Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kur'an bilgi kitabıdır  (Okunma sayısı 14596 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 16, 2012, 09:17:30 öö
Yanıtla #20
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Ben bu başlık altındaki elış veriş ve tartışmalara pek karışmadım. Çünkü başlmığı böyle olan bir konu, benim bilgi dağarcığıma sığmaz.

Ancak Sayın Karahan bu başlık altında çok güzel bir anlatımda bulunmuş.

Ben forumda alıntı yapmayı heç beceremedim. Onun için o yazıyı olduğunca koplyalıyorum. Bunu kopyalayışımın nedeni ise, sonraki yazıların aslında birada anlatılnların çok dışına çıkmış ve asal konudan çok uzaklaşmış olması. Belki asal yazıyı bir kez daha okumak yararlı olabilir.





Bilgili bir insan, bilgisini satmayı bilir. Konuşmak için z orluk çekmez. Çoğu kez de karşı tarafı ikna etmeyi başarır.

Toplumların, bireylerin zaman içinde kendini ifade etme biçimleri vardır. Bu dil, bilinçli oluşturulmaktan ziyade, cahilce gerçekleştirilir.

Ancak, bilgili söylem her zaman dikkat çeker!

İşte bunlardan bir tanesi: Farabi, İslâm dünyasının en büyük âlimlerinden biri. Onun bize ulaşan bir sözü şöyle: “İnsan ahlâkının temeli bilgidir. Çünkü akıl, iyi ile kötüyü bilgi ile ayırır.”

Farabi, bu sözünde şunu demek istiyor: Bilgisiz kalmak, ya da başka bir deyişle cahil olmak, iyi veya kötü hangi konu olursa olsun, bir sorun karşısında çıkış yolu bulamamak demektir.

Siz şayet hala kış uykusundan uyanmamış, “iyiyi kötüyü” ayırt edecek bir bilgiye sahip olmamış iseniz, akıl yalnız kalır. Hedefine varamaz. Dolayısıyla aklın yanı sıra bilgi sahibi olmak da gerekir.

Bu koşulları mistik boyutta ele alırsak, bilgisiz bir insanın; cahil olarak tanımlanabileceğini, bu hali ile de gerçeğe varabilecek bir kapasitesinin olmadığını kabul etmek zorunda kalırız.

Bilgisiz kalmak, aslında kötü bir insan olmak manasına gelmez, ancak bu durum, onun ‘cahil’ olarak anılmasını, bu damgayı yemesini de engellemez.

O halde gerçekleri, doğruları ve yanlışları saptayabilmek için bilgi şarttır.

Akla gelen soru şu: Bilgi sahibi olmak için ne yapmalı?

Önce bugünün biliminin mutlaka bir açıklamasının olduğu düşünülmeli,  “beyinsel işlevlerin” ne olduğu algılanmalı. Varlığın bir bütün olduğu, Newton fiziğinin ardında bulunmalı. Kuantum boyutunun, klâsik fiziğin temel yapısını oluşturması bir yana, ondan ayrı olmadığı kabul edilmeli böylece bütünlük inancı pekişmeli.

Ve bu ayrımın fark edilmesi sonucu, birimselliğin olmadığı aşaması kabullenilmeli.

Bu hususlara dikkat etmeyen, bilgiyi umursamayan, hor gören, kaba kuvvete başvurup dilediğini yaptırma yoluna giden bir toplum, sapkınlık içinde yaşamına devam eder ve asla başarılı olamaz. Çünkü beklentileri farklıdır. Kaygıları da bu düzeyde gelişir.

Bilgiyi bir kenara bırakıp gururun peşinde koşarak misyon sahibi olmayı benimseyenler, takdir edersiniz ki saygı duyulacak bir durum yaratmaz. Onlar sadece klikleşirler.

Oysa bilgi, insanı her duruma motive eder. Bu niteliğin ne denli önemli ve gerekli olduğunu hatırlatır.

