Özgür bir toplum yoktur. Özgür bireyler vardır.
Özgür birey, aklıyla "davranır".
Sansür?! Tabii ki olmamalı. Ama Sayın ADAM'ın da dediği gibi ölçüyü bilmek gerek, ki bu da özgür birinin niteliklerindendir.
Bazıları şöyle bir şey mi bekliyor merak ediyorum.
Örneğin bir devletin yasaları, sansürün her türünü yasaklasa, yani her şeyi söylemek, ifade etmek meşru olsa, ve birileri gerçekten istediği hakareti, hicvi, iğnelemeyi, canının istediği kişiye, ilkeye, fikre vs. yapsa (ki böyle ülkeler de var halihazırda. Bizim ülkemiz bunlardan biri değil malesef). Sanılıyor mu ki, bu şartlarda her şey güllük gülistanlık olacak? Bireyler özgürlük kültürünü anlamadan, sadece kağıt üzerindeki bir iki düzenlemeyle sansür kalksa, bayram havası mı olacak?
Hayır.
Bireyler özgürleşmeden, kağıt üzerinde değişen bir yasa, herhangi birini, herhangi bir şeyi küçük düşürdükten sonra o kişinin korunacağının garantisini vermez.
Bugün Türkiye'de sansür kalksa, Türkiye'de emin olun daha fazla huzursuzluk ortaya çıkar. Çünkü Türkiye'de çoğu birey özgürleşmemiştir.
Biri Hz. Muhammed'i küçük düşürse, ve bu yasalar karşısında meşru olsa, bu yasa ertesi gün kızgın birinin o kişiye kötülük edemeyeceğine bir garanti vermez.
O yüzden akıllı olan, özgürdür, ve aklı ile hayatını yönetir.
Siz ineği kutsal sayan bir ulusun ortasında dönerci dükkanı açın bakalım, kaç gün yaşayabiliyorsunuz. Ben ineği kutsallaştırmayı mantıksız bulmama rağmen, tutup da sırf sansür yoktur diye, işgüzarlıktan, birilerini kızdırmayı denersem, bununla kendi kendimi ve toplumu tehlikeye atacağımı da bilirim çünkü. Böyle bir davranışım dahi ham olduğumun, pişmediğimin bir göstergesidir.
İnsanları bugün koruyan ve "hoşgörü" denen kavrama ilham olan şey de budur; ben Hindistana gittiğimde elimde dönerle ortada gezmem. Bunu ancak ve ancak art niyetle yaparım. İşte bu hamlık hem beni hem de diğerlerini ateşe atan akılsızlıktır.
Eleştiri bugün her yerde mevcut. Fakat Danimarka'da gördüğümüz türden bir karikatür işi, kendi kendini imhaya zorlayan, kesinlikle hoşgörüsü olmayan budalalardan çıkmış bir iştir. Hz. Muhammed hakkında ciddi eleştirilerde bulunmuş bir sürü insan var ama eleştiri ayrı, küçümseme maksadıyla bir şeyler yapmak, söylemek ayrıdır.
O yüzden diyorum ki, iş sansürün olup olmaması değil, sansürün hala bir şeyleri "önleyebildiği" bir topluma olan ihtiyacı azaltmaktır. Sansür, aklı havada insanın uçarılığını önlemek ve toplumsal huzuru korumak için, belli toplumlara müstehak bir zincirdir. Böyle bir toplum olmaktan çıkmak umuduyla.
Saygılar