Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Serkan Ucar  (Okunma sayısı 3035 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 13, 2011, 08:59:25 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Sairin dilinden ;

"7 temmuz 1975 Ağrı ili, Doğubeyazıt ilçesi, Zengezur köyü doğumluyum.
Lise mezunuyum, Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Akçay tatil beldesinde ikamet ediyorum.
'Aslı Kalıyor' ve 'Sana Bir Memleket Kadar Hasretim' isimlerinde iki şiir kitabım bulunmaktadır."

Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde Ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
... Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sükut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancik pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.

Ustam!
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.

Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.

Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne...

Serkan UÇAR




Tuncel Kurtiz - Tut Yüreğimden Ustam
« Son Düzenleme: Ekim 13, 2011, 09:01:44 ös Gönderen: Isis »


Ekim 13, 2011, 09:18:52 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662


Saat On İkiyi Beş Geçiyordu



Zaman, can çekişirken,
Akrep yelkovan, arasında;
Bir adım öteye gidemezken geceden,
Ay, ışığını çekerken sinesine,
Yıldızlar çekilirken kuytu karanlıklara,
Hüzün, bakır bir çaydanlıkta demleniyordu,
Ve ben, son sigaramdaki dumanları da hapsediyordum içime,
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm;
Masum, yalınayak çocukluğum;
Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim,
Ulu orta seriliyordu, harami sofrasına,
Düş bahçelerim yağmalanıyordu,
Herkes payına düşeni alıp giderken.
Bütün kimsesizliğimle,
Bütün çaresizliğimle,
Bütün çıplaklığımla, kalıyordum karanlığın koynunda;
Üşüyordum,
Tepeden tırnağa buz kesiyordu yalnızlık.
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

Dişlerimle, şafağı sökmek isterken karanlığın göğsünden;
Gün ağarıyordu saçlarıma,
Tel tel,
Raylarımdan çıkıyordum,
Vagonlarım kopuyordu bir biri ardına,
Savruluyordum,
Bir cinayete kurban gidiyordum,
Kaza süsü verilmiş,
Faili meçhul bir ölüm biçiyordu terzi masasında,
Bir tabuta çivileniyordum.
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

S.U.



Saat On İkiyi Beş Geçiyordu-Tuncel Kurtiz-Serkan Uçar.wmv



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
2535 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 07, 2017, 09:28:53 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak