Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: masonluk evrensel ve bütün dünya içinse;Ziya Gökalp hem türkçü hem de mason  (Okunma sayısı 28235 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 10, 2008, 02:49:15 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

sosyolog Ziya Gökalp Türkçülük akımını başlatanlardan biriydi ayrıca da masondu.bu şekilde nasıl ülkü mabedi kurulabilir?yani Ziya Gökalp Türk olmayı üstünlük bilmiştir.bununlada övünmüştür.
1-bu düşünceleri mason olmadan öncemiydi?
2-Ziya Gökalp iyi bir mason  değilmiydi?
3-masonlar Ziya Gökalp'in düşünceleriyle(Türkçülük akımını biz başlattık diye) övünüyorlarmı kızılayı kuran masonların kızılayı kurmalarıyla övündükleri  gibi?


Ocak 10, 2008, 02:57:14 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

sakın yanlış anlaşılmasın Ziya Gökalp'i eleştirmiyorum.Hem zaten nasıl eleştirebilirim ki yüce Atatürk "heyecanlarımın babası Namık Kemal,fikirlerimin babası Ziya Gökalp'tir" demiştir.
Kaynak:Prof. Dr. Hikmet Tanyu Atatürk ve Türk milliyetçiliği s. 179


Ocak 10, 2008, 03:19:36 öö
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Sn M. Akyol.

Dikkatimi cekti, uye oldugunuzdan beri sadece masonluk ile ilgili ciddi ve guzel sorular sormussunuz. Iclerinden en zekice buldugum bu idi. Takdir ve tebrik etmek istedim. Bu sorunun muhatabi tabiki ben degilim ama acizane kanaatim Ziya Gokalp'in bu davranisi masonlukla tezat durmuyor. Cunku kendisi irkci degil sadece milliyetciydi. Miliyetcilik bu ulkede hasta adam Osmanli'dan sonra tekrar ayaga kalkabildigi ciddi bir mekanizma olusturdu biliyorsunuz. Bazilari bunu ayristirici gibi yorumlasalar da bu aslinda birlestirici oldu cunku ak koyun kara koyun ortaya cikti. Iclerinde Turklere dusman olanlar hemen patlak verdi. Diger yandan, Nihal Atsiz icin aynisini soyleyemeyebilirim mesela. Yani bir insan milliyetci olurken humanist veya evrenselci olamaz diye bir kaide yok. Yeterki insan hakliyi haksizdan ayirabilsin milliyetci olacaksa bile..


muhabbetle...
« Son Düzenleme: Ocak 10, 2008, 03:29:25 öö Gönderen: Kirlangic »


Ocak 10, 2008, 02:09:25 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Geçen pazar akşamı Murat Çulcu adlı araştırmacı - tarihçi bir yazarı dinlerken kendisi atatürk hakkında Selanik locasında tekris olduğunu daha sonra ise ne olduğunu bilmediği belirtmişti. Herhalde tahminen bu locadan ayrıldığı kanaatindeyim. Masonların 1935 yılındaki uykuya yatma olayınıda O yılda idam edilen Maşrık-ı Azam olan bir kişiye bağlamıştı.. Türkiyedeki mason locaları bu ölüm üzerine uykuya yatmış olacaklarını belirtmişti. İttihat ve terakki hakkında daha birçok konuda bana enteresan gelen açıklamaları olmuştu. Sonuç olarak ;

1935 yılında idam edilen Maşrıkı azam olan kişi kimdi acaba ?

Atatürk ile Mason Locaları arasında ne gibi problemler olmuş olacakki bir müddet sonra ters düşmüşlerdir, üstelik atamızın selanik locasına girip çıktığını varsayarsak

saygılarımla


Ocak 10, 2008, 03:11:26 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Geçen pazar akşamı Murat Çulcu adlı araştırmacı - tarihçi bir yazarı dinlerken kendisi atatürk hakkında Selanik locasında tekris olduğunu daha sonra ise ne olduğunu bilmediği belirtmişti. Herhalde tahminen bu locadan ayrıldığı kanaatindeyim. Masonların 1935 yılındaki uykuya yatma olayınıda O yılda idam edilen Maşrık-ı Azam olan bir kişiye bağlamıştı.. Türkiyedeki mason locaları bu ölüm üzerine uykuya yatmış olacaklarını belirtmişti. İttihat ve terakki hakkında daha birçok konuda bana enteresan gelen açıklamaları olmuştu. Sonuç olarak ;

1935 yılında idam edilen Maşrıkı azam olan kişi kimdi acaba ?

