Masonlar.org - Harici Forumu

Sanat => Edebiyat => Konuyu başlatan: Isis - Haziran 14, 2008, 11:47:32 öö

Başlık: Ahmed Mithat Efendi
Gönderen: Isis - Haziran 14, 2008, 11:47:32 öö
(http://img505.imageshack.us/img505/6216/200pxahmetmithatefenditf5.gif) (http://imageshack.us)




 1844'te İstanbul’da doğdu. 28 Aralık 1912'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. İstanbul Mısır Çarşısı esnafından Hacı Sülayman Ağa'nın oğlu. Babasını küçük yaşta kaybetti. 1854'te Vidin'de bulunan ağabeyi Hafız Ali Ağa'nın yanına gönderildi.  Eğitimine burada başladı. 1857'de ailesi ile birlikte İstanbul'a döndü. Mısır Çarşısı’nda bir aktarın yanına çırak verildi. Ağabeyinin yanında çalıştığı Mithad Paşa'nın yanına girdi. Mithad Paşa 1861'da Niş Valiliği'ne atanınca ağabeyi ile birlikte Niş'e gitti. Rüşdiyeyi orada bitirdi. Rusçuk'da Tuna Vilayeti Kalemi'ne memur olarak girdi. Çalışkanlığı ile Mithad Paşa'nın gözüne girdi. Paşa ona kendi adını verdi. Bu arada özel dersler alarak Fransızca'sını ilerletti. 1866'da çevirmen olarak gittiği Sofya'da evlendi. Tuna  Gazetesi'nin başyazarı oldu. 1869'da Mithad Paşa ile birlikte Bağdat'a gitti.1869 yılında Mithat Paşa Bağdat Valiliği'ne atanınca o da onunla birlikte gitmiştir. Bağdat'ta hem gazete yönetmenliği yapmış hem de sanat okulu öğrencileri için ders kitabı hazırlamıştır. 1891 yılında ailevî sebeplerden dönmek zorunda kaldığı İstanbul'da kendi matbaahanesini kurmuş ve eserlerini basmıştır. Kendi bastığı eserlerinin yanısıra gazeterlerde de yazıları çıkmış ve 1873 yılında yazdığı yazılar nedeni ile Rodos'a sürülmüştür. Abdülaziz'in ölmesi üzerine İstanbul'a geri dönmüş ve saraya girerek vak'anüvislik görevine getirilmiştir.

 Vilayet matbaası ve resmi vilayet gazetesi Zevra'nın müdürlüğünü yaptı. İlk kitabı olan Hece-i Evvel adlı ders kitabını burada yazdı. 1871'da ağabeyi ölünce İstanbul'a döndü. Tahtakale'deki evinin altına küçük bir matbaa kurarak kendi kitaplarını basmaya başladı. Bir yandan da Basiret gazetesine yazılar yazdı. 1872'da  Namık Kemal ile tanıştı. Devir ve Bedir isimli iki gazete çıkardı. Bu  gazeteler kapatılınca Dağarcık ve Kırkambar dergilerini yayınladı. Bu dergilerde çıkan yazılar nedeniyle Namık Kemal, Ebüzziya Tevfik gibi yazarlarla birlikte Rodos'a sürgüne gönderildi. 3 yıl kaldığı Rodos'ta Medrese-i Süleymaniye isimli bir  okul açıp  ders verdi. 5. Murat'ın affıyla 1876'da İstanbul'a döndü. 1876'da İttihat Gazetesi'ni yayınlamaya başladı. Muhalif tutumunu yumuşatarak 2. Abdülhamit'e yakınlaştı. Devletin resmi gazetesi Takvim-i Vakayi ve devletin basımevi olan Matbaa-i Amire'nin müdürlüğüne atandı. Mithad Paşa davasında paşanın aleyhine tanıklık yaptı. 1878'de Osmanlı Sarayı'nın desteğiyle Tercüman-ı Hakikat gazetesini kurdu. 1888'de İsveç'te toplanan Müsteşrikler Kongresi'ne katıldı. 1895'te Meclis-i Umur-ı Sıhhiye ikinci reisi oldu. Aynı yıl Sabah gazetesinde yayınlanan "Dekadanlar" başlıklı yazısıyla  Servet-i Fünun'u eleştirdi. Sanat ve edebiyat çevrelerinin tepkisini çekti.  Yazarlığı bırakmak zorunda kaldı. Ölümüne kadar Darülfünun'da dünya  tarihi ve dinler  tarihi dersleri verdi, hayır kurumlarında çalıştı.


