Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MOSES HESS  (Okunma sayısı 2677 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 03, 2007, 10:38:02 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Modern laik Sionizm, Moses Hess’in yazıları ile Yahudi düşüncesine yerleşmeye başlar. 1812’de Almanya’nın Bonn kentinde doğan Hess, ilk çalışması ‘İnsanlığın Kutsal Tarihi’ni 1837’de, “genç Spinozacı” adı altında yayımlar. 1840’da Hess sosyalizme tanıştığı Paris’e taşınır. 1842-1843 yıllarında Karl Marx’ın editörlüğünü yaptığı Rheinische Zeitung’un Paris muhabiri olarak görev yapar. 1862’de en önemli çalışması Roma Ve Yeruşalayim’i yayımlar Bu kitabından Yahudileri, Yahudi bir devletin kurulması için seslerini yükseltmeye davet eder. Yıllarca süren yabancılıktan sonra atalarının inancına geri döndüğünü dile getirir:

Bir kez daha neşeli bayramlarını, üzüntülü günlerini, umutları ve anıları ben de paylaşıyorum. Hem İsrael’de, hem de halkımızın arasında veya Yahudi olmayan dünyada sürüp giden günümüzün entelektüel ve manevi mücadelelerinde rol alıyorum. Yahudiler neredeyse 2000 yıldır farklı ulusların içinde yaşadı ve çalıştılarsa da , onların arasında organik olarak kök salamazlar. Bastırdığımı düşündüğüm duygular bir kez daha gün yüzüne çıkmakta. Bu, atalarımızın mirasından, Kutsal Topraklardan , sonsz şehirden ayrılmaz olan, benim kendi milliyetimin olduğu düşüncesidir. ( Hertzberg’de, 1969, 119)

Hess’e göre, Yahudi karşıtı tavırlar kaçınılmazdır. Reformist Yahudiler, milliyetlerini ne şekilde olursa olsun ifade etmeyerek kötülüklerden korunabileceklerini zanneder. Ancak Yahudi milliyetine karşı duyulan nefretten kaçılamaz. Bu antipatiden korunmak amacıyla inançlardan vazgeçilmesi bile yeterince radikal değildir. Hıristiyan olması bile bir Yahudi’yi kurtaramaz. ‘ Yahudi burunlar yeniden şekillendirilemez ve siyah, dalgalı saçlar sürekli taranarak düz, sarışın saçlara dönüştüremez.’ ( Hertzberg’de, 1969, 121).
Yahudiler her zaman diğer ulusların arasında yabancı olarak kalacaklardır ve bu durumu değiştirebilecek hiçbir şey yoktur. Yahudi problemine tek çözüm, Yahudiler’in ulusal kimlikleriyle barışmalarıdır.

Hess için , Yahudi milliyetçiliğinin yeninden doğuşu , Yahudileri, inancın bağımsızlaştırıcı özelliğinden kendilerini koparmak isteyen Yahudi öncülerin ön ayak olduğu faydalardan mahrum bırakmaz. Tam tersine, Yahudi milliyetçiliğinin bir çok özelliği sayesinde evrensel değerler yükselecektir. Hess, Yahudiliğin modern evrensel hayat görüşünün kaynağı olduğunu ileri sürer. Fransız İhtilaline kadar Yahudiler, dinleri hem milliyetçi hem de evrensel olan tek ulustu. Dolayısıyla, insanlık tarihini kutsallaştırabilecek tek öğe Yahudiliktir. – bu da temelini aile sevgisinden alan birleşik bir gelişmedir. Bu süreç , insan ırkının bireyleri Kutsal Ruh ile birbirleriyle birleştiğinde tamamlanacaktır.

Tarih kavramı , Yahudiler’in, Tanrı’nın dünyadaki Krallığı olan Maşiah görüşüyle temellendirilir. Tarihlerinin başlangıcından itibaren Yahudiler, tarihin belirli bir sona doğru açıldığına dair olan inancın sahipleridir ve bu Mesihi kurtuluşa doğru gider. Bu inanç, Şabat kutlamalarına sembolik olarak ifade edilir:

Yaradılışın kutsal kitaptaki hikayesi sadece Şabat ideali için anlatılır. Bu hikaye, sembolik diliyle , bize dünyanın yaradılışı, yeryüzündeki en yüksek canlının yani insanın meydana gelmesiyle tamamlandığında, Yaratıcı Kendi doğal Şabat’ını kutladığını anlatır. Dünya tarihindeki olaylar tamamlandıktan sonra Mesih döneminin geleceğini ilan eder. ( Hertzberg’de, 1969, 131).

