine göre, Celal Bayar İş Bankası’nın kuruluşunu şöyle anlatmaktadır:
“- İmar Vekili bulunuyordum. İşlerimiz çoktu. Türk ve Rumlar arsında mübadele muameleleri yapıyorduk. Rumlar ticaret ve sanayi erbabı olarak Batı Trakya’yı terk ediyorlardı.
Bu iki benzemez vasıftaki insanların mübadelesi müşküldü. Bir gün, Atatürk’ün kayınpederi Uşşakizade Muammer Bey bana geldi. Gazi’nin ve kendisinin 250 bin liralarının bulunduğunu, bununla ihracat ve ithalat işleri yapmak istediklerini, fakat Gazi Hazretleri’nin kendisine:
- Bir kere Celal Bey’e sorunuz, ondan fikir alınız, dediğini söyledi.
İthalat ve ihracat işlerinin çok riskli olabileceğini düşündüm. Sonra Gazi’nin bu gibi işlere isminin karışmaması gerektiğini düşündüm. Vaktiyle bankada çalışırken, Türk tacirlerinin yabancı bankalardan faydalandıklarını görür ve milli bir Türk bankasına daima ihtiyaç duyardım.
Bu 250 bin lira ile 1 milyon sermayeli bir banka kurulmasını, bunun aslında bir amme hizmeti olacağını düşündüm, bu telkini Muammer Bey’e yaptım.
Atatürk, bu fikri beğenmiş, bir akşam bu konuyu sofrada ortaya attı. Üzerinde derinlemesine konuştu ve ‘Ama kim idare edecek bunu? Bunu idare etmek için Celal Bey gibi insan lazım’ dedi.
Atatürk, bu bahsi bir gün sonra bana açtı: ‘Böyle bir şeyi kabul eder miydiniz?’ diye sordu. ‘Siz emrettikten sonra…’ dedim. ‘Ama’ dedi Atatürk, ‘Vekilliği bırakmak gerekirse?’, ‘Mümkündür’ dedim. ‘Belki mebusluğu da bırakmak gerekir’ dedi. Yine ‘ mümkündür Paşam’ dedim. O anda Atatürk’ün gözleri yaşarmış gibiydi.
26 Ağustos gününü, Bankanın yıldönümü tayin etmeyi düşündüm”.
İŞ BANKASI
Daha sonra ittihatçıların İtibar-ı Milli Bankası’nı da yutacak olan İş Bankası, 1924 yılında 1 milyon lira sermaye ile kurulmuştur. Fakat ödenmiş sermaye, 250 bin lira idi ve bu para, Atatürk tarafından verilmişti. Öteki kurucular, hemen hemen hiçbir para ödemeden, büyük bir gelişme gösterecek olan bu bankanın ortakları olmuşlardır. Atatürk, ayrıca İş Bankası’na o günler için çok büyük bir kaynak teşkil eden bir parayı, mevduat biçiminde sağlamıştır. Fakat bu, bir daha geri alınmayacak bir mevduattır, yani aslında kardan hisse dahi istemeyen bir sermeyedir. Mevduat biçimindeki bu sermaye, Atatürk’ün ölümünde, Hasan Rıza Soyak’a göre 1 milyon 371 bin lirayı bulmaktaydı”. (*)
(*) Mazhar Leventoğlu’nun verdiği bilgiye göre, Atatürk’ün İş Bankası’nda üç hesabı vardı: Birincisi, emeklilik maaşlarını toplayan emekli hesabıdır ki, burada 20 bin lira birikmiştir. İkincisi 4 numaralı şahsi hesaptır ki, Cumhurbaşkanı sıfatıyla aldığı aylık ve ödeneklerden ölümünde kalan miktardır. Bu da 54 bin lirayı bulmaktadır. Asıl önemli olan, Soyak’a göre 1 milyon 447 bin, İş Bankası’na göre 1 milyon 297 bin lira olan 2 numaralı hesaptır. Bu hesabın iki kaynağı vardır. “Birinci kaynak, Milli Mücadele’de yardım amacıyle, Hindistan’dan gönderilen paranın 500- 600 bin lira civarında bulunduğu sanılıyor. Atatürk, bu paranın 500 bin lirasını, Büyük Taarruz’dan önce, Maliye’nin karşılayamadığı bazı özel giderler için Garp Cephesi Kumandanlığı emrine vermişti.
Zafer’den sonra, bu 500 bin liranın 380 bin küsur lirası, bir Bakanlar Kurulu kararı ile kendinse geri verildi.
Bu paranın 250 bin lirası, Atatürk’çe, Türkiye İş Bankası’na sermaye olarak verilmiştir, yani hisse senedi satın alınmıştır. Yine bu paranın bir kesimiyle çiftlikler satın alındı, kalan kesimin 2 sayılı hesaba geçirilmesi muhtemeldir. Çiftliklerin gelirleri de bu hesapta yer almıştır.
İkinci kaynak, Mısır eski Hidivi Abbas Hilmi Paşa’nın Türk uyrukluğuna girmesi münasebetiyle Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağışladığı 900 bin lira civarındaki paradır.
2 numaralı büyük hesap, gerçekte, Atatürk adına açılmıştır ama, O’nun kişiliğiyle ilgisi yoktur. Atatürk, bu hesaptan kişisel hiçbir harcama yapmamıştır. (Mazhar Leventoğlu, Atatürk’ün Vasiyeti, İstanbul 1968, s. 85-88)
***
Doğan Avcıoğlu İş bankasının kuruluşunu anlatarak devam ediyor. Merak edenler önünü ve ardını yazarın “Türkiye’nin Düzeni” adlı iki ciltlik yapıtından okuyabilir. Buraya değin yapılan alıntı, İsmail Cem’in Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi adlı kitabına kaynaklık etmiştir. İsmail Cem bu alıntıları yaparken, adı geçen çiftliklerde bulunan "otun çöpün" listesini de yapmıştır. Bu ot çöp birilerinin beslenmesi için mükemmel bir yem olmuş görünüyor...
Tarihsel olarak, burjuva demokratik devrimlerini, feodal bir ülkeye yukardan aşağıya inşa etmeye çalışan Atatürk, bu çiftliklere gerçekten şahsi çıkarları için sahip olsaydı bile, olay kendi tarihi süreci içinde doğal sayılırdı. Ancak böyle değildir. Buna hiç girmeyeceğim...
Atatürk ulusu ile kendisini bir aile gibi görmüş ve ailenin kalkınmasına çalışmış, aile bireylerine örnek olmaya çalışmıştır. Sonuçta kendi kurduğu çiftliklerden elde edilen ürünleri parayla satın alan bu insan, bu çiftlikleri de hazineye; "aile ekonomisine" bağışlamıştır. Şimdikiler gibi hazineyi yağma etmemiştir...
Bu ülkeye ülkem diyen herkesin, bu ülke tarihini bir güzel öğrenmesi gerekmektedir.
Tarihi hiçe sayanlara vereceğimiz ders var daha!.

