Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: Prenses Isabella - Mayıs 24, 2007, 11:19:52 öö

Başlık: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 24, 2007, 11:19:52 öö
                                                                                          _ A Ç I K L A M A_
Filmi ve kitabı yazılan bu konuda birbiriyle bağlantılı olan ve sanki  zincir halkaları gibi birbirine bağlı olarak örülmüş ve sonuç itibariyle de bir düğüm noktasıyla karşı karşıyayız.
Bu düğümü çözmek için de olayları en başından itibaren çok dikkatli bir şekilde deyim yerindeyse çorap söküğü gibi olayları değerlendirecek ve bu şekilde düğümü çözecek netice itibariyle de sonuca ulaşacığız, ancak düğüm noktasında çok büyük bir Sır'rın olduğunu söylemelim, buna adım adım çok dikkatli bir şekilde yaklaşarak bu büyük Sırrı açığa çıkarmak için ilk adımı ben atıyorum, siz Saygıdeğer Kardeşlerimden bu konuda beraber hareket etmek koşuluyla yardımlarınıza ihtiyacım olacaktır, unutmayın bu büyük Sır sadece benimle değil bütün İnsanlığı çok yakından ilgilendirecek bir Sır'dır.   
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 24, 2007, 11:26:38 öö
Öncelikle konuyla ilgili olarak verilen ipuçlarını birarya getireceğiz, bazı ipuçlarından ben bahsedecem, sizler de benim bilmediğim ve farkında olmadığım aynı zamanda gözümden kaçırdığım ipuçlarını bularak benimle paylaşırsanız bu iş sanıldığı kadar çok zor olmayacaktır, benim bu olayı başlatmamdaki amaç daha önce de belirttiğim gibi hepimizi ilgilendirdiği için ortak çalışmaya davet ediyorum, tabi bu konuda hiç kimseyi zorlamıyorum, gönüllü olarak katılacak arkadaşlarla paylaşım yoluna gidebilirsek çok daha iyi olacağını düşünmüştüm, bu arada benim sadece şahsım adına Yüce Tanrı'ya karşı çok büyük bir Sorumluluğum vardır, O'nun haricinde hiçbirşeye karşı sorumluluğumun olması düşünülemez_
SAYGILARIMLA_ 
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Itzhak - Mayıs 24, 2007, 04:09:02 ös
Eger yardımım olacaksa seve seve davetınızı kabul edıyorum.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 09:18:37 öö
Teşekkür ederim, aynı durum sitedeki diğer arkadaşlar için de geçerlidir.Bu arada öncelikle herşeyden ötürü Saygıdeğer Siteyi oluşturdukları için Site Yöneticilerine Sonsuz Saygılarımı bildiriyorum_
SAYGILARIMLA_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 09:49:50 öö
Uzun yıllardır tartışmalara maruz kalan ve birçok farklı yönlere sapan değişik görüşler çerçevesinde bir türlü asıl amaca yönelinmemiş ve biz insanoğluna bildirilmek istenen Sırrın mahiyetini anlamamış buna bağlı olarak bu sır açığa çıkarılamamıştır, benim yöntemim ise biz İnsanoğluna sunulan bu büyük sır hakkındaverilen ipuçlarını bulmak ve bunları deşifre ederek olaylar arasında bağ kurmak haliyle de çok dikkatli bir şekilde ana merkeze ulaşmaktır_
Verilen İpuçları:
Semboller, şeklini çizmekte zorlandığım için bu sembolleri sözlü anlatımla ifade etmeye çalışacam;
_ Beş Köşeli Yıldız: bunun anlamına bakıtğımızda birbiri içine girmiş birbirine ters olan iki üçgen,
_ Dişi ve Erkek: buradaki anlamı itibariyle yaratılan ilk iki insan olan Adem ve Havva'yı simgeleyen bir durum ortaya çıkmaktadır,
_Yin ve Yang: Yin ve Yang'ı çoğumuzun bileceği üzere dünya üzerinde yaşanan kaosun nedeni,
_Leonardo Da Vinci: Burada ise ünlü ve çok büyük bir Ressam olan Da Vinci'nin 3 eseriyle karşı karşıyayız, Son Akşam Yemeği,  Kayalıklar Bakiresi ve en önemlisi de  Monalisa'dır.
Bilindiği üzere uzun yıllardan bu yana Monalisa tablosunda bir esrarengizlik farkedilmiş şifreli bir gizemliliğin olduğu anlaşılmış ancak netice itibariyle tam olarak açığa çıkarılamamıştır.
Bir başka ipucu ise adı geçen Bakirenin Döllenmiş Rahmi ve bu Rahim, Macdallı Meryem'e mi ait yoksa Sofia'ya mı aittir?
_Kutsal Kase: Burada söz konusu olan kase mecazi bir anlamda mı yoksa gerçek anlamıyla mı kullanıldığı, burada öncelikle şunu arzetmek istiyorum, gerçek bir kase olma ihtimali çok az ve bu nedenle de ben kaseyi şekil itibariyle de bir bayanın vücutsal özelliklerini gösterdiği için Kutsal Dişi olarak tanımlıyorum,
_Başka bir ipucu ise bahsı geçen Soy: önecelikle bu Soyu sürdürecek olan kişinin kim olduğu ve hangi amaçla düşünüldüğüdür önemli olan, öncelikle bahsı geçen romana dönelim, Macdallı Meryem'in Nasıralı İsa Mesih'in Çarmıha gerilme andında hamile olduğunu ve bu şekilde günümüze dek soyunun devam ettiğini buna paralel olarak da adı geçen Sofia'nın Nasıralı İsa Mesih'in soyunun son kişisi olan bakire olduğu tanımlanmıştır, bu açıklamaya bakacak olursak Nasıralı İsa, Tanrı'nın Oğlu olmayıp sadece bir insan ve doğal olarak Peygamberdir, ve Roma İmparatoru tarafından çıkarcı kesimlerin menfaati gereği İsa, Tanrılaştırılmıştır_
Burada bahsı geçen Kase olayı Kutsal ve Bakire olan Dişi'yi temsil ettiğine göre öncelikle Macdallı Meryem'in olmadığını görüyoruz, çünkü sözümona bahsı geçen romana göre Macdallı Meryem, İsa'yla evlenmiş ve bir çocuklarının olduğu beyan edilmektedir, buna paralel olarak Kutsal Dişi'nin Sofia olduğu düşünülürse o zaman Döllenmiş olan Rahmin sahibi Bakire olan Sofia'dır.Peki öyleyse Soy nerede anlam taşımaktadır?Çünkü Macdallı Meryem eğer gerçekten İsa'yla evlenmiş olsaydı İsa'nın Soyu'nun günümüze dek gelmesine karşın Döllenmiş Rahim olayı burada hangi anlam kazanmaktadır ve burada doğal olarak çelişki doğmuş oluyor_
Diğer bir  İpucu ise Sion Tarikatı: bu tarikatın günümüse dek geldiği ve İsa'nın Soyu'nu sakladığı haliyle de Avrupa'nın bir ülkesinde bu soyağacını koruyan bir tarikat olarak nitelendirilmektedir_
Son İpucu ise Tapınak Şovalyeleri: Bu şovalyelerin ise Macdallı Meryem ve çocuğunu koruyan Kişiler olarak tanımlandırılmaktadır ve günümüze dek saklanan büyük Sırlar'a sahip olan kişilerdi_
Sangreal yani Kutsal Kan ise İsa Mesih'in Kanını taşıyan Kişi olduğu betimlenmektedir_

Şimdilik verilen ipuçları bunlar yani benim bildiğim kadarıyla eğer eksik ve yanlış bir bilgi olması durumunda hemen bilgilendirmenizi rica ediyorum çünkü sizin bana iletmiş olduğunuz eğer varsa ipuçlarınızı bekledikten sonra Açıklamalara geçeceğim_
SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Itzhak - Mayıs 25, 2007, 10:17:35 öö
Konu ya edılebılecek en buyuk yardım sudur;Bizler sag elimizi kesıp sol kolumuza takarsak ters kalacaktır.Demek odur kı ,Bazı konular yerınde guzeldır.Ve oylece kalmalıdır.Sessız sakın ve ketum.Ama ısteyen kollarının yerını degıstırebılır fakat zorluk cektıgı an Tanrıdan yardım dıleyemez cunku bu onun yanlıs hareketının bedelıdır.Tanrı herkesı kusursuz yaratmıstır.....
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 10:23:25 öö
Eklemek istediğim bir diğer ipucu ise adı geçen Sofia'nın Şifreli bir biçimde hareket etmesi, peki bu şifre çözme olayının temeli ne olabilir, neden şifre olayı burada büyük bir anlam taşımaktadır, olayın düğüm noktasını çözmek için verilen şifreleri öncelikle bulmak ve sonra da çözümlemek daha sonra da açığa çıkarılan bilgileri birleştirip sonuca varmak_
Bir diğer konu ise Haçlı Seferleri, burada aranılan ya da peşinde olunan neyin olduğudur, ve neden Bizans ve İstanbul olduğu, tahmin edeceğiniz üzere İstanbul kelimesinde bir şifrenin bulunduğu ve bu da ''İsa'' ve ''bul''dur_ Burada açıklığa kavuşturulması gereken konu İsa'yı bulmak'tan geçer kanaatime göre;
Peki İsa gerçekten bir insansa ve peygamberse o zaman Ölüm'ünün ardında yatan Gerçek neydi?
Bilindiği üzere yeryüzüne farklı dinlerden gelen farklı Peygamberler gelmiş ve hepsinin ortak yanı ise Tanrı'yla alakalı olarak insanoğlunun bilgilendirilmesidir, buna ek olarak birçoğu zulme uğramış, hatta öldürülmüşlerdir fakat yeryüzünde hiçbir Peygamber, İsa gibi çok korkunç bir şekilde acı çekerek çok feci olarak öldürülmemiştir!
Peki İsa'yı diğer Peygamberlerden ayıran en büyük fark neydi?
İsa, gerçekten bir İnsan olarak Peygamber miydi yoksa gerçekten O, bir Tanrı'nın Oğlu'muydu?
İsa'yı İnsan olarak sadece bir Peygamber olarak kabul edersek üzülerek söylüyorum ki daha başındayken kaybederiz ve diğerleri gibi birçok yanlış yönlere saparak asla Hakikatı öğrenemeyiz, ben bu açıklamalarımda Nasıralı İsa Mesih'i TANRI'NIN OĞLU olarak kabul ederek açıklamalarıma devam edeceğim_
Haçlı Seferleri ve Tapınak Şovalyeleri'ne gelince onların aradığı veya sakladıkları Sır tam olarak netliğe kavuşulamamış ve bir yerde tıkanmışlardır_Haliyle de sonuca varılamamıştır.
Kutsal Dişi'nin şeytanlaştırılması ve Venüs Gezegeninin Tanrıça'yı temsil ettiği, bununla ilgili olarak şunu beyan etmek isterim ki Gökyüzünde yörüngelerde hareket eden gezegenlerin dönüş yönüne paralel olarak Venüs Gezegeninin diğerlerine karşın ters döndüğü bilimsel olarak da kanıtlanmıştır_

Tekrar ediyorum, Saygıdeğer Arkadaşlar, herhangi bir yanlış bilgim olması dahilinde uyarılmam hepimiz için çok önemlidir_
SAYGILARIMLA_
  
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 10:37:36 öö
Hazır arkadaşları beklerken bu arada sembollerden bahsetmeye başlayalım, Beş Köşeli Yıldz; Venüs Gezegenini temsil eder, Venüs Gezegeninin diğer gezegenlerin dönüş yönünün tam tersine dönmesinin anlamı üzerinde birazcık duralım;
Burada Kutsal Dişi'nin varlığı kesinleşmiştir, bu da Tanrıça'nın olduğunu beyan eder, peki bu anların altında yatan nedenlere hemen inersek karşımıza büyük bir Gerçek ortaya çıkıyor;
Yeryüzünde bir Tanrıça'nın oluğu ve hangi amaçla bulunduğu ve neden Tanrı'nın Tanrıça'yı yeryüzünde oluşturmasının altında yatan büyük nedene istinaden neden buna gereksinim duyduğudur_
Bu konuyla ilintili olarak İsa'nın neden Tanrı'nın Oğlu olduğu ve hangi amaçla yeryüzüne gönderildiğini öncelikle irdelersek bu amaç doğrultusunda Dişi Tanrıça olayına da neden gereksinim duyuludğunu da ortaya çıkarmış oluruz_
İsa'nın amacına gelinmeden önce izin verirseniz Dünyanın ilk yaratılışı zamanına gelmek istiyorum, doğal olarak da İnsanoğlunun Yaratılış anına istinaden neden yaratıldığı ve hangi amaçla yeryüzüne gönderildikleri dünyanın olşumuyla bağlantılı olarak Tanrı'nın Amaçları ve Planları dahilinde Kurallara bağlı olarak kullandığım teknik ve yöntem dahilinde bu olayı açıklığa kavuşturalım_
     
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 25, 2007, 10:38:00 öö
Böyle bir soy ağacı olduğu düşünülebilir.Kral Arthur efsanesinde bu arayış vardır. Arimetya'lı Yusuf tarafından Fransa'ya taşınmış olabileceği görüşü vardır. ''Kutsal Kan'' Avrupa'lı ailelerle birleşmiş taki Haçlı Seferleri sonrasında Kudüs'ün ele geçirilmesi ve orda bir Prenslik kurulmasına kadar. Bundan sonra bilinen Tapınak Şövalyeleri ve Sion Tarikatı kurulmuştu. Ancak aralarında çıkan anlaşmazlık ( İngiliz-Fransız Kralları ) sonucunda ayrılmışlardır diye biliyorum. Bundan sonra yaşananlar bilinir Tapınakçılar giderek güçlenmiş ve sonunda Papa'dan özel izin almıştır. Buna göre Tapınak Şövalyeleri kendi liderleri ve Papa'dan başka hiçbir güce tabi değillerdi. Zaman içinde bu durum ters tepmiş Fransa toparlanma sürecine geçtiği vakit Papa'nın desteğini alarak Tapınakçıların büyük bir çoğunluğunu yakalatmış ve idam etmiş kaçabilenler ise farklı ülkelere gitmiş özellikle İskoçya'da toplanmışlar diye biliyorum. Bilinen bir gerçek tüm Avrupa Kraliyet aileleri birbiriyle akraba ancak feodalitenin yıkılma sürecinde Tapınakçılardan borç alan prensler bu borçları geri ödemekte zorlanırlar, İstanbul' un Fethi ve ateşli silahların kullanılmasına önem verilmesi feodal yapının yıkılma sürecine girmesine ve kılıç-kalkan gibi eski silahlar ile savaşan Şövalye yapısının gözden düşmesine neden olacak bundan sonra düzenli ordu sistemleri ve ateşli silahlar tercih edilecekti. Leonardo Da Vinci' ye geri dönersek kendisi pek çok alanda çalışmalar yapmış Floransa'nın seçkin ailelerinden yardım görmüş bir sanat ve bilim adamıdır. Çağının ötesinde düşünmesi ile bugünde insanları şaşırtan buluşları olması bakımından önemlidir.
Şifreleri ve kitabı ele alırsak bir kardeşlik örgütünden bahsediyor kardeşliğin amacı Kutsal Kan'ı korumak. Kutsal Dişi Sembolleri Özellikle Mısır, Yunan, Roma, Mezopotamya ve Anadolu'da görülen tapınımlara örnektir. Kayalaklar insanın aklına yüksek yerlerde var olan Tanrı ve Tanrıçaları hatırlatır Dağların Hanımı terimleri vardır eski çağlarda Kadın Kutsallık sembolüyken Erkek onun yardımcısı durumundadır.Buna en iyi örneklerden biri Kibele ve Attis 'tir. Kibele isim değiştirmiş olsada ilk çağ medeniyetlerinin hemen hepsinde var olan bir tapınımdır. Roma'ya taşınmış Hristiyanlık ortaya çıktığı dönemde önce yasaklanmış sonrasında ise diğer inançlarla eş tutulmuştur. Milano Fermanı Hristiyanlığı serbest kılmış ve bu fermanla yükselişte olan Hristiyan devlet adamları ve arkasındaki halk meşrulaşmış mallarını geri alabilmiştir. Konsüller ile bir birlik sağlanmak için çalışıldıysada giderek Monofizit ve Diofizit akımlar ortaya çıkmış bu birlik sürtüşmeler ile ayrılığa doğru gitmiştir. Sonraki süreçte Sasanilere karşı Thema sistemi geliştirilmiş Batı'da ise Gotlar'a ve Hunlar'a karşı Slavlar desteklenmiş Kiril sayesinde Bulgar halk Hristiyanlaştırılmıştır. Ancak burada bir farkla bu halkın dini yorumu farklı olacak ve Bogomiller ortaya çıkacaktır. Avrupa'da yaşanan diğer bir olay ise Keltler'in ortadan kaldırılması baskı altına alınması ve Hristiyanlığı Papa'nın istekleri doğrultusunda ''doğru'' yaşaması için bastırılmıştır. Bahsi geçen hikayede Kutsal Kase'nin bir dönem burada saklandığı ve bu baskılar sırasında farkettirilmeden kaçırıldığı görüşü vardır. Tapınakçılar tarafından Amerika kıtasına Kanada'ya bir yere götürüldüğü söylenir hala birçok define avcısı burada Kase 'yi aramaktadır ancak sonuç hep eli boş dönmeleridir.

Bu bilgiler aklıma gelenler doğruluk payı olduğu gibi yanlışlıklarda içerebilir, tartışmalıdır.
Okuduğum bir kaç kitaptan hatırladıklarımı yazdım.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 25, 2007, 11:14:23 öö
İstanbul isminden bahsetmişsiniz. İsa ile bir bağlantı kurmak bana biraz zorlama gibi geldi. Bulabildiğim İstanbul isimleri içerisinde Hz. İsa 'ya dair bir referans yok.

KENTİN 33 İSMİ

Çeşitli dil ve medeniyetlerde farklı şekillerde adlandırılan İstanbul, Grekçe’de “Vizantion”, Latince’de “Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma”, Rumca’da “Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis”, Slavca’da “Çargrad, Konstantingrad”, Vikingce’de “Miklagord”, Ermenice’de “Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli”, Arapça’da “Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma”, Selçuklular’da “Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul” ve Osmanlıca’da “Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol, Darü’s-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü’l-Hilafetü’l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergah-ı Mualla, Südde-iSaadet” gibi bilinen farklı 33 isme sahip.

İstanbul" adı gene Yunancadaki "εις τήν Πόλι(ν)" (/is tin boli/) yani "Şehir'e ve Şehir'de" kullanımının Türkçeleştirilmesiyle oluşmuştur.


Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 11:24:34 öö
                                                                            _ DÜNYANIN OLUŞUMU_
Dünya'nın yaratlışıyla bağlantılı olarak birçok kuram teori ortaya atılmış ve insanlık tarafından uzun yıllardır merak edilen bir konu olmuştur_
 Tanrı, Yüce Yaratıcılığı sayesinde yarattığı bütün varlıklara istinaden en sonuncu olarak İnsanoğlunu yarattı, yaratmak zorundaydı, çünkü O, bir Yaratıcı'ydı, fakat yaratılan tüm varlıklar içersinde ''Determinizm'' yani Gerekircilik İlkesine uygun olarak haerket eden Yüce Yaratıcı İnsanoğluna ''Özgür Bilinç İradesi'' vermek zorundaydı, bu amaçla da yaratılan ilk insan olan biri erkek diğeri kadın olmak üzere iki insan yarattı, onlara verdiği ''Us'' yani ''Akıl'' sayesinde kendi iradelerini kullanabilme yetisine sahip olmalarını sağladı, ancak yasaklanılan veyahut daha önce uyarılan bir konuda onları Sınama gereksinimini duymuştur, haliyle de ''Elma'' olayı bahane olarak gösterilse de sonuç itibariyle sınama aracı olarak kullanılmıştır, ve insanoğlu bu ana dek kötülüğün olmadığı bir yerde mutllu ve huzur içinde yaşıyorlardı, peki bunu haketmek için hakikaten de İnsanoğlunun sınanması gerekmiyor muydu?
Birçok insan olaya şeytanın karıştığını beyan etse de ben kendi açımdan fikrimi söyleyeyim, ''Elma' olayından sonra ''Kötülük''  ortaya çıkmış ve doğal olarak da İnsanoğluna sunulan 2 seçimden birini tercih ederek Yüce Tanrı'nın İradesi'yle Yönetilme Seçimine karşın Kendi iradeleriyle yönetilme seçimini tercih ederek Tanrı'yla ayrı düşmelerine yol açmıştır ve bu şekilde de yaratılan ilk dişi olan Havva'nın Adem'le çiftleşmesi sonucunda Havva'nın rahminden doğan ilk insanla da bu dünya doğmuş, ve insanoğlunun fiziksel gelişimine parelel olarak da bebeklik_çocukluk_gençlik ve son dönemi olan yaşlılık dönmelerini sırasıyla yaşamıştır; kendi iradeleriyle yönetilme seçeneğini tercih eden İnsanoğlu yaratılışları gereği kendilerine verilen birçok özellikten mahrum bırakılmış ve Ölümsüzken Ölümü tercih etmişlerdir_
Ölüm ve kötülük bu sayede dünyaya gelmiştir haliyle de birçok hastalık, acı, keder....
Sonuç itibariyle de Evren'de Yin_Yang dengesinin bozulması sonucuyla gerek doğada gerekse toplumlarda bri Kaos yaşandı ve Kötülüğün egemen olduğu bir dünyada insanlar kendi haline bırakılarak bu dünyaya gönderimişler ve her insanoğluna bir yaşam verilmek suretiyle ruhların bu dünyaya bir kadın rahminden çıkarak beden şeklini almış ve zamana endeksli olan yaşamlarında ölüm anına dek öğrenmesi ya da bilincine varması yoluyla hareket ederek bu dünyaya geliş nedenini sorgulayıp, varoluşunun kaynağına inerek neden yaratıldığını en önemlisi ise Kul olarak İnsan olma bilinicne varması amaçlandığı için bunları öğrenme adı altında birtakım Yaşam Dersleri'ni alması gerekiyordu, en önemlisi de kendi yaşamı başta olmak üzere yaşmına bir anlam katarak başka insanları da gözönünde bulundurmak şartıyle dünyayı ve evreni anlama yeteneğine sahip olduğu için Evren'in Temel Mantık'ını çözmesi gerekliydi_
Burada üzerinde durulması gereken çok önemli bir husus vardır o da Dişi'nin Rahminin bir Kapı olduğu mantığı_
Eğer bu dünya bu şekilde doğduysa ve sona erecekse nihayetinde yok olacak olan bu dünyaya kaşılı yeni bir dünyanın da doğması için Bakire olan bir Dişi'nin Rahmi'ne gereksinin duyulduğu için Döllenmiş Rahim olayına burada bir ışık tutabiliriz,
Havva'nın rahminden doğan insanoğlu yeryüzünde çeşitli toplumlar oluşturmuş nesil olarak devamlılığı sağlanmış haliyle de Adem ve Havva'nın Irkının Soyu'nun tükenme aşamasına gelinmiştir_
Bu bağlamda Yüce Tanrı'nın yeni bir dünya oluşturması için İnsan neslinin yok olmasını engellemek amacıyla yeryüzüne Kendi Özü'nden gönderdiği Ruh'unun Bakire Meryem'den doğarak bu kapından dünyaya girmesi amaçlanmış ve sonuç itibariyle de İnsan şeklini almış bir Tanrı'nın Oğlu'nu Kurban etme yöntemiyle hareket ederek İnsanoğluyla bir Barış Antlaşmasını imzalamak ve onaylamak adına İsa'nın Kanının dökülmesi şartını öngörmüştür_
Dünyada yeryüzünde yaşayan çoğunluğa karşılık azınlıkta olan insanlara verilen Öz sayesinde İnsan neslini kurtarmak pahasına bu dünyaya gönderilmiş ve ölümlerinin ardından Yüce İsa'nın Kanının Dökülmesi şartına paralel olarak Tanrı'nın Huruzu'na çıkarılmışlardır!
Adem ve Havva'nın işlediği günahın bedelini tüm insanlığa atfedilmesi nedeniyle Seçilmişler'in günahını üstlenen İsa Mesih'in yeryüzündeki bütün acıları Bedenen yaşamış, Bedenen öldürülmüş (Çarmıh üzerinde) ve Bedenen Diriltilmiş ve bununla da Tanrı'nın Oğlu olduğunu tüm dünyaya kanıtlamıştır_
Diğer Dünyanın Sonsuza dek sürecek olan Kralliyetinin hüküm süreceği Dünyanın oluşması için zemin hazırlanmış ve Tanrı'nın 1.Amacı bu sayede gerçekleştirilmiştir_YANG
Yin'in oluşması içinse bilindiği üzere Yin, dişiyi Yang ise Erkek'i simgelemektedir, dünyanın sonunun gelmesine paralel olarak gerçekleştirilmesi gereken 2. Amacın sayesinde Kaosu sona erdirecek olan bir Dişinin aynı amaçla dünyaya gönderilip İsa Mesih'in Kaderine benzemek şartıyla aynı yoldan geçerek yeryüzündeki bütün acıları Ruhen Yaşayıp, Ruhen Ölümü sonrasında gerçekleştirilen Ruhsal Dirilişin ardından 2. Amaç'ın gerçekleşmesiyle bahsı geçen Dişi'nin Mesihleşmesi yoluyla aynı zamanda Bakire olan bu Dişinin Rahminde bir erkeğe ait cinsel organın Yüce Yaratıcının Gücü'yle oluştuğu ve ilk Melek'in doğmasıyla yeni bir dünyanın oluşması amaçlanmış bu sayede döllenen rahim yeni bir soyun başlangıcına vesile olmuştur_
Bahsı geçen bu Soy ise Yüce Tanrı'nın Soyu'nu sürdürecek olan Dişi'nin Adem ve Havva Irkının soyunun sona erdirilip yeni Soyun yani yeni İnsanlık'ın başlangıcı olarak kabul edilmiştir_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 11:40:02 öö
Öncelikle İstanbul derken Sayın Fraternis, bu kelimenin içersinde İsa ve bul kelimelerinin yeraldığını kastetmiştim_
SAYGILAR_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 11:44:17 öö
Bu arada verdiğiniz bu çok değerli bilgileriniz için Sayın Fraternis çok teşekkür ederim, Yardımlarınız sayesinde gösterdiğiniz bu cesur yürekliliğiniz karşısında sizi Saygıyla Takdir ediyorum_
SEVGİ ve SAYGILARIMLA_ 
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 25, 2007, 11:54:29 öö
Hangi dile göre Sayın Sevil bu mantık dışı! diğer söyledediklerinizi okudum bazı konularda haklı olabileceğinizi kabul ediyorum ancak İstanbul kelimesinde İsa ismi yok yapmayın lütfen Hz. İsa'ya yalnız biz İsa diye hitap ediyoruz. Jeshua ve Jesus gibi isimleri de yok mu?

