Dün önemli bir gündü,yeni Papa seçildi.
Bu konunun İslam bölümünde açılması sizi şaşırtmasın;çünkü,konuyu İslamiyet'e ve Hilafet'e taşıyacağım.
Papa seçimleri nedeniyle,dünyanın dörtbir yanından binlerce Katolik,seçimi yakından takip etmek için Vatikan'daydı.İzleyebildiğim kadarıyla,kalabalığa büyük bir coşku hakimdi.Seçim bitince,yer yerinden oynadı.
Papa,Katolik dünyasının ruhani lideri.Ürettiği dogmaların uygulanması konusunda yaptığı dayatmalar itaatle karşılanıyor.Tanrı'nın temsilcisi olarak kabul görmüş bu paye,hırıstiyan alemini yüzyıllardır herkonuda rahatlıkla yönlendirebiliyor.
Bilindiği gibi,Papalığa eşdeğer olan İslam hukundaki Hilafet otoritesi Cumhuriyet döneminde tamamen ortadan kaldırıldı.Yanlış anlaşılmasın,bu konuda taraf değilim;sadece sorguluyorum.Hılafet,İslam dünyası için faydalımıdır,değilmidir onada değinmeyeceğim;ama,Hılafetin kaldırılması talebi kimden gelmiştir ve Hılafetin kaldırılması kimin işine yaramıştır;onu irdelemeye çalışacağım.
Bize öğretilen, yakın tarihimizle ilgili Hılafetin kaldırılmasının gerekçesinin genel olarak çağdaşlıkla bağdaşamadığı ve gereksiz görüldüğü doğrultusundadır.Ancak Hırıstiyan alemi bilindiği gibi çağdaş ülkelerin coğrafyasında yer almaktadır.Onlar niye Papalığı kaldırma gereği duymamıştır.Çünkü Papalık otoritesi,inanç anlayışından çok siyasi alanda işe yaramaktadır.
I.dünya savaşı sonrası ülkemizi işgal eden ülkelerden sadece Yunanistan'la savaştığımızı görüyoruz.İstiklal savaşı,yerleşik algıya göre bütün işgal kuvvetlerine karşı yapılmış olsa da,realitede savaştığımız ülke sadece Yunanistan'dır.Peki işgal kuvvetleri neden geldiler,neden savaşmadan veya sevr hükümlerini yerine getirmeden gittiler.Çünkü istediklerini savaşmadan aldılar.En önemli aktör olan İngiltere bir cephe açmış olsaydı,ogünün şartlarında halimiz harap olurdu.Dolayısıyla,istediklerinin savaşmadan verilmesi en rasyonel olanıydı.
O dönemde İngiltere'nin doğrudan kontrol ettiği hint bölgesi coğrafyası,başta Hindistan olmak üzere,Afganistan'dan Malezya'ya kadar uzanıyordu.Ortadoğu ülkelerinde de petrol kaynaklı hesapları olan İngiltere,kurulmasına vesile olduğu İsral'inde güvenliğini sağlamak zorundaydı.Menfaatlerinin önünde ileride başına bela olabilecek,İslam toplumunu yönlendirme olasılığına sahip,o dönemde cılız gibi görünse de
varlığından rahatsız olduğu Hılafet otoritesi vardı.
lozan'da,umduğunu aldı;ama,Hılafet kaldırılana kadar Lozan antlaşmasını imzalamak için bir yıl daha bekledi.
Netice de,Hılafetin kaldırılmasının İslam alemine ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hiçbir faydası olmadı.
Kaldırılmasaydı ne olurdu?
Yorum sizin...
Saygılarımla