Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: KABUL EDİLMİŞ MASONLAR  (Okunma sayısı 6047 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 25, 2009, 11:14:14 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Günümüzde çoğu mason örgütleri "Özgür (Hür) ve Kabul Edilmiş Masonlar" diye bir terim kullanıyor. Dolayısıyla bundan yapılan bir çıkarsama şöyle: «Demek ki bir özgür masonlar var bir de kabul edilmişler.» Masonluğun genel tarihini yeterince bilmeyenler bu bağlamda bir anlayamama olgusuna düşebiliyor. Acaba olası birtakım sorular ve yanıtlarıyla bu konuya bir açıklık getirebilir miyiz? 


Spekülâtif Masonluğu oluşturanlar “kabul edilmiş masonlar” mıdır?

Meslekten olmamakla birlikte localara katılan salt spekülâtif nitelikli kimseler, kendi kültürlerini, görüşlerini, inanışlarını, benimseyişlerini, daha önceden bağlı oldukları bir ezoterik kurum ya da tarikat varsa bunların ilke ve geleneklerini localara getirmişlerdir. Localarda bu kişilerin sayısı arttıkça, bu spekülâtif nitelikli öğelerin hem çeşitliliği hem de ağırlığı artmıştır.

Kimilerine göre; işte bu birikim ve gelişim, giderek Spekülâtif Masonluğun oluşumunu hazırlamıştır.

Bana soracak olursanız hayır; bu birikim vardır ama Spekülatif Masonluk tüm bunların dışında kendi kendine, belirli kişilerin amaçlarının gerçekleştirilmesi doğrultusunda çalışmalarda bulunmak  üzere oluşturulmuştur.

Kabul Edilmiş Masonlar arasında ne gibi kişiler vardır?

Bunların çoğunluğunu soylular, yazarlar, bilim adamları ve düşünürler oluşturmuştur. Fakat aralarında özellikle Alşimistler ile Rozikruacılar bir yer tutar.

Alşimistler kimlerdir?

Alşimi (Simya), gizemci (mistik) nitelikli bir eski bilim dalıdır. Modern kimyanın temelini atmıştır. Alşimistler, birtakım kimyasal deneyler yaparak, özellikle birtakım madenleri başka madenlere dönüştürmeye çalışırken, gizemci niteliği ağır basan bir felsefeyle de uğraşmışlardır. Tarihteki birçok ünlü bilim adamı, aynı zamanda bir alşimisttir.

Rozruacılar kimlerdir?

Bir Orta Çağ efsanesi üzerine 17. yüzyıl başlarında kurulmuş olan gizemci nitelikli bir tarikatın üyeleridirler. Yalnızca gizemcilik ile değil, bilim ile de uğraştıklarından, dünya çapında pek ünlü birçok düşünür, yazar ve bilim adamı bu tarikatın üyeleri arasında yer almıştır.

Günümüzde de dünya yüzünde tarihçesini aynı kaynaktan aldığını savunan bir Rozkrua Tarikatı vardır. Ancak çağdaş Masonluğun bu tarikat ile herhangi bir bağlantısı yoktur.

Spekülâtif Masonluğun kurulmasını bunlardan asıl hangisi sağlamıştır?

Bunların hepsinin de Spekülâtif Masonluğun gerek kuruluşu gerekse sonraki gelişimi üzerinde bir etkisi vardır ama Spekülâtif Masonluğun kurulması, tek başına bunlardan hiçbirine mal edilemez.

17. yüzyıl sonları ve 18. yüzyıl başlarında Avrupa, sosyal özellikleri bakımından zaten “Spekülâtif Masonluk” ya da yalnızca “Masonluk” olarak andığımız bir kurumun doğmasına gebedir. Fakat o tarihlerde bunu örgütlemek zor hatta olanaksızdır. Krallıklar böyle bir olguya göz açtırmaz. Özgürlükler sınırlıdır.

Genel benimseyişe göre; o sıralarda Operatif Masonluk zayıflamaya yüz tutmuştur. İngiltere’de bu zayıflama bir çöküntü boyutuna varmıştır. Bu durumdan yararlanan kabul edilmiş masonlar, "Royal Society" olarak anılan ünlü bilim araştırma kurumuyla da iş birliği ederek, öteden beri saygınlığı, hatta ayrıcalıkları olan bu hazır kurumu ele geçirmiş, adına bile sahip çıkmışlardır.

