Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Evrim Tartismalari  (Okunma sayısı 43953 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 13, 2007, 07:27:49 ös
Yanıtla #120
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Yoo ben kafa yapısına bakarım hırka giymesi sarayda oturması mühim değildir biliyorsa ahkam kessin bilmiyorsa sussun...bilahere doldur ama fizik ışın kılıcı değildir fizikten ne anldığına gördük şu an verecek vaktim yok ama ileride cevap vermeye çalışırım.
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Ağustos 13, 2007, 07:30:30 ös
Yanıtla #121

Bana bir tane bilimden bahsedipte böyle yaşamış bir BİLİM ADAMI gösterebilir misiniz?


Ağustos 13, 2007, 07:32:19 ös
Yanıtla #122

Önce bilim nedir? Zira bilimden bahsedilecekse daha ne olduğunu bilmeden olmaz.

Bilim, gözlenebilir olguları betimleme, olgular ve olgular arasındaki ilişkileri açıklayarak genel ilkelere varma ve bu genel ilkeleri ve genellemeleri tekrar olgulara dönerek test etme, yani dogrulama ve yanlışlama sürecidir. O halde bilimin gerçek amacı, duyumlar ve algılar yolu ile düşünceye ulaşmadır. Daha sonra da duyumlar ve algılar yolu ile elde edilen düşünceler sayesinde nesnel şeylerin ve olguların iç çelişmelerini, çeşitli süreçlerin iç ve dış ilişki ve baglantıları anlayacak, yavaş yavaş ve derece derece bütünsel bilgiye varacaktır.

Bilimler alanları, yöntemleri ve sonuçları açısından öncelikle iki grupta toplanırlar:



A. Formel Bilimler ( Aksiyomatik bilimler - Normatif bilimler - İdeal bilimler – Disiplinler / Matematik, Geometri, Mantık )

Konuları; insan zihninin doğadan soyutlayarak oluşturduğu ideal, soyut kavramlardır. (Sayılar, geometrik şekiller, akıl ilkeleri vb) Bu nedenle deney yöntemini kullanmazlar. Belli bir kabul edişten ( aksiyom ) yola çıkarak; bu genel doğrudan özel sonuçlar çıkaran bilimlerdir. Tümevarım (dedüksiyon) olarak adlandırılan bu akıl yürütme; doğru kabul edişe göre kesinlik kazanır. Ancak aksiyomlar, yani kabul edişler, farklı olursa bu kez varılan sonuçlar da farklı olacaktır. Örneğin Okildes’ten bu yana kabul edilen ve düzlem koşullarında geçerli olan geometri doğruları; bir başka sistem olan uzay geometri için geçerli değildir. Kısaca Formel bilimlerin doğrusu kabul ediş sınırları içinde kesinlik taşırlar. Başka bir kabul ediş sistemi ise yine kendi içinde kesinlik taşımaktadır.

Bu açıdan bakıldığında; formel bilimler kendi sistemleri içinde doğruluk ve kesinlik taşımaktadır. Ama bu onların önemini azaltmaz. Çünkü ancak formel bilimlerin ölçüler ve tutarlık konusunda vardığı noktadan sonra diğer bilimler mümkün olabilmiştir. Bir başka deyişle formel bilimler diğer bilimlerin olması için gerekli ve zorunludurlar.

Formel bilimler pozitif bilimlerin dilidir. Pozitif bilimlerin özünü oluşturan ölçü ancak matematik bilimleri ile mümkündür. Yine bilgilerin kendi içinde tutarlılığı ve sonuçların dile getirilişleri ile doğruluğunun denetlenmesi ancak mantıkla mümkündür.

B. Pozitif ( Olgusal ) Bilimler

Konuları sınırları önceden belirlenmiş olan somut varlık alanlarıdır. Evrenin belli özellikleri olan bir bölümünü ele alan bu gruptaki bilimler, soyut kavramlar üzerine araştırma yapmazlar. Deneylenemeyen konuları ele almazlar. Konuları içine giren somut varlık alanlarını incelerken genellikle tümevarım (endüksiyon) yöntemini kullanırlar. Tekil doğrulardan yola çıkarak, genel doğrulara ulaşmaya çalışırlar. Ancak pozitif bilimler bazen (özellikle de insan söz konusu olunca) bilinenden bir tek gerçeklikten yola çıkarak ona benzer olan durum için yargıya varırlar. Yani benzerliklerden hareketle akıl yürütürler. Bu yöntem benzeşim ( analoji/andırım) olarak adlandırılır.

