Sn.Akasya'nın yazısını bir gündür düşünüyorum ve bu yazıyı ve dahi kendimi nerede konumlandırdığımı bulmaya çalışıyorum.Bir önceki yazımda çokça hayalimden bahsettim kendimce bir yol yöntem sundum,benim gibi bir düşünce fakirinin haddini aşarak çözüm üretmesi duygularıma yenilmemden kaynaklanmakta,o yüzden forum kirliliği yarattığım için sizlerden özür dilerim..
Peki yazdıklarımız bilimsel verilere dayansın günümüzü anlatsın bu bilgilere nerden ulaşacağız tabiki bir tembel olarak benden önce bu konuda düşünenlere başvuracağız.İnternetde koca bir derya ama yazıları okudukça maalesef bir sınıflandırma yapmak zorunda kaldım kendi sığlığıma bakmadan başka sığlıklar gördüm.Burası bence önemli.Konu şu günümüzde yoksullar ahlaki bir yozlaşmayla da karşı karşıyalar.Bu bir dayatma ve eski çağlarda yoksulluk bu kadar insanı yıpratmamıştı.İşte bu konuda yazanlar liberal ekonomik modeli savunan batı ahlakçı görüşleri alan,kominist fikirlere saplantılı ve başka bir ahlak değerlerini savunan,ötesi ahlaki değerleri inançlara dayatıp İslam ahlakından dem vuranlar..
Bunların hepsini toplayıp bir makale yazanı bulamadım herhalde onlar üniversitelerinde kürsülerinde saklanıyorlar.Ortalıkta kendini düşünce insanı sayan yazarlarla dolmuş taşmış.Gazete küpürleride bunlardan farklı değil bir atışma işine koyulmuşlar konu sapmış yani biri çıkıpta Günümüzün ahlakçı Marxı olamamış şöyle güzel bir araştırma döşeyememiş,zaten yazsada biz okumayız ya ayrı konu..
Gelelim benim halim salim fikirlerime efendim eskiden toprak için çalışan köylüde bir imece vardı şimdi bu şirketlerde nerde olsun buralarda şimdi ayak kaydırmaca var rekabet o boyutda,eskiden kafamızı yorduğumuz tarlayı nasıl süreriz fikri şimdilerde yerini hangi cinliği yaparım gemimi yürütürümü almış nasıl vergi kaçırırım yani veya bir işçiysek nasıl verimsiz çalışırım evet derece o boyutda.
Siz çalışma saatlerini tekstilde bu çok geçerli 16 saate çıkarırsanız o insanın yaşamınıda elinden almış olursunuz.Modern köleler,robotlar üretmiş olursunuz ki bunlar haklarını bile aramaz ve çalısma koşulları hak getire, maaşta 520 ytl ciktir ki kişinin hayata dair umutları kalmamıştır.
Öyle insan modelleri var ki karşımızda artık sadece haz için yaşamakta buna yönelmekte buda ahlaki bir yozlaşma getirmekte.İnsan öyle bir hale sokulmuş ki nerde yaşadığının bile farkına varamıyor.Bu zengini içinde fakiri içinde geçerli.Zaten dinlerde eski itibarlarını görmüyorlar bununda çokca nedenleri var.
Bu gidişat bir uçurum mu?Bence uçurum; insanı insan yapan sevgisidir,sevgi olmadan gerçekten hiç bir şeyin değeri yok ne zaman bu model bir toplumsal yapı ortaya çıkacak ekonomisiyle sosyal yaşantısıyla o zaman insanlık mehdisini görmüş olacaktır.Anlatmak istediği hakim olan güç dengesi ve süregelen yönetim politikaları ister feodalite ister monarşi,ister kapital demokrasi olsun bir merhale, boyut yıkılmaya muktedir.Yerine yenisi elbet kurulur.
Bu devirden çıkmak için şiddetden,silahlanmadan,pornografiden,bencil çalma hırsından sıyrılmamız lazım.Okullarda felsefeye,dinin ahlak erdem yönlerinin daha çok anlatıldığı,devletin bu çirkin gidişata bir neşter vuracak kurumlar kurmasıyla bu işten çıkmalıyız.Öğretimi bile meçhul üniversitelerimiz eğitimi nasıl versinin dimi?
İnsanlığın bekası ve selameti için bu dünyanın önderi ABD olmamalıydı.Bizler adım atmak için artık beklememeliyiz toplumsal barışı dünyaya yayacak çözüm üretecek maneviyatçı yollar açmalıyız bu insanlara destek olmalıyız.İşte şu kadar kişi uyuşturucu,şu kadar kişi terör,şu kadar aile boşandı,şu insanlar trafik kazası,şunlar iş kazası örnekler uzar gider.Acı sadece parmağınız kesildiğinde ortaya çıkmaz manevi acılarda çekeriz.
Birileri bu kendini bilmez,sömüren gücün kulağını çekmeli yola getirmeli yoksa önemli olan sosyalizm,liberalizm,budizm,islam,yahudilik değildir.Bugün Marduka tapan yoktur sanırım bir inanç yok olmuştur,ama ağlayan insan çoktur.İnançları dışlamıyorum onlarla oynamakta iyi değil ama bir inançlı olarak çözüme heryerden başlamalıyız...
Efendim yine konudan uzaklaştım,özürler....
Saygılarımla..