Bir kitap bu..
tamamen anti-masonik..
ben aldım okudum.. masonlar ve masonluk hakkında bugüne kadar çıkan en detaylı kitap belki de..
masonik şifreler, masonik semboller, masonik selamlaşma vs.. açık açık anlatıyor yazar..
hatta yazarın gazeteci olarak davet edildiği mason locasında da nelerle karşılaştığı açık açık yazıyor..
kitaptan kısımlar :
MAVİDEKİ ESRARENGİZ SIR
1979 yılında İpekçi'nin katili olarak yakalandığında üzerinde 'mavi' kazak vardı. 1981 yılında San Pietro meydanında Papa'yı vurduğunda üzerinde 'mavi' kazak vardı. 1983 yılında Papa Ağca'yı ziyaret ettiğinde, üzerinde yine 'mavi' kazak vardı. 12 Ocak 2006'da Kartal cezaevinden tahliye edildiğinde, GATA'ya çürük raporu almaya geldiğinde, üzerinde hep mavi kazak vardı. Peki ne olabilirdi bu mavi kazağın sırrı?
TBMM BİNASINI YAPAN MİMARIN BÜYÜK SIRRI
Viyana tren garındaki fötr şapkalı ve uzun siyah paltolu adam herkesten daha fazla tedirgindi. İstasyondaki alman askerlerinin gözleri üzerine çevrilmiş gibi hissediyordu. Zaman geçmek bilmiyordu. Tek isteği vardı, bir an evvel trene binip viyanadan olabildiğince uzaklaşmak.
Paltosunun Yakasına iliştirdiği küçük mine çiçeği rozetini eliyle bir kez daha yokladı. Düzeltir gibi tekrar üzerinde oynadı. Trenin ince bir çığlığı andıran hareket sesini duyunca biraz olsun rahatladı.
Almanlarda mine çiçeği; Beni unutma anlamına geliyordu.
Naziler Avrupada özellikle iki kesimin peşine düşmüştü; Yahudiler ve Masonlar. Bu yüzden nazi iktidarlarının hakim olduğu ülkelerden kaçanların büyük çoğunluğu ya Yahudi asıllı ya da masondu.
Naziler ofisini basmış, hatta yaptığı anıtı bile yıkmıştı. Belliki arananlar listesinde ilk sıralarda yer alıyordu. Bu nedenle Nazilerden kurtulmak için ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı.
Sığındığı ülke ise Türkiyeydi ve Türkiye'de onu çok ilginç bir isim karşılamıştı!
150 YIL SONRA HORTLAYAN ESRARENGİZ ÖRGÜT
1851 yılında kurulan ve ilk açılışı büyük bir debdebe ile bütün Devlet Erkanının önünde yapılan Encümen-i Daniş sadece 12 yıl faaliyette kaldı. Encümenin adı Devlet Salnamelerinde en son 1862 yılında yer aldı. 1862den sonra birden bire ve sessiz sedasız yok oldu. Ne lağvedildiği ne de kapatıldığına ilişkin en ufak bir bilgi bulunamadı.
Peki ne olmuştu? Encümen gerçekten faaliyetlerine son vermiş miydi?
Bunu anlamak için aradan tam 147 yıl geçmesi gerekecekti!
1862de gizemli bir sessizliğe bürünen bu esrarengiz oluşum 2009 yılında Türkiye gündemine bomba gibi düşecekti.
İNGİLİZ AJANI MR. JOHN-DİĞER ADIYLA BEKTAŞİ HALİFESİ MUHAMMED ALİ.
O'nun görevi Bektaşi tarikatına sızmaktı. O'da tıpkı John gibi yetiştirildi. Sünniliği, dört mezheme ait bilgileri öğrendikten sonra Konya'ya gönderildi. şiire meraklı herbert, türkçe, Arapça, Farsça bir çok kaside ve mersiyeyi ezberine aldı. Konya'da her akşam kahvehane, meyhane ve bozahanelere devam etti. Orada rastladığı adamlarla dost oldu. buralarda tanıştıklarına her gece ikramlarda bulundu. Çok paralar sarfetti. Bilgisiyle olduğu kadar rindmeşrebliğiyle çevresinin sevgi ve dostluğunu kazandı. Bektaşi erenlerinin arasında hızla çevre edindi. Sonunda Bektaşi Tarikatında Halife derecesine kadar yükseldi. Ancak Herkes O'nu Muhammed Ali olarak bildi.
VE MECDELLİ MERYEMİN SEMBOLÜ M
TBMMdeki esrarengiz işaretlerden biri de M şeklindeki semboldü. Bu esarengiz semboller arasında üçgen ve kadeh sembolünden sonra en fazla yer verilen sembol buydu. Peki bu esrarengiz harfin anlamı neydi? Neyi anlatmak istiyordu?
Masonların köklerini dayandırdığı Tapınakçı inanışa göre M harfi; Mecdelli Meryemin sembolü idi. Vatikanı sarsan son yılların en popüler kitabı Dan Brownun Da Vinci Şifresine göre, Kutsal Kase sırrına sahip Sion Tarikatı, bu sırrı korumalarının yanı sıra yaptıkları eserlerde İsanın soyunu taşıyan Mecdelli Meryeme saygılarını gösteren gizli sembollere yer veriyorlardı.
Ve o sembol Türkiye'nin kalbine yerleştirilmişti!
NASIL MASON OLDUM!
Bir gün bir arkadaşım yanıma sokuldu ve gizli bir sesle kulağıma fısıldadı: - "Seni de birader yapmak istiyoruz!" Bu, hiç aklımda, hayâlimde olmayan şeydi& Benim haberim yok. Tahkikat yapılmış. Bir gün arkadaş: - "Gidiyoruz." Beyoğlu'na geçtik. Parmakkapı taraflarında dar bir sokağa saptık; yürüdük, gene saptık; gene yürüdük, gene saptık. Acaba bu sapışlar bana yolu şaşırtmak için mi? Nihayet, daracık bir sokakta bodur kapının önünde durduk. Arkadaş kapıya işaret verir gibi vurdu. Girdik. Arkadaş benden ayrıldı. Aksak adamla yalnız kalmıştım.
28 ŞUBATIN KİLİT İSMİ BİR MASONDU!
Kırmızı Kitap olarak bilinen ve Türkiyenin gizli anayasası olarak nitelendirilen kitabın hazırlayıcıları arasında yer aldı. 28 Şubat sürecinde özellikle fişlemelerle gündeme gelen ve özel görevi irticai faaliyetleri izlemek olan Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulunda görev yaptı.
Görev süresince 10 başbakan, 5 cumhurbaşkanı değişti. Ama o değişmedi.
28 şubatın kilit ismi bir masondu! Ankarada kurulu Defne Mason Locasının üstad-ı Muhteremi yani loca başkanıydı.
NOT: kitapla ilgili ilgimi çeken bir kısım da yayınevinin olmaması..