Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Elmas Teorisi  (Okunma sayısı 4573 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 09, 2008, 10:34:01 öö
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Elmas teorisi din ile bilimi barıştıracak

Bugünkü bilim herşeyin madde ve enerjiden ibaret olduğunu öngörüyor. Nevada Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yunus Çengel ise tabiattaki herşeyin madde ve mana karışımı olduğunu söylüyor. Çengel, Einstein gibi gözlem ve muhakemeye dayandırdığı ve Elmas Teorisi adını verdiği teorisiyle bilimde çığır açmayı hedefliyor.
Yeni teori şu: “Dünyada her şey madde ve mânâ karışımıdır. Yani dünyada bir madde boyutu var. Fakat bir de madde olmayan bir sürü şey var.” Muhakeme ve gözleme dayalı Elmas Teorisi’nin müspet ilimlere tamamen uygun olduğunu söyleyen Çengel, Einstein’ın da 1905’te, yayınlarını, muhakemeye dayanarak yaptığını hatırlatıyor.

   

--------------------------------------------------------------------------------

Elmasın, kurşun kalemlerde iç olarak kullandığımız grafit denen madde ve sobalarda yaktığımız kömürle aynı malzemeden olduğunu biliyor muydunuz? Peki o zaman, torbası 10 YTL’ye satılan kömür ile küçük bir parçasına dahi paha biçilemeyen elmasın farkı ne diye sorduğunuzu duyar gibi oluyoruz. Bilim adamları, elmas ile kömürü birbirinden ayıran özelliğin, elmasta karbon atomlarının düzlemsel bir tabaka yerine üç boyutlu bir kristal oluşturacak şekilde dizilmeleri ve pozisyon almalarında olduğunu söylüyor. Daha açık ifade edersek, toprak altında yani karanlıkta kömür ile elmas madeninin içerik olarak aslında hiçbir farkı yok. Fark, her ikisinin ışıkla buluşması ile ortaya çıkan durumda. Yani, elmasın, ışığı kömür gibi emmeyip, yansıtması ve ışıltılı bir hâl almasında. Ve insanların da bu ışıltılı hâle yüklediği mana ve anlamda. Çünkü elmasın paha biçilemeyen madde olması ve güzelliği de bizler için buradan geliyor. Işıltılı hâli bizler için bir anlam ifade etmeseydi, elmas da dünyanın en pahalı madenlerinden biri olmayacaktı.

Ancak bugünün bilim adamlarının genel görüşü, her şeyin kaynağının madde ve enerji olduğu yönünde. Dolayısıyla maddeye baktığımızda da temel yapısı itibariyle her atomda elektron, proton ve nötron bulunuyor. O zaman her şey elektron, proton ve nötrondan oluşuyor ve her şey madde ve enerjiye dönüşebiliyor. Bu anlayışa göre altın da, demir de, kömür, elmas ve taş da aynı şeyi ifade edecekti bizler için. Bir örnek daha verelim. Elimizde bir gül var. Üzeri de çamurlu. Gül ve çamuru laboratuvarda tahlil ettirdiğimizde her ikisinin temel yapısının da madde olarak tamamen aynı olduğu rapor edilecekti bize: Elektron, proton, nötron. Fakat gerçekte her ikisinin de farklı olduğunu biliyoruz. Çünkü gül bizim hislerimizi harekete geçirebilecek kadar güzelken, çamur tabiatta, kendisinden sakınılması gereken bir madde olarak bilinmektedir. Peki o zaman gül ile çamuru birbirinden ayıran ve bilimin ıskaladığı şey ne?

Yeni teori şu: “Dünyada her şey madde ve mânâ karışımıdır. Yani dünyada bir madde boyutu var. Fakat bir de madde olmayan bir sürü şey var.” İddiayı dile getiren isim ise Amerikan Nevada Üniversitesi eski öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yunus Çengel. 20 yılı aşkın süredir ABD’de bilim adamı olarak çalışan Çengel, buna “Elmas Teorisi” diyor. Prof. Dr. Çengel, Elmas Teorisi’nin, bilimin gereği olan gözleme dayalı olduğunu ifade ediyor. Yıllarca gözlemlediklerini Elmas Teorisi ile dile getiren Çengel, böylece, birbiriyle küskün olan, hatta birbirinden uzak duran bilim ile dinin barışmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Barışırlarsa ne mi olacak? Yunus Çengel’in deyimiyle, bilimin önü daha da açılacak.

