Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Masonluk ile ilgili Sorular ve Cevaplar => Konuyu başlatan: ADAM - Nisan 06, 2013, 05:48:24 ös
-
Bunu kimseye sormayıp, “Kendin pişir, kendin ye” tarzında kendim sorup kendi bildiğim kadar anlatacağım.
Aman. Masonlar ve yönetim hemen telaşa kapılmasın… Onların bu Forumda anlatılmasından hoşlanmadıklarını s geçip, Forum kurallarının 17. Maddesini çiğnememeye de özen göstereceğim.
Mason Sözlüğüne bakacak olursak, orada bir Masonik Cenaze başlığı var. Nitekim Batı dillerinde de bunun karşılığının olduğu görülüyor.
Demek ki, ölen bir masonun (onlar Sonsuz Doğu’ya göçmek der ya!) masonik gelenek ve yöntemlere uyularak defnedilmesi ya da gerektiğince (dinsel ya da yerel geleneklere uyarak) definedilmesiyle birlikte masonların kendilerine özgü bir tören uygulayışı söz konusu olabiliyor.
Herkesin cenazesi defnedilmez. Defnetmek terimi toprağa gömmek anlamında. Peki bir kişinin cenazesi şu ya da bu nedenle (öyle gerektiği için) yakılır ya da denize/doğaya bırakılırsa ne olur?
İşte şimdi sorunlar baş gösterebilir… Kimi masonlar, kendi masonik anlayış ve benimseyişleri uyarınca cenazenin yakılmasının ya da denize bırakılmasının söz konusu olamayacağını belirtip, mutlaka gömülmesi gerektiği üzerinde ısrarlı olabilir. Bu ısrar, o masonların, Masonluğu belli nitelikli dinlerden en az biriyle bağdaşır görmekte oluşlarının bir göstergesidir. Nitekim onlara göre bu tören ancak gömü durumunda yapılabilir.
Başka türlü düşünen masonlara göre ise bu tören, masonluktaki diğer birçok simgesel uygulama gibi bir simgesel nitelik taşır. Bu nedenle şayet gömü yerinde yapılacak olursa daha anlamlı, daha duygusal nitelikler ve masonik bağlantılar taşıyarak yapılabilir ama olamıyorsa başka bir yerde başka türlü de yapılabilir çünkü önemli olan o simgesel değerleri vurgulamaktır.
Ancak şimdi bana o simgesel değerlerin ne olduğunu sormayın. Onları bu Forumda anlatmamız uygun düşmüyor. Belki bir başka yerde anlatılabilir hatta belki anlatılmıştır da… (Bu konuda paylaşımda bulunacak olanlar lütfen bu bakımdan özenli olsun. Yoksa yazdıklarının silinmesi gerekebilir.)
Günümüzün spekülatif olarak nitelenen masonluğundan önce, bir diğer deyişle Operatif Masonluk döneminde 17. Yüzyılda edinilmiş bir eski gelenek uyarınca; bir masonun cenazesinin kaldırılması işini, ailesinin de rızasıyla üyesi olduğu loca üstlenirdi. Nasıl üstlenmesindi ki!... Locası zaten bir masonun ailesi sayılmaz mıydı!...
İşte bu eski gelenek, günümüzdeki Masonlukta da dünyanın birçok yerinde korunmaktadır. Ancak konu cenaze töreni olunca, bunun cenazenin kaldırılması işiyle doğrudan bağdaştırmamak gerekir. (Belki kimileri ölen bir kişinin cenazesinin kaldırılması işini, sıradan, pek basit ve kolay bir olay olduğunu sanır. Başlarına gelince hiç de kolay olmadığını göreceklerdir. Bu bir kötü dilek değildir. Herkesin yakınları bir gün ölecek, cenazesinin kaldırılması gerekecektir.)
Bilindiği kadarıyla, önceleri, masonik cenazenin bir özelliği, bir ritüeli yoktu. Hıristiyan dininin cenaze geleneği ne ve nasıl ise öyle uygulanıyordu. Spekülatif Masonlukta da buna uyulmuştu. Ancak, 18. yüzyılın ilk yarısında bir masonik cenazeye katılan masonlar, bu törende masonik kuşanımlarını takmayı alışkanlık edinmişti.
Sonraları, mason örgütleri, cenaze törenlerine böyle masonik giyimle katılmayı sakıncalı buldu. Başkalarının dikkatlerini çekmenin bir gereği yoktu. Zaten Katolik Kilisesi Masonluğu aforoz etmiş, ardından birçok yerde masonların başına gelmedik kalmamıştı. Ne gerek var?
Daha sonraları, bazı mason kuruluşlarında bu tören için bir ritüel oluşturuldu. Ancak bu ritüel, her yerde farklı bir şekilde gelişti. Konuyu genelleştirecek olursak; masonik cenaze töreninin ritüelik olarak nitelenebilecek asıl özelliğinin, ölmüş (Sonsuz Doğu’ya göçmüş) olan bir mason için bir başka ortamda düzenlenen ve “yas oturumu” ya da “matem celsesi” olarak anılan bir masonik uygulamanın benzerinin mezar başında yapılmasıdır.
Bazı uygulamalarda bu törene sadece masonlar katılabilmekte, bazı uygulamalarda ise ölen masonun ailesi ve yakınları da törene kabul edilebilmektedir.
-
Daha sonraları, bazı mason kuruluşlarında bu tören için bir ritüel oluşturuldu. Ancak bu ritüel, her yerde farklı bir şekilde gelişti. Konuyu genelleştirecek olursak; masonik cenaze töreninin ritüelik olarak nitelenebilecek asıl özelliğinin, ölmüş (Sonsuz Doğu’ya göçmüş) olan bir mason için bir başka ortamda düzenlenen ve “yas oturumu” ya da “matem celsesi” olarak anılan bir masonik uygulamanın benzerinin mezar başında yapılmasıdır.
Bazı uygulamalarda bu törene sadece masonlar katılabilmekte, bazı uygulamalarda ise ölen masonun ailesi ve yakınları da törene kabul edilebilmektedir.
Matem celsesi sadece Masonlara ait bir olay mıdır? İngiltere'de yaşayan bir bayan arkadaşımız vardı. Kendisi Türk olmakla beraber ailesiyle beraber yıllardır İngiltere vatandaşı olarak orada yaşıyordu. Kendisi çok iyi ve üst düzey bir yoga öğretmeni ve hayat koçuydu. İnançları da bu çerçevede şekillenmişti. Kendisi 2011 yılında yoga okulundan arkadaşlarıyla beraber yoga öğretisini daha da geliştirmek ve ayurveda terapisi almak üzere Hindistan'ın Kovalam kentine gitti. Orada egzersiz yaparken düşüp kafasını yere çarptı, 3 gün komada kaldıktan sonra vefat etti. Daha sonra Londra'daki yoga okulunda kendisi için, meditasyon da yapılan özel bir matem celsesi düzenlendi.
-
Bugun bir tanesine katildim. Farkli bir deneyim oldu benim icin.
Isiklar icinde uyusun.
-
Mezar başında el ele tutuşup halka oluşturulduğunu okumuştum , cenaze sonrası ...