Bilgili bir insan, bilgisini satmayı bilir. Konuşmak için zorluk çekmez. Çoğu kez de karşı tarafı ikna etmeyi başarır.

Kültürlü bir insan, açık ve dürüst olmayı bir zorunluluk haline getirmiştir. Ancak kimileri kendilerini saklamaya özen gösterir.

Ne yaparsanız yapın, onların ağzından bir tek kelâm çıkartamazsınız. Kargaşayı sevmeyen tiplerdir bunlar. Açığa çıkmamaları belki de bundandır.

Bazı insanlarda ‘tuhaf ve çekingen’  bir hal vardır. Onlar kendilerini anlatmakta güçlük çekerler. İşte bilgi, bu tür pasif durumların üstesinden gelir ve adeta o kişiye farkında olmaksızın terapi yaparak güven sağlar.

İşin önemi de bu noktada çıkıyor. O çekingen, mahcup tavırlı kişinin yapabileceği en önemli şey, artık bilgi dağarcığını güçlendirmek olacaktır.

Tabi bu durum, kısa vadede bir sonuç alınacağı anlamına gelmemeli. Bahsettiğim durum, asosyal hayatı benimseyen kimselerde daha çok görülür.

Şurası muhakkak ki her aşamadabilgi-ilim boyutuna ihtiyaç vardır. Bir kimseyi ikna etme yolunda zorlanılırsa, onda bilginin varlığı tartışılır.

Hele mesele daha “ciddî gerekçelere dönüştüğünde” cahil insanı ikna etmek daha zor olur.

Kur’an’ın bilgi kitabı olması bu konuda bize en güzel örnektir diyerek yazımı noktalıyorum.



İşte bu yazı son tümcesine kadar çok iyi gidiyor ve bilgi konusunda bilgili olanların tartışabileceği bir giriş yaratıyor.  Benim de bilgi konusunda, özellikle bilgi edinme süreci üzerinde bildiklerim var. Paylaşabilirdim. Ancak başlık beni geri çekiyor.

Kimseye inanç saldırısında bulunmak istemem. Ancak kişiler inançlarının yanı sıra özgür düşünceli olabiliyorlar ise, belki tartışarak ortak doğrular üzerinde bir paylaşımda bulunabiliriz.  Örneğin kimilerinin toplulumumuzda ısrarla başörtüsü dedirtmeye tutturdukları yeni icat türbanın inanç gereği olduğu ileri sürüldüğünde; aklı başında herkes bunun öyle olmadığını, o kızlarımızın ve kadınlarımızın (pardon, bayanlarımızın) kötü kullanıma âlet edilerek farklı bir amaç uğrunda kullanıldıklarını biliyor.

Şimdi kimileri bana kendi yazdıklarımla çelişkiye düştüğümü söyleyebilir; hani inanç saldırısında bulunmayacaktın diyerek... Hayır efendim; inanç saldırısında bulunmuyorum. Çünkü bu türban konusu bir inanç konusu değil bir politika ve sosyoloji konusudur. Bunun niçin öyle olduğu ise apayrı bir başlık altında irdelenebilir, gerekilrse...

Biz Sayın Karahan'ın yazısına dönelim.

Sayın Kahrahan son tümcesinde Kuran'ın bilgi kitabı olduğumu söylüyor.

Doğrudur.

Kapsamında edinilebilecek bilgi vardır; yok değil.

Kimisi çok bilgi edinir, kimisi az. Kimisi yanlış bilgi edinir, kimisi doğrulara daha çık yaklışır bu vesileyle.

Kimisi yorumlar, kimisi başkalarının yorumunu izler, kimisi yorumlara karşı çıkarak kendi doğru bildiği yolhda yürümeyi sürdürür.

Bilginin çok kaynağı vardır. Kimi kitaplar bilgi kaynağıdır, kimisi değildir.

