Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kaba Güç  (Okunma sayısı 7461 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 24, 2011, 01:07:32 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Masonlukta kullanılan terim ve kavramlar çevresinde dolanırken, bu kavrama rast geliverdim.

İşin ilginç yanı şu: Masonlukta güç ya da kuvvet terimi pek sır olarak kullanılıyor. Birçok farklı ya da benzer anlama gelmek üzere değerlendiriliyor. Kavramın bir simge ile yansıtılması bile söz konusu. Ancak bir de kaba güç var ki, bu pek ender olarak geçen bir kavram.

Masonluktaki güç ya da kuvvet kavramı üzerinde, ayrı bir başlık altında, mutlaka apayrı bir başlık altında ayrıca durabiliriz. İlginç açılımların yapılacağını, güzel katkıların geleceğini sanıyorum. Hatta ilgilenen, beni beklemeden hemen konuyu bir başka başlık altında açabilir.

Benim buradaki başlığım sadece kaba güç. (Hani son zamanlarda moda edilen bir “orantısız güç” deyişi var. Onu da bunun içine katabiliriz. O durumun orantılısının nasıl olduğunu ben yaştakiler görüp yaşadı geçmişte. Orantısızı iç onaylanır gibi değil ama orantılı olanından daha iyi.)

Kaba güç kavramının Mason Sözlüğü’nde tanımı var: Bir şeyi ele geçirmek, egemenlik sağlamak ve üstünlüğü göstermek amaçlarıyla kullanılan, salt bedensel nitelikli ya da salt özdeksel (maddi) olanaklara dayanan güç.

Masonluktaki genel benimseyişe göre; böyle bir gücün kullanımı, başka çok şeyin yanında aslında noksanlığın bir göstergesi. Çünkü kaba güç, bilgiden, duygudan, sevgiden, anlayıştan, toleranstan, hoşgörüden hele hak ve adaletten, dolayısıyla erdemden yoksun bir güç.

Kaba güç kullanılarak ne sağlanır?.. Kırmak, ezmek, incitmek, yıkmak, yok etmek… Bu benim aklğıma gelenlere siz başka olumsuzluklar da ekleyebilirsiniz.

Kaba güç kullanılınca ne elde edilir?... Bireysel ya da zümresel ama olumsuz (kötü) niteli birtakım tutkular geçici olarak doyuma kavuşturulabilir; maddi emeller gerçekleştirilebilir.

Bunların karşılığı nedir?... Başkalarının bir şeylerini yitirmesi ve acı çekmesi.

Sonucu ne olur?... Evrensel düzeyde insanın evrimin kösteklenmesi.

Masonluğun amaçları, ilkeleri ve öğretisi, her ne türde olursa olsun kaba güç kullanımına karşıdır.

Savaş kaba güç kullanımı değil midir?

Evet.

Masonluk savaşa karşı mıdır?

Evet. Masonluk her zaman ve her yerde barıştan yanadır.

İki ülke savaşacak olsa, masonlar savaşa katılmaz mı? Kaba güç kullanmazlar mı?

Katılırlar. Kaba güç kullanırlar.

Bu ne perhiz ne lahana turşusu oldu.

Hayır turşu olmadı. Konuyu böyle bir yöne sürükleyip masonları kendi ilkeleriyle çelişir gibi göstermek gibi bir art niyet çerçevesindeki bir polemiğin başlangıcı oldu.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 24, 2011, 02:19:47 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Masonlar bir savaş halinde ne şekilde savaşırlar ? Ekonomik ? Siyasi ? Psikolojik ? Masonlar savaş halinde silahlı mücadelede haricinde bir savaş gerçekleştirebilirmi ? Günümüzde bilindiği gibi savaş topla tüfekle görünürde yapılsa bile arka planda çok daha büyük savaş olduğu malum bu arka planda masonlar ne roller üstlenir ya da herhangi bir rol üstlenirmi ?

Masonlar birbirine kardeşim diye hitap eder.Fransa ile Türkiye nin savaş halinde olduğunu varsayalım..Masonlar kaba güç kullanır ise oradakilerde kullanır.Bu durumda fransadaki loca ile türkiye'deki loca birbirine karşı nasıl bir tavır alır ? Savaşmaz ise vatan haini savaşır ise kardeşine kaba kuvvet kullanmış olur ? Böyle bir durumda ne yapılır ? Böyle bir durum tarihte vuku bulmuşmudur ? Ve buldu ise acaba sonucunda yaşananlar nelerdir..Şu anda birbirine düşman mason locası mevcutmudur acaba ? Değil ise demekki tarihte birbirine karşı savaşan mason olmamıştır.Sorularımı ŞİMDİLİK bu kadarla kesmek istiyorum ki aldığım cevapları iyice sentezliye bileyim.Daha sonra devam ederim.Teşekkür ederim.


