Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Evrensel Masonluk => Konuyu başlatan: Caliper - Eylül 04, 2019, 01:35:14 ös
-
Sık tartışılan konulardan bir tanesi.
Spekülatif Masonluk Avrupa'da doğmuştur ve ilk Spekülatif Masonlar da Hristiyandır. Spekülatif Mason Locaları birleştikten sonra, Büyük Üstad George Payne tarafından, teoloji doktorası yapmış bir rahip olan James Anderson'a bir anayasa hazırlama görevi verilmiştir (1718). Anderson da, hem kendi üyesi olduğu cemiyetin genelini hem de kendi mesleğini ön planda tutarak bir anayasa hazırlamış ve bu anayasa 1723 yılında kabul edilmiştir.
Bu konu, çok daha ayrıntılı bir şekilde forumda konuşuldu. Benim kısa giriş yapma nedenim şudur; tarihi olayları dönemin şartlarına göre değerlendirmek gerekir. İlk anayasanın hazırlandığı koşulları birkaç cümle ile bu yüzden anlattım.
1723, 1738 ve 1815 Anayasalarının Tanrı ve Din ile ilgili bölümlerini, üyelerimizin okumaları ve değerlendirmeleri için paylaşmak istedim.
-
1723
Bir Mason ayrıcalığı nedeniyle, ahlak yasasına itaat etmek zorundadır. Sanatı iyi anlamış ise, hiçbir zaman budala bir ateist ne de inkarcı bir dinsiz olur. Ancak eski zamanlardaki Masonlar, yaşadıkları memleketin veya ulusun dininden olmak zorundaydılar. Bugün ise herkesin kendi düşüncesine saygı gösterilerek, genel kabul gören dinlerden birine bağlı olması yeterli görülmektedir. Yani Mason olmak için, hangi mezhep ve inancı seçmiş olursa olsun, hangi unvan ve mevkide bulunursa bulunsun, kişinin iyi ve doğru insan olması veya şeref ve namus adamı olması gerekir. Masonluk böylece birlik merkezi olur ve kişiler arasındaki mesafeler ne olursa olsun, Masonluk insanlar arasında uzlaştırıcı gerçek dostluk aracı haline gelir.
-
1738
Bir Mason ayrıcalığı nedeniyle Noaşist olarak, ahlak yasasına itaat etmek zorundadır ve zanaati iyi anlamışsa, hiçbir zaman ne budala bir ateist ne de inkarcı bir dinsiz olur, ne de vicdanının tersine davranır. Eski çağlardaki Hristiyan Masonlar, seyahat ettikleri veya çalıştıkları memleketin Hristiyan adetlerine uyarak tapınırlardı. Ancak Masonluk bütün milletler arasında vardı, aynı şekilde çeşitli dinler arasında da. Şimdi ise her Kardeşin kendi öz görüşünde kalmak şartıyla, tüm insanların mutabık kaldıkları dine uyarak tapınırlar, yani iyi ve doğru insan olmalı, şeref ve namus adamı olmalıdır. Yalnız adları, dinleri veya mezhepleri onları ayırmalıdır. Ancak tümü Nuh’un üç büyük hükmüne mutabıktırlar ki, bu da Locanın bağını korumak için yeterlidir. Böylelikle Masonluk, onların birlik merkezi ve başka türlü yabancı kalabilecek kişilerin uzlaştırıcı mutluluk aracı olur.