Dolayısıyla, Şabat kuralları, Yahudiler’in, dünyayı ve tarihi yöneten ilahi bir yasa olduğuna emin kılar. Ulusun manevi hayatına işlemiş bu inanç , dünyanın evrensel kurtuluşuna işaret eder.

Hess, Yahudiler için gerekli olanın , Yahudi ulusunun yeniden canlandırmak ve Yahudi halkının politik rönesansını gerçekleştirmek olduğunu ileri sürer. Bu düşüncesini desteklemek için , çağdaş Fransız yazar Ernst Laharanne’nın Yendi Doğu Sorunu ( The New Eastern Question) kitabındaki Yahudi devletini tartışan sözlerine yer verir:

Yahudi ırkının hiçbir üyesi, kendi geçmişini ve atalarını reddetmeden , atalarının toprağına olan tartışmasız ve temel hakkından vazgeçemez. Böyle bir davranış Avrupa’daki koşullar Yahudi devletinin kurulmasını engellemezken, hatta oluşumunu destekleyecekken uygunsuz kaçar. Bugün bir Kongre ile birleşmiş Yahudiler’in atalarının eski topraklarını almalarına hangi Avrupa gücü karşı çıkabilir? Yahudiler altınlarını alıp, yıpranmış Osmanlı’ya gidip, ‘ Benim vatanımı geri ver ve bu parayı zayıflayan imparatorluğunun diğer kesimleri için kullan” dese, buna kim karşı çıkar? ..

Sizler, atalarınızın topraklarına , çağlar boyunca verdiğiniz şehitlerin tacıyla geleceksiniz ve orada en sonunda bütün sıkıntılarınızdan kurtulacaksınız. Sermayeniz çorak toprağı bir kez daha ekebilecek , emeğiniz ve sanayiniz eski toprağı bir kez daha verimli vadilere dönüştürecek ve orayı çölün zararlı kumlarından kurtaracaktır. Böylece dünya en eski uluslarından birine saygısını yeniden göstermiş olacaktır. ( Hertzberg’de, 1969, 133-134).

Bu gözlemlerin ışığında, Hess , ulusal hayatın yeninden Kutsal Topraklarda canlanması ile Yahudi rönesansının mümkün olabileceğini düşünür. Yahudi ulusunun yaratıcı enerjileri , Yahudiler kendi ulusal miraslarından utanmaya başladıklarında İsrael’i terk etmiştir. Ama Kutsal Ruh, Ulus yeni bir hayat için uyandığında Yahudi nüfusunu canlandıracaktır. Geriye kalan tek soru , modern Yahudiler’in nasıl vatansever duygularını harekete geçirebileceği ve Yahudi kitleleri nasıl ulusal sadakatlerinden özgürleştirilebilecekleridir. Bu zor bir iştir ama Hess bunların yapılması gerektiğini öne sürer. Hess, Yahudi nüfusunun büyüklüğü nedeniyle Filistin’e toplu bir göç olmasının olanaksız olduğunu düşünse de , Yahudi bir devletin varlığının Yahudiler ve tüm insanlık için manevi bir merkez olacağını söyler. Bunun, ‘İlahi Krallık” için , hepimizin en sonuna kadar sürdürmesi gereken bir görev olduğunu söyler. Hess, 1875’te ölür.



Referanslar

Arthur Hertzberg, The Zionist Idea: A Historical Analysis andReader, new York, 1969


Hess’in Önemli Yazıları

Moses Hess, Rome and Jerusalem, ( Çeviri. M. Waxman) , New York, 1943



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3936 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2007, 10:10:25 ös
Gönderen: shemuel
1 Yanıt
3019 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2007, 10:25:49 ös
Gönderen: shemuel
3 Yanıt
4423 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 06, 2011, 09:55:02 ös
Gönderen: shakespeare