Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: karahan - Ağustos 29, 2011, 09:38:51 öö

Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: karahan - Ağustos 29, 2011, 09:38:51 öö


Her zaman anlamakta zorlandığım bir ifade kullanım tarzıdır tanrımı yoksa allahmı.Bizim forumdada çok sık kullanılan bir terim olduğu için bu konuyu tartışmaya açmaya karar verdim.Kimileri şunu diyebilir öz önemlidir senin niyetin ne ise onu dersin gerisdi önemli değil.Ama olmuyor konun tıkandığı noktalardan biridir bu.O yüzden bakalım bu konudan neler çıkacak.Buyrun.



Tanrı; Kendine ibadet edilen, tapılan şey demektir ve dünyada bir çok kendine tapılan, ibadet edilen varlık vardır.
Hindular ineğe, Japonlar güneşe, Hıristiyanlar puta (İsa heykeline), ...kimileri makama, paraya, hatta karşı cinsten birine...
Hatta kimileri ideolojilerini - veya liderlerini - tanrı kabul ederler.

Müslümanların tanrısı, - Arapçası ilah- ise Allah'tır ve kelime-i şehadetin de ifade ettiği gibi, tek, gerçek, hakiki ilah, tanrıdır ;

Lâ ; Yoktur, hayır ( olumsuzluk ifadesi; İngilizcesi;No, Not)
İlahe; İbadet edilen -
İllâ : Ancak, sadece vardır, - istisna edatı -
Allâh: Allah

Allah'tan başka ilah, tanrı yoktur!

Ey tanrım ifadesi geneli ifade eder.Tanrı'm ama kim?; inek, güneş, makam...?

Ey tanrım olan Allah'ım denirse bu olur; "Ey ibadet ettiğim Allah'ım!"

Tanrımızın ismi vardır ve o Allah'tır.Ey tanrım deyince bir inek bize koşup gelirse itiraz atma hakkımız olmaz : )

Necip Fazıl Kısakürek'e sormuşlar:
 -Üstad, kimileri Allah diyor, kimileri de tanrı. Bu iki isim arasında nasıl bir fark vardır, siz hangisinin kullanılmasını daha uygun görürsünüz?
 Üstad cevap vermiş
 -Allah tanrının belasını versin!
 
Sözcüğü doğru anlamında kullanamadığımızda o cümlenin mana ve anlamını tamamlayamamış oluruz.İslamın bizden istediği ilaha tanrımı yoksa allah olarakmı hitap edeceğiz.Daha baştan yaratıcının ismini kullanırken hata ile başlarken sonrası nasıl olur bilemem.

Saygılar
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: karahan - Ağustos 29, 2011, 09:48:15 öö
Tengri, Eski Türkçede Tanrı, Gökyüzü; Eski Türklerin ve Moğolların inancı Tengricilik'de Gök Tanrı'sı (Kök Tengri), ya da Gök'ün yüce ruhudur. Aynı zamanda Orhun yazıtlarında ilk çözümlenen kelime olup yazılışı ""şeklindedir.


Tanrı sözcüğü Türkçe'dir ve kökeni tengri'dir. Arapça kökenli Allah adından farklı olarak, cins isimdir. Bu kelimenin Arapça'daki karşılığı "ilah"tır. Büyük yaratıcı, her şeye kadir olan yaratıcı, olağanüstü güç ve kudret sahibi anlamındadır.

 
Orhun Yazıtları'nda rastlanan Gök Tanrı ve benzeri ifadeler, Türk dinsel inancında görülebilen, Allah benzeri özel isimlerdir.

 
Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanmış olan Güncel Türkçe Sözlük'e göre, Tanrı sözcüğü "Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah." ve özel isim olarak da "Allah." anlamlarına gelmektedir.

 
İslamda Tanrı, İslam dininde Allah ismi, Tanrı'nın özel ismidir ve genel olarak bu ismin yerine kullanılır.


Allah kelimesi, el- (tek) ve ilah (yaratıcı) kelimelerinden türetilmiştir. İslam'da ayrıca bu ismin yerine kullanılabilecek, Allah'ın çeşitli sıfatlarından oluşan 'Esmaül Hüsna' yani "Güzel İsimler" mevcuttur.

 
Peki biz bir komisere, çavuşum diyebiliyor muyuz?

 
Veya;

 
Bir pilota bahçivan?

 
Ne kadar tuhaf sa bu örnekte geçen kıyas, ALLAH'a Tanrı demekte o kadar tuhaf ve layık olmayan bir isimlendirme...

 
Artık siz nasıl hitab ederseniz edin, bu sizin meseleniz...
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: karahan - Ağustos 29, 2011, 10:04:15 öö
Allah mı demeli yoksa Tanrı mı?’
Süleyman Ateş - [email protected]
--------------------------------------------------------------------------------
 SORU: “Tanrı” mı yoksa “Allah” mı demeliyiz? Tanrı nedir, Allah nedir? Bu konu çok tartışılıyor. Acaba Kur’ân-ı Kerim’de bu nasıl geçiyor? Açıklar mısınız? (Dilek)

CEVAP: Arapça’da Allah deyince sadece evrenin yaratıcı ve yöneticisi hatıra gelir. Ama ilah kelimesi hem Allah için kullanılır hem de Tanrı diye tapılan melek, cin, insan, yatır, hayvan, ağaç, taş, herhangi bir yaratık için kullanılır. Bu husus, Tanrı adını kullananın niyetine bağlıdır. Kur’ân okursanız

“E ilahun maallah: Allah ile beraber başka Tanrılar mı var?” sorulduğunu görürsünüz. Bu tür ayetlerde Allah’tan başka ilah (tanrı) olmadığı, hükmü geçerli tek Tanrı’nın Allah olduğu vurgulanır.

Kur’ân’ın ilk muhatabı olan Araplar, Allah deyince sadece evrenin yaratıcı ve yöneticisini anlarlardı. Ama ilah deyince bununla hem Allah anlaşılabilirdi hem de uyduruk Tanrılar. Yani Allah kelimesi, yaratıcının özel adıydı. Bu, Arapça için böyledir. Zaten bu isim de Arap dilinde aşamalar geçirerek Allah şekline gelmiştir. Bunun kökünün Ellat olduğu hakkında görüşler de vardır.

“Bu cidden tuhaf bir şeydir”

Kur’ân-ı Kerîm’de kâinatın yaratıcısı için Allah ismi kullanıldığı gibi ilah da kullanılır. Mesela “Falem ennehu la ilahe ilallah: İyi bil ki Allah’tan başka ilah yoktur. Gerçek ilah sadece Allah’tır” (Muhammed: 19), “Allah: ‘İki Tanrı tutmayın. O, ancak tek Tanrı’dır. Yalnız benden korkun’ dedi” (Nahl: 51), “Onlara kendilerinden bir uyarıcı (peygamber) gelmesine hayret ettiler de o kâfirler dediler ki: Bu yalancı bir sihirbazdır. Tanrıları bir tek Tanrı mı yaptı? Bu, cidden tuhaf bir şeydir” (Sad: 4-5).

“O’ndan başka Tanrı yoktur”

“1- De ki: Sığınırım ben, insanların Rabbine, 2- İnsanların padişahına, 3- İnsanların ilahına (Tanrısına): 4- O sinsi vesvesecinin şerrinden. 5- O ki insanların göğüslerine (kötü düşünceler) fısıldar. 6- Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah’a sığınırım)” (Nas Suresi). “Hahamlarını ve rahiplerini Allah’tan ayrı rabler edindiler, Meryem oğlu Mesih’i de öyle. Oysa kendilerine yalnız tek Tanrı’ya ibadet etmeleri emredilmişti. O’ndan başka Tanrı yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir” (Tövbe: 31).

Alıntı süleyman ateş
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ADAM - Ağustos 29, 2011, 10:35:32 öö
Sayın Karahan bu bağlamda başvurulması gereken kök gerekçelerin büyük çoğunluğunu ortaya koymuş.

Ancak TDK tarafından yapılan açıklama garibime gitti. Orada açıkça bir terimin açıklanmasında terimin kendisi kullanılmış ve tanım yapılırken konuya yanlı bakılmış. Bir diğer deyişle, "tanrı" sözcüğünün anlamı tek tanrıcı bir yaklaşımla açıklanmış "çok tanrıcılıktaki tanrılardan her biri" diye...

Çok tanrıcılık terimi gibi çok allahçılık terimi de rahatça kullanılabilir. Allah sözcüğü ancak belirginleştirilirse, nitelikleri ortaya konursa özel isim olur. Aynı şey Tanrı sözcüğü için de geçerlidir. Büyük harfle yazarsanız özelleştirirsiniz. Nitelendirmiş olursunuz. İşte o zaman da o aslında ne Allah olur ne Tanrı. Siz bir insan olarak Tanrı ya da Allah'a hiçbir ad, hiçbir nitelik yakıştıramazsınız. O yakıştırdığınız nitelikler (hani 98 nitelik falan) insanca tanımlamalardır. Birileri kendine göre Tanrı ya da Allah'ı öyle nitelendirmiştir. Siz de isterseniz,başka bir şey yapamıyorsanız, kafanız çalışmıyorsa, aklınız sınırlıysa, zekânız yetersizse,  iyi ve doğru düşünmeyi beceremiyorsanız, tembellik ediyorsanız, hazıra konmak daha çok işinize geliyorsa onların peşinden gider, onların yaptığı tanımları benimser, onların tanrı ya da allahlarını kendinize Tanrı ya da Allah edersiniz. Bakın, Yahudiler öyle yapıyor: Onların tanrısı tüm insanların, tüm canlıların, tüm evrenin tek tanrısı değil, sadece kendilerine özgü bir Tanrı: O.

Elbette herkes vicdanında inancında özgür olmalı. Herkesin tanrısı ya da allahı kendine göredir. Ancak Hinduların ineğe, Hıristiyanların İsa heykeline, Japonların güneşe taptığını söylemek işi polemiğe sürüklemektir. Çok tanrıcılıkta biçimlendirilmiş tanrıların yani putların bile aslında işlevi sadece Tanrı kavramını anımsatarak kişinin duygusal ve sezgisel bakımdan tanrı ile karşı karşıya gelmesine aracılık etmektir. Bu bakımdan kimi dinlerde bu işi üstlenmeye girişen din adamlarından her birinin aslında bir puttan farkı yoktur. Zaten iş putlaştırmaya gelince, bu bağlamda eski Arap inançlarının putlarını kırdıktan sonra İslâm'da  bir dinin en büyük putunun nasıl ortaya çıkarılmış olduğu gözler önündedir. Demagoji yapılacaksa böylesi de yapılabilir. Kırıcı olur. Hiç yapılmasa daha iyidir.

Konunun aslına dönersek soru şu: Tanrı mı demeli Allah mı?

Demek ki konu bir din ya da inanç sorun9u değil, Türk dili sorunu.

Çağcıl ve güncel Türkçeyi konuşuyorsanız "tanrı" dersiniz. Arapça kökenli Eski Türkçeyi yani Osmanlıcayı konuşmayı sürdürmek istiyorsanız "allah" dersiniz. Ancak hangi dili konuşacaksanız ona karar vermelisiniz. Kimi sözcükler ondan, kimisi ötekinden bir çorba yapmayın. Örneğin allah sözcüğünü benimsediyseniz tapınmaktan söz etmeyin, ibadet deyin. Bu Arapça kökenli dil sizi nereye kadar götürebilir, iletişim ne ölçüde başarıyla sürdürülebilir bilemem ama sözleriniz ve tümceleriniz dil bakımdan tutarlı olsun.   

Buraya kadar iyi güzel ama bir de dilimizde kullanmakta olduğumuz çok güzel geleneksel deyim ve deyişlerimiz var: "Allahaısmarladık", "Maşallah", "İnşallah". Bunları kaldırmaya kalkışacak olursanız, Türk diline şövenist bir tutumla bakıyor  ve bu güzellikleri yok etmeye kalkışıyorsunuz demektir. Öncve tüm biunların yerine Öz Türkçede ne getirebileceğıinizi bulmalı, bunları Türk halkına beenimsetmelisiniz. Bu ise öyle birkaç on yılda olabilecek bir iş değildir. Ancak şimdiden önerilmelerinde elbette bir sakınca olmaz gelecek için...

Bu sözlerimde bir çelişki yok. Bunun temiz ve öz Türk dili ile doğrudan bir ilgisi de yok. Çünkü şu örneklerini vermiş olduğum deyim ya da deyişler birer kalıptır. Böyle benimsenmiştir ve Arapça açıklamalarından farklı bizim toplumumuza özgü, bizim folklorumuzla bağlantılı birer anlam taşır.   
   
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: karahan - Ağustos 29, 2011, 10:45:51 öö
TDK da Allah ve  Tanrı'nın  karşılıkları

allah   
a. (alla:hı) Herhangi bir işte başarılı olmuş, en üst dereceye ulaşmış kimse: “Amerika'da kaçakçılığın allahları vardır.” -T. Buğra.

 Güncel Türkçe Sözlük
--------------------------------------------------------------------------------
 
Allah    Ar. allah
öz. a. (Alla:hı) Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Tanrı.

 Güncel Türkçe Sözlük
--------------------------------------------------------------------------------
Allah!   
bir şey karşısında hayranlık veya yakarma bildiren bir söz: Allah! ne de yakışmış.

 Güncel Türkçe Sözlük
--------------------------------------------------------------------------------
Allah   
(< Ar. Allah) Allah (C.C.) || alla || allah allah || allah eşhına: Allah aşkına || alla izin verse: Allah izin verirse || aaalhim ede!: sakın, ola ki! || aallahın ateşine gelmek: cehenneme gitmek anlamına kargış sözü

tanrı   
a. din b. Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah.

 Güncel Türkçe Sözlük
--------------------------------------------------------------------------------
 
Tanrı   
öz. a. din b. Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan.

 Güncel Türkçe Sözlük
--------------------------------------------------------------------------------
Tanrı   İng. God
Dinsel inançta: Doğüstü ve olağanüstü nitelikleri, güçleri olan yetkin bir öz olarak en yüksek varlık. Tanrı konusunda üç temel anlayış vardır: 1. Tanrılar ya da tanrısal güçler çokluğu kabul edilir: çoktanrıcılık = politeizm. 2. Bir tek Tanrısal olan vardır, bu da evren ile aynı şeydir: tümtanrıcılık = panteizm (her şey Tanrı); Tanrısal olan evrenden daha fazla bir şeydir, evreni kuşatır: Pananteizm = herşey Tanrı'da. 3. Tektanrıcılık = Monoteizm. Yaratıcı Tanrı. Evrenin nedeni, başlatıcısı olarak Tanrı. Tanrı yalnızca evrenin nedeni, başlatıcısı olarak anlaşılıp da, her zaman etkileyen bir Tanrı söz konusu değilse, buna yaratancılık (deizm) denir. Bütün bu anlayışların karşısında: Tanrıtanımazlık= ateizm vardır. Felsefedeki ve Tanrıbilimdeki Tanrı anlayışları arasındaki temel ayrılıklar Tanrı'ya giden yolun nerede olduğu ya da nerede aranması gerektiği sorusundan doğar. (Her zaman kesin ayrılıklar görülmeyebilir de.) a. Tanrı'ya giden yol spekülatif düşünme aracılığı ile dünya üzerinden geçebilir; Tanrı ilk neden, son erek, en yüksek, en yetkin varlık, öncesiz-sonrasız anlam temeli, koşulsuz ve saltık olan diye anlaşılır, b. Eleştirel düşüncenin yardımıyla bakılacak olursa: Tanrı sınır olandır, idealist açıdan ide'dir, gerçekçi açıdan ise bütünüyle başka olandır, bundan dolayı -> aşkın olandır, c. Tanrı, gizemsel yaşantıda, ruhun arınmış içtenliğinde bulunur. Bu yaşantıda ruh ve Tanrı karşıtlığı aşılarak ortadan kaldırılır, d. Tanrı'ya götüren bir yol da somut açınlamadır (vahiy). Burada Tanrı, evrensel ya da tarihsel ve kişisel bir biçimde (ya da aynı zamanda her iki biçimde) yaratıcı, temellendirilemez bir her şeye gücü yeten olarak, ama aynı zamanda insanın karşısında koşulsuz bir "Sen" olarak bulunmaktadır. Açınlama dinleri: Hıristiyanlık (burada Tanrı, İsa'nın kişiliğinde insan biçiminde görünür), Müslümanlık (Tanrı, elçisi olan Muhammet'e Kur'an'ı indirmiştir.) Tanrı kanıtları: Felsefede en önemlileri: 1. Varlıkbilimsel (ontolojik) kanıt: Bu kanıtta Tanrı kavramından Tanrı'nın varlığı çıkarılır: Tanrı, kavramı gereği en yetkin varlıktır; var olmasaydı, en yetkin varlık olmaktan çıkacaktı, çünkü varlık yüklemi olmayacaktı; öyleyse, Tanrı'nın en yetkin varlık olarak, varlığının da olması gerekir. 2. Evrenbilimsel (kosmolojik) kanıt: Bunun çeşitli düzenlemelerine rastlanır. Bu kanıt, dünyanın deviniminden bir ilk kımıldatıcı, nedenler zincirinden bir ilk neden, dünyadaki şeylerin değişkenliği, koşulluluğu ve rastlantısallığından dünyanın ilk nedeni olan, değişmez, koşulsuz, zorunlu bir varlığın bulunduğu sonucunu çıkarır. 3. Ereksel (teleolojik) kanıt: Burada dünyadaki ereklilik ve düzenden, bu erek ve düzenleri koyan bir us varlığı olduğu sonucu çıkarılır. 4. Ahlaksal kanıt: İçimizdeki ahlak yasasının varlığı olgusundan ve dünyadaki ahlak düzeninden, bunların nedeni olan yüksek bir istencin varlığı çıkarılır.

 BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü 1975
--------------------------------------------------------------------------------
Tanrı   İng. Deity
1. Çoktanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri. 2. Acunda varolan her şeyin yaratıcısı ve buyurucusu olduğuna inanılan yüce varlık.

 BSTS / Tarih Terimleri Sözlüğü 1974
--------------------------------------------------------------------------------
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: karahan - Ağustos 29, 2011, 11:21:23 öö
Facebook’ta “beğendiğim” bir sayfa olan osmanlı imparatorluğu’nun paylaştığı yazıyı direk olarak buraya yazmak istiyorum. İnsanlarımızın gerçekten bazı kelimere karşı antipatisi var. Tanrı kelimesi bazılarına ters ve yanlış gelebilir. Bu yazı ise “Tanrı” kelimesinin anlamını ve amacını anlatıyor. Uzun bir yazıdır, yalın bir dil kullanılmıştır. Sıkılmadan okuyacağınıza inanıyorum.

Türkler Müslüman olmadan önce “tengri” dedikleri bir güce inanıyorlardı. Bu kelime “gükyüzü” anlamına da geldiği için yaratıcıyı gükte farz ederek bazen güktanrı dedikleri de olmuştur. İslamı kabul ettikten sonra da Tanrı kelimesini kullanmaya devam ettiler. Bugün bile meselâ, “Tanrı misafiri” denir de, “Allah misafiri” denmez. Mehmed Akif bu ifadeyi “Demek almayacak Tanrı selâmını bile” mısraında kullanır.

Mesela bir ahlak ve nasihat kitabı olan Yusuf Has Hacib’in kaleme aldığı Kutadgu Bilig’de Allah kelimesi geçmekle beraber, bazen “Tengri Teâlâ” olarak da geçer.

Cumhuriyet dönemi Kur’an mütercimlerinden merhum H. Basri Çantay, “Lâ ilâhe illallah” cümlesini “Allah’dan başka Tanrı yoktur” şeklinde tercüme etmiştir. Görüldüğü gibi merhum mütercim burada Allah karşılığında Tanrı kelimesini kullanmıştır.

*İnsanın asıl gıdası Tanrı ‘nın ışığıdır (Hz Mevlana ).

*Hristiyanların bilgisiliğine bak ki asılmış Tanrı ‘dan medet umuyorlar (Hz Mevlana)

Orhun Âbideleri’nde Tengri kelimesi daima ilâhi bir kudreti ifade eder.

İnsanlar, “Tanrı” sözcüğünü duydukları anda “Kafir misin sen? Biz müslümanız ve Allah’a inanıyoruz. Tanrı’ya falan inanmayız biz.” diyerek ne kadar büyük bir gaflete düştüklerinin farkında değildirler. Çünkü bunlar, dogmatik temellerde öğrendikleri bilgilerin yanlış olduklarına ihtimal vermez, bu bilgilerin yanlışlığını savunan insanlara da tahammül edemezler.

Özellikle yabancı dizi ve filmlerin çevirisinde “God” yerine hep “Tanrı” adının kullanılması, bu adın yabancılara mâl edilmesine neden olmuştur. 21. yüzyıldaki anlayış, bu şekilde gelişmiştir. Tanrı adının “gevur icadı, ecnebilerin kelimesi” olarak adlandırılması, işte bu dizi ve filmler yüzündendir.

Tanrı adının aslı olan “Tengri” sözcüğünün kökenine dair ise birkaç farklı görüş bulunmaktadır. Bunlardan birine göre Tengri adı Eski Türkçedeki “teng” (denk) sözcüğünden türemiştir ve bu sözcük Divan-u Lügat’it Türk‘te “teñ” olarak geçmektedir. Bu görüşte, Tanrı’nın doğadaki uyumu (dengeyi) ve evren düzenini sağlayıcı yönünün vurgulandığına dikkat çekilmek istenmiştir. İkinci görüşe göre Tengri adı, Orhun Yazıtları‘nda da geçtiği üzere “teñri” (mavi, gök, ulu) sözcüğünün anlam aktarmasıyla oluşmuştur. Göktanrı inancının etkisi ile ulu göklerdeki maviliklerin Yaratıcı’yla özdeşleştirilmesi de olası bir durumdur. Bunun yanında Tengri adının “tan+yeri” ve “ten+gri” sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşabileceği hakkında da görüşler bulunmaktadır.

Türkler, toplu olarak İslam’ı benimsemeden önce Gök Tanrı Dini‘ne inanıyorlardı. Bu dinde de tek Yaratıcı bulunuyordu ve Türk Ulusu bu Yaratıcıyı “Kök Tengri” olarak adlandırmıştı. İlk olarak Orhun Yazıtları‘nda görebildiğimiz “Tengri” sözcüğü, Türkler‘in Maniheizm’i ve Budizm’i kabul etmeleriyle birlikte değişmemiş ve aynen kullanılmıştır. İslamiyet’in 10. yüzyılda Türkler arasında yayılmaya başlamasını takip eden birkaç yüzyıl boyunca Türkler Yaratıcı’ya “Tanrı” adıyla seslenmişlerdir. İlk müslüman Türkler’in 14. yüzyıla kadar yazdıkları birçok eserde “Tanrı, Mevla, Hûdâ, İlah, Çalap, Allah, Rab” gibi Yaratıcı adları kullanılmaktadır. Bu adlardan “Mevla ve Hûdâ” Farsça kökenli, “İlah, Allah ve Rab” Arapça kökenli, “Tanrı ve Çalap” ise Türkçe kökenlidir. Bu adların hepsi, Yaratıcı’yı karşıladıkları için, Osmanlı‘nın kuruluş döneminde bile bu adların tümünün kullanılmasında sakınca görülmemiştir.

Çalap sözcüğüne, nispet i’sinin eklenmesiyle oluşan Çelebi adını kullanan Evliya Çelebi 1600′lü yıllarda yaşamıştır. Yunus Emre “Suyun akar yalap yalap, / Böyle emreylemiş çalap.” sözlerini 1300′lü yıllarda söylemiştir. Kim İslam’ı Yunus Emre’den daha iyi yaşadığını söyleyebilir? O hâlde Yunus Emre gibi yüce bir zâtın bile sakınca görmediği “çalap” (Tanrı) sözcüğünü kullanmanın günah olduğunu düşünmek akla sığar mı? Dahası Türkiye Türkleri gibi müslüman olan Azerbaycan Türkleri bugün Allah sözcüğü yerine “Tanrı” adını kullanmaktadırlar. Bu insanlar mı kâfir, yoksa biz mi bilinçsiziz?

Tanrı adının kullanılmasının “günah” olduğunu söyleyen bazı cahil insanlar, “Allah’ın 99 adında Tanrı yoktur. Bunun için onu kullanmak günahtır.” derler. Kargaların bile güleceği bu savunmayı çürütmek çok kolaydır. Nitekim “mevla ve hûdâ” sözcükleri de Allah’ın 99 adında bulunmadığı hâlde bunların kullanılmasında bir sakınca görülmemektedir. O zaman bu anlayışta bir bozukluk veya kasıt vardır. Türkçe kökenli olanı kullanınca günah oluyor da, Farsça kökenliyi kullanınca neden günah olmuyor?

İkinci bir savunma ise, “Allah tektir, Tanrı çoktur.” anlayışı ile Tanrı adının karalanmasıdır. Bu da düpedüz yalandır ve araştırmaktan aciz insanların sayıklamalarıdır. Binlerce yıllık Türk tarihinde ortaya konulan metinlerin hepsinde “Tengri” sözcüğü hiç çoğul olarak kullanılmamıştır. Kaldı ki Türkler Şamanist dönemlerden beri hep “tek Tanrılı” inanca sahiptirler.

Eski araplar taptıkları nesnelere Tanrı değil İlah derlerdi. Ne yazık ki yabancı dillerden çevrilen yanlış hatalardan dolayı Tanrı kelimesi kötü algılanmıştır. Tanrı kelimesi Öz Türkçe bir kelimedir ve başka dilde bulamazsınız.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: Masor1976 - Ağustos 29, 2011, 04:05:50 ös
Arapça dersi işlerken dikkatimi çekmişti. Arapçada kelimenin köküne harf ilave edilerek kelime türetiliyordu. Örneğin meclis kelimesini ele alalım. Celese (oturmak) fiilinin başına me harfi getirilerek meclis (oturulan yer) kelimesi türetilmiş.

Allah kelimesinin de harf ilavesiyle bir kökten türetilen bir kelime olabileceğini düşünüyorum. Normalde Allah kelimesinin sonu sessiz değildir. Tek başına kullanılınca sessizleşiyor. Örneğin "Allahu ekber" derken tek başına kullanılmadığı için "hu" harfi sesli olarak açığa çıkıyor.

Hu arapçada bir zamirdir Türkçedeki harşılığı "o" demektir. Aslında bunu açıklamak için ingilizce daha iyi bir örnek. İngilizcede  "pencil" kalemi ifade eder fakat "the pencil" belli bir kalemi ifade eder. Arapçada da the yerine geçen hafler elif ve lam harfleridir. Yani Allah kelimesinin başında olan elif ve lam buna işaret ediyor olabilir diye düşünüyorum. Neticede ortaya çıkan isim HU dur. Ki insanlar ve hayvanlar nefes alış verişte sürekli olarak bu lafzı farkında olmadan zikrederler. Meditasyonla uğraşanların temel ritüeli nefes alış veriş teknikleridir ve bu tekniklerle stesi yendikleri gibi  kanser türü hastalıkları iyileştirdikleri vakalar var.

Eğer allaahu kelimesinde laa uzun olmsaydı oradaki le harfini "için" anlamını yükleyip Allah kelimesinin Türkçe karşılığını "onun için" olarak ifade edebilirdim. Fakat laa nın uzun olması benim arapça bilgimi aşıyor.

Bu nedenle de Allahu kelimesi kendi halinde bir kök kelime olabilir de.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: Felix Steiner - Ağustos 29, 2011, 06:27:19 ös
Bence, sıradan bir insan "Tanrı" da dese, "Allah" da dese, "God" da dese, "Yaratıcı"yı kastetmiş oluyor. Bu nedenle bu duruma Yaratıcı'nın güceneceğini sanmam. Ama "Tanrı" kelimesine nedense bazı insanlar uyuz oluyor, bu üzücü bir şey.
"Hayır, sen aslında Allah'ı kastetmiyorsun, saygısızlık yapıyorsun" diyorlar. Sanki o adamın içinden ne geçirdiğini biliyorlar. Hadi onu geçtim, Yaratıcı ile birebir oturup konuşmuşlar mı da kendileri kime ne söyleneceğine karar veriyor ki?  :)
Saygılarımla
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: Tij - Ağustos 31, 2011, 06:32:46 ös
Sorun birazda Islam dininin veya Müslümanligin kendisini saldiriya ugruyormus gibi hissetmesinden kaynaklaniyor kanimca. Kökeni arapcadan gelmiyor diye Tanri kelimesini "yabanci güclerin" müslümanligin icine soktugunu ve bu yolla bozulmalara yol acacagini idda ediyorlar.
Aslinda bunu bircok konuda bu kalip icinde degerlendiriyorlar.
Saygilar
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: martı - Ağustos 31, 2011, 08:54:43 ös
Sn.Adam'ın söylediklerine katılmamakla birlikte nasıl hitab edildiğinin pek önemli olmadığı kanısındayım.Sn.Adam'a katılmadığım nokta ''Allah'' kesinlikle bir özel ismi ifade eder..Bu türkçe kullanmak istiyorsanız ''tanrı'' derseniniz yoksa ''allah'' dersiniz şeklinde ifade edilemez.Kitap sapkın inançların tanrılarından ayırmak için ''Allah'' ismini bildirir.Tanrı derseniz içeriği belli değildir.Ancak Allah dediğinizde Müslüman Tanrısı olan ''Allah''ın kastedildiği anlaşılır.Ve yine batıni açıdan bakıldığında Tanrı demekle Allah demek ismin enerjisi bakımından çok farkeder.Ancak yine de İslam'da kavramlardan çok niyete önem verilmiştir ''niyetlerinize göre takdir edilirsiniz'' ve ''Ben kulumun zannı üzereyim'' diyerek aslında herşeyin teorisini açıklamaya kadar gidebilecek bir ayet indirmiştir,bunun sadece küçük bir parçasından da konumuzla alakalı kısmını yani niyetin,düşüncenin önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: popperist - Ağustos 31, 2011, 10:35:30 ös
Yahudilikte olduğu gibi, İslamda da tanrının ismi özel bir isimdir. Her iki kitapta da gereksiz yere bu ismin ağıza alınmaması tembihlenir. İslam'da "Allah'ın adını andım" deyimi ile bildirimin ciddiliği ifade edilir mesela. Özel bir isimden önce-sonra üstünlük sıfatları getirilir. Yani "Tanrı demeyin Allah deyin" demek de bi yerde sakıncalı olabilir. Bence burada kast önemlidir. Tanrı, öztürkçe bir isimdir. Bunu Allah'ı kastederken de kullanabilirsiniz, Şaman inancına mensupsanız Tengri'yi ifade etmek için de. Bu konuda kast, niyet önemlidir. Bunu da karşıdaki insan anlayamaz. Anlayamadığı için de onun ilgi alanına giremez.

Bir diğer ilginç husus Hristiyanların ülkemizdeki kiliselerinde de tanrıya aslınd İslami bir özel isim olan "Allah" diye hitap edildiğidir. Onların haftalık beyaz panolarına bakarsanız, orada tanrı (God) "Allah" diye anılır. Bu, Hristiyanların "Allah" terimini, özel bir isim olarak görmediği anlamına da gelebilir. Bunda da bir sakınca yoktur.

Saygılar
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: martı - Ağustos 31, 2011, 10:52:24 ös
Hristiyanların ülkemizdeki kiliselerde Allah ismini kullandığını ilk defa duydum.Tabi bunun aynı coğrafyada oluşabilecek etkileşim dışında bir açıklaması olduğunu sanmıyorum.Bu açıdan normal görünse bile.Allah ismini kullanmaları yine de çok garibime gitti.Nedeni de şu:Allah dedikleri Tanrı,onların inandığı teslis inancını lanetler.Yani bunu islam dışı sadece kendi Tanrılarının ismiymiş gibi kullanmaları dahi imkansız görünüyor aslında.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: Felix Steiner - Ağustos 31, 2011, 11:40:22 ös
Hristiyanların ülkemizdeki kiliselerde Allah ismini kullandığını ilk defa duydum.Tabi bunun aynı coğrafyada oluşabilecek etkileşim dışında bir açıklaması olduğunu sanmıyorum.Bu açıdan normal görünse bile.Allah ismini kullanmaları yine de çok garibime gitti.Nedeni de şu:Allah dedikleri Tanrı,onların inandığı teslis inancını lanetler.Yani bunu islam dışı sadece kendi Tanrılarının ismiymiş gibi kullanmaları dahi imkansız görünüyor aslında.

