Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonlukta İskoç X İngiliz (1)  (Okunma sayısı 10323 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 06, 2014, 09:36:47 öö
Yanıtla #10
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 224
  • Cinsiyet: Bay

Benim bildiğim kadarıyla İngiliz Masonluğunda EKEİR, İngiltere Büyük Locası tarafından tanınmıyor ama İngiltere Büyük Locası'na bağlı Masonların EKEİR derecelerine devam etmelerine de herhangi bir yasak getirilmiyor. Tuhaf bir durum var. Yani Masonlara söylenen şu: "Siz EKEİR'e devam edebilirsiniz ama bilin ki biz orada aldığınız derecelerinizi tanımıyoruz". Umarım yanılmıyorumdur.


Eğer Sayın Spock yanılmıyor ise İngiliz Masonluğu sadece kırmızı localarda öğrenilen gizleri nasıl öğreniyor? Ya da öğreniyor mu? Eğer öğreniyor ise bu Mason ilkelerine ters değil mi? Ayrıca İngiliz Masonluğunda bu durumda en yüksek derece Üstad derecesi midir? Bu durumda İngiliz Masonluğu ile ilgili kararlar ve yönetim bu derede mi alınır?

İskoçya büyük locası Türkiye Büyük Locasını 1965 yılında muntazam loca olarak tanıdı, ancak İngiltere Büyük Locası 1970 yılından sonra ancak TBL'sını muntazam loca olarak tanıdı. Bu İskoçya Masonluğu ve İngiltere Masonluğu arasında ki görüş farklılığını açıklayabileceğimiz bir konu olabilir mi? Olabilir ise hangi görüş farklılığından bu karar alınmıştır?

Umarım konuyu dağıtmamışımdır.



Sayın Ersin Baltalı, birtakım tahminlerde bulunmuş.

Oysa çok rica ediyoruz; bildiklerinizi, bulduklarınızı yazın. Bilmeden bir mesnet edinmeden tahminlerde bulunmayın diye.

Onu şimdilik silmedik ama kendisi silinmesini isterse sileriz. (Bu yazıyı da sileriz.)


Ben kalmasından yanayım. Ama konunun bütünlüğünü bozduğunu düşünürseniz silebilirsiniz elbette. Takdir sizin



Ağustos 06, 2014, 10:28:31 öö
Yanıtla #11
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay


Günümüzde, Masonlukta iki ya da üç İskoç riti var ama bunlardan bir teki en yaygın olanı “Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti”.

Bu rit, bazı yerde kısaca “İskoç Riti” olarak da anılıyor. Ancak bu adının uzunluğundan ötürü bir kısaltma.

İskoç Masonluğu ise tüm bu İskoç ritlerini kapsar ve bir tarzdır.


Sn. ADAM'ın yukarıda alıntıladığım ifadesi gözüme takıldı. “Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti” Fransa'da yazılmaya başlanmıştır... "İskoç" kelimesinin kullanılmasının tek nedeni aslen İskoç olan James II ve Stuart hanedanının Fransa'ya kaçmış olması ve Stuart yandaşlarının Fransa'da yüksek derecelere de önem veren masonik bir örgütlenmeye gitmiş olmalarıdır. Yani aslında “Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti” tipik bir Kıta Avrupası ritidir. Bu tarihi bilgiler hakkında mutabık mıyız?
Live long and prosper.


Ağustos 06, 2014, 11:04:19 öö
Yanıtla #12
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay


Eğer Sayın Spock yanılmıyor ise İngiliz Masonluğu sadece kırmızı localarda öğrenilen gizleri nasıl öğreniyor? Ya da öğreniyor mu? Eğer öğreniyor ise bu Mason ilkelerine ters değil mi? Ayrıca İngiliz Masonluğunda bu durumda en yüksek derece Üstad derecesi midir? Bu durumda İngiliz Masonluğu ile ilgili kararlar ve yönetim bu derede mi alınır?


