Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Turkiye'de Yahudi Olmak  (Okunma sayısı 20002 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 26, 2009, 04:24:23 ös
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 353
  • Cinsiyet: Bay

Leyla Navaro'nun Radikal Gazetesi'nde yayınlanan yazısı...



Türkiye'de Yahudi olmak: 500 yıllık yalnızlık...

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ırkçılık, ayırımıcılık ve antisemitizmle ilgili üzerimde iz bırakmış iki anı var belleğimde: Biri Varlık vergisi sırasındaydı: Altı yaşlarında olmalıydım, dedemin Yeşildirek'teki giysi dükkânına Varlık Vergisi nedeniyle el konmuş, Varlık Vergisi memurları evimize girmiş, alınabilecek eşyaları inceliyorlardı .

Evde derin bir tedirginlik hâkimdi, dedemse bu durumdan dolayı yatağa düşmüş, hastalanmıştı.

Belleğime kazınan diğer olay 6-7 Eylül felaketiydi. Dükkânımız olmadığından, ailece maddi bir zarar görmediysek de çok üzülüp, olup bitenlerden dolayı ürktüğümüzü anımsıyorum. Bunların dışında, bana doğrudan söylenen ya da hissettirilen bir Yahudi karşıtlığıyla bugüne dek karşılaşmadım.

'Vatandaş Türkçe konuş'... Sadece 1950 yıllarında 'Vatandaş Türkçe Konuş' sloganlarının yaygınlaştığı sıralarda ablamla birlikte Ladino veya azınlık dilleri konuşanlara sert bakışlar atarak "Vatandaş Türkçe Konuş" diye ihtar ettiğimizi hatırlıyorum.

11-12 yaşlarında olmalıydık. Şimdi utanarak hatırladığım bu durumun, psikolojide 'saldırganla özdeşleşme' savunma mekanizması olduğunu artık biliyorum. Yani, saldırganlığa maruz kalan kişinin, çok korktuğu durumlarda saldırganla özdeşleşmesi ve onun gibi davranmaya çabalaması... 11 yaş için belki de anlaşılabilir, nispeten affedilebilir bir durum... ama erişkin ve olgun bir insan ya da bir ülke için elbette ki değil...

65 yıl önce Türkiye'de doğdum ve Türkiye'de yaşıyorum, annem, babam, ecdadım Osmanlı İmparatorluğu' ndan Türkiye Cumhuriyeti' ne dönüşmüş bu toprakların çocuklarıdır... Türkiye'de okula gittim, bir Türk'le evlendim, çocuk sahibi oldum, çocuklarım Türk okullarına gitti, evde Türkçe konuşuruz, Türkçe kitaplar yazdım, seminerler, konferanslar verdim, yurtdışında katıldığım uluslararası çalışmalar ve yönetim kurullarında Türkiye'yi azim ve gururla temsil ettim. Oralardaki tanımım da "the Turkish woman"dır.

Türkiye'yi henüz tanımayan ya da önyargılı tanıyan Avrupa, Amerika ve Asya'lılara gönüllü elçilik yaptım, ait olduğum uluslararası yönetim kurulunu (IAGP) binbir zorlukla ikna ederek uluslararası bir mesleki kongrenin Türkiye'de yapılmasını sağladım (IAGP Uluslararası Grup Psikoterapileri Kongresi, Istanbul, 2003) 30 yıllık meslek hayatımda bana danışanların yüzde 90'ının kimlik din hanesi Müslüman'dır, bunlar arasında geleneksel olarak başı kapalı olanlar gibi, türbanlı kadınlarla da çalıştım ve halen de çalışmaktayım. Devlete ait bir üniversitede öğretim görevlisiyim ve bunun yanı sıra çeşitli devlet ve özel kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve benzer projelere aktif olarak katkıda bulundum, 99 depreminde aylarca gönüllü seferberliğe katıldım. Eşit bir vatandaş olarak vergilerimi düzenli ödemekteyim, ülkenin maddi ve manevi çıkarlarıyla yakından ilgili ve aktifim. Şimdi bana söyler misiniz? Din hanemde Yahudi yazdığı için mi ben bu ülkede bir günden diğerine düşman hanesine sokuldum? Saldırılacaklar, tehdit edilecekler listesine dahil edildim?

Ortadoğu'da yaşanmakta olan savaşta kendinden menkul taraf tayin edildim.

Beni yakından tanıyanlar savaş hakkındaki düşünce ve değerlerimi, savaş nedeniyle ölen ve öldürülenlere hassasiyetimi bilirler.