Yaptığım ayrıntılı araştırmaların bir sonucu olarak benim bireysel ileri sürüşüme göre ise Spekülatif Masonluğu asıl oluşturanlar, gerek Royal Society gerek Rozkruacıların arkasına saklanmış olan politik eğilimli kişilerdir. Operatif Masonluğu bir kalıp olarak kullanıp ona sahip çıkmışlardır. Ancak gelin görün ki Türkiye’deki bir kişinin bu bağlamdaki savını dünya çapında büyük bir mason topluluğuna kabul ettirebilmek neredeyse olanaksızdır. Bu nedenle ben de masonların çoğunluğuna uyarak aslında gönlüm pek elvermese de Operatif Masonluktan söz etmeyi sürdürmekteyim.

Operatif Masonluk niçin zayıflamıştır?

16. yüzyıldaki dinsel çatışmalar ve bunlardan kaynaklanan savaşların oluşturduğu ekonomik krizler, diğer birçok meslek ve zanaat kurumunu olduğu gibi operatif mason localarını güç duruma sokmuştur. Buna Rönesans’ın etkisiyle gelişen bilimsel ve teknik ilerlemeler de eklenmiştir. Zaten iş bulmakta güçlük çeken masonlar, meslekleri ve zanaatları bakımından kendilerini bir türlü çağdaşlaştıramamıştır. Geleneksel yapı tarzına ve uygulamalara bağlı kalmakta direttikleri için, bu mesleğin tarihe gömülmesi âdeta kaçınılmaz olmuştur.


Operatif Masonluk tümüyle tarihten silinmiş midir?

18. yüzyıl ortalarına kadar Spekülâtif Masonluk ile Operatif Masonluk, sadece Britanya’da örgütsel çekişmelere karşın bir arada yürütülmüşlerdir. Spekülâtif Masonluk giderek gelişip yaygınlaşmasını sürdürürken, geleneksel yapıcılık mesleği ve sanatı varlığını tümüyle yitirme yolunu tutmuştur. Kıta Avrupası’nda bu çöküşün tarihi zaten daha öncedir. Bununla birlikte 19. yüzyıl ortalarında bile yer yer bu geleneksel meslek ve sanatı sürdüren localar görülebilmiştir.

Operatiflerle spekülâtifler arasındaki çekişme nedir?

Bu çekişme genel değil İngiltere’ye özgüdür. Spekülâtifler, İlk örgütlenmelerini sağladıktan hemen sonra, öteden beri kullanılan “kabul edilmiş mason” terimini kaldırıp “özgür mason” sıfatını doğrudan sahiplenmeye yönelmişlerdir. Operatifler buna büyük tepki göstermişlerdir. Öylesine ki; bazı operatif mason locaları “kabul edilmişler”i üyelikten çıkarmaya bile girişmişlerdir. Bu birbirine karşıt locaların aralarını bulmak isteyenlerin girişimleri sırasında da “Özgür ve Kabul Edilmiş Masonlar” diye bir bileşik terim doğmuş, ancak bu terim de yalnızca spekülâtiflerce kullanılmıştır.


Bence bu konu üzerindeki sorular bu kadarla kalmamalı. Ötesini forum katılımcılarının üretmesini bekliyorum.

Sevgiler.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 25, 2009, 06:09:36 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ADAM,

görünen o ki;spekülatifler,operatiflerin lutfu ile iştirak ettikleri locaları zaman içinde kontrol edebilir hale gelmişler,amiyane tabirle ele geçirmişlerdir.

Benim merak ettiğim,geleneklerine sıkı sıkıya bağlı,aynı iş kolunda yetişmiş,ortak birçok yönü olan operatif masonlara,değişik kültürlerden,işkollarından gelen farklı statülerdeki spekülatifler,nasıl bukadar kolay uyum sağlıyabilmiş,söz sahibi olabilecek kadar kendilerini kabul ettirebilmişlerdir?


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Kasım 25, 2009, 06:29:23 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Öncelikle şunu belirtmekte yarar var: Operatif (özgür) masonların meslekten olmayanları kendi aralarına alıp, onları da loca üyesi yapmaları bir çıkar alış verişidir.

Bu bağlamda kabul edilmişlerinin çıkarının ne olduğu belli; onların derdi, feodal toplum düzeni içinde bir türlü elde edemedikleri düşünsel iletişim olanağını mason locaları aracılığı ile zor da olsa elde etmek.