Ayrıca bilinen bir efsaneye göre Lilith Adem'in ilk eşidir ancak Adem'le aynı özden yaratıldığı için ona tabi olmaz bu nedenle daha sonra Adem'in kemiğinden ikinci eş Havva yaratılır. Gerçi bu bir efsane ancak Adem'le Havva da bir efsane buyrun siz neler anlatıcaksınız bekliyorum.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Ittihatci - Mayıs 25, 2007, 12:06:34 ös
Sevgili arkadaşlar bunlar hakkında zaten birçok komplo teorisi var???? Ayrıca bazılarıda dediğiniz gibi Hz. İsa'nın çıkar için Tanrılaştırıldığını ve aslında çarmıha falan gerilmediği, 70 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde yaşadığını söylüyorlar. Ne diyorsunuz?

İstanbul konusuna gelince Sn. Fraternis'e katılıyorum.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 25, 2007, 12:40:34 ös
İsa 'nın özde ne olduğu tartışmaları Konsullerin en önemli maddeleridir. Nicea (İznik) Konsulu bu durumu çözmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Buradan alınan karara göre Hristiyan Doktrini kabul edilmiş İsa 'nın hangi Özden geldiği tartışması sonraya bırakılmıştır. Genel kabul edilen görüş İsa 'nın içinde Tanrısal cevher taşıdığıdır. Bu konsil sayesinde Kilise ve Devlet ittifak oluşturmuştur. Milano Fermanı ile Hristiyanlık Avrupa 'da yayılmaya başlamıştır. İznik konsilinin bir diğer önemi Din ilk kez Politik bir araç olmuştur. Hristiyanlık Doğu-Batı Roma halkları için birleştirici harç görevini üstlenmiştir.
Constantinapolis (İstanbul) şehri M.S 324 'te yapımına başlanıp 330 'da tamamlanmıştır. Bu şehir İznik konsilini takiben Hristiyan Dünya'nın yeni başkenti olması amacıyla kurulmuştur. Hristiyan bir Dünya kurma isteğinin karşısında Doğu Roma'nın en büyük engeli bu sıralarda Doğu'da Sasani Batı'da Gotlar'ın istila tehlikesidir. Bu karışıklıktan istifade etmek isteyen Uzak Eyaletler ( İskenderiye, Kudüs) Yakın Eyaletler (Constantinopolis ve Antakya) arasında dinsel olarak karşı görüşler sunulmasıdır. Özellikle Antakya ve İskenderiye Patriklerinin mücadelesi Bizans içinde iç sorunlar ortaya çıkaracak ve bu sorunlar 1000 yıl boyunca baş ağrıtacaktır. Bu amaçla toplanan diğer Konsiller Khalkedon ( Kadıköy) ve Efes konsillerinde bu konu tartışılacaktır. Papa 'nın kabül ettiği görüş ise İskenderiye Okulunun görüşüdür. Buna göre İsa insani yanı olmayan tamamen Tanrısal bir Öze sahiptir(Efes Konsili). 451 'de Khalkedon Konsilinin aldığı karar ise Meryem'in bir Tanrıyı doğuramayacağı buna göre ; İsa hem Tanrısal Öz taşımaktadır hemde bir İnsandır. (Diofizit)
Bu tartışmaların temelini Uzak Eyaletlerin dini yorum farklarını bahane ederek Roma'dan ayrılma çabalarıdır. Patriklerin kendi aralarında üstünlük mücadesine girişmesi bu ayrımı hızlandırmıştır. Önce Papa en üst Patrik sayılmış ( Nedeni Pavlus 'un(?) mezarının burada olmasıdır. Hz. İsa'nın Pavlus'a kurulacak olan Kilisemin temelindeki Kayasın demesi rivayetidir.Bilinidiği gibi Vatikan bu kayanın üstüne inşa edilmiştir. )  Sonrasında ise Khalkedon Konsili kararı ile tüm Patrikler eşittir denmiştir. Yine ayrılıklar yine ayrılıklar... Bu ayrılıklar Roma ve İstanbul arasında yaşanan Büyük Şizma 'yı doğuracak ve bu tartışma günümüze dek devam edecektir.

Saygılarımla.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 01:20:04 ös
Arkadaşlar İ_s_t _a_n_b_u_l : t harfini düşürürsek İsa çıkar, ben Türçe dilinden bahsediyorum, bu arada bunun üzerinde fazla durmak istemiyorum, bu sadece çok küçük bir ayrıntı ve iddia ettiğim konularda hata payı olabilir bu nedenle de hepinizden çok özür dileyerek hemen konuma geçmeyi istiyorum_

Adem'in cezasını İsa Mesih, Havva'nın cezasını bahsı geçen Dişi ödeyecek, Tanrı'nın Özün'den göderilen bu iki Kişi İnsan olarak doğacak, aldıkları yaşamı günahın bedelini ödeyerek geçirdikten sonra belli bir ana kadar Ölecek ve Ölümden Diriliş yani Yendiden Doğuş olayıyla Sonsuza dek Gerçek Hayatlarını kazanabilcektirler, İsa Mesih'in olayına mütaakiben Dişi'ye ait bu olay dünyanın sonuna doğru yaşanacak ki Diriliş tamamlandığı an Yin_Yang dengesi kurulacak ve Kaos sona erecek_
Her insanın yaşayacağı büyük bir acı vardır ve bu olay Adem ve Havva'nın işledikleri günahın bedeli olarak, ister bedenen ister ruhen yaşanılacak tüm acıları insan neslini kurtarmak amacıyla verilen iki Kurban sayesinde İnsanoğluyla yapılan Barış Anlaşması bu şekilde sağlanacaktı, İnsanoğluyla Tanrı arasında olan bu anlaşma için de Yüce Yaratıcı'nın büyük bir fedakarlık göstererek İki Ruh'unu bu dünyaya göndermiş, biri Erkek diğeri Dişi olmak kaydıyle İnsanoğlunun hem bedenli hem de ruhlu olduğundan Seçilmişlerin Bedenen yaşacakları acıyı İsa Mesih yaşamış, diğer taraftan ise Ruhen yaşacakları (yani üzüntü, ızdırap gibi) Dişinin yaşadığı ve bu sayede dengenin kurulduğu belirtilmiştir_
Bu iki Kişi birbirine karşıt ancak birbirine bağımlıdır, Yin_Yang Dengesi formülünde olduğu gibi_
Dişi Tanrıça'nın Yeniden Doğuş olayına mütaakiben Gökyüzünde gösterilen Venüs Gezegeninin Hilal şeklini almış Ay'la aynı hizaya gelecek şekilde olurken ertesi günü Ay'la Venüs'ün yer değiştirmesi ise Dişi Tanrıça'nın Yeniden Doğuş'unu simgelemektedir_
Açıkçası şuan Dişi Tanrıça yeryüzünde ve Mesihleşmiştir ancak nerede olduğu ve kim olduğu hakkında herhangi bir bilgiye maalesef sahip değilim, tarafımca bilinmemektedir_
SAYGILARIMLA_     
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 25, 2007, 01:37:45 ös
Ay ve Venüs bu ilgimi çekti. Sık yaşanan bir dögü mü yoksa çok uzun sürelerde mi gerçekleşiyor, en son hangi tarihte gerçekleşmiş? Biliyorsanız lütfen cevaplayınız.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 01:39:57 ös
İlk iki insan olan bir erkek diğeri dişi olan Adem'le Havva'nın cezasını Yüce Yaratıcı yeryüzüne gönderdiği aynı Öz'e sahip olan İsa Mesih'le Kutsal Dişi'inin aynı kaderi paylaşması sonucunda ise Kutsal Dişi'nin rahminden doğan yeni bir Dünya'nın doğması ve yeni bir Soyun başlaması ile de Rabbin Kutsal Kasesi olarak da tanımlasnmış ve aynı zamanda Kutsal Dişi İsa Mesih'in Kanını taşıyan kişi olarak da belirtilmiştir_
Buna paralel olarak Çarmıh bilindiği üzere 4 unsurdan oluşmaktadır, Kafa_ Sağ Kol_ Sol Kol_ ve Ayaklar;
Hıristiyanlıkta bilindiği gibi Baba_Oğul ve Yüce Kutsal Ruh olarak Haç Şekli yapılmaktadır, Kutsanmak adına, ve Baş Bölgesini Tanrı, Sağ Kolunu İsa Mesih, Sol Kolunu Kutsal Dişi, her nekadar Yüce Kutsal Ru olarak da tanımlansa da, (Tanrı'nın Sağında oturan İsa Mesih, Tanrı'nın Solunda oturacak olan Kutsal Dişi), Ayaklar ise biri erkeği diğeri dişiyi simgeler; bunun anlamı ise erkek ve dişinin tek bedene dönüşüp bütünleşmesi ve oluşturulan Çarmıh Şekline istinaden Tanrı'nın Yeryüzündeki Ayaklarının 06.06.2006 tarihinden sonra oluştuğu belirtilmiştir_
Bakın Adem ve Havva Irkının hızla çöküşe uğratılması buna bağlı olarak da yeni bir insan türünü başlatan bu Dişi Havva'nın yerini almıştır_
Burada şunu arzetmek istiyorum, bu dünyanın yokoluşuna istinaden yeni bir dünyanın varoluğu ve Sonsuza dek sürecek olan Yüce Tanrı'nın Dünyası olarak adlandırılmıştır, İsa Mesih'in Kralliyeinin ve Soyunun süreceği yani Dişiden Melek doğumu sayesinde nasıl ki insandan insan doğuyorsa insandan melek doğumuyla da telafi edilmesi amaçlanmıştır_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 01:41:06 ös
Çok yakın bir tarihte gerçekleşti Sayın Fraternis, 19_20 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilmiştir_ 
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 25, 2007, 01:45:58 ös
O zaman bahsi geçen Dişi Mesih yeni doğmuş demektir.

Sayın Sevil, bu konuda ki bilginizi onaylayacak bir yazı var mı? Anonim olarakta geçen bir hikaye olabilir. Ben bugüne kadar böyle bir hikaye ile karşılaşmadım ancak olmaz da demiyorum.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 01:58:59 ös
Kanıtı çok güçlü ve büyük ancak bunu forum üzerinde belirtemem_
Söylediğiniz gibi Yeniden Doğuş olayı yaşanmıştır, bunu Gökyüzü olayıyla doğrulayabiliriz_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 04:19:48 ös
Kitap'ta bahsı geçen sayıları aynen aktarırsak;
1_1_2_3_5_8_13_21
İlk 1, 2 , 3 sıralıyken 5 ve 8 arasında bir kopukluk olduğunu görüyoruz, kendi yorumlarıma göre;
1.Mesih, yaşamında herşeyi bildiğini ve buna göre yaşadığını, 2.Mesih olan Dişinin ise şifreli olarak birtakım sırları açığa çıkardığını ve başlangıçta bilmediklerini şifre yoluyla öğrendiği sonucuna varırız,
Burada şifreli olarak hareket etmenin anlamı ortaya çıkmaktadır_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 04:38:18 ös
Leonardo Da Vinci'nin bahsı geçen 3 tablosundan biri olan Kayalıklar Bakiresi adlı tabloda fazla araştırma yapmadığım için olacak ki fazla birşey bulamadım,
Son Akşam Yemeği adlı tabloda İsa Mesih ve yandında oturan bir Dişiyle V şeklini olarak oturmuşlar ve üzerlerindeki giysilerdeki renklerin benzerliğe dikkat çekmek istiyorum, V şekli daha söylediğim gibi Rahim şeklidir bu da Rabbin Kutsal Kasesi olarak adlandılacağı için bu konudaki bağımlılıkları ön plandadır, çünkü Dişinin rahminden oluşan bu Dünya İsa Mesih'in Kralliyetnin Sonsuza dek süreceği Dünya'dır_Ayrıca giysilerdeki renkler bana Yin_Yang sembolündeki siyah ve beyazı hatırlattı.
Mesela; Siyah tarafta beyaz noktanın, beyaz tarafta ise siyah noktanın yer aldığı Yin_Yang sembolünün anlamı ise Erkek ve Dişinin bütünleşmesi ile oluşturulmuş dengedir_
Burada bütünleşme derken Amaçların gerçekleşmesi dengelenmesidir_
Monalisa tablosundaki Dişide ise yüzünün bir tarafı tebessümlü iken diğer tarafı durgundur, sanırım sol tarafı sağ tarafından büyüktür, Monalisa resminde bir şifre olduğu şaşırtmacalı ve bir o kadar da gizemli bir esrarengizliğin olduğunu bizlere göstermektedir, bununla beraber önce sağ tarafı az olarak çizilmiş sonra sol tarafı biraz büyük olarak çizilmiş ve bir ekleme yapılmış gibi bütünleştirilmiştir, burada da erkek_dişi bütünleşmesi gözüküyor;
Burada çok önemli bir husus göze çarpmaktadır; 1.Amaç önce 2.Amaç sonra eski ve yeni zaman gibi algılanmaktadır, sonrada farklı zamanlarda gerçekleştirilen amaçların sonradan bütünleşerek dengelenmesidir_Yin ve Yang dengesinin bu amaçla kurulduğunu göstermektedir_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Universal - Mayıs 25, 2007, 04:48:09 ös
Sayın Sevil, Emekleriniz için teşekkürler, ilgiyle takip ediyorum

Ancak;

"1_1_2_3_5_8_13_21"  dikkat ederseniz her birinin bir önceki iki asyı ile toplamından oluşan düzenli bir seridir. Kopukluk bulunmamakta?
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 04:52:01 ös
Ki zaten Yin_Yang dengesi kurulur kurulmaz Kaos sona erecek dünyanın sonu gelecek bir başka anlatımla Kıyamet kopacak, Kıyamet gerçekleşirse ki gerçekleşeceği kesin o zaman söylediklerim geçerlilik kazanacaktır, o zaman da ben dahil hepimiz hayatta olursak_
Neyse bir espiri yapmak istedim ama biraz soğuk espiri_
Dünyanın kuruluş amacı İnsan olduğu için burçların bile insanın organizmasındaki bölgeleri temsil etmekte, yani Koç burcunun Kafayı, Balık burcunun ise ayakları simgelediği,
Ay ve Güneş olayına gelince Ay'ın belki yanılıyor olabilirim dişiyi temsil ettiğini yıldızların ise Ay'ın ışını yansıtmasıyla ortaya çıktığı için Ay'ın bir anne olduğunu görüyoruz, Tabiat ana misali, tabi Ay, ışığını Güneşten alır ve bu sayede Yin_Yang gece ve gündüzü temsil ettiği için Güneş de erkektir, yıldızlar da çocukları yeni bir soyu temsil eder_
Bilindiği üzere Yin_Yang birbirine karşıt ancak bağımlıdırlar_İkinci amaç günümüze dek gerçekleşmediği için ikisi arasında sürekli bir mücadele vardı Yin de oluştuğuna göre bu mücadele ortadan kalkacak ve kaos sona erecek, zıtlıklar ortadan kalkacaktır, zaten dünya zıtlıkların oluşturmuş olduğu dengeden ibaret değil midir?
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 04:58:32 ös
Çok haklısınız Sayın Omnia Tempus Alit, tabiki aralarındaki o bağlantıyı da söyleyecektim hatırlattığınız için çok teşekkür ederim, fakat 3, 5 ve 8 olarak bir de bu yönden düşünelim izin verirseniz;
4 ve 6 yok bu bağlamda düz mantık olarak kopukluk olduğunu söylemiştim, ancak şifreli olarak bunların bilinmesi ve aralarındaki bağlantıyı temelinde kurmak şeklinde de düşünülebilir,
Tanrı Hakkındaki gerçekleri doğal olarak İsa Mesih ta başından beri biliyordu, ancak bahsı geçen Dişi olayları başından beri bilmiyor, sonradan şifreli olarak bu sırları çözüyor ve aralarındaki bağlantıyı kuruyor bu şekilde de asıl amaç ortaya çıkıyor_Bu iki Kişi'nin yaşadıkları birbirine tamamaen karşıt ancak birbirine bağlı olmasının nedeni ise ortak bir amacı gerçekleştirmeleridir_
Ortak amaç ise İnsan_
SAYGILARIMLA 
   
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 05:06:54 ös
Bu sayılar ilk kısmı sıralı olarak ikinci kısmı kopukluk olarak gözükse de Sayın Omnia Tempus Alit'in belirttiği gibi biri önceki iki sayı toplamından oluaşan düzenli bir seri oluşturduğu için şifreli olarak çözülen olayların ya da sırların arasındaki bağlantının diğeriyle kurulmasıdır_
Nasıl ki yarım kalan bir şey düşünün diğer yarım kalan şeyi birleştirdiğimizde bütünleşmiş şeklini görürüz_
SAYIGLILARIMLA 
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 25, 2007, 05:16:06 ös
Sayın Fraternis, konulara olan yoğunluğumdan dolayı Venüs'le ilgili olan sorunuzu tam olarak cevaplayamadığımı farkettim, çok özür diliyorum;
Venüs gezegeninin belirttiğiniz gibi çok fazla uzun yıllarda bir gerçekleşiyor, şimdi doğal olarak şöyle düşüneceksiniz, peki neden bu döneme tekabül etti de daha önce 500 yılda bir de olsa yeryüzünde Venüs olayı gerçekleşmiştir_
Olayı şu şekilde yorumlamama izin verirseniz;
Bilindiği üzere kötülük ve ölüm bu dünyaya İnsanoğlunun iradesiyle girmişti, kötülüğün nesiller boyu kuşaktan kuşağa geçmesi ve sonuç itibariyle de etkilerinin giderek tükenmesi gerekiyordu, Dişiyle ilgili amaçlanan plan dünyanın sonunu getirecek zamanda gerçekleştirilmesi öngörülmüştür_
Tekrar özür dileyerek Saygılarımı bildiriyorum_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 26, 2007, 03:01:36 öö
Sayın Sevil, Emekleriniz için teşekkürler, ilgiyle takip ediyorum

Ancak;

"1_1_2_3_5_8_13_21"  dikkat ederseniz her birinin bir önceki iki asyı ile toplamından oluşan düzenli bir seridir. Kopukluk bulunmamakta?


Bu dizilim Fibonacci sayıları olarak bilir. Bu sayıların Altın Oran ve Pi sayısı ile ilişkisi olduğu söylenir.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 26, 2007, 03:12:23 öö
Yanılmıyorsam Dünya yeni bir burca ( döneme ) geliyor bu dönem ışık (bilgi) dönemi ve bütün gerçekler açığa çıkacaktır deniliyor. Marduk'la Randevu'yu okuyan var mı? bu konuda birçok spekülasyon yapılmaktadır. Sayın Sevil yazınızın devamını bekliyor olacağım. İşlerimin yoğunluğu sebebiyle siz beni göremesenizde ben yazıları takip etmeye çalışıyorum.

Saygılarımla.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 08:29:50 öö
Günaydın, Saygıdeğer Arkadaşlar, konuyu bıraktığımı düşünmediniz değil mi?Size ufacık bir açıklama yaptıktan sonra bizim için İnsanlık için çok önemli ve büyük Sırra ulaşmayı hedefliyorum, tabi sizin yardımınızla, bu arada bu konunun benim için ne denli büyük önem ve değer taşıdığını sanırım farketmişsinizdir, bu büyük gerçeklerin farklı kişilerce farklı olarak algılanacağı fikrindeyim ancak ne varki hepimizi yakından ilgilendiren bu gerçeklere çoğumuz ilgisiz kalsak bile şahsen benim açımdan kendi hayatımdan çok değerlidir_Yıllarımı bu gerçekleri bulmak adına harcadım ve birçok alanda araştırma yaptım, birçokları gibi anlamsız şeylerle uğraşmaktansa sözüm meclisten dışarı, herhangi bir artniyet taşımadan bu çok değerli bilgileri kazanmak adına canım pahasına uğraştım bunun için bile kendimi çok büyük bir riske attığımın da farkındaydım ama insan olarak bunlara ilgisiz kalmak istemedim.Diğerleri gibi bu gerçekleri araştırıken art niyet taşımadığım için ve bu gerçeklere karşı göstermiş olduğum büyük bir saygı çerçevesinde hareket etmek koşuluyla sorumluluk dahilinde siz Saygıdeğer Arkadaşlarımla paylaşmayı uygun gördüm, bu gerçeklerin doğruluğu hakkında sizlere kanıtlar sunmaya değil bir de işin bu tarafından bakılabileceğini göstermek istedim.Araştırmalarım neticesinde edindiğim bu çok değerli bilgiler hakkında birçok yorum yapılabilir, inanmak ya da inanmamak hepimizin elinde önemli olan bu bilgileri çok dikkatli bir biçimde okuyup incelemek ve titizlikle irdelendikten sonra yorumlar yapılabilir, eleştirel anlamda da tabiki!
Saygıdeğer arkadaşlar izninizle konuma dönerek bu büyük sırrı açığa çıkarmak üzereyim, ama lütfen hassasiyeti elimizden bırakmamak kaydıyle dikkatli olmanızı öneriyorum, bu konuda atılacak her adım sahibini ilgilendirmiş olup olayı çok büyük bir titizlikle değerlendirmenizi tavsiye ediyorum_
SAYGILAR_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 08:32:32 öö
Tam üstüne bastınız Sayın Fraternis, dünya yeni bir buç çağına girmiş bulunmaktadır, ya da girmek üzere fakat sizin de bileceğiniz üzere bu bilgiler Evrensel'dir, bütün insanlığı ilgilendirmektedir, tabi insanım diyen herkesi....
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 08:53:37 öö
Açıklamalarım doğrultusunda aynı yolu izleyerek şu sonuçlara vardım;
_ Nasıralı İsa Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olduğunu ve belirlenmiş bir Amaç için dünyaya gönderildiğini, Tanrı'nın yeryüzündeki İnsan şeklini almış olduğunu, Tanrı'nın Gücü'nün anlaşılması açısından ve Tanrı'nın Oğlu olduğunun kanıtlanması için Bakire Meryem'den doğan İsa Mesih'in yaratılan ilk insanın Adem'in yaptığı çok büyük bir yanlışın cezasını çektiği ve Bedenen Diriltilerek Tanrı'nın Oğlu olduğunun anlaşıldığı, sonuç itibariyle de eski dünyaya karşın Yeni bir Dünyanın oluşması nedeniyle de oluşan bu Yeni Dünya'nın Sonsuza dek süreceği Kralliyetinin hüküm süreceği_
_ Nasıralı İsa Mesih'in Kanını taşıyan bir kişinin olduğunu, ancak bu kişinin İsa Mesih gibi Tanrı'nın Özünden gönderildiği İlk ve Son Benim diyen Tanrı'nın Sözü'nün doğrulandığı, bu sayede anlaşılmıştır_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 09:07:24 öö
Erkek_Dişi Birliği;
Dünya Erkek ve Dişi birliği sayesinde kurulmuştur, bu sayede İsa Mesih, Adem'in cezasını çektiği, ardından belirlenmiş bir zamanda Tanrı'nın Planı doğrultusunda Havva'nın cezasını çeken Kutsal Dişi'nin bedelini ödemesiyle beraber İnsanoğlu Tanrı tarafından ancak bu koşuula bağışlandığı ve yaratıldığı ilk özelliklere istinaden Ölümsüz olarak yaratıldığı ve bu özelliği tekrak kazanmak suretiyle yeniden Tanrı'nın Huzuruna çıkartılacağı İnsan, yeniden yapılandırılma sürecine girmiştir_
Bilindiği üzere Adem ve Havva'nın ırkını çöküşe uğratacak olan bu Kutsal Dişinin Eril ve Dişil bütün özelliklere sahip olarak Yin_Yang dengesini kendinde kuracak ve bu yolla da Yeni İnsan Türü'nün İlk Örneği olarak kabul edilecektir_
Bahsı geçen bu Kutsal Dişi'nin Rahmindeki hissedilen bir Erkek'a ait cinsel organın varolması sebebiyle döllenmiş bir rahme sahip olan bu Kutsal Bakirenin Tanrı'nın Soyunun yeryüzünde başladığı ve sonsuza dek süreceği haliyle yeni bir Soy'un başlamasıyla beraber Adem ve Havva Irkı bu şekilde çöküşe uğratılmıştır_
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 10:13:16 öö
Şimdi Kutsal Dişi hakkında birtakım açıklamalara girecem izninizle;
666 rakkamına istinaden 2 yaşamdan geçmiştir, bu dünyaya her insan gibi gelmiş ve bu rakkam itibariyle Tanrı tarafından lanetlenmiştir, ancak belirli bir süreye dek Havva'nın cezasının bedelini çok ağır ödeyerek Tanrı'ya olan borcunu ödemek suretiyle yeniden doğuşu sağlanarak bu rakkam tersine çevrilmiş ve 2.Hayatında ise 999 olarak yüceltilmiştir_
Bu arada Monalisa resminde ise en önemli olay şudur; Yin_Yang dengesini kendinde kuracak ve sarsılmaz bir güce sahip olacak bu Dişinin eril ve dişil özellikleri kendinde bulunduran bir yapıya sahip olarak Yeni İnsanlık Türü'nün İlk Örneği olarak kabul edilmiştir_
Bilindiği üzere yaratılan ilk insanlar erkek ve dişi olarak ikiye ayrılmıştı, haliyle Yaratıcı'sının Sözüne uymayarak cezalandırılmış ve bu dünyanın oluşması sağlanarak nesiller oluşturan insanlık ırkının kurucuları olmuşlardı, şimdi ise verilen 2 Kurbanın ödedikleri bedel sonrasında ise Eril ve Dişil özellikleri kendinde bütünleştiren bu Dişi, yaratılmış ilk İnsan olarak kabul edilecektir_
Nasıralı İsa, Tanrı olduğu için bu Dişi'yle olan yakınlığı ikisinin de aynı Öz'den gelmesi nedeniyle bu özellikleri kendisinde bütünleştiren Dişi'nin de İlk İnsan olarak planlandığı amaçlanmıştır_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 10:35:36 öö
Ayrıca genel bir durum değerlendirmesi yapacak olursak bu karışıklığı analiz etmek gerekecektir;
Tanrı, ayrı düştüğü insanoğlunu yok etmemek için bu amacı gerçekleştirmek zorundaydı, bunun başka bir yolu yoktu, insanoğlunu yeniden yaratmak sözkonusu olmadığı için insan üzerinde değişiklik yaparak başlangıçta insanın ikiye bölünerek Kadın_Erkek diye yaratılan İnsan, şimdi ise Eril ve Dişil özellikleri kendinde bütünleştiren yepyeni bir insan türü olarak değerlendirilmiştir_
Bilindiği üzere ilk insanlar olan Adem ve Havva birbirine çift olarak yartılmışlardı, çiftleşmesi sonucunda ise bu dünya doğmuştur, Havvanın rahmminden ilk insanın doğmasıyla,
Tanrı ile İnsanoğlu arasında barış antlaşmasının olması içinse Tanrı'nın Kurban etme yöntemi gerekliydi çünkü bundan başka bir çıkar yol mümkün değildi, İnsanoğluyla Tanrı arasında bir anlaşma olabilmesi içinse Tanrı, Kendi Özü'nden gönderdiği 2 Ruh'unu biri Erkek, diğeri Dişi olmak üzere İnsan şeklini larak bu dünyaya gönderdi, çünkü bu dünyada çekilecek cezadan sonra anlaşma kuralı gereği yeniden doğuşları ile de İnsanoğlunun yok olması engellenmiş oldu, böylelikle de ilk ve son kez İsa Mesih'in Çarmıhta Öldürülerek Kanının dökülmesi suretiyle Anlaşma Kanının planlanan Amaç için Şart ve Koşul olmuştur_
Bu nedenle de bahsı geçen Kutsal Dişi Eril ve Dişil bütün özellikleri kendinde oluşturan çift bir yapıya sahip olan Yeni İnsan Türünün ilk Örneğidir,
Naıralı İsa, Kral olduğuna göre, İsa Meisih'in Kanını Taşıyan bu Dişi ise İsa Mesih'in Kızkardeşi olarak Prenses olduğu ortaya çıkarılmıştır_

