Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MORDEHAY KAPLAN  (Okunma sayısı 2040 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 03, 2007, 10:30:25 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

1881 yılında Litvanya’nın Svencionys kentinde doğan Mordehay Kaplan, Vilna’da geleneksel bir eğitim alır ve 1889 yılında ailesiyle beraber New York’a göç eder. Gördüğü ortodoks eğitime rağmen, Yahudilik’teki ortodoks olmayan yaklaşımlarla ilgilenir. New York City College’dan mezun olduktan sonra, Yahudi Teoloji Okulunda görevlendirilir. Daha sonra, Columbia Üniversitesinde master yapar. New York ortodoks cemaati Kehilla Jeshurun’da , Rabbi Moses S. Margolis’e bağlı olarak görev yapar. Dindar biri olmasına karşın Kaplan, geleneksel Yahudi teolojisinden uzaklaşır. 1909’da Yahudi teoloji enstitüsünde Öğretmen Enstitüsünün başına getirilir, ertesi sene hahamlık okulunda profesör olarak atanır. Burada din felsefesi eğitimi verir.

1910 ve 1920’lerde Kaplan, çeşitli çalışmalar yapar. Bu dönemde, Kehilat Jeshurun mensuplarıyla beraber New York Yahudi Merkezini kurar ve burada Yahudilik kavramını bir medeniyet olarak inceler. İki sene sonra, West 86 sokağında, merkezin sinagogu inşa edilir ve Kaplan haham olarak görev yapar. İbadetin yanında, çalışma, tiyatro, dans, şarkı söyleme, basketbol gibi etkinlikleri de içeren bir dizi aktiviteler düzenler. Bu dönemde Kaplan, bazı çelişkili politikalar sürdürür ve geleneksel Yahudi inancıyla çatıştığı zamanlar olur. Zaman içinde Kaplan istifa ederek Yahudiliğin İlerlemesi Derneği’ni kurar ve burada yirmi sene başkanlık yapar.

1935’te Kaplan en önemli eseri ‘Bir Medeniyet Olarak Yahudilik’i yayımlar. Bu kitap, yeniden yapılanma hareketinin temelini oluşturur. Bu çalışmasında Kaplan, Amerikan Yahudilerinin temel dini gruplarını inceler. Onun görüşüne göre, tüm bu hareketler, - Ortodokstan Reform Yahudiliğine kadar- Yahudi mirasını modern çağa uyarlamada başarısız olmuştur. Kaplan, ihtiyaç duyulanın Yahudiliğin, evrilen dini bir medeniyet olarak tanımının yeniden yapılmasıdır.

Bu yeni Yahudilik kavramının ışığında Kaplan, Yahudi geleneğinin devamını güvence altına alacak organik bir Yahudi cemaatler ağının yeninden kurulmasını ister. Bu yeni harekete katılımın gönüllü olması gerektiğini savunur. Liderlerin demokratik yollarla seçilmesi ve özel dini görüşlere saygı gösterilmesi gereklidir. Ayrıca Kaplan, dünya çapında bir Yahudi kurulunun toplanıp Yahudileri uluslarüstü bir halk olarak tanımlayan bir anlaşma hazırlamalarını önerir. Kaplan’a göre, din toplumun manevi sembolleriyle kendini gösteren kolektif bilinci somutlaştırır. Böyle bir sancta, huşu duylarını uyandırır, grubun önemli olduğuna inandığı olguları hatırlatır ve ulusun kolektif bilincini güçlendirir.

Kaplan’a göre, şu anda yapılması gereken, dini temellerin, dini medeniyet kavramı ışığında yeniden yapılandırılmasıdır. Kaplan için, Yahudilik Yahudi inancından çok daha kapsamlıdır. Tarihin, edebiyatın, dilin, sosyal organizasyonun, halkın uygun gördüklerinin, etiğin, sosyal ve manevi fikirlerin ve estetik ilgilerin bağlantı noktalarını da içerir. Yahudi varlığının doğasını bu açıdan düşünerek Kaplan, Sadece İsrael’de tam bir Yahudi, hayatı yaşanabileceğini ileri sürer. Yine de diasporada da Yahudi bir hayat sürmek mümkündür. Yeniden yapılanmacı Yahudiliğin programı İsrael’i Yahudi tarihinin merkezine koyar ve Yahudiliğin tüm dinamik biçimlerinin buradan kaynaklandığını belirtir.



