Sayın Karahan sağ olsun, ne kadar da çok aktaracak yazı bulmuş “Atatürk mason muydu?” konusuyla bağlantılı olmak üzere…
Deniyor ki,
“Atatürk’ün mason olduğunu, dünyaca ünlü Özgür Ansiklopedi “Wikipedia” (Almanca ve Ingilizce) da bildirmektedir.[16]”
Olabilir. Araştırmacılar, Wikipedia’nın çok yararlı oluşu kadar, oluşturuluş tarzı nedeniyle kesinlikle güvenilir olmadığını gayet iyi biliyor. Ben bile iki saat çalışsam size Wikipedia’da yanlış bilgi içeren yüzlerce konu çıkarabilirim. Zaten Wikipedia’nın baştan sona doğru bilgi vermek gibi bir iddiası da yok.
Ancak arkadan çok önemli masonik kaynaklardan b irine geliyor sıra: Daniel Ligou’nun evrensel masonik ansiklopedisi… Orada bile Atatürk’ün mason olduğu belirtilirken, bu konudaki kanıt aranmamış. Bir başka kaynaktan alınmış bu tek tümcelik bilginin olduğu gibi aktarılmasıyla yetinilmiş. Sonradan Türklerin bu konu üzerinde hassasiyetle durarak enine boyuna irdelemeye girişecekleri akla hayale gelmemiş.
Ardından bu kaynaktaki sözler şöyle sürüyor:
“Şayet M. Kemal mason ise, localar niçin ona hala açıktan sahip çıkmamaktadır?”
Bana göre pek de anlamlı bir soru değil bu… Localar ve masonlar elbette Atatürk’e sahip çıkar. Fakat burada “Atatürk” değil, “M. Kemal” denmiş. Öylesine etkileniyorum ki, bu deyişin bile kasıtlı olup olmadığını düşünüyorum ister istemez.
Ardından şu sözler geliyor:
“Bu soruyu mason yazar Tamer Ayan, yakın tarihte yayınlanan “Atatürk ve Masonluk” adlı kitabının önsözünde kısaca şöyle cevaplandırmaktadır:
“Eski mason yöneticileri, Atatürk’ün mason olduğu ortaya çıktığı takdirde, bu sıfatının Atatürk’e zarar vereceğini düşündüklerinden(…). ‘Ya Atatürk’ün mason olduğunun duyulması ona zarar verirse?’, ‘Ya da, Atatürk düşmanlarının eline kötüye kullanabilecekleri yeni bir koz verilirse?’ “[19] kaygısıyla sessiz kalmayı yeğlemişlerdir.”
Sayın Tamer Ayan’a saygımız ölçüsüzdür ama sonsuz da değildir. Üstelik Sayın Tamer Ayan dehşetli değerli yapıtları oluşuna karşın “eleştirilemez” bir kişi de değildir. Bu nedenle ben burada Sayın Tamer Ayan’ın bir parça saçmalamış olduğunu bile söyleyebilirim. Türkiye’deki masonlar bu konuda sessiz kalmayı yeğlemiş olabilir. Ancak o sessizliğin gerekçesi Sayın Tamer Ayan’ın belirttiği tarzda bir kaygı olamaz. Bunun gerekçesi, olur olmaz ve ipe sapa gelmez lâflar edenlerle polemiğe girmemektir. Nitekim birçok mason yönetici ve yazar, çeşitli nedenle verdikleri demeçlerde ve yazılarında, bu gibi konularda polemiğe girmemek için sessiz kalmayı yeğlediklerini belirtmişlerdir.
Bu konu henüz bitmedi; devam edeceğiz.