Buda alıntı bir yazıdır burada alıntıyı yapoan arkadaşın alıntı yaptığı şahısla ilgili bilgide var.Alıntı yaparken kendi duygularınıda işin içine katarak heleki kendi duyguna yakın kendisine anarşist muhalefet diyen şahsıun yaptığı hataya düşmek ne kadar kolay değilmi.

Mesela bu suçlamayı yaparken şunu neden düşünmezlerki Atatürk bunca serveti ne yapacakki mesela hiç parası olmasa o iki kadeh rakıyı içecek kredisidemi yoktu?mesela eşini dostunumu zengin etti,Bayarın anılarından bir not vereyimde aklmızda kalsın....Atastürkün kayınpederi bir gün yanına gelir ve atatürk ile ortak bir iştirask yapıp ticaret yapma teklifi getirir damadına atatürkte ben bu işlerden anlamam der bayara postalar.

Araştırdığımız konunun derinliği olmalı ipe sapa gelmez alıntılar ise ancak kalabalık yapar.


Sn.Adam bahsettiğiniz fotoğrafı deli gibi aradım nette ama henüz bulamadım bu forumda bana en büyük kötülüğü yaptınız işin şakası bulunca size mail atarım omu diye

saygılar
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: karahan - Mayıs 24, 2012, 09:46:24 ös
Hiç bir suçlu bu kadar sevilmedi,
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: karahan - Mayıs 24, 2012, 09:59:41 ös
Asıl Suçlu Atatürk-Ahmet Taner Kışlalı
Biz, asıl suçluyu bir kenara bırakıp suçsuzlarla uğraşıyoruz!
Evet… Bugünkü ortamın tek suçlusu Atatürk’tür!..

Eğer bugün 60 milyon insanımız, Batı Trakya’daki Türkün durumunda değilse, bunun suçlusu odur!

Eğer 1923′te, kişi başına düşen ulusal geliri 70 dolar olan bir toplum, şimdi 2700 dolara ulaşmışsa; bunun suçlusu odur!

Eğer 1929 - 39 yılları arasında, bütün dünyada sanayi üretimi yüzde 19 artarken, Türkiye’de yüzde 96 artmışsa; bunun suçlusu odur!

Eğer Türk işçisi, Batı’daki gibi, çocuk yaşta yeraltında günde 14 - 16 saat çalıştığı dönemler yaşamamışsa; bir oy hakkı için bile, Fransız işçisi gibi, 59 yıl kanlı bir savaşım vermek zorunda kalmamışsa; bunun suçlusu odur!

Eğer Türk kadını; yasal olarak erkeğine eşitse; “köle” değilse, seçme ve seçilme hakkını, Fransız kadınından bile önce elde etmişse; kadınlar bugün Türkiye’de vali, bakan, başbakan bile olabiliyorsa; bunun suçlusu odur!

Eğer 1923′te Darülfünun’daki öğrenci sayısı 2100 olan bir Türkiye’de, bugün yüzbinlerce genç üniversitelerde okuyorsa; bunun suçlusu odur!

Eğer açık havadaki klasik müzik konserlerini onbinlerce genç izliyorsa; bunun suçlusu odur!

Eğer şeyhülislamlar “fetva” verip Kuran’ın Türkçe basımını engelleyemiyorsa; ezanlar düşman bayraklarının gölgesinde okunmuyorsa; bunun suçlusu odur!

Eğer bugün, Köy Enstitülü binlerce köylü çocuğu, kültür yaşamımıza damgalarını vurabiliyorsa; bunun suçlusu odur!

Eğer 1923′lerde Ortaçağ karanlığında yaşayan bir toplum, bugün 21. yüzyılın aydınlığında bir ölçüde yaşayabilmişse; bunun suçlusu elbette ki odur!

Atatürk’ün suçları saymakla bitmez.

* *
Bir zamanlar kralların, şahların, cumhurbaşkanlarının, başbakanların Ankara’yı ziyaret için kuyruk olmalarının sorumluluğu da Atatürk’e aittir…

Baskı rejimlerinden kaçan yüzbinlerce Batılı bilim adamının bir zamanlar Kemalist Türkiye’yi seçmesinin sorumluluğu da…

Faşit Mussolini’nin bile Türkiye’yi “Avrupalı” saymasının günahı da…

Ama suçlunun suçlarının iyi anlaşılabilmesi için, suçsuzların suçsuzluklarının da unutulmaması gerekir.

Sokaktaki adamın bile “miras hakkı”na dokunulamaz iken… Atatürk’ün vasiyetini çiğneyerek, Türk Dil ve Tarih Kurumlarını devletleştiren, Atatürk’ün miras gelirlerini, devletin aldığı memurlara dağıtan “beş general” suçsuzdur!