Bazı kitaplarda verilen bilgiler doğrudur, bazılarında yanlış bilgiler de yer alır.

Bazı kitaplardaki yanlışlıklar o günün ve o çevrenin koşulları öyle olduğu için bize yanlış gibi gelir. Kimileri ise o yanlışların yanlışlığını bilmeden alıp kendilerine uyarlamaya hatta kendilerini ona uyarlamaya girişerek yaşamında daha büyük yanlışlıklar yapar.

Kuran elbette bilgi kitabıdır. Okunup bilgisi edinilmelidir.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 16, 2012, 05:25:29 ös
Yanıtla #21
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

sn.adam

Katılımınız için teşekkürler son paragraftaki niyet yazının bütününü bozuyor gibi ama siz benim yapmayı düşündüğüm eksik işi tamamladınız.Kuran bilgi kitabıdır derken inanarak ve samimi söyledim lakin eksik kalan yanı yada yanlış anlamaya meal verecek tarafı sanki kurandan başka bilgi alınmaz gibi bir sonuç algıladım belki sn.prometheusun tavrı bunadır .Eğer biz bilgi anlamında sadece kuran yada diğer kitaplar ile kalırsak yanarız ki kuranın ruhuna zıt bu anlayış.Öyle inansam benim bir mason sitesin ne işim var benim merak ettiğim her bilgi kuranda yada diğer dini metinlerde yokki.Benim vurgulamaya çalıştığım bilginin kutsallığı idi ki kuranda rn çok bigiye atıfta bulunur.Sanırım meramımı orada tam anlatamadım.

saygılarımla
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 16, 2012, 05:51:18 ös
Yanıtla #22
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

......Sn.Prometheusunki ne kadarda cesurca görüksede aslında öyle değil askerde yada savaşta kendini vurduran ateşli tipler vardır bodozlamadan devamlı hücum başına geleceği önünü arkasını düşünmeden hep hücum olay bu değil.

fikirler ne kadar özgür olmalı isede özgürlüklerin bile bir sınırı olmalı.Sn.prometheus kabına sığamayan bir arkadaş fikri öfkeli fikri firarda bir yapısı var belkide biraz gençliğindendir.Birazda en önemlisi aidiyet duygusu yok sanırım herhangi bir fikre yada yere kendini ait hissedemiyor zincirleniyor gibi geliyor ona o yüzden çok agresif.ama cesurca değil bu yazı
       Sayın karahan, yukarıdaki birirnci paragraftaki ifadenize katılmıyorum. Sayın Prometheus'un yazılarını iyi etüt ettiğiniz takdirde, hiç te öyle laf olsun diye yazılan yazılar olmadığını göreceksiniz. Hemen hemen bütün yazılarında bilimi ve bilimselliği öne çıkarmıştır kendisi. Evet zaman zaman hırçın ve geçmişteki kendi beyanına göre anarşit bir ruha sahip olabilir ama hiç bir zaman tanımladığınız şekilde önünü arkasını düşünmeden hareket eden bir yapıya sahip olduğunu zannetmiyorum.
        Esasen, uzaklaştırılmasına sebebiyet veren yazısını iyi incelerseniz, O, kendisine bir ceza verileceğini imalı şekilde de olsa zaten belirtiyor. Yani ceza alacağını biliyor.
        Bu kendisinin aldığı ilk ceza değil. Cezası kaldırılıp tekrar dödüğünde de tarzını değiştireceğine pek ihtimal vermiyorum (halbuki değiştirmesini o kadar istiyorum ki;).Onu savunmak gibi bir niyetim yok. Sadece bu sitede tanıdığım kadarı ile aklın ön plana çıktığı tartışmalar yapmak isteyen,  bilimsellik taşımayan konulara tahammül edemeyen bir kişiliği olduğunu düşünüyorum.
      Şahsen, süresiz olarak belirlenen cezasının bitip tekrar aramıza dönmesini sabırsızlıkla bekleyeceğim.
       Saygılar-sevgiler.


sn.alşah

sizi takdir ediyorum sn.promethesu için yazdıklarınızdan dolayı yazılarını bende ilgi ile okurum yukarıda anlattıklarım bende bıraktığı intibahtı bu bir başkasıda daha farklı anlayabilir.Bilgi ile konuştuğunun bende farkındayım lakin her bilgi insanı istediği doğru sonuca götürürmü oradadır benim şüphemde ben burdan bakarak yazdım.Yoksa ceza aldı diye sevinip davul zurna takıp oynayacak halim yok zaten ben yapı olarakta buna müsait değilim.Sadece farklı baktım olaya o kadar

saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 17, 2012, 12:05:16 öö
Yanıtla #23
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

      Sayın ADAM, sayın karahan'nın "Kur'an Bilgi Kitabıdır"  konu  başlıklı yazısına istinaden yazının içeriğine başka, yazının son cümlesine ise başka perfektiften bakarak, son cümlenin yani "Kur'an Bilgi Kitabıdır" ifadesinin  doğru olduğunu belirtiyor. Bu arada bazı kitapların bilgi içermediği gibi bir ifade kullanıyor. Ben yazının içeriği ile ilgili kısmına hiç değinmeyeceğim. 
      Ben olaya  sayın ADAM'ın baktığı perfektiften bakmıyorum. Bakınız; şimdi bana bir kitap söyleyiniz ve bu kitabın içeriğinde hiç bir bilgi bulunmasın ! Belki bulabilirsiniz ama şahsen böyle bir kitaba bu güne kadar rastlamadım. Bu yönden bakarsanız, sayın karahan'ın ifadesi bence de doğrudur. Ama , olaya bilimsellik yönünden baktığımızda Kur'an'ın bilimsel verilere dayanan bir kitap olduğunu söyleyebilir miyiz?
          Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Şubat 17, 2012, 12:17:52 öö
Yanıtla #24
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

     Sayın karahan, yazılarınızın hemen hemen tamamını okuyan bir üyeyim. Bunlar arasında beğenmediklerim olduğu gibi beğendiğim yazılarınız ve alıntılarınız da olmaktadır. Hele şu son yazınızdaki " ceza aldı diye davul-zurna çalıp oynayacak halim yok" sözünüz bence takdire şayan bir ifadedir. Yanlış anlaşılmasın lütfen,tabiiki bu sitede bir birlerini hiç tanımayan bireylerin bir birlerine düşman olma gibi bir durumları yoktur ama bu güzel ifadeniz bende , "akılsız dostum olacağına, akıllı düşmanım olsun " sözünün çağrışımını yaptı. Teşekkür ederim.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Şubat 17, 2012, 05:50:33 ös
Yanıtla #25
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

     Sayın karahan, yazılarınızın hemen hemen tamamını okuyan bir üyeyim. Bunlar arasında beğenmediklerim olduğu gibi beğendiğim yazılarınız ve alıntılarınız da olmaktadır. Hele şu son yazınızdaki " ceza aldı diye davul-zurna çalıp oynayacak halim yok" sözünüz bence takdire şayan bir ifadedir. Yanlış anlaşılmasın lütfen,tabiiki bu sitede bir birlerini hiç tanımayan bireylerin bir birlerine düşman olma gibi bir durumları yoktur ama bu güzel ifadeniz bende , "akılsız dostum olacağına, akıllı düşmanım olsun " sözünün çağrışımını yaptı. Teşekkür ederim.
        Saygılar-sevgiler.

sn.alşah teşekkür ederim ifademi çok doğru anlamışsınız zaten önemli olanda o mesajı doğru algılamak ne istediğini bilmek.İnsanlar her konuda anlaşabilir diye bir kaide yok zaten doğal değil öyle olsa tartıoşacak bir konu olmaz lakin fikren anlaşamayınca insanların hemen kavgaya tutuşması kozları bilek gücü ile yada hakaret yarışı ile çözme olaylarınıda hiç anlamıyorum.