SAYGILAR.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Kasım 24, 2011, 03:21:48 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

yaşasın kaba güç ve istismar bir insanı ezmek için ne guzel yollar
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Kasım 24, 2011, 05:32:07 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Bulgaria’nın bu açılımına acaba nasıl yanıt vermeli?... Uzun uzun mu yazmalı, yoksa kısa mı kesmeli?

Şu ekonomik, politik ve psikolojik savaş konusuna burada girmemeli. Bu bizi başlık dışına çıkarır. Belki o zaman gücün yanlış ya da olumsuz kullan8ımından söz etmek gerekecektir ama bu başlıktaki konumuz sadece kaba güç. O zaman sözünü ettiğimiz savaş da klasik savaş, ateşli ya da ateşsiz silahlarla.

Antimasonik cephede bir türlü anlaşılamayan, daha doğrusu art niyetlik nedeniyle anlaşılsa bile anlaşılmamış gibi görünün ve gösterilen bir konu, Masonlukta ulusallık ya da milliyetçilik ile evrensellik ya da beynelmilelciliğin nasıl bağdaştırıldığıdır.

Bu konuya Masonluğun amaç ve ilkeleri açısından bakmayacak olursanız çelişki vardır. Oysa Masonluğun amaç ve ilkeleri o çelişkiyi giderir.

Ulusallık evrenselliğe oranla önceliklidir.

Bu nedenle bir mason, gerektiğinde eline tüfeğini ve kasaturasını alıp savaşa gider, öyle bir savaş günümüzde de yapılırsa.

Tarihte iki masonun cephelerde karşılıklı olarak birbirine kurşun sıktığı görülmüştür. Buna ilişkin belgeleştirilmiş anılar vardır yayınlanmış. Bu olgu Masonluğa aykırı değildir. Fakat Masonluğun ilkelerine bunları anlamaya çalışmadan sözlüklerdeki anlamları çerçevesinde bakanlara bir çelişki gibi gelebilir.

Bu kadarı yeter mi, daha da ayrıntıya girelim mi?


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 24, 2011, 05:54:57 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Alıntı
Kaba güç kavramının Mason Sözlüğü’nde tanımı var: Bir şeyi ele geçirmek, egemenlik sağlamak ve üstünlüğü göstermek amaçlarıyla kullanılan, salt bedensel nitelikli ya da salt özdeksel (maddi) olanaklara dayanan güç
.

Isin "kaba"sini bir tarafa birakalim, o ya gerizekalilarin hatta buna hastalarin iside diyebilirsiniz ( buna ülkemizdeki kadinlara uygulanan siddet ve "orantisiz" uygulanan siddette dahildir) yada gercekten birisinin, kendisinin veya bir baskasinin hayatini kurtarmak icin secilmis son caredir.

Benim asil üstünde durmak istedigim nokta
Alıntı
salt özdeksel (maddi) olanaklara dayanan güç.
, burasi. Icinde yasadigimiz Kapitalist ( hemde hergün dahada acimasizlasan ve cirkeflesen) toplumda bu ne anlama geliyor.

Öncelikle sayin ADAM"dan ricam bunu bize biraz acmasi ve sonraki ricam sayin Mason arkadaslardan, bu konudaki düsüncelerini ve genel anlamda Masonlugun bakis acisini bize biraz acmalari.

Saygilarimla


Kasım 24, 2011, 06:46:26 ös
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Bulgaria’nın bu açılımına acaba nasıl yanıt vermeli?... Uzun uzun mu yazmalı, yoksa kısa mı kesmeli?

Şu ekonomik, politik ve psikolojik savaş konusuna burada girmemeli. Bu bizi başlık dışına çıkarır


Bunu başka bir konu ile irdelemeniz durumunda takipçisi olacağımı bilmenizi isterim.







Tarihte iki masonun cephelerde karşılıklı olarak birbirine kurşun sıktığı görülmüştür. Buna ilişkin belgeleştirilmiş anılar vardır yayınlanmış. Bu olgu Masonluğa aykırı değildir. Fakat Masonluğun ilkelerine bunları anlamaya çalışmadan sözlüklerdeki anlamları çerçevesinde bakanlara bir çelişki gibi gelebilir.

