Sayın rvoncu,
Yazı kısa olsa da sonunu güzel bağlamışsınız. Teşekkür ederim.
Bu üç kişi aslında bana çok güzel bir hikaye anlatır. Üçü de birbirinden farklıdır, her ne kadar Nizam-ül mülk ve Sabbah'ın ortak yanları çok olsada, Ömer Hayyam'ın ikisiyle de ortak bir noktası yoktur, aynı tarihlerde yaşaması dışında.
Nizamülmülk siyasi gücü, Hasan Sabbah dini gücü temsil ederken, Ömer Hayyam hayatın gerçeklerini, insani yönü temsil etmektedir. Nizam-ül mülk ve Sabbah, mal mülk ve iktidar gücü peşinde farklı yollarda yürürken, bu gün ikisinin ne siyasi güçleri ne dini güçleri kalmıştır. Ancak Ömer Hayyam'ın insanlığı, hayat felsefesi hala hayranlık uyandırır. Kalıcı olan ne siyasi güçtür, nede dini güçtür.
Bende yazımın sonunu şöyle bağlıyayım:)
Bu günün Sabbah'ı fetullah gülen, nizam-ül mülk'ü tayyip erdoğandır. İnsanların hala acı çekmesi, göz yaşı dökmesi, mutsuz olması, hırslı ve kindar olması, hayatın ve evrenin yasalarından uzaklaşması ve bu mal mülk düşkünlüğünün devam etmesi hala Sabbahların, nizam-ül mülk lerin peşinden gitmesi, onları söz ve güç sahibi yapmasındandır. Hala aynı hatayı yapmakta, hala düşünmek yerine inanmayı, çaba yerine kısa yollar peşinde koşturmayı, kendimize inanacağımıza başkalarını yüceltmeyi sürdürüyoruz. Oysa asıl ihtiyacımız Ömer Hayyam gibilerin yaşatılmasıdır. (benim düşüncem de böyle)
Saygılarımla...