Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 27 Nisan Bir Yasinda  (Okunma sayısı 3499 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 27, 2008, 06:22:15 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

27 NISAN NEYDI, KISACA ANIMSAYALIM:

27 Nisan Genelkurmay Başkanlığı Basın Açıklaması  Türk Silahlı Kuvvetleri adına Genelkurmay Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısı ile 27 Nisan 2007 tarihinde gece saat 23:10'da  yaptığı, lâiklikle ilgili açıklama. Bu açıklama bazı siyasetçi ve gazeteciler tarafından "muhtıra" olarak tanımlanmıştır.

Genelkurmay Başkanlığı'nın 12 Nisan tarihinde, yapılacak olan Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yaptığı ve birçok köşeyazarının katıldığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "Atatürkçülüğe, laikliğe ve cumhuriyetin temel ilkelerine sözde değil özde bağlı" bir Cumhurbaşkanı adayı profilinin çizildiği "Basın Bilgilendirme Toplantısı"nın ardından yaşanan adaylık sürecinin ve rejim ile ilgili kaygıların değerlendirildiği ve şimdiye kadarki Genelkurmay Başkanlığı Basın açıklaması metodolojisine uymayan açıklama ile başlayan süreç.

Açıklamanın ardından birçok gazeteci ve yazar tarafından yapılan değerlendirmelerde bu açıklamanın olağan bir açıklama sayılamayacağını; bunun Genelkurmay Başkanlığı tarafından alışılmadık bir uslûp ile kaleme alındığı ve bir muhtıra olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır.


 Bildiri

27 Nisan gece yarısına az bir zaman kala resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada adaylık süreci ile 23 Nisan öncesi yurdun birçok yöresinde laiklik karşıtı ve din bezirganlığı olarak nitelendirdikleri olayların gelişiminin vahim derecede olduğu ve bunun rejime meydan okuma olarak değerlendirilmesi gerektiği yer almış, bununla birlikte TSK'nın yasalar ile kendine düşen görev ve yetkileri kullanmaktan çekinmeyecekleri de dile getirilerek "Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır" denilmiştir.

Bildiri Süreci

Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin Mayıs ayında dolacak olması sebebi ile başlayan Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili olarak özellikle anamuhalefet Partisi CHP'nin Türkiye'nin tepedeki üç makamın da Milli Görüşçü olmaması ve Cumhurbaşkanı'nın tüm Partilerin uzlaşısı ile seçilmesi gerektiği düşüncesine birçok sivil toplum kuruluşu ile (Cumhurbaşkanı'nın TSK'nın başkomutanı sıfatı taşıdığı gerekçesi ile) müdahil olması, bu görüşlere AKP ve diğer sivil toplum kuruluşları tarafından itibar edilmemesi, ülkede gerginliği tırmandırmıştır.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt 12 Nisan'da Cumhurbaşkanı'nın Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Başkomutanı olması sıfatı ile bu seçimlerin kendilerini de yakından ilgilendirdiğini belirtmiş ve seçilecek Cumhurbaşkanı'nın cumhuriyetin temel ilke ve kuralları ile Atatürkçülüğün gereklerine özde bağlı olması gerektiğini beyan etmesine ve birçok sivil toplum kuruluşu tarafından organize edilen 14 Nisan Cumhuriyet Mitingi'nin netice vermemesi sonucu süreç doğal olarak başlamıştır.

AKP Merkez Yönetim Kurulu Erdoğan'a seçimle ilgili tam yetki vermiş ve kamuoyu baskıları ile Muhalefet partilerinin başlattığı çalışmalar neticesinde kendisi aday olmayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere AKP içerisinde ağırlığı olan ve Milli Görüşçü olarak anılan TBMM Başkanı Bülent Arınç ile yaptığı görüşmeler sonucunda, sunduğu birkaç isimden hiçbirinin istenmemesi ve Arınç'ın ya kendisinin ya da Abdullah Gül'ün olmasını istemesi sonucu Abdullah Gül'ü aday ilan etmiştir.

Aday gösterilen Abdullah Gül'ün kendisinin de Milli Görüş çizgisinden gelmesi ve türban konusunda Türkiye Cumhuriyeti'ni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikayet eden eşi Hayrinüsa Gül'ün de türbanlı olması ve eşi Başbakan iken bile davayı çekmemekte ısrarcı olması, bazı çevrelerce Cumhuriyete meydan okuma olarak algılanmıştır.

Bildiri'nin etkileri

Hükümet bildiriyi üzerine almış ve Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek bir basın açıklaması yaparak Hükümetin de laiklikten yana olduğunu bildirmiştir.

Eski Cumhurbaşkanı ve 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren Ordu'nun gerek gördüğü için böyle bir açıklama yapmış olduğunu ve bunun görevi olduğunu belirtmiştir.

Mecliste temsil edilen CHP, ANAP, DYP, HYP, SHP ile TBMM'de sandalyesi olmayan DSP, MHP, İP liderleri erken seçim kararı alınarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yeni Meclis tarafından yapılması gerektiğini basın açıklamaları ile belirtmişlerdir. Ancak Hükümet böyle bir yolu tercih etmediklerini ve seçim sürecinin devam edeceğini açıklamışlardır. Abdullah Gül ise adaylıktan çekilmeyeceğini açıklamıştır.