Bu anılara ulaşma yolları nedir ? Veya kitaplaştırılmış hali mevcutmudur ?Ayrıca henüz mason olarak mason locasında faal olarak bulunmadığımdan.Ve Masonluk ilkelerini bilfiil şahısla dialoğu girmeden anlama yolları sözlük ve internet ortamı olduğundan tam olarak anlamamam sanırım doğal bir durum ve ben bunu giderme çabası içerisindeyim.

Ayrıntıya girme konusuna da hayır demem daha fazla ayrıntı daha fazla bilgi..Sanırım zararı olmaz.

Saygılar.Teşekkürler. Sayın ADAM.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Kasım 25, 2011, 12:56:59 öö
Yanıtla #6

Savaş karşıtlığını bir türlü anlamam. Çünkü savaş, başlı başına kötü bir şey değildir. Üstelik savaş karşıtı olmak da mümkün değildir.

Bir soruyla açıklayayım: Savaş karşıtı biri, kendi ülkesine saldırı olduğunda "savunma" için savaşa katılabilir mi?

Yanıt evetse, o kişi zaten savaş karşıtı değildir. Çünkü savaşıyordur. Bu duruma şöyle bir itiraz gelebilir; "Hayır, o hâlâ bir savaş karşıtıdır, çünkü saldırmak için savaşmaz, sadece savunmak için savaşır." Bu tür bir yaklaşımı da ben anlamıyorum. Bu zaten her insanın evrensel ahlak yasasında yazılı olan bir şeydir. Hangi manyak, sırf saldırı için, kötülük için, yıkım için olan bir savaşı destekler?  Her savaşan bir "savunma" savaşı verir. Veya verdiğini sanır. Sanısı doğrudur veya yanlıştır, fakat her savaş, daima bir savunma savaşıdır. Her savaş bir savunma savaşı olduğu için de, savaş karşıtı birinin savunma savaşına karşı olması, eşyanın tabiatı gereği imkansızdır. Çünkü savaşmazsa, savaşmadığı şey, kendini yok edecektir.  Adeta fizik kanunları onu savaşmaya zorlar.

"Ben sadece yıkmak için geldim ve yıktım" diyen, ve bütün sebebi bundan ibaret olan savaşlar da vardır. Fakat günümüzde kimse savaşını, baştan yanlış olan bu argüman üzerine kurmaz. Herkes "kendini savunduğunu" söyler.

Dolayısıyla ortada bir savaş varsa, mutlaka bir "savunma" da vardır. Pasifizm kesinlikle mümkün değildir.

O savaştan kaçmak mümkün değildir. Size biri yumruk atarsa, siz de atarsınız. Atmazsanız, ölümünüz sadece bir zaman meselesi olur. Hatanızı, varoluşunuzun yok olmasıyla ödersiniz. Doğa sizi sistemden hemen ayıklar.

Dolayısıyla, "savaş karşıtlığı" yanlış kullanılan bir deyimdir. Bunun doğru kullanımının "adaletsiz savaşa karşılık" olduğuna inanıyorum. Hiçbir insan, aslında bir araç olan "savaş"a karşıt olamaz.  Fakat herhangi bir savaşın GEREKÇESİNE karşı olabilir. Hırsızlığa karşı olabilir. Adaletsizliğe karşı olabilir. Yalana karşı olabilir. Ve gerekçesinin bunlardan biri olduğunu düşündüğü bir savaşa destek vermeyebilir. Fakat bunun adı savaş karşıtlığı değil, adaletsizliğe karşı olmaktır. Dürüst olmaktır.

Bunları göz ardı edip, savaşmayı doğrudan kaba kuvvet olarak algılamanın, gerekçesi son derece haklı olan savaşların kaybedilmesine katkı yapacağını düşünüyorum. Savaş, sadece bir araçtır. O araç doğru kullanıldığında o savaşa katılır, o araç kötülük için kullanıldığında da bu kötülüğe alet olmamak için o savaştan çekilirsiniz.

