Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mimarlık...  (Okunma sayısı 35585 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 05, 2008, 10:55:19 öö
  • Skoç Riti Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 919
  • Cinsiyet: Bay

Etimolojisi
Mimarlığın Türkçe’de kelime kökeni, Arapça “umr” eyleminden kaynaklanır. Umr eylemi Arap dilinde bina yapma yolu ile geliştirmek, zenginleştirmek, mamur hale getirmektir. Mimarlık, ümran haline getirme yani bayındır olma, uygar ve ileri olma eylemidir. Türkçe kullanımda olan evlenmek eylemi yeni bir düzenin kurulması ile özdeşleştirilir ve yeni düzenin temsiliyeti binaya sahip olma yolu ile kurulur.

Latince mimarlık, architectonice’dir. Kelime techne ve architecton olarak ayrışır. “Techne” kelimesi Antik Yunan’da bilinen anlamda teknoloji değil, aynı zamanda yaratma (poiesis, creation) anlamına gelmektedir. “Architecton” orijin, prensip ve öncelik anlamına gelen “arche” ve marangoz veya zanaatkar anlamındaki “tecton”’dan oluşur. Kelime Latince’de usta biri olarak tanımlanan bilgi donanımlı yaratıcı tarafından yaratılan, bir yapış (making) eylemi anlamındadır.

Mimarlık Nedir?

Mimarlık en basit anlatımı ile;  Yapı Tasarlama sanatı ve bilmidir. Daha geniş bir açıklama ise,  makro ölçekte şehir planlaması, kent tasarımı ve peyzaj tasarım mikro ölçekte ise mobilya ve endüstri ürünleri tasarımını da içeren bir sanat ve bilim dalıdır.

Mimarlıkla ilgili günümüze gelen en eski kaynak olan Vitruvius ‘un “Mimarlık Üzerine On Kitap “ adlı eseridir. Vitruvius’a göre, iyi bir bina GÜZELLİĞİ (venustas) SAĞLAMLIĞI (firmitas), -işe- YARARLILIĞI (utilitas) içermelidir. Mimarlık bu üç temel eleman arasında ki denge ve koordinasyon olmalıdır.

Mimarlık disiplinler arası bir branştır. İçinde matematik, fen, sanat, teknoloji, sosyal bilimler, politika, tarih, felsefe vb. dalları barındırır. Vitruvius  kitabında mesleği şöyle tarif eder.
“Mimarlık farklı bilim dalları ve çeşitli öğretilerin bilgisi ile süslenmiştir. Diğer sanatlardaki tüm çalışmalar mimarlığın değerlendirilmesi ile ölçülür.” Ve ekler “Mimar iyi tarih bilmeli, filozofları iyi izlemeli, müzikten anlamalı,biraz tıp bilgisi bulunmalı, hukukçuların düşüncelerini bilmeli, yıldız bilim ve göklerin kuramı ile tanışıklığı olmalıdır…

İnsanın var oluşu ile ortaya çıkmış ve günümüze kadar çeşitli evrelerden geçmiştir. En genel anlatımı ile mimarlık şu alt başlıklar altında değerlendirilir.

A- Tarih öncesi (pre-historic) zamanlar:
Yazılı tarihten önce insanların yaptığı megalith, obelisk vs yapıtlar.


B- Antik Dönem Mimarlığı:
MÖ 3000 ile MS 337 tarihleri arasında oluşan mimarlıklar. Mısır, Yunan,Roma vb.


C-Erken Hristiyanlık Dönemi Mimarlığı:
MS373 - MS 500 arası. Bizans mimarisi adıyla anılan İstanbul merkezli bir uygarlık.


D-Romanesk Mimarisi:
500-1200. Eski Roma mimarlığı unsurlarının yeniden kullanımı ile doğan üslup.
Bu dönemde İslam mimarisi orta Doğu da kendini şekillendirmektedir.


E-Gotik Mimarisi:
1200-1400.Avrupanın muhteşem katedrallerinin inşa edildiği yaratıcı yapı ustalarının dönemi.


F- Rönesans Mimarisi:
1400 -1600.A Italya, Fransa ve İngiltere’de ki “uyanış çağının” etkisi ile klasik üsluplara yönelinen mimari dönem.