Emekliliği sırasında Darülfünun'da öğretmenlik yapmış ve daha sonra Darüşşafaka'ya geçmiştir. Öğretmenlik görevi esnasında burada hayatını kaybetmişti

ESERLERİ:

ROMAN-ÖYKÜ:
Kıssadan Hisse (öykü, 1869)
Esaret (1870)
Hasan Mellah (1873)
Hüseyin Fellah (1873)
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul'da Neler Olmuş (1873)
Yeryüzünde Bir Melek (1875)
Felatun Bey'le Rakım Efendi (1875)
Karı Koca Masalı (1875)
Paris'de Bir Türk (1876)
Süleyman Musuli (1877)
Karnaval (1881)
Vah (1882)
Dürdane Hanım (1882)
Acaib-i Alem (fenni roman, 1882)
Cellad (1884)
Letaif-i Rivayat (25 kitaplık öykü dizisi, 1887)
Haydut Montari (1888)
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar (1888)
Gürcü Kızı yahit İntikam (1889)
Diplomalı Kız (1890)
Müşahedat (romanın romanı, 1891)
Hayal ve Hakikat (1892)
Taaffüf (Fatma Aliye ile, 1895)
Gönüllü (1896)
Amerika Doktorları (fenni roman, 1898)
Jön Türk (1910)

OYUNLAR:
Eyvah (oyun, 1871)
Açık Baş (oyun, 1874)
Ahz-ı Sar yahut Avrupa'nın Eski Medeniyeti (1874)
Zuhur-ı Osmaniyan (1877)
Çengi (1877)
Çerkeş Özdenler (1884)
Fürs-i Kadim'de Bir Facia yahut Siyavuş (oyun, 1884)

DİL KİTAPLARI:
Durub-ı Emsal-i Osmaniye Hekimiyatının Ahvalini Tasvif (1871)

TARİH:
Kainat (15 kitap, 1871-1881)
Üss-i İnkilab (2 cilt, tarih 1877-1878)
Tarih-i Umumi (2 cilt, 1878-1879)
Mufassal Tarih-i Kurun-ı Cedide (3 cilt, 1886-1888)
Tedris-i Tarih-i Edyan (1913)
Tedris-i Tarih-i Umumi (1913)

MAKALE-MEKTUP:
Menfâ (1877)
Zübdet-ül Hakayık (anı-belge, 1878)
Ekonomi-Politik (1879)
Müntehabat-ı Tercüman-ı Hakikat (3 cilt, 1883)
Arnavudlar ve Solyotlar (1888)
Müntehebat-ı Ahmed Mithad (3 cilt, 1889)
Halla-ü Ukad (mektuplar, 1890)

RUHBİLİM:
Nevm ve Hâlât-ı Nevm (1881)
İlhamat ve Tagligat (1885)


 Napolyon Dönemi Fransası

    * Cellat
    * Cinli Han
    * Altın Işıklar

Hasan Sabbah Dönemi

    * Süleyman Musli

Türk-Yunan Savaşı Dönemi [değiştir]

    * Gönüllü

Bilimkurgu Romanı [değiştir]

    * Dünyaya İkinci Geliş

Biyografik Romanları [değiştir]

    * Voltaire Yirmi Yaşında

     

İmparatorluğu oluşturan kavimlerle ilgili romanları

    * Çingene
    * Karnaval
    * Gürcü Kızı
    * Kafkas

Diğer Romanları

    * Hayret
    * Şirzad

Oyun ve Öyküleri

    * Letaif-i Rivayat
    * Yeryüzünde bir melek
    * Karı koca masalı
    * Paris'te Bir Türk
    * Karnaval
    * Henüz On Yedi Yaşında
    * Dürdane Hanım
    * Esrar-ı Cinayet
    * Cellat
    * Demir Bey
    * Fenni Bir Roman
    * Haydut Montari
    * Taaffüf
    * Gönüllü
    * Altın aşıkları
    * Mesail-i Muğlaka
    * Jön Türk
    * Açıkbaş
    * Hükm-i dil

Diğer Yapıtları

    * Üss-i İnkılap ve Zübdetül Hakayık (3 cilt, 1877-78)
    * Müdafaa (3 cilt, 1883-85)
    * İstibşar (1892)
    * Beşair
    * Nizaı ilmü din (4 cilt)
    * Şopenhavr'ın Hikmet-i Cedidesi
    * Volter
    * Beşir Fuad
    * Avrupa'da Bir Cevelan (seyahatname, 1890'da yayımlamış)
    * Menfa (özyaşamöyküsü)
Başlık: Re: Ahmed Mithat Efendi
Gönderen: Isis - Haziran 14, 2008, 11:55:17 öö
Ahmet Mithat Efendi "Dunyanin en guzel ulkesi Turkiye'dir, Turkiye'nin de en guzel sehri Istanbul ve Istanbul'un en guzel yeri Bogazici/Beykoz ve en guzel bogaza bakan yeri de benim yalim" diyerek suanda Beykoz'daki yalisinin denize goz kirpan haliyle kendisine yyaptigi butun eserlerde bir ilham perisi oldugunu nazara vermistir.