Kaldı ki esas mesele bu değil. Ortadoğu'daki savaşın faturası din hanemde 'Yahudi' yazdığı için bana çıkarılıyor. "Sizleri İspanya'dan kurtaran Osmanlı'nın torunlarıyız" dendiğinde ne kastediliyor acaba? 500 yıl önce ecdadımın Osmanlı Padişahı tarafından kabul edilmesi hâlâ maddi manevi borç haneme mi yazılı? Doğup büyüdüğüm, bir vatandaş olarak görevlerimi yerine getirdiğim, fiilen gelişmesine katkıda bulunduğum bu topraklarda hâlâ misafir mi addediliyorum? Boynu bükük mü dolaşmalıyım? Tehdit altında kalmaya namzet miyim? Ve bu durumu sindirmeli miyim?

Türk Yahudi'lerinin en önemli niteliklerinden biri ülkelerine vefa ve sadakattır. Yıllardan beri Türkiye'den göç etmiş Türk kökenli Yahudiler hala Türkçe konuşur, kendi aralarında toplanır, Türkçe TV dizi ve filmleri seyredip, Türk yemekleri yer, Türkçe şarkılar söylemeyi severler. Türkiye'yi terketmiş olmalarına rağmen kökenlerine sadakatle bağlıdırlar. Aynı duygu Türkiye'de yerleşik Yahudilerde de güçlüdür, ülkeyi sever, dış dünyanın önyargılarına karşı azimle korurlar. Ben de kendimi aynı vefalı zihniyete ait görür, yurtdışındayken Türkiye'ye laf kondurmam, yerel değerlerin tanınması ve yüceltilmesine inanırım.

Irkçılığa dur... Ancak bugün içimde bir şeyler kırıldı... Kendimi ait addettiğim ülkem beni eşit vatandaşı olarak görmüyor, din hanemde yazılı olan ibareden dolayı zımnen taraf yapıp düşmanlaştırıyor, devletine ve vatandaşlarına sahip çıkmakla yükümlü devlet sorumluları ve kimi medya saldırganlık ve düşmanlığı kışkırtıcı söylemlerden çekinmiyor ve ülkeyi ele geçirmekte olan ırkçılık dalgasına 'dur' diyemiyor, demiyor...

Demek ki 500 yıldır yaşamakta olduğumuz, kendimizi ait hissettiğimiz, manen sahiplenip manen savunduğumuz bu topraklarda ülkenin diğer vatandaşlarıyla hangi etnik kökenden veya dinden/ mezhepten olurlarsa olsunlar kader birliği yaptığımızı, birlikte mücadele ettiğimizi sanırken, ne kadar da yalnızmışız aslında...

O kadar sözü edilen, gururla taşınan 'kültür mozaik'i sadece bir turistik slogan, bir yanılgı, yanılsamaymış.. . Esas arzu edilen, amaçlanan 'mozaik'i tek renge indirgemekmiş ... Birlikte ortak kaderini paylaştığım, iyi ve kötü günlerde 'ne olacak bu durumumuz?' diye ülke sorunlarına hayıflandığım kimi vatandaşlar demek beni potansiyel düşman olarak addedecek, canımı yakmak ya da yoketmek isteyecek... Bugün kendim için üzülüyorum, tedirginim ve nisbeten ürküyorum, ama açıkça söylemem gerekirse Türkiye'nin ırkçılığa kaymakta olan geleceği için de eşit derecede tedirginim, üzülüyor ve ürküyorum. Ve bu gidişe bilinçli ve sorumlu bir 'dur' denmezse Türkiye'nin kendini büyük bir yalnızlığa mahkûm edeceğinden korkuyorum. Karanlık bir yalnızlığa...

Leyla Navaro: Uzm. Dan. Psikolog/Yazar; Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi
Bakmak yetmez, gormek gerek...


Ocak 26, 2009, 05:39:19 ös
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

   Sayın Leyla Navaro bir siyasi partinin kendi tabanından popilüst söylemlerle oy almasını Türk milletine mal etmsi yanlış, Türk milleti akp değildir, akp ; amerikan bayrağını seccade yapan ,iyi niyetli müslümanları kandırıp din maskesi altında her türlü pisliğe bulaşmış klasik din söylemli partidir.
 
Sayın Navaro' yu yanlış buluyorum , sebebi ise ?

