Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: "Nasıl bir yaradana inanıyoruz"  (Okunma sayısı 10267 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 22, 2013, 10:03:30 ös
Yanıtla #10
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Goassing
İsterdseniz bir yol izleyelim,öncelikle nasıl bir yaradana inanıyoruzun tarifini yapalım yapmaya çalışalım.Ben sizin zekanızı çok merak ediyorum lakin kullanımını biraz farklı yapıyorsunuz,hani anlattığın şeyi sen biliyorsun ya yazarkende sadece sen anlıyor gibi bir durum ortaya çıkıyor,bunu bir eleştiri olarak değilde yapıcı bir istek olarak algıla lütfen,beynimde çözülmesi zor bir adam olmanı istemem doğrusu.
Syn karahan
Haklısınız arada kaptırıp gidiyorum ne olduğunuda anlamıyorum.
kusura bakmayın. bir doktordan yardım almayı düşünüyorum bu konuda
İnanın yazmak için yazmıyorum öle bir anda oluyor site kirliliği yapmıyım diye cıkarılmamı talep ettim
ama cıkarmadılar
Demin düşündüğünüz gibi bir durum değil,büyük ihtimal pskolojik
yönlendirme veya zekaylada alakası yok emin olun
Sitede kendi halime bırakılma durumunda site kirlenir
sygılar
« Son Düzenleme: Temmuz 22, 2013, 10:21:47 ös Gönderen: GOASISG »
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


Temmuz 22, 2013, 10:22:30 ös
Yanıtla #11
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

sn.goassing
Sizin iyi niyetinizden şüphem yok,farklı bir zeka farklı bir gözünüz olduğu belli ama kullanırken de farklı yapıyorsunuz aklındakini siz biliyorsunuz yansıtırkende sadece siz anlıyorsunuz ben okurken hep çözmeye çalışıyorum.Yoksa iyi niyetinişzden şüphem yok yanlış anlamayın beni.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Temmuz 22, 2013, 10:31:55 ös
Yanıtla #12
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

sn.goassing
Sizin iyi niyetinizden şüphem yok,farklı bir zeka farklı bir gözünüz olduğu belli ama kullanırken de farklı yapıyorsunuz aklındakini siz biliyorsunuz yansıtırkende sadece siz anlıyorsunuz ben okurken hep çözmeye çalışıyorum.Yoksa iyi niyetinişzden şüphem yok yanlış anlamayın beni.
syn karahan
Küçüklükten beri yön duygumda ve gözlerimde sorunlar var.Renk körü gibi bişeyim .fiziksel ve zihinsel bir sıkıntım yok aksine cok hızlı öğrenirim. bunca zamandır anlayışıma bir sebep getirmeye calıştım getiremedim.
Cevrem beni anlayabiliyor ama tanımayan birinde sıkıntı oluyor
samimiyetime inandığınız için sağ olun.
Karşıt görüşler insanın vizyonunu genişletir ama bazı şeylerle itham edilince cok zoruma gidiyor
Aklınızdan ne gecirdiğinizi bilemem ne gecirmek istediğinizi bile bilirim
syn ADAMIN sildiği yazımı okuyanlar varsa veya kayıt edenler nedediğimi anlar
syn asimov ve syn Arais okudu sanıyorum. ayrıca syn ADAM ın kişilğine beyfendiliğine nizamına hayranım ama zihin olarak benimle aynı seviyede olması mümkün değil o yüzden manalı veya manasız bana hitabı
Sadece bu cercevede olabilir üzerimizde ünüformalarımız yok oda cok ünüformayla gezdiği için karşıt görüşlerden uzak olduğu için vizyonu genişleyememiş.syn ADAM ı tanımıyorum ama kişilğini beyfendiliğini tanıyorum

sygılar
« Son Düzenleme: Temmuz 22, 2013, 11:22:29 ös Gönderen: GOASISG »
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