Atatürk ile Mason Locaları arasında ne gibi problemler olmuş olacakki bir müddet sonra ters düşmüşlerdir, üstelik atamızın selanik locasına girip çıktığını varsayarsak

saygılarımla

Masonluk acisindan degil, tarihin seyri acisindan sn, Kemal'in ifadelerine  bri sey eklemek istiyorum. O da su ki; Ters dusme diyemeyiz belki ama Enver Pasha ve Talat Pasha' ile Ataturk'un siyaset arenasinda ayriliga dustukleri yerler olmustur. Ki Ataturk onlarin 1908'deki devrimine destek vermemis, onlarin Yeni bir Osmanliyi diriltme cabalarini yeterli bulmamis ve turk Milletinin bundan cok daha mukemmel bir reforma ihtiyaci oldugunu soylemistir. Enver Pasha bir ustaddi diye yaziyor zaten "Kardeslerimiz"listesinde... Ama ben Ataturk'un Enver Pasha ile sirf anlasmazliga dustu diye okuz oldu ortaklik bozuldu hezeyanina girecegine ihtimal vermedigimden, Enver Pasha ile olan kisisel uyusmazligini butun bir topluma mal ettigini de dusunmuyorum.

Kaldiki forumu biraz gezince bu konuyla ilgili bir basligin onceden acilmis oldugunui ve orada aslinda Ataturk'un mason localarini kapatmaidigini, Ataturk' genel dini rituellerin hepsine ayni yaklastigindan onlar da kendi aralarinda teyakkuz adina uykuya dalmayi yeglediklerini okuyabilirsiniz.  Masonlar boyle soyluyorlar.


muhabbetle






Ocak 10, 2008, 05:11:42 ös
Yanıtla #5
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Geçen pazar akşamı Murat Çulcu adlı araştırmacı - tarihçi bir yazarı dinlerken kendisi atatürk hakkında Selanik locasında tekris olduğunu daha sonra ise ne olduğunu bilmediği belirtmişti. Herhalde tahminen bu locadan ayrıldığı kanaatindeyim. Masonların 1935 yılındaki uykuya yatma olayınıda O yılda idam edilen Maşrık-ı Azam olan bir kişiye bağlamıştı.. Türkiyedeki mason locaları bu ölüm üzerine uykuya yatmış olacaklarını belirtmişti. İttihat ve terakki hakkında daha birçok konuda bana enteresan gelen açıklamaları olmuştu. Sonuç olarak ;

1935 yılında idam edilen Maşrıkı azam olan kişi kimdi acaba ?

Atatürk ile Mason Locaları arasında ne gibi problemler olmuş olacakki bir müddet sonra ters düşmüşlerdir, üstelik atamızın selanik locasına girip çıktığını varsayarsak

saygılarımla

Masonluk acisindan degil, tarihin seyri acisindan sn, Kemal'in ifadelerine  bri sey eklemek istiyorum. O da su ki; Ters dusme diyemeyiz belki ama Enver Pasha ve Talat Pasha' ile Ataturk'un siyaset arenasinda ayriliga dustukleri yerler olmustur. Ki Ataturk onlarin 1908'deki devrimine destek vermemis, onlarin Yeni bir Osmanliyi diriltme cabalarini yeterli bulmamis ve turk Milletinin bundan cok daha mukemmel bir reforma ihtiyaci oldugunu soylemistir. Enver Pasha bir ustaddi diye yaziyor zaten "Kardeslerimiz"listesinde... Ama ben Ataturk'un Enver Pasha ile sirf anlasmazliga dustu diye okuz oldu ortaklik bozuldu hezeyanina girecegine ihtimal vermedigimden, Enver Pasha ile olan kisisel uyusmazligini butun bir topluma mal ettigini de dusunmuyorum.