Tümevarım ve andırım yöntemi ile elde edilen doğru bilgilerden sonradır ki pozitif bilimler, alanları içinde bir genellemeye varırlarsa; bundan sonra tek olaylar için dedüksiyon yöntemini uygularlar.
Tüm pozitif bilimlerde konularının gerektirdiği farklı özellikleri dikkate almazsak aynı yöntem kullanılır. Bu yöntem deneysel yöntemdir ve dört ana aşamadan oluşur.

1. Varsayım (Hipotez) : Ele alınan konuya ilişkin geçici açıklamalardır. Bu aşamada ileri sürülen sav henüz kanıtlanması gereken bir tezdir.

2. Betimleme : Konunun özelliklerine uygun olarak doğal koşulları içinde izlenmesi, araştırılması, ölçümlenmesi ve nedenlerinin araştırılarak betimlenmesi aşamasıdır.

3. Deneyleme : İncelenen olayın, doğal durumundan soyutlanarak; laboratuarda, yapay koşullarda ve bilimcinin denetiminde yinelenerek, etkenlerin ve bunların neden olduğu değişmelerin saptanması aşamasıdır.

4. Sonuç : Yapılan çalışmalardan sonra o konuya ilişkin doğru bilgilerin derlenmesi ve açıklanmasıdır. Bu aşamada iki farklı sonuç çıkabilir.

a. Kuram ( teori ) : Henüz tüm deney ve araştırmaların yapılamadığı veya yapılamayacağı durumlarda , ancak hiçbir yanlış örneğin de bulunmadığı sonuçlardır. İzafiyet, kuantum teorilerinde olduğu gibi

b. Yasa ( kanun ) : İncelen konuya ilişkin tüm deneylerin yapıldığı ve çalışmalar sonunda kesin sonuçların alındığı varılan bilgilerdir. Yerçekimi yasası gibi.

Pozitif bilimler ele alıp inceledikleri varlık alanının özelliklerine göre bu temel yöntemi kendi özellerine göre kullanırlar. Bazı bilimlerde laboratuar olanakları sınırlı hatta olanaksız olunca , betimleme çalışmalarına daha da fazla özen gösterilir. Yine bazı bilimlerde bir insan ömrü deneyleri tamamlamaya yetmemektedir. İşte bu gibi durumlarda ; her bilim kendi koşullarına göre ana çizgiden sapmadan yeni teknikler geliştirerek deneysel yöntemi kullanırlar.

Konuların özellikleri yalnızca yöntemi etkilemekle kalmamakta , giderek tüm bir bilime farklı özellikler kazandırmaktadır. İşte bu açıdan bakıldığında pozitif bilimler de kendi içlerinde sınıflara ayrılmaktadır.

i) Doğa Bilimleri : Konusu cansız ve canlı doğa (everen) olan bilimlerdir. Cansız doğa bilimleri konuları gereği daha kesin ve değişmeyen bilgilere daha da kolay olarak ulaşabilirler. Çünkü cansız doğa hemen hemen hiç değişmemektedir. Böyle olunca hem incelemek kolay olmakta hemen de varılan sonuçlar çok daha uzun zaman doğru kalabilmektedir. Örneğin Arşimet’in bundan iki bin beş yüz yıl önce bulduğu sıvıların kaldırma gücü yasası bu gün hala geçerliliğini korumaktadır. Astronomi, fizik, jeoloji ve kimya bu bilimlerin başında yer almaktadırlar.

Ancak aynı kesinlikte ve uzun süreler doğru kalan bilgilere canlı doğa bilimlerinde rastlamak olanaklı değildir. Çünkü canlı doğa sürekli bir değişim içindedir. Ve dahası canlılar basamağının üst sıralarına çıkıldığında her canlı türünün zaman içindeki değişiminin yanı sıra bireyler arasında farklılıklar da gündeme gelmektedir. Tüm bunlar canlı doğa bilimlerinin hem araştırmalarını zorlaştırmakta hem de sonuçlarını tartışılabilir kılmaktadır. Ayrıca doğru bilgilerde zaman içinde doğruluklarını yitirmektedir. Bu durumda canlı doğa bilimlerinin temel görevi konuları içindeki değişimleri saptamak ve evrim sürecini açıklamak olmaktadır.

ii) İnsan Bilimleri : Konusu insan olan bilimler canlı doğa bilimlerinin tüm zorluklarını taşımaktan öte; ayrıca insanın özelliği gereği iki temel zorlukla karşı karşıyadırlar. İnsan her canlı gibi değişir. Ama onun kişilik özellikleri öylesine gelişmiş ve bireyselleşmiştir ki insan bilimleri bu nedenle neredeyse genelleme yapamaz duruma düşmektedirler.

