5 senelik kalkınma programları bile 6. ayına gelmeden hedeflerinden şaşıyor Türkiye de. Bunun da en büyük nedeni alt yapı eksikliği.
1: Türkiye sanayi reformunu yaşayamamış bir ülke. Bakmayın siz devletin açıkladığı ithalat-ihracat verilerine. Açık her geçen yıl katlanarak artıyor. Yani öz sermayelerimiz maalesef yurt dışına gidiyor.
2: Türkiye de düzenli bir devlet yapısı olmadığı için uzun dönemli kalkınma programlarının uygulanabilmesi mümkün değil.
3: İhracatımız arttı deniyor ama değil. Türkiye'nin kot üreticileri hammaddeyi Hindistan dan alıyor. Tekstil boyar maddeler Avrupa Birliği ülkelerinden geliyor. Elektronik üreticilerimizin üretim için ihtiyaç duydukları hammaddeler Çinden geliyor, Türkiye de sadece birleştirilmesi yapılıyor.
4: Organize Sanayi Bölgeleri ya yetersiz ya da her bölgeye yayılmamış durumda. Türkiye'nin doğusunda ki çoğu OSB'ne maalesef üretim için gerekli elektirik veya doğalgaz sağlanamıyor.
5: Meslek liseleri yeterli değil. Ara eleman eksiği çok büyük. Eleman maaliyetleri yüksek olduğu için kendi elemanını yetiştirmek zor. Ara eleman eksiği pek çok şirketin başka ülkelere gitmesine neden oluyor.
6: Türkiye de ki üniversiteler çok yetersiz. En yüksek puanlı bile olanlar çocukları gerçek hayata, kabul gören iş hayatına hazırlayamıyor. Teoride iyiler ama pratikte maalesef sıfırlar. En iyi üniversiteden bile mezun olsanız, bölümünüzde çalışabilmeniz için en az 8 aylık deneyime ihtiyacınız var ki bunun da maaliyeti çok yüksek.
7: Profesyonel istidihdamı yetersiz. Yüksek maaş vermemek için kalifiye olmayan elemanlar çalıştırılıyor ve bu da şirketlerin yerinde saymalarına, kalifiye iş gücününde yurt dışına kaçmasına neden oluyor.
8: Devlet kendi iç organlarına yanlış eleman seçimleri yapıyor. DTM de matematik mühendisinin, kimya mühendisinin ne işi var ? Bunları da geçelim her yeni iktidar döneminde, karar mekanizmaları değişiyor. İstikrar yok....
9: Lojistik bağlantılar çok kötü. Üretim her ile eşit şekilde yayılamıyor, bunlar göçü tetikliyor.
10: Bürokrasi çok yavaş. Acil ve ani karar verilebilmesi mümkün değil.
11: Yerli ve yabancı yatırımcıya gerekli kolaylıklar sağlanamıyor. Hala rüşvetle iş yapılıyor. Sadece son 3 yılda 9 milyar euroluk yatırım Çek Cumhuriyeti ve Bulgaristan'a kaydı.
12: Yurt dışında AR-GE (araştırma- geliştirme)ye ayrılan bütçeler yüzde 20lerden başlıyor. Türkiye de yüzde 5i bulmak bile çok zor. AR-GE olmayınca yeni fikirler üretilemiyor veya geliştirilemiyor.
13: Tarımcılık yapan bölgelere yeterli eğitim verilmiyor. Ziraat planı ve programı yok. Sulama işlemleri hem verimsiz hem yetersiz. Toprağın en verimli şekilde üretebilceği ürünler değil en pahalı ürünler ekiliyor. Bu da sonuçları kötü etkiliyor. Verimsiz ve yanlış ekimin sonucu verimsiz ve ihraç kabiliyeti olamayan ürünlerdir.
14: KOBİ lere yapılan devlet teşviği ve yatırımları çok düşük. Küçükler ya batıyor ya da büyüklere yem oluyor.
15: Devlet içinde planlama mekanizmasında çalışanlar maalesef sektör elemanları değil. Bu da alınan kararları verimsiz ve hatalı olmasına neden oluyor.
16: Hammadde üretimine yönelik alt yapıda dolaylı vergiler çok yüksek.
17: Devlet markalaşmayı yeterli derecede teşvik edemediği, şirketlerinde markalaşma için gereken bütçeyi fazla bulmaları nedeniyle, halen fason üretim, gelir kalemleri içinde 1. sırada:
17a: Fason üretim yüksek olursa, yapılan ihracat isterse Trilyon dolarlara ulaşsın, net kar ve brüt kar çok sınırlı seviye de kalır ve istihdamı arttırmaz.
17b: Fason üretime bel bağlanması. Senden daha ucuz bir üretim ülkesi bulunduğunda veya kriz dönemlerinde üretim yapamayacağın anlamına gelir.
17c: Fason üretim kaliteyi yükseltemez. Şirketleri tembelliye alıştırır. Taşıma suyla değirmen döndürmeye benzer.
18: Enerji üretimi ve özkaynakların kullanımı yetersiz olduğu için İthalat kalemi her zaman yüksek olacaktır. İhracat ne kadar yüksek olursa olsun, öz sermaye kaybı yüksek olacağı için, altı delik bir bardağı doldurmaya benzer.
19: Avrupa Birliğine üye olmadan, Gümrük Birliğine üye tek ülkeyiz. Yani Cem Yılmaz'ın dediği gibi, Kapadokyaya gitmeden Peri Bacalarını gören bir ülkeyiz
20: Ülkede ki sıcak para oranı çok yüksek. Ama bu para yatırım olarak kullanılmıyor. Sıcak para güzeldir ağız yakar....
Yani sözün özü, sanayi reformu ve hammaddeye yönelik sanayileşmenin arttırılmasıdır. Kalifiye ve ara eleman ihtiyacına yönelik okulların açılması. Ve açılan okulların çocukları tam olarak hazırlaması gerekmektedir. Aksi halde değil 5 yıl 50 yıl, 5 günlük program tutmaz ve yapılamaz.
Saygılarımla