dün sn.tij garip bir yazı yazdı forum kurallarını ihlal ettiği için ceza aldı ben bundanda aşırı rahatsız oldum çünkü muhatabı yine bendim.Yapılan bir işin söylenen bir sözün bir amacı olmalı boş yere konuşup askerdeki gibi doldur boşalt yapmak değil bizim işimiz ne kadar güzel bilgi var ise paylaşıp öğrenmek ve kendimize yarar getirmesini sağlamak amaçtır.snprometheus ta bu forumda ne kadar ateşte olsa agresifte olsa mertliğinden dolayı sevdiğim ve saydığım  insanlardandır o başka tabiki davul çalmadım mutlu olmadım her ne olursa olsun forumda bir renkti ve forumumuz bir rengi eksik şu an.

saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 19, 2012, 01:14:54 ös
Yanıtla #26
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

sn Prometheus  üzerindeki  sn  Alşahın gözlemi,  yerinde olmuş.  Evet aidiyet  ve kendisini biryerde hissetmeyen kişilikler  genelde kişilikleri genişleyen ve kabına sığmayanlar   grubundadır.. Aslında bilgi  çizgisini geniş  tutarlar bir noktada kalmazlar diye düşünüyorum;öyle de olmalı. Belki bu yüzden biraz agrasif olabiliyorlar,tabi olunmazsa daha iyi olur.
Sevgi ile kalın


Şubat 19, 2012, 01:19:51 ös
Yanıtla #27
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

sn.hypatia

aidiyet duygus yok terimini ben kullandım sanalda olsa tesbitimin doğru bulunmasına sevindim bende öylke düşünüyorum
saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 20, 2012, 12:05:09 ös
Yanıtla #28
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Merhaba

Sn. Karahan'ın başlattığı ve diğer katılımcıların görüşlerini ilettiği bu konuyu ben de  takip ediyorum. Ancak tabi katılımcılar görüşlerini yazdıklarında diğer bir çok konuda olduğu gibi başlıktan sapma olabiliyor. Sn Karahan güzel bir paylaşım yapmış ve sonunu kuran bilgi kitabıdır şeklinde tamamlamış. Hatta bu anlamda düşünürsek diğer kutsal kitapları da bilgi kitabı olarak tanımlayabiliriz. Ancak kutsal kitaplara bilgi kitabıdır demek ne derece doğrudur. Bu aslında bilgiden ne anladığımıza bağlıdır.

Ben konuya 2 açıdan bakmak istiyorum.
1. Bilgiden ne anlıyoruz. Bilgi nedir?

"A priori "diyebilirsiniz,
"deneysel" diyebilirsiniz,
"mutlak doğrudur "diyebilirsiniz,
"yanlışlanabilir olmalıdır" diyebilirsiniz,
"yaradılıştan(doğuştan) geliyor" diyebilirsiniz.
"farkında olmak" diyebilirsiniz.

bilginin bu anlamda farklı şekillerde savunan düşünür ve bilimadamları mevcut. Bizler elbette eğitimimiz, felsefi düşünce sistemimiz ve dinsel inanışımız uyarınca bilgiyi farklı şekillerde tanımlayacağız ve kullanacağız.

2. Bilginin insanlığa yararı nedir? Nasıl kullanıyoruz.

Aslında Sn Karahan'ın yazısı ve son cümlesi bununla bağlantılı. Bu konu sonu gelmez tartışmaların, kısır fikirlerin, dogmaların birbirleriyle çarpıştığı alandır.

Kutsal kitaplarda ( burada konu itibariyle Kuran) bilginin gündelik hayatta karşılığı var mıdır? Hangi bilgiler ölçülebilir, deneylenebilir. Mistik bilgiler gerçek anlamda bilgi midir? Kuran herkes tarafından farklı yorumlanıyor. Matematiksel hesaplarla sonuç çıkartılıyor. Hangisi doğru olabilir?