Bu durumla ben de karşılaşmıştım.
Taksim'deki San Antuan balizikasında Allah kelimesi kullanılıyordu. :)
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ADAM - Eylül 01, 2011, 08:44:44 öö

Dönüp dolaşıp aynı şeyleri söylemekten hoşlanmıyorum.

Ancak kimileri kendi görüşlerinin doğruluğunda o kadar çok diretiyor ve kesinlikle başka türlü olmaüdığını öylesine ısraerla ileri sürüyor ki, insan ister istemez yinelemeye girmek zorunda kalabiliyor.

Bu konu bir dil yani lisan konusundur, bir din ya da inanç konusu değil. Bir terim Orta Asya kökenli Türkçeden ötekisi Arapça kökenli Osmanlıcadan gelmedir.

Su konunun İslâm dini ile de ilgisi yoktur. Fakat konuya böyle Müslüman inancı ile bakıldığında yanlış sözler edilmektedir. Eğer tanrıyı özelleştirecekseniz, dilimizde Tanrı diye büşük harfle yazarsınız, özelleşmiş olur.

Benim bu deyişime ancak bilimsel bir dayanak ile karşılık verebilirsiniz. Ancak dikkat edin bu bilinsel dayanağınızın bir kaynağı, bir temeli olmalı.

Bunun için bir soru soracağım.

İslâm'dan önce yani 6. yüzyıl ve öncesinde Arapçada başka dillerde tanrı anlamına gelen sözcüğün karşılığı neydi?

Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: martı - Eylül 01, 2011, 01:16:27 ös
Bu dilbilimsel bir olay değildir Sn.Adam..Bilimsellikle açıklanacak bir durum da değildir.Bizim konuştuğumuz başka birşey..Tanrı bir cins isimdir,Allah ise özel isimdir.Allah sizin Tanrı'nızın adı Allah'tır der..Eğer inanç konuşuyorsak bunun adını bilim değil inanılan Tanrının buyruğu koyar.Buyruktan önce bu kelime olmayacağı için bilimde fikir yürütemezdi öyle değil mi? Ayrıca yine de söylemekte fayda var "Allah" kelimesinin kökenini araştıran dil bilimcileri arasında en kuvvetli görüş; bu kelimenin Arapça olup herhangi bir kelimeden türetilmeden aynen kullanıldığı ve has bir isim olduğudur.

Ay Kültü iddiasından bahsedecekseniz El-İlah kullanılan bir tanrı ismiydi ancak İbrahim'in dininin tanrısına inananlar da vardı İslam öncesi arabistanda bu yüzden kullanılıyordu.Allah ismi islamdan önce tabi ki biliniyordu,İbrahim'in Hanif dininden dolayı biliniyordu bu isim.

Zaten ''La ilahe İllallah'' sözünü sizin söylediğiniz mantıkla çevirdiğimizde ''İlah'tan başka ilahlar yoktur'' olurdu ki bu yanlış bir çeviri,bunun çevirisi  ''Allah'tan başka ilah yoktur''dur

Son sorunuza karşılık gelen bir cevabım yok ise lütfen söyleyin onun üzerinden devam edelim.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ADAM - Eylül 01, 2011, 03:13:29 ös

Sayın artı ve onun gibi düşünüp onun gibi değerlendirenler ile benim ve benim gibi düşünüp değerlendirenler arasındaki fark anlaşıldı.

Onlar konuyaü inanç açısından, özellikle İsl)m oini açısından bıkıyor bern ise konuya pozitif olarak dil bilimsel açıdan bakıyorum.

İnanç açısından bakılarak yapılan açıklamalar, kusura bakmayın ama birada beni ilgilendirmiyor. Herkesin inancı kendine. Burada beni sadece herkesi ilgilendirebilecek bakış açıları ilgilendiriyor. Ounun da ininçtan bağımsız olması gerekiyor. Çünkü işin içine inanç girince konu öznelleşir (sübjektif olur).

Dolayısıyla kulvarlarımızın birbirinden çok farklı olduğu anlaşılıyor.

İslâm dini açısından bakılınca elbette "tanrı" sözcüğü anlamsızlaşıyor. Çünkü başka rdinlerde de kişilerin allahlarına verdiği başka adlar vardır.

Bana göre ise ister tanrıo deyin ister allah, ister yüce yaradan ister ilk ilke, ıonlardın hiçbirine ne siz ne de yetkili olduğunu iddia aden herhangi bir kişi herhangi bir ad koyamaz, sıfat takamaz. Öyle yaparsa onu kendine özgüleştirmiş, kişileştirmiş, basitleştirmiş olur.

Yapılmamış mıdır? yapılmıştır ve yapılmaktadır elbette. Kafaları ancak besitleştirilmiş kavramları alabilecek olanlar için.

Çünkü Sayın İmran Ökten'in bir zamanlar demiş olduğu üzere herkesin Türkçe olarak tanrısı (Arapçta olarak allahı) ancak kafası kadardır.


   
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ceycet - Eylül 01, 2011, 05:13:37 ös

Ben,her ikisini de kullanırım.Hatta,genelllikle "O"diye hitap ederim.Yaradan'ı özel bir isimle nitelemek,aslında "O"nu belirli bir forma büründürme anlamında anlaşılabilir.Kabukçuların avam üzerinde oluşturmaya çalıştıkları Tanrı olgusunda ki kasd da bundan ibarettir.Kendimizden ayrı görmemizin mümkün olmadığı bir kudrete,özel bir isim vererek sadece o isimle seslenmenin rasyonel bir mazereti olamaz.

Aşkın Tanrı inancını yadsıyanlar için,o kudrete verilecek ismin özel olması kanımca gizli şirkin tesisini kolaylaştırmak amaçlıdır ve istismara açıktır.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: Felix Steiner - Eylül 01, 2011, 07:38:26 ös

Ben,her ikisini de kullanırım.Hatta,genelllikle "O"diye hitap ederim.Yaradan'ı özel bir isimle nitelemek,aslında "O"nu belirli bir forma büründürme anlamında anlaşılabilir.Kabukçuların avam üzerinde oluşturmaya çalıştıkları Tanrı olgusunda ki kasd da bundan ibarettir.Kendimizden ayrı görmemizin mümkün olmadığı bir kudrete,özel bir isim vererek sadece o isimle seslenmenin rasyonel bir mazereti olamaz.

Aşkın Tanrı inancını yadsıyanlar için,o kudrete verilecek ismin özel olması kanımca gizli şirkin tesisini kolaylaştırmak amaçlıdır ve istismara açıktır.


Saygılarımla

Sn. Ceycet haklı. Yaratıcı'yı bir insanmış gibi düşünenler, ona "Allah" gibi özel isimlerle hitap edilmesini şart koşuyorlar. Halbuki O'na "Tanrı" demeye alışmış bir insan için, Allah demek faydalı olmayacağı gibi, bu isime alışana kadar da garipsemesine bağlı olarak O'nunla olan ilişkisini biraz zedeleyeceği görüşündeyim.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: martı - Eylül 01, 2011, 07:57:45 ös
Benim söylemek istediğim anlaşılmadı heralde,tabi ki tanrıya istediğiniz şekilde hitab edebilirsiniz.isterseniz ''hey naber'' deyin.Bu forumda eski olanlar da benim islamcı bir bakışaçısına sahip olmadığımı bilirler.Şimdi demek istediğime tekrar geleyim.Allah'a bin türlü şekilde hitab edebilirsiniz.Ama Allah'ın kendi buyruğunda kendinden bahsederken kullandığı bir isim varsa bu özel isim olur.Allahlar yoktur,ilahlar vardır,tanrılar vardır.Ama Tanrı istenildiği zaman özel isim olarak kullanılabilir mi evet kullanılabilir.Neyi kastettiğinize,içine ne koyduğunuza bağlıdır bu, kullanılabilir tabii ki ama tam tersi şekilde Allah kelimesi bir cins isim şeklinde kullanılamaz.Allahlar diye birşey yoktur,böyle bir kullanım da yoktur,görülmemiştir.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ceycet - Eylül 01, 2011, 09:03:22 ös

Sayın martı'yı eskiden beri tanır ve takdir ederim.Zira çoğu konu da uzlaşırız.Bu konu da,kısa bir hatırlatma yapmak isterim.O da,Tanrı'nın kendisine Allah olarak hitap etmesi konusundadır.Tanrı'ya,Allah ismiyle hitap eden,bilindiği üzere Cebrail'dir.

Fazla derinlere girmeden edilmesi gerekli bir kelam daha vardır ki,beşerin göremediği tek varlık Tanrı/Allah değildir.Beşer,kendisini de göremez,sadece yansımasını görebilir.Konumuzla ilgilidir,ama fazla irdelemek anlaşılması zor tepkilere yol açabilir.Dolayısıyla,benzetme üzerine ilgililerinin biaraz düşünmesi faydalı olabilir diye düşünüyorum.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: Isis - Eylül 01, 2011, 09:07:15 ös
Ibranice'de de Elohim diyoruz. Elohim hem tekil hem de cogul yani Tanri veya Tanrilar olarak kullanilagelmektedir. Tekil bir fiille kullanirsaiz Elohim Tanri demektr, ancak cogul fiillerle kullaniyorsaniz Tanrinin Gucleri gibi cogul anlamlari kastetmis olursunuz.

Arapca'nin Aramice ve Ibranice gibi semitik dillerle kardes oldugunu dusunurseniz Allah isminin aslinda Elohim ile benzerlik gosterdigini gorebilirsiniz.

Tanrim, sen her kimsen ve her ne isen bu kainati ve icindekileri yarattin. Senin katiyyen ve katibeten bir olduguna inaniyor/musahede ediyor ve seni seviyorum.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: martı - Eylül 01, 2011, 09:16:48 ös
Tanrı'ya Allah diye hitap eden Cebrail'di derken demek istediğiniz ve baktığınız noktayı anlıyorum sayın Ceycet,size katılıyorum,bu konuda fazla ileriye gitmek sakıncalı olacağından ben de fazla fikir beyan edemeyeceğim.Haklısınız.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ceycet - Eylül 01, 2011, 09:24:42 ös
Ibranice'de de Elohim diyoruz. Elohim hem tekil hem de cogul yani Tanri veya Tanrilar olarak kullanilagelmektedir. Tekil bir fiille kullanirsaiz Elohim Tanri demektr, ancak cogul fiillerle kullaniyorsaniz Tanrinin Gucleri gibi cogul anlamlari kastetmis olursunuz.

Arapca'nin Aramice ve Ibranice gibi semitik dillerle kardes oldugunu dusunurseniz Allah isminin aslinda Elohim ile benzerlik gosterdigini gorebilirsiniz.

Tanrim, sen her kimsen ve her ne isen bu kainati ve icindekileri yarattin. Senin kesinlikle bir olduguna inaniyor/musahede ediyor ve seni seviyorum.






Sayın İsis haklı,özellikle çoğul takısındaki ayrıntıların vurguladığı içerik konusun da...



Saygılar
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: Genius Loci - Eylül 01, 2011, 10:02:30 ös
Tanrı, ibrahime süryanice seslendi, musaya ibranice... eskisinde de yenisinde de ahit'in tanrının insanlara öğütlediği aynı şeydi, aynı din... ve ne islam vardı o zaman, ne muhammed, ne de allah... tanrı kendisine Eloah dedi, YHVH dedi, teos dedi, tanrı farklı dillerde tek tanrı, sevgi kaynağı, bağışlayıcı anlamlarına gelen pek çok isim kullandı. hepsi aynı Tanrıyı tanımladı... Evrenin, evrenlerin yaratıcısı olan tek bir Tanrı.

sonra "islam" geldi. Selam'dan... Barıştan geldi yani. Hoş şimdilerde islam'ın teslimiyet demek olduğu söyleniyor, onun barış dini olduğu gizlenerek, tam bir teslimiyet? kime? Tanrıya mı? Yoksa teslim olmalısın diyenlere mi? Biz her elçiyi yalnızca kendi halkının diliyle göndeririz ki, mesajı onlara açık ve net bir şekilde bildirebilsin. (Kuran 14:4) böyle söylüyor son kitapta Tanrı. Allah’ kelimesi  ‘El İlah’ın birleşik hali olup Tanrı anlamındadır. El İlah = The God. Onun ismi. Allahlar diyemiyoruz ilahlar diyoruz ama Tek Tanrılar da diyemeyiz ya da The Gods denebilir mi? din diye iletilen yanlışları doğrularını silip süpüren cahili bir Arap kültürü olunca onun söylediklerinin halkın anlaması istenmez. Tıpkı Skolastik düşünce gibi. Tanrı Latince konuşmamıştır ama onlar ellerinde tuttukları gücü LAtinceyle korumuşlardır yüzyıllar boyu... Sevgili Babamız, kutsal kayamız, aziz petrusun halefi, dünyadaki yol gösterici... Duos habet et bene pendentes!.. ya da Sevgili Hocamız/Şeyhimiz/şıhımız vs., kutsal dayanağımız, peygamberin halefi... söz söylenir mi hiç onların dediklerinin üstüne

Müslümanların büyük çoğunluğunun  yaşadığı din, Yahudilerin, Budistlerin, Hıristiyanların, Hinduların çoğunluğunun yaşadığı din olan ataizmdir. Büyüklerinin, atalarının, ailenin, toplumun, din adamlarının, çoğunluğun, geleneğin dinidir. Sorgulamayan ve neyi niçin yaptığını bilmeyerek sadece ‘Rab/Efendi’ edindikleri din adamlarını dinleyerek, sorguladıklarını zannedenlerin ise onların külliyatlarında kaybolarak ‘Demek bu böyleymiş, hmm demekki bu harammış, bak onlar öyle yapmışlar…’ diyerek sürü halinde güdülen/yönlendirilen ya da yönlendiren cahil yığının afyonu olan din, bu hoca-alim takımının geçim ve sömürü kaynağıdır ve sömürücü, kan emici sistemlerin iştahını kabartan eşsiz bir fırsat olarak binlerce yıldır diriliğini korumaktadır. Hani Tanrının bana ortak koşmayın demesine inat var edilmiş bir şirk düzenidir. Tanrıya eremezsin... Halbuki açık sözler gelmişti... kapattılar, onları açan sözlerle... onu da kapattılar, açan sözleri açan sözlerle... sonra ALLAH de! kaldı bir tek elimizde. Ne demek BARIŞ, İslam teslimiyettir! kaldı...

 ‘Barış sizinle olsun’ anlamında olan ‘selamun aleykum’um de içi boşaltılarak Müslüman topluma kalıp halinde bir İslam kültürü olarak sokulmuş, bu selama ‘Allah’ın selamı’ denmiştir. Allahın selamı üzerine olsun!.. Halbuki Peace be upon you! Ama bize hiç öyle söylenmedi. Hep Allahın selamıydı o! İçi boşaltılmış bir barışlama!

Mesela sorayım size nedemektir ÜSTÜNLÜK TAKVADADIR/TAKVAYLADIR! Takva ne? Ne demek? Klasik İslam öğretilerinin hemen hepsinde ‘takva’ imandan sonra gelen, fazla ibadet ederek, namaz kılarak, zikir çekerek, gözleri haramdan sakındırarak, karşı cinsle olabildiğince az muhatap olarak, daha fazla örtünerek, Allah’tan korkarak  erişilebilen yüksek bir mevkidir. O ne güzel, ne yapacaksın, AFYONU İÇECEKSİN UÇACAKSIN! ÖYLE Mİ GERÇEKTEN? HAYIR!!!

Takva, Tanrı öğretilerine göre insanın aklıyla, sorgulayarak, önce kendisine karşı olan sorumluluk bilincini kuşanmasıyla yani gerçek manada insan olmasıyla başlar daha sonra ailesine, çevresine, halkına, halklarına-tüm insanlığa karşı olan sorumluluk bilinciyle daha sonra tüm canlılara ve yaşadığı gezegene olan sorumluluğu bilmesi ve daha sonra insanın, yaratıcısını bilerek, Ona karşı olan sorumluluk bilincini idrak etmesi ve her türlü bedeli göze alarak bu sorumluluk bilincini yaşaması ve yaşatmasıdır.  Yani erdem yoludur, muttakiler erdemlilerdir.