“Ben Atatürkçüyüm ve laikim” diyerek, din derslerinin zorunlu olması hükmünü anayasaya koydurtan, Alevi’nin, Hristiyan’ın, Yahudi’nin, “Sünni inancı”nı öğrenmesini zorunlu hale getiren Marmaris’teki emekli adam suçsuzdur!

Köy Enstitülerini kapatırken imam-hatip liseleri açanlar…
Laik liselerde eğitim görenlerin sayısı son 20 yılda 3 kat artarken, imam-hatip okullarını bitirenlerin sayısının 14 kat artmasını sağlayanlar… Menderes’ten, Demirel’e, Özal’dan Yılmaz’a, tüm “Atatürkçü laik” başbakanlar suçsuzdur!

Milli Eğitim Bakanlığı’nı şeriat yanlılarının işgaline terk edenler…
Sağlık ve Tarım Bakanlıklarını şeriatçılara peşkeş çekenler…
İçişleri Bakanlığı’nın yapısını bozup valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin şeriatçı olması için kollarını sıvayanlar…

Hepsi, hepsi suçsuzdur!

Asıl suç, Harp Okulu’nu şeriatçılara açmamakta direnen Kemalistlerdir!..
Sokaktaki adama küfreden suçludur; ama Atatürk’e küfreden suçsuzdur!..

* *
Erbakanlar, Mezarcılar, Dicleler… Holding solcuları, numaracı cumhuriyetçi liboşlar… Şeriatçı, Kürt ırkçıları…

Hepsi de haklılar!

Onların ayaklarının altına halıları kim döşedi?
1950′den beri bu ülkeyi yönetenler değil mi?..

A. Taner KIŞLALI
Cumhuriyet, 2 Mart 1994


Atatürk dönemini bu forumda en çok eleştirenlerden biriyimdir belki ama benimki sadece fikrendi bu tip bel altına hiç inmedim yakışıkta almazdı internet işte bu yüzden çok dikkatli kullanılmalı o yüzden bilgi çöplüğü diyoruz,bel altı vurupta belaltı vurduğunun farkına varamayıp aykırı ve fark yarattığını düşünüp bakın en cesur benim kimseninin diyemediğini dedimcilik yapmaya kalkmaktır bu işte.Bu yazıyı fütursuzca buraya koyman en klas belaltıdır hiçbir akla ve mantığa gelmez.

Sn.adam öfkesini son derece kendine yakışır uslupla vakur ve naif bir şekilde diyemedikleride bilemediğinden değil asaletinden gömmüş içine ama öyle bir paragrafla bitirmiş ben içinden ağladığını hissettim.Evet belki o resimlerin içindedir o o cenazede oda vardı ve o duyguyu en iyi yaşayanların başında geliyor bu forumda.
Arkadaşlar paylaştıklarımıza anlatmak istediklerimize ve vermek istediğimiz mesajlara dikkat edelim  lütfen üstelik bu servetin hesabını veremeyecek durumda olan biri için yazılıyor tüm bunlar en doğru cevabı atatürk verecekkekn cevap hakkını bile kullanamayacak hiç adil değil.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 25, 2012, 12:13:07 öö
Rahmetliğin bir EROİN satıcısı olmadığı kaldıydı oda oldu sonunda ya PES artık diyorum. Suriye ne zaman Türk oldu onu tam anlayamadığım bizim burda Suriye kökenli halk hiç bir zaman TÜRK olduğunu ben şahsen hiç duymadım her zaman ARAP olduklarını hiç bir şekilde saklamadılar benim izlenimim .Saygılar

Not: Ölenin arkasından konuşmak kolay sonuçta o ÖLMÜŞ'tür...

Sayın Nosam33, nerden ortaya çıkmış bilmiyorum fakat bir deyim vardır size armağan ediyorum "Uyan da balığa gidelim"

Her şeyiyle sıfırlanmış içte ve dışta olağan üstü bir kaosla çevrili bir ülkeyi kalkındırmak amacıyla yasal yollarla üretip tüm dünyaya eroin sattık. Günah mıdır onu Allaha bırakayım fakat iyi para kazandık ve devlet kalkındı güçlendi. Hala alım gücümüz hiç bir şey üretemediğimiz halde pek çok ülke insanından kıskanılacak ölçüde fazla. Her ne kadar millet üzerinde de etkisi olsa da Türk mafyasının korkusu ile dünyadaki siyasiler yatıp kalkıyorlar. Her şerde bir hayır vardır lafı aklıma geliyor kısacası. Aksi taktirde Amerikan ordusu binlerce kez istanbula bir bahane bulup el koymuştu. Keşke buna yeltense de Türk mafyasının uluslar arası vurucu gücünü görme şansı yakalasam dedigim oluyor.  Gerek Atatürk'e gerekse beğenilmese de Türkiye'nin her renkten dokusuna bu topraklarda nefes alabilen bireyler olarak çok şey borçluyuz. Bazen birbirimize düştüğümüz çatıştığımız olabilir bu her ailede yaşanılan doğal neticelerdir.

Gerek teknolojinin çok gelişememesi gerekse yok olmuş bir devlet yerine devlet oturtma mücadelesinin yapılabilmesi gerekli istihbaratın vb. çok zor olacağından ötürü Türk toprakları Bulgaristan'a, Yunanistan'a, Suriye'ye Irak'a vb. kaptırılmış olsa da ve bunu eleştirenlerin de iyi niyetle eleştirdiklerini düşünerek (daha iyi siyaset yapılabilirdi gibilerden düşünerek) Atatürk düşmanı vatan haini olarak çirkin sıfatlar yakıştırmamak gerektiğini düşünüyorum. Atatürk de eleştirilmeli özellikle Kemalistler bu memlekete neden bir çivi çakmadılar bu kadar mı nefret ediyorlar halktan diye düşünmek eleştirmek lazım. Benzer nefret Suriye'de de var, bir virüsün vücudu ele geçirince vücudun ateşlenmesi gibi toplum da bu tip diktatörlere zamanı gelince tepkisini koyuyor. Ben her halükarda Atatürk'ü seven ve taktir eden, fakat Kemalistlerde akıl fikir ve vicdan olmadığı kanaati taşıyan biriyim. İrtica diye ödlerinin koptukları radikal islamcıların dini dogmalar üretip diktatörleştikleri kanlı devrimler fantazileri kurmalarından Kemalistlerin pek farkları yok.

insanlar artık Atatürkün ve dinin arkasına sığınıp bu kavramları sömürerek siyasi güç elde etmiş insanları tekrar görmek istemiyorlar uyandılar birazcık.