Kaldiki forumu biraz gezince bu konuyla ilgili bir basligin onceden acilmis oldugunui ve orada aslinda Ataturk'un mason localarini kapatmaidigini, Ataturk' genel dini rituellerin hepsine ayni yaklastigindan onlar da kendi aralarinda teyakkuz adina uykuya dalmayi yeglediklerini okuyabilirsiniz.  Masonlar boyle soyluyorlar.


muhabbetle


öncelikle sayın Kırlangıç, yazınızda yanlış anlaşılmaya müsait olan bir noktayı düzeltmek isterim. MASONLUK bir dinsel öğreti ya da örgütlenme değildir. Dolayısıyla Atatürk genel dini ritüellere aynı derecede yaklaştığı için masonlar uykuya dalma kararı almış değillerdir.


Sn. Kemal,

1923-1935 yılları arasında Besim Ömer Paşa, Servet Yesari Fikret takiyyiddin Edip servet, mim kemal öke mustafa hakkı nalçacı ve muhittin osman omay T.büyük Maşrık'ı ustad-ı âzamı olmuşlardır. Aynı dönemdeki amir-i hakim-i azamlar (Türkiye Yüksek Şurası) Fikret Takiyyiddin, Fuat Hulusi Demirelli Servet Yesari mustafa reşit mimaroğlu ve ismail hurşittir.

gerek büyük üstad ve gerekse amir-i hakim-i azamlar arasında bahsedilen üzere idam edilmiş olan herhangi birisi bulunmamaktadır.

1935 uykuya dalma ile ilgili olarak sitede pek çok açıklama yapıldığından dolayı yenilemeyi gerekli görmüyorum.

Ancak Atatürk ile Mason L. arasında ne gibi bir problem oldu sorusunu yanıtlamak isterim. cevap basit HİÇBİR PROBLEM OLMADI...

Kaldı ki Atatürk'ün 930 yılında İzmir'deki bir toplantıda şöyle söylediği belgelenmiştir; "Ben sizin cemiyetinizin çok faydalı bir teşekkül olduğunu, insanlık idealine büyük hizmet ettiğini biliyorum. Bunun için size mümkün olduğu kadar yardımcı olmak isterim. Mussolininin yaptığı gibi takibata uğramanıza asla müsaade etmeyeceğim. Sadece büyük vazifen itibariyle sizin usüllerinize tabi olamayacağım için aranıza katılmam mümkün değildir"

Atatürk dönemi bakanlar kurulu listeleri incelenirse herzaman birkaç mason bakanın bulunduğu da görülecektir.

1930lardaki siyasi hava birlik halinde olanın daha yararlı olduğunu göstermesi nedeniyle pek çok dernek faaliyetlerini tatil etmiş veya kendisini lav etmiştir. Mason derneklerinin de uykuya dalmasının nedeni bundan dolayıdır.

Ayrıca "selanik locasına girip çıktığını varsayarsak" ibarenize de itiraz ediyor ve Atatürk'ün mason olup olmadığının bilinmediğini belirtmek istiyorum.

Sevgi ve Saygılarımla...


Ocak 10, 2008, 05:30:26 ös
Yanıtla #6
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

sosyolog Ziya Gökalp Türkçülük akımını başlatanlardan biriydi ayrıca da masondu.bu şekilde nasıl ülkü mabedi kurulabilir?yani Ziya Gökalp Türk olmayı üstünlük bilmiştir.bununlada övünmüştür.
1-bu düşünceleri mason olmadan öncemiydi?
2-Ziya Gökalp iyi bir mason  değilmiydi?
3-masonlar Ziya Gökalp'in düşünceleriyle(Türkçülük akımını biz başlattık diye) övünüyorlarmı kızılayı kuran masonların kızılayı kurmalarıyla övündükleri  gibi?