-
1815
Bir Mason ayrıcalığı nedeniyle, ahlak yasasına itaat etmek zorundadır. Sanatı iyi anlamış ise, hiçbir zaman budala bir ateist ne de inkarcı bir dinsiz olur. İnsanların çoğu, bazılarının Tanrı’yı başka türlü gördüğünü iyice kavramalıdır; zira insan dış görünüşü görür, oysa Tanrı kalbi görmektedir. Bir Mason vicdanının buyruklarının tersine iş yapmamaya özen göstermeli ve buna özellikle katlanmalıdır. Bir insan dini veya tapınma biçimi ne olursa olsun, Meslekten uzaklaştırılmamalı; Yeryüzünün ve Göğün Şerefli Mimarına inanmasına ve ahlakın kutsal ödevlerini uygulamasına bakılmalıdır. Masonlar her inançtan erdemli insanları, sağlam bir bağ ve Kardeşlik sevgisinin letafeti içinde birleştirirler; İnsanlıkla ilgilenip acıyarak onların hatalarını görmeyi ve var gücü ile çalışarak öz davranışlarının arılığı ile amel ettiği inancın yüceliğini tanımayı öğretirler. Böylece Masonluk, başka türlü sürekli olarak yabancı kalabilecek iyi ve doğru insanların, dostluk bağları ile birbirlerine bağlanmak için mutluluk aracı haline gelen bir birlik merkezi olur.
-
Orijinal halini UGLE'nin sitesinden bulabilirsiniz.
Metinler çok değerli bir Kardeşimizin çevirisidir, ben de alıntı yaptım.
Saygılarımla ve sevgilerimle
-
Güzel çeviriler ancak 18 yüzyıl İngilizcesine göre mot-a-mot değil. Bunun zararı da yok. Anlam çevirisi mot-a-mot çeviriden her zaman daha iyidir çünkü öteki türlüsü bir de açıklamayı gerektirir.
Böylece önce İngiliz Masonluğu sonra da Anglosakson Masonluğu'nun temeli olan anayasaların ilk yükümlülük maddeleri gözden geçirilmiş oluyor; bir eksikle: Arada 1756 yani Ahiman Rezon yok. Bu çok önemlidir çünkü 1- 1738 ile 1815 arasındaki bağdır; 2- Günümüzde ABD'nde bazı büyük localar bunu alır anayasa olarak...
Benim arşivimde bunun çevirisi var. Kim bilir belki Forum arşivindedir. Ancak Sayın Caliper kendi serisi çerçevesinde tamamlarsa çok daha iyi olur.
-
Gözlemim değişmez denilenlerin ne de çok değiştiğidir.
Tanrı inancı zorunluluğu hiçbir zaman değişmiyor, sadece bunu betimleme şekilleri farklı.
-
Ne yazık ki Sayın Caliper'in değişmiyor dediği o "Tanrı inancı" da değişiyor. Üstelik bunu değiştiren de kural koyucu olarak kabul edilen....
-
Masonik Anayasalarda Tanrı ve Din
Ahiman Rezon
Böylece önce İngiliz Masonluğu sonra da Anglosakson Masonluğu'nun temeli olan anayasaların ilk yükümlülük maddeleri gözden geçirilmiş oluyor; bir eksikle: Arada 1756 yani Ahiman Rezon yok.
https://www.freemasoncollection.com/images/TT_EN/TT_HistoricalDocuments/TT_HD_ahiman.JPG (https://www.freemasoncollection.com/images/TT_EN/TT_HistoricalDocuments/TT_HD_ahiman.JPG)
Bunun ne olduğunu belirtmek kolay: 18. yüzyıl ortasında İngiltere’de Masonluk ikiye bölündüğünde, büyük localardan eski geleneklere bağlı kalmayı öngörenlerin benimsemiş olduğu anayasanın adı.
Daha doğrusu, o anayasayı içeren kitapçığın kapağı üzerindeaki bir domlu yazı arasında iri harflerle, uzaktan bile görünebilir büyüklükte yazılı olduğu için, “anayasanın adı” diye benimsenmiş. Sonradan özellikle ABD’ndeki büyük localardan birçoğu da benimisediği anayasaya “Ahiman Rezon” demiş.
Biliyoruz ki ABD’ndeki Masonluk, Dünya Masonluğuna oranla pek önemli. Tıpkı dünya genelinde ABD’nin önemi gibi. Öyle olunca, neredeyse Ahiman Rezon = Anayasa hatta Anayasa = Ahiman Rezon olmuş..
Alıntı : ADAM