Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: RİTLERİN ÖYKÜSÜ - 3  (Okunma sayısı 3234 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 20, 2009, 01:47:53 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




RİTLERİN DOĞUŞU


İskoç asıllı olan Andrew Michael Ramsay, çağının seçkin yazarlarından biri olup, o sıralarda Fransa’daki Cambrai kentinin başpiskoposluğunu yapmakta bulunan François Fenelon’un etkisi altında kalarak mezhep değiştirmiş, Katolik olmuştu. 1715’te Paris’te “St. Lazarus” adlı bir dinsel tarikata girmiş, bu tarikatın yaygınlaşması için gösterdiği yararlıklar üzerine kendisine “şövalye” niteliği verilmişti. Bazı yerde adının “Şövalye Ramsay” olarak geçişi bundandır.

1729 yılında İngiltere’de Royal Society üyeliğine alınan Ramsay, ertesi yıl Masonluğa da girdi. Masonluğun kaynakları üzerine, kendine göre bir kuram oluşturdu. Ancak kuramını İngiltere’de kabul ettirme olanağı yoktu. Bu yüzden çalışmalarını Fransa’da sürdürdü.

Paris Büyük Locası’nın büyük sözcüsü (grand orateur) olduktan sonra, görüşlerini bu büyük locanın 1737 tarihli genel kurul toplantısının ardında yeni seçilen Büyük Üstat Charles Radclyffe’in göreve üstlenişinden sonraki yemekte (Masonlukta bu yemeğe “agap” deniyor.)  verdiği söylevinde ortaya koydu. İngilizce ve Almanca’ya da çevrilen bu ünlü söylev, Masonlukta yüksek derecelerin gelişimine ve ritlerin oluşmasına ışık tuttu.

Bu söylev öyle önemli tutulmuştu ki, bir kez daha özellikle seçilmiş davetlilerin bulunduğu bir toplantıda yinelendi.

Kimilerine göre aslında bu söylevi doğrudan Charles Radclyffe hazırlamış, Fransızcayı çok iyi bilen ve üstelik iyi bir hatip de olan Ramsay’a okutmuştu. Bu doğru olsa da olmasa da, Masonluğun tarihinde bu konuşma “Ramsay’ın Söylevi” adıyla yer almıştır.

Ramsay’ın söyledikleri şöyle özetlenebilir:

“Spekülatif Masonluğun kaynağının, inşaatçılık mesleği kuruluşlarının tarihsel evreleriyle pek ilgisi yoktur. Operatif Masonluk, yalnızca Çağdaş Masonluğun düzenli bir şekilde örgütlenebilmesinin sağlanabilmesi amacıyla kullanılmış bir dış kalıp, bir araç, bir olanaktır. Spekülatif Masonluğun asıl ve gerçek kökeni, kısmen askeri ve kısmen de dinsel nitelikli amaçlarla kurulmuş olan Orta Çağ şövalyelik tarikatlarındadır.”

Bu kurama ilişkin olmak üzere Ramsay’ın elinde ne bir belge ne de bir tarihsel kanıt vardı. Ramsay, bunu ortaya koyarken, zaten öteden beri herkesçe bilinen ve benimsenmiş bir gerçek olduğunu ileri sürüyordu. Böylelikle Masonluk, sıradan sayılabilecek bir meslek örgütünün şekil değiştirmiş devamı olmayıp güçlü bir kaynağa bağlanınca, Ramsay’ın kuramı beğeniyle karşılandı ve pek tutuldu.

Buna karşın Ramsay, Masonluğun geleneksel derecelerinin (çırak, kalfa ve üstat dereceleri) varlığını ve geçerli oluşlarını yadsımakta değildi. Sadece bunların yetersiz kaldığı görüşüyle üzerlerine yeni ve daha yüksek dereceler ekledi.

Böylelikle Fransa’da, İngiltere’den kaynaklanmış olan özgün İngiliz Masonluğu Sistemi’ne karşıt olarak İskoç Masonluğu Sistemi doğdu.

Bu sisteme İskoç Masonluğu (Eccosisme) denilmiş olmakla birlikte, kökeni bakımından İskoçya ile doğrudan bir bağlantısı olmadığını da gözden uzak tutmamak gerekir. Ancak İskoçlar ile, daha doğrusu İskoç kökenli Stuart hanedanıyla bir bağlantısı vardı kuşkusuz.