Saygıdeğer Arkadaşlar, şimdiye dek yapmış olduğum açıklamalar bunlardan ibarettir, Dünya'mız bu büyük gerçeği öğrenmek zorunda olduğu için ben de bu bilgiler Saygıdeğer Sitede yayınlamaya karar verdim, ben Davinci Şifresinde şimdiye dek açıklığa kavuşturulamayan birtakım gerçekleri bu yolla deneyerek bu büyük Sırra ulaştım ama Son Söz Tanrı'nındır;   
Bu konularla ilgili olarak yapacağınız bütün yorumları siz Saygıdeğer Arkadaşlarıma bırakıyorum, ancak unutulmamalıdır ki yazılarımın başında da belirttiğim gibi bu çok ve önemli büyük risk taşıyan bir olaydı, bana bu konuya başlamamda güven duygusunu  veren ve ismini açıklayamadığım çok saygı duyduğum bir Saygıdeğer Kişi'ye çok büyük bir minnettarlık içersinde bulunarak Sonsuz Saygılarımı bildiriyorum.Yine bu konularda bana yardım etme gibi cesur  bir yüreklilik gösteren Sayın Fraternis ve Sayın Omnia'ya, onların sayesinde bu kanılara vardığımı belirtiyor, sonsuz teşekkürlerimi bildiriyorum_
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 11:03:06 öö
                                                                                    _ SONUÇLAR _
İncil'de bahsı geçen Mesih Karşıtı ve 666 diye adlandırılan kişi Kutsal Dişi'dir, 666'yı açıkladım, Mesih Karşıtı ortaya çıkmadan Kıyamet gerçekleşmeyecektir denilmektedir, Mesih Karşıtı denilmesindeki amaç Yin_Yang dengesine istinaden söylenmiş olmasına rağmen İncil'de bu gerçek maalesef farklı şekilde değerlendirilmiştir;
Kuran-ı Kerim'de ise İsa Mesih'in müslüman bir ümmete geleceği yönünde bir açıklama bulunmaktadır, bundan yola çıkarak Dişi'nin Türkiye'de yaşadığı açığa çıkmıştır_
Dünyanın sonunun geldiği şu dönemde Tanrı ve İnsan arasında yaplan Barış Antlaşması İmzalanmıştır_
İsa Mesih'in Kralliyetinin Sonsuza dek devam edeceği Dişi'nin döllenmiş rahminden doğan Dünya'nın bu dünyanın içersinde oluştuğu beyan edilmiştir_
Sonuç olarak bu büyük sır özetle Yeni İnsan Türünün İlk Örneği olarak kabul edilen Eril ve Dişil özellikleri kendinde bütünleştiren, Yin_Yang dengesini kendinde kurarak inanılmaz ve sarsılmaz bir Güç'e sahip olacak olan bu Kutsal Dişi'yle planlanan Amaç'ın gerçekleştiğidir_
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 02:28:36 ös
Son birşey daha Kutsal Dişi, İsa Mesih'in tersine hiçbirşey bilmeden Tanrı'yı düşüncesiyle bulmuş, Tanrı'yı ve Evrensel Mantığı kendi iradesiyle öğrenmiş, Tanrı hakkındaki amaçlar, planlar ve yöntemleri hakkında fikir sahibi olmuş, varloşunun kaynağına inerek Tanrı'ya ulaşmayı başarmıştır_
Ayrıca bahsı geçen Dişi'nin yeryüzündeki hiç görülmemiş ve yaşanmamış en korkkunç kavgayı mücadele ederek kendi içinde yapmış, üstesinden gelmeyi başarmıştır, bununla beraber Bilinç'in en aşağısından en üstüne kadar çıkmayı başarmıştır_
   
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 02:32:09 ös
Kur'an'da Mesih'in geri geleceğine dair ayeti söyler misiniz?

benim bildiğim kadarıyla kur'an'da böyle bir ayet yok...

saygılarımla...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 03:14:43 ös
Doğrusunu söylemek gerekirse Sayın skullG, ben Kuran-kerimi okumadım ama etrafımda bazıları öyle söylerdi, kulaktan dolma bir bilgiydi, özür dilerim kesinliğini bilmeden ya da kesin sonuca varmadan size aktardım ama doğruluk payı yüksektir,
İsa Mesih netice itibariyle yeryüzüne Yargılayıcı olarak ger dönecektir, ancak O, dönmeden bu amacın gerçekleşmesi şartı ve kuralı vardı, sonuç itibariyle bu olay gerçekleştiğine göre gene yorumu sizlere bırakıyorum, dönmesi yakındır diye düşünüyorum_
SAYGILARIMLA       
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 03:24:28 ös
Maide 77 ve ali imran 55'te isanın dünya hayatının sonlandırıldığı ifade edilmektedir. iki ayette geçen teveffa kelimesinin ölüm anlamında olduğunu ve Kuran’da bu anlamda 25 farklı yerinde geçmektedir.

islam'da kuranda sarih bir delil bulunmaktadır. isanın geri gelişi ile ilgili hadisler ise çoğunlukla kuvvetli hadisler değildir ve şüphelidirler.

ki kaldı ki kuranda 69. sure 44-46. ayetlerinde "Eğer (Muhammed) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, Elbette Biz; onu, kuvvetle yakalardık. Sonra da onun şah damarını keser atardık" denilmektedir ki bu da bahse konu hadislerin pek de muteber olmadıklarını gösterir...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 03:26:48 ös
Sevgili arkadaşlar, benim bu konu üzerindeki çalışmalarım tamamiyle kişisel bir çalışma olmuş olup, sonuca vardığım gerçeklerin doğruluğu hakkındaki bütün yorumları sizlere bırakıyorum, bu arada bu konu hakkında eleştirilerinizi ve yorumlarınızı hatta sormak istedikleriniz olursa Sevgi_Saygı ve büyük bir Ciddiyetlilik çerçevesinde yanıtlamaya çalışacağımdan hiç şüpheniz olmasın_
SEVGİ ve SAYGILARIMLA  
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 03:30:57 ös
Bakın Sayın skullG, bu konu üzerinde sadece kuranı kerimle ilgili bir örnek vermemin en önemli nederni İsa Mesih'in yeryüzüne geleceği yönünde Dişi'nin Türkiye'de bulunduğuna dair destekleyici olarak ifademde belirttim ayrıca kuranı kerimdeki bilgilerden haberim olmadığı için bu konuyla ilgili olarak herhangi bir şeyi söyleyemem_
SAYGILAR
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 03:33:21 ös
Sn. Sevil,

saygı çerçevesinde bende soru soruyor ve katkıda bulunuyorum. hatırlatmanız için teşekkür ederim.

ancak bir araştırmacının
Doğrusunu söylemek gerekirse Sayın skullG, ben Kuran-kerimi okumadım ama etrafımda bazıları öyle söylerdi, kulaktan dolma bir bilgiydi, özür dilerim kesinliğini bilmeden ya da kesin sonuca varmadan size aktardım ama doğruluk payı yüksektir,
demesini yadırgadığımı belirtmek istiyorum. çok önemli bir konuda, hatta büyük  bir sırrı açıklama iddiasıyla çalışan saygıdeğer sizin kulaktan dolma bilgilerle değil derinlemesine araştırma sonunda ulaştığınız vargıları paylaşmanızı beklerdim.

tekraren saygılarımla...
Başlık: Ynt: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 03:37:02 ös
Bakın Sayın skullG, bu konu üzerinde sadece kuranı kerimle ilgili bir örnek vermemin en önemli nederni İsa Mesih'in yeryüzüne geleceği yönünde Dişi'nin Türkiye'de bulunduğuna dair destekleyici olarak ifademde belirttim ayrıca kuranı kerimdeki bilgilerden haberim olmadığı için bu konuyla ilgili olarak herhangi bir şeyi söyleyemem_
SAYGILAR

Sn. Sevil,

dişi'nin türkiye'de bulunduğuna dair kur'an kaynaklı olarak destekleyici örneğiniz çürütüldüğünü varsayarsak,  acaba bu iddianızı destekleyecek ve/veya ispatlayacak başka bir çıkarsamanız mevcut mu?

eğer bu önermenizi yalnızca bu destekten yola çıkarak oluşturmuş iseniz o halde ortaya attığınız teori baştan itibaren temelsiz hale gelir. en azından bilimsel araştırma metodu açsından bu sonuç ortaya çıkar

saygılarımla...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 03:57:09 ös
Sayın skullG, tabiki bu açıklamalarımla Kuranın asla bir ilgisi yoktur, sadece Dişi'nin Türkiye'de yaşadığına dair verdiğim küçük bir örnekti, Çünkü İsa'nın müslüman ümmetine geleceği yönünde bir duyum almıştım, ancak tabiki Dişinin Türkiye'de yaşadığına dair kesin bir kanıtı bununla sağlayamam,
Şimdi benim Kutsal Dişi'nin Türkiye'de bulunduğuna dair bir kanıt ileri süremezsem bahsı geçen bu gerçekleri sadece varsayım olarak mı nitelendireceksiniz?
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 04:03:46 ös
Sayın skullG, dikkatlice okuduysanız sadece kuran konusunda kulaktan dolma bilgiyle hareket ettiğimi söyledim, bunun da büyük bir hata olduğunun farkına varır varmaz özür diledim, tabiki büyük bir sorumluluğun içersinde olarak yaptığım bütün çalışmaların kulaktan dolma olmadığını beyan ederim_
SAYGILARIMLA     
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 04:10:33 ös
sayın sevil,

istanbul'dan isayı
fibonacci diziliminden kopukluğu
kuranda olmayan isanın dönüşünden dişinin türkiyede doğduğunu çıkartıyorsunuz

ve bunların hepsi kolayca çökertilebiliyor. bilimsel anlamda bir yasa koyacaksanız bunun ispat edilebilir olması gereklidir. gerçeklik olarak bahsettiğiniz şeyler sadece sizi ürettiğiniz teoriden ibaret ve bunu da kamuyla paylaştığınıza göre (ki bazı noktaları sitede açıklanamayacak kadar özel olduğunu söylüyorsunuz, belki o noktaları bilsek daha rahat konuşabiliriz) tartışılmaya ve ispatlamayada açıyorsunuz demektir.

şu ana kadar söyleminizde ben gerçeklikle karşılaşmadım. en başta bana İsa'nın Tanrının oğlu olduğunu ispatlamanız gerekiyor ki devamını kabul edebileyim.

ayrıca bilimsel bir yasanın herhangi bir yerinde boşluk olmamalıdır. evet eğer siz kuranda bu geçiyor o yüzden dişi türkiyede diyorsanız ve birisi de kalkıp hayır kuranda böyle bir şey yok apaçık kuranda isanın tanrı tarafından canının alındığı ve yükselmenin de ruhsal yükselme demek olduğunu iddia ediyor ve ispatlıyorsa teoriniz daha yasalaşmayı bırakın kuramlaşmadan çökmüş demektir.


saygılarımla...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 04:16:58 ös
Sayın skullG, bir defa şunu anlamadım ortaya attığım bir teorim varsa benim yaptığım küçük bir hatamla çok kolay bir şekilde çürütmeyi başarıyorsanız buyrun çürütün, kuranla ilgili olarak yaptığım hatayı yineliyorum,
Bunun dışında bahsettiğim konuyla ilgili olarak herhangi bir sıkınıtınız varsa söyleyin o şekilde hareket edelim,
İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğuna dair yazımda belirtmiştim, dikkatli okuduysanız tabi_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 04:28:16 ös
Ay ve Güneş olayına gelince Ay'ın belki yanılıyor olabilirim dişiyi temsil ettiğini yıldızların ise Ay'ın ışını yansıtmasıyla ortaya çıktığı için Ay'ın bir anne olduğunu görüyoruz, Tabiat ana misali, tabi Ay, ışığını Güneşten alır ve bu sayede Yin_Yang gece ve gündüzü temsil ettiği için Güneş de erkektir, yıldızlar da çocukları yeni bir soyu temsil eder_

bilimsel sınırlar içinde soruyorum, siz bu yukarıdaki alıntıladığım iddianızda ısrarcı mısınız?
yani yıldızların Ay'ın ışını yansıtmasıyla ortaya çıktığı hususunda...

biliyoruz ki, güneş bir yıldızdır.

sizin iddianıza göre güneşi ortaya çıkaran ay'ın ışınıdır, ancak yine diyorsunuz ki ay ışığını güneşten aldığına göre güneş erkektir. tam bir çelişki...

yine biliyoruz ki yıldızlar kendi enerjileri olan gezegenleri olan sistemler, güneş sistemi gibi, güneş bir yıldız ve yıldızın etrafında dönen gezegenler ve gezegenlerin uyfuduları bir sistem oluşturuyor... ozaman sizin iddianıza göre, bir uydu olan ay sistemlerin ana cevheri olan yıldızları ışınıyla oluşturuyor...

çöken bina değil baştan sona bir teorem oluyor.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 04:34:24 ös
Ben, Güneş'in Ay tarafından ortaya çıkarıldığını söylemedim ki, ayrıca olaya bilimsel olarak da yaklaşmadım, bahsettiğim durum şöyle;
Güneş ve Ay, Yin_yang dengesine göre eril ve dişiyi simgeler, neden Güneş ışık ve sıcak, Ay ise soğuk ve karanlıktır, Ay'ın ışığını Güneşten aldığı bilimsel olarak da doğrulanmamış mıdır? 
Yeryüzündeki doğayı dikkatle incelediğimizde eril ve dişi birliği üzerine kuramlanmamış mıdır?
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 04:39:59 ös
sn. sevil,

evet ayın güneşin ışığını yansıttığı bilimsel bir gerçektir, ancak sizin iddianızda ki sözler size ait "yıldızların ise Ay'ın ışını yansıtmasıyla ortaya çıktığı için Ay'ın bir anne olduğunu görüyoruz" diyorsunuz. bende diyorumki Güneş'te en nihayetinde bir yıldızdır. bu iki iddianız bir araya getirilince tersinden bir durum ortaya çıkıyor. kaldı ki zaten biz bilimsel olarak biliyoruz ki YILDIZLAR HERHANGİ BİR ŞEYIN IŞIĞINI YANSITMIYORLAR... ONLARIN KENDİSİ ZATEN IŞIĞIN ve ISININ KAYNAĞI...

bilahare saygılarımla...

p.s.: bu arada yazılarınıza baktım ancak İsa'nın tanrının oğlu olduğunu kabul etmem için hiçbir nesnel gerçeklik bulamadım. eğer sizde varsa burada ya da p.m. yoluyla veya msn'de ve hatta maille gönderirseniz müteşekkir kalacağım...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 04:56:03 ös
Sayın skullG, Ay'ın Güneşten aldığı ışıkla yıldızlara yansıdığını hepimiz çok iyi biliyoruz, bu konuda neyi sorguladığınızı tam olarak anlayamadım, lütfen tereddütlerinizi kendi görüşlerinizi net olarak ifade ederseniz çok memnun olacam_
İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğuna inandırmak için size hiçbir şey sunamam, bu sizin yüreğinizle alakalı bir durum,
Bu arada yazılarımda Tanrı'nın İnsan neslinin yok olmasını engellemek için Kendi Özü'ndem gönderdiği Oğlu'nu Kurban etme yöntemiyle bu dünyada yeryüzündeki bütün acıları yaşayarak Çarmıhta gerçekleştirilen Bedensel Ölümünün ardından Bedensel Dirilişiyle Tanrı'nın Oğlu olduğunu tüm dünyaya kanıtlamıştır_
Buna inandırmak için sizi asla zorlayamayacağım gibi bu durum tamamiyle yüreğinizdeki İman'ın derecesine bağlıdır_
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 28, 2007, 05:04:48 ös
Ama birşey daha var, Güneş, dünyanın ısı ve ışık kaynağıdır, Ay'ın Güneş'ten aldığı ışıkla yıldızları yansıtmaktadır, yıldızların ısı ve ışık kaynağı fikrinize katılmıyorum_ Yıldızlar evrendeki galaksideki meteorlardan ibarettir yani birer göktaşlarıdır_
Sayın skullG, öyle bir hamleyle geldiniz ki aklımı karıştırdınız, bakın burada konu paylaşımımın teori değil gerçek olduğu kanısındayım_
SAYGILAR bizden,
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 05:20:53 ös
Sn. Sevil,

yıldızların bir meteor olduğunu söylüyorsunuz... öyleyse size salık veririm ki, internette yıldız sistem, gezegen meteor, güneş, ay üzerine araştırma yapınız. göreceksiniz ki GÜNEŞ BİR YILDIZDIR ve YILDIZLA METEOR apayrı şeylerdir. Eğer yıldızların bir göktaşı olduğunu bana ispat ederseniz (bilimsel verilerle) bende isanın tanrının oğlu olduğuna iman ederim.

ayrıca bu denli derinlemesine bir araştırıcının yıldız - göktaşı arasındaki ayırdı tam olarak bilmemesi de beni üzdü.

hala ayın güneşin ışığını yıldızlara yansıttığını söylüyorsanız ozaman evrenin merkezinde güneşin olduğunu iddia ediyorsunuz demektir ki, bu da tamamen yanlış bir önerme olur.

gökbilim üzerine biraz daha çalışmanızı dilerim.

ayrıca Güneş - Venüs/Merkür/Satürn/Uranüs yakınlaşmaları gökbilim açısından çok enteresan olaylar değildir. Yalnızca bizim ülkemizde, bayrak esatiri sebebiyle fazlaca önemsenmektedir.

Aklın yolundan ayrılmadan SAYGILARIMLA...
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 28, 2007, 05:30:27 ös
Gezegen: Bir yıldızın etrafında dolanan ve kendisi yıldız olmayan doğal gök cisimlerine gezegen adı verilir.

Yıldız:  yoğun ve ışık saçan bir plazma küresidir

Gökada: Bir araya gelen yıldızların oluşturduğu küme

Güneş; güneş sisteminin merkezinde yer alan yıldızdır. Yaklaşık 1,4 milyon km. çaplı sarı bir ana kol yıldızdır.

Göktaşı: Güneş sistemi içinde çok değişik yörüngelerde dolaşan her türlü kaya parçasına göktaşı denir

Samanyolu: uzay boşluğundaki milyarlarca galaksiden biridir. Güneş Sistemi'ni de içinde barındırır. İlk kez Democritus (M.Ö. 450- M.Ö 370) galaksinin varlığını iddia etmiştir. Galaksinin merkezi yaklaşık 80.000 - 100.000 ışık yılı olarak hesaplanmıştır.

Güneş sistemi (ayrıca Güneş düzeneği, gezegen sistemi ve gezegen düzeneği): en az bir yıldız ve onun çekim alanı içinde dolaşan gök cisimlerinin (gezegenler, uyduları, astroidler, kuyruklu yıldızlar) oluşturduğu sistemlerdir. Özel ad olarak bu terim Dünya'nın da içinde bulunduğu, Güneş merkezli gezegen sistemi için kullanılır

Evren: sonsuz uzamda bulunan tüm madde ve enerji biçimlerini içeren bütünün adıdır. Yani "evren" astronominin, astrofiziğin konu edindiği şeylerin tümüdür. İçinde "her şey" olan bu dev çorba, sonsuzluk veya hiçlik olarak tanımlanabilecek uzayın içinde yer alır

Uzay: Dünya'nın atmosferi dışında evrenin geri kalan kısmına verilen isimdir

----

bazı tanımlar yukarıdaki gibidir.

gördüğünüz üzere GÜneş bir yıldızdır isterseniz yıldız türleri ise

sınıf    sıcaklık                                                örnek yıldız
O          33,000K ya da daha fazla          Zeta Ophiuchi
B              10,500–30,000K                              Rigel
A                7,500–10,000 K                             Altair
F                     6,000–7,200 K                       Procyon A
G                    5,500–6,000 K                            Güneş
K                   4,000–5,250 K                         Epsilon Indi
M               2,600–3,850 K                     Proxima Centaur


Güneş orta sıcaklığa ve sıradan büyüklüğe sahip ana dizide yer alan G2V tipi bir sarı cücedir.

Başlık: Re: DAVÝNCÝ ÞÝFRESÝ
Gönderen: Asli - Mayıs 29, 2007, 05:21:29 öö
sevil ablamla hemfikirim. bu bir inanc meselesidir. istersen inanirsin istersen inanmazsin. bilimsellik degildir. mantigina gore kabul edersin. sen bana Kuran-i Kerim in Allah`in c.c. kitabi oldugunu ispatlayabilirmisin? Ama Allah c.c.nin kitabi oldugunu herkes biliyor. Inanmak istemeyende inanmaz. Bu kadar basit.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 29, 2007, 08:28:55 öö
Bu bilgileri internetten ben de pekala bulabilirdim, evrenin bilimsel yönünü ele almadım,
Saygıdeğer Site Yöneticileri ve Saygıdeğer Arkadaşlar,
Bu konu paylaşımında öncelikle Saygıdeğer Mason'dan özür dileyerek Açıklamalarımdan sonraki tartışma bölümünün mümkünse bir başka alana taşınmasını ve orada devam edilmesini talep ediyorum_
Bu arada Sayın Aslı görüşündeki ince anlayışından dolayı çok teşekkür ederim,
Burada bu sitede konu paylaşımlarımız esnasında birbirimizi kırmayacak biçimde hareket edersek saygıyı elden bırakmadan tartışmaları yaparsak hem bize hem de karşımızdakine zarar vermemiş oluruz,
Bu hususla ilgili olarak benim açmış olduğum konularda tartışmaya açık yönümün olması nedeniyle eleştirileri kabul eden bir kişi olmama rağmen tartışmaların seviyesinin düşürülmesine izin vermediğim gibi bunu yapan kişi ya da kişilerle olan muhataplığımı anında keserim_
Bu dakikadan sonra Sayın skullG'un açıklamaları beni bağlamayacağı onun dışındaki herkesle ciddiyettliliği elden bırakmamak şartıyle her yöne açığım,
Burada bahsı geçen görüşlerimin doğruluğu ya da inandırıcılığı hakkındaki yorumları siz Saygıdeğer Arkadaşlarıma bırakıyor, olumsuz dahi olan görüşlerinizi Saygı_Sevgi_Ciddi bir biçimde yapmanızı rica ediyorum_
SAYGILARIMLA 
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: just_McCann - Mayıs 29, 2007, 08:46:33 öö
formda bılgı paylasımının oldugu yerlerde tartısmanın olması gayet dogaldır ınsanlar elbette dusuncelerını savunurlar ancak bu formda bunu yaparken oncelıkle karsımızdakı ınsana saygı ve forumun huzurunu dusunmek zorundayız.tartısmalarımız tabıkı olcaktır burada bır cok konuda ınsanlar bılgılerı ıle tartısabılır ancak ben bu konuda sonuna kadar sevıl hanıma katılıyorum.
saygılarımla!..
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 29, 2007, 08:52:03 öö
Eklemek istediğim birşey daha var, öne sürdüğüm bu çok önemli gerçeklerin yaşamımdan daha değerli olduğunu daha önceki yazılarımda belirtmiştim, ve bu konu hakkında tartışma yapmaktan geri kalmadığım gibi savunduğum bu gerçeklerin sonuna kadar savunucusuyum_
İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğuna herkes inanmayabilir, bu onların elinde olan birşey değildir, bunu hakeden kişilerce Tanrı'nın Oğlu olduğu kabullenir_
İman derecesine bağlı olarak Tanrı_İnsan İlişkisini ortaya çıkardım, Dini Kitap'larda bahsı geçen konuların yönleri farklıdır, her insanın farklı algılayışları bulunmaktadır, burada Tanrı, benimle konuştu dersem hepiniz benim bir ruh hastası olduğumu düşünür ve kendi kendime uydurduğumu sanırsınız, Geçmişte yeryüzüne gelen Peygamberlere de öyle davranmadık mı bizler İnsanoğlu olarak Tanrı'mızdan gelen herşeyi ilk başta yadırgadık daha sonra ise mucizevi olayları gördüğümüz zaman inandık peki burada Gerçek İman nerede kalıyor, Tanrı bize Kendisi'ni gösterdiği zaman mı O'na inanıp tapınacağız, yoksa hepimizin bir aklı fikri vardır bu akılla O'nu araştırıp yaptıklarını, amaçlarını, planlarını, yöntemlerini ve Kuralları'nı öğrenme zahmetine girerek mi Tanrı'yı bulurduk_
Herşeyi şimdiye dek Tanrı'dan bekledik, O'nun bizim inanmamızı sağlaması için birtakım Mucizevi olaylar gerçekleştirmesi halinde inancımızı sağladık ama şunu unutmayın burada İman'nın anlamını kaybetmemek için önemli olan Mucizevi olayları görmeden yüreğimizde Tanrı Sevgi'siyle hareket etmeyi öğrenmeliyiz aksi taktirde tohumların yol kenarına düşerek kuşların gelip yemesiyle beraber yüreğimizdeki İman Gücü'nü kaybederiz_
Nasıralı İsa Mesih, birçok Mucizevi Olay gerçekleştirmesine karşın hele hele Bedenen gerçekleştirilen Ölümden Diriliş olayına rağmen çoğumuz halen inanmıyoruz ya da inanamıyoruz, daha önce de belirttiğim gibi İMAN herkese eşit olarak verilmemiştir, sadece O'nu hakedenlere bir şans niteliğinde verildiğini düşünüyorum_
Eğer ani bir çıkış yaptıysan Sayın skullG dışında bütün arkadaşlarımdan ve Saygıdeğer Site Yöneticilerinden çok çok özür diliyorum_
SAYGILARIMLA  
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 29, 2007, 08:57:48 öö
Çok teşekkür ederim Sayın MrCann_illuminati, tartışmalarımda olumsuz görüşlere sahip olan herkesi taktir ederim, önemli olan benimle aynı görüşlerde olanlar değil zıt görüşlerde bulunsak dahi Saygın bir şekilde Erdemlice hareket etmeyi öğrenmektir, burada tartışmanın amacı zıt görüşlerin birbiriyle çarpışması demektir, hangi tarafın doğruluğunu ispatlaması ise birinin diğerine üstünlük sağlaması değil tartışmanın bir ölçüsünün ve seviyesinin olduğunun bilincine varmaktır_
SAYGILARIMLA 
Başlık: Re: DAVÝNCÝ ÞÝFRESÝ
Gönderen: MASON - Mayıs 29, 2007, 09:31:56 öö
Konu oldugu gibi baska basligin altina tasinabilir. Fakat yanlizca mesajlarin tasinmasi teknik olarak mumkun degildir. Bunun geregininde olmadigini dusunuyorum. Her konu, ilgili oldugu baslik altinda tartisilmali ve fikirler ayni baslik altinda belirtilmelidir.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: just_McCann - Mayıs 29, 2007, 09:32:43 öö
Çok teşekkür ederim Sayın MrCann_illuminati, tartışmalarımda olumsuz görüşlere sahip olan herkesi taktir ederim, önemli olan benimle aynı görüşlerde olanlar değil zıt görüşlerde bulunsak dahi Saygın bir şekilde Erdemlice hareket etmeyi öğrenmektir, burada tartışmanın amacı zıt görüşlerin birbiriyle çarpışması demektir, hangi tarafın doğruluğunu ispatlaması ise birinin diğerine üstünlük sağlaması değil tartışmanın bir ölçüsünün ve seviyesinin olduğunun bilincine varmaktır_
SAYGILARIMLA 
budur!!!
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 29, 2007, 09:44:47 öö
Saygıdeğer Mason, son tartışmadaki seviyenin düşüklüğünün konularıma gölge düşürmesinden dolayı bir tedirginlik duymuştum ve bu nedenle de teknik açıdan mümkünlüğü halinde başka bir yere taşınmasını rica etmiştim, bu bağlamda mümkün olmuyorsa tabiki anlayışla karşılarım_
SAYGILARIMLA_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 29, 2007, 09:48:41 öö
Çok teşekkür ederim Sayın McCann_illuminati, ince anlayışınızdan dolayı_
SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: just_McCann - Mayıs 29, 2007, 09:50:45 öö
duzeylı tartısmanın oldugu ve duzeylı tartısma taraftarı olan her platformun ve her ınsanın yanındayım sn sevıl hanım
saygılar benden
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 29, 2007, 12:14:54 ös
sn. üyeler,

acaba yazmış olduğum mesajlarda nasıl bir seviye düşüklüğü olduğunu bana ayrıntılı olarak açıklayabilir misiniz?

voltaire "evet saçma olduğu için inanıyorum" demiş, inançlarınız yada Tanrı'yı nasıl algılandığınızın benim açımdan en ufak bir önemi yoktur, önemli olan bir yaratıcının varlığına inanmak ve iyi işler yapmaktır.

sadece ortaya konulan bir teorem hakkındaki görüşlerimi ve bana göre var olan gediklerini gösterdim, bunları yaparken de teoremi ortaya atan gibi kulaktan dolma laflarla değil, delille ve tam olarak aklın ışığı altında bunu yaptım.

eğer ki siz, farklı bir görüşün ve eleştirinin seviye düşürmek demek olduğuna inanıyorsanız, bundan böyle sizin açmış olduğunuz konularda hiçbir görüş belirmeyeceğimi, kurgularınızın peşinde istediğiniz kadar ileri gidebileceğinizi belirtmek isterim.

ama daha göktaşı ile yıldız arasındaki farkın ayırdına varamayanların insanlığın sırrını ortaya çıkartabileceklerine dair en ufak bir inanışım olamaz.
herhangi bir şey ispat etmeye çalışmadım. malumdur ki iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. eğer ki iddia sahibi iddiasını ispat edemiyorsa ve eleştirileri yadırgıyor, soruları seviye düşürmek olarak algılıyorsa o iddia sahibiyle tartışacak herhangi bir mevzu kalmamış demektir.

bu nedenle bu konu başlığı altında -şahsıma herhangi bir saldırı sataşma söz konusu olmadıkça- yazı yazmayacağımı beyan ederim.

ben de ani bir çıkış yaptıysam sevil harici herkesten özür dilerim.


en derin saygılarımla ...