G-Barok Mimarisi:
1600-1700. Italya’da  düzensiz şekiller ve aşırıya kaçan zenginlikte süslemelerle son derece görkemli kiliselerde kendini gösteren üslup, Fransa’da klasik dönem elemanlarının yoğun süsleme (işleme) kullanılmasıyla hayat bulmuştur. Ancak en çarpıcı halini Rus aristokrasisinin elinde almıştır.


H-Rokoko Mimarisi:
1650-1790.Barok dönemin sonlarına doğru eğrisel elemanların ağırlıklı olarak kullanıldığı daha naif çizgilerin tercih edildiği dönemdir.

I-Amerikan Koloni Mimarisi:
1600-1780.  Yeni Dünyanın Avrupalı sakinlerinin kendi ülkelerinden getirip burada yeniden yorumlayarak kullandıkları mimari üslup.


J-Neo-Klasik Dönem:
1750-1880.Rönesans mimarisine yeniden duyulan ilginin bir sonucu olarak Avrupada’ki klasik şekillere yeniden dönülmüş ve sonucunda klasik dönem mimari elemanalrın yenien yorumlandığı bir mimari üslup ortaya çıkmıştır.


K- Yeni Yunan Dönemi:
1790-1850.Sütun, alınlık, korniş gibi Klasik Yunan Mimarisini ait elemanların yeniden kullanıldığı dönem.


L- Viktorya Dönemi:
1840-1900. Endüstrileşme mimariye bir çok buluş getirdi. Viktorya stili Gotik, Romanesk ve Italyan mimarisinin temel elemanlarını çağın yeni malzemeleri ile harmanlayarak oluşan dönemdir.


M- Sanat ve El Sanatları Akımı (Arts and Crafts Movement) :
1860-1900. 19 asrın sonlarına doğru endüstrileşmeye bir tepki olarak çıkmıştır. Doğal malzemelerin, el sanatları kullanılarak işlendiği mimari anlayıştır.


N- Yeni  Sanat (Art Nouveau) Mimarisi:
1890-1914. Bu yeni stil malzeme ve grafik tasarımda ilk olarak ortaya çıkmıştır. 1890 larda mimaride ve mobilya tasarımında kendini gösterir. Bu stildeki yapılar asimetrik şekiller, kemerler, oyma ve boyama ağırlıklı dekoratif yüzeyleroluşturularakinşa edilmiştir.


O- Mimaride 20.Asır Trendleri:
1900-Günümüz.Bauhaus ekolü ile yeşeren ve dekonstrüktivizm, formalizm, modernizm, postmodernizm gibi daha birçok yeni çağdaş hakeretin yer aldığı son dönem mimarisi.



Tabi bu evreler bize mimarlığın günümüze kadar olan sürecini tam olarak yansıtmamaktadır. Dünyanın çeşitli yerlerinde daha birçok akım veya stil vardır. Örneğin bir İslam Mimarisi vardır ki -yukarıda ele alınmadı hiç- başlı başlına bir konudur. Uzakdoğu mimarisi için de aynı şeyi söylemek mümkündür.


Bunu bir açılım olarak kabul edip, alt başlıklar halinde konuları detaylı bir şekilde işleyebileceğimizi düşünüyorum.
Saygılarımla
stilus absentis...


Ağustos 05, 2008, 12:17:33 ös
Yanıtla #1
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
iyi bir bina GÜZELLİĞİ (venustas) SAĞLAMLIĞI (firmitas), -işe- YARARLILIĞI (utilitas) içermelidir. Mimarlık bu üç temel eleman arasında ki denge ve koordinasyon olmalıdır.

sağlamlık ve kullanışlılık bir biçimde daha teknik olarak çözümlenebiliyor. Peki ya Güzellik? Okuduğum bir tanımda güzellik "Bir yapı karşısında, duygu ve düşünceye hiç bulanıklık gelmeden, olmuş, uyumlu kendisine bir şey eklenmesi ve ya çıkarılması gerekliliği duyulmayan, insanı kaygısız bir seyrin heyecanına sürükleyen ya da dinginlik veren duygularla dolduran bir nitelik olması, yapının birlik veya bütünlüğe sahip olması şeklinde yorumlanır" biçiminde ifade ediliyor. Mimari de bir tasarımı güzel kılan nedir?  Binanın, tasarımın içindeki birlik mi? veya oran ve ölçü mü (mesela altın oran???) ya da ritm mi (asimetrik bir tasarım da ritm nasıl sağlanabilir???)? veya tamamen öznel şeyler mi etkiliyor güzelliği? düşüncelerinizi öğrenmek isterim.

Sevgi ve Saygılarımla.


Ağustos 05, 2008, 02:08:43 ös
Yanıtla #2
  • Skoç Riti Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 919
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
iyi bir bina GÜZELLİĞİ (venustas) SAĞLAMLIĞI (firmitas), -işe- YARARLILIĞI (utilitas) içermelidir. Mimarlık bu üç temel eleman arasında ki denge ve koordinasyon olmalıdır.

sağlamlık ve kullanışlılık bir biçimde daha teknik olarak çözümlenebiliyor. Peki ya Güzellik? Okuduğum bir tanımda güzellik "Bir yapı karşısında, duygu ve düşünceye hiç bulanıklık gelmeden, olmuş, uyumlu kendisine bir şey eklenmesi ve ya çıkarılması gerekliliği duyulmayan, insanı kaygısız bir seyrin heyecanına sürükleyen ya da dinginlik veren duygularla dolduran bir nitelik olması, yapının birlik veya bütünlüğe sahip olması şeklinde yorumlanır" biçiminde ifade ediliyor. Mimari de bir tasarımı güzel kılan nedir?  Binanın, tasarımın içindeki birlik mi? veya oran ve ölçü mü (mesela altın oran???) ya da ritm mi (asimetrik bir tasarım da ritm nasıl sağlanabilir???)? veya tamamen öznel şeyler mi etkiliyor güzelliği? düşüncelerinizi öğrenmek isterim.

Sevgi ve Saygılarımla.

Sn.SkullG "mimaride bir tasarımı güzel kılan nedir" sorunuzun cevabı oldukça zor. Çünkü ve aslında bütün mimari akımlar bir yerde bu sorunuza cevap olarak ortaya çıkmıştır. Örneğin Bauhus ekolünden Üstad Mies van der rohe minimalist mimari (modernist) akımın öncüsüdür ve tüm tasarımı "LESS IS MORE" (AZ ÇOKTUR) şeklinde ifade etmiştir. Ona göre esas olan işlevdir. Tüm mekanlar işleve bağlı oalrak çözümlenmeli fazlası ile uğraşılmamalıdır. Aksi takdirde amaçdan uzaklaşılmış olunur. Basit sade ama son derece işlevsel mekanlar yaratmak olarak tanımlamış mimarlığı. İşlev denilince bunu çok da küçümsemekde fayda var. Örneğin güneş doğuşu, hakim rüzgarların yönü, sesin kaynağı,, mekanların dizgisi, dolu boşluk oranalrı, yeşilin kullanımı vs.. Aslında tüm bunların düşünülerek tasarlandığı bir bina gerçekten de "More" olabilir.
Ama başka biryandan post modernizmin babalarından Robert Venturi -ki  sonradan modernizm ve post modernizm arasında kalmışlara verilen GRAY  ARCHITECTS (gri mimarlar) grubuna dahil olmuştur- bu yaklaşıma "Less is a bore" (az SIKICIDR) şeklinde cevap vermiş ve sadece işlevselliğin değil insanların kafasından yaratılan imajlarında o mekan ve binalara yansıtılması gerektiğini savunmulştur. Örnek olarak bir kilisesin hepimizin kafasında bir şekli vardır. Aynı şekilde bir cami de öyle. Bir villayı düşünün buraya kilise denemez. Villayı kiliseye veya camiye çevirseniz bile o yanlış bir tasarım olmulştur. Çünkü insanların kafasındaki cami/ kilise formu o değildir. Demek ki sadece işlev değil, aklımızda o binalara biçtiğimiz imgeler de çok önemlidir tasarımda.

Yani Sn SkullG bu sorunuzun cevabı bizdedir aslında. Her ne amaçlı yapılan bir bina olursa olsun, kafamızadakine ne kadar uyuyor. Güzelliği, iyi tasarımı sanıyorum bunun cevabı belirliyor. Benim evim bu nedenle sizin evinizden farklı.   :)
Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Saygılarımla
stilus absentis...


