Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BİLİM ve DİN - l  (Okunma sayısı 7317 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 01, 2010, 03:57:59 ös
Yanıtla #10


Dinde bir yanlışlık yok. Yanlışlık din adamlarının yaptığında.


Kesinlikle, Sizin de tüm anlatımlarınız, doğrulanabilinir niteliktedir Sayın Adam; maalesef şimdi de bazıl Bilimadamlarının tıpkı aynı oranda geçmişte ve hala bazı Dinadamlarının yanlış tutumları ve yargılarına maruz kaldığımız gibi bunun da benzeri elbette Bilim' de de gerçekleştirilmektedir. Ama bu demek değildir ki, bazı tutucuların yargılarının doğruluğunun tartışılmasız kabul edileceği.. Böyle birşey zaten mümkün olamaz. Fakat iyi bir mantık mukayesesi yapabilenlerin haliyle ortaya çıkan- çıkabilecek çelişkileri de gözlemleyebileceği gibi neden varolduğu yargısına da sahip olabilir. Bundan dolayı da haliyle bu yolda pek bir sıkıntının çekilebilineceğini pek zannetmiyorum.

Saygılarımla   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ocak 01, 2010, 03:59:52 ös
Yanıtla #11
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Tamamen katılıyorum sayın ADAM.Aslında din in de eksikleri vardır.Niye mi?...

Henüz seçkinlerin dışında,din i önemseyen kesimler tarafından layıkyla algılanamamıştır.Algılar arttıkça da,algılanması gerekenlerde ortaya çıkacaktır.

Sonunda da din adına yapılan söylemlerin tamamının ortak bir zeminde buluşacağına yürekten inanıyorum.


Saygılar
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ocak 01, 2010, 04:09:09 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

teşekkür ederim sayın ceycet.Ancak ya ben demek istediğinizi algılayamadım,ya da konu hakkında çok fazla bilgim yok.Bugün kabul görmüş olan vahiy dinlerinin asıl kaynağının mısır ve helen antik gizemleri olduğunu söylediniz.Evet birebir benzerlikler var,anlatılan hikayeler aynı,farklı sembollerle aynı şeyi anlatıyorlar ama bunları kaynak gösterirseniz bu kitaplar ilahi vahiy özelliğini yitirmiş olur.Bu yüzden buna kaynak demek yerine farklı şekilde yorumlamak doğru olur gibime geliyor,yine de konuya hakim olmadığımı belirtmek isterim.


Ocak 01, 2010, 04:48:34 ös
Yanıtla #13
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Kimin demiş olduğunu anımsayamıyorum ama konu bir din kitabı niteliği taşıyan Kuran üzerine:

«Kuranın bir zazirî bir de batınî anlamı vardır.»

Bunun gibi diğer din kitapları olduğu söylenen kitapların çoğunun da öyle. (Hele Vedalar ve Tripitaka.) Hepsinin değil, bazıları (Talmut gibi) doğrudan dinin uygulamasındaki kuralları ortaya koyuyor.

Sanırım Sayın Ceycet'in dediği bu anlamda. Çok kişi dindar geçiniyor ama kendi dinlerinin aslını öğrenememiş, sadece kendilerine bilmeleri gerektiği kadarının anlatılmasıyla yetinir durumda.

Benim bir çocukluk arkadaşım var... Hâlâ görüşürüz. Ancak bir ara kopukluk olmuştu. Çünkü o çamlışmak için Suudi Arabistan'a gitti. Orada yıllarca kaldı. Dolarları yüklenip geldi. Fakat paraları kendi işine yatırdı. Batırdı. Şimdi yine o batırdığını çıkarmak için Libya'ya gitti. Suudi Arabisten'dan döndüğünde, bir dindar kişi olup çıkmıştı. Üstelik bir de eksik kalmış namazlarını eda ediyordu. Bu nedenle bir de minüsküs derdi çıktı başına. Bir gün bana bir camide baaşına gelenleri anlattı. Ben pek iyi bilmem ama anlattığı kadarıyla Cuma öğlen namazları 14 rekat kılınırmış. Bizim arkadaş itiraz etmiş buna. Camide tartışma çıkarmış; biraz kavgacı bir adamdır karakteri bakımından. İmam ona işaret etmiş sonra görüşelim diye. Görüşmüşler namazdan sonra. İmam ona demiş ki «Beyim, senin dediğir doğrudur. Bu bize Pakistan'dan gelme bir uygulamaladır ama cemaat bunu bilmez ve böyle kabullenmiş bir kere. Şimdi onlara anlatamayız ki her öğlenin 12 ama Cuma'nın niçin 14 rekat olduğunu. Sen yine bildiğin gibi yap ama cemaatin de damarına basma.»