  Anti-tez olmadıkça tezin yaşamayacağıdır.Tüm dinlerin kökeni ırkçılığa dayandığı için, sayın Navaronun  savaşması gereken konu, Dinler olması gerekirken , yanlış söylemler ile yapılan icraatları uygulanan politkaları bir nevi uygulamış oluyor. Dinler ykılmalıdır ki, insanlar özgür ve mutlu yaşasın.Buna sadece müslümanlık değil, tarihin en kanlı dini Hristiyanlık ve yahudilikte dahildir.

degas.


Ocak 26, 2009, 06:06:48 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

kanlı olan dinler değildir sayın degas insanlar onu kana bular...yıkılması gereken de dinler değildir anlayış şekilleridir,dinler yaşam belirleyici değildir yürüdüğümüz yolda bize rehberlik edecek kesinlikle gerekli şeylerdir...


Ocak 26, 2009, 06:11:39 ös
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

kanlı olan dinler değildir sayın degas insanlar onu kana bular...


   Tekrar yazmadan önce eminmisiniz diye sormak istedim.Aksi halde gerek tevrat gerekse islamdaki ayetleri vericem.


Ocak 26, 2009, 06:15:15 ös
Yanıtla #4
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 353
  • Cinsiyet: Bay

Sayin Degas,

Oncelikle sunu soylemeliyim; bu konuyu ozellikle 6-7 Eylul olaylarina atif yapmak icin actim. Bu vesile ile L. Navaro'nun yazisini buraya alinti olarak ekledim. Kendisini tanimam, sayet varsa yazilarini takip etmisligim de yoktur. Beni ilgilendiren, bu yazidaki iceriktir, beni etkilemistir ve haklilik payi da oldukca fazladir.  

Soylediklerinizin hicbirinde sizinle ayni goruste degilim; ancak, onlari soyleme hakkinizi olunceye degin savunacagim...

Fikrim, L. Navaro'nun bir tespit yaptigidir, yaptigi tespit dogrudur. Bu tespitinde neden aramamis, bulmussa da bizlerle paylasmamistir. Tespiti, Turk Yahudi'lerinin Turkiye'de daha once yasadiklari ve halen yasamaya devam ettikleri tedirginlikleridir. Neden olarak bir partinin dini soylemleri gosterilebilir. Ama kendisi, ozellikle 6-7 Eylul olaylarinda yasadiklarini anlatirken samimiyetine dikkat edin lutfen. Yasanmamasi gereken seyler yasanmistir bu ulkede, nedeni ne olursa olsun.  

Dinlerin yikilmasi konusundaki gorusunuzu de oldukca iddiali buluyor, katilmiyorum.

Sevgi ve Saygilarimla,  
Bakmak yetmez, gormek gerek...


Ocak 26, 2009, 06:17:05 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Ayetleri biliyorum sayın degas hatta hangi ayetleri vereceğinizi dahi az çok bilebiliyorum,yalnız bu dinin gereği değildir dinin kendini gerçekleştirebilmesi için kendini insanlara tanıtabilmesi için engelleri ortadan kaldırma çalışmasıdır...


Ocak 26, 2009, 06:20:10 ös
Yanıtla #6
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 353
  • Cinsiyet: Bay

Degerli Foru Uyeleri,

Konunun saptigini goruyorum. Konu dinlerin kalkmasi gerektigi ya da kutsal kitaplar icindeki olum ayetleri degil Turkiye'deki Yahudiler, Yahudi yurtdaslarimizdir. Sayet bu konuyu tartismak istiyorsaniz yeni bir konu basligi altinda goruslerinizi paylasiniz.

Saygi ve Sevgilerimle, 
Bakmak yetmez, gormek gerek...


Ocak 26, 2009, 06:50:49 ös
Yanıtla #7
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386


Oncelikle sunu soylemeliyim; bu konuyu ozellikle 6-7 Eylul olaylarina atif yapmak icin actim. Bu vesile ile L. Navaro'nun yazisini buraya alinti olarak ekledim. Kendisini tanimam, sayet varsa yazilarini takip etmisligim de yoktur. Beni ilgilendiren, bu yazidaki iceriktir, beni etkilemistir ve haklilik payi da oldukca fazladir.  


Sayın dino ;

   Öncelikle ; kişisel yorumlamalarımı sürce endeksleyen bir yapım vardır.Salt 6-7 eylül olarak olaya bakılırsa , 6-7 eylül sürecleri ne Türkiyede nede dünya üzerinde bitmez. Bu güne kadarda bitmedi zaten.
   Bugün Türkiyede ki en büyük yanlışlardan bir tanesi sorunu kökten temizlemenin dışında güncel aksiyonlar üzerinden sonuç çıkartmak olarak görüyorum.

   Neden mi ?