Yani, eğer Kuran arap toplumuna değilde ne bileyim Türk toplumuna Fars toplumuna inseydi ya da diğer kitaplar gibi israiloğullarına Allah olacak mıydı? ya da islam? bambaşka bir isim olacaktı muhtemelen. Ama yine tek tanrıyı anlatacaktı, yine sevgiyi barışı anlatacaktı. Çünkü Tanrı öyle olsun istiyor.

Tanrı insanları profesyonel din adamlarından korusun ve Erdem'in yolundan ayırmasın. Ki o erdem bize İNSAN olmayı öğütler.

son söz bir örnek olsun:

biz sana Kevseri verdik (Kuran 108:1)... Ne güzel de kevser ne? Irmaktır o ırmaktır, cennette peygamberin ırmağı... zaten eksik çeviri (ey peygamber/ ey muhammed) denmeli parantez içinde başta :) zaten tüm çevirileri de böyle... işte böyle böyle soyutlarız kitabı kendimizden.

Halbuki... o kitapsa bize hitap ediyordur. benim nehrim falan yok budünyada ya da o dünyada... bana hitap ediyorsa, bana verilen şey ne?

Biz sana Kitabı - çokca Hikmeti verdik (hikmet için ne gerek elbette akıl) öyleyse Biz sana vahyi, aklı ve hikmeti verdik. evet işte şimdi bana hitap etti.

(kevserin bu manası için taberi tefsine bakabilirsiniz)
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: martı - Eylül 01, 2011, 10:59:16 ös
Bu yazıya katılmamak mümkün değil.Tanrı'nın isminin,kitabın verildiği toplumun diline göre olduğu su götürmez ve de bu coğrafyaya inseydi Allah olmayacağı kesin ama bu Allah'ın özel isim olduğuna karşıt görüş değil bu istediğimiz şekilde hitab edebileceğimize vurgu yapan bir görüş.Eloah da YHVH da özel isimdir.Kullanıldığı yere göre Tanrı da özel isim olur...El-İlah ile ilgili söyledikleriniz doğru olmakla birlikte El-İlah da İbrahim'in Tanrısının özel ismidir(yani aslında hepsi aynı tabi ki anlatım olarak bu şekilde kullanıyorum).Olaya kesinlikle dilbilimsel olarak bakmadığımı söyleyebilirim.Gerçi o açıdan bakıldığında da karşıt bir görüş çıkmıyor,ben işin başka yerindeyim çünkü..
İslam'ın gelenek dini olarak yaşanmasıyla ilgili tüm söylediklerinize katılıyorum,özellikle son söyledikleriniz verdiğiniz ayet..Bunlara verilebilecek örnekler bitmez.
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı ?
Gönderen: martı - Eylül 01, 2011, 11:21:12 ös
Ayrıca İslam'ın kelime anlamı ''barış'' doğru olmakla birlikte teslim olmak yanlış bir ifade değildir ve Kur'an'da çoğunlukla kullanılan anlamı teslim olmaktır. Yakın hatta ortak olduğu söylenen esleme kökünden dolayıdır bu anlam.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ADAM - Eylül 02, 2011, 09:44:34 öö
Bu söze girişim belki biraz geç... Ne yapayım, ben geceleri ekran başında değilim.

Sayın Isis'in değindiği noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Ancak bir küçük yanılgısı var; onu düzeltmek istiyorum.

Daha önce dediğimce konu başlığındaki soru "Tanrıı mı, Allah mı?" biçiminde olunca buna sadece dil bilimsel açıdan bakılabilir bence. "Falanca tanrıya nasıl hitap etmeli?" olsaydı, o zaman inanç açısından bakılabilirdi. En azından ben öyle bakıyorum ve ötesi beni ilgilendirmiyor öyle Cebrailmiş, Azrailmiş, Mikailmiş falan gibi bağlantılar. "O ona demiş, o da ötekine söylemiş." gibi mişli masallar.

Sayın Isis'in sözürnü ettiği eski İbrani dilindeki "Elohim" sözcüğü (aslında böyle yazılamaz ama Latin harfleriyle olduğu kadar; sadece okunuşunun fonetik yansıtılması)  tanrılar ya da ilahlar anlamına gelir. Bu çoğuldur. Tekili "Eloah" biçimindedir ki bunun Arapçada söylenişi "Allah"tır.

İbranice ve Arapça'da birbirinin benzeri hatta küçük bir del vuruşu dışında hemen hemen aynı birçok sözcük vardır. Çünkü bunlar birbirinin içine geçmiş ve birbiriyle yakın alış verişi olmuş aynı kültürün dil öğeleridir.

Tanrı ise dil bilimsel bakımdan elbette bunlardan farklı, apayrıdır.

Fakat günümüz Türkçesinde ikisi de aynıdır. Tıpkısının aynısı.




Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: karahan - Eylül 02, 2011, 10:03:31 öö
ALLÂH hakkında

FARKIN FARKINDA MISINIZ? "ALLÂH" BİR TANRI DEĞİLDİR!


İslam dinini bildiren Hazreti Muhammed kudsal kitap Kur'an-ı Kerim ile "TANRI" kavramını reddeder; "tanrı" nın varolmayıp "sadece ALLÂH'ın mevcud" olduğunu vurgular! Bu gerçeğin farkında mıyız?


En ilkelinden gelişmişine kadar, hemen herkesin, düşüncesinde bir "TANRI" kavramı vardır… O'na kızar, O'nu sever, O'nu yargılar, Zaman zaman yaptığı yanlış (!) işleri yüzünden O'nu itham eder; adeta O'nu yukarıda bir yıldızda ya da galaksinin herhangi bir yerinde boşlukta oturmakta olan tonton bir dede, ya da celalli bir sultan gibi hayal ederiz!.

Biraz daha geniş düşünenler ise, bu hayalimizde var kabul ettiğimiz "TANRI"nın gerçekte varolmasının mümkün olmadığını belirterek; "biz tanrıya inanmıyoruz" derler ve bu yüzden de "ateist-tanrı tanımaz" olarak adlandırılırlar…

Oysa gerçekte, ne tanrı tanımazların (ateistlerin), ne de duyduklarına göre hiç düşünmeden şatlanma yollu bir tanrı var sananların; Hz. Muhammed'in açıkladığı "ALLÂH"tan haberleri yoktur!

Bu yüzdende "Tanrı" ile "ALLÂH" kavramlarını aynı zannedip hatta sanki iyi bir iş yapıyor sanısı ile "ALLÂH" yerine dillerine "TANRI" kavramını dolarlar… Aslında yaptıkları doğrudur; zira onlar gerçekten "ALLÂH"tan ve "ALLÂH" kavramından sözetmeyip, hayallerinde varsaydıkları "TANRILARINDAN" bahsetmektedirler…

Şunu kesinlikle bilelim ki…

Resulullah Muhammed Mustafa aleyhisselam ve Kur'an-ı Kerim şu çok önemli gerçeği vurgulamaktadır;

ÖTEDE ya da ÖTENDE bir TANRI yoktur; SADECE "ALLÂH" vardır!.

"ALLÂH"ı hakkıyla idraka çalışmadılar…(22-74)

Ayeti bizim bu konudaki ihmalimize işaret eder…

Biline ki…

Dilimizdeki "TANRI", "İLAH", "MABUD" kelimeleri ile bunların İngilizce'deki karşılığı olan "GOD", Fransızca'da karşılığı olan "DİYÖ", Almanca'da karşılığı olan "GOT" kelimeleri hep "TAPINILACAK bir varlık" kavramını ifade eden kelimelerdir…

Yani, insanlar, bu kelimeler ile ÖTEDEKİ bir mabuda, ilaha, tanrıya işaret ederler!.

"ALLÂH" kelimesi ise ÖZEL olarak bir varlığın ismidir!.Ki biz,O varlığa işaret etmek ve O varlığı tanıtmak için, ya çeşitli vasıflarıyla tarif ederiz; ya da bu vasıflarını çeşitli isimlerle işaret ederiz…Ancak, bütün bu isimler, hep, O varlığın, sadece ve sadece çeşitli vasıflarına işaret eder; ve o vasfı yönünden O'nu tarif eder…

Mesela, bu fakire "HULUSİ" derler…Bu isim, O'nun özel ismidir…Herhangi bir lisana bu ismi çeviremezsiniz…İngilizce de olsa, Fransızca da olsa hep gene "HULUSİ" denmek zorunluluğu vardır…

İşte bunun gibi, "ALLÂH" isminin de, ÖZEL bir varlığın ÖZEL ismi olması nedeniyle, başka bir kelimeye çevrilmesi, veya başka bir kelimeyle anılması mümkün değildir…

Esasen, yukarıda belirttiğimiz gibi, diğer kelimeler "tanrısallık kavramına" işaret ederken; "ALLÂH" kelimesi ise tamamiyle ÖZEL bir VARLIĞA işaret eden ÖZEL bir isimdir…

Bu sebebledir ki, tanrısallık ifade eden hiç bir kelime, asla "ALLÂH" kelimesinin yerini tutamaz!.

"ALLÂH" yerine "TANRI" kelimesini kullananlar, bunu ya cahillikten, bilgisizlikten kullanmaktadırlar; ya da kavranış yani idrak yetersizliğinden konuyu değerlendirmedikleri için yapmaktadırlar…

İşte, böyle özel bir ismi olan ve "CÜZ" kavramından dahi münezzeh bulunan varlığa kişi "ALLÂH" dediği zaman, bu kavram yanısıra bir de "CÜZ" tasavvur ederse; ya da bir "CÜZ" kabul ederse, bu hangi isim ve kavram altında olursa olsun, o kişi "ALLÂH"a şirk koşmuş olur; yani "ALLÂH" gerçeğini örtmüş ve bir "TANRI" kabullenmiş olur!.

Ki bu durumda da şu ayetle uyarılır:

— ALLÂH YANISIRA TANRI OLUŞTURMA!.

Sonra aşağılanmış ve kendi başına bırakılmış olursun… (17-22)

İşte bu konuda ikinci bir uyarı daha:

— "ALLÂH" YANISIRA TANRI EDİNME! (28-88)

Yani varolan gerçek mutlak varlık "ALLÂH" iken; sen "ALLÂH" kavramından gaflete düşüp, "ALLÂH" ismiyle işaret edilen varlığı ötende bir TANRI sanıp; böylece bir TANRI edinmiş durumuna düşme!.

Ötede, ya da ötende bir tanrı kabul etmek suretiyle, farkında olmadan "ALLÂH" kavramı ve anlamı dışına çıkarak "tanrı" kavramı içine girersin…

Böylece de Kur'an-ı Kerim'in açıklamış olduğu "vahdet" idrakından kendini mahrum etmiş olursun…

Ve böylece de "nefsine en büyük zulmü yapmış olursun"

Hazreti Muhammed aleyhisselam, "ALLÂH RESULU" olduğunu, almış olduğu vahiy sonucu olarak açıklayıp, artık insanların tanrıya tapmaması için elinden gelen gayreti göstermeye başladı…

"TANRI YOKTUR, SADECE ALLÂH VARDIR" mesajıyla insanlara gerçeği anlatmaya başlayan Hazreti Muhmmed'in vurguladığı bu gerçek, KELİME'İ TEVHİD şeklinde formüle edilmişti…

İslam Dininin temelini, "LA İLAHE İLLALLÂH" sözünün manası oluşturur.

"La İlahe İllAllâh" ne demektir?

Bu söz basit olarak ele alınırsa;

"TANRI yoktur sadece ALLÂH vardır" anlamında değerlendirilir…

Eğer kelimelerin anlamı üzerinde durursak…

"La İlahe"; " La" yoktur; "İlahe", TANRI demektir, yani tapınılacak tanrı yoktur, demektir.

Şimdi burada şu noktaya dikkat edelim…

Kelime-i Tevhid, "La ilahe" ile başlıyor… Ve başlangıçta, kesin bir hüküm vurgulanıyor. "Yoktur tapınalacak varlık!";

"Lâ ilâhe!.."

Akabinde, bir açıklama geliyor… "İllâ" "sadece", "ALLÂH" vardır!.

"İLLÂ ALLÂH" yani "sadece ALLÂH"!.

Birinci mana olarak, bu cümleden açığa çıkan gerçek şudur…

"Tapınalacak TANRI yoktur"… Evet, burada, kesin olarak, tapınılacak bir öte tanrı olmadığını vurguladıktan sonra, "İLLA ALLÂH" diyor…

"İLLA", yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere, "ancak" manasına anlaşılabileceği gibi, buradaki kullanım şeklinde görüldüğü üzere "SADECE" anlamında dahi kullanılır…

Evet, "İLLA", "ALLÂH" kelimesiyle birarada kullanıldığı zaman kesinlikle "SADECE" anlamında algılamak zorundadır; zira "ALLÂH"tan gayrı vücud sahibi yoktur ki, "ALLÂH" ona kıyaslansın veya o şeyle benzer kefeye konarak ona nisbetle tarif edilsin!. Bu hususu da geniş şekilde Hz. "MUHAMMED NEYİ OKUDU" isimli kitabımızda açıkladık.

İşte bu sebepten dolayıdır ki, "İLLÂ" kelimesi "ALLÂH" ismiyle yanyana kullanıldığı zaman bunu daima "SADECE" kelimesiyle tercüme etmek zorundayız…

Nitekim bu mana İngilizceye tercüme edilirken:

"There is no god BUT ALLÂH"

şeklinde değil;

"There is no god ONLY ALLÂH"

şeklinde tercüme edilmelidir…

Ki böylece, İslam Dini'nin getirmiş olduğu VAHDET-TEKLİK inanç veya düşünce sistemi farkedilebilsin.

Evet, sadece "ALLÂH" vardır ki, "O ALLÂH, tapılacak bir tanrı değildir", anlamı mevcuttur bu açıklamada…Çünkü başta, kesin olarak "LA İLAHE" yani "tapılacak TANRI yoktur"; hükmü veriliyor!.

Öyle ise "ALLÂH", İnsanın dışında, ötesinde; ve hatta bu vargördüğümüz varlıkların dışında ve ötesinde tapınılacak bir TANRI değildir!.

"ALLÂH"ın "AHAD" olşunu şayed iyice idrak edersek, görürüz ki -basiretle-, bir ALLÂH, bir de, yanısıra kainat gibi, iki ayrı yapı mevcut değildir!

Yani bir "ALLÂH" var, bir de alemler mevcut, değil!.

Başka bir deyişle, bir içinde yaşadığımız alemler, kainat mevcut; bir de bunların ötesinde, bunlardan ayrı, bunların dışında bir "TANRI mevcut" anlayışı, tümüyle batıldır!.

Hazreti MUHAMMED'İN açıkladığı "ALLÂH" bir TANRI değildir !.

Hazreti MUHAMMED'in açıkladığı "ALLÂH", AHAD'dır!.

Hazreti MUHAMMED'in açıkladığı "ALLÂH", sonsuz manalara sahip olup, her an bunları seyir halindedir!.

İSLAM'ın "Tevhid" inancı, yani, Hazreti Muhammed'in açıkladığı inanç sistemi, TAPILACAK TANRI OLMADIĞI; ALLÂH'ın AHAD olduğu ve dolayısıyla bir TANRI'nın mevcut olmadığı; insanların, bütün yaşamları boyunca kendilerinden meydana gelecek fiillerin neticelerine katlanacağı esasına dayanır!.

Nitekim Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerinde hep, insanın bilfiil kendi çalışmalarının, yaptıklarının karşılığını alacağı şöyle vurgulanır:

"İnsan için kendi çalışmalarının karşılığı dışında hiç birşey yoktur!." (53-39)

"Yaptıklarınızdan başka bir şeyden dolayı karşılık göremezsiniz." (37-39)

"Yaptıklarınızın karşılığına (neticesine) ereceksiniz." (36-54)

"Herkes için yaptıklarına göre dereceler vardır. Bu da kendilerine haksızlık edilmeyerek, çalışmalarının karşılığını almaları içindir." (46-19)

"Siz çok büyük ızdırap verecek azabı tadacaksınız; ancak bu, yaptıklarınızın neticesi olarak başınıza gelecektir!." (37-39)

Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü üzere, insan dünyada yaptığı çalışmalarının karşılığını göreceğine göre, acil olarak ilk yapması gereken şey ölümötesi yaşamın ne olduğunu araştırmak ve "ALLÂH"ın ne olduğunu idrak etmektir…

Hazreti Muhammed aleyhisselama "ALLÂH nedir" diye soranlara cevab, "ALLÂH" tarafından bizzat veriliyor Kur'an-ı Kerim'de, "İHLAS" Suresinde:

"De ki, O ALLÂH AHAD'dır;

ALLÂH SAMED'dir;

LEM YELİD ve LEM YULED'dir;

ve LEM YEKUN LEHU KÜFUVEN AHAD'dır!."