Saygılarımla.

Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 25, 2012, 02:19:17 öö
Sayın Masor1976;


insanlar artık Atatürkün ve dinin arkasına sığınıp bu kavramları sömürerek siyasi güç elde etmiş insanları tekrar görmek istemiyorlar uyandılar birazcık.



Şu anki iktidar acaba sizce neye hizmet ediyor ? Ah o ampul' ün etrafındaki çizgiler ah ; bir sizin tarifinize uyan bir arkadaşta o çıkıntıların , 7 bölgeyi  temsil ettiğini ifade  etmişti  . Ne diyeyim sadece size ve sizin gibi düşünenen kardeşlerime.
Kardeşim bakan görür , görmek istersen görürsün . Sorun benim kanaitime göre sermayenin tabana yayılmayıp belli zümrelerin elinde toplanmasından kaynaklanıyor; bütün kavga PAYLAŞIM kavgası gerisi tefarruat. O güzel sözüne gelirsek ben genelde TEZGAH'tan almayı yeğlerim BALIĞI  sonuçta boşa geçecek zaman yok biran önce Taşları yontmayı  öğrenmem lazım , sonuçta ben buraya nasıl MASON olunur' u  öğrenmeye geldim ama bu masonluğun'da eğitiminin ölünce biteceğini öğrendik onun için zamanım kısıtlı BALIK tutmayı başka bir zamana bırakalım. Son bir söz bizim bölgede halk arasında 1 kilo toz 1 OTOBOS  diye konuşulur  ...


 NOT:Benim için Mabedi'mi kim kurarsa veya o yolda çalışırsa fark etmez; maksat IŞIK her yere ulaşsın bugün Ahmet olur yarın Mehmet bey olur fark atmez FARK EDEN nedir biliyormusun kardeşim ; bir avuç İsrail devleti kadar olamadık yanarım ona yanarım gene şuçlu ah o merhum paşam olacak  ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK' tedir...Suçu ÖLMÜŞ OLMASI     sizce ?  :'( :'( :'(
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 25, 2012, 03:05:42 öö
Bilimsel veriler de dahil aklınıza gelebilecek her şeyin  yanılma payı vardır. O nedenle hiç bir şeyi dogmalaştırmamak gerekiyor. Dogma dediğimden kastettiğim ise bir şey veya kavram için ölümüne bağlılıktır.

Bir Türk dizisi vardı takip ettiniz mi bilemiyorum Ezel adında. Ben Türk dizilerini kalitesiz bulurdum Amerikan dizilerindeki zeka seviyesini tatmam nedeniyle Türk dizileri beni kesmezdi. Fakat Ezel'in senaryosu beni kendine bağlamıştı. Ezel'de oyun içinde oyun dönüyor. Oyun oynadığını sanan aslında oyun oynadığı kişinin oyununa geldiğini en sonunda fark ediyor buna seyirci de dahil olduğu için izleyiciyi şaşırtıyor.

Atatürk gibi tarihi şahsiyetler yaşadıkları ortam gereği oyunların ve stratejilerin içinde kendi oyun ve stratejilerini geliştirmek ve yok olmamak için çaba sarf ettiler. Fazlasıyla zekice oyunlar olduğu için de halkın hatta siyaset tarih vb. sosyal konularda uzman profların bile asla farkedemeyeceği derin oyunlar vardır. Bu açıdan bakıldığı zaman tarih Ezel dizisinin örgüsüne çok benziyor.

Atatürk gibi zeki bir oyuncunun bir benzerinin yetişmemiş olması nedeniyle de vefatının ardından ülkemiz bir mafya cumhuriyetine dönüşmüştür. Para çok tatlı bir meteryal olduğu için idealler ikinci planda kalarak ülkemiz kaoslardan kaoslara sürüklenmiş halkımız perişan onlarca sene atlatmıştır. Eğer ülkemiz eroin ticaretine bulaşmamış olsaydı belki daha farklı bir ülke olurduk örneğin bir şeyler üretmek zorunda kalabilirdik vb. Fakat para sarhoşu olan siyasi güçler halkın bu kara para ticaretini engelleme olasılığına karşı kendi halkını ezmeyi, kafası çalışan her kesimi hangi ideolojiden olursa olsun bir kulp takıp yok etmeyi bir siyaset devlet politikası haline getirmişler.

Bunu yapan insanların ceketinde Atatürk rozeti vardır diye eleştirmemek mantık işi değil. Ha korkudan ötürüdür buna bir şey diyemem sonuçta can tatlı bir şey.