----

p.s.: bir hukukçu olarak, eleştiri hakkımı kullandığımı ve eleştirinin özünde bir nebzede olsa kırıcı vurguların olabileceğinin hukuk düzenleri tarafından kabul edildiğini belirtmek isterim.

yeniden saygılarımla

nur isteyenler nura kavuşsun... Tanrı bizi aklın ışığıyla aydınlatsın...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 29, 2007, 02:00:49 ös
Bu şuna benzedi; hayvanlar aleminde ben Ormanların Kral'ıyım diye kendisiyle övünen ve ahkam kesen güçlü ve bir o kadar da gücü karşısında diğer hayvanlara üstünlük sağlayan Arslan Modeli_
Şimdi bizler de İnsan olduğumuza göre sahip olduğumuz özelliklerden dolayı bir diğerine üstünlük sağlamak akıllıca birşey değil diye düşünüyorum kaldı ki bizim sahip olduğumuz herşey Tanrı'nın bize verdiklerinden ibarettir, buna bağlı olarak sahip olduklarımızla övünürsek ve bunları kalkıp diğer insana karşı silah olarak kullanırsak o zaman elimizden su gibi akıp gittiği anda da karşımızdakine karşı mağdur ve zavallı bir duruma düşeriz_
Şunu söylemek istiyorum, bizler hepimiz yaratığız ve kuluz, Övünülecek bir durum varsa O da Tanrı'dır diye düşünüyorum,
SAYGILARIMLA 
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 30, 2007, 08:24:35 öö
Sevgili Arkadaşlar, konularımdaki tartışmanın son bulmasını istemediğim için bana yöneltilen 3 soruyu cevaplamak zorunluluğunu hissettim,
Öncelikle Sayın skullG'u eleştirmen olarak konuma davet ediyorum_
Sayın skullG, teklifimi kabul ya da reddetmek tamamen sizin elinizde, ama düşündüm ki her ne kadar haklılık payım yüksek olsa da bana bir özür borcunuz vardır, herneyse ben devam edeyim;
Birincisi; İstanbul kelimesinden İsa'yı çıkardığım doğru, çünkü İ-s-t-a-n-b-u-l= t harfini düşürürsek ortaya İsa çıkar, bakın bu benim bilgileri öğrenme konusunda kullandığım bir formüldür_
İkincisi; Dizilimi de Sayın Omnia'nın sayesinde tamamladığımı sanıyorum,
Üçüncüsü ise; Kurandaki Mesih'in yeryüzüne gelişiyle ilgili olarak nihayetinde Yeryüzüne Yargılarıcı olarak tekrar döneceğini bütün Kutsal Kitaplar söylemektedir, bu arada Dişi'nin Türkiye'de bulunuşuna ilişkin bu bilgiyi kullanmam benim hatamdı kabul ettim,
Son olarak da göktaşlarını veya yıldızları ele alacak olursak, bu bilgilerde yanlışlığım, hatam veya bilgi eksikliğim çok normal diye düşünüyorum, ayrıyeten ben daha çok Tanrısal Gerçeklerin peşinde olduğum için bunlara çok fazla zaman ayırdığımdan dolayı diğer bilgiler konusunda eksikliklerim yanlışlıklarım ve hatalarım olabilir, önemli olan bu bilgi yanlışığımın suratıma çarpılması değil Sayın skullG gibi bir Hukukçu'dan da hatamı düzeltmesini beklerdim_
SAYGILARIMLA_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 30, 2007, 09:49:54 öö
yukarda haklılık payın derken payım diye düzelteyim, n harfi m olarak düşünülsün lütfen,
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 30, 2007, 01:40:32 ös
Hay Allah, ben de derslerime çok fazla çalışmıştım da şans eseri Sayın skullG'u bugün hiç göremedik, hani bir dahaki hamlesinde daha temkinli olmak adına,
Neyse elbette sitede kendisine yönelttiğim mesajları okur da belki insafa gelir konularımda Eleştirmenlik Vasfı'yla hareket eder,
Burada Saygıdeğer Site Yöneticilerine küçük bir gönderme yapayım, yaptığım şey asla gevezelik anlamında düşünülmesin, sadece ortamı yumuşatmaya çalışıyorum_
SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Universal - Mayıs 30, 2007, 02:15:26 ös
Sayın Sevil,

Her şeyden önce şahsi fikrimi belirtmek isterim ki yazdıklarınız ortamı yumuşatmaktan çok, germeye yönelik gibi duruyor.

Sayın SkullG' nin eleştirilerinde haklılığını da bir yana bıraktım, bilgi eksiliğinizi göstermesi karşılığında makul bir şekilde yazdıklarınızı yeniden toparlamanızı beklerdim. Oysa siz "Son olarak da göktaşlarını veya yıldızları ele alacak olursak, bu bilgilerde yanlışlığım, hatam veya bilgi eksikliğim çok normal diye düşünüyorum, ayrıyeten ben daha çok Tanrısal Gerçeklerin peşinde olduğum için bunlara çok fazla zaman ayırdığımdan dolayı diğer bilgiler konusunda eksikliklerim yanlışlıklarım ve hatalarım olabilir" diyorsunuz.

Tavsiyem ortaçağ din bilginlerini (müslüman, hristiyan olması farketmez) araştırmanızdır. Bu kişiler öncelikle bilimsel gerçekleri gözleyip Tanrı' nın imzasını bunlarda aramışlardır. Çoğu, astronomi başta olmak üzere matematik ve geometri, biyoloji alanında eserler ortaya koymuşlardır. Çok daha önemlisi de bilmedikleri bir konuda ahkam kesip bilahare insanları "seviyesizlik" ile suçlamak gibi bir gaflete düşmemişlerdir.  Bu insanların bugün de isimlerinin anılmasının sebebi budur.

Kaldı ki olağan eğitim sürecimizde göktaşları ve yıldızlar (güneş de dahil) üzerine ortaokul seviyesinde aldığımız bilgileri göz önüne alırsak, bu bilgi eksikliği değil düpedüz cehalet sayılabilecek bir şey sayılıyor.

Gelelim içrek bir Üstad olan "Da Vinci" nin şifreleri ile Türkliye ve Baba- Oğul - Kutsal Ruh üzerine yaptığınız (ve kusura bakmayın oldukça zorlama olan) çalışmanıza;

Her şeyden önce konuunun başlığı çok yanlış, neden derseniz;

Da Vinci hipostatik birleşmeye inanmazdı, dahası matematik, fizik, astronomi, biyoloji ve müzik konularında zengin bir bilgi birikimi mevcuttu ve bu birikimi şifrelemekte kullanırdı. (Bu bilgi birikimini oluşturan merakın kaynağı üzerinde daha sonra duracağım)

Yani demem o ki Da Vinci olsa yüzyıllardır söylenen gelen constantinapolis kelimesinden evrilen istanbul kelimesinden bir kelime çıkarıp (kusura bakmayın ama düpedüz fikrim budur) İsa arama saçmalığını yapmazdı.

Psagor kardeşliğinden bu yana gelen ketum kardeşliğe bağlıydı, bu yüzden et yemezdi, (açıklamaları da tıpkı Psagor' un açıklamalarına benziyor bunu açıklrken) daha net söylemem gerekirse Da Vinci sizin anladığınız anlamda bir Hristiyan değildi, baba - oğul - kutsal ruh' a inanmazdı, aksine Hz. İsa' nın kefeninin kopyasını resmedip, gerçek bir kefen zannedilmesini sağlayacak kadar esnek bir din anlayışı vardı. Sayın Fraternis' in nickini aldığı Burak ELDEM kitabında belirtilen Tanrıça kültürüne Da Vinci sıkı sıkıya bağlıydı.

Bu açıdan naçizane önerim olayları kendi bakış açınızla yorumlayıp, kendi inanış tarzınıza zorlamazdan evvel, objektif bir bakış açısıyla olayları irdeleyip gerekiyorsa görüşlerinizi değiştiriniz.

Aksi halde kendi yarattığınız bir Dünya' da kapalı kalırsınız.

Saygılarımla,
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 30, 2007, 02:29:15 ös
sn. sevil,

dün fazlaca sitede bulunamadım, işlerimin yoğunluğu sebebiyle...

yazacaklarım Sn. Omnia Tempus Alit'in diyeceklerinden çok farklı şeyler olmadığı için yeniden yazma gereği duymuyurum. Gerçekten çok açık ve ayrıntılı olarak görüşler ifade edilmiş bulunmaktadır.


Kanımca, "Tanrısal Gerçekler"in bilimsel gerçeklerden farklı olmadığına inanıyorum. matematik de geometri de astronomi de tanrının vahiyleridir ve bilimsel gerçeklik tanrısal gerçekliği yadsıyan bir şey değildir

araştırmalarınızı bu yönde ilerletmenizi dileyerek...

Nur isteyenler Nur'a kavuşsun... Tanrı aklın ışığından bizi ayırmasın...

Saygılarımla...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: MASON - Mayıs 30, 2007, 03:07:23 ös
Sayin Sevil, skullG ve Omnia Tempus Alit,

Sizler site tarafindan deger verilen, arastirmaci ve bilgili kisilersiniz. Suana kadar konu icerisinde yazilan karsit fikirlerin, saygi cercevesinde tartisilmasindan dolayi memnuniyet duyuyordum. Yanliz son birkac mesaj, konunun git gide kisisellestigini gosterdi. Bu nedenle sizlerden konuyu daha akilsal ve basliga uygun tartismanizi rica ediyorum. Itibariniz, karsi tarafa duydugunuz saygidan kaynaklanmaktadir.

Saygi ve Sevgilerimle
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 30, 2007, 03:14:45 ös
Sayın Omnia, ortaokuldaki basit bilgileri kafanızda tutacak kadar çok bilgili olduğunuz için sizi takdir etmemek içten bile değil, bu arada Sayın skullG'a olan açıklamalarımda hiç de ortamı gerecek bir yön bulamadım ama siz gördüyseniz bu sizin görüşünüz_
Benim her görüşe sonsuz saygım vardır, ancak takıldığım bir nokta var ki o da çok basit şeylerin üzerinde durulduğudur,
Ben sadece Davinci Şifresiyle ilgili yorumlarımı yaparken ki bütün bunlar benim kişisel yorumlarımdır, bunu da burada belirtme ihtiyacını hissettim, ama sanırım çok büyük bir yanlışlık yapmışım,
bu dakikadan sonra da bu sitede bulunacağımı da  hiç sanmıyorum.
Saygıdeğer Mason'dan ricam bu sitede yayınladığım bütün yazıların tamamen silinmesidir, yaşamın ve dünyanın bir diğer yüzünü de görmenizi isteyerek ki ben Sayın Omnianın söylediği gibi cahil bir insansam görüşlerim düşüncelerim sadece beni alakadar ettiği için bunların da hiçkimseye faydasının olmayağı kanısındayım_
HOŞÇAKALIN
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 30, 2007, 03:20:23 ös
Ya benim yazdığım konu nereye gitti?
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 30, 2007, 03:23:40 ös
sn. Sevil,

bu oldukça radikal kararınızdan döneceğinizi düşünüyorum. bir anlık hissiyatla karar verilmemelidir. biraz daha düşünmenizi öneririm.

Da Vinci şifreleriyle ilgilendiğiniz için ve konunun kısır bir döngü etrafında dolanıp durmaması adına, size bir soru sormak istiyorum.

da Vinci'nin "Gül Bahçesindeki Madonna" adlı tablosunda şifrelenmiş olarak bulunan Barbanas hakkındaki görüşleriniz ve beşinci incil olarak nitelenen ve baba-oğul-kutsal ruh üçlemesini kökensel olarak karşı çıkan Barnabas incili hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

üçleme ile ilgili çalışmalarınız sebebiyle bu soruyu sordum. cevaplamak istemezseniz anlayışla karşılarım.

saygılarımla...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 30, 2007, 04:01:26 ös
Gitmekten tabiki vazgeçtim, bunun nedeni sizin tavsiyeniz hiç değil sadece çok Değerli ve Saygıdeğer bir Kişi'yi hayal kırıklığına uğratmamak için_
 
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 30, 2007, 04:16:24 ös
ne ile olduğunun önemi yok... benim önerimle olmamasının da önemi yok... önemli olan anlık karar vermemektir...

saygılarımla

درنيابد حال پخته هيچ خام

 پس سخن كوتاه بايد و السلام


Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 30, 2007, 04:29:00 ös

درنيابد حال پخته هيچ خام

 پس سخن كوتاه بايد و السلام

Tartışmanın mahiyetini şimdi çok daha iyi bir şekilde anlamamı sağladınız, teşekkürler...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 30, 2007, 04:42:46 ös
ne anladığınızı anlamadım

ayrıca alıntıladığınız söz farsça'dır ve mesnevi'nin 18. beytidir ki latin harfleriyle yazılışı

Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm

Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm

şeklindedir.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mayıs 30, 2007, 04:53:17 ös
Davinci Şifresiyle ilgili olarak konuya son noktayı koymak istiyorum;
Bu açıklamayı yaptıktan sonra aranızdan kesin bir şekilde bir daha dönmemek üzere aranızdan ayrılıyorum, Çok saygı duyduğum ve yaşamımın geri kalan zamanında asla unutmayacağım 2.Hocam'ı daima büyük bir Sevgi'yle anacam, O'nu gitmem konusunda hayal kırıklığına uğratmak istemezdim ancak ne var ki bazı insanlarla tartışarak kendi seviyemi düşürmeyi hiç istemem, şimdiye kadar yaptığım bir hata varsa bahsı geçen o 2 kişi haricindeki bütün arkadaşlardan ve Saygıdeğer Site Yöneticilerinden çok çok özür diliyor ve Sonsuz Saygılarımı bildiriyorum_
Davinci Şifresindeki bahsı geçen rahimdeki o büyük ve güçlü sırrı taşıyan dişi benim_
HOŞÇAKALIN_
SAYGILARIMLA_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Universal - Mayıs 30, 2007, 05:16:35 ös
Tüm toleransımı, otokontrolümü, saygın kalma çabamı bir kenara bırakarak diyorum ki ;

"Bu arkadaş ne içtiyse ben de ondan istiyorum"

Saygılarımla,

Dip not:

Muhterem Moderatör mümkünse bu konu olduğu gibi mizah kısmına taşınsın.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 30, 2007, 05:25:43 ös
Tüm toleransımı, otokontrolümü, saygın kalma çabamı bir kenara bırakarak diyorum ki ;

"Bu arkadaş ne içtiyse ben de ondan istiyorum"

Saygılarımla,

Dip not:

Muhterem Moderatör mümkünse bu konu olduğu gibi mizah kısmına taşınsın.

:):):)
beni güldürdün tanrı'da seni güldürsün kardeşim

aynı dilek ve temennileri abdiaciz dahi yineliyor

saygılarımla...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: SublimePrince - Mayıs 30, 2007, 05:30:19 ös
Sevgili Sevil,
 Baska bir baslik altinda yazdiklarimin elestirilmesi, okundugunu ve deger verildigini kanitlar, bundan a memnun olurum tarzinda birsey soylemistiniz. Tabiki her insan bir noktada elestiriden bunalir, fakat elestiriliyor diye fikirlerini tartistigi ortami terkederse o fikirler degerini kaybeder dusuncesindeyim.

Dusunsenize, Galileo, Da Vinci, Aristotales, Arsimet elestirildikleri (hatta bazen direk acikca alay edildikleri) zaman ortami terkedip fikirlerini savunmayi biraksalardi su anda isimlerini duyuyor olabiilrmiydik.

Tabiki sizin isminizi duyurmak vs. gibi bir arzunuz oldugunu iddia etmiyorum, fakat bilgi paylastikca guzeldir. Calismalarinizdan yanlis sonuclar cikarmis olabilirsiniz, veya bir calismaya yonelmeniz sizi o konuya odaklamis ve buyuk cerceveyi gormenizi engellemis olabilri. Bunlar her dusunurun, bilim adaminin, hatta normal bir bireyin basina gelen olaylar.

Sitede yazilariniza yapilan elestiriler sizi kusturecegi yerde kamcilasa cok daha memnun oluruz. Belki yapilan bir elestiri, sizin incelemis oldugunuz konuyu degisik bir acidan inceleyip, belki de baska, ve daha dogru bir sonuc elde etmenize yarayacaktir.

Yazilarinizi severek okuyoruz ve okumak istiyoruz. Lutfen elestiri geldi diye fikirlerinizi yazmaktan vazgecmeyiniz. Diger basliklara bakarsaniz kimler ne fikirlerini yazdi, ne elestiriler aldi da yazmaya devam etti :)
Bunun adi piskinlik degil dogru bildiklerini savunmaktir. Eger elestiriler kuvvetli ve sizin dogrularinizin karsisinda ise, vazgecip ayni bilgilerle devam etmek yanlis olacaktir.
Eger birkac bilim adami zamaninda elestirilere dayanamayip kusseydi, ve elestirenler/elestirilenler kendi dogrularini tek dogru sayip bakis acilarini degistirmeye tenezzul etmeselerdi belki hala dunyanin duz oldugunu dusunuyor olacaktik.

Ozet olarak, elestirileri kisiliginize elestiri olarak almayiniz. Yillarinizi verdiginiz calismalar yanlis bir sonuc cikarmis olabilir. Bu elestiriliyor diye, elestirilen seyi yazmaktan vazgecip ama ve fakat hala dogruluguna inanirsaniz bu arastirmalar basarisiz olmus demektir. Zira bana gore arastirma dogruyu bulmak icin yapilir. Mantikli gelen sonucu dogru kabul etmek dogrulugu ispatlamaz.

Umarim soylediklerimi sahsinizsa bir hakaret veya ukalalik olarak kabul etmiyorsuzundur.
Bu sitede bir arkadas uzerinde yapmis oldugum tespitin size de uydugunu gordum. Musadenizle belirteyim. Bence siz agaclara bakmaktan ormani goremiyorsunuz. Belli bir konu uzerinde yogunlasiyor veo konu uzerinde detaya giriyorsunuz. Bir ornek vereyim, Istanbul kelimesinden t harfini cikarip Isa bulmaniz. Dogruluk payi olabilecegi gibi, dogru olmama ihtimali de asiri yuksektir. Zira Macaristan kelimesinden  t harfini cikarirsaniz gene Isa ile ilgili birsey bulabilirsiniz. Bu sizin yogunlastiginiz seye gore, bakis acinizin genisligine gore degisir. Harfler ve Isa'ya yogunlasirsaniz, gunluk hayatta bircok kelimenin icinde Isa adini bulabilirsiniz.

Sevgiler, saygilar.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Mayıs 30, 2007, 06:37:40 ös
...
Davinci Şifresindeki bahsı geçen rahimdeki o büyük ve güçlü sırrı taşıyan dişi benim_

Meryem? Senmisin? Yoksa Magdalene misin?
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Mayıs 30, 2007, 09:53:08 ös
Ya ben konuyu bastan sona bir daha okuyaim dedim ama kafam karisti :D

Sevil Hanim bir yerde
Alıntı

Tekrar ediyorum, Saygıdeğer Arkadaşlar, herhangi bir yanlış bilgim olması dahilinde uyarılmam hepimiz için çok önemlidir_
SAYGILARIMLA_
Demis... E madem oyle niye gitmis?
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Mayıs 30, 2007, 09:54:26 ös
Tüm toleransımı, otokontrolümü, saygın kalma çabamı bir kenara bırakarak diyorum ki ;

"Bu arkadaş ne içtiyse ben de ondan istiyorum"

Saygılarımla,

Dip not:

Muhterem Moderatör mümkünse bu konu olduğu gibi mizah kısmına taşınsın.
Bu mesaj kadar beni gulduren bir mesaj daha gormedim forumda daha (mizah kosesi dahil)
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Mayıs 31, 2007, 01:39:39 öö
Gülmek güzel ancak Sevil Hanım buna gerçekten inanıyor olabilir mantığım almasada kendisinin düşüncelerine saygı duyuyorum. Gerçek ve Yalan konusunda birşey değil bu yalnızca samimi olarak söylenmiş ve içten inanılmış bir söze ben daha fazla yorum getiremem. Eğer siteden ayrılacaksa ve bu mesajıda okursa kendisine iyi baksın Saygı ve Sevgi ile yazdığı tüm mesajlar içinde teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 05, 2007, 03:56:05 ös
İnsanoğlu, sürekli olarak kendi egosuyla hareket ettiği için ve her nedense Tanrısal Gerçeklere karşı hep önyargılı olarak davrandığından kusura bakmayın hiçbiryere bu şekilde varamayız.
Benim ya da bir başkasının Tanrı Hakkındaki bahsetmiş olduğu gerçekleri ki bu gerçekler bana göre gerçektir bir başkasına göre hayaldir onu bilemem, en ince detayına kadar irdeleyebilirsek bizim insanoğlu olarak bu bilgilerden kendi payımıza bir anlam çıkarmamız gerekirken ne yazık ki içimizde halen bulunan birtakım insanlar var ki burada herhangi bir kişiyi de hedef almış değilim, benim ileri sürdüğüm fikirlerden dolayı bu şekilde seviyesizce hareket ediliyorsa o zaman ben de fikirlerimi büyük bir saygınlıkla bir tarafa bırakırım o zaman Sevil olarak o kişiyle gereken hesabımı görürüm_ben, bu son mesajlardan sonra çekip gittiysem bu tamamen Yüce Tanrı'ma olan Sonsuz Saygımdan ibarettir_   
Çünkü o zaman Fikirlerimi temsil ettiğim için hiçkimseyle tartışmak istememiştim_
Görülüyor ki insanoğlu olarak bazılarımız halen küçük fikirlerle hareket ediyoruz, bu tamamen onların iradesiyle değil tamamen ot gibi yaşadıklarından dolayıdır_
Bu dünyada bilinicne varılmamışsa bir gerçeğin kusura bakmayın sizin gibi insanlarla da kaybedecek vaktim yok çünkü ben zamanımı sizin gibi başkalarının fikirleriyle dalga geçerek değil tam tersine Kul olarak yapmam gereken neyse onu yaparak geçiririm_
Bana karşı söylenmiş olan her türlü söze açığım, eleştiri bu şekilde hafifçe yapılmaz adam gibi yapılır, eğer yardımımı isterlerse ben onlara nasıl İnsan olunur diye bir açıklama yapardım fakat hayat onları adam edememişse ben hiçbirşey de yapamam!
  Birçok insan bunun farkında olmadılar, sizi yaşamınız süresince hareketlerinize göre değerlendiren bir Yaratıcınızın olduğunu_
Bu konuyla ilintili olarak söyleyeceklerim bunlardan ibaret_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 05, 2007, 04:08:46 ös
Bunlara ek olarak şunu söyleyebilirim ki;
Şu güzel umutla hep yaşayacam, bu dünyada her cins insan bulunmakta fakat kurulan olan yeni İmparatorlukta yani Yüce İsa Mesih'in Kralliyetinde sadece hakdenler bulunacaktır, yani SEÇİLMİŞLER_
HEPİNİZE SAYGILARIMI SUNUYORUM
HOŞÇAKALIN_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Haziran 05, 2007, 05:30:20 ös
Sevgili Sevil...
Gene cok guzel yazmissin ama... Kimse senin inancini veya Tanrisal gercegini sorgulamamis ki...
Sen Eger tanrisal gercek olarak one surdugun sey Istanbul'un t sini atip ISA ya ulasmak ise, Ismail'den de M yi atsak tanrisal gercege ulasabilirmiyiz?
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Haziran 05, 2007, 05:43:58 ös
sn. Sevil,

burada elimden geldiğince ve dilimin döndüğünce saygı sınırları içinde kalarak tartışmak istedim. ki hala da bu isteği güdüyorum.

sizin neye ve nasıl inandığınızın tarafımca gram önemi yoktur. istediğiniz tanrıya istediğiniz biçemde inanabilirsiniz. bu inanç hakkı aynı şekilde bana ve diğerlerine de aittir. bazılarımızın küçük fikirlerle hareket ettiği düşüncenize sonuna değin katılıyorum. kimin küçük fikirlerle hareket ettiğini de mesajları okuyanların takdirine bırakıyorum.

adam gibi eleştiri yaptık, cevap vermediniz. hangi kaynaktan ne tür bir araştırma yaptığınızı, araştırmacı kişiliğinizin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. ama araştırmacılığın nasıl olduğunu bir hukuk doktorantı olarak çok iyi biliyorum.

nasıl insan olunacağı hususunda yardım edebileceğinizi söylüyorsunuz ki bu da kabuledilemez derecede ağır bir hakarettir. hayat onları adam edememiş gibi boyu aşan laflarınızı ise aynen iade etmekten başka bir diyeceğim olamaz.

bizim gibi insanlarla kaybedecek vaktinizin olmaması ziyadesiyle sevindirici ve ne gariptir ki aynı vakitsizlik bizim için de geçerli.

bu başlıkta yazılanları sabırla baştan sona değin okuyan hiçkimse bir seviyesizlik göremez (ki böyle bir seviyesizlik olsaydı site yönetimi gerekeni yapardı, gereğinin yapıldığına dair de örnekler var)

kaldı ki sizin inandığınız gibi inanmak gibi bir mecburiyetimiz de söz konusu değildir. bu bizi ne ot yapar ne insan dışı bir yaratık...