Sn. M. AKYOL,

Masonluk, yurtseverliğe aykırı bir kozmopolitlik değildir. Kendi vatanına ve ulusuna karşı sevgiden ve bağlılıktan yoksun bir kişinin, diğerlerine sevgi beslemesi insancıl ödevlerini yerine getirmesi beklenemez. Her mason, ilk önce ulusunun bir bireyi, sonra insanlığın bir parçasıdır. yurttaşına, aynı ulustan olan bir diğerine karşı gerçek ilgiden yoksun ve herhangi bir bağlılık duymayan  insanlar ya toplumun asalakları ya da kendi çıkarlarına öncelik veren salt kendi benliklerini düşünen yozlaşmış bencillerdir. böylelerinin ise elbetteki masonluk içinde yeri olamaz. çünkü gerekli kimlik, yurtseverlik ile insan severliği bağdaştırmaktadır.

Masonluğun evrenselliği hiçbir zaman bir masonun ülkesine ve milletine karşı olan duygu ve görevlerinden özveride bulunması veya bundan sakınmasını gerektirmemiştir ve gerektirmez de. İnsanlığın sonsuz bir barış ve kardeşlik ortamında mutluluğunun sağlanması kendi ulusunun güçlenmesine bağlıdır.

Ziya Gökalp ile ilgili sorularınıza yukarıdaki açıklamar ışığında bir cevap bulacağınızı ümit ederim.

3. sorunuzla ilgili olaraksa site üyesi mason arkadaşlar cevap vermek isterlerse verirler. Ama H.K.E.M.B.L. tarafından ünlü masonlar arasında gösterilmez ve kamuya ilan edilmezdi.

Türkiye'de bir çok devlet adamı, sanatçı, din adamı, yazar Masondur. Aşağıda bu isimlerin çoğunu sıraladığımızda normal yaşamlarında birbiri ile halef selef olmuş, değişik siyasi gruplarda yer almış, kimi zaman değişik siyasi yaklaşımları benimsemiş olan kişilerin olduğu kolayca görülebilecektir. Günlük siyasi çekişmelerin, kişiler arası her türlü ayırım ve ayrıcalığın dışında kalmayı ilke edinen Masonluğun insan sevgisi, özgürlük, eşitlik gibi temel ilkeler dışında bir yaklaşımı benimsemesinin mümkün olmadığının belki de en güzel göstergesi budur.
Aşağıda Türkiye'de tanınmış halen hayatta olmayan bazı Masonlar sıralanmaktadır. Bu isimlerin bilimin, düşüncenin evrenselliğini ortaya koyan birer örnek oluşturduğu açıkça görülmektedir

devamı için bkz.  http://www.mason.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=39&Itemid=43

Sevgi ve saygılarımla...


p.s.: her iki mesajımda hatalı bir bilgi var ise sitedeki mason üyelerden düzeltmelerini talep ederim.


Ocak 11, 2008, 01:05:28 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Çok teşekkür ederim Sn. skullG, çok güzel anlatmışsınız...
Sevgilerimle,


Ocak 11, 2008, 04:41:15 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

Bildiğim kadarıyla İttihat terakki içinde masonluğa girmeyen ender kişilerden birisi Enver paşaydı diye biliyorum. Aslında uykuya yatma meselesini bende yanlış yazdığımı düşünüyorum, masonlar 1935 yılında uykuya yatmamış Mustafa kemalin Mahmut esat bozkurtu bu konuda görevlendirerek ilk konuyu Halk partisinde açılması suretiyle kapanmasına ön ayak oldu diyebiliriz..  Mustafa kemalin bizzat emri ile faaliyetlerine 15 sene ara verdiğini fakat bazı locaların ölümünden sonra gizli bir biçimde faaliyetlerini sürdürdü diyebiliriz..


Ocak 11, 2008, 05:13:46 ös
Yanıtla #9
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

masonlar 1935 yılında uykuya yatmamış Mustafa kemalin Mahmut esat bozkurtu bu konuda görevlendirerek ilk konuyu Halk partisinde açılması suretiyle kapanmasına ön ayak oldu diyebiliriz..  Mustafa kemalin bizzat emri ile faaliyetlerine 15 sene ara verdiğini fakat bazı locaların ölümünden sonra gizli bir biçimde faaliyetlerini sürdürdü diyebiliriz..

bu bilginizde yanlıştır... dolayısıyla böyle diyemeyiz. 1930larda hükümette mason dernekleri aleyhine tavırda bulunan 3 kişi vardır. Bunlar RECEP PEKER (bayındırlık bkn) ki Ankara Vadisi'ne mason olmak için başvurmuş ve başvurusu reddedilmişti
ikincisi şükrü saraçoğlu
üçüncüsü ve en bilindiği ise M. Esat BOZKURT (adalet bkn.) ki o da İzmir Vadisi'ne Masonluğa girmek için başvuruda bulunmuş ve fakat bu talebi kabul edilmemişti hatta bundan dolayı İzmir'de bir Loca çalışması esnasında binayı kurşunlamıştır.

