Bu konuda Sayın SkullG eksik yazmış...
Her locanın çalıştığı bir mabet vardır. Bu mabedin bulunduğu bir local vardır. Tek bir mabette farklı günlerde farklı localar toplanabilir. Haftanın her çalışma gününde toplantı yapıldığı varsayılırsa, bir mabet kuramsal olarak 10 locanın çalışmasına yeter. Aynı yerden daha da çok loca varsa, lokalde ikinci, üçüncü vb. mabetlere gereksinme doğar. Bu da çok daha fazla yapısal alanı gerektirir. O kadar da değil, locaların oturumlarından sonraki kardeş sofralarının düzenleneceği alanlara, genel kullanım alanlarına, yönetsel organların çalışacağı alanlara da gereksinme vardır. Demek ki işin içinde bir bina işletmesi vardır. Nitekim bu lokallerde gündüzleri dernek işletmesi, genellikle akşamları da masonik çalışmalar yapılır.
Bütün bunları niçin anlattım?... Bu binada elektrik ve diğer enerji kaynakları kullanılır. Temizliği yapılır. Localara servis sunulur. Personelinin yanı sıra bir dünya yönetim giderleri vardır. Kuramsal olarak büyük loca görevlilerinin yolculuk giderleri vardır. Basım harcamaları vardır. İsterseniz bunu çok fazla gelen gideni olan, sürekli konuk ağırlayan bir şirkete benzetebilirsiniz.
Yurdumuzdaki mason örgütleri birer dernektir. TC Dernekler Yasası, derneklerin gelir ve giderleri bağlamında çok sıkı kurallar içerir. Bu nedenle mason örgütlerinin gelirleri büyük ölçüde masonların ödentilerine (aidata) bağlıdır. Öte yandan giderleri de çok sıkı denetim altındadır. (Nitekim geçtiğimiz yıllarda HKEMBL'nın başı bu yüzden derde girmiştir.) Bir mason örgütünün elinde yeterince birikim olsa bile bunun bir sosyal yardım amacıyla kullanılması hiç de sanıldığı kadar kolay değildir. Locaların toplantılarının sonunda Masonluğun gelenekleri uyarınca dolaştırılan ve "Dul Kesesi" ya da "Yardımlaşma Kesesi" diye anılan uygulamaya bile bu konuda toplumda çok fazla asparagas haber yapılmış olmasının sonucunda İçişleri Bakanlığı tarafından çok sıkı bir denetim getirilmiş durumdadır. Böyle olanca mason örgütlerinin toplumsal katmanlara Sayın SkullG'nin belirtmiş olduğu üzere Masonluğun adı belirtilmese bile yapabileceği sosyal yardım çalışmaları büyük ölçüde engellenmiş durumdadır. Masonlar bu gibi etkinlikleri, kurumsal boyutun dışında yürütmek zorunda kalmaktadırlar.
Ödentiler, derneklerin çalışmalarının yürütülmesine yetemeyecek ölçüdedir. Bu nedenle tüm mason kuruluşları, birtakım başka çıkar yollar arayıp bulmaktadır. Örneğin diyelim bir bilgisayara gereksinme duyuldu. Bir ya da birkaç kardexş bir araya gelir, bir bilgisayar alır ve bunu resmen derneğe bağışlar. Derneklerde işler ancak böyle uygulamalarla yürütülebilmektedir. Aslında dernek bütçesinden karşılanması gereken birçok harcamayı ilgili masonlar kendi ceplerinden yapmaktadır.
Korkarım beanim tüm bu yazdıklarından sonra Sayın Oya, bu soruyu sorduğuna soracağını pişman oldu.
Olmasın...
Bu zihinlerde hep dolaşmış bir sorudur. Ötesi belirtmiş olduğum üzere ilgili devlet görevlileri bu bağlamda çok daha titiz. Saçma sapan sorgulamalar bile yaparlar.
Bir örnek: Yönetim bir yeni cihaza gereksinme duyar ve satın alır. Denetçi gelir ve bu satın alma olayı üzeriune şunları söyler: "Bunu satın alınabilmesi için dernek genel kurulunun kararı nerede? Bütçe faslınızda gösterilmiş olduğuna göre bunu alma yetkiniz yok. En az üç ayrı firmadan teklif almamışsınız. Bu işte yolsuzluk var."
Bu örneğin sonrası: Savcılıktan dernek yöneticilerine ifade vermeleri için celp gelir.
Sonrası: Dernek yöneticileri sulh ceza hakimi karşısına çıkarılır ve kendilerne soğuk terler döktürülür.
Bu dediklerim başka derneklerde olmaz mı?
Olabilir belki ama olmaz. Çünkü onlar mason derneği değil.