Masonluk insana neler öğretir?
Masonluk eskidir, insanlara ve milletlere önemli yardımlar yapmıştır. Sembolizim yoluyla Allahla insan ve insanla insan arasındaki ilişkileri öğretir. Masonluk insanı karekter sahibi yapar, iyiliği yayar, ahengi öğretir. Bu sayede de vasat bir insanın çok arzu edip de nadiren erişebildiği kemale, muhakeme ve mantığın yardımı ile ulaşmasına aracı olur.
Masonluk Allah sevgisi ile kalpleri ısıtır, büyük insani prensip kardeşliği ilham eder, üyelerinden söz ve hareketleriyle bu prensibe uymalarını ister. Böylece birbirlerini aydınlatarak, ihtiraslarını kontrol ederek, sefahatten iğrenerek, sefih bir kimseye kötü bir hastalıkla malul olduğu gibi acıyarak, Masonluk, Evrenin Ulu Mimarının bütün insanlığa!ilham ettiği evrensel, bir öğretidir. Bu temel üzerine kurulmayan hiçbir şey uzun ömürlü olamaz. Bu inancın hizmetkârları, onu anlayan, ona bağlı olan bütün Masonlardır. Bu inançla hareket edenler, iyi hareketleriyle, aşağı ve uygunsuz ihtirasları bırakmalarıyla, çıkarcılığı insanlık mihrabında kurban etmeleriyle insanın muktedir olabileceği iyi ahlaka varabilmek için ortak gayelere ulaşabilirler.
Şeref ve vazife, zamanın fırtınalı denizinde yolalan Masonluk gemisine yol gösteren bir sahil feneridir. Başarı sağlayacağı, mükâfat getireceği, alkış toplayacağı için hareketleri bunlara uydurmak yanlıştır. Ama "bu doğrudur, öyleyse doğru olduğu için yapılması lazımdır" zihniyeti hakim olmalıdır. Buna rağmen hata, musamahasızlık, taassup ve sefahate karşı devamlı harp halinde olmak, ancak hata edenlere acımak, müsamahasızlığa karşı bile müsamahalı olmak, cahillere öğretmek, kötü sefih insanları da tekrar kazanmak için çaba sarfetmek Masonların vazifeleri içindedir.
Allahın varlığını kabul
Ancak Masonluğun ana prensiplerinden olan müsamaha, hiçbir suretle tenkit yapılmayacaktır anlamına alınmamalıdır. Daha çocukluğundan tenkide alıştırıcı bir terbiye almış kimselerde alınganlık kalkar. Hata ve kusurlarımızın düzeltilmesi için tenkite, tenkidi hoş karşılayıp tahammül edebilmek için de sevgiye ihtiyacımız vardır.
İnsansever, felsefi, ilerici olan Masonluk, inanışının esası olarak Allahın varlığını ve ruhun sonsuz olduğunu kabul eder. Gayesi de ahlaki, politik, felsefi ve dini hakikatlerin ve bütün faziletlerin tatbikini sağlamaktır. Bunun vasıtası da tarih boyunca Hürriyet Eşitlik ve Kardeşlik olmuştur. Kanun, nizam, disiplin ve meşru otoritelere tabi olmak suretiyle Masonluk anarşiyi değil hükûmeti ve onun anayasasını desteklemiştir.
Böyle olmasına rağmen Masonluk ne bir politik parti ne de bir dindir. Onu dini bir inanç telakki edenler Masonluğun ruhunu değiştirmiş olurlar. Masonluk bütün dinlerin temeli olan ve eski devirlere ait inançları en saf şeklinde muhafaza ederek öğretir. Elinde mevcut olan herşeyin esası hakikatlere dayanmaktadır. Evrenin Ulu Mimarı tarafından ilk nesillere ilham edilen hakikatlerin bir kısmının bozulduğu ve değiştirildiği de bilinmektedir.
Masonluk evrensel ahlak esasına dayanır. Dünyanın her tarafında yaşayanlara ve her türlü inanç sahiplerine uygundur. Doğrudan doğruya insanların barış ve mutluluklarını ilgilendiren hakikatlerden başka doktrinler öğretmez. Onu politika, cizvitlik, münkirlik gibi yönlere sevketmeye çalışanlar Masonluğun gaye, safiyet ve gerçek yönünü anlamayanlardır. Bu gibi faydasız zorlama yolunu tutanlar ve Masonluğun hakiki mahiyetinden ve saf ruhundan yabancı maksatlara çekenler de vardır.
Özgürlüğe saygı
Bir insanın Mason olabilmesi için aranan nitelikler, Allaha ve ruhun ölümsüzlüğüne inanmak, iyi ahlaklı ve faziletli olmaktan ibarettir.