Operatiflerin ise iki amacı ya da niyeti var. Bunlardan biri özellikle önceki dönemlerde yani 15. ve 16. yüzyıllarda geçerli. Bu kişiler bilgili, kültürlü, eğitimli oldukları için özellikle çırakların sosyal eğitimine önemli ölçüde katkıda bulunuyorlar. İkincisi ise bu mesleğin giderek ekonomik zorluklar içine girmekte olduğu 16. yüzyıl ortalarından başlayarak 17. yüzyılda geçerli. Bu da locaların iş bulmak ve iş sahipleri (patronlar) ile ilişkilerinde destek almak. Bir tür "hamili kart yakınımdır" türünden bir durum. Bu arada elbette bir de gildlere vea korporasyonları değinmek gerekebilir ama ben sorulmadığı için o konuyu göz ardı ettim.

Kabul edilmiş masonların localarda güçlenmeleri konusuna gelince; bunun ne ölçüde doğru olduğundan ben kuşkuluyum. Bunun nerede geçerli olduğu söyleniyon masonluğun resmi tarihinde? Sadece İngiltere'de, üstelik sadece Londra'da... Madem operatif mason locaları zayıflıyor ve kaübul edilmişler bundan yararlanarak bir entrika çevirmek suretiyle locaları ele geçiriyor (bu böyleyse entrikadır çünkü buna hakları yok), nasıl oluyor da bu iş sadece İngiltere'de ve üstelik o ülkedeki diğer locaları çılgına çevirecek bir ölçüde sadece Londra'da gerçekleşebiliyor?

Diyelim ki sahiden de Masonluğun resmi tarihinde anlatılageldiği biçimde bu işe Londra'daki kabul edilmiş masıonlar düşündü ve uygulamaya koydu. Bu iş öyle bugünden yarına birdoenbire gerçekleşebilmiş bir olay değil. Nitekim Masonluğun resmi tarihinde de bunun uzun bir süreye yaıldığı ve o sürenin de "operatiflikten spekülatifliğe geçiş dönemi" olduğu belirtilir. O zaman İngiltere'nin diğer yörelerinde çalışmayı sürdürmekte olan operatif mason localarının üyesi olan kabul edilmişlerin niçin bu olayın içinde yeri yok?

Bu nedenlerle aslında ben diyorum ki, Spekülatif Masonluğun oluşumu öyle anlatılmakta olduğu gibi değil. Yıllarca bu mesleğe gönül vermiş birtakım loca üstatları, (St. Paul Locası dışında) o kadar aptal ve zavallı mı ki, localarını tümüyle geleneksel örgütlenme kurallarına aykırı bir biçimde kabul edilmiş masıonların eline teslim ediyor?

Buna inanmak olanaklı değil.

Sevgiler.

   


     
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 25, 2009, 07:09:33 ös
Yanıtla #3
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Örnekleri hep İngiltere üzerinden veriyoruz. Kıta Avrupasında operatif örgütlenmeler nasıldı? Orada da "kabul edilmiş" Masonlar bulunuyor muydu? Eminim ki modern öncesi devir için evet sadec kıta avrupasında değil o zaman için bilinen dünyanın genelinde operatif masonların örgütlenmesine benzer örgütlenmeler vardı diyebiliriz. Osmanlıda "ahi" teşkilatı gibi. Ama ya modern çağın başları için yine bunu bu kesinlikle söyleyebilir miyiz?

Operatif dönem Mason Locasının sahip olduğu sanatın sırları modern dönemle birlikte eğitim sistemindeki ilerleme ve gelişme sonucu Loca dışına çıkmaya başlamıştır. İsteyen herkes okullarda bir zamanlar meslek sırrı olduğu için meslek mensupları dışındakilerin bilemediklerini rahatlıkla öğrenebiliyorlardı. Bunun sonu meslek localarının ozamana kadar var olan varlık sebeplerinin ortadan kalkması demekti. Böyle olunca da kıta Avrupasındaki Localar etkinliklerini kaybetmeye başladılar ve sonra ya kendi kendiliklerinden kapandılar ya da otoriteler tarafından kapatılmaya başlandılar. Bizde de Lonca teşkilatlarının sonu kendiliğinden sönme olmamış mıdır?

İyi ama niçin İngiltere'de Mason Locaları ayakta kalabildi? İngilterede de mesleki sırların saklanmasının bir anlamının kalmadığı görüldüğünde Localara olan ilgi azalmaya ve Localar kapanmaya başalmıştı ama Masonların ayrıcalıklarına dokunulmamış ve bu ayrıcalıklar devam etmişti. Sn. ADAM'ın daha evvel paylaştığı siyaset tarihi pasajlarından hatırlanacağı üzere Stuartlar dönemindeki çatışmalar aydın kişileri, temel insan haklarını o dönem için en azami şekilde kullanabilecekleri  (imtiyazları devam eden) Mason Localarına girme arzusunu var etmesidir. Bu işin bir yönü. Operatif Mason Locaları da hayatta kalma derdi içindedirler. Meslek erbabına uygulanan ekonomik yükümlülüklerden daha ağır ekonomik yükümlülükler yükleyerek, toplum içinde saygın konumda bulunan kişileri Localarına kabul etmişlerdir. Bir tarafta Locaya ilgisi gittikçe azalan Operatifler, diğer tarafta Localara devam eden ve her gün yenileri eklenen Spekülatifler... doğal olarak sonuçta Spekülatifler localarda baskın konuma geçmiştirler. 