Böylece Masonlukta üçü geleneksel ya da simgesel, üçü de “yüksek” olarak nitelendirilen altı dereceli ilk mason riti doğmuş oldu. Bu rit, bazı zaman ve yerde “Ramsay Riti”, ilk kez kurulduğu yer nedeniyle “Bouillon Riti”, ayrıca tüm İskoç ritleri arasında en eskisi olduğu için “Eski İskoç Riti” ya da “İlk İskoç Riti” olarak da anılır.

Bu ritin varlığı pek uzun sürmedi, Çünkü 18.yüzyılda birbiri ardınca kurulan diğer mason ritleri, bu ilk riti her bakımdan gölgede bıraktı.


AFOROZ


Dinsel bağlanışı bakımından Ramsay Katolikti. Fakat bireysel din felsefesi, Katolik mezhebinin dogmalarıyla çok çelişkiliydi. 1738 yılında Fransa’da ilk mason ritini kurarken, Katolik Kilisesi de Masonluğun sonsuza kadar aforoz edildiğini duyuruyordu. Ramsay’ın Masonluğun tarihsel kaynakları üzerine kaleme almış olduğu kitabı, Roma’da engizisyonun buyruğuyla yakıldı.

Neler oluyordu? Bunlar nedendi?

Buradaki bağlantı üzerine şöyle bir yorum getirebilir:

Ramsay’ın kurmuş olduğu bu ritteki yüksek dereceler, sırasıyla şöyle anılıyordu:

- İskoçyalı Üstat
- Acemi
- Tapınak Şövalyesi

Katolik Kilisesi, bundan dört yüz yıl kadar önce (1312 yılında) Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nı ortadan kaldırmış, ardından bu şövalyelerin son büyük üstadı olan Jacques de Molay yakılarak idam edilmişti. Jacques de Molay’ın, ölümünden kısa bir süre önce tüm yetkilerini bir başka kişiye aktardığı, böylelikle geri kalan Tapınak Şövalyelerinin varlıklarını gizlice sürdürdüğü üzerine söylentiler vardı. Hele İskoçya’da bunların var olduğu kesinlikle biliniyordu. Katolik Kilisesi, önceleri, bir gün gelip bu şövalyelerin yeniden örgütlenip güçleneceği ve Kilise’den öç almaya kalkışacağı korkusu içinde yaşamıştı. Öteden beri zaten güçlü bir kurum olan Masonluğun gerçek kökeni eski şövalyelik tarikatlarına, özellikle açıkça söylenmiş olmasa da Tapınak Şövalyelerine bağlanınca, hele bir de en yüksek derecenin unvanı bu olunca, üstüne üstlük bu görüş Batı Avrupa’nın birtakım ileri gelenlerince de tutulunca, büyük bir tehlike doğmuştu. Masonluğa ve masonlara aman verilmemeliydi.

Katolik Kilisesi’nin Masonluğu aforoz edişinin başka nedenleri de vardı elbette… Bu kurumun ele geçirilebilmiş olan öğretisinin de dine aykırı olduğu görülüyordu. Kaldı ki Katolik Kilisesi zaten 16. yüzyılın ikinci yarısından bu yana birçok inşaatçı mason locasına da hınç besler olmuştu. Bunun nedeni de o locaların Protestan kiliselerini de inşa etmeleriydi.

Ancak bu aforozun Masonluğun gelişimi üzerindeki etkisi pek sınırlı bir düzeyde kaldı. Nedeni de bir papalık aforozunun Fransa’da yürürlüğe girebilmesi için parlamentonun onayından da geçmiş olmasının gerekmesiydi. Fransız parlamentosu bu onayı vermeyince, Katolik Kilisesi Masonluğun Fransa kanadına söz geçiremez duruma düştü. Bunun bir kanıtı da, 1738’den sonra doğan ve gelişen mason ritlerinden birçoğunun kapsamında, Orta Çağ şövalyelik tarikatlarının ilke ve öğretilerine önemle ağırlık verilmiş ve bunların çoğunun öncelikle Fransa’da ortaya çıkmış olmasıdır.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
5849 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2009, 05:18:17 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3145 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 19, 2009, 08:33:06 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3723 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 21, 2009, 09:18:14 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3762 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 22, 2009, 07:53:39 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3465 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2009, 08:33:14 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3062 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2009, 09:14:47 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3115 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 25, 2009, 08:57:21 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3057 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2009, 08:06:56 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3291 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2009, 07:25:05 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2665 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 28, 2009, 07:35:14 öö
Gönderen: ADAM