Atatürkçülerin basit ulu önder Atatürk vb. edebiyatına sığınmaları ve iktidar ellerindeyken milletine hiç bir hayırları olmayışı, ya milletten nefret ettiklerini ya da fazlasıyla kafasız oluşlarından ötürüdür diye düşündürüyor ister istemez. Dindar bir adamın bu iktidarsızlara tepki olarak halkın teveccühüyle iktidara gelişiyle onlardan milyonlarca kat daha fazla hizmet sunuşu karşısında iftiralarla komplolarla saldırıya geçmeleri de bu tip insanlardan beklenen bir görüntü olarak algılıyorum. Yanılıyor da olabilirim tabi ki.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 25, 2012, 12:44:11 ös
Sayın Masor1976;

Atatürkçülerin basit ulu önder Atatürk vb. edebiyatına sığınmaları ve iktidar ellerindeyken milletine hiç bir hayırları olmayışı, ya milletten nefret ettiklerini ya da fazlasıyla kafasız oluşlarından ötürüdür diye düşündürüyor ister istemez. Dindar bir adamın bu iktidarsızlara tepki olarak halkın teveccühüyle iktidara gelişiyle onlardan milyonlarca kat daha fazla hizmet sunuşu karşısında iftiralarla komplolarla saldırıya geçmeleri de bu tip insanlardan beklenen bir görüntü olarak algılıyorum. Yanılıyor da olabilirim tabi ki.

Saygılarımla.


Kardeşim 1930 larda uçak yapıp Hollanda devletine satan bu ülkenin insanları değilmiydi ?
Bu ülkede merhum Ecevit zamanında Çıkarılan KRİZ'leri sizce Ecevit'in Dindar olmadığı sonucu olarakmı çıkarıldı HAYIR bence Ecevit'in dik duruşundan kaynaklandı (Bence) şu anki iktidarı acaba kim finanse etti Allah aşkına hangi komplodan bahsediyorsunuz ,benim karşı çıkışım Fikrin ne ise Zikrin o olsun bak ne diyorum Mabet'te IŞIK sönmesin diyorsam o kardeşimizde  NEYSE ANLAYAN ANLAR O GEMİDE ÖLENLER NE UĞRUNA ÖLDÜ.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 25, 2012, 10:25:47 ös
Sayın Nasom33, şöyle bir örnek vereyim Hz.Muhammed'i eleştirmek zordur fakat müslümanlar beş para etmezler. Benzer şekilde Atatürk'ü eleştirmek de zordur fakat Atatürkçüler beş para etmezler. Atatürk zamanındaki ekonomik, siyasi ve bilimsel gelişmeler sonrasında ülkeyi irticacılar ele geçirmemişti neticede kendine Kemalist diyen ve Kemalizm diye yeni bir dini akımı ortaya çıkartıp empoze eden bir güç hakimdi. Ben bu gücün karnesine bakıyorum ve çok başarısız görünüyor. Neden Menderes, Özal, Erdoğan gibi dindar siyasiler iktidarda birazcık söz sahibi olduklarında ülke aniden kalkınırken Ecevit, Demirel gibi isimler gelince 50 sene geriye gidiyor? Bunun nedeni de hikayeden Atatürkçülük...

Benim edindiğim izlenim şudur. Bir kısım Ermeniler 1915'de ortamdaki kaos nedeniyle tehcir edilirken yollarda telef olan yüzbinlerce masum ermeninin intikamını alma çabası sarfettiler. Ki İnönü, Öcalan vb. kilit isimlerin gizli ermeni oldukları belli. Ben ülkemizdeki sorunu buna bağlıyorum. Laiklik, Atatürkçülük vb. hepsi bahane amaç intikamdı.

Türkiye'nin geçmişi çok güzel bir kıza aşık olan 4 erkeğin mücadelesine benziyor. Bu 4 erkek bu kızı elde etmek için mücadele veriyorlar fakat hadım ettikleri bir erkekle evlendiriyorlar. Ya benimsin ya toprağın şarkısı gibi yani. Anadolu topraklarına aşık Ruslar, Yahudiler, Ermeniler, Rumlar, Hristiyanlar ... Biz ise hadım edilmiş erkek rolünü oynuyoruz.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 26, 2012, 12:01:43 öö
Sayın Masor1976  Senin entellektüel bilgin beni aşar onun için zatınızla böyle engin konularda bilgi yarıştıramam yalnız Müslümanlar nasıl beş para etmez sözünüzü çözemedim ; MERAKIMI MARUZ GÖRÜN üstat SİZ KAÇ PARA edersiniz ?   ??? ??? ??? ??? ??? ??? ???
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 26, 2012, 12:06:46 öö
Mesajdan sonra aklıma geldi o kadar derin bilginizle şu KAYSERi'de yaşayan gizli MİLYARDER ERMENİ kardeşlerimizden nedense kimse bahsetmiyor ; nede olsa bizler, sizin gibilerin gözünde beş para etmeyiz ya ... YA SABIR benim gibi melez'e bu milletin dinini ve haysiyetini savunmak düştü ya ...
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 26, 2012, 12:26:42 öö
Sayın Nasom33, bize anlatılan Hz.Muhammed'e nazaran müslümanlar beş para etmez. Hiç alakaları yok. Bu toplumlarda kaliteli insan sayısının  az olduğunun bir göstergesidir. Bu yaklaşımla komunistler de beş para etmez, Türkler de Kürtler de Amerikalılar da vb... say say bitmez yani. Ben tüm müslümanları veya Atatürkçüleri beş para etmez diye sınıflandıramam içlerinde iyi ve kalitesi yüksek insanlar mutlaka vardır.

Atatürkçüyüm naraları atarak siyasi güç sahibi olanların şu ana kadar yaptıkları müslüman düşmanlığı bariz olduğu için de gizli Ermenilerin müslümanlardan intikam alması olarak algılamamak mümkün değil. Geneli müslüman olan bir ülkede bunu yapabiliyor olmaları da acımasız oldukları kadar zeki olduklarının da bir göstergesidir. Helal olsun.

Bunun neticesinde Suriye benzeri bir ayaklanma bekliyordum bunun fitilini de askeri darbe yapacak idi. Fakat Türkiye'de çıkacak bir ayaklanma tüm dünyayı sallayacağı için Amerika, İsrail vb. buna izin vermediler. Bu açıdan bakarak Erdoğan ve ekibini CIA ve Mossad'ın desteklediğini düşünenler var. Fakat darbe ve iç savaş gerçekleşseydi çıkacak bir iç savaşta şu an rahat koltuklarında oturarak eleştiri yapanların kelleleri vücutlarında olmayacaktı.