Şöyle özetleyelim:

1. İngiltere Büyük Locası kendi dışındaki bağımsız yüksek dereceleri ve bunların otoritelerini (rit'leri ve rit'lerin otoritelerini) tanımaz. Dolayısıyla yüksek derecelerde yapılan faaliyetleri ve buralarda edinilen dereceleri de tanımaz. İster ki bu rit kapsamındaki faaliyetler bağımsız bir yüksek derece otoritesi çatısı altında değil, bizzat İngiltere Büyük Locası bünyesinde gerçekleştirilsin. Yani aslında rit'in öğretilerine itirazı yoktur da, o ritin kendi bünyesi altında faaliyet göstermemesine itirazı vardır. Rit öğretilerini kendi çatısı altına çekmeyi yeğler.

2. Fakat kendisine bağlı bulunan Masonların gidip bağımsız yüksek derece otoriteleri altında faaliyet gösteren bazı rit'ler altında faaliyetlerine devam etmelerine de ses çıkarmaz, yasak getirmez. Dolayısıyla kırmızı loca öğretileri bu Masonlarca öğrenilmiş olur. Fakat İngiltere Büyük Locası için bunun resmi bir anlamı yoktur.

3. İngiltere Masonluğunda en yüksek derece yönetim kararlarının nasıl alındığını bilmiyorum. Bilenler açıklayabilirler.
Live long and prosper.


Ağustos 06, 2014, 11:59:55 öö
Yanıtla #13
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sayın Ersin Baltalı’nın soru ve belirtmelerini, ardından Sayın Spock’un açıklamalarını buraya bir kez daha kopyalamak istemiyorum. Bunun gereği yok. bu konuyu izleyenler, tüm katılımcıların yazdıklarını okuyabilir.

Her şeyden önce “Kırmızı Localar” diye bir kavram birtakım ritlere özgü… Konumuz “İngiliz X İskoç” olduğuna göre, diyelim ki Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin 4-18. dereceleri. (Sonrakilerin rengi değişir.) Ancak bu terimi bir yana bırakıp kapsamına bakarsak, bunun büyük bir bölümü İngiliz Masonluğu Sistemi çerçevesinde var. İngiltere’de Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin (hani o şemada İskoç’u olmayan) çalışmaları 18. derece ya da Rose-Croix(Gül-Haç)  ile başlar. Sonrakilerin de üç aşağı beş yukarı fazlası vardır da eksiği yoktur. Ancak bunlardan birçoğunda “Triniter Hıristiyan” olma zorunluluğu bilmem dikkatinizi çekti mi?

Şunu da bir kez daha dile getirelim: Orada öyle sizin bilmediğiniz ve ancak oradakilerin öğrendiği bir “giz” falan yok. Bir çalışma alanı var. belki önceden kapsamını bilmediğiniz bir çalışma alanına girmiş olmak, birtakım yeni gizler öğrenmek değildir. Konunun abartılmasının hiçbir gereği yok. Eğer siz, hayli yüksek bir kültüre sahipseniz, orada yapılan çalışmaların içeriğindeki öğelerin hepsini zaten bilirsiniz, dert etmeyin. Ancak orada bunları size bir başka tarzda anlatırlar, hepsi bu. Türkiye’deki uygulamada, bunun üzerinde görüşmeler de yaparsınız; çoğu ülkelerde böyle bir şey yoktur.

Demek ki Sayın Ersin Baltalı’nın kaygısı gereksiz. Bir çelişki falan yok. Sistemin yürütülüşü farklı. Aslında bunu da Sayın Spock çok güzel vurguladı. Konu öyle ritüelik kapsam ve o derecelerin kimin tarafından hangi yetkiyle verileceği falan değil. Asıl sorun genel egemenlik olgusunda. İngilizlere göre hiç kimse onların izni olmadan çalışamaz, nokta. Başkaları bunu yaparsa onlar mason değildir, üç nokta... Dolayısıyla öyle İskoç Masonluğu falan diye de bir şey yoktur; İskoçya İngiltere’nin Birleşik Krallık monarşisinin egemenliği altındadır, dokuz nokta………

Devam etmeden önce Sayın Ersin Baltalı’nın bir yanlışını gidermeliyiz. 1965 yılında İskoçya Büyük Locası Türkiye Büyük Locası’nı tanıdı diye bir şey yok. Konsekrasyon ile resmen tanımayı birbirine karıştırmayalım. (Ben yanılıyorsam, kimin hangi kitap ya da makalesinde yazmış olduğuna göre yanılıyorum; onun belirtilmesi gerekir.) Zaten 1970 yılındaki tanıma da hayli tartışılabilir ya, neyse… Kimsenin onu sorgulaması gerekmiyor yok yere.

Gelelim sayın Spock’un dediklerine…

Şimdi o Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin Fransa’da yazılmasına başlandığını söylemiş ya… Bakın işte bu yanlış anlaşılabilir. Fransa’da yazılmış olan 25 dereceli Yetkinleşme Riti’dir (1761) Eski ve Kabul Edilmiş İskoç riti, bunun üzerine, ritin derecelerini 32’ye çıkararak eklenmiş, buna bir de 33. yönetim derecesi katılmıştır.

Dolayısıyla EKEİR tipik bir Avrupa Riti değildir; çoğunlukla öyledir ama buna katılmış olan Amerikanvari öğeler de vardır. Şayet Primitif İskoç Riti’nden ya da bir İskoç riti niteliğindeki Yetkinleşme (Perfection) Riti’nden söz edersek, Sayın Spock’un dediği doğru olur.

İngiliz Masonluğu Sistemi’nde de her bir grubun hem yönetim hem ritüelik ya da masonik kararları ilgili grupların genellikle “chapter” olarak anılan yönetsel organlarında alınır. Orada bir sorun yok. Ancak bunlar tüzel kişilikli değildir yani kendi başlarına hiçbir resmi harekette bulunamazlar. Bu durum diğer örgütlerde de öyledir ama bir farkla: Ritin bir egemen yönetici organı vardır hani EKEİR’ndeki yüksek konseylerin her biri gibi ve bu organ bir büyük locaya bağlı değildir. Hatta bazı ritlerde, tersine, büyük loca ritin bu yönetici egemen organına bağlı olup sınırlı bir özerklikle çalışır.

Ne kadar da çok yazdım bir kerede… Aslında böyle olunca, anlaşılabilmesi zorlaşıyor diye çekiniyorum. Bu nedenle konunun kendi içindeki gelişimini yavaşlatmaya çalışıyorum.

Söz şimdi diğer katılımcı ve paylaşımcılarda…



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 06, 2014, 06:04:03 ös
Yanıtla #14
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 257
  • Cinsiyet: Bay

İngiliz-İskoç çekişmesi; Başlangıcı ve Yansımaları "Kısa tarihi bu çekişmenin neticesine dayalı kısa bilgiler"

1688 Kansız devrim -Muhteşem devrim-Glorious revelation: 29 mayıs 1660 ta tahta çıkan II. Charles ın vefatının ardından 1685 yılında tahta çıkan II. James in ülkeyi -parlamento nun karşı çıkmasına karşı- katolikleştirmeye çalışması sonucunda 1688 yılında Fransa ya kaçması ile sonuçlanan sürece verilen isimdir.
 
A: Bu devrim sürecinin en önemli sonucu II. James in ardından 1689'da damadı William ve kızı Mary tahta çıkmaları;parlamentonun kral ve kraliçenin hangi şartlar altında tahta çıkabileceklerine karar vermesi sebebiyle ülkenin gerçek gücü haline gelmesinin göstergesi olarak kabul edilir. Hükümdarı, parlamento nun denetimi altına alan bu kurallara "Haklar Bildirgesi" denir.

1689 yılında parlamento da kabul edilen bu bildirge ile hükümdar gelecekte parlamento nun onayı olmadan "vergi koyamayacak","ordu koyamayacak" ve "Hiçbir Katolik yeniden Kral olamayacaktı" !  (http://avalon.law.yale.edu/17th_century/england.asp http://www.fordham.edu/HALSALL/MOD/1689billofrights.asp)

1688 devrim sebebiyle Fransa'ya kaçan II. James in hanedanının yandaşları tarafından Fransa da birçok Möason locası kurulmuştu.

A: Ekosizm veya İskoççuluk olarak adlandırılın bu kavram II. James in fransaya kaçmasıyla, Fransa da ki Stuart hanedanı yandaşları(İskoçlar) tarafından temellerinin atılması sebebiyle bu adı almıştır.(Her ne kadar adı İskoç Masonluğu olsa da, İskoçya ile doğrudan bir bağlantısı yoktur.İngiliz Masonluğuna karşı kurulmuş bir Masonik yapıdır.) Not: Zıtlaşma amacıyla kurulduğu da söyleniyor.

18 y.y. 2. yarısında ise Fransızlar İskoç masonluğunu kendi anlayışlarına göre değişime uğrattılar. Daha özgürlükçü daha hümanist bir yapı kazandırdıklarını söylerler ki, Bir parantez açıp Fransız ve İngiliz Masonluğu arasında ki en önemli farkı belirtmekte yarar var.

A:temel fark "Tanrı inancı" ve "Ruhun ölümsüzlüğünün" kabul edilmesi şartı konusudur.

Eski ve Kabul edilmiş İskoç/Skoç Riti kavramını ele aldığımızda Prusya Kralı Büyük Frederik in bu rite olan katkılarından bahsedilmemesi olanaksızdır. Benim okuduğum kaynaklardan -ki bahsettiğimiz tarih ezoteri ve ülkeleri de içine aldığı için maalesef tam ve objektif bir anlatım bulmak zor bunun altını çizerek- anladığım kadarıyla Büyük  Frederik in bu riti toparladığından bahsedilir. (http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=12.0)

Fransa da ki İskoç ritinin geliştiği dönemlerde İngiliz Masonluğu ise 2 ye bölünmüştü(1751)- zaten 1813 yılında kurulan United Grand Lodge of England(UGLE) bu iki karşıt görüşün/locanın birleşmesiyle kurulmuştur-

Fransa da ise 1789 yılında yaşanan devrim Fransa ki Mason localarının gelişimin durdurdu ta ki 19. y.y. ın başlarında yeniden toparlanıp, hızlı bir gelişim gösterinceye kadar. 19 y.y. ın 2. yarısından itibaren Aglo-Saxon Masonluk ve Fransız Masonluğu ayrı ayrı kendi yollarında devam ettiler.

Bahsettiğim gibi temel ve en önemli fark inanç özgürlüğü olarak ele alınmalıdır. Tüzüklerini ve yapısını bu yönde değiştiren Fransız Masonluğuna karşı Anglo-Saxon Masonluğunu oluşturan büyük localar, Fransız Masonluğunu benimseyen Mason localarına düzensiz olarak nitelendirdi.Zaten günümüzde ki tanıma tanımama tartışması da bu olaya dayanır!

Ek Not York Riti: 18 y.y. İngilitere de kurulmuş ama Amerika da yaygınlaşmış bir rittir. Tarihi gelişimi çok muallak, bu sebeple merak edenlerin http://www.yorkrite.org/ incelemesini tavsiye ederim. Yüksek derecelerinde hristiyanlık inanç esanslarına göre çalışma yapıldığını belirtmemde fayda var!

***Temel bilgi amacıyla paylaşılmıştır.


Saygılarımla






''Ya hatalarınla yüzleşir ya da hatalarınla yüzsüzleşirsin. Cahil olmak ayrı, pPslik olmak ayrıdır.''
- Dostoyevski -


Ağustos 06, 2014, 08:23:24 ös
Yanıtla #15
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Metatron'un bu başlık altındaki katkılara, bu konunun ayrıntılarını bilen bir kişi açısından pek bir diyecek yok.

Ancak arada o kadar çok anlatılması, açıklanması gerekn şey var ki...

Bu işin içinde adı geçmesi gereken diğer kişilere (Sir Christopher Wren gibi) ve kurumlara (Royal Society gibi), ardından birtakım fanatiklere (gerek Wharton Dükü Philip gerekse Charles Radclyffe gibi) değinmeden bu konu nasıl anlaşılabilir ki?

Sayın Metatron bu konuyu bildiğine göre, aşamalarıyla ve ayrıntılarına girerek anlatıırsa belki çok daha anlaşılabilir olur. Bunun için, belki de 8. Henry'den başlamak gerekir. Neden olmasın? Belki Rose-Croix ve Prieure de Sion'dan söz etmek gerekir. Neden olmasın?

Kuşkusuz Sayın Metatron bunları da biliyor. Biz anlatmasını dileriz.

« Son Düzenleme: Ağustos 06, 2014, 08:28:08 ös Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 08, 2014, 10:21:51 öö
Yanıtla #16
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Demek bu konuda ses çıkaran yok; işe başa düşüyor.

Sayın metatron, önceki iletimiz uyarınca bildiklerini anlatacak olursa, başımızın üstüne, bekliyoruz.

Şu İngiliz masonların tutumları bakımından “Tapınakçılar, Siyonistler ve Masonlar” adlı kitapta ilginç bir benzetme var. Bu aslında polemik sayılabilir ama durumu güzel yansıttığı söylenebilir.

İngiltere’nin en büyük mason örgütü olan İngiltere Birleşik Büyük Locası’nın ara sıra bir bildirge yayınladığı belirtilerek, yayınlanan bildirgenin anlamı şöyle yorumlanıyor.

“Benim uyguladığımın dışında, başka tür bir Masonluk yoktur; olamaz. Benim onaylamadığım birtakım örgütleri, bir mason örgütü gibi görüp onlarla iletişim kuran mason kuruluşlarını hemen Masonluğun dışına iterim. Böyle davranan masonları da aforoz ederim.”

Böylece İngiltere Birleşik Büyük Locası, Masonluğun dünya yüzünde tek egemen otoritesi olduğunu, dediğine aykırı davrananların “mason örgütü” sayılmadığını, üyelerinin de “mason” sayılmayacağını, üstelik bu gibi kuruluşlarla ilişkisi olan masonları da Masonluktan kovacağını belirtmiş oluyor.

Buna karşın İngiltere’deki diğer büyük locaları diş geçiremediğini hatta bunlardan birinin İngiltere Birleşik Büyük Locası’nı “düzensiz” (gayrı muntazam) ilân etmesi bile söz konusu.

Fakat o sesleri pek işiten yok.

Önceye dönelim… İngiltere’deki büyük localardan biri bunu hangi hakla söylüyor?... Bu yetkilyi nereden bulmuş? Elinde bir belge mi var?

Kitapta şöyle bir açıklama yapılmış: (Benim asıl polemik dediğim de bu zaten)

“Birisi kalkmış, Kuş Sevenler Derneği diye bir örgüt kurmuş. Sonra bir başkası çıkmış; Kanarya Sevenler Derneği kurmuş; bir diğeri de Güvercin Sevenler Derneği”… İlk derneği kuran özel olarak sadece kafes kuşlarıyla ilgileniyor ve doğadaki diğer kuşları sevmek, onun ilgi alanı dışında kalıyor. Buna karşın şöyle bir iddiada bulunuyor:

«Kuş Sevenler Derneğini tarihte ilk kez ben kurdum. Başka hiç kimse hiçbir kuşu sevme derneği kuramaz. Kuracak olsa bile, onun bir kuş sevenler derneği olduğu söylenemez. Başka türden kuşları sevenler, benim derneğime adımını atamaz. Benim üyelerim de kuş sevmekle bağlantılı ad taşıyan başka bir derneğin üyeleriyle görüşemez. Görüşen çıkarsa, ben onu derneğimden kovduğum gibi, elinden kuş sevme yetkisini de alırım. Çünkü kuşlar ancak benim istediğim, önerdiğim ve belirttiğim gibi sevilebilir.»

İngiliz masonların öteden beri yaptığı işte bunun gibi bir şey… Onlara göre İngiliz Masonluğu diye bir şey yoktur. Tek bir Masonluk vardır; o da kendisinin uygun gördüğü gibidir. Bunun dışındakiler, taklitçi ve Masonluğa zararlı kuruluşlardır. Bu nedenle onlarla iletişim bile kurulmamalıdır.”

Kitapta şu son denilenler bir nebze doğru ancak kitap tarih olarak biraz geride kalmış. (On yıl kadar) Günümüzde pek kısa süreler içinde o kadar hızlı değişimler oluyor ki…

Şimdilerde, bir zamanlar uluslararası masonik ilişkilerin düzensizlik anlamına geldiğini ileri süren  İngiltere Birleşik Büyük Locası, doğrudan kendisi, Londra’da uluslararası mason toplantıları düzenliyor. Buna her türlü mason örgütünün, kadın masonların bile katılabileceğini söylüyor.

Acaba tarihteki yüzyıllar sürmüş dayatmasından vaz mı geçti?

Bunu bilemeyiz. Bunun yanıtı sadece bir yorum olur.

Ben de bir yorum yapabilirim ama buyurun siz yapın eğer İngilizleri yakından tanıyorsanız… (Dikkatli olun; İngilizleri yakından tanımıyorsanız, bir tahminle boş lâf edebilirsiniz.)

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 08, 2014, 12:40:54 ös
Yanıtla #17
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM, İngiltere Birleşik Büyük Locasının Londra'da uluslararası nitelikte ve kendisinin düzensiz saydığı büyük locaların da katılabildiği toplantılar düzenlediğini söylüyor.

Bu güncel bir bilgi olsa gerek...

Sayın ADAM'ın sorduğu soruya ancak bu toplantıların kapsamı ve içeriği  bilinirse yanıt verilebilir.

Ricaetsek  bu toplantıların amacı ve içeriği konusunda bilgi verebilir mi?
« Son Düzenleme: Ağustos 08, 2014, 01:39:17 ös Gönderen: asimov »
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Ağustos 08, 2014, 02:50:34 ös
Yanıtla #18
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 167
  • Cinsiyet: Bay

Aslında dümdüz bir mantık ile düşünüldüğünde İngiltere Birleşik Büyük Locası kendilerine "düzenli" demekle haklıdır. Ama nasıl ve ne tarz bir felsefe ile...

Masonluğun geçmişten günümüze kadar olan tarihini incelediğimizde, her coğrafya ve buna bağlı her ülke kendilerine özgü masonik sistemler geliştirmişler. Kendi kültür ve medeniyetlerinden semboller veya başka konuları masonluğa dahil etmişler. Dolayısıyla "masonluk" kavram olarak bir olsa da içerik ve işleyiş olarak genellikle birbirinden farklı olmuş. Bunun sebebi masonluk organizasyonun temel doğası olan "çok uluslu" kavramıdır. Çok Uluslu organizasyonların egemen otoriteleri yine kendi bünyelerinde kurduğu üst yönetimdir. O ülkenin üst yönetimi bu organizasyonun yapısını şekillendirir.

Şimdi mesela Hindistan'ı örnek verelim. Arama motorlarında Hindistanda masonluğu arattığınızda loca sembolleri arasında Fil veya Hindistan da kutsal/önemli sayılan başka şeyleri görmeniz mümkündür. ( Düzenli veya düzensiz kavramı şu an konu değil). Ancak bu semboller o ülkeye özgüdür. Türkiye'de herhangi bir anlam ifade etmez. Sırf bu örnek bile masonluğun merkezi bir yönetim sistemine oturamayacağının en önemli göstergelerinden biridir.

Şimdi de uluslararası organizasyon kavramını inceleyelim. Uluslararası organizasyonların herşeyi olabildiğince kurumsal ve standarttır. Kalıplar bellidir. İşleyiş bellidir. Bunun herhangi bir şekilde dışına çıkılması genellikle düşünülemez veya çok çok zahmetli olur. Egemen otorite tek merkezdir. Size tanıdık geliyor mu ? Mesela Apple Inc. markasını ele alalım. Alışveriş merkezlerinde gördüğümüz standları bile kendilerine özeldir. Açtıkları mağazaların bir tasarım standardı vardır. Dışına çıkamazsınız. Yönetim ve Reklam strateji bellidir. Dışına çıkamazsınız. Uluslararası kavramı kısaca özeti budur.

Şimdi İngiltere Birleşik Büyük Locası neden kendisine düzenli der ??

Çok uluslu masonluğu, kendi bilgi birikimleri ve kendi standartları ile belli bir yönetim sistematiği oluşturup bunu çeşitli metodları kullanarak birçok şubesi olan kurumsal bir holding gibi yaymıştır. Tabi ki böyle düzenli bir yapıyı oluşturduktan sonra UGLE'nin kendisini "düzenli" olarak tanımlaması gayet normaldir ve mantıklıdır. Ancak anlaşılması gereken birşey vardır ki... Masonluk çok uluslu bir organizasyon yapısını gerektirir.

Osmanlı imparatorluğunun 600 yıl gibi bir süre hüküm sürmesinin en büyük sebeplerinden biri feth ettiği yerlerde iç işlere herhangi bir müdahale de bulunmaması, insanların yaşam standartlarına müdahale etmemesi veya herhangi bir zorlama göstermemesidir. Bu nedenle feth olunan yerlerdeki halk osmanlı yönetim biçimini rahat bir şekilde kabullenmiştir. Ancak Osmanlı'nın son 150 yıllık periyoduna bakıldığı zaman bu konuda yozlaşmalar görülmektedir. (Tarih kitapları incelenerek bu sonuca rahatlıkla ulaşılabilir.)

İngiltere Birleşik Büyük Locası organizasyonu kendince bir yapı benimseyebilir. Bunu ona dahil olmak isteyen diğer organizasyonlara diretebilir uygulayabilir. Zaten bu organizasyonlar bunu baştan kabul etmiş sayılır. Şimdi bunlara denecek bir laf olamaz. Çünkü tamamiyle karşılıklı kabul edilme sonucudur. Daha da açığı "alan razı... veren razı..." . Ancak denirse ki... Bu gezegendeki tek ve yegane masonik otorite benim. Masonluk benim eserimdir. Benim kabul etmediğim hiçbir kurum masonik kurum değildir... Burası olmadı işte... Masonluk İngiliz icadı değil ki... Hele ki Sn. ADAM'ın dediği bilgiler güncel ise demek oluyor ki UGLE yavaş yavaş hatasını anlamaya başlamıştır.

Diretmeyle veya dayatmayla herhangi bir sonuç elde edilemez. Varsın İngiltere Birleşik Büyük Locası kendisini ve ona bağlı büyük locaları masonik organizasyon olarak kabul etsin... Gerisini önemsemesin değer vermesin... Asıl soru acaba o gerisi bu durumu ne kadar ciddiye alıyor veya önemsiyor... 

Masonik organizasyonların yapı taşı masonlar yani insanlardır. Masonik organizasyonlarda insan kalitesi ne kadar yüksek olur ise, bu insanlar ne kadar sahiplenir ise o organizasyonu değerli kılar. Masonluk insanın kendisiyle yaptığı bir yarıştır. Kendini aşma... dogma ve bağnazlıklarından arınma... ve hayata anlamlı bir şekilde tutunma mücadelesidir... Bu yarış kurumlar arası mücadeleye dönüşmemelidir. İşte o zaman yozlaşma gerçekleşir... O zaman dogmalar ağır basmaya başlar... İşte o zaman Masonluk kurumu sadece ve sadece adında "Masonluk" olan bir organizasyon olur... Gerisi boştur...


Saygılarımla,
« Son Düzenleme: Ağustos 08, 2014, 03:48:23 ös Gönderen: proxima »
Concordia Res Parvae Crescunt


Ağustos 14, 2014, 08:46:32 öö
Yanıtla #19
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Mason örgütleri, Anglosakson ülkelerinde giderek zayıflıyor.

Ancak her ülkedeki zayıflamanın gerekçesi ayrı. İngiltere'deki ayrı, Amerika'daki ayrı. Her ne kadar Avustralya Birleşik krallığa bağlı kalmaya karar vermişse de, oradaki Masonluk Amerikan etkisi altındadır.

Amerikalılar, Kanadalılar ve Avustralyalılar bu konuda pek telaşlı ya da huzursuz değil. Masonluğa benzer birçok seçenekleri var. Onlara göre Masonluk ile paramasonik örgütler arasında pek fark yok. Masonluk, birçok ezoterik kurumdan saddvd bir teki.

İngiltere için ise durum farklı. İngiltere'nin Masonluğu bir halk örgütü değil, krallık örgütü ve asal amacı öyle bizim buralardaki masonların  benimsediği amaçlar gibi falan da değil. İngiliz Masonluğu için birinci öncelik, Masonluğun uluslararası ekonomik politika sahnesinde İngiltere'ye sağlayacağı yarar ve çıkar... Zaten İskoç Masonluğu ile de çelişkilerinden biri de bu...

Beri yanda gelişmekte olan ülkelerde ve dağılmış SSCB artığı ülkeler ile 20. yüzyılda Rus Komünizmi baskısı altında kalmış olup şimdi özgürlüklerine yine kavuşmuş ülkelerde, ayrıca günümüzde bile Üçüncü Dünya olarak niteleyebileceğimiz ülkelerde Masonluk gelişme gösteriyor. Ancak İngiltere Birleşik Büyük Locası bunların hepsini kendi kontrolü altına alamıyor. Kimisi politik etkilemenin sonucunda geleneksel nitelikli Masonluğa razı olurken kimisi özgür nitelikli (liberal) Masonluğu yeğliyor. İkisinin birden aynı anda yer aldığı ülkeler de var.

İngiltere Birleşik Büyük Locası, dünyanın "ana büyük locası" olma iddiasını yitirmedi. Tersine, bu İngiltere için, İngiliz uluslararası ekonomik politika bakımından çok önemli.

Şimdi önümüzde 2017 diye bir yıl var. Çağdaş masonluğun ilk kez örgütlenmesinin 300. yıldönümü. Üstelik bu örgütlenmenin yeri Londra. Her ne kadar günümüzde İngiliz Masonluğu ile o tarihin özgün düşünsel nitelikli Masonluğu pek farklı ise de, her ne kadar o büyük locanın kuruluş gerekçesi aslında bambaşka olup bir palavra ile örtülmüş ve İngilizler başta olmak üzere masonlar o yalandan bir türlü dönememiş, tükürdüklerini yalayamamış, gerçekleri açıkça söyleyememiş, başta İngiltere Kralı olmak üzere insanları nasıl kandırdıklarını bugün bile itiraf edememişlerse de, İngiltere Birleşik Büyük Locası o tarihsel olaya sahip çıkma eğiliminde.

Çünkü başka hiçbir şekilde dünyanın ana büyük locası olduğunu kabul ettiremez.

Bunun için de kendisine bağlı olmayan hatta kendisinin çizelge dışı (non-regular) olarak gördüğü (hani bizimkilerin yanlışlıkla düzensiz dediği) ve gelişme gösteren mason örgütlerine de şirin görünme tutumu var. Öyle ki, onların çoğunluğu da bu vesileyle İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın "ana büyük loca" olduğunu benimseyecek olursa, iyi bir kazanç elde edilebilir.

Birleşik Krallık açısından İskoçya'nın giderek yitirilmekte olduğu Britanya'da elde edilebilecek bu kazanç, İngiltere'ye sadece dış politikada değil, iç politikada da güç verecektir.

Kimilerine göre burada yazdıklarımız bir komplo teorisinden başka bir şey değildir. Siz, bu satırları sabırla okuyan kişi, gerçekleri öğrenmek gibi bir tutumunuz varsa, burada yazılanlara gözü kapalı inanmayın. Kanmayın. Başkalarına da inanmayın. Araştırın. Karıştırın. Karşılaştırın. Değerlendirmenizi kendi özgür buyrultunuzla yapın.

Bu başlığın birinci bölümü (1) burada sona erdi. Kuşkusuz sorular, katkılar olabilir. Başka bir ayana saptırılmadıkça başlık devam edebilir. Ancak bu arada biz bu başlığın ikincisine (2) geçeceğiz.   

   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
43 Yanıt
48462 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2013, 11:26:30 ös
Gönderen: VARLIK
Amerikalı,İngiliz ve Iraklı

Başlatan bilmeliyimgalilei Mizah

2 Yanıt
3099 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2008, 01:27:49 öö
Gönderen: bilmeliyimgalilei
1 Yanıt
8413 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2009, 02:20:05 ös
Gönderen: Waldow
5 Yanıt
7174 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2015, 11:38:27 ös
Gönderen: kudüs prensi
0 Yanıt
5478 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 20, 2010, 04:08:14 ös
Gönderen: Mozart
0 Yanıt
3843 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 01, 2011, 11:56:03 öö
Gönderen: oasis
3 Yanıt
4335 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 22, 2011, 03:16:34 ös
Gönderen: Tij
18 Yanıt
14660 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 02, 2012, 03:27:41 ös
Gönderen: Masor1976
6 Yanıt
4633 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 20, 2014, 09:56:15 ös
Gönderen: asimov
2 Yanıt
3774 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2015, 11:09:22 öö
Gönderen: Risus