Ağustos 05, 2008, 02:25:59 ös
Yanıtla #3
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

sn.Bra , açıklamalarınız için teşekkür ederim.
« Son Düzenleme: Ağustos 05, 2008, 02:27:25 ös Gönderen: MASON »


Ağustos 05, 2008, 03:03:16 ös
Yanıtla #4
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Herşeyin esası boşluktur.
Boşluk herşeye egemendir.
Bir testiden Amaç
Pişmiştopraktan yapılmış
                        Kabuğu değil,
İçine doldurulan
                        Boşluğudur.
İnsan önyargılardan kurtulup,
Başkalarının su içebileceği
Boşluklar yaratabildiği
Ölçüde gelişir, Uygarlaşır, Mimar olur
Sonsuzluğa ulaşır.

Lao-Zi (Çinli Filozof - MÖ 6. yy.)


Ağustos 06, 2008, 12:16:52 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
uyumlu kendisine bir şey eklenmesi ve ya çıkarılması gerekliliği duyulmayan, insanı kaygısız bir seyrin heyecanına sürükleyen ya da dinginlik veren duygularla dolduran bir nitelik olması,

Suana kadar degisken bir olgunun bu kadar guzel tanimlandigini gormemistim. O kadar guzel tanimlanmiski, "Guzel" kelimesinin degeri, guzelligi ve kutsalligini ortaya cikarmis.

evet. Bencede "Guzel" demek bir sey eklenmesine yada cikartilmasina gerek kalmayan, insani belli duygulara surukleyen bir olgudur.

Alıntı
Yani Sn SkullG bu sorunuzun cevabı bizdedir aslında. Her ne amaçlı yapılan bir bina olursa olsun, kafamızadakine ne kadar uyuyor. Güzelliği, iyi tasarımı sanıyorum bunun cevabı belirliyor. Benim evim bu nedenle sizin evinizden farklı.

Bizdedir, derken Masonlarimi kastediyorsunuz? yoksa mimarlarimi? guzel bir cumle. icinde her anlami bulabiliyorum. Keske ne anlatmak istediginizide bilebilseydim.

Iyi Gunler
Pasha


Ağustos 06, 2008, 12:39:11 ös
Yanıtla #6
  • Skoç Riti Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 919
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Bizdedir, derken Masonlarimi kastediyorsunuz? yoksa mimarlarimi? guzel bir cumle. icinde her anlami bulabiliyorum. Keske ne anlatmak istediginizide bilebilseydim.
Iyi Gunler
Pasha

Hayır sayın pasha ne masonları nede mimarları kastettim..
Sayın SkullG "mimaride bir tasarımı güzel kılan nedir" diye  sormuş.
Kullanıcıya özel yapılan tasarımların da güzelliğini yine aynı kullanıcılar belirler. Sizin eviniz mimari olarak güzel midir? Sizce evet (muhtemelen) ama bence değil. Bence benim evim daha güzel tasarlanmıştır. Tam bana göre yani.
CEVAP: insanları kasttettim. Yada İnsan olan her canlıyı da diyebiliriz.
Saygılarımla
« Son Düzenleme: Ağustos 06, 2008, 12:42:52 ös Gönderen: Bra »
stilus absentis...


Ağustos 21, 2008, 02:07:21 öö
Yanıtla #7
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 574
  • Cinsiyet: Bay

Eski yapilar simdikilere gore daha anlamli daha emek verilmis gibi bence. Giderek sadelige kayiliyor


Eylül 01, 2008, 10:33:34 öö
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

Eski yapilar simdikilere gore daha anlamli daha emek verilmis gibi bence. Giderek sadelige kayiliyor

kessinlikle. fakat keske onlarda eriyip gitmesede kiymetini koruyabilse. icim gidiyor bir tarihin yok oldugunu gorurken.


Eylül 01, 2008, 03:35:37 ös
Yanıtla #9
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 574
  • Cinsiyet: Bay

Katiliyorum. Ilerde 4 duvara bakinca vay be cok sanatsal diyecegiz. Ama bence sanat dedigin eski mimaride. Simdi o binalarin birebir aynisini yapsak da yine bir eksiklik olur


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
5 Yanıt
15028 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2008, 01:55:12 öö
Gönderen: aaron
1 Yanıt
4128 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2012, 10:48:22 öö
Gönderen: WaleC