Duanın iyileşmeye etkisi inceleniyor

Amerika’da tıp bunu başarmış. Mesela daha önce kabul görmeyen akupunktur tam anlaşılamamış olsa da tıpta kullanılıyor. Bizde ‘kocakarı ilaçları’ olarak bilinen bitkisel ilaçlarla tedaviye de başlamış Amerikan tıp dünyası. Son gelinen noktada Pensilvanya Üniversitesi, araştırılacak konular arasına duayı da almış. Üniversite, duanın iyileşmeye etkisini inceleyecek. Ancak, Prof. Çengel’in söylediğine göre tıp biliminin kat ettiği yola karşılık fizik bu konuda hâlâ kör. Yani maddenin dışında bir şeyin varlığını kabul etmemeye direniyor. Çengel, geliştirdiği Elmas Teorisi’ne daha da açıklık getirmek için bu noktada bir örnek daha sunuyor: “Kitabı ele alalım. Kitabımızın ağırlığı 100 gram olsun. Bunun 99 gramı kağıt, 1 gramı mürekkepten müteşekkil. Ve yanda da yine 99 gram ağırlığında boş kağıt ile üzerine 1 gram mürekkep dökülmüş bir malzeme olsun. İkisini karşılaştırdığımızda, malzemesi tamamen aynı olmasına rağmen ikincisinin kitap olmadığını söyleyeceğiz. Demek ki kitabı kitap yapan mânâsıdır.”

Din ile bilimin birbirine küsmesi Osmanlı’nın son dönemlerine dayanıyor. Aslında din ile bilimin küskünlüğü kilisenin meselesi. Ancak Türk bilim dünyası da bu sorunla yıllarca boğuşmak durumunda kalmış. Ama bundan önce İslamiyet’te ilim ile din beraber yol almış. Hatta biri parlak olduğu zaman diğeri de en parlak devrini yaşamış. Bu uzun bir süre böyle devam etmiş.

Aslında bu kavganın Avrupalılar için haklı bir mücadele olduğunu söyleyen Çengel’e göre onların ilerlemesine engel olan Hıristiyanlıktı: “Çünkü kilisenin bilim üzerine muazzam bir tahakkümü vardı.” Bu aşamadan sonra Avrupa, bilimsel düşüncenin gelişmesi için dinden tamamen ayrılmaya karar verdi. Onlara göre din ile bilim bir arada gitmeyecekti. Bilimin özü sorgulamak, gözlemlemekti. Hıristiyanlıkta ise papaz ne derse o oluyordu.

Bilim önyargısız değil, dine karşı önyargılıdır

Devamını Yunus Çengel’den dinleyelim: “Avrupa Rönesans hareketi ile bunu aştı. Ama Avrupa’da bilim adamlarının muazzam bir kuyruk acısı vardır; bu bağnazlıktan, taassuptan, tahakkümden dolayı. O yüzden dine karşı belki bir kin, nefret, düşmanlık gibi hisler kaldı. Sonuçta bu ikisi ayrıldı ve bilim muazzam şekilde gelişti. Ama muhalif olarak gelişti. Hatta önyargı o kadar ilerledi ki, bugün inancı ima eden şeyler bile dışlanır. ABD’de bu konuda tartışmalar çıkıyor.”

Elmas Teorisi ile, yani varlıkların madde dışında bir de mânâ âlemleri olduğunun kabulü ile mühendislik âleminde yeni bir çığır açacağını, fizik dünyasında da çalkantıya sebep olacağını belirten Yunus Çengel, teori sayesinde insanların evrene, tabiata bakışının değişeceğini düşünüyor. Şu anda riayet edilen “Her şey madde ve enerjidir. Her şeyin kaynağı da madde ve enerjidir.” bakış açısının da bırakılacağını kaydediyor. Çünkü sunumunun müspet ilimlere tamamen uygun olduğunu, gözleme, muhakemeye dayandığını, müspet ilimlerde yerleşmiş hiçbir kurala aykırı bir durumun bulunmadığını söylüyor. Çengel teorisinin önünün açık olduğunu vurgulayarak şu örneği veriyor: “Einstein 1905’te, tamamen muhakemeye dayanarak yayınlarını yaptı. Şu anda 2005’teyiz. Birleşmiş Milletler 2005’i Fizik Yılı ilan etti. Sebebi de Einstein’ın sunduğu üç tane tebliğ. Einstein o zaman akademisyen bile değildi. O zaman uçuk gibi geldi insanlara. Fakat daha sonra bakıldığında hakikaten her şeyin uygun olduğu görüldü. Zaten Einstein’ın bir sözü var, ‘Eğer bir fikir başta saçma ve uçuk gelmiyorsa onun için ümit yok demektir.’ diye. Onun için Elmas Teorisi’ni anlamakta fizikçiler biraz zorlanacak. Felsefe uzmanları da bunu gayet iyi anlayacak.”

Kaynak :
http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=22801&yorum_id=6360


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2608 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 30, 2007, 10:53:18 ös
Gönderen: shemuel
2 Yanıt
6059 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 14, 2008, 08:56:39 ös
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
5131 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 04, 2009, 05:50:01 ös
Gönderen: Mozart
25 Yanıt
21561 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2011, 03:17:38 ös
Gönderen: agnusdei
0 Yanıt
2937 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 30, 2010, 01:53:59 ös
Gönderen: Mozart
9 Yanıt
5724 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2013, 12:56:40 ös
Gönderen: Etimolog
1 Yanıt
2299 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2013, 08:53:33 ös
Gönderen: Tij
2 Yanıt
2682 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2013, 08:27:50 öö
Gönderen: ruzber
0 Yanıt
4077 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 15, 2014, 08:34:36 öö
Gönderen: edebiyat_ogr
7 Yanıt
3631 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 20, 2016, 05:11:48 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak