Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: TAPINAKÇILAR VE RÖNESANS  (Okunma sayısı 4187 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 24, 2009, 05:59:19 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



13. yüzyılda Avrupa’daki Rönesans oluşumunun doğuşunda Tapınakçıların da payının bulunduğu söylenir.

Ancak bu söylem Tapınakçılara bir övgü olarak değil, âdeta suçlama tarzında yöneltilmiştir. Çünkü Rönesans, ne din çevrelerinin ne de Avrupa’daki egemen güçlerin işine gelmiştir.

Tapınakçılar, ekonomik ve siyasal etkinliklerinin yanı sıra düşünsel konularla da yakından ilgileniyordu. Hem sadece Hıristiyan kültürüyle değil, İbrani ve İslâm kültürleriyle de haşır neşir olmuşlardı. Özellikle Müslümanlar, bir de Lübnan dolaylarında yerleşmiş Dürzîler ile kurmuş oldukları ilişkilerin etkisiyle, Hıristiyan dünyasında yadırganan bir düşünme tarzı edinmişlerdi. Doğuda uzun süre kalanlarından birçoğu Arapça ya da Türkçe öğrenmiş, Orta Çağda doruğuna varmış olan İslâm kültüründen yararlanmıştı.

13. yüzyılın ikinci yarısında Katolik Kilisesi, Tapınakçılar ile ilgili bu durumu kaygıyla izlemeye başlar olmuştu. Bu tarikatın düşünsel etkinlik ve eğilimlerinin, Kilise’nin katı tutumuna karşı âdeta gnostik bir yaklaşım üzerine kurulu olduğu görülüyordu. Hele İbranice öğrenmiş olanların Kabala ile de bağlantılı bir tarzda mistik bir tutumla İncil’i sorgulamaya, üstelik farklı bir biçimde yorumlamaya girişmeleri çok ürkütücüydü.

Katolik Kilisesi âdeta bir canavar yaratmış, bunu kendi başına dert etmişti.

Tapınakçılar, çağlarındaki yeni düşünceleri, bilginin yeni boyutlarını, bilimsel gelişmeleri günü gününe izliyordu. O dönemdeki teknolojinin her yeniliğini, her olanağını deniyorlardı. Yararlı gördüklerini hemen kullanıma sokuyorlardı. Bu yüzden, birçok meslek ve zanaatın inceliklerini bilenlerle de bir aradaydılar; onlara karşılıksız parasal destek de sağlıyorlardı.

Özellikle arazi ölçümü, haritacılık, navigasyon (denizcilikte yön saptama), yol ve köprü yapımı tekniklerinin gelişimine ellerinden geldiğince katkı sağlıyorlardı. Bu arada bina yapımıyla da ilgileniyorlardı ama ticaretteki önemi nedeniyle olsa gerek, “ulaşım” konusunu öncelikli tutuyorlardı.

Tüm bunların sonucunda, çeşitli yerlerde doğrudan kendilerince işletilen birçok liman kurdular. Hem askeri hem de ticari deniz filolarına sahip oldular.

Hele denizcilikte çok ileri gitmişlerdi. Hatta “pusula” ile yıldızlara bakarak ne kadar yol alındığını belirlemekte yararlanılan “usturlap” adlı âletin yeryüzünde herkesten önce Tapınakçılar tarafından kullanmış olduğu söylenir.

Denizcilikte çok işlerine yarayan astronomi bilgilerini daha da geliştirmek için teleskop kullanıyorlardı. Bu âleti ise Müslüman bilginlerden almışlardı.

13. yüzyılda Tapınakçılara özgü bir göl haline dönüşen Akdeniz’deki en önemli üsleri, İber yarımadasının doğusundaki Mayorka adasında kurulmuştu. Atlas Okyanusu’na açılmak üzere, bunun bir benzerini de Fransa’nın batı sahilindeki La Rochelle limanında işletmeye koymuşlardı.

Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nın Avrupa’nın neredeyse her yerinde doğrudan kendilerine ait kiliseleri vardı. Gotik Mimari Stili’nin de ilk kez Tapınak Şövalyelerinin Kudüs’ten getirdiği bilgi üzerine kurularak doğduğu söylenir. Buna karşın, Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nın kendi kiliseleri daha çok Bizans Stili’ne benzer bir tarzda yapılıyordu. Bu kiliselerin ana holünün, plânda diğer kiliselerden farklı olarak, bir standart Hıristiyan Haçı biçiminde değil, bir sekizgen biçiminde yani hemen hemen yuvarlak olarak yapıldığı dikkati çeker. Tıpkı Kudüs’teki Hz. Ömer Camii gibi...

Her Hıristiyan kilisesinde mutlaka ya bir rölyef ya da bir resim biçiminde Hz. İsa’nın çarmıha gerilmiş haldeki figürü vardır. Tapınak Şövalyeleri Tarikatının kiliselerinde ise yoktur. Kilisenin hemen hemen yuvarlak olduğuna bakılınca, burada bir âyine katılanların ortaya dönük olarak oturdukları anlaşılır.

Alevîler de kendi âyinlerinde bir çember gibi toplandıklarına göre, acaba Tapınakçılar sadece genelde Müslümanlardan değil, özel olarak Alevî toplumunun inançlarından da etkilenip esinlenmiş olabilir mi?

Belki!... Neden olmasın?

Hastaneciler (Hospitaliyeler) ile İlişkiler

Tapınakçılar, birçok yerde kendi hastanelerini ve bakım evlerini de kurmuştu. Bu hastanelerde, yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine ellerinden geldiğince destek oluyorlardı. Bu bakımdan kısaca “Hastaneciler” olarak anılan Aziz Yahya Şövalyeleri (Chevaliers de St. Jean) ile çok yakın ve sıkı bir iş birliği oluşturmuşlardı. Gerçi sonraları bu olumlu ilişki bozulmaya yüz tuttu; iki tarikat arasında yer yer çekişmeler bile baş gösterdi ama Tapınak Şövalyeleri Tarikatı ortadan kalktıktan sonra birçok şövalye Hastanecilere sığındı.

1128 yılında, yani Tapınak Şövalyeleri Tarikatının resmen kurulduğu sırada, bu örgütün üyelerinin niteliği “savaşçı keşiş” olarak saptanmıştı. Fakat 12. yüzyılın sonuna gelindiğinde, bu örgütün niteliğini artık çok daha kapsamlı bir biçimde “askerî, dinsel, ekonomik, finanssal, diplomatik, teknik ve bilimsel” diyerek belirtmek çok daha uygun düşer.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 24, 2009, 10:51:07 ös
Yanıtla #1

Belki bu yorumum oldukça tepki alacaktır ancak söylemeden edemeyeceğim;

İnsanlık tarihi incelendiğinde, bağnazlık ve yobazlığın, aşırı dincilik ve tutuculuğu insanlığın ilerlemesine ne denli zarar verdiği (gerek kilise gerekse islam coğrafyasında), bununla birlikte dini düşkünlüklerin revaşta olmadığı ve elastik olduğu dönemlerde ise insanlığın gerek teknoloji gerekse düşünsel olarak ne kadar ilerlediği ortadayken, hala bu denli dini aşırılık ve tutuculuk nedendir?
Ben, ben olanım


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
10596 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2006, 03:14:58 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
7126 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 26, 2007, 01:26:50 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
2803 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2008, 12:57:57 ös
Gönderen: bugfree
0 Yanıt
4839 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 30, 2009, 08:06:37 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
8196 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2010, 08:39:41 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4025 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2010, 10:55:41 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
5086 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2010, 05:19:08 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
5494 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2010, 12:21:07 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4341 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 07, 2010, 09:35:08 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
8540 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 11, 2010, 10:35:18 öö
Gönderen: ADAM