   Bir kişi zincir şeklinde uzanan bir konuyu belirli noktadan koparırsa , konu sadece bir olaya endekslenir ve olayı doğuran sebeler Mitoslaşır.Bununla igli tarih sanesi örnelmelerle doludur.
  Bir insan sorunun kökenine inilmeksizin salt 6-7 eylül olayı ile tartışma platformunda söyleşi yaparsa önüne zincirin diğer halkalarınında koyulması ve ona göre düşünülmesi gerekmektedir.Bu ülkede resmi makanların tarih kitaplarından çıkardığı (kardeşlik uğruna) 1-2 inönü savaşları vardır.Bu ülkenin çanakkale savaşı ve Hamidiye tabyaları olayı vardır, bu ülkede vaka-i hayriye denen fakat benin Vaka-i şerriye olarak adalandırdığım olaylar vardır,

Bunlar hep bir süreçtir ve bu süreçlerin içerisinde genellikle halk değil , yabancı istihbarat örgütleri mevcuttur.

Kişisel olarak 6-7 eylül olaylarının sürekli söylem yapılmasını pek içten ve samimi bir eylem olarak düşündüğüm söylenemez.Sayın Navaro buna dikkat çekmek istiyorsa bunun öncesinide yazmalıdır ve süreç ona gçre değerlendirilip değişken diğer faktörlerde içine alınarak yorumlanmalıdır.

6-7 eylül olayları üzücü olaylardır , fakat bu ve benzeri olayların Ülkemiz topraklarında aşılmasının yöntemi bu değildir.Bu tip çıkışlar Hegelistik mantıkla 6-7 eylül tarzı olayları tekrar yaşatmak için zemin sağlar.Bununla ilgi tarih sahnemizden çok somut örnekler yazabilirim fakat konu hakkında bilgisi olmayan arkadaşların müdahil olmasını istemem.

. Tespiti, Turk Yahudi'lerinin Turkiye'de daha once yasadiklari ve halen yasamaya devam ettikleri tedirginlikleridir. Neden olarak bir partinin dini soylemleri gosterilebilir. Ama kendisi, ozellikle 6-7 Eylul olaylarinda yasadiklarini anlatirken samimiyetine dikkat edin lutfen. Yasanmamasi gereken seyler yasanmistir bu ulkede, nedeni ne olursa olsun.  

Sayın dino ;

Beni dolaylı olarak doğruluyorsunuz aslında ; Aramızda ki fark degasın sıfatsız bir insan olarak yorum yapması.Sizin fazla politize olmanız, kimliğinizle ters düşer.Bende sizin yerinizde olsam yapacağım sey aynı olurdu.

Fakat ?

Sorunu çözmekmi lazımdır , yoksa sorunu yaşatmakmı. ?

işte olmak ve olmamak durumu (Sir Francis Baconuda analım bu arada. ;) )

Eğer ki , ben yahudiyim diyorsa bırakın Türkiyeyi dünya üzerinde çoğunluğunun müslüman olduğu bir ülkede rahat ve özgür yaşamaz, (vice versa )

Sorun apaçık ortadadır aslında.....

Dinlerin yikilmasi konusundaki gorusunuzu de oldukca iddiali buluyor, katilmiyorum.

Sevgi ve Saygilarimla,  

Buna ben cevap vermeyim Usta versin ;

Dinler ateşböcekleri gibidir: Parlayabilmek için karanlığa gereksinim duyarlar. Tüm dinlerin koşulu yaygın olan belirli bir derecede cehalettir. Ki sadece bu havada yaşayabilirler ancak.
Schopenhauer.

degas.


Ocak 26, 2009, 07:15:57 ös
Yanıtla #8
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

türkiyede yahudiler dıslanmıs gibi gosteriliyor ama ona bakarsanız kurtlerıde istemeyenler var veya baska ırklarıda onuda bırakalım bazen turk turku bile dıslıyor icinde bulundugumuz sosyal duzen kapitalist yasam bunları doguruyor.


Ocak 26, 2009, 07:21:46 ös
Yanıtla #9
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 353
  • Cinsiyet: Bay

Sevgili Forum Uyeleri,

Bildiginiz gibi, tarihiyle yuzlesmeyen toplumlar ilerleyemez, topal kalirlar. Biz Turklerin de tarihte hatalari olmustur ve bunlarla yuzlesmek, en azindan nedenlerini tespit etmek ve bunlardan dersler cikartmamiz gerekmektedir.