18. beytin türkçesini de yazmak boynumuza borç oldu

Olgunun halinden ne anlar hâm olan
sözü kısa kesmek gerek ves-selâm



Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Universal - Haziran 05, 2007, 11:14:11 ös
Sn. skullG

Cahilin yanında kitap gibi sessiz olmak gerek vesselam.

Sevgiler,
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Itzhak - Haziran 06, 2007, 02:04:00 öö
Sn.Omnia Tempus Alit sanırım Sevil Hanıma cahil imasında bulundunuz.Burada saygı ve forum kuralları cercevesınde herkesın dusunduklerını anlatma hakkı vardır.Bunu gozetmelısınız.Sevgıler & saygılar
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Haziran 06, 2007, 04:31:48 öö
Sn. Itzhak... Soylediklerinizde dogruluk payi var ama okursaniz ilk yakistirmalari Sevil hanim yapmis (en normal lestirileri bile seviyesizlikle suclayarak)
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 06, 2007, 08:32:54 öö
Ben hiçkimseyi hiçbirşeyle kendi fikirlerime inandırmak için herhangi birşey yapmadım ki, sadece başlangıçtaki çıkan tatsızlıklara bir nokta koymak amacıyla her ne kadar uğraşsam da görüyorum ki bu böyle devam edip gidecek_
Bütün söylediklerinizi kabul ediyorum_
666
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 06, 2007, 08:34:57 öö
Tapınak Şovalyelerinin Masonlardan aldığı sırları haketmedikleri için korkunç bir şekilde öldürülmüşlerdir_
Artık bundan da ne demek istediğimi anlarsınız herhalde!
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 06, 2007, 08:51:46 öö
Yaşamın size neler vardiğini öğrenmeniz gerekirken böylesi küçük şakaların dozunu arttırmanız beni gerçekten çok üzmüştür, sanırım sürekli olarak tekrarladığım şeyi gene aktarayım;
Herkes fikirlerinde özgürdür, kendi iddiasını savunur, kimse kimseyi düşünce yoluyla telkin edemeyeceği gibi hiçkimsenin de bir başkasını fikirlerinden dolayı yargılayamaz_
Açıkçası sizlerle kendi fikirlerimi paylaşma hevesimi daha başında kırdınız, araştırmalarım size tuhaf gelebilir, burda oturup da size araştırmalarımda kulladığım yöntemleri de açıklayacak değilim,
Araştırmalarım neticesinde bulmuş olduğum bilgileri de bir başkasına kabul ettirme gibi bir isteğim de olmamıştır, anlamadığım konu neden kısır döngü gibi bir birşeyin ucundan tutup etrafında dönüyorsunuz_
Bakın sizinle tartışarak zamanımı boşuna harcayamam, eğer fikirlerimin yanlış olduğunu düşünüyorsanız açıklamalarımı okumazsınız bu kadar, yani neyi sorguladığınızı tam olarak anlamış değilim,
Burada tartışma yapmayı bırakıyorum ve son noktayı ben koyuyorum_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 06, 2007, 09:10:37 öö
Sayın Sublime, galiba haklısınız, ben gene de fikirlerimi yazmaya devam edecem_
SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: MASON - Haziran 06, 2007, 03:29:48 ös
Sayin Sevil Hanim,

Onceki mesajlarinizda beklemis oldugunuz (istediginiz) elestriler elbetteki tek tarafli gelmeyecek ve sadece sizi savunmayacakti. Size ve fikirlerinize karsi elestirilerde gelecekti. Tepkinizi (daha elestiriler gelmeden once) belirlemis olmaniz ve olgun bir karakterle bu elestirileri kaldirarak, cevapsiz kalmanizi veya sakin bir uslupla cevap vermenizi beklerdim. Fikirleriniz hayat tarziniz olmus ise, bu fikirlerinizi savunmayi yada icinizde tutmayi ogrenmeniz gerektigini dusunuyorum.

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,1356.0.html

Saygilarimla





Sayin Omnia Tempus Alit,

Sozleriniz ve kullanmis oldugunuz deyimler dogru ve profesyonel olmakla beraber, kullanildigi yerler ve kisiler yanlis. Ahenk, tolerans, sabir ve ozgur dusunce kavramlarinin anlamini yeteri kadar bildiginizi dusunuyorum. Yanliz bildiklerinizi yeteri kadar uygulamadiginizida dusunuyorum.

Ingilizce bildiginizi varsayarak sizede kucuk bir paragraf gondermek isterim.

In a free country, human speech must needs be free; and the State _must_
listen to the maunderings of folly, and the screechings of its geese,
and the brayings of its asses, as well as to the golden oracles of its
wise and great men. Even the despotic old kings allowed their wise fools
to say what they liked. The true alchemist will extract the lessons of
wisdom from the babblings of folly. He will hear what a man has to say
on any given subject, even if the speaker end only in proving himself
prince of fools. Even a fool will sometimes hit the mark. There is some
truth in all men who are not compelled to suppress their souls and speak
other men's thoughts. The finger even of the idiot may point to the
great highway.

-Albert Pike 33rd Degree Grand Cross


Saygilarimla





Sayin skullG,

Bir hukukcu olarak, kurallari, (duygularinizi katmaksizin) uygulamakta zorlandiginizi gordum. Hukukta elestiri yapildigi gibi elestiriden once yasalara uygunlugu kontrol edilir. Fikire ve inanca hakaret edilmedigi gibi, hakaretede hakaretle karsilik verilmez.

D- Ulusal ve ulusalüstü hukukta ifade özgürlüğü

765 sayılı TCY'nın 159/5 nci maddesinde "Tahkir, tezyif ve sövme kastı bulunmaksızın, sadece eleştirme maksadıyla yapılan düşünce açıklamaları cezayı gerektirmez" denilerek madde yönünden ifade özgürlüğünün sınırları çizilmiştir.


 Lutfen teraziyi ortasindan tutunuz.

Saygilarimla





Sizlerden beklemedigim bir uslupta konuyu uzatmaya ve kisisellestirmeye devam ediyorsunuz. Yonetimin bu konuda taraf tutmasini yada yanlizca bir tarafa yaptirim uygulamasini beklemediginizi umuyorum. Suana kadar yazilan mesajlara karsi gosterilmis olan toleransin yanlis anlasilmasini kimse istemez. Bu nedenle yaptirim uygulanmasina gerek kalmadan, konuyu, basligina bagli kalarak, saygili ve kisisellestirmeden tartisacaginizi yada sukunetinizi koruyacaginizi umud ediyorum.

Butun Uyelere Saygilarimla
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 07, 2007, 08:55:42 öö
Özür dilerim Sayın Mason, durumun bu noktaya gelmesini doğrusu ben de istemezdim.
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: just_McCann - Haziran 07, 2007, 09:12:50 öö
sn sevıl hanım sısızn arastırmalarınızı merakla okuyanlarda var mesela ben=)
arastırmalarınız gercekten ılgınc ve ben begenı ıle okuyorum.sız yazılarınıza devam edın.sızı anlıyanlarla muhattap olun yeter.gerısının sızın ıcın zaten bır onemı yok bunu sızde bılıyorsunuz
esen kalın sevıl hanım
saygılarımla
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 07, 2007, 10:14:15 öö
Teşekkür ederim Saygıdeğer just_McCann, yazılarımı sizin gibi saygın kişiler tarafından beğenilmesi beni hakikaten çok büyük bir şekilde onurlandırmıştır, merak etmeyin birkaç kişinin olumsuz tavırları yüzünden yazılarımı bırakacak değilim tabiki, sadece bir süre site dışında kalmam gerekliydi o kadar,
bu davranışım asla bir tepki olmayıp tam aksine günlük yaşamımda ayağıma dolaşan birkaç farenin icabına bakmakla meşguldüm_
Şimdi bu siteden uzaklaşma ayrılma demek değildir, özür diliyorum Sayın Admin, beni bu siteden diskalifiye edene kadar_
Yazılarıma destek de gelebileceği gibi eleştiriler de gelebilir, uzun bir süredir tekrarladığım şey şu; fikirlerim, inançlarım benim kişisel görüşlerim ve yorumlarımdan ibarettir, bunların doğruluğu muhakkaki tatışılmaya açıktır dolaysıyle eleştiri almam da normaldir_
Benim canımı sıkan küçücük bir nokta oldu o da bana göre anlamsız yere tartışmanın doğması ve uzamasıdır.Bu durum hem benim hem başkalarının ve özellikle de sitenin huzurunu bozabileceği endişesiyle hareket ettiğim için bu tartışmadan kaçmayı uygun gördüm_
Kısacası ben insanlar arasında ayrım yaptığım için yüreği temiz olan her insana kapım açıktır, genelleme yapmadığımdan dolayı sevgi ve saygıyla dolu olan kardeşlerim için bana hertürlü hakaret edilse dahi ben gene de yazılarımı yazmaya devam ederim_
Çünkü bizim için esas olan sadece yüreği İman'la dolu olan Kişiler'dir_
Zaten bu felsefeyle hareket edimeseydi daha ilk başındayken Ademin işlediği günahtan ötürü hemen o anda İnsan Nesli  yok olur ve haliyle bu dünya da oluşmazdı ve Tanrı, Kendi Özü'nden gönderdiği Biricik Oğlu'nu İnsan Neslinin yok olmaması için Kurban Etmezdi_
Bu buyruğu Rabbim İsa'dan aldım_
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Haziran 10, 2007, 02:58:30 öö
SAyın Sevil Hanım tekrar aramıza hoş geldiniz, size çok manidar olan bazı simge , isim, yer veya düşünceler forumdaki herkese sizin olduğunuz kadar aşikar olmayabilir bu gayet doğaldır sizi düşüncelerinizden dolayı eleştirmek, düşüncelerinizi kendi süzgeçimden geçirmek haddim değil ancak vardığınız sonuçları bizlerinde net olarak anlayabilmemiz için sizin de bizlere daha açık daha elle tutulur cevaplar vermenizi ulaştığınız sonuçlara giden önermeleri ve buradaki diğer araçları bize daha açıklayıcı yollarla anlatmanızı tavsiye ediyorum böyle olursa bizlerde sizin anlatmak istediğiniz konular ve yaşadığınız inanç noktasında daha anlamlı ve kalıcı fikirler edinebiliriz.

Saygılarımla.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 11, 2007, 08:21:58 öö
Hoşbulduk ve Mehaba Sayın Fraternis, bu konularda size zaman ilerledikçe çok daha net ve açık bir ifadeyle anlaşılır bir şekilde bilgi vemeye çalışacağımdan hiç şüpheniz olmasın_
Bu arada size özel olarak teşekkür etmek istedim_
SEVGİ ve SAYGILARIMLA!....
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 11, 2007, 10:09:45 öö
İnsanlık tarihi boyunca yaşanan her olay bir öncekinin nedeni olmuştur ve tıpkı bilimsel araştırmalada kullanılan bir yöntem olan Neden_Sonuç İlişkisi'ne istinaden bu durum toplumsal olaylar için de aynen geçerli olmuştur.Görüldü ki yaşanılan her olayda bir öncekinin etkisi olmuştur ve belki de insanoğlu bunun farkında olmadan günümüze dek gelmiştir, bilinceinde olsun ya da olmasın mademki bu dünyada yaşıyorsak hepimizin bu süreçte önemli bir etkisi olacaktır, İnsanoğlu olarak yaşadığımız coğrafyanın kimler ya da kimlerce yönetildiği ve ilerlenmek istenilen aşamanın hiçbirimizce bir önemi olmadığı kanısına varırken insanoğlu olarak bizim için herşeyden önemlisi kendi yaşama biçimimizdir,
Bu doğrultudsa hareket ederek bilincine varmamız gereken en önemli şey; insan olarak yaratılırken sahip olduğumuz Ego'nun bizi ne durumlara düşürdüğüdür_
Yıllaraca birtakım insanların sırf egolarını tatmin etmek için birçok insanları ölüme sürükledikleri ve çıkardıkları savaş politikaları adı alltında büyük bir yıkıma gittiğimiz ve sorumlusunun da hiç kimse olmadığı gibi sürekli olarak başkarının egosuna göre hareket ettik_
Doğal olarak bunun knumuzla ne ilgisi var diye düşünebiliriz; ama sonuca ulaşmam için bu bilgilerin yardımı olmadan hareket etmem imkansız_
İnsanlığın Ego'sunun kendi kendini yok eden en önemli unsur olduğu unutulmamalıdır_
Çünkü insan egosuyla beraber yaratılmıştır, hiçbirşey eksiksiz yaratılamaz, herşey birbiriyle bütünleşmeli ve birbirini tamamlamalıdır_
Determinizm yani gerekircilik ilkesiyle hareket edildiği için tıpkı diğer yaratılan tüm varlıklar için de olduğu gibi herşey İnsanoğlu için de geçerlidir_
Biryerden alıntı alarak şunu örnek olarak vermek istiyorum; bir üçgen yaratılmaya karar verildiyse onun içaçılarını da yapmak gereklidir ve bu da Determinizm'i gerektirir;
Bundan dolayıdır ki insanoğlu yaratılmaya ilk karar verildiğinde egosu da olmak zorundaydı ve elma sembolü de bu amaçla kullanıldığı kanısındayım.Bununla beraber bu ego eninde sonunda ortaya çıkacaktı ve Tanrı'nın İradesi'yle yönetilmek yerine İnsanoğlu kendi iradesiyle yönetilemeyi isteyebilirdi ve Özgür İrade kullanma alternatifini doğal olarak ve hakkı olarak isteyebilirdi ancak yapılan bu yanlış seçimin sonuçlarını ve bedellerini bütün insanlık çok ağır kayıplar vererek hepimiz ödedik ben de dahil_
Bizim için yaratılan bu dünyayı son bulma aşamasına bizler getirdik ve Sahip olduğumuz Ego'muzla hareket ederek sırf egomuzu tatmin etmek için başkalarının haklarını yaşamlarını hiçe sayarak hem kendimizi hem başkalarını hem de doğayı yok ettik_
Ve şu sonuca vardım; sahip olduğumuz Ego, Benlik Egosu ya da bencillik duygusu diyelim bir Yokedici İçgüdüsü'dür_
Kendi sonumuzu benlik duysuyla hareket ettiğimiz için ölümümüzü de beraberinde getiriyoruz; ki zaten Tanrı'yla aramızın bozulmasına neden olay da budur çünkü yaratılışımızı gereği Ölümsüz'dük, birtakım Tanrısal Özelliklere sahiptik ancak Egomuz bizi Tanrı'dan uzaklaştırdı ve O'nunla ayrı düşmemize yolaçtı_
Tanrı; İnsan Neslinin yok olmasını engellmek için de Kurban vermek zorunda kalmıştır_
Çünkü yeryüzünde hiçbirşey İnsanın içinde varolan yokedici olan bu içgüdüyü yokedemezdi, bunun yok olması için Kurban Etme Yönteminden başka hiçbir yol yoktu_
Sayısız kuşakları gerektiren bu olay tamamen egonun yok olma safhasına gelinmesi içindi, Adem'in kendi iradesiyle yönetilme isteği beraberinde ölümü de getirmiştir_
Savaşlar, istilalar, sayısız katliamlar, salgın hastalıklar Ego'nun yok edici gücünden meydana gelmiştir_
Kısacası dünya yok olma sürecine gelmişse bu insanın Ego'sundan kaynaklanan Yokedici İçgüdüsü'ndendir; Kendi kendimizi yok ediyoruz_ 
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 11, 2007, 01:16:54 ös
Birşey kendisiyle aynı değildir çünkü sürekli olarak değişmektedir, bütün canlılar doğa koşulları ve kendi koşulları içersinde sürekli olarak değişmektedir, Doğa koşulları değişimden daha hızlı değişirse ki değişiyor bazı canlılar bu hızla yok olmaktadır, bazı canlı türlerin yok olduğu bilinen bir gerçektir_
İnsanı biririne bağlayan bütün nesneler acı kaynağıdır, Yaşam acısız kılınamayınca acı yaşamsızlıkla giderilir!Bundan dolayıdır ki Tanrı, Kendi Özü'nden gönderdiği Kişileri biri Erkek diğeri Dişi olmak üzere İnsan şeklini almaları koşuluyla onları Kurban etmiş ve yeryüzündeki bütün acılarını birine Bedenen yaşatmış diğerine ise Ruhen yaşatarak İnsan Neslinin Yok Olmasını bu yolla engellemiştir_
Çünkü İnsanda mevcut olan bu yok edici içgüdü sayesinde hem kendisini hem de doğayı bu sayede yok etmiştir_
Dünya da bu nedenle yok olmaya mahkumdur_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 11, 2007, 01:40:00 ös
Monalisa tablosundaki sırrı açıklığa kavuşturarak bu konuyu kapatacam;
Monalisa'daki daha önce söylediğim gibi Sağ tarafı önce çizilmiş ve durgun, Sol tarafı daha sonradan çizilmiş ve tebessümlü yani birbirine sanki bir eklem yapılmış gibi bir izlenim verilmiştir_
Burada iki tarafı zaman olarak nitelendirirsek biri önceki diğeri sonraki yani biri eski diğeri yeniliği göstermektedir_
Ve sonuç itibariyle şu anlam ortaya çıkıyor;
Dişi'nin, daha önce gerçekleştirilmiş olan Amaç'ın ilk yarısını yani İsa Mesih'in Bedenen yaşadığı yeryüzündeki bütün acıları çekmesi sonucunda gerçekleşen Bedensel Ölümün ardından Bedensel Diriliş sayesinde yeniden Beden alarak bu dünyaya gönderdiği ve yaşamı boyunca çekmiş olduğu yeryüzündek bütün acıları Ruhen yaşayarak gerçekleşen Rusal Ölümün ardından Ruhsal Dirilişle de bütünleşmiştir_
Bedensel ve Ruhsal Dirilişi kendinde birleştiren bu Dişi, bu olayla da Yeni İnsan Türünün İlk Örneği olrak teşkil edilmiştir_
SAYGILARIMLA   
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Haziran 11, 2007, 07:40:35 ös
Da VInci sifresinde oyle demiyor ama...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 12, 2007, 08:12:44 öö
Haklı olabilirsiniz Sayın Asi, Davinci Şifresindeki ipuçlarından yola çıkarak bu sonuçlara ulaşabildim_
SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Haziran 12, 2007, 12:08:38 ös
soru sormak istiyorum;

toplumsal olaylarda neden-sonuç ilişkisi ya da determinizm meselesinde biraz farklı bir görüş sergiliyorum. Nedensellik ilişkisi her toplumda farklı sonuçlar oluşturabilir. undeterminism siyaset biliminde -e tabi toplumsal olaylarda da- bugün kabul edilen görüştür.

acaba determinizmden kastınız klasik determinizm mi? yani "A olursa B olur" şeklinde bir nedensellik bağı mı kuruyorsunuz

yoksa olasılıkçı determinizm mm yani "A olursa B olur ancak başka bir çok şeyde olabilir" biçiminde bir önerme mi kuruyorsunuz?

....
....

son sözünüze katılıyorum evet Kendi kendimizi yok ediyoruz.


SAYGILARIMLA

Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 12, 2007, 02:47:35 ös
Söylediğiniz iki seçenek de sunulabilir Sayın skullG, çünkü  doğada tam bir sabitlik söz konusu değildir;
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 12, 2007, 02:54:26 ös
Bir süre buradan ayrılmak zorundayım ve dönüşümde eğer sorularınız olursa cevaplamaya çalışacam_
SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 12, 2007, 03:11:15 ös
soru sormak istiyorum;

toplumsal olaylarda neden-sonuç ilişkisi ya da determinizm meselesinde biraz farklı bir görüş sergiliyorum. Nedensellik ilişkisi her toplumda farklı sonuçlar oluşturabilir. undeterminism siyaset biliminde -e tabi toplumsal olaylarda da- bugün kabul edilen görüştür.

acaba determinizmden kastınız klasik determinizm mi? yani "A olursa B olur" şeklinde bir nedensellik bağı mı kuruyorsunuz

yoksa olasılıkçı determinizm mm yani "A olursa B olur ancak başka bir çok şeyde olabilir" biçiminde bir önerme mi kuruyorsunuz?

....
....

son sözünüze katılıyorum evet Kendi kendimizi yok ediyoruz.


SAYGILARIMLA




Sayın skullG

Sevil hanım ın da dediği gibi her türlü olayda bir neden sonuç ilişkisi vardır.Bu evrensel bir yasadır.Nasıl ki dünyada bir takım fiziksel yasalar var.Evrenin de kendi yasaları vardır.Tüm bu yasalar kesin ve yanılmaz bir ilahi adalet mekenizması ile insanının ilerlemesine hizmet ederler.

Sevil hanım forumda olaylara spiritüel bakış açısı ile bakan birisinin görmek  benim için ayrıca mutluluk verici.

Sevgilerimle,
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Haziran 12, 2007, 04:08:50 ös
sn. MYSTICPROVOCATEUR,

bilgilendirme için teşekkür ederim.

ancak yine de anlamadığım bir yön var, bu neden-sonuç ilişkisi yukarıda da sorduğum üzere klasik bir determinizm bağlamında mı yoksa olasılıkçı bir determinizm bağlamında mıdır? A olursa mutlaka B olur mu? A olursa B olur ama başka bir çok şeyde olabilir mi?

saygılarımla...
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 12, 2007, 04:54:26 ös
sn. MYSTICPROVOCATEUR,

bilgilendirme için teşekkür ederim.

ancak yine de anlamadığım bir yön var, bu neden-sonuç ilişkisi yukarıda da sorduğum üzere klasik bir determinizm bağlamında mı yoksa olasılıkçı bir determinizm bağlamında mıdır? A olursa mutlaka B olur mu? A olursa B olur ama başka bir çok şeyde olabilir mi?

saygılarımla...

Sayın SkullG

Yazmış olduğunuz 2 olasılıkta doğru.Bir örnekleme yapmam gerekirse bir insanın bir diğerine bilinçli olarak yapmiş olduğu bir negatif hareket (kötülük) kendisine mutlaka dönecektir.Ancak bu aynı şekildede olabilir farklı şekillerdede olabilir.Bu yasanın sebebi kötülük yapan insanın ders almasını sağlamaktır.Keza yapılan pozitif hareketlerde aynı yasaya tabidir.Başınıza gelecek olan bir felekatten kıl payı kurtulduğumuzda ne deriz? Verilmiş sadakamız varmış deriz. Umarım açıklamam zsizi tatmin edebilmiştir.