Temmuz 22, 2013, 11:52:25 ös
Yanıtla #13
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 426
  • Cinsiyet: Bay

sn.goassing
Sizin iyi niyetinizden şüphem yok,farklı bir zeka farklı bir gözünüz olduğu belli ama kullanırken de farklı yapıyorsunuz aklındakini siz biliyorsunuz yansıtırkende sadece siz anlıyorsunuz ben okurken hep çözmeye çalışıyorum.Yoksa iyi niyetinişzden şüphem yok yanlış anlamayın beni.
syn karahan
Küçüklükten beri yön duygumda ve gözlerimde sorunlar var.Renk körü gibi bişeyim .fiziksel ve zihinsel bir sıkıntım yok aksine cok hızlı öğrenirim. bunca zamandır anlayışıma bir sebep getirmeye calıştım getiremedim.
Cevrem beni anlayabiliyor ama tanımayan birinde sıkıntı oluyor
samimiyetime inandığınız için sağ olun.
Karşıt görüşler insanın vizyonunu genişletir ama bazı şeylerle itham edilince cok zoruma gidiyor
Aklınızdan ne gecirdiğinizi bilemem ne gecirmek istediğinizi bile bilirim
syn ADAMIN sildiği yazımı okuyanlar varsa veya kayıt edenler nedediğimi anlar
syn asimov ve syn Arais okudu sanıyorum. ayrıca syn ADAM ın kişilğine beyfendiliğine nizamına hayranım ama zihin olarak benimle aynı seviyede olması mümkün değil o yüzden manalı veya manasız bana hitabı
Sadece bu cercevede olabilir üzerimizde ünüformalarımız yok oda cok ünüformayla gezdiği için karşıt görüşlerden uzak olduğu için vizyonu genişleyememiş.syn ADAM ı tanımıyorum ama kişilğini beyfendiliğini tanıyorum
Syn karahan politik görüşünüze hayranım yolunuz doğru üzerinize aldığınız vazifede doğru,yan getirilerini
kullanıp sizi yıpratmalarına izin vermeyin uykuda olanlar asıl başka
Bunlar son yazılarım birdaha siteye girmiycem hepinizi tanımak mutluluktu. ışık hep sizinle olsun
sygılar

« Son Düzenleme: Temmuz 22, 2013, 11:54:37 ös Gönderen: GOASISG »
ܚܠܐ -ܕܡܐ- -ܩܪܒܐ


Temmuz 30, 2013, 01:42:01 ös
Yanıtla #14
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bir konu açtık kaldı öyle kendi haline işlemedi birtürlü ben devam ettireyim biraz daha.

Nasıl bir yaradana inanıyoruz?
soru bu bu sorunun cevabı aslında tamamen insanın kendi düzeyi ile alakalı değilmidir?
Hangi yazılı kitapta yazarsa yazsın çoğunluk tarafından kabulde görse kişi hem yazılanlar algılayamaz hemde yaradanın varlığını kavrayamazsa neye inandığının ne kadar değeri olurki?
İnsanın varlığı algılayabildiklerinden öte bir şey değildir.
Bir ateist inanmadığı şeye inanıyor;
bir deist bir yaratıcıya inanıp sonraki söylemleri(kitap,peygamber v.s)inanmamay inanıyor.
bir hindu ineğin tanrı olduğuna inanıyor.
örnekleme sürüp gidebilir insanoğlu zihni neyi kabul etmiş ise ona yaradıcı diyor.Nasıl bir yaratıcıya inandığımız sorusu o kadar derinki insan ömrünü düşündüğümüzde buna ayıracak zamanı dolu dolu 1 yılı zor geçer.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 05, 2013, 01:00:26 öö
Yanıtla #15
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

         Konu başlığı gerçekten ilginç. Ben ilginç kısmı biraz farklı düşünüyorum. Şöyle ki; "Nasıl Bir Yaradana İnanıyoruz" dediğimiz zaman bu tamamen bizim şahsi inancımızı anlatır. Halbuki bizler hiç birimiz kendiliğimizden bir yaradan inancına sahip olmuş değiliz. Zira bizlere "nasıl bir yaradana  inanmamız" gerektiği dünyaya geldiğimiz andan itibaren enpoze edilir ve genellikle bizler bu enpozenin tesirinde kalarak inancımızı belirleriz.