Masonluk insanın haysiyetini tanır ve onun lâyık olduğu hürriyetine saygı gösterir. Cehalet, itibarsızlık, cürüm ve kanunlara itaatsizlik gibi hususlara ilave olarak, insanlar arasında fark gözetmek, birini diğerinden üstün tutmak gibi şeyleri de kesinlikle kabul etmez.
Bir Masonu başkalarından ayıran en büyük nitelik onun insanlara olan sevgisidir. O, insan neslini büyük bir aile olarak tanır, bu aileyi Evrenin Ulu Mimarının ördüğü olaylar şebekesi içindeki görünmez bağlarla birbirine bağlı kabul eder. Öyleyse Masonun ilk görevi insanlara yardım olacaktır.
Eşitliğin ilk elçisi
Masonluk, üyelerine birbirlerini sevmeyi, hayatın her safhasında birbirlerine yardımcı ve destek olmayı, neşe ve zevklerinde olduğu gibi acı ve kederlerini de paylaşmayı, itibarlarını korumayı, itikat ve inanış bakımından birbirlerinin fikirlerine saygılı olmayı ve hatalarına müsamahalı olmayı öğretir.
Dinsel inanç ve kurallar insanlara kardeşliği öğretti, ama eşitliğin ilk elçisi Masonluk olmuştur. Manastırlarda eşitlik ve kardeşlik vardı, ama özgürlük yoktu. Masonluk bunu da ekledi ve insanlar için üçlü miras olan Hürriyet Eşitlik ve Kardeşliğe sahip çıktı.
Hürriyet insanın kendi üzerine olan egemenliğidir. Bu kişisel egemenlik haklarından birer parça verilerek kamu hakları oluşturulur. Kamu hakkı oluşurken, kişilerin kendi egemenliklerinden verdikleri pay herkes için aynı olmalıdır. Kişinin bu katılma payı eşitliktir. Kamu hakları herkesi korur, kişilere ışık tutar. Kişinin herkes tarafından korunması ise kardeşliktir.
İnsanı en fazla ilgilendiren şey kendi hakları, çıkarları ve görevleri ile ilgili gerçeklerdir. Masonluk da üyelerine bunları öğretmeye çalışır. Aklın gelişmesiyle insan salt kendi haklarını iyi tanımakla kalmayıp, onlara daha çok değer verir, kendi değer ve onurunu daha iyi kavrar. Bu, değer ve onur, insanı özgürlüğünü savunmaya yöneltir. Ama, özgürlük cahil ve zalim olanlar için bir beladır.
Bilgi en yüce amaç
Bilgi, karşılıklı sevgi ve zekâ ile insanların düzeyini yükselterek en iyi öğretene olanaklar sağlayarak, Masonluğun elini uzatmak istediği en yüce amaçtır. Kibir, gurur, büyüklük taslama insanın zayıflıklarıdır. Zenginlik ve mevki çok kere bu zayıflıklara etken olur. Kendini akıllı sanarak büyüklük taslamanın doğru olmadığı Masonlukta özellikle öğretilir. Boş nazariyeler kurarak gururlanmak, bilgisizlikten de kötüdür. Bilgisizlikten, hatalardan ve kusurlardan kurtulma olanağı bulunmayan bir insanın alçak gönüllülüğü, bu zayıflıkların bir kefaretidir. Yani alçak gönüllülük ile zayıflıklar birbirlerini dengelerler.
Masonluk santimantal olmayıp pratiktir. Üyelerinden nefislerine hakim olmalarını ister. Güzel sözler söyledikleri halde fena işler yapmalarını kınar. İlerleme ve yenilikte faydalı olmayı, yüksek mevki ve makamları işgal etmekten daha şerefli sayar. İnsanların yüksek kararlarını ilgilendiren hususlarda sıradan halkın sözcüsüdür.
Hakiki Mason memleketinin şerefini kendi şerefiyle bir tutar. Yurdunun güzelliğini ve itibarını arttırmaya çalışır. İyilik, şefkat ve insanlık gibi yüksek duyguların yalnız kanunlar ve nizamlarla değil, ayni zamanda toplum tarafından da desteklenmesine çalışır. Zulme baskıya karşı savaşanlar memleketlerinin şerefi için çalışıyorlar demektir.
Memleketler her zaman savaş içinde olmazlar. Memleketi için savaşta ölmek şerefi de her vakit herkese her zaman gelmez. Ama barış halinde zulümle sefaletle, cehaletle, taassupla savaşmak için her Masonun imkânları vardır. Bu yönde başarılan büyük işlere iştirak edip şerefine ortak olmak da her zaman mümkündür.