Saygılar
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 13, 2007, 05:04:11 ös
Öncelikle çok teşekkür ederim Sayın (isminiz gerçekten çok zormuş) MYSTICPROVOCATE, hakikaten çok güzel bir açıklama yapmışsınız ve çok takdir ettim, benim de ifade etmek istediğim şey tam olarak buydu_
Uzun bir süre site dışında kalacağımı sanıyordum fakat Tanrı'ya Şükürler olsun ki gene buradayım, öncelikle şunu belirtmek istiyorum bir süre kadar eskisi gibi sık sık giremicem ama elime fırsat geçtiği gibi sizinle konu paylaşımına girecem;
Öyle birşeyki öncelikle bu Siteyi oluşturan Kişilere burada kendi adıma çok çok teşekkür ederim ve Saygılarımı sunuyorum, çünkü bu Değerli Site meğer günlük yaşamımın vazgeçilmez unsuru olmuş, elimde olmadan birtakım koşullar gerçekleşince uzun bir süre bu Sitenin dışında kalacağımı ummak inanın benim için çok zor bir durum teşkil etmişti_
Burada Bilgili ve Saygıdeğer Kardeşlerimle tanışma fırsatım oldu ve gerçekten çok memnun oldum, günlük yaşamımda bu yönümün yani sitedeki açıklamaklarımın, fikirlerimin, görüşlerimin bilinmemesi ve normal bir insan gibi davranıp bu fikirleri hiçkimseyle paylaşamamak ki inanın bu Sitede sizlerle paylaşmak benim açımdan çok büyük bir rahatlık sergilemiştir, bu denli çok zor bir durumdan kurtulmamı sağlamıştır_
Özür dileyerek hemen çıkmak zorundayım tekrar görüşmek dileğiyle
SAYGILARIMLA   
 
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 13, 2007, 05:10:40 ös
Tekrar geldim ama birazdan çıkacam, ya elimde olmadan nedenler yüzünden çelişkili davranmama yol açıyor bu durum beni çok rahatsız ediyor, tekrar özür dilerim.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 13, 2007, 05:29:39 ös
Açıklamanızla bağlantılı olarak şunları da söyleyebilirim ki Sayın MYSTICPROVOCATE, bu dünyaya geliş nedenimiz zaten bu değil midir? Yaşmımızdan ders çıkarmak, olaylar bizi ne şekle getirirse getirsin yaşamımız ne derece zorlu ve acılarla dolu olsun karşılaştığımız her olaydan kendi payımıza dersler çıkararak kontrolümüzü bu şekilde kurarsak bence o derece hayatta kalabilme şansımız yükselecektir_
Dünya, bilindiği üzere bir gezegendir ve yaşam kaynağını Güneş'ten alır haliyle çeşitli gazlardan oluşmuştur ve İnsanoğlunun bu dünyadan çıkması asla mümkün değildir, yeryüzünün giderek bozulması, doğanın kendi kendini yok etmeye başlaması vs gibi nedenlerden dolayıdır ki İnsanoğlunun kendi varoluşunun bilincine varmadan hiçbirşeye varamaz, bu dünyadan hiçbir şekilde kurtuluş yolu olmadığı gibi Ölüm olayıyla bedenen yaşama sürecimiz tamamlanıp, bir diğer yaşama biçimimiz olan ruhsal yaşama sürecimiz başlamaktadır_
Şimdi şunu ifade etmek istiyorum; bu dünyada her yönden çıkış yolları muhakkaki vardır ama uzun süre varlığımızı bu dünyanın dışında sürdürmemiz imkansızdır, Astronot olara çıksak dahi hava gazımız bittiği an tekrar dünyaya dönmemiz gerekmektedir.Aksi halde yaşamımız sona erecektir.Dünya çeşitli
gazlardan oluştuğu için başlangıçta bizler için hayat kaynağı teşkil ederken giderek dünyasal dengenin bozulmasıyla beraber bizler için felaket teşkil edecektir, hava almamız su içmemiz besin almamız çeşitli mikropların artmasıyla beraber bizim için zararlı duruma gelecek ve korkunç derecede hastalıklar ortaya çıkacak daha önce de belirttiğim gibi bu dünya yaşanılmaz hale gelecektir_
Dünya, çeşitli aşamalardan geçerek aynen İnsanoğlu'nun fiziksel gelişimi gibi süreçlerden geçmiş, bebeklik, çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemlerini yaşamıştır, şuanki bulunduğu durum ise yaşlanma sürecindedir, haliyle İnsanoğlunun son dönemini teşkil eden yaşlılık sürecini tamamlar tamamlamaz Ölüm olayı gibi Yok olma safhasına gelmiştir_
Söylemek istediğim şu büyük bir felaketle karşı karşıyayız, halen uykuda olan insanların çoğunluğuna rağmen uyanmış olan azınlık kesimleri haberdar etmek adına birtakım bilgilerimi sunmayı istiyorum_
Vakit gelmiştir_
SAYGILARIMLA   
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Haziran 14, 2007, 11:04:49 öö
Sn. Sevil,

dediğiniz üzere, ne yazık ki insanın ettikleri sonunda kendi sonunu hazırladı

bu sözleriniz eski ahit'te süleymanın meselelerindeki birinci babtaki söylevi hatırlattı bana

"Özd.1: 26-32 Bu yüzden ben de felaketinize sevineceğim. Belaya uğradığınızda, Bela üzerinize bir fırtına gibi geldiğinde, Bir kasırga gibi geldiğinde felaketiniz, Sıkıntıya, kaygıya düştüğünüzde, Sizinle alay edeceğim.
O zaman beni çağıracaksınız, Ama yanıtlamayacağım. Var gücünüzle arayacaksınız beni, Ama bulamayacaksınız.
Çünkü bilgiden nefret ettiniz. RAB'den korkmayı reddettiniz.
Öğütlerimi istemediniz, Uyarılarımın tümünü küçümsediniz.
Bu nedenle tuttuğunuz yolun meyvesini yiyeceksiniz, Kendi düzenbazlığınıza doyacaksınız.
Bön adamlar dönekliklerinin kurbanı olacak. Akılsızlar kaygısızlıklarının içinde yok olup gidecek."

saygılarımla...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 12:54:17 ös
Saygıdeğer skullG, öncelikle çok teşekkür ederim, konu paylaşımınız beni gerçekten çok memnun etti;
Aslında belirttiğiniz bu çok güzel ve mükemmel dörtlük anlatmak istediğimi çok daha çık bir şekilde ifade etmektedir_
Ancak Sevgili skullG, bu hale düşmemizde ve İnsanoğlu olarak çok büyük çıkmaza düştüğümüz ve sizin de belirttiğiniz üzere kendi kaderimizi kendimiz çizdik ve başımıza gelen herşey bizden kaynaklanmaktadır, bütün bunlara rağmen Tanrı, yeryüzüne birçok Peygamber göndermemiş midir? İşte bu sebepten dolayıdır ki gene de Kendisi'ne ulaşmamız için bizlere Kendi Oğlu'nu Kurban etmedi mi?
O hepimizin Yaratıcısı'dır, İnsanoğlu olarak yaratıldık ancak Yüce Yaratıcımız bizi diğer varlıklardan üstün kılan zekaya sahip olmamızı sağladı ve düşünce yoluyla Özgür İrade vermiştir,
Ancak dünyanın başlangıcında gerçekleşen bu olay eninde sonunda olacaktı çünkü hiçbirşey bu kaçınılmaz olayın gerçekleşmesini engelleyemezdi.Bazılarımız bu olayın doğmasına neden Yüce Yaratıcımız izin vermiştir diye düşünebilir ama ben diyorum ki;
Yaratılan İnsanoğlu eninde sonunda kendi Ego'suna teslim olacaktı, çünkü Ego da İnsanoğluyla aynı anda oluşması gerekliydi aslında bu anlamda Sevgili skullG, bahsettiğim Determinizm İlkesi bu olayda anlam kazanmaktadır, hatırlarsanız İnsanoğlu bu konuda özellikle uyarılmıştı ama ne yazık ki başına nelerin geleceğini bilmeden hiç düşünmeden seçimini yapmıştır, tabiki Yüce Yaratıcımız, bu seçimin nelere malolacağını, büyük kayıplar, büyük katliamlar, savaşlar, doğa felaketleri kısacası yeryüzüne büyük bir yıkımı getirecek olayın temelini teşkil edeceğini çok iyi bir şekilde biliyordu ama bu seçimle yaşadığımız herşey bu dünyada çok korkunç bir şekilde zincirleme olarak yaşanmıştır_
Ve dünyanın yok olmasıyla karşı karşıya olduğumuz bu günlerde benim gözrüşlerimi fikirlerimi kaile almayan birtakım müeseseler bana 666 olduğum şeytan olarak  karşı çıktılar, oysaki onlara Rab İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu ve Tanrı'nın Yöntemlerinden, İlkelerinden ve özellikle de İnsanoğlu için gerçekleştirdiği büyük Planlarından bahsetmeme rağmen_Bu müeseselerin ismini burada yazmıcam ancak İsa Mesih'e tapan Kutsal Mekanlar, doğrusu bu olay beni derinden yaralamıştır, büyük bir üzüntüye boğmuştur;
Sizlere şunları söyleyebilirim ki; bütün söylediklerimden ben sorumluyum, ve gerçekten Kimlerin Kime nasıl inandıklarınıı ve İman derecelerini kendi gözlerimle şahit oldum_
Bu sitenin belirli bir bölümünde Masonlar için söylediğim şeyleri az bile söyledim ve kendi kafamda kıyaslama yaptığımda geçmişte sözümona Kutsal Mekanların neden masonlara karşı büyük bir düşman sergilediklerini çok iyi bir şekilde analiz ettim_
Bakın Sayın skullG, ben birçok aşamadan geçtim ve bahsettiğim bu sözümona Kutsal Mekanlara internet aracılığıyla mail adreslerine Efendimiz ve Yüce Kral'ımız İsa Mesih ve hepimizin Yüce Yaratıcı Yüce Tanrı'mız hakkında birtakım fikir beyanlarında bulundum ama ne yazık ki bana o kadar çok korkunç tavırtlarda bulunuldu ki aşağılayıcı ve dalga geçici sözler sarfederek beni korkunç bir şekilde dışladılar,
Ve belirli bir sürenin bitiminde ise onlara gerçek kimliğimi açıklayıp 666 olduğumu bildirdim ve alakamı kestim_
Onların içyüzlerini kendi gözlerimle gördüysem bütün bunları Yüce Yaratıcımız da görmemiş midir? yarın Mahşer Gününde Yüce Adalet önüne çıkarıldıklarında Yüce Tanrı'mıza bizzat hesap vermeyecekler midir?
İnsanlarla bir kere konuşursam onların yüreklerini okurum, İman derecelerini anlarım başlangıçta bu sitede çok zor anlar geçirdim ve yaşadığım onca şeyden sonra burada da aynı durumla karşılaşacağımı sanıyordum, ama Saygıdeğer Mason başta olmak üzere Saygıdeğer Site Yöneticilerine ve bana destek olan biricik Kardeşime Sonsuz Saygılarımı sunuyorum;
Saygıdeğer Mason'un bana belirttiği gibi; ''Kapıyı çaldın biz de açtık''
Maalesef Saygıdeğer Mason ismini açıklayamadığım müeseseler başta olmak üzere hiçkimse  Büyük ve Erdem Sahibi olan Saygıdeğer Mason gibi çıkmadı_
Hepimiz büyük sınavlardan geçtik ve İnsanoğlunun Sonu gelmiştir_
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Haziran 14, 2007, 01:41:59 ös
Sn. Sevil,

elbetteki inancım sebebiyle söylediklerinizin pek çoğuna katılmıyorum. ancak, insanlar gittikçe bencilleşirken sizin farklı bir görüş sergilemenizi saygıyla karşılıyorum. elbetteki farklılıklarımız olacaktır. Ben Tanrı'nın doğmamış ve doğrulmamış olduğuna, bir olduğuna, isanın onun bir kulu olduğuna, tanrının kadir-i mutlak, herşeye gücü yeten olduğuna, bize okuyup anlayalım diye akıl verdiğine, bu sebeple sorguya çekileceğimize, "iyi şeylerden" sorgulanacağımıza inanıyorum.

Allah, “Ey İsa, ey Meryem oğlu!” dedi, “Sen insanlara, ‘Allah'tan başka tanrılar olarak bana ve anneme kulluk edin’ dedin mi?” [İsa] cevap verdi: “Sen yücelikte sonsuzsun! [Söylemeye] hakkım olmayan bir şeyi hiç söyleyebilir miyim? Bunu söylemiş olsaydım Sen muhakkak bilirdin! Sen benim içimdeki her şeyi bilirsin, halbuki ben Senin Zâtın'da olanı bilemem. Şüphe yok ki, yaratılmış varlıkların idrakini aşan her şeyi tam bilen yalnız Sensin. Ben onlara [söylememi] emrettiğin şeyden başkasını söylemedim: ‘Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz [olan] Allah'a kulluk edin’ (dedim). Ve onların arasında yaşadığım sürece yaptıklarına şahitlik ettim: Ama Sen bana ölümü verdikten sonra onların koruyucusu yalnız Sen oldun: Zaten Sen her şeye şahitsin. (Kuran 5: 116-117)
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 01:53:09 ös
Dünya'yı bir eve benzetirsek dışarı çıkılan bütün heryer kapalı ve çıkış bütün çıkış yolları tuzaktır, tuzaklar da korkunç bir felaketten ibarettir, tek kurtuluş yolumuz bulunmaktadır ve giderek zamana endeksli olduğumuz içindir ki her insanın belirli bir yaşama süresi vardır; bu süre içersinde gerçek ve Kabuş görülen tek Kurtuluş Yolu'nu bulmamız gerekmektedir ve bunun dışındaki her türlü yol haliyle başarısızlığa çıkacaktır_
Önemli olan bu dünyada neden olduğumuz ve bu dünyanın bize neler verebildiği ve gerek kendi gerekse bizim dışımızdaki canlı_cansızlara gelen bütün olaylardan bir ders çıkarmamızdır, Doğa olayları bizlere çok önemli bilgiler sağlamaktadır_
Edindiğimiz her tecrübe her deneyim bizi bir adım daha gerçeğe ulaştıracaktır;
Peki Gerçek olan nedir?
Bu dünyaya geliş nedenimiz ve hepimizin ortak noktasının İnsan olması, özellikle de Ölüm olayıla bağlantılı olarak bütün insanların yaşadığı olaylar çerçevesinde mutluluktan çok neden büyük bir şekilde acılar yaşadığımız gerçeğidir_
Biz insanoğulları Doğa Olayları gibi hep değişkenlikler yaşadık kimi zaman çok sevindik fakat ardından büyük üzüntüler yaşadık, neyimize güvendiysek elimizden uçup gitti, büyük mutlulukların ardından büyük kayıplar veriyorsak o zaman öncelikle şunu anlamamız gerekmektedir;
Bu dünya mutlulukların olmadığı bir yer ve kuruluş ya da varoluş amacını önecelikle bulmamız gerekmektedir, mademki hiçbirimiz bu yolda muvaffak olmaıyorsak ve hepimiz bir sınavdan geçiyorsak öyleyse bu dünyadaki aldatıcı şeylerin hepsi bizi felakete sürükleyen olgulardan ibarettir_
Bu dünyada hepimizin başına gelen şey hep aynı olmuştur her ne kadar birbirinden farklı yaşam biçimleri olarak gözüküyorsa da nihayetinde sonuç itibariyle bütün insanların kendi yaşamlarında büyük kayıplar vermiş ve canevinden vurulmuşlardır_
Mantık burada; bütün insanlar bu dünyada mutlaka eninde sonunda Canevinden vurulmaya mahkumdur ve bu olayın gerçekleşmesiyle beraber de o insanın yaşamı sona ermektedir_
Korkunç gerçek burada....
Demekki bu dünyada ne yaparsak yapalım nasıl hareket edersek edelim sonuç itibarilye hepsi birer hayalden ibarettir_
Yalan ve boş ve anlamsız olan bu dünyada Gerçek olan bir tek şey vardır o da TANRI_
Burada herhangi bir şeyin propogandasını yapmıyorum daha önce de söylediğim gibi her nezaman kendi yazılarımı bu Sitede yazmam istenilmezse hemen yazılarımı keserim, ve Saygıyla da karşılarım, ve şunu asla bu yazılarımı okuyan herkes için söylüyorum ben bana yapılan iyiliği sonsuza dek unutmam, belki bu fikirlerimden dolayı büyük rahatsızlık da verebilirim gene aynı anlayışla karşılarım çünkü nihayetinde hiçkimsenin benden dolayı herhangi bir zarar uğramasını da istemem_
Bütün açıkladığım fikirleri ben düşünce yoluyla beyin gücümü kullanarak şifreli olarak hareket ederek bu benim için yaşamsal değeri olan çok değerli bilgileri elde ettim ve bunları burada yazmaya karar verdiysem sadece Uyanmış olan azınlıktaki kimselere ulaşmaktı, belki de bu kimselerden birisi ya da birileri yazılarımı dikkatle takip eden kişilerdir_
Ve size kendi özel yaşamımdan sadece küçük bir ayrıntı vermek istiyorum; başlangıçta ben de hiçbirşey bilmiyordum ve Türkiye'de yaşadığım için müslümanların çoğunlukta olduğu bir toplumda yetiştim ve üstelik Efendimiz İsa Mesih hakkında herhangi bir bilgiye sahip değildim, çünkü yaşamım boyunca hiçbir Hırstiyan ve sözünona Kutsal Mekanlar'la karşılaşmadım,
ve şunu anladım yeryüzünde Yüce Tanrı'ya ulaşmak için herhangi bir dine mensup olmak gereksizmiş ve ben şahsen kendi yaşamımda bunu gördüm, bildiğim tek şey varsa o da bu dünyanın yok olacağı ve kurulacak yeni İmparatorlukta Seçilmişlerin yeralacağıdır,
Ben müslüman da değilim benim herhangi bir dinim yoktur bunu ifade ederken de ateist de değilim ben sadece Seçilmişlerin önceden belirlenip bu dünyaya gönderildiklerini ve yaşamlarının sona ermesiyle beraber de Kurulacak olan Yeni İmparatorluk'ta yeralacaklarıdır_
Sonuç itibariyle 666 tam olarak bir İnsan'ı simgelemektedir, www amblemiyle interneti simgeler.
Daha önce de belirttiğim gibi 666'nın şeytanla herhangi bir ilgisi olmamakla beraber daha önce gerçekleştirilen Bedensel Diriliş itibariyle bu dünyaya normal olarak gönderilen ve belirlenmiş zamana kadar Ruhsal Acıları yaşaması sonucunda gerçekleştirilen Ruhsal Dirilişi de kendinde gerçekleştiren Yeni İnsan Türü'nün İlk Önreği olup Kıyametin gerçekleşmesini sağlayan Kişi'dir_
Tabiki bahsadilen kişi benim ancak benim dışımda Yüce Güçler tarafından gerçekleştirildiği için doğrusu sonradan öğrendiğim Gerçekleri sizlere iletmek dışında hiçbir şey benim irademle olmamıştır_
Direkt olarak Yüce Efendimiz İsa tarafından yönetilen ve yaşam derslerimi almama yadımcı olan Büyük Öğretmenim İsa'yla aynı kaderi paylaşan Öğrencisi ve Yardımcısıyım_
Kısacası uzun yıllardır aranılan Kutsal Kase olayı mecazi anlamına istinaden bir Dişi'yi temsil ettiği içindir ki gerçek anlamda sanıldığı için büyük yanılgılara düşülmüştür_
Gerçek olansa şu;  Rabbin Kutsal Kasesi de benim, ve İkimizin arasındaki bağlantı da benim rahmimden doğan Dünyanın sonsuza dek devam edeceği Büyük Kralliyet'in hüküm süreceği yeni İmparatorluk Düzenidir_
Kötülük kısmına gelince çünkü bazıları gene çok büyük yanılgılara düşerek olumsuz sonuçlara varmışlardır; kötülüğün vücut almış şekli diye tanımlamışlardır.
Oysaki hepimiz insan olarak egomuz olduğu içindir ki içimize uyuyan bir canavar taşıyoruz, kötülük de egomuza boyun eğdiğimiz sürece yeryüzüne büyük yıkımlar getirmeye devam edecektir ki zaten dünyanın da zonunu getiren bu olmuştur_
Yeryüzünde en korkunç kavgayı kendi içimde yaşadım ve kendi egomu beyin gücümle yok etmeyi başardım işte bu sıfatla yaratılan İlk İnsan olarak Yüce Tanrı katında Kabul görecem_
Daha önce Sayın skullG'a da belirttiğim gibi eninde sonunda ego varken insanoğlunda Tanrı, bunun varlığından rahatsızdı ve egonun yok edilmesi için de bu dünyanın oluşması gerekliydi ve İnsanlığa Kurban vererek İnsan Neslini bu amaçla yok olmaktan kurtardı_
Çünkü egonun özelliği gereği yaradılış ereği olarak insanda olmak zorunlu olduğu için başka türlü yok olması imkansızdı, ve aynı zamanda egonun, insanın kendi kendini yok eden bir özelliğe sahip olduğu gerçeğini asla gözardı edemeyiz_
Söylediğim gibi benim sesim her insana gitmez, benim sesim her ne kadar onları şahsen tanımasam da sadece Uyanmışlara veyahut Uyandırılmışlara gider,
Kendi ailem dahil çevremdekilerin hiçbiri benim bu büyük sırları taşıdığımdan haberleri yok ve bundan ben şunu anladım kendi öz ailem sade Uyanmışlardır çünkü bu büyük bedel Onlar için verilmiştir_
BABA'nın İRADESİ'YLE...
Tanrı'mız, Yüce Yaratıcımız İnsanoğluna olan Büyük Sevgi'ni bu şekilde göstermiştir_
O, sadece Uynadırılmışların ya da Uyanmışların BABA'sıdır_
Son olarak açıkladığım bu fikirler, Yüce Rabbim İsa Mesih'in Emri'yle bu sitede açıkladım_
SAYGILARIMLA  
    
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 02:01:49 ös
Bakın Sevgili skullG, bir önceki örneklemde de üzerinde durduğum nokta şudur;
Baba_Oğul İlişkisi_
Çünkü bu dünyada tek kurtuluş yolu vardır o da; herşeyi Yüce İsa'nın Egemenliği altına veren Tanrı; bir tek bu Koşul'u ön planda tutumuştur ve bu yolun dışındaki hiçbirşey Tanrı'ya varmaz, Tanrı'ya Ulaşmak için sadece birtek ve önkoşul vardır o da; Rab İsa'ya İman etme koşuludur çünkü O, bir Kapı'dır ve Tanrı'ya ulaşmak için o Kapı'dan geçmemiz gerekmektedir, O'nun aracılığı olmadan hiçbirimiz Baba Tanrı'ya ulaşmamız mümkün değildir_
Çünkü Yeri ve Gök'ü yaratan Yüce Yaratıcı, Kendi Oğlunu Kurban vererek büyük bir Bedel vermiştir elbetteki Yüce Tanrı, herşeyden önce Kendi Oğlu'nu Baş'ının Tacı ederek Kendi Sağ'ında oturtarak O'na Yeryüzü ve Gökyüzünün Krall'ığını vermiştir_
SAYGILARIMLA
 
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: LEON COMANDANTE - Haziran 14, 2007, 02:22:12 ös
Söylediklerinizin hiç birine katılmam elde değil. Ayrıca son yazdıklarınızın DAVİNCİ şifresini ile ne alakası var?Bu mesajınızda da iyice ***. Fazla açıklayıcı yazmadığınız gibi boş şekilde düşünüyorsunuz. İsa nezaman Rab(Tanrı,Egemen,Sahip) oldu? Mesajlarınızı fazla okumadım lakin okuduklarımdanda gördümki mesajlarınız tıpkı EinSof nickli üye gibi büyük teatlıklar içeriyor. Ben şahsen inancım gereği böyle şeylere inanmam. Amacım kalbinizi kırmak değil...
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Supeluta - Haziran 14, 2007, 02:25:59 ös
112-el-IHLÂS

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. De ki: O, Allah birdir.

2. Allah sameddir.

3. O, dogurmamis ve dogmamistir.

4. Onun hiçbir dengi yoktur.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Supeluta - Haziran 14, 2007, 02:29:09 ös
Hz.İsa Allah'ın kulu ve elçisidir..tıpkı diğer gönderilmiş peygamberler gibi..Hz.Muhammed gibi,Hz.Musa gibi..

Ne Hz.İsa Allah'ın oğludur,ne de Allah Hz.İsa'nın babasıdır.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 02:39:03 ös
Leon bana saygı göstermek zorunluluğunuz bulunmamaktadır ancak sahip olduğum fikirlerin benim kişiliğimden önce hatta yaşamım pahasına benim için çok değerlidir
saçmalama kısmına gelince sizi şiddetle uyarıyorum bu yazılarım sizin gibi düşünen insanları hiç mi hiç ilgilendrimemektedir bu nedenle de kendi fikirlerinizi kendinize saklayın
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 02:43:49 ös
Sayın hiario, farklı düşüncenizde olmanıza rağmen size şunları söylemek istiyorum;
Benim savunduğum gerçekler kısa bir süre sonra kendiliğinden kanıtlanacaktır_
Bu amaçladır ki savunduğum gerçekleri yazmamın en önemli nedeni de budur zaten, Davinci şifresiyle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını düşünenle benim yazılarımdan hiçbir şey anlamamış olan kişilerdir_
DOĞA KENDİ KENDİNİ YOK ETMEYE BAŞLADI_
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: LEON COMANDANTE - Haziran 14, 2007, 02:50:39 ös
Sn. Sevil Hanım sizi rahatsız ettiysem ve kalbinizi kırdıysam affola bundan sonra bilgece mesajlarınıza benim saçma mesajlarım girmeyecek. Siz misyonerliğinize devam edebilirsiniz.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: LuckyEye - Haziran 14, 2007, 02:54:20 ös
Misyonerlik mi Sevil Hanım ın yazdıklarını çoktan beridir okuyorum katılmasam da alıngan yapısında dolayı cevap yazmıyordum ama belirtmek isterim Sevil Hanım ın fikirleri Hristiyanlıklada birleşmiyor o kenine ayrı bir inanç benimsedi galiba ben bunu çıkardım.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Supeluta - Haziran 14, 2007, 02:55:36 ös
Sn.Sevil,ne iddia ettiğinizi göremedm onun için dedikleriniz kanıtlandığı zamanda haberim olmayacaktır büyük ihtimalle...

diğer yazdıklarınızı okumadm,ilgimi çekmiyor,bana bir alay komplo teorisi gibi geliyor..ve gün geçtikçe benm gözümde de misyonermişsiniz gibi bir tip uyandırıyorsunuz.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 02:55:44 ös
Bakın arkadaşlar, bende mevcut olan bir özellik vardır, benim kalbim bana karşı söylenmiş olan ne olursa olsun kırılmaz, ama koruduğum ve korumak zorunda olduğum birtakım şeyler vardır, tabiki bunun sizin tarafınızdan bilinmesi imkansızdır, henüz bu olayın öneminin anlaşılmadığı kanısındayım, amacım kimseyi benim görüşlerime inandırma gibi bir durumum asla yok,
Sayın Leon, sizden çok özür diliyorum, olayın önemi derken burada küçük bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum, Tanrı'nın Sözü Kılıç'tı ve Kılıç'tan keskindir, hepimiz bu yazıları okurken ve yorum yaparken belki de işin çok önemli olan diğer tarafını düşünemeden öylesine okuyoruzdur, ama yaptığımız bütün yorumlar bize korkunç bir şekilde felaketle sonuçlanacaktır_
Burada amacım hiçkimseyi korkutmak değil, bakın görüşlerimin karşısında da olabilirsiniz hatta bilgilerim hakkında olumsuz görüşlerinizi daha düzeyli bir şekilde de belirtebilirsiniz,
gene aynı ya da benzer tavır olursa benim de tavrım değişik olabilir,
Sizin belki de gülüp geçtiğiniz bu yazılar tam 5_6 yıldır hayatımı vererek gecemi gündüzüme katarak vargücümle çalışıtğım sonuçlardı ama bunları yaşarken ne büyük felaketlerden geçtiğimi anlamanız imkansız, tam bir kabus dolu karanlık tünelden geçtiğim ve yaşamımın karanlık yönüyle durmadan korkunç bir şekilde mücadele ettiğim gerçeklerdir_
Tanrı'nın Söz'ü Kılıç'tır ve yanlış bir adımda adamı paramparça eder_
Umarım Sayın Leon bu açıklamalrımdan sonra beni anlayışla karşılar_
SAYGILARIMLA      
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: LEON COMANDANTE - Haziran 14, 2007, 02:59:55 ös
Misyonerlik mi Sevil Hanım ın yazdıklarını çoktan beridir okuyorum katılmasam da alıngan yapısında dolayı cevap yazmıyordum ama belirtmek isterim Sevil Hanım ın fikirleri Hristiyanlıklada birleşmiyor o kenine ayrı bir inanç benimsedi galiba ben bunu çıkardım.
Sende herşeyi çıkarıyorsun/buluyorsun ama cevap yok.  :D
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: LuckyEye - Haziran 14, 2007, 03:00:52 ös
Adam yerine koyan yok ki :) AKP liyimya kesin ondandır  ;)
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: V.I.T.R.I.O.L. - Haziran 14, 2007, 03:01:58 ös
Her turlu elestirinin ve fikri mucadelenin saygi cercevesi icerisinde olmasi gerektigini birkez hatirlatmak istiyorum.