Fakat sorun şurada ki, kimse yoğurdum ekşi demez. Savaşların adil olup olmadığına kişi kendisi karar verecektir. Sırf ülkesinin savaşı olduğu için, bir savaşa katılmak doğru değildir. O savaşa destek verip vermemeyi kişi kendisi değerlendirecektir. Ortadoğu petrollerine gözünü dikmiş emperyalist bir devletin, nükleer silah gibi bir gerekçeyle birtakım ülkeleri tehdit edip oraları işgal etmesi, doğrudan bir adaletsiz savaşa örnektir. Bu savaşı başlatan ülkenin vatandaşlarının buna destek vermemesi gerekirdi. Fakat bu benim olduğum yerden böyle görünüyor. O ülkenin insanı gerçekten nükleer silaha sahip olmayı kendisi için bir tehdit görebilir ve bunu engellemek için savaşı destekleyebilir. Fakat bu durumda, nükleer silahı olan her devletle savaşması gerekmektedir. Belki aslında o kişi bunu da istiyordur. Veya tamamen bambaşka gerekçelerle o savaşa destek veriyordur. Sonsuz neden sıralayabiliriz o insanın savaşı desteklemesi kararına. Fakat tüm bunlar daima savunma altında toplanır.

Bu yüzden, kardeş olan iki mason da birbirine silah çekebilir. Çünkü ikisi de kendisini haklı görmektedir.

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Kasım 25, 2011, 05:40:49 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Aslında geçen kavram olarak kaba gücü iki bölmek gerekir.Birincisi Tahrik etmek anlamında kullanabileceğimiz durumdur. Yani şöyle düşünün önünüzde bir masa var ve siz bunun sizden uzakta durmasını istiyorsunuz bunu itiyorsunuz. Birde teşfik var ilerde masanın üzerinde elma var siz bunu istiyorsunuz oradaki eşinize hayatım elma verirmisin diyorsunuz pat elma geliyor (Eşe yapılan teşfik karşılığı sevgidir). İşte kaba güç ilk durum olmuş oluyor.

Kaba güç insanın kendisine de uyguladığı birşeydir. 5 altın kuralı hatırlayalım. (Tamamen derleme olacak GD'den derleme)

1. Düalizm vardır. Yani siyah varsa beyaz ışık varsa karanlık vardır.
2. Vibrasyon vardır. Herşey titreşir. Atomlar bile
3. Herşeyin Maskülen ve Femineni vardır.
4. Herşey döner. Gezegenler, yıldızlar, elektronlar insan (tavaf)
5. Neyi dilersen onu alırsın fakat yan etkileri ağır olabilir. Herşeyin yan etkisi vardır

Şimdi bu kuralları insan nasıl algılar noktası ortaya çıkar. Bunu algılamak için insan kendisine kaba güç uygular buna da Tekamul denir. Tekamul kaba gücün insanın kendisi için uyguladığı formudur. Aklıma gelen tekamuller: Aç Kalma (Oruç), Kendisini bir şeyi yapmaya zorlama (Filanca kaynağı okumak), Kendisini düşünmeye adama (inziva), Adak. Bunlar ezoterik anlamda kaba güçlerdir. İnsan  kendisine kaba güç uygulamayı sevmez fakat yol (Order , Tarikat) ona bunu yapmaya teşfik eder (teşfik kelimesine dikkat yukarıda kelimeyi açıkladım). Yani yol kaba güç olan teşfiki kullanır (Ödül olur sonunda genellikle buna da tarikatta rank denir. Mesela felsefi derece.).

Gelelim savaş mezusuna:

Dört kavram toplumu guruplandırır. Birey, Aile, Klik ve Grup. Birey sadece tek ogeden meydana gelir. Kendini üstün görme dürtüsü vardır. Bireyin iki problemi vardır bunlara ihtiyaç denir. İlk ihtiyaçlar majör ihtiyaçlardır bunlar barınma, yemek yemek, uyumak gibi şeyler. Birey majör ihtiyacını günümüz sosyal toplumunda ancak grup ile elde ettiğinden gurubun parşasıdır. Fakat aslında minör ihtiyaçlar olarak azledebileceğimiz araba sahibi olmak gibi bir ihtiyacı karşılamak için grup kavramı vardır. İkincisi aile kavramıdır. Birey için aile anne babası değildir tüm bireyler içten içe ebeveyni olmamak istemektedir. Yanlızlığı duali ile aramak en sık rastlanan durumdur. Grup kavramı günümüzde bunu evraka bağlamış ve adına evlilik demiştir. Ailenin bir büyüğü ise kliktir. Klik içerisinde birbirinden farklı bireyler olur bunlar arasındaki bağa kimi dostluk kimisi ise kardeşlik demekte. İnsanların klik olması çok enteresan bir süreçtir iki çeşidi var bunun birtanesi bireyin kendini kliğin ögesi görmesi ile oluşan klikler. Örneğin gotik, hispters, Nerd dediğimiz klikler bunun sonucudur. Her birey bir klik parçası olabileceği gibi birden çok klikte de olabilir. Diğer klik durumu ise organizasyona bağlıdır. Bu klikler yine grup dediğimiz kavram tarafından evraka bağlanır ama bu zorunlu değildir. İkinci tarz dediğimiz bu kliklerde siz klikin parçası olarak kendinizi tanımlamazsınız klik sizi bu bizim parçamız diye içerisine alır. Bunlara da yol, Tarikat denebilir. En üstte de grup denen kavram var demiştik. Grup enteresandır öncelikle mekanı tanımlıdır şuradan şuraya kadar bu alan benim der, erk diye birşey vardır bunlar grup içerisinden çıkan bireylerdir. Genellikle grupların kanun, nizam gibi araçları vardır. En bildik grup devlettir.