"Hz. MUHAMMED'İN açıkladığı ALLÂH"ın ne olduğunu açıklayan bu surede öncelikle, kelimelerin geniş manası üzerinde duralım… Ve sonra da bu manaların getirmekte olduğu sonuçlar üzerinde düşünmeye başlayalım…

"ALLÂH AHAD"dır…Yani, sınırsız, sonsuz, cüzlere ve zerrelere bölünmesi sözkonusu olmayan TEK'dir…

Şimdi bu tanımlamayı iyi düşünelim!.

Cüzlere, zerrelere bölünüp parçalanması mümkün olmayan "AHAD", ya sonlu sınırlı bir tektir, ki bu takdirde evrenin herhangi bir yerinde oturmaktadır (!); ya da sonsuz, sınırsız cüzlere ayrılmaz TEK'tir ki, bu takdirde de ancak ve sadece, tekrar ediyorum ancak ve sadece "KENDİSİ" mevcuttur!.

"AHAD" olan "ALLÂH"ın dışında herhangi bir varlığın mevcudiyetini ileri sürmek önce akıl ve mantığa, sonra da iz'an ve insafa sığmaz!.

Düşünelim…

Şayed "ALLÂH"tan ayrı, "ALLÂH"ın dışında bir varlık var ise… Bu varlık ile "ALLÂH" arasındaki sınır nerededir?.. Bu sınırı nerede çizeceksiniz?..

Ya varlık, mevcud, sınırsız sonsuz TEK'tir, ikinci bir varlık yoktur!.

Ya da sınırlı sonlu, evrenin içinde bir yerde, veya evrenin dışında MEKANI OLAN bir TANRI mevcuttur (!)..?

Burada idrak edilmesi en önemli olan şey "SINIRSIZLIK-SONSUZLUK" kavramıdır…

Şimdi bu "sınırsızlık-sonsuzluk" kavramını en - boy - derinlik olarak değil, boyutsal olarak kavramaya çalışalım…

GERÇEKTE, mevcud olan TEK, bölünmez, parçalanmaz, sınırsız-sonsuz olan TEK'tir!. AHAD'dır!. Eşi, misli, benzeri, mikro ya da makro planda kendisinin dışında hiç birşey olmayan "ALLÂH AHAD"dır!.

Ancak biz, mevcut algılama araçlarımıza bağımlı olarak, o TEK yapıyı, çok parçalardan oluşmuş bir bütün gibi değerlendirme yanılgısı içindeyiz!. Çünki, beynimiz kesitsel algılama araçlarına göre hüküm vermekte!.

Oysa beyin, kesitsel algılama araçlarının yani beş duyusunun son derece sınırlı değerlendirme kapasitesi ile kayıtlı kalmasa… Bu sınırlar içinde algıladığı verileri, sadece, evrendeki sayısız varlıklardan birer kesit veya birer örnek kabul etse…

Sonra derin bir tefekkür ile, algılayabildiği örneklerden; daha nelerin mevcut olabileceğini tespit edebilse… Ve sonra, onların yapısal derinliklerine doğru, boyutsal bir seyahat yaparak, evrensel ÖZ ile karşılaşsa… Ve nihayet kendi "ben"liğinin dahi o evrensel "ÖZ" içinde "yok" oluşunu farkedebilse…

İşte bu işin çok önemli bir yanı…

* * *

Konunun ikinci önemli yanı da şurası…

Hazreti MUHAMMED'in açıkladığı "ALLÂH", "AHAD" yani sınırsız-sonsuz, zerrelere ayrılmaz olduğuna ve bu durum her yöne ve her BOYUTA şamil bulunduğuna göre; bu takdirde O'nun varlığı yanısıra, varolabilecek ikinci bir varlık, nerede, hangi BOYUTTA veya hangi başlangıç noktasında O'nun varlığına bir sınır çizerek, kendine yer açabilecektir?!.

"AHAD ALLÂH" dışında var kabul edilecek ikinci bir varlığın, TANRI'nın yeri neresidir?..

"ALLÂH"ın içinde mi, yoksa dışında mı?!.

"ALLÂH", sonsuz-sınırsızdır, dedik…

"ALLÂH"ın sınırsız-sonsuz oluşu dolayısıyla bir MERKEZİ olması da muhaldir!.

Bir şeyin merkezi olması için, onun sınırları olması, bu sınırların köşelerinin kesiştiği noktanında merkez kabul edilmesi gerekir…

Halbuki, "ALLÂH"ın sınırı yoktur…

Sınırı olmayan şeyin, merkezi de olmaz!. Merkezi olmayan şeyin özü, içi ve dışı da olmaz!.

Bizim beş duyusal yaşamımıza ve beş duyudan ileri gelen madde kabulümüze göre, bir nesnenin içi ve dışı vardır; özü vardır kabuğu vardır!. Oysa, merkezi olmayan şeyin özü ve kabuğundan, içi ve dışından sözedilemez!.

Nitekim bu mana Kur'an-ı Kerim'de bir ayette şöyle vurgulanmaktadır:

"HU ve'l evvelü vel ahirü ve zahiru vel batın"

"O, evvel, ahir, zahir, batın'dır"

Yani, Zahir, Batın, Evvel ve Ahir diye bildiğin hep "O"dur!. Bunlar, gerçekte TEK bir şeydir!. Yani, zahir ve batın diye iki ayrı şey yoktur!

"Evvel, Ahir, Zahir, Batın" kelimeleri ile işaret ettiğin şey hep "O"dur!.

Sen, "O"na, ister "Zahir" de, ister de, "Batın" de, ister "Ahir" de, ister "Evvel" de; dediğin, işaret ettiğin, tarif ettiğin hep "O"dur!.

Zira, "zahir-batın" ayırımı senin beş duyundan doğmaktadır!. Beş duyu ile algılayabildiğine "zahir" diyorsun, algılayamadığına "batın"!.

Oysa altı, yedi, oniki duyu ile algılama durumundan olsaydın, senin için zahirler de değişecekti, batınlar da!. Ve sen, bugün zahir dediğine batın, batın dediğine zahir demek durumunda olacaktın.

"ALLÂH" ise sınırsız-sonsuz TEK olması hasebiyle, "ZAHİR" VE "BATIN" kavramlarından beridir, münezzehtir!.

Evet, merkezi, içi-dışı, zahiri-batını, başı-sonu olmayan; bu gibi anlamlardan ve oluşlardan beri olan varlığın, bir yerde son bulup; o noktadan sonra, ikinci bir ayrı varlığın başlamasından sözedebilir misiniz?..

Elbette hayır!.

İşte, bu yüzden farkederiz ki, düşünebilen, hayal edebilen her noktada, tüm özellikleriyle; ve "ZAT"ıyla ve dolayısıyla tüm özellikleriyle ancak ve ancak, sadece ve sadece KENDİSİ yani, "AHAD" olan "ALLÂH" mevcuttur!.

"O"nun dışında, ikinci bir varlığın vücudundan sözeden ise, tümüyle derin düşünce yetersizliğinden doğan yanılgı içerisindedir!. Ki bu durumun dindeki adı da "ŞİRK"tir!.

"ALLÂH", "AHAD" olduğuna göre… Kendi varlığı yanısıra ikinci bir varlıktan sözedilemez!.

Ve gene, "O"nun zerrelere ayrılması şeklinde zaman boyutuna girmesi de sözkonusu değildir…

"ALLÂH SAMED'dir"…

"SAMED" kelimesinin anlamında derinlemesine bir araştrma yaparsak, şu manalar ile karşılaşırız bilebildiğimiz kadarıyla:

"Hiç boşluğu olmayan, eksiksiz, gediksiz, deliksiz, nüfuz edilemiyen… Bir şey girmez, bir şey çıkmaz!. Som…" Hani som altın deriz ya; işte öyle… Yani bir diğer ifade ile "sırf"!.

Görüldüğü gibi bütün bu manalar esas itibariyle "AHAD" isminin manasını bütünleyen, ışıklayan, açıklamalar şeklindedir.

Öyle ise "ALLÂH DOĞURMAMIŞTIR" uyarısı hangi manalarda anlaşılacaktır?

İlk anlıyacağınız mana şudur:

"ALLÂH" kendisinden ikinci bir varlık meydana getirmemiştir!.

Ya da başka bir ifade şekliyle; "ALLÂH"ın varlığından meydana gelmiş ikinci bir varlık mevcut değildir!.

Çünki O, cüzlere, zerrelere bölünmesi parçalanması mümkün olmayan TEK'tir, yani "AHAD"tır!.

1- Sınırsız sonsuzdur ki, bu yüzden ikinci bir varlığı kendi içinde veya dışında meydana getirmesi sözkonusu olamaz.

2- "AHAD" oluşu dolayısıyla cüzlere, zerrelere ayrılmaz ki, O'ndan meydana gelen ikinci bir parça olsun!.

İşte bu yüzden, "ALLÂH"tan meydana gelmiş, O'nun doğurduğu, O'nun özellikleri ile de olsa, ikinci bir varlığın mevcudiyetinden asla sözedilemez!

Netice…

"ALLÂH" ne başka bir varlık tarafından doğurulmuş yani meydana gelmiştir; ne de O'nun doğurduğu, yani O'nun varlığından meydana gelmiş ikinci bir varlık mevcuttur!.

Bu arada açıklamadığımız bir husus daha var…

Onu da görelim…

Şimdi de "LEM YULED"i anlayalım…

"Doğmamıştır" dendiğine göre burada bize şu idrak ettirilmek isteniyor demektir.

"ALLÂH, başka bir varlıktan meydana gelmemiştir!."

"ALLÂH"ın başka bir varlık tarafından meydana getirilmesi nasıl düşünülebilir ki?.. Zira O, "AHAD"dır!.

Yani, sınırsız-sonsuz, cüzlere bölünme kabul etmez TEK'tir!.

"ALLÂH"ı, meydana getirecek bir varlık düşünebilmek için, "ALLÂH"ın ister yönsel, ister BOYUTSAL bir SINIRI olması gerekir ki; o sınırın ötesinde O'nu meydana getirecek ikinci bir varlık olsun!!!. Ve sonra da o ikinci varlık kendisinden "ALLÂH"ı meydana getirsin!!!.

"ALLÂH", "AHAD"dır!.

"AHAD" olan "ALLÂH" ise, sınırsız-sonsuz, zerrelere bölünmezdir…

Bu sebeble de, kendisinin bir noktada bitip, o noktadan sonra ikinci bir varlığın başlamasından sözedilemez!.

Bu yüzden de "ALLÂH"ı meydana getiren, DOĞURAN, ikinci bir varlıktan bahsedilemez, böyle bir şey düşünülemez!.

İşte, "LEM YULED" uyarısının bize anlatmak istediği, anlayışımız kadarıyla budur…

* * *

Geldik bu tarif metnindeki son uyarıya…

"LEM YEKUN LEHU KÜFÜVEN AHAD"

"O'nun dengi, misli, mikro ya da makro benzeri mevcut değildir, AHAD'tır."

Burada şu ayeti de hatırlayalım:

"…LEYSE KEMİSLİHİ ŞEY'A…" (42-11)

"İster mikro, ister makro planda O'nun misli olabilecek hiç bir şey mevcut değildir."

Bu arada, konuya vukufu olmayanların düşecekleri bir hatayı önleme amacıyla, şu hususu da belirtmeden geçmeyelim…

Kur'an-ı Kerim'de çeşitli yerlerde "İlahımız", "İlahınız" gibi ifadeler geçmekte; ancak akabindede "İLAH"ın, "ALLÂH" olduğu vurgulanmaktadır…

Peki bu duruma göre, "ALLÂH"ın, bir "İlah" yani "tanrı" olduğu ileri sürülemez mi?

Sürülemez!.

Bu gibi tanımlamalar, "İlah"a yani "tanrı"ya tapanlara yapılan açıklamalardır.

Yani onlara denilmektedir ki;

"Sizin, İLAH sandığınız, TANRI dediğiniz şey mevcut değildir; gerçekte var olan SADECE "ALLÂH"tır!. Sizin ve bizim "İlah"ımız hep aynı ve tektir…Ve dahi, O da "ALLÂH"tır.."

Evet, bu açıklamalardan gaye, o kişilerin belirli bir "tanrı" varsayımından kurtulup, "ALLÂH"ı idrak etmeye çalışmalarıdır…

Şimdi, elimizi vicdanımıza koyarak düşünelim…

Varlığına iman ettiğimiz, ya da inanmadığımız, ancak her iki halde de "ALLÂH" adını verdiğimiz TANRI ile; burada tarif edilen Hazreti MUHAMMED'in açıkladığı "ALLÂH" aynı mıdır?

Hazreti MUHAMMED'in açıkladığı "ALLÂH" için "TANRI" kelimesi kullanılabilir mi, ya da "TANRILIK" mefhumu kabul edilebilir mi?..Düşünülebilir mi?!.

Yani, gerçekte, dün - bugün - yarın varolan ve sonsuza dek varolmakta devam edecek olan, "BAKİ" "VECH"tir.

"VECH"in perdesi olan yegane şey ise, o şeye ait olan "İSİM"dir…Ki o isim, sonradan "VECH"in bir manası üzerine konmuş bir perdedir… Perdedin ardındaki varlık ve onu meydana getiren manalar ise "ALLÂH" isimlerinden varlıklarını alırlar…

Sonuç olarak şunu kesinlikle bilelim ki…

Kur'an-ı Kerim'de ve Hz. Muhammed'in açıkladığı "ALLÂH" kavramında ötede ya da ötende, yani senin dışında bir tanrı kavramından sözedilmeyip; sadece kendisi var olan sonsuz-SINIRSIZ "TEK" farkettirilmeye çalışılmaktadır…


Alıntı Ahmet hulusi
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: karahan - Eylül 02, 2011, 10:12:45 öö
"KUR’ÂN"DAKİ "ALLÂH" TARİFİ



Evet, şimdi "İHLÂS Sûresi"’nde bize anlatılan Hazreti MUHAMMED’in açıkladığı "ALLÂH"ı özetle tekrar ede­lim...

Bakalım bizim kafamızdaki "TANRI" anlayışıyla Kur’ân­ı Kerîm’de anlatılan "ALLÂH" anlayışı birbirine uyuyor mu?..

"ALLÂH", "AHAD" oluşu dolayısıyla, sınırsız-sonsuz, zerrelere cüzlere ayrılmaktan berîdir!

"ALLÂH", "SAMED" oluşu dolayısıyla öyle bir tümel varlıktır ki, ne kendisine bir varlığın girmesi veya katılması söz konusu olabilir; ne de kendisinden ikinci bir varlığın çıkışı, meydana gelişi! Hiçbir eksiği, noksanı ve bu yüzden de bir şeye muhtâciyeti düşünülemeyecek olandır "ALLÂH"!

"ALLÂH", "LEM YELİD" oluşu dolayısıyla, kendisinden meydana gelecek ikinci bir varlığın mevcudiyetinden söz edile­mez.

"ALLÂH", "LEM YÛLED" olması dolayısıyla, ken­disinin meydana geldiği öne sürülecek ne bir tanrı ne de herhan­gi bir şey olarak, ikinci bir varlık mevcut değildir.

"LEM YEKÛN LEHU KÜFÜVEN, AHAD" oluşu dolayısıyla da mikro ya da makro planda O’nun dengi, misli benzeri ikinci bir varlık yoktur... "AHAD"tır!

Bilelim ki, İlâhiyat ile, din ile ilgili bütün konuların başlangıç noktasını "ALLÂH NEDİR?" sorusunun cevabı oluşturur...

Bu sorunun cevabını verenler ise, ya hayallerinde tasavvur ettikleri bir "TANRI" ya göre konuşurlar; ya da Hazreti MUHAMMED’in açıkladığı "ALLÂH"a göre düşüncelerine yön verirler.

Biz, Hazreti MUHAMMED’in açıkladığı "ALLÂH"a göre bu konunun içyüzünü göstermeye çalıştığımıza göre; gene Hazreti Muhammed (aleyhisselâm) tarafından yapılan tanımla­malar ile "ALLÂH"ı anlamaya çalışalım... Ki böylece "ALLÂH"ın, bugüne kadar ve günümüzde bahsedilen TANRI ile hiçbir benzerliği olmadığını vurgulayalım!