Eski yazılarda (sn. ADAM kronolojik sırayla önemli gördüklerini bizimle paylaşmaya devam ediyor bugün o serinin 5.sini forumda yayınladı) "Kabul Edilmiş" Masonların Localarda yer almasıyla ilgili herhangi bir karar yok bildiğim kadarıyla. (Varsa da bilen birisi elbette bu görüşümü tashih edecektir)

Kabul edilmişlerin de ilk başlarda bence Mason Localarının yeniden tesisi ve bir düşünce okulu olmaları gibi bir düşünce de yoktu. Bu zaman içinde anlaşıldı. Böylece Operatif dönemin adet ve usullerini kaybetmeksizin ama yeni duruma uyan bir örgütün oluşturulması gerektiği düşüncesi 18. yy.ın başlarında oluştu. Böyle düşündüğüm içinde entrika göremiyorum. Sadece doğal bir dönüşüm olduğunu düşünüyorum

Sevgi ve Saygılarımla.


Kasım 26, 2009, 08:43:06 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bir açıdan Sayın SkullG ile görüş birliği içinde değiliz ama olsun. Katkılarından ötürü ona teşekkür borçluyuz.

Anlaşılması gereken önemli bir nokta var; biz çoğu kez bunu ya hiç bilmez ya da göz ardı ederiz. Britanya (Britain) başka Kıta Avrupası (Continent) başkadır. Britanya'da, özellikle İngilizler her şeyin kendileriyle birlikte başladığı, her şeyi kendilerinin en iyi bilip en doğrusunu yaptıkları iddiasındadırlar. Örneğin dünya yüzünde belirlenmiş ve genel geçerli sayılan bir standart varsa, İngilizler bunu en baştan alıp kendi standartlarını oluşturur ve dünya yüzünde asıl bunun geçerli olduğunu ileri sürerler.  Nitekim Masonlukta da İngiltere'yi Kıta Avrupası'ndan farklı kılan bu olmuştur.

Bu arada İngilizlerin Kıta Avrupası insanlarına oranla çok daha tutucu olduklarını da göz ardı etmemeliyiz. Bu bugün olduğu gibi geçmişte de böyleydi. Kıta Avrupası'nda inşaatçılık bir değişime uğrarken, artık operatif masonların geleneksel yöntem ve teknikleri (sırları) terk ediliyordu. Bunlar öğrenilmiş ve üniversitelere aktarılmış değildir. Yeni mimar ve inşaatçılar gotik sanatını bilmezdi; öğrenmemişlerdir de. Nitekim Kıta Avrupası'nda gotik sanatı 16. yüzyılda hemen hemen sona erer; yerine Barok ve Neoromanesk alır. İngiltere'de ise gotik egemenliğini sürdürmektedir. O ünlü 1666 büyük Londra yangını olmasaydı belki daha hayli uzun bir süre öyle gidecekti.

Hep aynı şey söyleniyor ve ben de hep karşı çıkıyorum. Sadece Londra'yı bile göz önüne alsak, burada spekülatiflerin yani kabul edilmişlerin localarında baskın çıkmış olduklarına ilişkin hiçbir delil, hiçbir emare yok. Bence bu sonradan uydurulmuş bir varsayım.

Sevgiler.



   
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
28 Yanıt
65391 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
6315 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 07, 2009, 09:22:03 ös
Gönderen: Prenses Isabella
CIA kabul şartları

Başlatan Santander Diger Konular

5 Yanıt
6970 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 23, 2008, 04:17:05 ös
Gönderen: Lux_e_Tenebris
3 Yanıt
5500 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2009, 11:48:47 öö
Gönderen: lucifer
3 Yanıt
11918 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2009, 02:28:24 ös
Gönderen: AteSHaN
0 Yanıt
6403 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 12, 2009, 08:20:58 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
7561 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2010, 08:47:15 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
5897 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2012, 07:20:21 öö
Gönderen: Sirius
11 Yanıt
5232 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2014, 12:38:14 öö
Gönderen: Da Vinci
6 Yanıt
7348 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2014, 04:35:31 ös
Gönderen: ADAM