Kasım 03, 2007, 10:31:34 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Böyle İsrael odaklı bir hareketin felsefesi on temel ilkeye dayanır:

1.Yahudilik evrilen , dini bir medeniyettir. Yahudilik, ya da birbirini takip eden bir çok Yahudi neslini birleştiren olgu, sadece bir din değildir, bu evrilen dini bir medeniyettir. Evrimi sırasında Yahudilik üç ana aşamadan geçmiştir. Her aşama, içinde bulunduğu koşulları yansıtır.

2.Şimdiki durumun gerekliliği: Bu aşamalar sırasında Yahudiler ayrı bir halk meydana getirirler. Şimdi Yahudi halkı, diğer halklar gibi, hem kendi tarihi medeniyetini hem de içinde bulunduğu medeniyeti yaşamayı öğrenmelidir. Bu da Yahudi halkının yeniden yapılanacağı, dinin yeniden canlanacağı ve kültürün yeniden doldurulacağı Yahudiliğin demokratik ortamında başarılacaktır.

3.Birlik ve çeşitlilik. Coğrafi olarak dağılmış olmaktan kaynaklanan çeşitliliği; kültür ve dünya görüşü konusundaki farklılıkları Yahudi birliği aşmalıdır.

4.Eski anlaşmanın yenilenmesi: Dünyadaki tim Yahudiler , İsrael’deki Yahudi toplumu ile beraber kendilerini uluslar-üstü bir halk haline getiren tarihi anlaşmalarını yenilemelidir. Bunun merkezi , ‘Sion’ olmalıdır.

5. Dünya Yahudilerinin manevi yurdu olarak Eretz Yisrael ( İsrael toprakları): Eretz Yisrael , tarihi Yahudi medeniyetinin yurdu olarak tanınmalıdır.

6.İsrael’in dışındaki organik cemaatlerin temeli: Diğer yerlerde Yahudiler, organik cemaatler kurmalıdır. Yahudiler tarafından Yahudiler için düzenlenen her türlü faaliyet ve kuruluşlar enteraktif olmalı ve Yahudi halkının, dinin ve kültürünün gelişmesine öncelik tanımalıdır.

7.Dinin yeniden canlandırılması için gereken önkoşullar: Dinin yeninden canlandırılması özgür sorgulamanın, ve din ile devlet işlerinin ayrılması yolu ile başarılabilir.

8.Tanrı’ya inancın nasıl yorumlanacağı: Yahudi halkının yeninden canlandırılması, Tanrı’ya olan inancın, hem evrensel olarak insani hem de özel bir Yahudi deneyimi olarak yorumlanmasını gerektirir.

9.Bir dinin devamlılığını sağlayan unsur: Bir dinin devamlılığı, inanç ve uygulama çeşitliliği içinde kimliğini koruyabilmesi sancta sı sayesinde başarılır. Bunlar, dinin insanın kaderini tamamladığı olgular olarak işaret ettiği kahramanlar, olaylar, metinler, mekanlar ve mevsimlerdir.

10.Tora’nın süregelen Yahudi kültürü ile eşanlamlılığı: Geleneksel Tora kavramı , Yahudi dini medeniyetiyle eşanlamlı algılanmalı ve bundan dolayı Yahudi halkının süregiden tüm etik, kültürel ve manevi deneyimlerini kapsamalıdır.


Yahudiliğin doğası hakkındaki teorisini ortaya koyarken Kaplan, evrenin bilimsel anlayışı ile tutarlı radikal bir teoloji ortaya koyar. Kaplan’a göre, Tanrı doğaüstü bir varlık olarak değil, kurtuluşa götüren bir güç olarak algılanmalıdır. “Tanrı, kaostan bir kozmoz yaratan tüm hareket ettirici ve organize edici kuvvetlerin toplamıdır” der. ( Kaplan, 1962, 76). Ona göre, Tanrı fikri etkileri bağlamında temelden anlaşılmalıdır:

“Tanrı hakkında, sevgi ilahidir dediğimizde, Tanrı sevgidir dediğimizden daha çok bilgi ediniriz. Gerçek bir dönüşüm olur... ilahiyat, otantik deneyime açılır ve bir kesinlik kazanarak bu otantikliğin fark edilmesini sağlar.” (Kaplan, 1970, 73).