        Müslüman bir ailede dünyaya gelmiş iseniz, doğumunuzun akabinde ezanla isminiz kulağınıza okunur. İşte ilk inanışınız burada başlamıştır. Aileniz, bundan sonraki süreçte her fırsatta size Allah ve peygamberden bahsedecek, kendi inançlarını size öğretmeye başlayacaklardır. İlkokul seviyesine geldiğinizde muhtemelen bayram ve cuma namazlarına gitmeniz yolunda telkinlerde bulunacak ve ilerleyen süreçte de devamlı inandıkları dini telkinleri arttıracak ve hatta izdivacınızda bile yine Allah'ın emri, peygamberin kavlini görecek, gerdek gecesinde gerekli namazınızı kılacaksınız. (Buna bir de toplumsal baskıyı eklerseniz daha iyi anlayabilirsiniz.)
     
      Hıristiyan iseniz başka ritüeller, Musevi iseniz daha başka ritüeller, Budist iseniz çok daha değişik ritüellerle karşılaşacaksınız.

      Yukarıda kısaca anlattığım şekilde değil de, bizler 18-20'li yaşlara geldikten sonra bir yaradan  tercihinde bulunma şansımız olsa idi acaba nasıl olurdu ? Hangimiz Müslümanlığı, hangimiz, Hıristiyanlığı, hangimiz Museviliği, hangimiz Budizmi seçer ve acaba hangilerimiz ateizmi, deizmi seçerdik.

      Bu nedenle; "Nasıl Bir Yaradana İnanıyoruz" konu başlığında ufak bir düzeltme yaparak Nasıl Bir Yaradana İnandırılıyoruz , olmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.
      Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ağustos 05, 2013, 01:24:40 öö
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi

Konu çok güzel benim de zamana ihtiyacım olacak


Eylül 13, 2014, 10:40:22 ös
Yanıtla #17
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 201
  • Cinsiyet: Bay

Zamanında açılmış bu konu pek dikkatimi çekti, içimde bu konuyu tozlu raflardan kurtarma hevesi doğdu. Sn. Alşah'ın yorumu yapılan yorumlar arasında konuyla en alakadar içeriği taşıyor, fakat "nasıl bir yaradana inanıyoruz?" dediğimizde dinlere ayrı ayrı değil bir bütün olarak bakmamız gerekiyor çünkü; inanılan tanrı modeli semavi dinlerin hepsinde aynıdır.

Ha peki nedir bu tanrı modeli? Hemen izah edeyim! Din mensuplarının Tanrı inançları antropomorfisttir. Antropomorfizm ya da İnsan biçimcilik, insan niteliklerinin başka bir varlığa atfedilmesidir. Hayvanlar, cansız varlıklar, doğa güçleri, çok ve tek Tanrılı dinlerdeki tanrılar, melekler, şeytanlar, cinler ve daha başka kavramlar da "Antropomorfizm" konusu olabilir. Kur'an’da Allah'ın 99 ismi arasında verilen intikam alan, sabırlı olan gibi bazı isimler ile (yemin etme, beddua etme, hikayeler anlatma, kendisine dostlar ve düşmanlar edinme gibi) bazı fiiller Kişisel tanrı olarak tanımlanan ve Tanrı’ya insanî sıfatlar atfeden diğer örneklerdir.

Saygılarımla...
Serius est quam cogitas.


Eylül 14, 2014, 08:05:00 öö
Yanıtla #18
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu başlık altında sanırım en güzel değerlendirmeyi, bir yıldan çok zaman önce Sayın Alşah yapmıştı.

Ben bu gibi konulara pek burnumu sokmam, bu Forumu sürekli izleyenler bilir. Ancak şimdi aklıma bir iki ilginç nokta geldi.

Birincisi; “Nasıl bir yaradana inanıyoruz?” diye sorulduğunda, inanma durumunu sonraya bırakırsak, demek ki şu yaradanın değişik türleri ya da birbirinden farklı olanları var. Bunların hangisi ya da nasıl olanı diye soruluyor.