Atatürk'ün bozkurt'u görevlendirdiğine dair hiçbir tarihi delil bulunmamakla birlikte yukarıda aktardığım olaylar belgelenmiş gerçeklerdir. Sadece bu teoriye destek olarak bozkurt'un "reisi cumhurda bu cemiyetlerin kapatılmasına muvaffak bulunmaktadır" sözü vardır ki bunun karşısında yukarıdaki mesajlarımda aktardığım Atatürk'ün sözleri ve onun yakınındakilerin hatıratlarında Atatürk'ün masonluğa yaklaşımı ile ilgili anıları bu tezi kolaylıkla yıkmaktadır.

Kaldı ki Bozkurt'un bakanlığı döneminde kabinede, mason bakanlar da vardı; Kazim Özalp(MSBkn) ve Şükrü Kaya (İçişleri Bk) .

Bu süreçte Mason dernekleri kendi kendilerinin faaliyetlerini durdurmuşardır. Bkz. 10 Ekim 1935 tarihli Anadolu Ajansına verilen bildiri...

yine bahsettiğiniz, gizli faaliyet sürdürme meselesine gelince... Faaliyetlerini durduran veya kendini kapatan dernek Türk yükseltme derneğidir... 1930larda Parti-Devlet bütünleşmesinin sağlanması için Dernekler Yasası ile pek çok dernek kapatılmıştır. Türk Kadınlar Birliği gibi Türk Ocakları gibi...

o dönemde Türkiye büyük Maşrıkı ile özdeşleşen dernek 1927'de kurulan "tekamül-ü fikri cemiyeti"dir ki adını 1929'de türk yükseltme cemiyeti" olarak değiştirmiştir.

EKS Ritinde etkinlikte bulunan türkiye yüksek şurası ise 1932'de "türkiye yüksek masonluk cemiyeti" addıyla dernekleşmiştir.

uykuya dalan sembolik derecelerde etkinlikte bulunan Türk yükseltme cemiyetidir. Bu dernek tüm malvarlığını Halkevlerine bağışlayarak uykuya dalmıştır... "TYMC" ise benim bildiğim kadarıyla kapatılmamıştır. Yüksek Şura yüksek derece atelye çalışmalarını durdurdu...

bununla birlikte kimi masonlar belli günlerde bir araya toplanmaktaydılar. bu toplanmaları, kardeşlerin birbiriyle bağlarını kopartmamak için yaptıklarının düşünülmesi yerindedir. ki bir ailede de böyle değil midir?

1939 yılında TYS kendi yönetimi altında olmak üzere simgesel derecelerde sınırlı çalışmalar yapmaya başlamıştır. bunda ise gizlilik yoktur... kapalılık vardır...

Sevgi ve Saygılarımla...



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
20 Yanıt
17605 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2009, 09:13:14 ös
Gönderen: joersmax
6 Yanıt
17400 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 29, 2010, 11:56:24 ös
Gönderen: Ökkeş
4 Yanıt
5259 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 19, 2007, 08:15:49 ös
Gönderen: Mozart
1 Yanıt
21913 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2009, 10:55:22 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2493 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 28, 2009, 03:47:36 ös
Gönderen: rigormortis
0 Yanıt
3837 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 23, 2010, 01:45:53 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3936 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 24, 2010, 05:52:20 ös
Gönderen: ADAM
61 Yanıt
30137 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2011, 07:17:52 ös
Gönderen: agnusdei
16 Yanıt
9127 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 16, 2013, 02:39:50 ös
Gönderen: GOASISG
1 Yanıt
3207 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2017, 12:58:14 öö
Gönderen: denizhan