TBMM'de 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi 1. turunda toplantı yeter sayısı olan 367 sayısına ulaşılamadığı gerekçesiyle CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne yapılan itiraz başvurusu 1 Mayıs 2007 tarihinde haklı bulunarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 1. turu iptal edilmiştir. Bu gelişmeler üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran ya da 1 Temmuz tarihinde erken seçime gidileceği açıklaması yapti.


Türk ulusal basın internet sitelerinde konuya ilişkin ilk haber başlıkları:

    * Hürriyet: Genelkurmay'dan çok sert açıklamasi
    * Milliyet: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
    * Sabah: Genelkurmay'dan gece yarısı bildirisi
    * Star: Genelkurmay'dan açıklamasi
    * Yeni Şafak: Genelkurmay geceyarısı açıklama yaptı
    * Vatan: TSK'dan muhtıra gibi açıklama
    * Zaman:Genelkurmay'dan laiklik açıklaması

Yorumlar ve tepkiler

Yabancı haber ajansları ise acil kodu ile üyelerine basın açıklamasını servis ettiler.[34]Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, TSK'nın demokratik laikliğe ve demokratik değerlere saygı gösterdiğini ispatlaması için seçim sürecine karışmamasının gerektiğini söyledi.[35]

Türkiye'deki yazarlardan açıklamaya karşı çeşitli yorumlar geldi. Star gazetesi yazarlarından Mehmet Altan "'internet muhtırası' doğrudan demokrasiye bir müdahaledir"  yorumda bulunurken, Milliyet gazetesi yazarı Hasan Cemal konuyla ilgili "Hayır!" başlıklı yazısında askerî müdahalelerin toplumsal düzen ve gelişime zarar verdiği yorumunda bulundu. Radikal gazetesinden İsmet Berkan, bildirinin bir askeri darbe uyarısı olduğu yorumunu yaparak, geleceği haber verilen bu darbeden kurtulmak için alınması gerektiğine inandığı tedbirleri yazdı.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi genel başkanı Ufuk Uras ise "Muhtıraya Hayır! Sözde Değil, Özde Demokrasi İstiyoruz" başlıklı bir basın açıklamasında bulunarak Genelkurmay Açıklaması'nı eleştirdi

Basın açıklaması, Genel Kurmay Başkanlığı web sitesinden yapılması nedeniyle esprili olarak "e-muhtıra" şeklinde anıldı.

"Siyasal Ufuk Hareketi" adlı sivil toplum örgütü, yayınladığı bildiride Genel Kurmay açıklamasını muhtıra olarak tanımlayarak, siyasi görüşü ne olursa olsun, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını demokrasiyi korumak için birleşmeye çağırdı. Bildiride ayrıca "Ortada açık bir askeri müdahale varken ve bir gazetenin reklam kampanyalarıyla şişirilmiş taktiksel bir ‘irtica geliyor’ söyleminden başka ciddi açık bir tehlike görünmezken ‘ne darbe ne şeriattan’ başka bir şey söylemeye dilleri varmayanlar..." ifadesilye Cumhuriyet gazetesi ve ona yakın sol görüştekilerin tutumu eleştirildi.

İstanbul eski valilerinden Erol Çakır ise, Genelkurmay açıklamasından yana tavır alarak, ülkenin dini ideolojiye bağlı tek parti diktatörlüğüne hızla sürüklendiğini iddia etti ve gidişi "çok vahim" olarak değerlendirerek "Bu yüzden bütün vatanseverlerin, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine inananların hem demokrasiyi korumak, hem de Cumhuriyet'in temel kazanımları adına bu gidişe dur demeleri gerektiğine inanıyorum. TSK, bildirisi ile tehlikeyi vurgulamıştır." dedi.

WIKIPEDIA


Nisan 27, 2008, 06:23:19 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Türkiyenin ilk sanal muhtırası


Nisan 27, 2008, 06:46:41 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Londra Stansted Havalimanı'ndan Stansted Express Treni ile şehir merkezine doğru hareket etmek üzereyiz. Kompartımana el arabasıyla trenin kafeterya hizmetleri görevlisi giriyor.

El arabasında kahve, meyve suları, kekler ve daha birçok ürün bulunuyor. Herkesi selamlıyor ve ismini söylüyor. "My name is Gideon. (Gerisini çeviriyorum) Uçaktan geldiniz ve hepiniz yolculuğu tamamladığınız için iyi bir şeyi hak ettiniz. Harika kahvem var. Ayrıca taze meyve sularım da var. Acıkanlara annelerinin kekini hatırlatacak lezzette keklerim var." Tam o sırada yolculardan biri "Tren Liverpool Street Station'a gider mi?" diye sorunca satıcımız cevap verir: "Elbette gider; son durak Liverpool Street Station'dır. Ayrıca şu kek de orada inecek. Bu keki alırsanız, o size geldiğimizi söyler." Vagondaki yolcular Gideon'un bu sözüne gülerler ve birkaç yolcu Gideon'dan alışveriş yapar.