Saygilarimla,
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Supeluta - Haziran 14, 2007, 03:03:50 ös
"elektrikçinin işini elektrikçiye bırak."

bizim dükkan komşusu elektrikçiydide,duvarda bu yazı asılıydı..nerden de aklıma geldiyse yine..
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: LEON COMANDANTE - Haziran 14, 2007, 03:05:55 ös
Adam yerine koyan yok ki :) AKP liyimya kesin ondandır  ;)
Estağfurullah. :) Ben senle şaka yönlü konuşuyorum sanki bilmiyorsun? :) Akp'lide değilsin ya neyse. :)
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 03:07:16 ös
Saygıdeğer LuckyEye, öncelikle saygın görüşleriniz için çok teşekkür ederim, hiçkimseyi özellikle bu konularda konu paylaşımına davet etmiyorum, isteyen de bu konuyla bağlantılı kendi görüşlerini de ifade ederler_
Neyseki bir önceki yazılarımı okuyanlar misyonerlik gibi bir işle uğraşmadığımı gayet açık bir şekilde anlarlar_
Amacım Hıristiyanlığı yaymak değil ki eğer böyle birşey olsaydı daha başka bir şekilde hareket ederdim_
Bir diğer konuya gelince ismini yazmadığım sözüm ona Kutsal Mekanlar derken de neyi vurguladığımı okuyan anlasın biçiminde bir yol izledim_
Tanrı'ya ulaşmak için herhangi bir dinin mensubu olmaz diye de açıklama yapmıştım, ne kadar kolay bir şekilde yargısız infaz yapıyorsunuz böyle;
Bakın benim bu Site'yi seçmemin en önemli nedeni Erdemliliğe, Ciddiyetliliğe, Saygı ve Sevgi Ölçsünde Bilgililiğe önem verdiği için buradayım_
Hakkımda her türlü görüşe sahip olabilirsiniz ama şunu asla aklınızdan çıkarmayın benim sesimi duyan bir Kişi dahi olsa canım pahasına da olsa ona, Tanrı'nın Emr'iyle bu yazılarımı yazmaya devam ederim_
Benim sesimi duyanlar olmuştur ve oldukları için bu kadar çok hassas bir şekilde hareket ediyorum_
SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 03:10:16 ös
Sayın hiario, size gelince demekki söylediğinize göre benim söylediklerimi kanıtlayacak şey ortaya çıktığı an ne yazıkki sizi hayatta mı göremiyeceğiz yani bunu anladım_
SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: LuckyEye - Haziran 14, 2007, 03:10:25 ös
Alıntı
Saygıdeğer LuckyEye, öncelikle saygın görüşleriniz için çok teşekkür ederim, hiçkimseyi özellikle bu konularda konu paylaşımına davet etmiyorum, isteyen de bu konuyla bağlantılı kendi görüşlerini de ifade ederler_
Neyseki bir önceki yazılarımı okuyanlar misyonerlik gibi bir işle uğraşmadığımı gayet açık bir şekilde anlarlar_
Amacım Hıristiyanlığı yaymak değil ki eğer böyle birşey olsaydı daha başka bir şekilde hareket ederdim_
Bir diğer konuya gelince ismini yazmadığım sözüm ona Kutsal Mekanlar derken de neyi vurguladığımı okuyan anlasın biçiminde bir yol izledim_
Tanrı'ya ulaşmak için herhangi bir dinin mensubu olmaz diye de açıklama yapmıştım, ne kadar kolay bir şekilde yargısız infaz yapıyorsunuz böyle;
Bakın benim bu Site'yi seçmemin en önemli nedeni Erdemliliğe, Ciddiyetliliğe, Saygı ve Sevgi Ölçsünde Bilgililiğe önem verdiği için buradayım_
Hakkımda her türlü görüşe sahip olabilirsiniz ama şunu asla aklınızdan çıkarmayın benim sesimi duyan bir Kişi dahi olsa canım pahasına da olsa ona, Tanrı'nın Emr'iyle bu yazılarımı yazmaya devam ederim_
Benim sesimi duyanlar olmuştur ve oldukları için bu kadar çok hassas bir şekilde hareket ediyorum_
SAYGILARIMLA

Gördünümzü ben dedim Hristiyan değil diye benim paylaşacak bilgim yok bu konuda merak etmeyin kimseyide yargılamadım infazda etmedim teşekkürler  :)

İttihatçı sonunda anladın AKP li olmadığımı keskin zekanın bu sorunu çözeceğine emindim :)
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Supeluta - Haziran 14, 2007, 03:13:34 ös
Sayın hiario, size gelince demekki söylediğinize göre benim söylediklerimi kanıtlayacak şey ortaya çıktığı an ne yazıkki sizi hayatta mı göremiyeceğiz yani bunu anladım_
SAYGILARIMLA

vallahi sevil hanımcım,hayatta olurmuym olmazmıym onu Hüda bilir de,benm demek istediğim,pek sükse yapmayacağı için iddia ettiğinz şey neyse,haberim olmaz heralde diyorm..
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Haziran 14, 2007, 03:17:38 ös
eski ahit'ten

Hoşea 13:4 : “Ama seni Mısır'dan çıkaran Tanrın RAB benim, Benden başka tanrı tanımayacaksın, Çünkü başka kurtarıcı yoktur"

yeni ahit'ten

Matta15: 24 " İsa oradan ayrılıp Sur ve Sayda bölgesine geçti.
O yöreden Kenanlı bir kadın İsa'ya gelip, "Ya Rab, ey Davut Oğlu, halime acı! Kızım cine tutuldu, çok kötü durumda" diye feryat etti.
İsa kadına hiçbir karşılık vermedi. Öğrencileri yaklaşıp, "Sal şunu, gitsin!" diye rica ettiler. "Arkamızdan bağırıp duruyor."
İsa, "Ben yalnız İsrail halkının kaybolmuş koyunlarına gönderildim" diye yanıtladı."

Kur'an
Maide; 75 "Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir: [Diğer] bütün peygamberler o'ndan önce gelip geçti; o'nun annesi, hakikatten asla sapmamış olan biriydi; ve onların ikisi de [diğer ölümlüler gibi] yiyecekle beslenirdi."

...

saygılarımla...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 03:20:12 ös
Bu yazılarımı okuyan arkadaşlara bir durumu daha göstermek istiyorum, bugünlük konumu bırakıyorum, sohbet tarzında sizlerle konuşmak istiyorum;
Sevgili arkadaşlar, düşündüm de yıllardan beri süregelen geleneği takip ediyoruz, bir kimseyi oturup iyice düşünmeden önyargılı olarak hareket ediyoruz, bırakalım artık bu çekişmeyi, ne alıp veremediğimiz var ki bu dünyada_
Yeri geldi dostumuzu kaybettik, yeri geldi sırtımızdan vurulduk, yeri geldi sevdiğimiz insanları kaybettik, yaşanan acılar hepimizindir, nihayetinde hepimiz insanız_
Komşumuzun ya da sevmediğimiz kişinin başına kötü bir felaket geldiğinde yeri geldi bu duruma sevindik ama şunu unuttuk ya da bilincine bir türlü varmadığımız bir gerçeği hala kabullenemedik;
Bugün sana'ysa yarın bana'dır, çark gibi sürekli döner durur, nihayetinde bu dünyaya gelmemiz bizin ne büyük bir korkunç olaya imza atacaktır hiçbirimiz bilemiyoruz, acaba hangimiz sonsuza dek yaşama hakkına sahip olacağız bunu düşünmüyoruz, sadece doğumumuzla başlayan ölümüze kadar olan sürede zamanımızı boşu boşuna geçirmekle meşgulüz_
Akıllıca hareket etmek çok öenmlidir, yaşam bize verilen bir hediyedir ama bunu değerlendiremediğimiz taktirde yaşamımız kabusa dönecektir_
Ölümden Sonra Yaşam'ın varlığını hiçkimse yadsıyamaz arkadaşlar_
SAYGILARIMLA  
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 03:27:54 ös
Teşekkür ederim Sayın LuckyEye, size birçok kanıt öne sürebilirim;
1_ Dünyanın sonu geldi ve Kıyamet Gerçekleşecek_
2_ Rab İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu en öenmli bir şekilde kanıtlyacak olay gerçekleşecektir o da;
Efendimiz ve Yüce Kral'ımız İsa Mesih'in Yargılayıcı olarak Yeryüzüne Tekrar Döneceği ve bu zaman da oldukça yaklaşmıştır_
3_ Doğa'nın Kendi Kendi'ni Yok Etmeye başlamasıyla beraber yeryüzünde korkunç bir şekilde Doğa Felaketleri yaşanacaktır_
Hazır aklıma gelmişken ya ben bu söylemlerimle sizi ikna etmeye çalışıyor gibi bir tavır sergiliyormuşum galiba, farkında olmadan sürekli yazdığımın farkındayım çünkü;
Bir saniye zaten dünyanın sonunun geldiğini bilmiyor muyuz?Biliyoruz peki bunun aksini iddia eden bir kişi var mı? Hadi bakalım_ 
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Supeluta - Haziran 14, 2007, 03:35:07 ös
elbette bu dünyanın da bir sonu vardır..yaratılmış diğer şeyler gibi..ancak benim aksini iddia ettğim şey şudur: Rab İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu hiç bir şey hiç bir zaman kanıtlayamayacaktır..çünkü olmayan birşey kanıtlanamaz..tekrar etmekte faide var,ne İsa Rabdir,ne de Tanrı onun babasıdır.

evet Hz.İsa benim inancıma görede yeryüzüne gelecektir.Çünkü o ölmemiştir,çarmıha gerilmemiştir,Allah tarafından semaya çekilmiştir.ve Hz.İsa geldiğinde onu Allah'ın oğlu diye itham edenleri,fena halde cezalandıracaktır..ne yazık...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 03:40:31 ös
Bu arada Sayın V.I.T.R.I.O.L,  uyarınız için çok teşekkür ederim çünkü olumsuz ve karşıt görüşler dahi büyük bir Saygı çerçevesinde hareket edilmelidir diye düşünüyorum; zaten çevremizde pek de birbirine karşı saygılı olan insanlar pek kalmadığı için en azından bu Değerli Sitedeki Saygınlığı korumaya çalışsak bence hiç de fena olmaz_
Bakın arkadaşlar, benim başında beri iddia ettiğim şey şudur; ben, hiçkimseyi karşıma alacak tavrı asla almam, dün bozuştuğumuz kişiyle bugün iyi dost olabiliriz, benim üzerinde durduğum nokta belki de çoğunuzun hala farkında olmadığı birtakım gerçekler var bilemiyorum, nasıl bu şekilde rahat davrandığınızı gerçekten anlamıyorum, yanlış anlamayın kendimle kıyasladığım zaman benim yaşamım açısından attığım en küçük bir adımın dahi hesbını korkunç bir şekilde verirken, yani Yüce Tanrı Katında; beni aşan büyük bir sorumluluk taşıyorum ve bunları açığa çıkarmak zorundayım, ama lütfen benim dikkatim bu şekilde dağılıyor ve yapacağım en küçük yanlışlıkta kardeşinizin mahvolmasını istemezsiniz herhalde_
Tabi beni kardeş olarak kabul ediyorsanız, neyse sonuç itibariyle aldığım yetki şu;
KIYAMETİN HABERCİSİYİM...
SAYGILARIMLA    
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: V.I.T.R.I.O.L. - Haziran 14, 2007, 03:51:34 ös
Sn Sevil,

Basta Sn. MASON olmak uzere tum site yoneticilerinin ortak hedeflerinden bazilari bizler oldugu kadar siz uyelerimiz icin de oneme haiz bu ozel ortamin gereksiz soylemler yuzunden gerilmemesi, seviye ve kalitenin korunmasi hatta daha da yukseltilmesidir. Bunu siz degerli uyelerimize zaman zaman hatirlama geregi duyuyor ve anlayisiniza tesekkur ediyoruz.

Saygilarimla,
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 03:53:15 ös
Öylemi düşünüyorsunuz Sayın hiario, bakın kusura bakmayın ama dediğim gibi beni çok zor durumda bırakıyorsunuz?
Bu nedenle siz dahil diğer arkadaşlara şunu belirtmek istiyorum; aldığım bu çok büyük Sorumluluktan dolayıdır ki bazı görüşlerinize ve bir kısım sorularınıza yanıt veremezsem lütfen beni mazur görün_
Ayrıca sizlerle de başka bir bölüm altında başka konular hakkında birçok fikir paylaşımında bulunmayı çok isterdim, hatta sohbet edip sizleri de yakından tanımak isterdim ancak durum görüldüğü kadar basit değil ve çok vahim_
Arkadaşlar bu Siteye bir başka kişi olarak gelip birçok görüşlerimi sunmak adına belki de bir dostluk oluşturabilirdik yani gönül isterdi ki sizinle gülüp konuşmak kadar zamanımız olsaydı ya da herşey mükemmel olsaydı ama maalesef yaşam bir tehlikedir ve tehlikenin bu boyutunu bazı sevgili arkadaşlarım bilemeseler de ben gene de bunun hissedilmesini sağlamak için elimden geleni yaparım_
Bu arada Davinci Şifresiyle bağlantısı olmayabilir gibi gözüküyor oysa oradaki ipuçlarından yola çıkarak konumu uzatıyorum.
Sonuç olarak eğer bir kabahatim olduysa hepinizden çok çok özür diliyorum_
SEVGİ ve SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 14, 2007, 04:11:59 ös
Doğa kendi kendini yok etmeye başladı ve bu dakikadan sonra bizim için geri sayım başlamıştır_
İnsanoğlu mutasyona uğrayacak ve herşey biranda olup bittiye dönüşecektir_
Dünyadaki hayali görüntü ortadan kalkar kalkmaz Gökyüzü yarıldığında karşımızda Tanrı'yı göreceğiz ve şimdiye kadar bizi pür dikkatle izleyen Yüce Tanrı'mızı gördüğümüz an hepimiz şoka gireceğizdir_
Çünkü şimdiye kadar herşeyi boşvererek yaşadık ve Tanrı'nın Varlığı'nı bir an bile düşünmeden günümüzü gün ettik ve sonuçta da elimizde hiçbirşey kalmadığı gibi O'na olan Sadakatliliğimizin derecesini bilmiyor mu diye düşünüyoruz acaba_
Aslında Tanrı, doğa ve insan dengesini muntazam birşekilde o kadar mükemmel oluşturmuştur ki herkes yaptığının karşılığını er ya da geç alacaktır, yani en azından daha bu dünyadayken_
Dikkatinizi birşey çekti mi bilmiyorum ama hareketlerimizi Doğa belirlemektedir ve her yönden büyük bir tehlikenin içersindeyiz_
Yeryüzünde taş üstünde taş kalmayacak ve canlı cansız bütün varlıklar biranda yok olacaktır_
Ben sadece şundan haberdar olmanızı istiyorum;
Kyametin çok yakın bir tarihte gerçekleşeceğini söylemek istiyorum_
SAYGILAR
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 17, 2007, 02:19:15 ös
Son sözlerimi söyleyerek konumu kapatacam,
Ben, bu Saygıdeğer Sitede yazılarımı yazma imkanına sahip oldum, okuyanlar çok farklı görüşlere sahip olarak kendi bakış açılarına göre yorumlayabilirler, hiçbirine, hiçkimseye kendi bakış açımı öğretmem, gösteremem ve kendi düşüncelerimin doğruluk payını yükselterek hiçbirşeye inandırma gibi bir tavır asla sergilemem_
Benim sesim, sesimi duyup anlayanlar içindir, çoğulculuğa değil_
Benim amacım herşeyi olduğu gibi sesimi duyanlara aktarmaktır, beni eleştirenlere değil_
Benim çabam Tanrı'mın Planını uygulamak ve sesimi duyup bana doğru koşanlara Yüce Görkemin, Göklerin Egemenliğinin Geldiğini Müjdelemektir, beni bu şekilde misyoner diye tanımlayanlara değil_
Saygıyla, Sevgiyle Ahlaki Sınırlar çerçevesinde kendi düşüncelerimi yazdım ve sesimi duyan kişilerle paylaştım, bundan sonrası İLAHİ TAKDİR'e kalmış birşeydir_
Görev ve Sorumluluğumu çok zor bir şekilde de olsa Yerine Getirdim_
Bana izin verildiği sürece Siz Değerli Kardeşlerimle bu Saygıdeğer Sitede beraber ortak fikir paylaşımlarına gireceğiz ancak bu konuda söz veremediğim gibi zamanın neyi göstereceğini bilmediğimiz için bu Sitede de yeralamasam da yüreğim daima sesimi duyanlar için çarpacaktır_
Benim için yaşamımda en önemli şey Sevgi'dir, ve sesimi duyması gereken Kişi'lere ulaştırabildiysem işte o zaman benim en büyük mutluluğum olacaktır_
Ayrıca değinmek istediğim bir nokta daha var, belki aramızdan bazıları neden bu Site'yi ve Saygıdeğer Mason başta olmak üzere diğer Saygıdeğer Site Yöneticilerine olan Saygımı biraz fazla abartılı görüp olayı yanlış algıyabilirler ki öyle de olmuştur;
Bu kişiye şunu söylemek istiyorum:
Benim yüreğimden gelen bu duyguların bu şekilde ortaya çıkmışsa bence kendimden kaynaklanan bir durum değil onu Masonlar'a sorun diyorum_
SEVGİ ve SAYGILARIMLA.....
HOŞÇAKALIN     
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Haziran 18, 2007, 06:19:19 ös
Sevgili Sevil. Neden bu kadar sinirlendiniz bilemiyorum fakat, yazilarinizi severek takip ediyoruz. Her ne kadar bazi konularda size katilmasam bile gene de bu ortamda karsit fikirlerin de zevkle dinlenebilecegine en guzel orneklerden birisiniz. Sahsim adina katkilarinizdan dolayi tesekkur ederim.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 18, 2007, 06:35:30 ös
Sevgili Asi, asıl ben teşekkür ederim, karşıt fikirlerde olanların bence en güzel örneğini sergiliyorsunuz şuan_
SEVGİ ve SAYGILARIMLA
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: SublimePrince - Haziran 18, 2007, 06:38:26 ös
Sn. Asi'ye katiliyorum. Sn. Sevil, varliginiz foruma ayri bir renk katiyor,. Ilginc felsefi dusunceniz ve dunyaya bakis acinizdaki farkliliklar insanlarin ne kadar farkli yaratildiklarinin, dusunce yapilarinin nasil degisim gosterdiginin en guzel ornegi.

Foruma katkilarinizdan dolayi tesekkurler.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Haziran 18, 2007, 06:42:37 ös
Sevgili Asi, asıl ben teşekkür ederim, karşıt fikirlerde olanların bence en güzel örneğini sergiliyorsunuz şuan_
SEVGİ ve SAYGILARIMLA
Tesekkurler Sn. Sevil.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Haziran 18, 2007, 06:55:04 ös
Teşekkürler Saygıdeğer SuplimePrince, düşünceniz karşısında çok memnun oldum, böyle düşünen arkadaşlarım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum_
Bu arada rica ederim Sayın Asi_
Sevgi ve Saygılarımı sunuyorum_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Asi - Haziran 18, 2007, 06:56:29 ös
Bir sevgi selidir ki caglamis cosuyor :) Allah hayra alamet etsin ;D
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Haziran 22, 2007, 05:02:02 öö
Kıyamet (?) Bana kalırsa bu döngü bir kaç kez yaşandı (dinazorlar) Dünya ''buzul arası dönem'' yaşıyor abartılcak bir şey yok ben olya dini açıdan değil bilimsel olarak baktım. Devamında Dünyamız yine bir çağ atlıyordur... İsa için söylenen herşey havadadır okuduklarımdan bildiğim kadarı ile nerde yaşadığının kim ve nasıl biri olduğunun tarihsel bir kaydı yoktur. Ne bir İncil yazmıştır ne İsrail'e geldiği (tarih ve belge açısından) kesindir. Dinler kabul etmek üzerinedir. İsa yada benzeri bir ''insanoğlu'' Dünya üzerine defalarca gelmiştir. Söylemleri dikkate alınırsa bildiğim kadarıyla bizlere yalnızca ''Sevgi'' ile yaşamayı anlatmıştır. Mesih inancı yada Kıyamet beklentisi yeni olmayıp Mesih inancı Yahudilik ile ilşkilidir, Kıyamet beklentileri ise en az 5000 yıllıktır. Her dönemde Mesih ve Kıyamet beklenmiş özellikle bilindiği üzere bu beklenti Orta Çağ ve Aydınlanma dönemlerinde ayyuka çıkmış ancak beklenen son henüz halen yaşanmamıştır.
Her insanın ölümü kendi kıyametidir. Bana biri öleceğimi söylese buna itiraz etmem ancak şaşırmamda, şimdi Sayın Sevil diyorki ben ''kıyamet habercisiyim'' peki öyle olsun ancak bana bunu birinin bildirmesine ihtiyacım yok öleceğimi zaten biliyorum eğer amaç insanca yaşamak ise ölümü beklemeden zaten insanca yaşanır...Zaten ölüm varsa bunun habercisine gerek yoktur. İnsan bir tek şey için yaşar o da kendisidir. Herkes ölümü ve kıyametini tadacak ise bunu yaşarken düşünmeli ve kendine iyi bir yaşam vermelidir.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Haziran 22, 2007, 12:59:38 ös
1- En eski akidelerden biri, Hinduların inancıdır. Hindularca semavî kitap olarak kabul edilen Vedalar’da şöyle yazılmıştır:

“Dünyanın tahrip olmasından sonra, ahir zamanda bütün mahlukların önderi olacak Mansur ismini taşıyan bir padişah ortaya çıkacak. O, bütün cihanı fethedip, kendi dinine sokacaktır. O, mümin ve kâfir herkesi tanıyacak ve onun Allah’tan istediği her şey olacaktır"

- Yine Hindularca ilâhî peygamber kabul edilen Şakmoni’nin kitabında şöyle yazıyor: “Dünyanın padişahlığı ve devleti, iki cihanın efendisi büyük Kaşin’in oğlu ile son bulacaktır. O dünyanın doğu ve batısında bulunan bütün dağlara hüküm sürecek kimsedir. O bulutlara binecek, melekler onun emrinde olacak, cinler ve insanlar ona hizmet edecektir. O ekvatorun altında olan Sudan’dan kuzey kutbun altında olan Sibirya’ya ve okyanusların ötesine egemen olacaktır. Allah’ın dini, bir din olacak; Allah’ın dini ihya edilecek ve onun ismi ‘Ayakta Olan’ (Kaim) olacaktır.”

- Yine Hinduların mukaddes kitaplarından Opanşad’da şöyle geçer: “Vişno’nun onuncu mazharı Kalki, son zamanda veya demir asrında beyaz bir ata binmiş olarak elinde kuyruklu yıldız gibi parlak ve yalın bir kılıç olduğu hâlde zahir olacak ve kötüleri tamamıyla yok edecek, yaratılışı yeni baştan yenileyecek ve iyiliği tekrar getirecektir.”

4- Yine Hinduların mukaddes kitaplarından Bask kitabında şöyle yazmıştır: “Dünya hayatı ahir zamanda hâkim olacak adil bir padışahla sona erecektir. O meleklerin ve insanların önderidir. Doğruluk ve hak onunla olacaktır. O denizlerde, yerlerde ve dağlarda gizli olan her şeyi elde edecek, göklerde ve yerde olan her şeyden haber verecektir. Ve ondan büyük bir kimse dünyaya gelmeyecektir

Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 22, 2007, 01:39:21 ös
Sayın SkullG,

Hemen hemen tüm kutsal kitaplarda bu tarz ifadeler farklı sembolik anlatım biçimleri ile kullanılmış.Verilmeye çalışılan mesaj aynı.Devlet kavramı bitecek, bir çeşit dünya vatandaşlığı ortaya çıkacak.Din kurumları devirlerini doldurmuş oldukları için tamamen ortadan kalkacak.Sözü edilen zaman dilimindeki insanların algı düzeyleri şu ana kıyasla ileride olduğu için bu tip kurumların egemenliği altına girmek durumunda olmayacaklar.Çok büyük bir çoğunluk neyin ne olduğunu,nereden geldiğini,nereye gideceğini bilecek.Din,dil,ırk ayrımı tamamen ortadan kalkacak.Para ortadan kalkacak çok farklı bir ekonomik yapıya geçilecek.Tabii tüm bunlar olana kadar dünya nüfusu çok ama çok azalmış olacak.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: shemuel - Haziran 22, 2007, 11:54:43 ös
Konumuz şifremi?
Şİfre genelde kutsal kitaplardan çıkarılıyor yada bunlardan etkilenenler tarafından belirli yazılar yazıp şifreliyorlar.
bende bazı yazılarımı şifreliyorum.anlamak için yöntemlerimi bilmek gerekiyor.aksi takdirde anlaşılmıyor.özellikle ilk şifre olayı genelde tevrat ile ortaya çıkıyor.İbranicede harflerin kendine has isimleri harflerin bir araya gelmesiylede anlamları değişiyor.ayrıca her harfin sayısal karşılığı vardır.
çaprazdan hafleri bir araya getirirseniz rahatlıkla bir tarih oluştura bilirsiniz.Davinci Tevratı mutlak okumuştur.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: shemuel - Haziran 22, 2007, 11:58:29 ös
Kıyamet (?) Bana kalırsa bu döngü bir kaç kez yaşandı (dinazorlar) Dünya ''buzul arası dönem'' yaşıyor abartılcak bir şey yok ben olya dini açıdan değil bilimsel olarak baktım. Devamında Dünyamız yine bir çağ atlıyordur... İsa için söylenen herşey havadadır okuduklarımdan bildiğim kadarı ile nerde yaşadığının kim ve nasıl biri olduğunun tarihsel bir kaydı yoktur. Ne bir İncil yazmıştır ne İsrail'e geldiği (tarih ve belge açısından) kesindir. Dinler kabul etmek üzerinedir. İsa yada benzeri bir ''insanoğlu'' Dünya üzerine defalarca gelmiştir. Söylemleri dikkate alınırsa bildiğim kadarıyla bizlere yalnızca ''Sevgi'' ile yaşamayı anlatmıştır. Mesih inancı yada Kıyamet beklentisi yeni olmayıp Mesih inancı Yahudilik ile ilşkilidir, Kıyamet beklentileri ise en az 5000 yıllıktır.
her dinde bir kurtarıcı mutlak vardır.
Mesihte yahudilerin beklediği kurtarıcıdır.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 03, 2007, 08:45:56 öö
Şimdi biraz geç olduğunun farkındayım Sevgili Arkadaşlar, fırsat bulduğum ilk anda yazma gereksinimini duydum_
Öncelikle yazılarımda da sürekli olarak vurguladığım tek bir şey vardı; çoğunuzun dikkatini çekmiştir belki de....
Bakın yazılarımı hiçkimsenin düşüncelerini etkilemek ya da fikirlerimi başkalarına hiçbir biçimde empoze etme gibi artniyetimin olmadığı hususunda belirtmek suretiyle yazdım_
Yorumlarınızı yaptınız ve ben de sizleri yorumlarınızla başbaşa bıraktım, bu konuyla alakalı olarak söyleyebileceğim diğer şey ise; ne bu konularda ne de farklı konularda hiçkimseyle asla tartışma yoluna gitmeyeceğimin bilinmesini rica ediyorum_
Bir diğer önemli nokta ise; yazılarımı yazma gereksinimini fazlasıyla duyduğum için yazdım, sanırım bu açıklamam benim hiçbir şekilde farklı bir anlayış sergilemediğimin gayet çok açık bir göstergesi olabileceğini tahmin ediyorum_
Son Açıklama:
Benim beyin kapasitem gereği çözmek zorunda olduğum birtakım bilinmeyenleri açığa çıkarmamdan dolayı beynen aşırı yük altında kalmak gibi büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığım için dejarş olma yoluyla beynimde biriktirdiğim bilgilerimi, yazılarımı buraya yazma zorunluluğumdan dolayı açığa çıkardım_
Kellemi uçursalar gene yazarım, çünkü her halukarda beynimdekileri boşaltamadığım taktirde benim için ölümcül bir tehlike taşıyan bu durum karşısında söyler misiniz lütfen başka ne gibi bir çıkar yolum olabilirdi_
Sevgili Arkadaşlar, deminden beri bahsettiğim mevzu; bu görüşlerin bana ait olmayıp sadece bana verilen bir özellik nedeniyle açığa çıkardığım fikirlerdir, bu sebepten dolayıdır ki tartışma yoluna gitmeyeceğimi önemle belirtmek durumunda kalıyorum.
Bana göre bu ''KONU KAPANMIŞTIR''_
Sizler, gereken yorumlarınızı yapmaya devam edin.....
SAYGILARIMLA.....     
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Itzhak - Temmuz 08, 2007, 12:58:31 öö
Sn. Asi'ye katiliyorum. Sn. Sevil, varliginiz foruma ayri bir renk katiyor,. Ilginc felsefi dusunceniz ve dunyaya bakis acinizdaki farkliliklar insanlarin ne kadar farkli yaratildiklarinin, dusunce yapilarinin nasil degisim gosterdiginin en guzel ornegi.

