Sayın Karahan yanılıyor.
Hem de çok yanılıyor.
Çünkü çeşitli mason örgütlerinin nasıl çalıştığını, Türkiye’deki mason örgütlerinin nasıl çalıştığını karşılaştırmalı bir şekilde bilmiyor.
Hepsini aynı ya da birbirine çok benzer sanıyor.
Dünya yüzündeki mason örgütlerinin çeşitli derecelerde uygulanmakta olan ritüelleri arasındaki farkları da bilmiyor.
Türk Masonluğunun gerek çalışma yöntemleri gerek ritüeller bakımından gerçekleştirmiş bulunduğu gelişimlerden de bihaber.
Tüm bunların üzerine Türkiye’deki Masonluğu Batı ülkelerindeki Masonluk ile aynı ve Türk masonlarının Batı ülkelerindekilerin peşinden gittiğini ya da onları taklit ettiğini sanıyor.
Bunu da nereden çıkardınız diyebilir ama dediklerinden bu anlaşılıyor.
Çalışma yöntemleri için biri Ali-Veli, öteki Veli-Ali denilebilir belki fakat aynı şey ritüellerin özü ve içerdiği mesajlar için denilemez. Önemli olan ritüeller.
Ne yazık ki bizim Forum kuralların 17. maddesi burada ritüel karşılaştırması yapmaya elvermiyor. Aslında ritüeller internette bulunabiliyor. Türkiye’de sadece Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti uygulanmakta olduğuna göre,. bir başka ülkenin (Amerika, Fransa, İtalya, Brezilya, hangisi olursa olsun) ritüellerinden aynı derecenin olanları bir karşılaştırılırsa, çok farklı oldukları görülür. Çünkü her ülkenin ilgili ve yetkili örgütü, ritüeli kendi ulusal kültür öğelerine göre yoğurur.
Bu nasıl böyle oluyor?
Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin 1875 tarihli Locan Konvanı’nda belirlenmiş ilkeler, yenilenmiş anayasası ve anlaşmalar uyarınca oluyor.
Nitekim Türkiye Süprem Konseyi’nin bundan yaklaşık 20 yıl kadar önce benimsemiş olduğu temel ilkeleri şöyle: Bilimsellik-İnsancılık-Laiklik
Bu temel ilkeler tümüyle Türk Masonluğu’na özgü. Dünyanın başka hiçbir ülkesinde böyle bir temel ilke üçlemesi yok.
Bu bir gelişimsellik örneği.
Daha o kadar çok örnek var ki…
Bütün bunlara karşın Sayın karahan daha hâlâ Türkiye’deki Masonluğun kendi kültürüne özgü bir gelişimsel atılımı olmadığını söyleyecek olursa, ne diyeceğimi bilemem.
Ancak sayın karahan’ın bütün bunları bilmediğini belirterek, bilmediği için yanıldığını kabul etmesi gerek. "Bilmiyordum." diyebilmesi gerek.