Bizler asla irkci olmamis bir toplumuz, asla farkli dinlere mensup kisileri kucumsememis, "digerleri" gibi bir dusunceye asla saplanmamisizdir. Istisnalar maalesef vardir.

6-7 Eylul olaylari tambir provokasyon olarak yasanmistir. Senelerce komsu olarak yasadigimiz Ermeni, Rum ve Yahudi vatandaslarimiza karsi ciddi bir eylemde bulunmusuz. Fikrim ve okuduklarimdan cikarttigim sonuc; Celal Bayar ve Adnan Menderes'in elele vererek ve planli bir sekilde bu olaylari gerceklestirdikleridir. Bu nedenle A. Menderes Yassiada Mahkemesinde yargilandi ve hukum giydi. Yanlis anlasilmasin, Yassiada Mahkemelerini savundugum fikri olusmasin, bu militar mahkeme konusu ayri bir tartisma konusudur.

Temel amac Kibris idi. Kibris sorununu uluslararasi platforma tasiyanlara, Turk Milletinin isyanini gostermekti. Bir de, ic siyasette koseye oldukca sikismis ola Menderes'in dikkatleri baska yone cekme cabasidir. Gerideki sebep de sermayenin el degistirme operasyonu idi. Burada, o tarihlerde Istanbul'da olan CIA baskani Allen Dulles'in da katkilarini teslim etmek gerek.

Olaylarin gelisim surecini incelersek bir sonuc cikartabiliriz diye dusunuyorum. Yunanistan 1955 senesinin 25 Temmuz'unda Kibris sorununu, uluslararasi platforma tasimak amaciyla Birlesmis Milletler'e tasidi. Ve ayni yilin 29 Agustos'unda Londra Konferansi duzenlendi ama taraflar anlasma saglayamadilar. 5 Eylul'de Ataturk'un Selanik'teki evi bombalandi ve bu Turkiye'de gazete mansetlerine dustu. Ve ardindan 6-7 Eylul olaylari patlak verdi. Bilanco vahimdi, 3 kisi olmus, 30 kisi yaralanmis, 73 kilise, 1 fabrika, 8 ayazma, 2 manastir, 3 bin 584'u Rum vatandaşlara ait olmak üzere 5 bin 538 gayrimenkul tahrip edilip yakilmisti.

Menderes teshisi koymus, bu ayaklanmanin olsa olsa komunistler tarafindan yapildigini duyurmustu. Bu kapsamda Aziz Nesin, Nihat Sargin, Profesor Boratav’in kardesleri Dr.Mueyyet ile Dr.Can, Kemal Tahir, Tornaci Emin, Ilhan Berktay , Hasan Izzettin Dinamo, Dede Ahmet, Dr.Hulusi Dosdogru ve daha başkaları tutuklandilar.

Bu arada Yunanistan'da bombalama ile ilgili mahkeme sonuclanmis, Selanik Konsoloslugu’nda gorevli Hasan Ucar ile Bati Trakya Turklerinden universite ogrencisi Oktay Engin bombalamisti Ataturk’un evini.

Sebep ne olursa olsun, yuzyillardir birlikte yasadigimiz vatandaslarimiza yapilan bu tertip utanc vericidir. Biz Turkler gonlu zengin, vicdanli, hosgorulu ve sevgi doluyuzdur. Fakat akdenizli kani tasidigimiz icin de bir o kadar heyecanli, sinirli ve agresif olabiliyoruz. Dusunmemiz, akilla hareket etmemiz ve provokasyonlara gelmememiz gerekiyor, ortak akil her daim ustun gelecektir.

Sevgi ve Saygilarimla,

Bakmak yetmez, gormek gerek...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
75 Yanıt
33101 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2008, 06:09:01 ös
Gönderen: Nueva
1 Yanıt
2946 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 30, 2007, 04:18:49 öö
Gönderen: Isis
2 Yanıt
6956 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 18, 2008, 06:38:52 ös
Gönderen: Isis
6 Yanıt
7902 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 28, 2010, 12:09:48 ös
Gönderen: maka
0 Yanıt
2717 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2008, 12:58:29 öö
Gönderen: poyraz06
3 Yanıt
5773 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 09, 2011, 07:56:49 ös
Gönderen: AMON RA
3 Yanıt
8187 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 23, 2013, 04:15:51 ös
Gönderen: murad salman
17 Yanıt
12329 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 05, 2011, 07:53:02 ös
Gönderen: ozkann
3 Yanıt
3151 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2015, 06:59:23 öö
Gönderen: Risus
13 Yanıt
8132 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 14, 2014, 02:13:14 ös
Gönderen: mementomori