Bu yaklaşıma kapılıp da Ermeni ve Rumları toptan düşman algılamak Türkleri de dost olarak algılamak da hatalıdır. Ülkemizde akıl almaz bir denge var. Bu dengeyi yönetmek de Atatürk gibi zeki adamlara mahsus bir durum. O yüzden Atatürk'ün vefatıyla her şey raydan çıkmış gibi duruyor.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 26, 2012, 12:50:26 öö
Nacizane fikrimi izin verirseniz söyleyeyim ;

Sayın Nasom33, şöyle bir örnek vereyim Hz.Muhammed'i eleştirmek zordur fakat müslümanlar beş para etmezler.
Diye yazdın sonra dönüp şöyle cevap verdin;

Sayın Nasom33, bize anlatılan Hz.Muhammed'e nazaran müslümanlar beş para etmez.

Dedin benim yerinde olsan ne cevap verirdin ; Ermenilere gelince Zeki olmaya zekilerde bu millet nasıl oluyorda bu zekilerin seceresini takip ediyor onu anlamadım ayrıca o olayların olduğu dönemde yaşamadık doğrudur bazı üzücü ve haksızlıkta olmuştur yalnız bu TÜRK milleti herşeyi affederde , düşmanla işbirliği yapan KALLEŞ'leri affetmez bende bu huylarını sevmiyorum ulusumun  nede olsa bu aziz millet aman diyenin amanına her zaman koşmuştur ben böyle biliyorum ve UMUYORUM.  Saygılar

Not: Zatıalinizi modetöre şikayet ettim ; Müslamanlar hakkında söylediklerinizden dolayı...
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 26, 2012, 01:14:06 öö
Sayın Nosam33, canınız sağolsun diyorum şikayet için. Canınızı sıkmak gibi bir niyetim yok ben kimseden çekinmeden ve incitici kelimeler kullanmamaya gayret ederek kafamdaki şablonu sunuyorum. Beş para etmez lafında bir hakaret göremiyorum açıkcası. Hatalarım mutlaka vardır şablon yanlış da oturmuş olabilir beynime. Fikir alışverişindeki amacım da şablon netleşsin veya değişsindir.

Düşman kavramı dikkatimi çekti. Düşman diye bir kavram aslında yoktur siyasi bir uydurmacadır. Özellikle de devlet işlerinde düşman devlet veya kurum olmaz. Çıkarlar için çaba sarf edilir. Bu gün Amerikalılarla iş yaparsınız yarın Ruslarla, araplarla Ermenilerle vb.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 26, 2012, 01:23:51 öö
Bir müslim olarak alındım ne yalan söyleyeyim sonra pişman oldum ya böyle bazen fevri davranıyorum nacizane sizden ricam bazı yerde bazı konular aleni denmez burada öyle bir yer fakat karşılıklı olsak bir yere kadar tolerans olur iki kişi arasında yalnız düşman kavramı öyle hafife almamak lazım heleki böyle konular kişi bazlı ele alınmaz bence . Uzatmaya gerek yok belki ilerde mutlaka bir yerde anlaşırız .Saygılar


Not: Ben kimsenin arkasından konuşmak istemiyorum dedimse de onu karşı tarafa söylerim sonuçta hiç bir şey kainatta yok olmuyor... IŞIK yeterki her yere ulaşsın. :-X
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 26, 2012, 01:48:11 öö
Sayın Nosam33, insanların genelinde bu tepki vardır. Dogmalarınıza hafif de dokunulsa tik gibi anormal tepki verirler. Türkiye'de islam hakkında rahatça yaptığınız eleştirileri bazı islam ülkelerinde yapamassınız resmi makamlar idam ediyorlar örneğin. Türkiye'de de islamı eleştirirseniz bireysel tepki olarak dayak yeme ihtimali vardır ki döven adamları da tik gibi istemsiz tepki olarak algılıyorum. Hak vermesem de çok görmüyorum. Dediğiniz gibi her konu her yerde konuşulmuyor internet ortamında dayak yeme ihtimali olmadığı için insanlar daha rahat hareket ediyorlar. :)

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 26, 2012, 02:31:01 öö
Sayın Mosar1976;

Hiç bir zaman bir kavam hakkında yorum yaparken kişi bazlı deneyimleri o eleştiri yapılacak kuruma, millet' din'e mal etmemekte fayda vardır sonuçta Tarih'i yargılama ve sorgulama işini Tarihçilere bırakmakta fayda var bence .Saygılar



Not: Masonluk hakkında nasıl ağzı olan apuk sapık konuşuyorsa; bizler diğerlerine göre şanslıyız çünkü işin içinde olanların içindedeyiz .Bizim bu kadar tartıştığımız bazı bilgiler ne yazıkki BİLİMSEL'likten uzaktır, takdir edersiniz...  Sonuçta başka Türkiye yok isterim neden bir NORVEÇ olamadık diye hayıflanırım kabahat sonuçta bizde .OKUMUYORUZ !
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: ADAM - Mayıs 26, 2012, 01:49:06 ös

Bu başlık altında ne yazık ki Sayın ceycet'in sözleri olması gerektiği biçimde değerlendirilmedi ve sonunda ortaya abuk sabuk tartışmalar çıktı.

Bu tartışmaları okurken bir tümce dikkatimi çekti:

"Türkiye'de islam hakkında rahatça yaptığınız eleştirileri bazı islam ülkelerinde yapamassınız resmi makamlar idam ediyorlar örneğin."

Doğru...