Yukarıda anlatmaya çalıştığımız "AHAD" olan "ALLÂH", gene Hazreti Muhammed (aleyhisselâm) tarafından bize ulaştırıldığına göre...

HAYY’ dır;

ALİYM’dir;

MÜRİYD’dir;

KAADİR’dir;

SEMİ’dir;

BASIYR’dir; KELİYM’dir;

Evet, demek oluyor ki "AHAD" olan "ALLÂH" adıyla İŞARET EDİLEN aynı zamanda yukarıdaki isimlerle açıklan­maya çalışılan vasıfların da sahibidir!

"ALLÂH adıyla işaret edilen AHAD"dır gibi...

"ALLÂH adıyla işaret edilen HAYY"dır; sınırsız-sonsuz, bölünmez, parçalanmaz "CAN"dır!..

"ALLÂH adıyla işaret edilen ALİYM"dir; sınırsız-sonsuz, bölünmez, parçalanmaz "İLİM"dir!..

"ALLÂH adıyla işaret edilen MÜRİYD"dir; boyutsal sınırsız-sonsuz, cüzlere ayrılmaz "İRADE"dir!..

"ALLÂH adıyla işaret edilen KAADİR" dir; sınırsız­sonsuz, bölünmez, cüzsüz, tek bir "KUDRET"tir...

"ALLÂH adıyla işaret edilen SEMİ"dir; sınırsız-sonsuz, bölünmez, cüzleri olmayan "VUKUF"tur!..

"ALLÂH adıyla işaret edilen BASIYR" dir; sınırsız­sonsuz, cüzleri olmayan, bölünmeyen, mevcut tek "DEĞERLENDİRİCİ"dir!..

"ALLÂH adıyla işaret edilen KELİYM"dir; sınırsız­, sonsuz, bölünmez, sayısız "MÂNÂLAR"dır!..

Evet, bu anlatımı kavramaya çalışırken, şu hususa da çok dikkat etmemiz gerekecektir…

"AHAD" ile "HAYY"; "ALİYM" ile "MÜRİYD"; "HAYY" ile "KAADİR"; ve tüm kompozisyonlarla anlatılanlar, hep aynı, tek, "ALLÂH" adıyla İŞARET EDİLENdir!..

Yani, bütün bu anlatılanlar ile tarif edilen aynı Tek "ZÂT"tır! O Tek "ZÂT"ın değişik vasıflarıdır, özellikleridir bu isimlerle işaret edilenler...

Öyle bir TEK "ZÂT" ki, baş-son gibi kavramlardan berî; sınırsız-sonsuz; bölünmesi, cüzlerinin var olması muhal; sayısız mânâlara sahip; sonsuz-sınırsız, cüzleri olmayan irade; sınırsız­sonsuz cüzü olmayan kudrettir; varlığının dışında ikinci bir varlık düşünülemez; içi ve dışı yoktur, merkezi özü olmaktan münezzehtir! Kısacası, "AHAD"tır... TEK’tir!

İşte öyle bir "ALLÂH"tır ki Hazreti MUHAMMED’in açıkladığı "ALLÂH"; O’nun dışında ya da içinde kavramı olmaksızın; bir ikincisi; ya da ikinci bir varlık, mevcut bir şey düşünülemez!

Bu arada, konuya vukufu olmayanların düşecekleri bir hatayı önleme amacıyla, şu hususu da belirtmeden geçmeye­lim...

Kur’ân-ı Kerîm’de çeşitli yerlerde "İlâhımız", "İlâhınız" gibi ifadeler geçmekte; ancak akabinde de "İLÂH"ın, "ALLÂH" olduğu vurgulanmaktadır.

Peki bu duruma göre, "ALLÂH"ın, bir "İlâh" yani "tanrı" olduğu ileri sürülemez mi?.. Sürülemez! Bu gibi tanımlamalar, "İlâh"a yani "tanrı"ya tapanlara yapılan açıklamalardır. Tıpkı uyuklayacağı düşünülen tanrıya inanan ilkellere verilen "Allâh uyuklamaz" cevabında olduğu gibi!

Yani onlara denilmektedir ki;

"Sizin, İlâh sandığınız, tanrı dediğiniz şey mevcut değildir; gerçekte var olan SADECE ‘ALLÂH’tır! Sizin ve bizim ‘İlâh’ımız hep aynı ve Tektir... Ve dahi o da ‘ALLÂH’tır!"

Evet, bu açıklamalardan gaye, o kişilerin belirli bir "tanrı" varsayımından kurtulup, "ALLÂH"ı idrak etmeye çalışmalarıdır.

Zira, Kur’ân-ı Kerîm’de, şayet dikkatle tetkik edilirse görülecektir ki, bu tür hitaplar hep "müşriklere", yani "ALLÂH" kavramı dışında bir "TANRI" varsayıp, ona tapan­lara yapılmaktadır. Tâ ki, onlarda mevcut olan "İlâh-Tanrı" varsayımı, "ALLÂH" anlayışına dönüştürülsün.

AHMED HULÛSİ
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ceycet - Eylül 02, 2011, 10:31:08 öö
Sayın Karahan'ın alıntısını yaptığı makalenin yazarı Ahmed Hulusi'yi tanırım,severim.İslam'da reform hareketinin öncülerinden olmasının yanısıra bazı telkinlerine katılamadığımı da belirtmeliyim.

Aşkın Tanrı inancını yadsır,ki tamamen onaylarım.

Tanrı'ya özellikle ,Allah denmesinin gerekçesini aklımıza soralım.Tanrı,Allah,God,EUM,Üstün güç vs,adı ne olursa olsun insan şuurunda işaret ettiği simge,özellikle de bir forma büründürülmemişsse aynı şeyi ifade etmez mi?Niye dayatılr,ismi "bu"dur diye anlamış değilim.

Bence,üstün gücün varlğının savunulmasının en önemli gerekçesi,insanın kendisinden daha üstün bir kudrete inanarak,tekamül yolunda alçakgönüllüğe erişebilmesini kolaylaştırmaktan ibarettir.Zira bu durumda,birey olma yolculuğunda ki insan dünyanın sadece kendi etrafında dönmediği gerçeğini daha çabuk kabullenecektir.Başka türlü olsaydı,Tanrı varlığını ifşa etmek için elçiler görevlendirmez,o elçilere de şizofren şair yakıştırması yapılmasına izin vermezdi.

Zaten var olan kudret,elçiler ve kitaplar olmaksızın da dinleyene herdaim seslenmektedir.



Saygılarımla
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: karahan - Eylül 02, 2011, 10:44:35 öö
Sn.Ceycet

Benzer ifadeyi bende bir önceki konuda ezan için yapmıştım,ezanı türkçe değil arapça okunuşu daha hoş,ayrıca ezanı duyunca insanda bıraktığı çağrışım belli demiştim aynı ifade sizinde tanrı yada allah deyince insandaki bırakaktığı çağrışım nedir evet aynıdır ama arasında bir fark var allah ile tanrı kavramları kuranda tamamen ayrılmış durumda.

Puta tapanların tanrısı ile kesin olarak ayrılmış.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ceycet - Eylül 02, 2011, 11:01:59 öö

Sayın Karahan,

aramız da puta taptığı söylenilen birileri olmayınca,gerçekte tapınım diye dayatılan olgunun o dönemdeki algılanışı konusunda ısrarcı olamıyoruz.Biliyorsunuz,tevhid dinlerinde de Tanrı/Allah dışında,O nun takdiri doğrultusunda hizmet eden kudretlerin varlığını kabul ediyoruz.Belki,onlarda aynı savı simgeler yoluyla anlatmış olabilirler.Forma büründürmek,inanmayı kolaylaştırdığı için,belkide dönemin inancını ifşa edenler böyle bir tercihi benimsemiş olabilirler.


Elbette,bunda da ısrarcı olamıyoruz;ama daha önce de dediğim gibi,dinleyen her inanana herzaman vahiy veya telkin heran gelmektedir.İşin ilginç tarafı,bu telkinlerin kişiye özel olmasıdır.

Dolayısıyla,önkabuller bazen kısır kalabilmektedir.



Saygılarımla
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ADAM - Eylül 02, 2011, 12:17:06 ös

Belki daha çok şey yazılabilirdi Sayın Karahan'ın bu uzuuuun İslâmî aktarımı üzerine.

Ancak öte yanda Sayın MMT cok daha güzel bir konu başlığı açmış.

Susmak!

Onu yapıp, ona bakmak daha iyi, daha verimli.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: ceycet - Eylül 02, 2011, 12:24:57 ös

Ki,susalım da duyabilelim...
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: Masor1976 - Eylül 02, 2011, 06:16:22 ös
Kelimelerin önemi var mıdır? Yani God, Tanri gibi kelimelerle Allah, Hay, Hu, gibi arapça isimlerin aynı şeyi ima edildiği taktirde farkı var mıdır.

Tasavvufta ve Kuranda Allah'ın Arapça isimlerinin çokça zikredilmesi neden tavsiye edilir.

Belki de telaffuz büyücülükte olduğu gibi metafizik güç sahibi olmak açısından önemli olabilir. Yani Sayın Karahanın yazdıkları felsefi açıdan gereksiz ve oturaksız gibi dursa da metafizik açıdan ciddi oranda haklı olabilir diye düşündürüyor

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: TANRI'MI ALLAH'MI
Gönderen: martı - Eylül 03, 2011, 01:16:50 öö
Olayın o boyutu kesinlikle var ama orayı açmadık.Yoksa batıniliği,metafiziği,enerjiyi,tasavvufu bilenler bilecektir ki Tanrı kelimesi ile Allah kelimesi arasında dağlar kadar hatta daha büyük fark var..Bunu islam açısından söylemiyorum aynı şekilde Eloah veya kadim öğretilerde ismi geçen diğer isimlerin de kendi açısından büyük önemi vardır.Ve yine bu konuları bilenler bilecektir ki kendi bağlı olduğun inancın dışındaki bir tanrı ismini kullanmak enerjisel anlamda sana aynı getiriyi sunmayacaktır.Ama bu işin başka bir boyutu,çok derinlere gider...
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı ?
Gönderen: abezethibou - Ekim 03, 2011, 01:48:31 öö
Tanrı Türkçe bir kelimedir netice itibari ile, Türklerin ve Moğolların tanrısının adıdır. Tanrıcılık moneteistmidir politeistmidir halen tam belirli değil. Benim anladığım tengriizmin aslında monoteist olduğu ama Tengrinin tüm tanrıların üzerindeki var olma durumunu simgeleyen teklik olduğunu düşünüyorum. Ülgen AyKız gibi diğer tanrısal doğma ise ikincil tanrıları meydana getiriyor bunun sebebi tengriizm animist bir din olması yani doğadaki varlıkların külliyeten ruhunun olması (Sanırım animist yaklaşımda maddi hacim ile ruhun büyüklüğü arasında ilişki kurularak ay, dağ, güneş idolleştirilmiş durumda) Tenriizmin bu arada kesinlikle şamanlık ile ilgisi yok. Şamanlık Tengriizmden farklı bir din. Şamanizmde şaman ilahın ruhunu içerisine alabilir ama tengriizmdeki Kam (veya böcü) daha ziyade budist rahibi gibidir. Kam invikasyon veya evekasyon yapmaz oysa şaman yapar. Türklerin bir kısmının şaman olduğunu biliyoruz ama türklerin dinine Tenriizm demek daha doğru.

Monoteizmin kökenini ne yahova nede Allaha dayandırmak doğru olmayabilir. Monoteizm şuan bildiğimiz anlamı ile Atenizmden geliyor. Güneş tanrısı atenin tek tanrı kabul edildiği 20 yıllık periyodun muhtemelen daha sonraki bir versüyonu. Arkeolojik kazıların yahudi inancını politeist izlerle gösterdiğini okumuştum. Zaten eski ahide bakarsak Süleymanın bir dönem yahovayı bırakıp taimat ile azzazele taptığını görebiliriz. (Biraz eski ahit karıştırılması yeter. Kırallar 2) Keruların da (Cherubim) ve Hezekiel  de yazılan şeylerin de ışığında politeist olma ihtimalinden söz edebiliriz.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: agnusdei - Ekim 07, 2011, 04:24:54 öö
 :(
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: bilGe - Ekim 18, 2011, 01:20:03 öö
Müslümansanız Tanrınız Allah, Museviyseniz Tanrınız Yehova, Hıristiyansanız Tanrınız'a (Özel) bir isim verilmemiştir veya tercihen İsa dersiniz. Veya; siz genel olarak 'insan' deyişiyle bilinirsiniz ama kimlikte adınız Ahmettir, aileniz Mehmet der, arkadaşlarınız, Ali.
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Barbaros - Ekim 18, 2011, 02:03:28 öö
Tanrı dediğimde, aklıma bulutların arasında beni izleyen ton ton, ak sakallı bir amca geliyor.

Ama Allah dediğimde, içim huzur doluyor. Değil bulutların arası, bana benden yakın, beni yaratan, huzur ve güven veren, eşsiz güzelliklerle donatan Evrenin Yüce Mimarı geliyor.

İsyan edeceğim vakit de, Tanrı yardımıma koşuyor... İhale ona kalıyor.

Diyeceğim o dur ki, seçim inanan insandadır.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: agnusdei - Ekim 18, 2011, 02:44:52 öö
Askeri yemekhaneler geldi aklıma birden :)  Hangi inançla baktığınıza göre değişir bence...

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: T.o.t.b.l - Mayıs 11, 2012, 10:07:01 ös
Yüce olan Öz(Yaratıcı) vardır, insanların onu farklı farklı görmelerinin ve isimlendirmelerinin nedeni farklı noktalarda ve farklı konumlarda olmalarındandır.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: peacewings - Mayıs 12, 2012, 09:13:43 öö
Tanrının hangi sıfatla anıldığı değil, önemli olan sizin onda oluşturduğu tasavvur önemlidir. Bu sebeple tanrı diyenleri kafir,sapık,dinsiz gibi söylemlere gireceksek, vay halimize. Beni rahatsız eden kısım şu Necip Fazıl kısmı oldu. Bu hayatta kendime örnek almayacağım kişilerin başında gelir kendileri. Kendileri Türkçe'yi avam (halk dili, basit dil) dili olarak değerlendirmiş, Türkçe'ye bir ton hakaret etmiş bir kişidir. Sonra efendim kendileri kumar oynarken basılmıştır. Kadın bacakları diye bir şiiri de vardır ki, kadının tüm güzelliklerini orada bulmuş. Kendileri bir kaç kez hapis cezası da almışlardır. Atatürk'e ve Cumhuriyete yapılan hakaretlerde ön plandadırlardır.

Şu Allah ve Tanrı takıntısı hep bir yobaz takıntısı gibi gelmiştir bana. O yüzden hep şöyle derim: Tanrı deyeceğim. Vallaha billaha sevaptır! Bakıyorum şu Allah ve Tanrı takıntısı içinde olanlara. Yok. Yanlış anlamayınız ama benim açımdan Tanrıdır. Hatta ben Tanrışko filan diyeceğim. Kime ne?

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: BULGARIA - Mayıs 12, 2012, 10:25:00 öö
Hristiyansanız da yehova olduğu durumlar mevcuttur.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: vitriol - Mayıs 14, 2012, 01:25:49 ös
uçan pembe fil mi, boynuzlu at mı?

Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Arais - Mayıs 14, 2012, 01:35:42 ös
Sayın vitriol'de uzun zamandır yoktu aramızda hoşgeldi sefa geldi. Umarım bu sefer sürekli görürüz kendisini.

Sorunuza gelince pembe fil daha sevimli duruyor.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: vitriol - Mayıs 14, 2012, 01:44:56 ös
pembe fil gerçekten daha mantıklı

tanrı mı allah mı sorusuna cevap vermek ayıp. 2 ayrı dogma arasında seçim yapmaya zorluyor.

bilimsel düşünce metodunda bir şeyin varlığı bilimsel olarak ispatlanana kadar yok varsayılır.(gözlemlenebilir, tekrarlanabilir, yalnışlanabilir olması)

akıl bilim ve bilgeliği kılavuz alan bir grubun bu tür fantastik hikayelere prim vermesi bir tür "masonluk günahıdır"

not: masonluk günahı terimini ben uydurdum.

Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: ADAM - Mayıs 14, 2012, 02:50:16 ös

Burada benim açımdan sorun, dil sorunudur.

Elbette herkes bu soruna benim bakış açımdan bakmak zorunda değildir.

Tanrı ya da Allah birer sözcüktür. Tanrı Öz Türkçeden gelmedir; Allah Arapçadan alınma gibi görünmekteyse de aslında Arami dilinde bizim fonetiğimizle "Eloah" gibi okuyabileceğimiz bir deyişten türetmedir.

Öz diliniz başka olsa, başka şekilde söylersiniz. Teo dersiniz, Deu dersiniz... Bu iki kökten türetme sözcükler kullanırsınız. Kim bilir Çince, Japonca gibi dillerde ne seçenekler var...

Bizim sorunumuz Türkçe.

Ne yazık ki pembe fil ya da boynuzlu at tamlamaları dilimizde istenilen kavramın karşılığı olmuyor.

Tanrı sözcüğü Allah sözcüğünü içerir.

Allah sözcüğü biraz fazlaca İslâm bağlantılı kalır. Onun gerisindeki kökü bile unutturur bize.

Bu nedenle herhangi bir yazı kapsamında genel olarak böyle insanların yüce tuttuğu bir kavramı dile getirirken ben tanrı sözcüğünü yeğliyorum.

Kuşkusuz bunun çoğulu da var: Tanrılar.

Müslümanlar elbette tek tanrıcı bir inancı benimsedikleri için Allah sözcüğünün zorunlu tekil olduğunu ileri sürer. Oysa onun kökeninde Elohim var; Eloah'ın çoğulu.

Ben bu konuyu din ya da inanç bağlamında değil, dil bağlamında aldım. Burada buluşmak bana daha kolay gibi geldiği için. Ancak kimi zaman bubakımdan yanlımldığmı da görmüyor değilim. Örneğin birisi "Müslümansan Allah der onun adını ağzından düşürmezsin. Eğer Tanrı dersen sen gayri müslimsin demektir." diyebiliyor.

Bu ne biçim yargı!

Ne yazık ki din bağnazlarının tutumu işte böyle.

Benzer tutumu başka dinlerin bağnazlarında da görürsünüz.

Masonluk bağnazlığın her türüne karşıdır.

   
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: martı - Mayıs 15, 2012, 04:36:50 ös
Eloah kelimesine karşılık gelen direk kelime,İlah kelimesidir.Ve ilah kelimesi İlahlar yapılabilir aynı Tanrılar ve Elohim gibi...Ancak Allah kelimesi görüş çoğunluğuyla El-İlah kelimesinden gelmekte yani İlah'ın başındaki ''EL-'' takısı ingilizcedeki 'the' kelimesine karşılık gelir.Yani ''o,bildiğiniz ilah gibi..'' belirtme sıfatı anlamındadır.Yani ilahlar içinde bir ilahı göstermektedir.Çünkü bildiğiniz gibi İslamiyet öncesi Arabistan'da Allah en büyük İlah'tır.Ayette verilen veriye göre ''La İlahe İllallah'' burada hem İlah hem de Allah ismi kullanılıyor yani o halde bunun bir yanlış olması lazımdı.Ayette ''İlah yoktur,sadece Allah vardır (La ilahe İllallah)'' diyor ve biliyoruz ki islam öncesi arap dünyasında Allah ismi biliniyordu.O halde bu ayete göre o zamanki arap dünyasının ilah ve allah kelimelerinin ikisini de farklı anlamlarda kullandığını anlıyoruz zaten.Semantik bilimi açısından da bakıldığında zaten tanrı ya da ilah olarak düşünülen varlığın Allah olmadığı aşikardır.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: ADAM - Mayıs 15, 2012, 05:01:04 ös
Sayın martı'nın getirdiği bilgisel açıklama bence çok güzel... Okunup öğrenilmesini öneririm.

Buna göre demek ki Allah özel bir addır. Her inanışa göre farklı olabilen her tanrıyı kapsamaz.

Oysa tanrı bir genel terimdir. Allah'ı da diğer inançların benimseyişlerindeki türde tanrıları da içerir.

Burada "içerir" derken bunu birinin ötekinden üstün olduğu anlamında kullanmıyorum. Bazı dinlerde o dinin tanrısı öteki dinlerin tanrılarından daha üstün görülür. Bu benim demek istediğim değil. Benim dediğim sadece kavramsal bakımdan bir durum. Allah denilince tüm dinlerde farklı benimsenen tanrılar kapsanmıyor. Fakat bu Allah'ın öteki dinlerde banimsenen tanrılardan daha alt bir düzeyde olduğunun ileri sürülmesi anlamına çekilmemeli; öyle bir niyet yok.

Birçok ülkede Müslümanlar kendi inançları bakımından Allah, başka inançlar bakımından ise kendi dillerinde tanrı sözcüğünün karşılığını kullanıyor. Başka inançlarda olanlar ise, bir felsefi irdeleme yapmadıkları sürece sadece tanrı sözcüğünün karşılığını.

Demek ki dinler ve inançlar arasında bir ayırım msöz konusu olmadığı sürece, "tek" olduğuna inanılsa bile Tanrı demek daha doğru ve kullanışlı. Allah'a pek alışmış Müslümanlara pek hoş gelmeyebilir bu ama onlar da düşünmeli ki Tanrı yerine Arapça Allah sözcüğünün kullanımı da diğerleri açısından hiç hoş değil.

Esperanto, bir dil olarak beklenilen başarıyı sağlasaydı, Diu diyecektik hepsinin yerine.     


     
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: b12 - Mayıs 15, 2012, 06:14:25 ös
Ne derseniz deyin, nasıl olsa sizi duymayacak..
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Barbaros - Mayıs 16, 2012, 12:14:31 öö
Sayın b12,

Zaman zaman sizin gibi düşünmüyor değilim. İçinde yaşadığımız Dünya şartları, bizi o kadar gereksiz materyal ve duygulara ihtiyaç duyar hale getirdi ki, bu ihtiyaçları gidermek için Yaratan' dan her hangi bir şey talep edemiyoruz. Çünkü talebin karşılanmayacağını çok iyi biliyoruz. Hatta bize öğretilen Yaratıcı' nın bu isteklerimize cıs dediğini de çok iyi biliyoruz. Oysa bize, birilerinin Yaratıcı şablonu öğretilmiş. Ve bizler evrimleştikçe, bakış açılarımız değişmeye yüz tuttukça, bu şablonun yetersiz kaldığına şahit oluyoruz. Bu sefer şablonu geliştirmek için ilgili konu da bilgili kişileri takip ediyoruz. Sonrasında bu da yeterli gelmiyor. Ve şablonu bir kenara koyup hayatı yaşayarak kendi inancını oluşturuyorsun. Bu o kadar çok yoruyor ki, inancın ihtiyaçtan geldiği fikri çıkıyor ve bu ihtiyacı görmezden gelerek hayatına devam ediyorsun. Bu sefer de hayat basit, ruhsuz geliyor. Çünkü bu ihtiyaca gereksinim duyulmayacak yaşam koşulları bize hiç sağlanmadı.

Sen hem bu Dünya şartlarına izin ver. Hemde bu ihtiyaçları karşılamam da bana yardım etme! O zaman benim sana inanmamın ne gereği var da diyebiliyoruz, O' nun yarattığı temiz Dünyayı bizim gibi insanlar mahvetti. Kendi çıkar ve iç güdüsel doğruları için şablonlar hazırladı. Yetinebildiklerinden fazlasını isteyen aç gözlü insan oğlu Dünyayı kirletti. Hepsini öldürelim aşağlık kapitalistlerin! gibi fikirler de zuhur edebiliyor. Hele şu kapitalizm ile abdest alıp namaz kılan hayvanlar yok mu! Söylenecek çok şey var da yazılacak başlık burası değil farkındayım.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Leo - Franz - Mayıs 16, 2012, 01:25:46 ös
Kısaca '' O '' desek sanırım yeterli aydınlatıcılığa ulaşmaktadır ,


Ulaşmassa diye , araştırmak isteyenlere ve merak edenlere daha açık söylemek gerekirse ;

 '' O , herşeydir . ''
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: b12 - Mayıs 16, 2012, 01:53:54 ös
sn. barbaros..

cevabınız için teşekkür ediyorum, çok da güzel noktalara parmak basmışsınız. yalnız son cümlenizde klasikleştiği üzere "tanrı çok iyidi bu dünyayı biz mahvettik" düşüncesine katılmıyorum. tanrı'nın gönderdiğini düşündüğümüz kutsal kitapları dikkatli okursak aslında bu dünyadaki tüm kötülüklerin ve yozlaşmaların altında tanrının seçimleri olduğunu görebiliriz. bir iki ayet göstermek istiyorum ;

Bir ümmet diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen  gibi olmayın. Şüphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir. Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır. (Nahl Suresi, 92)

-İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? (Ankebut Suresi, 2)
-İşte orada, iman edenler, sınanmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı. (Ahzab Suresi, 11)
-Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155)
-Allah, kullarından dilediğine rızkı yayıp-genişletir, (ve) kısar da. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir. (Ankebut Suresi, 62)
-Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azaplandırmak ve canlarının inkar içindeyken zorlukla çıkmasını ister. (Tevbe Suresi, 55)

Bu ve benzeri ayetlerden anlaşılıyor ki tanrı, kafasına estiği gibi kimini düşkün, kimini karun kadar zengin edip bu şekilde bir imtihan sistemi kuracağını söylüyor. bu epic fail.. üstelik mal, mülk, saltanat, kadın vereceği insanların da ağırlıklı olarak "kafir" diye hitap edilen, kuranda necis, domuz, maymun, lanetli şeklinde betimlenen insanlara verileceği söyleniyor.

halbuki dünya'da tüm insanların ihtiyaçları, istekleri, hayalleri benzerdir.. yaratılmış olan iki insanın birine dilediği her şeyi verip aynı hamurdan çıkan diğer insana hiçbir şey vermemek bir akıl hastalığının göstergesidir. ben insanı bana ibadet ve kulluk etmesi için yarattım derken, verilen emri yerine getirip tanrı'ya karşı acziyetini ifade ederek geceler boyu dua eden insanların yüzüne bakmadan, bir defa olsun elini göğe doğru açıp "ya rahman" dememiş insanlara verilebilecek tüm güzellikleri vermek bir akıl hastalığının göstergesidir.. üstelik bunları yaparken gözün gördüğü maddeden yana hiçbir ödül vadetmeyip, ne idüğü belirsiz bir ahiret hayatında yaşanacak hesap gününe havale etmek her şeyi! bir akıl hastalığının göstergesidir.

şöyle düşünün sizin bir şirketiniz var, içinde binlerce kişi çalışıyor.. bir gün işe yeni bir yazılımcı alıyorsunuz, işe aldığınız yazılımcı sizin ona verdiğiniz görevin tam tersine bütün gün dışarda oyalanıyor, çay kahve içiyor, bilgisayarda oyun oynuyor.. ve bu insana diğerlerinin hepsine verdiğiniz maaşın 10 katını veriyorsunuz! insanlar itiraz ediyorlar, ama patron biz yıllardır bu şirkette maksimum performansla çalışırken nasıl oluyor da bu verilen görevi yapmayan adam hepimizden 10 kat fazla maaş alıyor? cevap veriyorsunuz ; ama emekli olduğunuzda size tazminat vereceğim, ona vermeyeceğim.. bahaneye bak.

yani şunu demek istiyorum, ibadet ve kulluk için yaratılıp da, elini bir defa olsun göğe kaldırmayan bir insanın tanrı katında ne önemi olabilir ki bu insan milyonlarcasının hayalini kurduğu hayatı yaşayabiliyor? bakın bu dünya'da, avrupa'da, amerika'da hatta türkiye'de öyle insanlar var ki bunların daha niye yaratıldığını bile anlayamazken, sizin 1 yıllık kazancınızı 1 günde harcama lüksüne sahipler.. bu bir akıl hastalığıdır!

Yaratanlık milyarlarca insanı yeryüzüne atıp ne haliniz varsa görün demek değildir.. Bu kadar dengesiz bir dünya inşa edip de adını imtihan koyamazsınız. bu dünya'da imtihan yok cinnet var, delilik var, kafirim de kafirim diyen bir tanrı var!

Alsın cennetine de o çok sevdiği kafirini, fransızlarını, amerikalılarını, zengin çocuklarını koysun.. Biz tanrının cennetini istemiyoruz! burda yanmaya alıştık öbür tarafta da yanarız.
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Laus Deo - Mayıs 20, 2012, 01:14:28 ös
Sayin B12,

Siz de biliyorsunuz ki bir cok dinde Insanoglu'nun bu dunyaya atildigina veya Tanri/Allah'tan koptugu icin bu dunyaya dustugune inanilir. Tanri'yi gercekten hatirlayip, ona donme temizligine erisene kadar ise onunla bir olma mumkun olmayacaktir.

Sadece bunu hatirlatmak istedim.

Esenlikler,

Laus Deo.
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: karahan - Mayıs 20, 2012, 01:43:41 ös
Sn.Laus deo nun bu yorumuna katılıyorum,insanoğlunun yaratılış fıtratıona bakılınca nefsani özelliklerine bakılınca daha net görünür.Üstteki verilmeye çalışılan örneklerde sanki şu izlenim var zaten tanrı bir işi becerememiş zaten çok elle tutulur bir şey olsa bu din dedikleri insanlıkta hep o aranan huzur ve kjardeşlik olurdu.Lakin olaya farklı bakabilsek çözülecek olay mesela küçük bir örnek insanların bu isteklerinin sadece insanlar için önemi var şunuda anlamayın allah için önemli değil bu değil,yaratıcı tüm yaratılmışları zıtlıkları ile yaratmış kadın ile erkek için bir elmanın 2 yarısı derler biz diğer yarımızı bulduğumuzda ancak gerçek mutluluğu tadarız işte zıtlık  o zaman anlamını bulur.Mesela insanoğlu neden kabul etmez bozguncu olduğunu herşeyi kendi emelleri ve çıkarları için kuırgulamaya çalışırken herşeyi berbat ettiğini ve kendinden başka herşeyi suçlu gördüğünü.En azılı bir suçlu bile itiraf ederken şeytana uydum derken kendi masumiyetine dem vurmuyormu.

Tabiattaki ahengi eşyanın mahiyetini anlamadan insanın ne kendini ne düzeni anlaması mümkün olur.Yukarıda anlatmaya çalıştığınız içinde birtakım isyanlarında olduğu sözcükler kurgu açısından çok doğru değil.İnsan bu dünyaya tek bir şey için gelir olmaya ,hamletteki söz dizxini gibi söyleyeyim olmak yada olmamak işte tercih sizin artık.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: DehereLo - Haziran 03, 2013, 12:38:01 öö
insanlar vallahi , billahi , tillahi dediklerinde ne söylemek istiyorlar acaba , yemin tek ilaha mı yapılıyor yoksa birden çok ilaha mı ?   :D
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: addicted - Temmuz 12, 2013, 11:24:30 ös
Ne zaman bir konusu açılsa Tanrı desem, çevremdeki kendini çok bilmiş sana insanlar eleştirmeye başlıyorlar beni.
O'na Allah denir, Tanrı değil.
Bu da bir ismi değil mi diye düşünürüm. Ben de onları eleştiririm. Sığ görüşlü olduklarını düşündüğüm için.
Belki onlarınki sadece dinlerine bağlı kalmaya çalışmaktı ama ben Tanrı demekten vazgeçmiyorum.
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Felix Steiner - Temmuz 28, 2014, 12:17:05 öö
Bence sorulması gereken asıl soru niçin Tanrı'ya inandığımız olmalı. Ama insanlar niye inandıklarını sorgulamıyorlar. O'na Allah de istersen ateist ol mantığındalar. Bu şekilcilik, araştırmadan uzak durmak manevi huzuru bulamamanın nedenlerinden biri.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Aslanlar - Temmuz 28, 2014, 02:38:37 öö


Her zaman anlamakta zorlandığım bir ifade kullanım tarzıdır tanrımı yoksa allahmı.Bizim forumdada çok sık kullanılan bir terim olduğu için bu konuyu tartışmaya açmaya karar verdim.Kimileri şunu diyebilir öz önemlidir senin niyetin ne ise onu dersin gerisdi önemli değil.Ama olmuyor konun tıkandığı noktalardan biridir bu.O yüzden bakalım bu konudan neler çıkacak.Buyrun.