Yine insanın yaşadığı bir başka değişim süreci de diğer hiçbir varlıkta görülmeyen toplumsal olma özelliğinden kaynaklanmaktadır. Hatta bu alanda değişim iki boyutludur. Toplumsal yanıyla insan yalnızca zaman içinde değişmemekte aynı zamanda farklı toplumlarda farklı özellikler de taşımaktadır. İşte bu üç boyutlu değişim süreçleri insan bilimlerini daha dikkatli ve özenli olmaya zorlanmaktadır. Tüm bunlara bir de laboratuar olanaksızlıklarını eklersek; insan bilimlerinin niçin 19. yy.la kadar beklemek zorunda kaldıklarını daha kolay anlarız.


Ağustos 13, 2007, 07:33:45 ös
Yanıtla #123
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Bana bir tane bilimden bahsedipte böyle yaşamış bir BİLİM ADAMI gösterebilir misiniz?

Hahha Sen HY yi kastediyorsun galiba ama o bilim adamımı öyle bir iddiamı var bilim hakkında konuşmak için illa başın Prof. Dr. gibi ünvanlar olmasımı lazım bak sen bile konuşabiliyor fikrini söylüyorsun.
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Ağustos 13, 2007, 07:36:00 ös
Yanıtla #124

Herkezi kastediyorum. Ben bilimden bahsedipte böyle yaşayan görmedim.


Ağustos 13, 2007, 07:36:45 ös
Yanıtla #125
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Ne bu adam Bill Gates muamesli yapıyorsunuz iyiki kadir çelik evinde duvardan duvara halı var demiş
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Ağustos 13, 2007, 07:38:36 ös
Yanıtla #126

"Prof. Dr. gibi ünvanlar olmasımı lazım bak"
Konuştuğun astro fizik konuştuğun evrim  hikaye üzerinden olur mu bu?
Herhale en az bir doktoran olacak.
Genetikte iki kelime bilmeyen iki tane formülü değil temel kavramları bile bilmeyenler niye çıkıp ta ahkam kesiyor anlamadım.

Saygılar



Ağustos 13, 2007, 07:40:09 ös
Yanıtla #127

Mesela siz genetik bilir misiniz?
Genetik bilmeyenle evrimi nasıl tartışacaz.
Ben size bir fizik denklemei yazssam anlamazsınız. Ama ne alaka evrim deyince ooo uzman.


Ağustos 13, 2007, 07:43:26 ös
Yanıtla #128
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Peki siz Biyoloji ile Fizik i bile ayıt edemiyorsunuz ben sizinle nasıl tartışacağım siz Biyomimetik bilirmisiniz ben bilirim ee hadi o zaman
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Ağustos 13, 2007, 07:44:03 ös
Yanıtla #129

Benim abim biyolog. Mesela diyo QTL nedir? Ne işe yarar?
Gülüyo boşver diyo.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
147 Yanıt
46290 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 29, 2009, 04:13:39 öö
Gönderen: Anatolic
25 Yanıt
21658 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2011, 03:17:38 ös
Gönderen: agnusdei
0 Yanıt
4379 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2010, 12:04:35 öö
Gönderen: Mozart
18 Yanıt
11292 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 24, 2011, 04:20:45 ös
Gönderen: Mozart
1 Yanıt
3312 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2016, 02:47:10 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
2 Yanıt
5202 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 02, 2012, 12:10:38 öö
Gönderen: Masor1976
21 Yanıt
7821 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 06, 2012, 12:26:29 öö
Gönderen: Barbaros
0 Yanıt
2837 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 11, 2012, 09:26:39 ös
Gönderen: asimov
1 Yanıt
2504 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2012, 02:31:46 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2364 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2013, 10:05:42 ös
Gönderen: asimov