Bunu Atatürk ve onu izleyenler sayesinde yapabiliyorsunuz. Atatürk ve onu izleyenlerin size sağlamış olduğu, günümüzde de sağlanmasına devam için çaba gösterdiği ilkeler tepe taklak edilince bunların hiçbirini yapamayacaksınız. O zaman Atatürk'ü ve onu izlemiş olanları yerden yere vurabilecek ama başınıza zebella kesilmiş olanlara ilişkin tek sözcük bile edemeyeceksiniz. Size bunun böyle olacağını şimdiden söylüyorlar. Bir zamanlar (1933'de) Hitler de söylemişti de halk onun o dediğine pek inanmamıştı.

Bu coğrafyanın halkı niçin özgürlüğüne pek düşkün görünmekle birlikte aslında özgürlüğünü terk etmeye bu kadar hevesli, anlamak olanaklı değil. Acaba öte yandan tepeden tırnağa inançlıymış gibi görünürken aslında çıkarının peşinde koşanlara dalkavukluk etmekle mutlu olduğu için mi?   

 
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: karahan - Mayıs 26, 2012, 06:11:21 ös
Sn.Adam

Serzenişinizde oldukça haklısınız forumumuzda artık klasik oldu konu nedense biranda mecrasından çıkıyor alışılmadık konularla başbaşa kalıyoruz.Sanırım sn.ceycette bu yüzden konuyu açtığı halde konuyu öksüz bırakmayı tercih ediyor.Katılımcılardan bu konularda daha hassas olmalarını rica etmekten başka birşey gelmez elimizden.

Ben özde atatürkü çok seviyorum benim için diğer büyük türk liderlerden farklı değil aslında onlardan tek ve en önemli farkı atatürkün bambaşka özelliklerle bambaşka zaman diliminde ve bambaşka kuvvetler ayrılığı olan zor bir dönemde ortaya çıkmış olması onu başkalaştırıyor.

Ben her ne kadar sevsemde yapım itibarı ile mesela ben atatürkçüyüm diyenlerle yollarım ayrıdır sorunum şu atatürkçü olmak ne demek bu iş fenerbahçeliyim ben der gibi söyleniyor artık algım bu o yüzden evet ben fenerbahçeliyim ama fenerbahçe çok umrumda değil benim gerçeklerimle örtüşmüyor.

Ben onun değişen dünya şartlarını yeniden konumlanan devlet yapılarını çabuk algıolayan ve türklere pozisyon aldıran eşsiz bir lişder eşsiz bir stratejisyen olarak görüyorum.

Ben atatürkü asla ve asla yeri doldurulamayacak bir lider olarak gören beyin fukaralarından değilim bu atamıza haksızlık olur.Bu aynı zamanda o millete haksızlık olur atatürkü bir lider kalıbının dışına çıkarmak lazımki bu ülke yeni yeni atatürklerini yetiştirebilsin bu milletin önünü tıkar hale getirecek obje yapmamaılıyız atatürkü.

Asla kimse onun yaptıklarını yapamaz o olmasa biz şu halde olurduk iyiki o var gibi söylemler ne benim tarzımdır nede benimserim ve asla söylemem.
Evet o iyi bir önder iyi bir lider iyi bir yoldaştı ve görevini yaptı şimdi onu o şöyleydi böyleydi ooooo memleketin anasını belledi en yüksek maaşı aldı devamlı içerdi şunuda yapardı gibi söylemler sadece çaresiz ,afiz ve ezik beyinlerin söylemidir kabul edilemez.

Bu adam bu kadar serveti varda ne yaptı yine milletine devletine bırakmadımı şimdi bu adamın ardından o memleketin en hırsız adamı idi(açık ve net)demek gaflettir yüreklilik değil.

Liderliğin ruhunu anlamayan hayatında hiçbir sorumluluk alıp elini taşınaltına sokmayan zavallı ve ezikler sadece bunu yapar ciğer uzanamayacakları kadar yukarıdadır.

birkaç süslü lafla altınıda pırlantayıda kendi özünden çeviremezsin.

Bu bağlamda sevgili dostum ceycet yazmamış haykırmış yazmamış isyan etmiş adeta efendiliğini yazının içine gömmüş ama ben o kadar efendi olamadım hakkında o mesnetsiz yazı sasdece ezik bir beyinden çıkmıştır okadar.

Yüreğine sağlık sevgili ceycet
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 26, 2012, 06:30:04 ös
Atatürk, radikal islamcıların dini değerlere eleştiriye açık olmayışları kadar dogmalaştırılmış bir kavramdır. Bu yüzden sadece islam değil Atatürk ve inkılapları da eleştiriye açık olamamıştır. Bu açıdan bakıldığı zaman bazı islam ülkelerinde islam alimlerinin tezlerini irdeleyenler idam ediliyor ise ülkemizde de Atatürk ve inkılaplarını eleştirenler susturulmuş veya yok edilmişlerdir. Bu açıdan baskıcılıkta kemalistlerin irandaki islamcılardan hiç bir farkları yoktur. Hitlerin kemalistlerden sonra ortaya çıktığını ve kemalistlerden ilham aldığını da düşünmüyor değilim.

Türkiye kemalistlerden ziyade coğrafi konumu, osmanlıdan kalma kültürel altyapısı sayesinde hoşgörüyle yaşamanın mümkün olduğu bir ülkedir. Kemalistlerin bu rahat yaşam standartında hiç bir katkıları olmamıştır.