Tanrı; Kendine ibadet edilen, tapılan şey demektir ve dünyada bir çok kendine tapılan, ibadet edilen varlık vardır.
Hindular ineğe, Japonlar güneşe, Hıristiyanlar puta (İsa heykeline), ...kimileri makama, paraya, hatta karşı cinsten birine...
Hatta kimileri ideolojilerini - veya liderlerini - tanrı kabul ederler.

Müslümanların tanrısı, - Arapçası ilah- ise Allah'tır ve kelime-i şehadetin de ifade ettiği gibi, tek, gerçek, hakiki ilah, tanrıdır ;

Lâ ; Yoktur, hayır ( olumsuzluk ifadesi; İngilizcesi;No, Not)
İlahe; İbadet edilen -
İllâ : Ancak, sadece vardır, - istisna edatı -
Allâh: Allah

Allah'tan başka ilah, tanrı yoktur!

Ey tanrım ifadesi geneli ifade eder.Tanrı'm ama kim?; inek, güneş, makam...?

Ey tanrım olan Allah'ım denirse bu olur; "Ey ibadet ettiğim Allah'ım!"

Tanrımızın ismi vardır ve o Allah'tır.Ey tanrım deyince bir inek bize koşup gelirse itiraz atma hakkımız olmaz : )

Necip Fazıl Kısakürek'e sormuşlar:
 -Üstad, kimileri Allah diyor, kimileri de tanrı. Bu iki isim arasında nasıl bir fark vardır, siz hangisinin kullanılmasını daha uygun görürsünüz?
 Üstad cevap vermiş
 -Allah tanrının belasını versin!
 
Sözcüğü doğru anlamında kullanamadığımızda o cümlenin mana ve anlamını tamamlayamamış oluruz.İslamın bizden istediği ilaha tanrımı yoksa allah olarakmı hitap edeceğiz.Daha baştan yaratıcının ismini kullanırken hata ile başlarken sonrası nasıl olur bilemem.

Saygılar

Sayın karhan Arapların islamiyet öncesinde Kabe içerisindeki en büyük puta verdiği isim de Allah tı bunuda hatırlatmak isterim...

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: MysticMind - Temmuz 28, 2014, 11:54:51 öö
Tanrı anlamı olan bir kelime,ünvandır. Herşeyi yaratan,var eden anlamına gelir.Ancak Allah özel bir isimdir. Anlamı yoktur.
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: resurrected - Temmuz 28, 2014, 06:10:35 ös
İslami perspektiften bakacaksak: Tanrı yoktur, Allah vardır. Yani Allah bir tanrı değildir.
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: ADAM - Temmuz 28, 2014, 06:19:43 ös
Sayın resurruected, "İslami perspektif" derken, "Arapça" mı demek istiyor acaba?

Zaten o da İbranicedeki "Eloah" ile eş anlama gelmez mi?

Başka dillerde aynı anlama gelen sözcükleri burada listelemenin anlamı yok elbette. Gerçi başka ülkelerde yaşayan Müslümanlar da o "Allah" deyişini pek çok kullanır ama bu Müslümanlığın özgün olarak Arapça oluşundan ileri geliyor.

Konuya hiç Müslümanlıkla bağdaştırmadan bakacak olursak, "Tanrı" bu kavramın Türkçesidir. Nitekim Tanrı hiçbir dine ya da dile sığamayacak, onlara özgü olamayacak bir kavramdır.

Bu nedenle, "Allah" sözcüğü, Tanrı kavramının Arapça'ya özgü ve Müslümanlığa yaygınlaştırılmış bir özel halidir. Üstelik İslam Dini'nin var oluşundan önce de var olduğu için, sonradan Müslümanlaştırılmıştır.

   
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: resurrected - Temmuz 28, 2014, 06:27:39 ös
Ben şuna işaret etmek istemiştim, islami kültürde (folklorda değil de, İslam alimlerince olan islami kültürde) Kuran'da tanrı diye bir varlığın olmamasının anlatımına özen gösterilir diye yorumlanır. Bununla anlatılmak istenen şeyin, eski inanç sistemlerinin yanlışlığını vurgulamak olduğu söylenir. O yüzden islami perspektif derken kastettiğim şey, bir din anlamında İslam'ın anlattığı şeylerden birinin de, "tanrı dediğin venüs'tür, zeus'tur, ve bunlar aslında yoktur" gibi bir anlatım olduğunu düşünüyorum. Yani konuyu lisan anlamında değil, bir diskur anlamında ele almıştım.

Kuran'da kendisinden bazen O bazen de biz olarak bahsedilen Allah (burdaki yanlışlığı peşinen kabul ediyorum) ve bunun Tevrat'taki karşılıklarına uluorta girmekten çekiniyorum. Bilmediğim ya da düşünmediğimden değil, konuyu araştırmamış koyu dindar insanlar için üzücü hatta kalp kırıcı olabiliyor çünkü ne anlatılmak istendiğine bakmak yerine duygusal olarak yaklaşıyorlar. Sadece anahatlara değinme nedenim ise bu.
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: karahan - Temmuz 29, 2014, 06:25:42 ös
sevgili resurrected
Söylemek istediğin bir şey eğer doğru ise ve kesinlikle doğru ise ve bu doğru bir başkasını kıracak üzecek bir şey ise bırakın zararı yok kırsın,üzsün,parçalasın,helak etsin.Hiç bir devrim kansız ,acısız olmaz doğru bilgininde bundan öte kalır tarafı yok.İnsanlar kırılıyor aman söylemeyelim biz bunu demeyelim bizim içimizde kalsın oda salaklığına devam etsin ozaman şunu bilmelisinizki doğru olduğuna inandığınız bilgiyi saklıyorsanız ve sırf bu duygu ile söylemiyorsanız edindiğiniz bilgiye ihanet ediyorsunuz demektir.Bırakınız acısın başka türlü insanları dogmalarından ,bağnazlıklarında kurtaramazsınız.

karahan
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: resurrected - Temmuz 29, 2014, 07:06:55 ös
Sayın Karahan, bu tür bilgiler daima az da olsa yorum içerirler. Daha da önemlisi, bazı bilgileri vaktinden evvel vermek sadece zarar verir. Yoksa ben de katılıyorum söylediklerinize. Yine de bilgiye ulaşabilmenin yolu bütün bu kutsal kitapları okuyup sonra da üzerine akademik olan ve olmayan birçok yorumu da okumaktır. Vaktinden evvel verilmiş bilgiler ölümle bile sonuçlanabiliyor mesela Hallac-ı Mansur gibi, Bruno gibi.
Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Selim - Temmuz 29, 2014, 09:34:11 ös
Her dilde şeyleri tanımlamak harf ve heceler yan yana getirilerek sözcükler oluşturulur. Örneğin; Portakal, Orange şimdi bunun hangisi doğru tanımlama, buna kim karar verecek?

Sarı, yuvarlak, kabuğun içinde dilimler halinde olan şeye Türkçede portakal ismini kim ve neye dayanarak vermiş? niye orange dememiş? başka bir isim bulamamış mı?

Tek ilah, her şeyin sahibi ve yaratıcısı, tanrı, god, allah bunların tamamı insanoğlunun evreni ve içindeki her şeyi yaratan tek ve ilahi gücü isimlendirilmesi, kısaca tanımlanması için kullanılan sözcüktür. Sıfat ile isim birbirine karıştırılıyor.

Elma ismi benim için neyi ifade ediyorsa apple da İngiliz için onu ifade eder. Biri çıkar,Hayır ben bu şeye elma demiyeceğim bunun adı bundan sonra armut dur der ve bunu tüm Türkçe konuşan insanlara kabul ettirirse armut artık onu ifade eder.

Gök tanrı, güneş tanrısı, güneş tanrısının oğlu, aşk tanrısı Zeus, bunun gibi insanoğlunun ilk dönemlerinde korktuğu, sevinç duyduğu, kavrayamadığı gibi şeyler için ona özel olarak tanrılar (sorumlu, olayı başlatan ve bitiren, vb.) atamıştır (şeyler için ayrı ayrı ve tek tanrı). Örneğin Sümerlerde baltadan sorumlu tanrı, kanallardan sorumlu tanrı ve şeylerin her birine de özel isimler verilmiştir (Zeus, poseidon, enli, enki, inanna, demmuz, vb.), yani tanrılar vardır her şeyden sorumlu tek bir tanrı bilinci oluşmamıştır.

Venüs: The Roman goddess of love and beauty, burada anlatmaya çalıştığım aşk ve güzellikten sorumlu bir tanrı var ve bunun adı Venüs.

Aşk ve güzellikte sonsuz hikmet sahibi ve tek sorumlu tanrı Venüs olarak adlandırılmıştır. Eğer aşk ve güzellikle ilgili bir şey istenecekse "Aşk ve Güzelliğin tek sahibi Venüs bana aşk ve güzellikte yardım et" denirdi herhalde, eğer karıştırıp " Aşk ve Güzelliğin tek sahibi Poseidon bana aşk ve güzellikte yardım et" dendiğinde sonu ne olurdu bilemiyorum. Her tanrını ayrı sorumluluk alanı.

Ben "Tanrım bana yardım et" dediğimde bana özel bir tanrım mı var ki ve onu yardıma çağırıyorum. Her şeyin sahibi ve yaratıcısı, insanoğlunun yaratanı ( Allah) olan, ilahi dinlere inananların Allah ı, sonsuz güçten, ilahtan yardım istiyorum.

Hangi kutsal kitapta yaratan bana bundan sonra sadece "Tanrı" veya "Allah" diye hitap edin benim adım bu denmiştir?

Kutsal kitaplarda anlatılan tek tanrıcılık, her şey için ayrı bir güç ve sorumlu yok, eşi ve benzeri yok, her şeyden sorumlu tek ilahi güç sahibi.

Tanrı mı yoksa Allah mı doğrusu? bu kavram karmaşası sadece bazı softa ve yobazların İngilizce god (tanrı) kelimesi ile hıristiyan dünyasını kafirler, başka tanrıya,  başka ilahlara inanıyorlar, İsa ya bile tanrı diyorlar diyerek aşağılamak, dışlamak için geliştirdikleri ifade biçimidir.

(ZEUS was the king of the gods, the god of sky and weather, law, order and fate. Zeus is the name of the Greek king of the Gods, the equivalent of the Roman god Jupiter, a sky god)

Yaratan ve her şeye gücü yeten, sonsuz hikmet sahibi  Tanrı'ma (Allah'ıma) şükürler olsun.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: ADAM - Temmuz 30, 2014, 09:28:10 öö

Ben Türkçe konuşurken ve yazarken Tanrı mı demeli Allah mı konusuna yine salt Türk dili açısından bakacağım.

Çünkü bu konu Türk dili yani Türkçe konusu, inanç alanı gibi bir başka konu değil; olmamalı.

Türkçede Tanrı sözcüğü de var Allah sözcüğü de... Bunlar, bireysel olarak benim kavrayışımda farklı, bir başka kişinin kavrayışından da farklı olabilir. Öyle oluyor zaten. Sözcük zsihne farklı bir kavramsal alanda yansıyabiliyor. Bunun gerek aile, gerek sosyal yaşam gerek eğitim tarzı ve ölçüsü ile bağlantısı var.

Asıl önemli olan Türk Dil Kurumu nasıl tanımlıyor, ona bakmalı.

TDK Sözlüğü'nde (basılı sözlük) Allah sözcüğüne bakınca, karşılığında tanımlara girilmeden önce “Ar.” yazıyor yani Arapça. Tanrı sözcüğünü bakınca ise böyle bir şey demiyor çünkü o sözcük Türkçe.

Demek ki biri "kelime" diğer "sözcük".

Ben her ikisine de sözcük demeyi yeğliyorum. Öylesine alışmışım; öylesini uygun bulduğumdan.

Allah sözcüğünün tanımının sonrasında bu sözcüğü içeren terimler ve deyimler var. Örneğin “Allah akıl fikir versin.”

Bunun yerine Tanrı sözcüğü kullanılabilir mi?

Hayır. Olmaz. Hatta komik olur.

Sık sık kullandığımız “Allaha ısmarladık.”…

Hiç “Tanrıya ısmarladık” dendiğini duydunuz mu?

Sözlükte bunların benzerlerinden onlarca var.

Buna karşılık bir de Tanrı sözcüğünün tanımından sonrasına bakalım.

Tek tanrıcılık, Çok tanrıcılık, Tanrı tanımazlık gibi terimler.

Bunlardaki Tanrı yerine Allah konulabilir mi? Öyle terimler olabilir mi?

Sözlükte yok.

Tanrılaşmak ya da tanrılaştırmak… Burada da Tanrı yerine Allah gelemez. Belki İlâh gelebilir.

Fakat ortak olan terimler ve deyişler de var: Allaha şükür ve aynı anda Tanrıya şükür gibi… (Şükür sözcüğünün de Arapça kökenli olduğunu biliyoruz.)

Türkçe yazacağız ve Türkçe konuşacağız diye hiçbir yerde özellikle terim ve deyimlerde, Ata sözlerinde ve diğer özdeyişlerde Allah sözcüğünü kullanmaya karşı çıkmak, tümüyle “Türk dili bağnazlığı” olur.

Masonluğu unutmayalım. Nedere bulunduğumuzu da bilelim. Masonlukta bağnazlığın her türüne karşı çıkılır. Bunun sağlam bir gerekçesi de var.

Nitekim dilimizin kullanımında gerektiğinde Arapça kökenli, gereğinde Farsça, Grekçe ya da Latince kökenli sözcükler de kullanırız. Kullanabilmeliyiz.

Günümüzde kim Geometri sözcüğü yerine Hendese kullanıyor?

Fakat hesap sözcüğü geçerlidir çünkü onu Aritmetik sözcüğüyle eş anlamlı tutmuyoruz güncel kullanımda.

Fakat Tanrı sözcüğünün kullanılabileceği yerde Allah kelimesinin kullanılması da gericilik hatta Türk dilini bir Arapça kökene bağlama hayranlığının sürdürülmesidir.

Necip Fazıl Kısakürek, bu bağlamda bir söz ederken belâ okumuş. Bu ne biçim okumuşluk ama uygarlaşamamışlıktır?

Gelin, biz dilimizi uygarca konuşalım ve yazalım.

Bu arada elbette konu genel olarak dinler ve inançlar üzerine bir inceleme olunca Tanrı sözcüğü yerine Allah sözcüğünü her yerde kullanamıyoruz. Hele bunu İslâm dini dışındaki olgularda hiç yapamıyoruz. Araplar, o Cahiliye dedikleri dönemdeki eski putlar için Allah sözcüğünü kullanmış olsalar bile biz onlara Tanrı diyoruz. Çünkü dilimizde Çok Allahçılık diye bir şey yok.

Demek ki konu bilimsel ya da sosyal olunca kullanacağımız sözcük Tanrı, Müslümanlık çerçevesinde kalınca kelimemiz Allah.


Başlık: Ynt: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: RaasielX - Ağustos 30, 2014, 12:51:55 öö
Sayın Karahan, bu tür bilgiler daima az da olsa yorum içerirler. Daha da önemlisi, bazı bilgileri vaktinden evvel vermek sadece zarar verir. Yoksa ben de katılıyorum söylediklerinize. Yine de bilgiye ulaşabilmenin yolu bütün bu kutsal kitapları okuyup sonra da üzerine akademik olan ve olmayan birçok yorumu da okumaktır. Vaktinden evvel verilmiş bilgiler ölümle bile sonuçlanabiliyor mesela Hallac-ı Mansur gibi, Bruno gibi.


Kesinlikle katılıyorum Size Fazla söylene bilcek bir şey yok.. Düşünmek yeterli..
 
Saygılarımla
Başlık: Ynt: Tanrı'mı Allah'mı?
Gönderen: Nicolus - Eylül 11, 2014, 10:49:40 öö
Müsaadeniz ile kişisel görüşümü dile getirmek isterim. İster Allah diyelim, ister Tanrı, ister Kainatın Ulu Mimarı diyelim, ister Gökyüzündeki Kutsal Dostum... Kalbimizden geçen ve dilimizle ifade etmek istediğimiz varlık önemlidir. Şimdi benim adım Nico ama siz bana "Küçüğüm, Minik dostum" gibi hitaplarla seslenseniz dahi belirtmek, seslenmek istediğiniz kişi benim, Nico'dur.

Saygılarımla...