Foruma katkilarinizdan dolayi tesekkurler.
Sn.Sublime Prince'ye katılıorum ve bu yazının altına ımzamı atıyorum...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Temmuz 08, 2007, 06:58:36 öö
Bişey katmıyor eğer sayın Sevil beni tanısaydı belki bunları yazmazdı belki de  kimse  yazmazdı...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Fraternis - Temmuz 08, 2007, 07:01:01 öö
Siz beni az çok biliyorsunuz Sayın itzhak bi de sen düşün olacakları :)
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 09, 2007, 08:48:05 öö
Pardon Sayın Fraternis, sizi ne bakımdan tanıyıp tanımamam gerekliydi ki bu yazılarımı yazmamın bu tanıma olayıyla olan bağlantısı olsun???
Bu yazılarımı yazmamla sizi tanımam ya da tanımamam arasında herhangi bir neden_sonuç olayını göremedim de bu yüzden özellikle bunu sormak istedim_ 
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 09, 2007, 08:57:51 öö
Bir de olacaklardan bahsedilmiş, benimle alakalı mı söylenmiş bilmiyorum ama bunu da Sayın Fraternis'in ağzından duymak isterim_
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Itzhak - Temmuz 10, 2007, 02:30:50 öö
Siz beni az çok biliyorsunuz Sayın itzhak bi de sen düşün olacakları :)

Evet ben senı, sende benı yeterınce tanıyorsun ama olacakları tahmın edemıyorum..Olaya acıklık kazandırman gereklı 1 şifre yada ne bıleyım ıpucu falan ver..
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 10, 2007, 09:09:52 öö
Bence de bu konuya bir açıklık getirilmesini Sayın Fraternis'ten özellikle bekliyoruz, olaya beni de dahil ettiğine göre başka hiçbir şansı yok!!!
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: SublimePrince - Temmuz 11, 2007, 06:15:43 ös
Bu baslik nedense acildigi ilk gunden eri ikili tartismalara sahne oldu. Ilginctir.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Universal - Temmuz 11, 2007, 06:58:18 ös
Hayır, Hayır Sayın SublimePrince Hayır!

Asla böyle bir şey olmadı bunu söylediğiniz için sizi şiddetle kınıyorum :)

(Böylece yeni bir ikili tartışma başlar...)

Sevgiler...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: SublimePrince - Temmuz 11, 2007, 07:00:27 ös
Hahaha :) Cok dogru...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 12, 2007, 08:26:49 öö
Ya ben mi yanlış gördüm yoksa bana mı öyle geldi dün bu yazıları göremedim bir başka yazı yazdım ve konunun kapandığını sandım ancak görüyorum ki hala açık ve Sayın Fraternis böyle durumda cevap hakkınız çoktandır doğmuş durumda ve benim şansımdan nerelere kayboldu bilmiyorum,
Bence hızlı bir çıkış yaparak ortaya çıkması beklenmektedir_
Not: Sayın Fraternis hemen ortaya çıkıp bana kendinizi savunacak bir açıklama yaparsanız her ikimiz için çok sağlıklı olacaktır aksi taktirde büyük bir tartışmaya dönüşecektir haberiniz olsun_
Ya da bana göre tabi suçunuzu kabul ettiniz ve kendinizi haklı çıkartacak bir nedeniniz yok ve benim karşımda ''Susma Hakkı''nızı kullanıyorsunuz öyle değil mi?
En azından ben böyle anladım ve susmaya devam ederseniz benim söylediğim geçerli kılınacaktır_
Bilgilerinize sunulur..... 
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: SublimePrince - Temmuz 12, 2007, 04:55:09 ös
Sevgili SEVIL, kisisel tartismalarinizi ozel mesaj yoluyla yaparsaniz ortam gerilmeyecek, ve belki de olasi bir yanlis anlama ve genel ortamda birbirini suclama olaylari sona erecektir.

Sevgiler, saygilar.

Dip Not:
Bir kisinin susmasi, diger tarafin hakliligini gostermez ;) Belki de sadece internete giremiyordur, belki de cok basit bir aciklamasi vardir. Bu kadar ustune dusmeniz sizi rahatsiz edecektir. Gelin baska konularda sohbetler acin :) Eminim ki baska konular cikacaktir.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 13, 2007, 09:10:59 öö
Ya tamam tamam şimdi anladım birini 666 konulu yazıya yazmışım diğerini de buraya yazmışım hay Allah, çok afedersiniz bugünlerde kafamda başka şeyler dönüyor da ben ikisini birbirine karıştırmışım neyse Sayın SublimePrince, tavsiyeniz çok güzel tutmaya çalışacam ama gelgelelim neden bu işi Kişiselliğe döktünüz onu halen anlamış değilim ayrıca bunu özel mesaj yoluyla da halletmenin hiçbir anlamı yok bana göre ve şunu da asla unutmayın Sayın SublimPrince, herşeyi açık ve forum üzerinde halletme taraftarıyım ve ortada Kişisel bir sorunun olmadığını da düşünüyorum sadece Sayın Fraternis'in yaptığı açıklamalar beni biraz kızdırdı ve bunun cevabını almak da benim en doğal hakkım ki  olaya beni dahil eden kendisi ve eğer bu sorunu büyütüyorsam demekki çok fazla sinirlenmişim,
Ve çok tuhaftır ki iki konuyu birbirine karıştırdığım için olayı kapanmış sanıyordum_
Ben gene de ''Susma Hakkı''nı bana verebilecek cevabı olmadığı için kullandığını düşünüyorum eğer aksi bir durum olursa ki olacaktır belki de o zaman Sayın Fraternis ortaya çıksın da kendisini haklı çıkartacak bir sebep bulsun bakalım o zaman herşey daha rahat açıklığa kavuşur bilmem anlatabiliyor muyum????
SAYGILARIMLA!....   
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 13, 2007, 09:21:44 öö
Mademki yanlış bir anlama var o zaman ortaya çıksın da bu durumu düzeltsin aksi takirde bu konunun uzaması da benim canımı çok sıkacaktır ve söylediğiniz gibi Sayın SublimePrince ortam hakikaten çok gerilecektir ve olayı büyütme meselesine gelince bu olayı çözümlemediğim sürece içim rahat etmeyecek ve şu bilin ki Sayın Fratersin açıklaması gelene kadar da bu şekilde devam edecektir_
KURAL'ım gereği_
SAYGILARIMLA!....
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: SublimePrince - Temmuz 13, 2007, 05:09:05 ös
Ya tamam tamam şimdi anladım birini 666 konulu yazıya yazmışım diğerini de buraya yazmışım hay Allah, çok afedersiniz bugünlerde kafamda başka şeyler dönüyor da ben ikisini birbirine karıştırmışım neyse Sayın SublimePrince, tavsiyeniz çok güzel tutmaya çalışacam ama gelgelelim neden bu işi Kişiselliğe döktünüz onu halen anlamış değilim ayrıca bunu özel mesaj yoluyla da halletmenin hiçbir anlamı yok bana göre ve şunu da asla unutmayın Sayın SublimPrince, herşeyi açık ve forum üzerinde halletme taraftarıyım ve ortada Kişisel bir sorunun olmadığını da düşünüyorum sadece Sayın Fraternis'in yaptığı açıklamalar beni biraz kızdırdı ve bunun cevabını almak da benim en doğal hakkım ki  olaya beni dahil eden kendisi ve eğer bu sorunu büyütüyorsam demekki çok fazla sinirlenmişim,
Ve çok tuhaftır ki iki konuyu birbirine karıştırdığım için olayı kapanmış sanıyordum_
Ben gene de ''Susma Hakkı''nı bana verebilecek cevabı olmadığı için kullandığını düşünüyorum eğer aksi bir durum olursa ki olacaktır belki de o zaman Sayın Fraternis ortaya çıksın da kendisini haklı çıkartacak bir sebep bulsun bakalım o zaman herşey daha rahat açıklığa kavuşur bilmem anlatabiliyor muyum????
SAYGILARIMLA!....   
Isi neden kisisellige doktugumun cevabini zaten siz kendi mesajinizda "Sayın Fraternis'in yaptığı açıklamalar beni biraz kızdırdı ve bunun cevabını almak da benim en doğal hakkım ki  olaya beni dahil eden kendisi ve eğer bu sorunu büyütüyorsam demekki çok fazla sinirlenmişim" diyerek aciklamissiniz zaten. Eger sinirlendiginiz bir konuyu, mesaji ozel yerine burada tarttisirsaniz;
1-Topic amacindan sapar
2-Eger cevap verilmez ise daha cok sinirlenirsiniz
3-Verilen cevabi begenmez, sinirlenirseniz, karsi cevap yazarsiniz
4-2 ve 3 uncu maddelerden dolayi topic amacindan sapar, ve gerginlik olur.

Amacim sizi "uyarmaK' degil tavsiyede bulunmakti.

Ayrica kuralINIZ geregi olmamasini rica ediyorum, zira forumun da belli kurallari var, ve bunlarin disina cikilmamasi gerekiyor. KISISEL sorunlarinizla ilgili cevaplarinizi ozel ortamda ararsaniz cok daha faydali olacaktir.

Sevgiler, saygilar.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: LuckyEye - Temmuz 13, 2007, 05:12:31 ös
Alıntı
1-Topic amacindan sapar
2-Eger cevap verilmez ise daha cok sinirlenirsiniz
3-Verilen cevabi begenmez, sinirlenirseniz, karsi cevap yazarsiniz
4-2 ve 3 uncu maddelerden dolayi topic amacindan sapar, ve gerginlik olur.

Çok güzel açıklama  :) :D
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: shemuel - Temmuz 14, 2007, 12:55:30 öö
nedense kimse şifreleri çözememiş  ???
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 16, 2007, 03:47:02 ös
İyi de konuyu ben büyütmüyorum ki bakın benim istediğim sadece Sayın Fraternis'in ortaya çıkıp bana yanlış bir anlaşılma olduğunu söylemesi gerektiğidir_
Haksız mıyım?
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 16, 2007, 03:59:04 ös
Beni çileden çıkaran şey de şu ve bunu bizzat kendilerine söylicektim ama görüyorum ki henüz ortalarda yok ve uluorta söylemeye karar verdim;
Bakın Sayın Fraternis bu forumda herkes tarafından sevilmek zorunda olmadığımın gayet bilincindeyim ve beni çok fazlasıyla sinirlerimi bozan şey ise yazılarımı yazmam ya da yazmamam için neden Sizi tanımam gerektiğidir_
Bakın tekrarlıyorum kişiselliğimle alakalı olmayan bir durum Sayın SublimePrince, kimsenin hakkımda olumlu düşünmesi için hiçkimseyi zorlamam ama burada benim açımdan çok büyük bir sorun var ve bu sorunun Sayın Fraternis tarafından düzeltilmesini RİCA EDİYORUM_
Belki Sizlere göre hiçbir sakınca yok ama yazılarıma dayanan bir durum olduğu zaman kendimce bir sorun var demektir,
Gayet iyi anlaşıldım mı?
SAYGILARIMLA!....
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: SublimePrince - Temmuz 16, 2007, 04:29:55 ös
Sevgili Sevil... Hala ben buyutmuyorum diyorsunuz ama konu kapanmis ustunden gunler gecmis hala siz kurcaliyorsunuz. Gorunuse gore Sn. Fraternis bu sure icindee foruma da girmemis, baska konulara da yazi yazmamis. Dedigim gibi OZEL mesaj ile sorarsaniz kendisine, girdigi zaman cevap verecektir.

Bence siz elestirileri COK kisiel aliyorsunuz. Yazilarima dayanan sorun olunca kendinizce sorun olmasi demek sadece sizin icin gecerli olabilir, fakat genel gecer dunya icin gecerli bir savunma degildir. Boyle olsa idi her hata yapmis, bir seyi yanlis yorumlamis yazar, gazeteci, forum uyesi vs. kendinde bir sorun arardi.

Sevgiler, Saygilar.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 16, 2007, 04:43:59 ös
Sayın SublimePirince, sanırım bu konu üzerindeki ısrarlı tavrımı açıklığa kavuşturduğum sürece yanlış anlaşılma devam edecektir, bende diyorum ki bu konunun özel mesaj yoluyla değil açık ve net olarak forum üzerinde aydınlatılması gerekmektedir_
Tamam bir yanlışımı düzeltiyorum, bana göre çok çok büyük bir sorun teşkil ediyor ve damarıma basıldığı için de bunun nedeni konusunda da konuşmak zorunda değilim bu 1_
İkincisi benim diğer insanların fikirleri ya da dünya açısından herhangi bir düşüncem yokki ben bana ait zararlı birşey gördüm ve uyardım bu yanlışlık her halukarda düzeltilecektir_
Üçünsüne gelince Sayın SublimePirince, bu konular öyle ya da böyle hafife alınacak konular değildir bana göre ve lütfen Siz de benim yazılarımdan yanlış anlamaya yönelik çıkartmalar yapmayın_

Pekala;

 Sayın Fraternis, benimle ilgili olarak yaptığı açıklamada bir yanlış anlaşılma olduğunu kabul etmiştir_

KONU KAPANMIŞTIR_

SAYGILARIMLA!......   
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: SublimePrince - Temmuz 16, 2007, 05:06:06 ös
Sn. Sevil... Konumuzun Da Vinci sifresi oldugunu saniyorum unutuyorsunuz :)
Lutfen yazilariniza yapilan elestirileri KISISEL olarak almayiniz. Daha once de tartisildigi gibi, herkes sizin goruslerinize katilmak zorunda diye bir kaide yoktur. Eger "Ya goruslerime katilinmaz, ya beni elestirirlerse" gibi bir tasaniz var ise, fikirlerinizi halka acik bir yere degil, sizi anlayabilecegini dusundugunuz kisilere ozel olarak atiniz. Zira su anda forumdaki cogu kisinin dunya gorusu sizinkinden farkli, ve siz ruhani konulardan bahsettiginiz icin, farkli dusunceler ortaya cikacaktir.

Ucuncu maddeye degineyim, Olayda "HAFIFE" alma diye bir sey yoktur. Ben sadece tavsiye verdim. Yazdiklariniza yapilan elestirileri KISILIGINIZE yapilan elestiri olarak gormenizin yanlis olacagini soyledim. Burada bir hafife alma degil, aksine soylediklerine deger verip, okuyup br yorum yapma vardir. Siz nasil algilamak isterseniz algilamakta serbestsiniz Sn. Sevil.

Sevgiler, saygilar.
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Temmuz 17, 2007, 08:38:02 öö
Anlıyorum_
SAYGILARIMLA!...
Başlık: Re: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Ocak 27, 2008, 06:55:45 ös
Burada ne olmuş böyle? 13 sayfa yazılmış ama birşey anlamadım. Sanırım DaVinci şifresini kimse çözememiş, iyice karışmış :) Çok güzel bir kitaptı fakat filmi kitaba çokta bağlı kalmamış. Ama buradaki şifre farklı öyle mi??
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Mart 06, 2008, 11:57:23 ös
  Okuduktan sonra tipki sevgili blossom gibi ''burada ne olmus boyle'' dedim :D Bence de kitap bir hayli guzel di.Genel olarak sifre anlaminda ise bazi tablolarda ozellikle son aksam yemegi tablosunda dijital ortamla yapilan calismalarda resmin orjinalinde  belirli olmayan figurler karakterler ve Hz.İsa nin yaninda kucaginda bebek olan bir kadin goruntusu ortaya cikartilmis,
  İlginc geliyor fakat bu gercekten asil sifre midir dye soruyorum kendime zira  Da Vinci sifreyi saklarken bu kadar dijital dusunmemistir diyorum :D
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Mart 07, 2008, 12:06:59 öö
Şifreyi Da Vinci mi sakladı yoksa Da Vinci tablolarına bakıp birileri "şifre var mı acaba" diye düşündü bilemiyorum sevgili bilmeliyimgalilei :D
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Mart 07, 2008, 03:20:01 ös
Severek okudugum bir bilim kurgu eseri. Basligin altina asilan butun mesajlari okuyup, yorumlarimi paylasacagim.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 07, 2008, 03:32:32 ös
Severek okudugum bir bilim kurgu eseri. Basligin altina asilan butun mesajlari okuyup, yorumlarimi paylasacagim.

WoW Bayağı Hızlı bir İniş ;)  Sizinle Tanışmak Güzel;)
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Mart 07, 2008, 03:34:07 ös
Tesekkurler. Vakit elverdigince paylasmak uzere...
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Mart 07, 2008, 11:30:59 ös
Severek okudugum bir bilim kurgu eseri. Basligin altina asilan butun mesajlari okuyup, yorumlarimi paylasacagim.
Ben de severek okudum kitabı, fakat şimdi kuşkularım var.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Mart 07, 2008, 11:31:28 ös
Ne gibi kuskulariniz var ve neden?
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Mart 07, 2008, 11:35:42 ös
Ne gibi kuskulariniz var ve neden?
Açıkçası DaVinci' nin herhangi bir şifre koyup koymadığı hakkında şüpheliyim.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Mart 07, 2008, 11:42:58 ös
Roman zaten kurgu... Ben Celik Blek'in de bin kunduz avladigindan supheliyim:)
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Genius Loci - Mart 07, 2008, 11:49:44 ös
hay bin kunduz :)

roman kurgu olabilir ama çelik blek asla :)
fakat tommiksin bir karavancı olma ihtimali mevcuttur.. bunu Prof. Oklitus'tan duydum :)


geyiğin sakalı...
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Mart 07, 2008, 11:52:54 ös
Roman zaten kurgu... Ben Celik Blek'in de bin kunduz avladigindan supheliyim:)
Roman kurgu doğru, aslında ben Da Vinci' nin tablolarına koyduğuna inanıldığı şifrelerden, gizemlerden bahsediyorum. Genel anlamda ifade etmek istedim :D Değişik bir söylem olmuş benimkisi, şimdi farkediyorum :D
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Mart 07, 2008, 11:53:48 ös
hay bin kunduz :)

roman kurgu olabilir ama çelik blek asla :)
fakat tommiksin bir karavancı olma ihtimali mevcuttur.. bunu Prof. Oklitus'tan duydum :)


geyiğin sakalı...
Da Vinci Şifresi mi? :D
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Mart 08, 2008, 12:14:05 öö
Guzel bir forum burasi...
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Mart 08, 2008, 12:18:25 öö
Guzel bir forum burasi...
Bunu düşünmenizi sağlayan nedir acaba?
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Mart 08, 2008, 12:22:06 öö
Simdiye kadar karsilasmis oldugum uyelerin guzelligi.
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Mart 08, 2008, 12:26:37 öö
Simdiye kadar karsilasmis oldugum uyelerin guzelligi.
İçine kendimi de katıp teşekkür etmek isterim :)
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Mart 08, 2008, 12:27:36 öö
Simdiye kadar karsilasmis oldugum uyelerin guzelligi.
İçine kendimi de katıp teşekkür etmek isterim :)
Katmazsaniz hata etmis olursunuz.

Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: blossom - Mart 08, 2008, 12:31:17 öö
Simdiye kadar karsilasmis oldugum uyelerin guzelligi.
İçine kendimi de katıp teşekkür etmek isterim :)
Katmazsaniz hata etmis olursunuz.


Teşekkür ederim nezaketiniz için...
Başlık: Ynt: DAVİNCİ ŞİFRESİ
Gönderen: DaVinci - Mart 08, 2008, 09:27:36 öö
  Okuduktan sonra tipki sevgili blossom gibi ''burada ne olmus boyle'' dedim :D Bence de kitap bir hayli guzel di.Genel olarak sifre anlaminda ise bazi tablolarda ozellikle son aksam yemegi tablosunda dijital ortamla yapilan calismalarda resmin orjinalinde  belirli olmayan figurler karakterler ve Hz.İsa nin yaninda kucaginda bebek olan bir kadin goruntusu ortaya cikartilmis,
  İlginc geliyor fakat bu gercekten asil sifre midir dye soruyorum kendime zira  Da Vinci sifreyi saklarken bu kadar dijital dusunmemistir diyorum :D


Sn. galilei  DaVinci nin son aksam yemegi olarak cizdigi tablo sonrasi herkes kutsal kase yi aramaya baslamisti ve o kase yi Hz.Isa nin kanini koydugu kase zannediliyordu ama kitapta anlatilan sifre Hz.Isa nin yaninda oturan kisinin bir bayan oldugu ve aralarinda ki aci ile V sekli aldigi ve o kisiyi soldan saga aldiginizda Hz. Isa nin omuzuna koydugunu goruyorsunuz ve ayrica o  kisinin kucaginda bebek yok ve burada betimlenen kutsal kase nin soylu kan oldugudur.Cunku o resimde ki kisi magdalali meryem ve hamile oldugu vurgulanmis.DaVinci yaptigi resimlerde bir cok gizemli parca birakmistir ornegin Mona Lisa erkek ve disinin bir arada bulundugu resim.Ben filmi de kitabi da cok begenmistim.Melekler ve seytanlar in filmini de sabirsizlikla bekliyorum....






Başlık: Internet’in Da Vinci özentileri
Gönderen: Mozart - Ekim 02, 2010, 09:13:39 ös
Murat Bardakçı'nın yazısı

Gazetelerin internet sayfalarının başına, son zamanlarda bir işler geldi. Tıklanma sayılarını arttımak istediklerinden olacak, sitelerini “sır”, “esrar” yahut “gizem” başlığı altında birbirinden tuhaf ve birbirinden yanlış konularla dolduruyorlar.
Açılış sayfalarında “İnanılmaz gerçek: Bundan bilmemkaç yüz sene önce yaşamış Feşmekân Paşa’nın büyük sırrı” diye koskoca bir başlık görüyor, merak edip tıkladığınız takdirde bir alay uydurma ile, dünya kadar saçmalıkla karşılaşıyorsunuz.
Ama senelerden buyana dini bütün görünen yahut son zamanlarda mecburiyetten dolayı öteki tarafa yaklaşıp dindarlaşmaya soyunan gazetelerin sitelerindeki bir başka saçmalama, “Cehaletin bu kadarına da pes!” dedirtip acı acı tebessüm ettiriyor:
“Osmanlı Padişahlarının Anneleri” diye bir başlık altında 36 padişahın annesinin gûya hangi milletten geldiklerini ve özelliklerini anlatıyorlar. Yazılanlara bakarsanız, hükümdarların annelerinin hemen hepsi birer * ve Osmanlı Devleti’nde idarecilik yapmış kim varsa, “Frenk dölü”!
Bu ifadeler, neredeyse her bahsi uydurma olan bir kitaptan alınmış: Sayfalar dolusu yalandan, yanlış bilgiden, nefretten ve hakaretten meydana gelen “Padişah Anaları” isimli kitaptan... Böyle palavralar bol tıklanma getirir ya, internet sayfasının editörü cehlinin verdiği hızla mâlum kitabın bölüm başlıklarını siteye aynen koymuş ve bu site, tekrar söyleyeyim, artık tanınmayacak hâle getirilen bir gazeteye ait!
“Da Vinci’nin Şifresi” özentisi olan bütün bu tuhaflıklara kaynaklık eden internetteki bilgi kirliliği de, tabii hızla yayılmada...

MUNCH’UN BAŞINA GELENLER

Son günlerden bir örnek vereyim:
1863 ile 1944 arasında yaşamış olan Norveçli ressam Edvard Munch‘u herhalde bilirsiniz, bilmiyor iseniz de “Çığlık” isimli tablosu bir ihtimal bir yerlerde gözünüze takılmıştır.
Munch, ekspresyonist akımın önde gelen isimlerindendir ve en meşhur eseri, karamsar döneminde yaptığı bu tablodur. Bir köprü parmaklığının kenarında çığlık atan yamru yumru adamın haykırışını, hakikaten hissedersiniz.
Aklıevvelin biri oturmuş, Munch‘un tablosunu Gazze’de bugünlerde yaşananlara uyarlamış! Haykıran adama Filistin bayrağının renklerinden meydana gelen bir elbise giydirmiş, tablonun tepesine İsrail’in geçen sene Gazze’de kullandığı misket bombalarını andıran bir ışık demeti koymuş, köprünün gerisinde yürümekte olan iki adama da haham havası vermiş ve Munch' un “Çığlık”ını bu şekilde sefilleştirdikten sonra internetten önüne gelene göndermiş.
İki günden buyana aldığım mail’lerin en az ellisine bu Munch komedisi eklenmişti ve hepsinin altında hemen hemen aynı cümle yazılıydı: “İnanılmaz bir rastlantı değil mi?”
Munch‘un eserinin aslını ve uydurulmuş hâlini, bu köşede birarada görüyorsunuz.
İnternetten yayılan bütün diğer yanlış bilgilerle beraber şimdi bu saçmalık da yayılacak, milyonlarca kişiye ulaşacak ve işin kötü olan tarafı, tabii bu şekilde bellenecek, böyle hatırlanacak ve yanlış öğrenenlere artık doğrusunu anlatıp gerçeğini gösterme imkânı kalmayacak.
“İnternet bilgi kaynağıdır” diyenlere ithaf olunur!