İnsanlarımız ne yazık ki dinin bu özelliklerini de bilmez. Ne görmüşlerse onun doğru olduğuna inanır ve bu inanç ile mutlanır.

Katharları anlatırken sözünü etmiştim değil mi?... O zamanlar da bir sapkın öldürenin tüm günahlerından arınacağına inandırılmıştı zavallı Hıristiyanlar.  Böylece arınan kişi sonra yine günah işliyor, yine koşuyordu bir sapkın daha öldürmeye....

Bilimde böyle şeyler yok. Fakat Sayın Isabell'in dediği gibi onların arasından da dehşetli bağnazlar çıkmıyor değil. Hele tıp alanında. Bunlardan biriyle de ben karşılaşmıştım. Bir prof dehşetli bir şekilde itiraz etmişti benim bir önerime kitapta yok diye. Ben de «O halde kitaplarınıza koyun.» demiştim. Benim yazdığım bir kitabı, yıllarca üniversitede ders kitabı olarak kullanmışlardı. Ben «Bu artık eskidi. şimdi yeni buluşlar var.» diye kendi kitabıma karşı çıktığımda, «Boş ver. Kimse anlamaz.» demişlerdi.

Ne yazık ki bilimin bu yozlaştırılmaları da bilime genelde zarar getiriyor, dinin yozlaştırılmasının dine zaürar getirdiği gibi.

Sevgiler. 



     




   

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 01, 2010, 06:28:35 ös
Yanıtla #14
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Evet sayın ADAM.

Bizler,yaşadığımız dinlerin zahiri söylemleri ile,aslında söylenmek isteneni hiç anlamadan,dini vecibelerimizi yerine getirdiğimizin inancında ama birokadar da kafamız karışık halde ömrümüzü tüketip giden insanlarız.Bu malesef böyle ve çok acı...

Sayın martı'nın sorularına yanıt vermek isterken biraz da bu tespitin başlangıç olmasını istedim.Mısır ve Helen antik gizemleri incelendiğinde,zamanın düşünürlerinin söylemleri,mevcut peygamberlerin söylemlerinin batıni yorumuyla birebir örtüşür.Vahiy yoluyla kitap haline getirilen bilgilerin aslında binlerce yılönce de söylendiği,yapılan telkinler ve gösterilen yolların,hatta kullanılan alegorilerin birbirlerinin aynısı olması kutsal kaynağın,daha öncede aynı mesajları gönderdiğine işaret eder.Ozaman ki düşünürlerin düşüncelerini,bizler bugün peygamberlere gelen vahiyler olarak kabul etmişizdir.

Belki antik gizemlerin temsilcileri de,ifşa olunmamış peygamberlerdir.Bunun pek önemi yok.Aslonan,dinler aracılığı ile bize gönderileni alabilmektir.Bunun önündeki engel de,bizlere vicdanın ve düşünmenin yolunu kapatan,dinleri gelenksel kuramlarla sınırlayan,batıni yorumcuları sapkın olarak niteleyen din otoriteleridir.

Bu kabullenmelerin sonunun yaklaştığı da aşikardır.Samimi inanç sahipleri,artık rahatlıkla sorguladıkları dayatmaların hurafe ve dogmalardan ibaret olduğunu keşfedebilmektedirler.Bu kitlesel aydınlanma sürecinde bilim,inananları dışlamadan,üzerine düşen yolgösterici görevini yerine getirmek zorundadır.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3484 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2007, 11:55:17 ös
Gönderen: Supeluta
0 Yanıt
2552 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2007, 01:47:42 öö
Gönderen: shemuel
4 Yanıt
3470 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2010, 03:49:44 ös
Gönderen: Prenses Isabella
6 Yanıt
4425 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2010, 07:23:47 ös
Gönderen: murat tanhu
12 Yanıt
7115 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 02, 2010, 10:50:33 ös
Gönderen: Asi
5 Yanıt
4455 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2010, 07:13:59 ös
Gönderen: murat tanhu
0 Yanıt
4471 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2012, 02:04:32 ös
Gönderen: karahan
8 Yanıt
6705 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 09, 2012, 07:25:19 ös
Gönderen: asimov
40 Yanıt
18318 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2014, 12:45:33 ös
Gönderen: yihaak