Masonluk yukardaki tanımlar çerçevesinde gurupmudur klik midir? Eğer evrensel manada grup olarak görüyorsanız masonluğu o zaman devlet kavramı ile çelişen bir durum yaratabilmektedir. Yani nizam ve intizamın devlet ile çeişmesi durumu olabilir. Masonlukta nizam ve intizam vardır. Sınırları vardır alanları vardır. Grup olarak adlanabilir. Ama masonluk klik gibidir de. Bu klike üye olursunuz o sizi parçası olarak dikte eder. Aslen masonluk bir kliktir yani devlet gibi bir gruptan üstün değildir. Çünkü devlet bu sınırların içerisindeki herkes istesin istemesin benim parçamdır der. Şöyle birşey yapamazsınız: "Ey devlet sen benim devletim değilsin seni reddediyorum bu nedenle beni kendi kanunların ile yargılayamazsın" diyemezsiniz.

Devlet erkinin kararlarına muhalif olabilirsiniz devlet erkini yenilemek bir iç savaş olabilir aynı zamanda devletin dışarıya karşı mücadelesi olabilir buna da savaş denebilir. Klik bu noktada devede kulak noktasındadır. Devlet size savaşacaksın yoksa vatan haini ilan ederim derse savaşırsınız ötesi bir iradenizin olmasını reddebilir devlet. Klik savaştığınız için sizi reddetse dahi savasirsınız. O nedenle tutup hiç bir klik devlet ile çekşmez. O nedenledir ki kliklerde şöyle büyük bir kural vardır klikte siyaset olmaz der kimi klikler. Klik olarak masonluk da savaş hoş birşey değil der ama sizin savaşmanıza karışamaz.

 


Kasım 25, 2011, 11:38:28 öö
Yanıtla #8
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sayn Popperist ve Sayın Abezethibou çok güzel katkılarda bulundular. Ben kendi hesabıma ikisine de teşekkür ederim.

Dediklerinin birçok noktasına katılmakla birlikte katılmadığım görüşleri de var. Ancak bunların ayrıntılarına girmek artık bu başlık altındaki irdelemeyi gereksiz yere uzatmak olur.  Tümü nü okuyanlar kendi sentezlerini oluşturabilir.

Bu arada elbette şu değinmiş olduğumuz, sıfatsız “güç” kavramı var. Bunun üzerinde ayrı bir başlığı katılımcılarımızdan biri açmak istemezse belki ben açabilirim elim değince. Kim bilir belki şöyle başlarım: Güç = Kütle x İvme.

Bu bilimsel formüle göre kaba güç nasıl anlatılabilir acaba?

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 03, 2011, 09:03:28 öö
Yanıtla #9
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sayın Tij sitem etmiş…

Bu başlık altında bir soru sormuş ve bu sorunun yanıtlanmamış olduğundan yakınıyor.

Ancak bakıyorum da bu başlık altında katılımcılarımız çok güzel açılımlarda bulunmuş ve kavramı iyice irdelemişler. Söylenecek pek bir şey kalmamış. Basit bir kavram üzerinde bu kadar durmak bence yeter. Amaç yerine gelmiştir. Kaba gücün ayrıca kapitalist ya da küresel ekonomik baskı boyutunda ele alınıp tartışılmasına gerek yoktur. Kaldı ki, bugünkü durum 19. yüzyıldaki sömürgeci ve soykırımcı eylemlere oranla çok daha hafif kalır çünkü karşılık vermek, direnmek olanağı vardır.

Benim diyebileceğim başka bir şey yok bu başlık altında.

Sevgiler.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.