Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: SİDDHARTHA-HERMANN HESSE  (Okunma sayısı 1291 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 05, 2015, 11:43:47 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 88
  • Cinsiyet: Bay
    • 1717

Asla ulaşılamayan gerçek bilgiye ulaşmak için sarayını, gençliğini ve ailesini geride bırakarak ,babasını da ikna ederek, ormanlara çekilir. Gezgin bir Samana -dilenci veya çileci-olarak yaşamını sürdürür. Bir süre sonra kulağına bilge bir insanın dedikodusu gelir. Bu bilge kişi Buda’dır. Buda ile karşılaşmak ve onunla sohbet etmek için onun öğretisini kendi ağzından dinlemek için can atar. Buda ona, Budizm’i anlatır. Ancak beklediğini alamamıştır Siddhartha. Budizm felsefesinde bir eksiklik görmüştür. Bu eksiklik tanrısallaşamamaktı. Felsefeyi salt bir yaşam olarak görmesiydi. Yine bir organizmadan ileriye gidememekti.  Kutsal ve mükemmel Om’dan beklediğini bulamayan Siddhartha -o zaman okur yazar kişi az sayıda idi-okur yazarlığını da kullanarak ticaretle uğraşmaya başlar. Bir süre sonra ,3 yıl kadar, yalancılık, faiz ile borç vermek, kumar, zar oyunları, para kaybetmek ve kazanmak, dünyevi zevk ve hazlar anlık mutluk veren oyunlar kendini kaybetmiş ve bilgelik arayışı içinde olan Siddhartha için bile fazla gelmiş ve bu kötülüklerle dolu öğretiden yoksun zavallı hayattan  kaçıvermişti. (Siddhartha anlayacak ki aslında her hayatın kendine göre bir öğretisi ve üstünlüğü vardı.)  Siddhartha ticareti bırakıp kentten ayrıldığında, kente giderken karşılaştığı kayıkçı ile tekrar karşılaşır ve onun kulübesinde onunla yaşamaya başlar. Burada Siddhartha yıllarca aradığı felsefeyi bulur. Felsefeyi anlatan ise bir kayıkçıdır. Okuması, yazması ve eğitimi olmayan ve bildiği herşeyi kutsal nehirden öğrenmiş bir kayıkçı. Felsefede; bilgelikten şöyle bahseder: İnsanı, maddeyi ve dünyayı sarmak ona kucak açmaktır. Bilgelik, kibirli olmamak ve Ben’den kaçmanın imkansız olduğunu bilmektir. Bilgelik, çocukluk ve aptallıktır; ancak çocukluğunu baskılamayan birey gerçek mutluluğa ve huzura kavuşabilir. Bilgelik zıtlıkları aynı yönde görebilmek ve bir diğeri olmadan diğerinin anlamsız olmasıdır. Bilgelik öğretilemezliktir. Bilge biri ancak bilgeliği kendisi edinebilirdi. Öğretilen ve aktarılan bilgiydi. Bilge biri, yaşamı olduğu gibi kabullenmesini bilirdi. Kutsal Om’du yanlış olan. O mükemmel sessizlik kutsal nehir ile de öğrenebilinirdi. Bilge biri kimsenin eremediği Nirvana’ya ermek kimsenin nail olamadığı kutsal sessizliğe bürünmek değildir bilgelik. Bilge biri herkes gibi olabilmeyi bilmektir. Bilgelik aksi taktirde mutluluk getirmezdi. Aksine yalnızlık ve farklılık getirirdi. Aydınlanmak ise yalnızlık ve düşünerek olurdu. Aydınlanmak salt bilgelikti kibir için. Bilgelik insanları severek ve onlarla kendini aynı kefeye koyarak olabilirdi. Bilgelik konuşmaktan çok dinlemek kadar basit birşeydi. Ancak Budizm’e göre bilgelik: ‘1 ay süre içinde sadece günde bir gün öğün yemek yemektir. Aç kalmak, üşümek hastalanmak, giyinmemek, yıkanmamak ve dilenmektir’. Siddhartha’ya saçma gelen de bu oldu ileri yaşantısında. Aslında insanlık dışı özellikler kazanmış olmak sadece bir avantaj olabilirdi onun için. Bir tevazuydu. Kibir için kullanılmazdı ya da bilgelik. İşte Siddhartha böyle düşündü ve yaptı. O bir çok şeye karşı geldi o akıntıya karşı yüzen bir sombalığıydı. Bu da bir öğretiydi kendi içinde.
Hominem te esse memento!


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2419 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2007, 09:33:58 ös
Gönderen: shemuel