80'li yılları hatırlayın piyasada birçok kuran ve bilim, kuran ve zaman yolculuğu,kuran ve  ışınlama, kuran ve uzay  gibi adlarla kitaplar dolaşıyordu. Günümüzde hala yaradılış ceninin anne karnında  vb komplex olaylarda kuran ayetlerinin açıklama yaptığı bunlara işaret edildiği uzmanlar tarafından söyleniyor.

Hatta evren insan için yaratılmıştır, en üstün canlı insandır, dünya özel bir gezegendir vb. Aslında kepler zamanından berşi batı dünyası( bilim dünyası) bunlardan belli ölçüde kendini kurtardı. Sonra hatırlayın marstan gelen bir taş 1984 yıllarıydı tartışma yarattı. İçinde canlı fosili olabilir mi? diye . Nasa acele etti. Hemen toplantı ile fosile rastlandığı açıklandı. Sonrasında bazı bilim adamları verilere itiraz ettiler. Günümüzde tartışma sürüyor. Kesin bir karar verilemedi. Bu tabi islam dünyasını etkiledi. Ozamana kadar sadece dünya özeldi, burada canlı vardı. Ya başka dünyalarda yaşam varsa. Hz Muhammed insanlığa gönderilmişti. Orada da canlı varsa oranında mı peygamberiydi? Onlarda bizim gibi Yanrı'ya inanıyor muydu? Kesin konuşmak bazen insanı yanıltabilir. O zaman islam bilimciler kuranı doğru yorumladıklarını düşünüyorlar ise ve başka dünyalarda canlılar bulunursa(hele birde akıllı olurlarsa) birçok teolojik soruna yol açabilirdi. Daha temkinli oldular.

Kuranda geçen Nuh Tufanı da aynı şekilde tartışmalı ve jeolojik kanıtları yok.( Bu konuda fazla detaya giremeyeceğim. Ayrı başlık altında tartışabiliriz.) Önce hristiyan bilimadamları ve sonrasında islam bilimadamları küresel felaketten çok yereşl bir felaket olarak anladılar bu olayı.

Birçok öenekler verebilirim. Ama konuyu çok dağıttığımın farkındayım ve iş sırasında arada yazıyorum. İfadelerim belki tam anlaşılır değil.

Tekrar sn Karahan'a dönersek alıntıladığı sözde Ahlaklı olmak için bilgili olamak gerekir diyordu. Tüm dünyada insanların büyük çoğunluğu, ahlaklı, dine inanan insanlar olduğu halde savaşlar tüm hızıyla sürüyor.

Ozaman önemli olan bilginin türüdür. Birçok dogmatik bilgi ile yetişen nesiller aslında bilgili değil. Nesnel bilgiden soyutlanmış bireyler aslında başkalarının düşüncelerini, yorumlarını, ideolojilerini beyinlerine yerleştiriyorlar.

Sonuç olarak anlatmak istediğim anlamda kuran ( ve tabiki diğer kutsal kitaplar) bir bilgi kitabı değildir. Bir moral, ahlak ve öğüt vb ifadelerle bir anlam kitabıdır.

Saygılarımla.

( Bu yazı dine karşı yazılmış bir polemik yazısı değildir)



Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Şubat 20, 2012, 09:06:56 ös
Yanıtla #29
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Merhaba

Sn. Karahan'ın başlattığı ve diğer katılımcıların görüşlerini ilettiği bu konuyu ben de  takip ediyorum. Ancak tabi katılımcılar görüşlerini yazdıklarında diğer bir çok konuda olduğu gibi başlıktan sapma olabiliyor. Sn Karahan güzel bir paylaşım yapmış ve sonunu kuran bilgi kitabıdır şeklinde tamamlamış. Hatta bu anlamda düşünürsek diğer kutsal kitapları da bilgi kitabı olarak tanımlayabiliriz. Ancak kutsal kitaplara bilgi kitabıdır demek ne derece doğrudur. Bu aslında bilgiden ne anladığımıza bağlıdır.