Atatürk, acilde çalışan bir doktor gibi. Hastaların 10 da 9  u ölmektedir. Böyle bir kaos içinde doktoru bir katile benzetmek veya beceriksiz görmek  mümkün değildir. Fakat normalde bir doktorun ofisine gelen kişilerden 10 da 9 u ölüyor ise bu doktorun psikopat oluşundan ya da beceriksiz oluşundan kaynaklanır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Alşah - Mayıs 27, 2012, 12:21:15 öö
      ATATÜRK söz konusu olunca nedense ülkemizde bir takım insanlar nasıl hakaret edeceğini şaşırıyorlar. Dün akşam bu konu ile ilgili hayli uzun bir yazı yazmış ve düşüncelerimi aktarmış idim. Fakat her nasıl oldu ise bilgisayarın bir tarafına gayri iradi dokunmam sonucu o kadar emeğim bir anda uçuverdi. Şimdi çok fazla ayrıntıya girmeden yine bir kaç cümle yazma ihtiyacı hissettim. Çünkü ATATÜRK aleyhindeki sözler beni gerçekten derinlerden yaralamaktadır.
      Yargılayın beyler, Mustafa Kemal ATATÜRK'ü yargılayın. Çünkü O'nun sağlığında fare  deliklerine saklanıyordunuz. Şimdi O yok. Yargılamak isteyenler yargılasın. Tarihte bunun örnekleri vardır. Yanlız önce şunların  bilinmesinde de yarar olduğunu düşünüyorum.
       Bir ulus banisini neden yargılar ?
        Bazı topluluklar vardır, bunlar koyun sürüsü gibi güdülmek isterler. Bu gibi toplumlarda birey olma erdemi hiç bir anlam ifade etmez. Bu topluluklar kul olmayı, ümmet olmayı esas alırlar hayatlarında. Birilerinin güdümünde yaşamak, güdümünde yaşadıklarının himayelerinden kurtulmak onlar için büyük azaptır. Tek ve hür yaşayamaz onlar. O tip topluluklarda ahlak mefhumu yoktut. Güdümü altında oldukları insanların belirledikleri kurallarla yaşarlar. Yani kısaca feodal yapının esirleridir bu toplulukta yaşayanlar. Bunlar kayıtsız itaat ederler. Neden, nasıl ve niçin sorularını kendi kendilerine bile asla soramazlar. Bu toplumlarda aydınlık ufuklar açan  baniler yargılanırlar, hakaretlere uğrarlar. Hasta ruhlularca her fırsatta tu-kaka edilirler.
        Birde bunun aksi vardır.Topluluk ilme, bilme itabar eder. Hurafe yoktur yaşamlarında. Sorgularlar. Sanayide, teknolojide, san'atta daimi gelişmeler ararlar. Kişilik ve kimlikleri söz konusu olunca kör körüne itaatte bulunmazlar. Hukukun üstünlüğüne inanırlar ve öyle yaşarlar. Bu toplumlarda ULUS  bilinci vardır. Kendilerine muasır medeniyetlerin ufuklarını açan banilerine saygı gösterirler.
       Ben, bana kimlik veren, kulluktan,  ümmet olmaktan kurtarıp özgür bir birey vasfını kazandıran, bana "Hayatta en hakiki mürşidin ilim olduğunu", "Özgürlük ve bağımsızlığın karekter olduğunu" "Bir ULUS olma onurunu " ve burada sayamayacağım kadar imkanlar sağlayan  ULU ÖNDERİM Mustafa Kemal ATATÜRK'ü hiç bir zaman yargılamıyacağım.
       Çünkü; benim karekterimde İHANET asla yoktur.
       Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: NOSAM33 - Mayıs 27, 2012, 12:29:35 öö
Atatürk, acilde çalışan bir doktor gibi. Hastaların 10 da 9  u ölmektedir. Böyle bir kaos içinde doktoru bir katile benzetmek veya beceriksiz görmek  mümkün değildir. Fakat normalde bir doktorun ofisine gelen kişilerden 10 da 9 u ölüyor ise bu doktorun psikopat oluşundan ya da beceriksiz oluşundan kaynaklanır.


Anladıysam ARAP olim...  ??? ??? ??? Saygılar
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Masor1976 - Mayıs 27, 2012, 02:03:09 öö
Sayın Alşah yasal olarak bu konu risk taşıdığı için Atatürk'ü yargılamak ülkemizde mümkün değildir. Bu yüzden yargılayanların eleştirenlerin iddiaları da ne kadar tutarlı ve bilimsel gerçeklerdir bilemiyoruz. Yaşadığı dönem gereği halkın genlerine ters inkılaplar yapmış, bunu hangi mantıkla yapmış kimlerden etkilenmiş, bu inkılapların sonucunda devlet kaç vatandaşını öldürmüş bunlar kanlı konulardır. Halkın cebinde hiç parası yokken iki devlet memuru maaşıyla şapka aldırılması almayanların kellelerin gitmesi gibi faaliyetleri normal karşılamak 600 yıllık osmanlı kültürünü harf inkılabıyla öldürerek dil bilimcileri olmadan  bilimsellikten uzak bir alfabe yaratmak vb. çok derin tartışmaları ateşleyecek konulardır. Bu konular daha özgür bir ülke olduğumuzda daha tarafsız ve objektif bakan bilim insanlarınca mutlaka masaya yatırılacaktır. Başta da dediğim gibi Atatürk ne beyaz ne de siyah bir insandır her insan gibi gridir. Hataları da var faydaları da var.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: Alşah - Mayıs 27, 2012, 11:47:56 ös
        Sayın Masor1976, yazdıklarınızı esefle okuyorum. İnsanlar genellikle kendilerine yakışanı yaparlar. (nezaketim gereği)
         Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: ceycet - Ağustos 03, 2012, 01:04:05 ös
Kasdımı anlayamayan dostları anlıyorum;söyleyecek sözüm yok.Anlayabilenleri ise,sevgi ve saygıyla kucaklıyorum.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Suçlu Atatürk
Gönderen: günışığı - Ağustos 03, 2012, 04:24:32 ös
evet suçlu. çünkü bu millete güvendi ve inandı. oyaski ölümünden bunca yıl sonra bu insanların konuştukları ve yazdıklarını tahmin etseydi acaba yine canını siper edermiydi.? bence ederdi çünkü o ATATÜRK. bırakalım öyle kalsın mevcut Türk olmayıpta Türk dediklerimizle uğraşalım..