New York metrosunda akşam saatleri. Birden iki adam vizyon filmlerini çıkarıyor. "İşte bu filmle yüreğiniz ağzınıza gelecek, çok heyecanlanacaksınız. Bu filmle çok güleceksiniz, bu filmle çok korkacaksınız, bu filmle de şöyle olacak" diye filmleri anlatıyorlar. Ama gerçekten ne anlatıyorlarsa filmin yaratacağı duyguları canlandırarak anlatıyorlar. Bu arada sattıkları DVD filmler korsan. ABD'de bir DVD film 30 dolar civarında. Korsan filmlerin satış fiyatı ise 5 dolar. Filmleri anlatan satıcılardan biri, birden neredeyse fısıldar gibi bir şey söylüyor. O kadar sessiz söylüyor ki, herkes sessizleşip onu duymaya çalışıyor. Adam diyor ki: "Hepiniz merak ediyorsunuz. Acaba bu DVD'ler güvenilir mi, içinden bu film çıkar mı? Yoksa saçma sapan başka bir şey mi çıkar?" Bir yolcuya "Hangi filmi izlemek istersiniz?" diye soruyor ve yolcu tereddütlü bir şekilde bir tanesini seçiyor. Satıcı çantasında taşınabilir bir DVD player çıkarıyor ve DVD'yi takıyor. Sonra film oynamaya başlayınca koltukların arasında gezerek filmi gösteriyor. Yolcular bir sürü film alıyor.

Avrupa'nın hemen her şehrinde bisiklet ulaşım amacıyla çok yaygın şekilde kullanılır. Lond- ra'da caddelerin birçoğu İstanbul'dan bile dar. Yollar bisikletlilere ayrılacak kadar geniş değil. Otobüslerin yolları tercihli yol olarak tahsis edilmiş. Aynı tercihli yollar bisikletlilere de ayrılmış. Çift katlı otobüslerden birinin üst katında en önde oturuyorum. Otobüsün önünde bir bisikletli son sürat gidiyor. Ama elbette otobüs ondan hızlı. Neredeyse otobüs bisikletliye yetişmek ve çarpmak üzere, ancak şoför yavaşlıyor ve bisikletlinin hızında gitmeye başlıyor. Bir dakika böyle gittikten sonra durağa yaklaşıyoruz ve otobüsümüz iyice yavaşlıyor. Bisikletli uzaklaşıyor. Bu arada bisikletli uzaklaşırken eliyle özel bir işaret yapıyor. Londra'da yaşayan asistanım Duygu burada bisiklet sürücülerinin özel bir işaret dili olduğunu, hepsinin kask ve ışık takmak zorunda olduğunu söylüyor.

İtalya'da yağmurlu bir gün. Yaşlıca bir teyze pazar alışverişinden aldıklarını poşetiyle gidona takmış, bir eliyle de şemsiyesini tutarak bisiklet sürüyor. Kadın hızla bir parka doğru giriyor. Parkın içinden geçen özel bir bisiklet yolu daha sonra tekrar ana yola çıkıyor.

İstanbul'da öğrencilerimin kırmızı Ferrari dedikleri katlanabilir kırmızı bisikletimle Sultanahmet'ten Sirkeci istikametine gidiyorum. Metro arızalanmış ve yolcular yürüyerek gidiyor. Değil bisikletle geçmek, yürümek için bile yer yok. Gülhane Parkı'ndan gitmek daha uzun ama altımda bisiklet var diye Gülhane'ye girmeye çalışıyorum. Kapıda güvenlik görevlisi durduruyor. "Dur hemşerim araç giremez." diyor. "Elinde yazı var mı?" diyorum, "Şu şu plakalı araçlar haricindeki araçlar giremez" diye bir yazı getiriyor. "Bu otomobil değil, bisiklet" diyorum, "Ne diyo'sun bee?" diyor. "Öğrenmek istersen yakala beni!" diyorum ve pedala asılıyorum; dikeni geçip Gül'hane'ye giriyorum.


Melih Arat


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
17 Yanıt
9390 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2010, 01:16:25 ös
Gönderen: sistemci74
Dipçikli 23 Nisan Dayağı

Başlatan amurdad « 1 2 » Guncel Konular

11 Yanıt
5815 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2009, 10:42:33 ös
Gönderen: Itzhak
11 Yanıt
7418 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2011, 12:46:25 öö
Gönderen: papoose
0 Yanıt
6992 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 06, 2010, 10:26:50 ös
Gönderen: Mozart
6 Yanıt
3227 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 23, 2014, 09:29:26 ös
Gönderen: Tij
2 Yanıt
2966 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 24, 2015, 07:33:48 ös
Gönderen: Tij
0 Yanıt
2468 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2012, 06:54:37 ös
Gönderen: asimov
4 Yanıt
3310 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2016, 11:37:56 ös
Gönderen: Tij
12 Yanıt
5854 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 23, 2015, 10:12:51 ös
Gönderen: Teo
0 Yanıt
1967 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2013, 05:51:03 ös
Gönderen: Kaan