Ben konuya 2 açıdan bakmak istiyorum.
1. Bilgiden ne anlıyoruz. Bilgi nedir?

"A priori "diyebilirsiniz,
"deneysel" diyebilirsiniz,
"mutlak doğrudur "diyebilirsiniz,
"yanlışlanabilir olmalıdır" diyebilirsiniz,
"yaradılıştan(doğuştan) geliyor" diyebilirsiniz.
"farkında olmak" diyebilirsiniz.

bilginin bu anlamda farklı şekillerde savunan düşünür ve bilimadamları mevcut. Bizler elbette eğitimimiz, felsefi düşünce sistemimiz ve dinsel inanışımız uyarınca bilgiyi farklı şekillerde tanımlayacağız ve kullanacağız.

2. Bilginin insanlığa yararı nedir? Nasıl kullanıyoruz.

Aslında Sn Karahan'ın yazısı ve son cümlesi bununla bağlantılı. Bu konu sonu gelmez tartışmaların, kısır fikirlerin, dogmaların birbirleriyle çarpıştığı alandır.

Kutsal kitaplarda ( burada konu itibariyle Kuran) bilginin gündelik hayatta karşılığı var mıdır? Hangi bilgiler ölçülebilir, deneylenebilir. Mistik bilgiler gerçek anlamda bilgi midir? Kuran herkes tarafından farklı yorumlanıyor. Matematiksel hesaplarla sonuç çıkartılıyor. Hangisi doğru olabilir?

80'li yılları hatırlayın piyasada birçok kuran ve bilim, kuran ve zaman yolculuğu,kuran ve  ışınlama, kuran ve uzay  gibi adlarla kitaplar dolaşıyordu. Günümüzde hala yaradılış ceninin anne karnında  vb komplex olaylarda kuran ayetlerinin açıklama yaptığı bunlara işaret edildiği uzmanlar tarafından söyleniyor.

Hatta evren insan için yaratılmıştır, en üstün canlı insandır, dünya özel bir gezegendir vb. Aslında kepler zamanından berşi batı dünyası( bilim dünyası) bunlardan belli ölçüde kendini kurtardı. Sonra hatırlayın marstan gelen bir taş 1984 yıllarıydı tartışma yarattı. İçinde canlı fosili olabilir mi? diye . Nasa acele etti. Hemen toplantı ile fosile rastlandığı açıklandı. Sonrasında bazı bilim adamları verilere itiraz ettiler. Günümüzde tartışma sürüyor. Kesin bir karar verilemedi. Bu tabi islam dünyasını etkiledi. Ozamana kadar sadece dünya özeldi, burada canlı vardı. Ya başka dünyalarda yaşam varsa. Hz Muhammed insanlığa gönderilmişti. Orada da canlı varsa oranında mı peygamberiydi? Onlarda bizim gibi Yanrı'ya inanıyor muydu? Kesin konuşmak bazen insanı yanıltabilir. O zaman islam bilimciler kuranı doğru yorumladıklarını düşünüyorlar ise ve başka dünyalarda canlılar bulunursa(hele birde akıllı olurlarsa) birçok teolojik soruna yol açabilirdi. Daha temkinli oldular.

Kuranda geçen Nuh Tufanı da aynı şekilde tartışmalı ve jeolojik kanıtları yok.( Bu konuda fazla detaya giremeyeceğim. Ayrı başlık altında tartışabiliriz.) Önce hristiyan bilimadamları ve sonrasında islam bilimadamları küresel felaketten çok yereşl bir felaket olarak anladılar bu olayı.

Birçok öenekler verebilirim. Ama konuyu çok dağıttığımın farkındayım ve iş sırasında arada yazıyorum. İfadelerim belki tam anlaşılır değil.