Kaplan’a göre, Tanrı , doğa kurallarına bağlı olmayan, “doğa-üstü”, “gerçek –üstü” ve “deneyim-ötesi” bir aşkınlıktır. Bu tip bir kavramsallaştırma Tanrı’yı evrenin yaratıp devam ettiren, ayrıca Yahudiler’i insanlığa rehber olacak bir halk olarak seçen varlık olarak gören düşünceden çok farklıdır. Tanrı doğası hakkındaki böyle bir yorum, inancın manevi boyutunu yeninden formüle edilmesini ister. Dolayısıyla Kaplan, kurtuluşun da insani ifadeler çerçevesinde anlaşılması gerektiğini iddia eder.

“Din, kurtuluştan söz ettiğinde, hayatın değerliliği hakkındaki deneyimden bahseder. Hayatımızın değerli oluşu ile ilgili kişisel deneyimizi analiz edersek , bunun belirli etik deneyimlere dayandığını görürüz- ahlaki sorumluluk, dürüstlük, sadakat, sevgi, hizmet... Dikkatlice yaparsak bu analiz etik deneyimizin kaynağının, diğerleriyle karşılıklı ilişkiler yoluyla kendi kendimize yetebilme noktasına erişme isteği ve yeteneğimizde bulunduğunu ortaya çıkarır. Bu karşılıklı ilişkiler aslında kosmozda işleyen daha büyük bir ilkenin ifadesidir. Bu ilke, bütün varlıklardaki yaratıcılığı ve birbirlerine bağlılıklarını ortaya koyan kozmik güce karşılık olarak belirir” (70).

Dine bu doğal kavramlarla yaklaşımda duanın rolü nedir? Kaplan’a göre, dini ibadet nesnel nedenler için gereklidir. Duyguların ortaya çıkışı açısından önemlidir. Dua yoluyla insan içindeki bilinçte, insan ilişkilerinde ve çevresinde işleyen kuvvetin farkına varır. Ayrıca, insan toplumun dini hedeflerine odaklanabilir. Örneğin dua edenler, kriz zamanlarında manevi olarak beslenebilir, ayrıca matem dönemlerinde teselli bulur. Dolayısıyla ibadetin önemli psikolojik yararları vardır ve bireyin ideallerini şekillendirebilir. ‘Bir Medeniyet Olarak Yahudilik’te ve Kaplan’ın diğer eserlerinde bulunan birçok fikir Yeniden yapılanma akımının erken dönemlerinde ortaya çıkan dini edebiyatta yer alır.

Kaplan, Eugene Kohn ve Ira Eisenstein tarafından düzenlenen ‘Yeni Agada’, Kaplan’ın teolojisini , geleneksel Agada’daki mucizelere, belalara ve İsrael’in Mısır’dan kurtuluşunun günümüzdeki önemine uyarlar. Yine ‘Şabat Dua Kitabı’, sinagogdaki ibadetten tatmin olmayanlar için tasarlanır ve amacı , teolojik olarak kabul edilmez bölümleri çıkartıp gelenekten bir takım ilham verici materyaller ekleyerek duyguları harekete geçirmektir. Bu yeni dua kitabı Tora’nın Sina Dağı’ndaki açıklanışı , Yahudiler’in Tanrı’nın seçilmiş halkı olduğu ve kişisel Maşiah doktrini hakkındaki tüm referansları çıkartır. Beklenildiği gibi, gelenekten böyle sert bir ayrılık Ortodoks kesim tarafından tepkiye karşılanır. Kaplan, ateizmi ifade etmek ve inançtan uzaklaştırmak suçlamalarıyla dinden çıkartılır. Yine de Kaplan’ın düşüncesi, modern dünyada yeni bir düşünce aryan bir kesimi yönlendirir.



Referanslar ve Kaplan’ın Önemli Yazıları:

Mordehay Kaplan, Judaism Without Supernaturalism, New York, 1958

Modehay Kaplan, The Meaning of God in Modern Jewish Religion, New York, 1962

Mordehay Kaplan, Judaism As a Civilization, New York, 1967

Mordehay Kaplan, ‘ The Meaning of God for the Contemporary Jew’, A Jospe ( ed) , Tradition and Contemporary Experience, New York, 1970