İşte o farklı olanlarından hangisi bize daha uygun gelirse ona inanıyoruz. Daha doğrusu Sayın Alşah’in belirtmiş olduğu üzere, zaten onu biz, her birimiz, ayrı ayrı tanımlamış değiliz, birileri, özellikle şu Araplar falan, onu tanımlamış, belirlemiş, biz de ona ya da onlardan birine inandırılmışız.

Gelelim şu inanma fiiline…

Bu yaradan dediğimizin nesine inanıyoruz? Sözüne mi, yazısına mı, yapıp ettiklerinin doğruluğuna mı; elbette bir şey söylediyse, yazdıysa ya da yapıp ettiyse eğer?...

Kimileri benim dediğim gibi değil de bu inanmayı onun “varlığı” üzerine kuruyor.

Bakın işte o zaman durum değişir. Önce var mı, yok mu olduğunu irdelemek gerekir.

Yok olduğunu ileri sürenleri geçelim bir kalem.

Var olduğunu ileri sürenlerin başı dertte. Bu varlığı kanıtlayabilmek için didinip duruyorlar yüzyıllardır. Hele önceye dönünce bir de şu nasıl sorusu var ya!... Kişinin kendine özgü birtakım niteliklerini yakıştırıp duruyorlar o yaradan dediklerine. Zaten bundan ötürü farklı yaradan tanımları çıkıyor ortaya. Çünkü herkesin tutumu, eğilimi, dilekleri, beğenileri, beğenmezlikleri, sevinçleri, kuşkuları, umutları, korkuları, daha birçok insanca hatta bazısı hayvanca dürtüleri pek farklı olabiliyor.

Farklı davrananlar da var… Yaradan terimi üzerinde durmak yerine bir Tanrı kavramından söz ediyor. İşte o zaman patırtı artıyor. Çünkü Yaradan Tanrı’nın altında kalıyor, o sadece bir yaradan… Kimisi de bunun tersini ileri sürüyor: Yaradan asıl üstte olan, Tanrı da onun yaratmış olduklarından biri.

Neden şu işin doğrusunu açıkça söylemekten bu kadar çok korkuyor bu insanlar?...

O doğuya gittiğinizde, orada insanların pek bir düzen içinde, daha bir “insanca” yaşadığını, insana önem ve değer verdiklerini görüyorsunuz. Onlara bir sorun şu soruyu bakalım, nasıl bir yaradana inanıyorsunuz diye… Size “Neyi yaradan?” diye soracaklar. Siz de alışageldiğiniz, teist nitelikli bir dinin inançlısı olarak “Dünyayı evreni, canlı ve cansız her şeyi.” deyin isterseniz. Yüzünüze bakacak ve hiçbir şey demeyeceklerdir. “Siz öyle bir şeye mi inanıyorsunuz?” diye sorup müstehzi bir tavır takınmayacaklardır. Sadece yüzünüze bakıp anlamsız bir ifadeyle sizi anlamaya çalışacaklardır.

Biz olsak öyle yapmazdık.

Onlar neden öyle yapacaklardır, bilir misiniz?

Bize saygı duyduklarından ve gösterdiklerinden; bizi de kendileri gibi “insan” yerine koyduklarından, insanca davranmayı bir yaşam tarzı edinmiş olduklarından.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 14, 2014, 11:39:56 öö
Yanıtla #19
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

Kafamdaki yaradanla ilgili sorulara yanıt aldığım bir cevap....
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
7957 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2009, 11:22:19 ös
Gönderen: hewal73
9 Yanıt
21566 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2011, 11:16:33 ös
Gönderen: AMON RA
19 Yanıt
15377 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2012, 09:45:54 ös
Gönderen: smyrnali
36 Yanıt
24570 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2012, 10:20:17 öö
Gönderen: Masor1976
49 Yanıt
31412 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2014, 11:29:47 öö
Gönderen: ABCDEF
15 Yanıt
13825 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2015, 01:28:57 ös
Gönderen: _SplendouR_
8 Yanıt
10269 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2018, 12:28:29 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
4731 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2010, 02:58:20 ös
Gönderen: karahan
11 Yanıt
14110 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2014, 04:25:08 öö
Gönderen: resurrected
17 Yanıt
8811 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 17, 2016, 10:38:10 ös
Gönderen: resurrected