Tekrar sn Karahan'a dönersek alıntıladığı sözde Ahlaklı olmak için bilgili olamak gerekir diyordu. Tüm dünyada insanların büyük çoğunluğu, ahlaklı, dine inanan insanlar olduğu halde savaşlar tüm hızıyla sürüyor.

Ozaman önemli olan bilginin türüdür. Birçok dogmatik bilgi ile yetişen nesiller aslında bilgili değil. Nesnel bilgiden soyutlanmış bireyler aslında başkalarının düşüncelerini, yorumlarını, ideolojilerini beyinlerine yerleştiriyorlar.

Sonuç olarak anlatmak istediğim anlamda kuran ( ve tabiki diğer kutsal kitaplar) bir bilgi kitabı değildir. Bir moral, ahlak ve öğüt vb ifadelerle bir anlam kitabıdır.

Saygılarımla.

( Bu yazı dine karşı yazılmış bir polemik yazısı değildir)


sn.asimov

görüşleriniz benimle örtüşüyor zaten son mısrada ne oldu ise oldu kıyamet orada koptu.Hlbuki kıstasım çok basit mantığa dayanıyor benim.İnternette dolaşan meşhur bilgi kitabı vardır içeriğine girmeyeceğim o anlamda demedim ben ama insan bilgiyi nereden nasıl ve hangi yollarla alır bir çok açıdan bakınca bugün 1.5 milyar insan için doğru anlamaya çalışmasalarda içerik olarak bilginin alındığı bir kaynaktır.Bu yazımla beraber aslında kasıtlı yaptığım bir şey daha vardı bilgi için bir başka yazı daha yayınladım ben ama kimse pek farkına varmadı onu boşuna yayınlamadım o yazı batılı bilim adamlarının yaptığı meşhur sahteciliklerdi bunu kasıtlı yaptıum dedim çünkü bilim adamı bilgiye ihanet edip onu kasıtlı saptırıyorsa kimsenin bu kutsal kitaplara söz söylemeye hakkı yok bu konunun çıkış noktası budur.

Bir çok insan akılcılıktı bilimdi derken bir çok ifade üretiminde bulunuyor ama bilim dünyasının nerede ise taptığı doğruluğuna inandığı bu insanların aslında bir sahtekar olduğu bilmediği için kanmaya hazır insanlarla dalga geçtiği bu kadar aşikarken dedim ben bilgi kitabıdır diye.Üstelik benim için doğruluğuna inandığım her bilgi değerli ve önemlidir.Doğru bilgi ise apayrı önemlidir.Hz.isanın çok sevdiğim bir sözü vardır bu forumda pek çok kez kullandım gerçeği bilmek seni özgür kılar diyor.Saklanmış bir bilgi ise beni köle yapar ozaman.

saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3285 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 02, 2008, 01:51:20 ös
Gönderen: poyraz06
Bilgi

Başlatan ADAM « 1 2 3 4 » Terimler ve Kavramlar

31 Yanıt
20743 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 21, 2011, 01:09:59 öö
Gönderen: Hacamat
Bilgi Agaci

Başlatan Supersonics Hiristiyanlik

5 Yanıt
9884 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 21, 2013, 12:33:21 öö
Gönderen: DehereLo
6 Yanıt
5150 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 15, 2012, 07:53:28 ös
Gönderen: BULGARIA
1 Yanıt
3225 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2014, 01:12:07 öö
Gönderen: ThomasReid
11 Yanıt
5335 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 18, 2014, 04:08:11 ös
Gönderen: asimov
3 Yanıt
3938 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 05, 2014, 06:37:46 ös
Gönderen: resurrected
0 Yanıt
2012 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2014, 05:56:37 ös
Gönderen: MysticMind
6 Yanıt
2842 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2015, 07:30:42 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
2515 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2015, 10:57:13 öö
Gönderen: ADAM