Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Erkeklerin sünnet olması  (Okunma sayısı 19720 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 08, 2012, 12:00:41 öö
Yanıtla #20
  • Ziyaretçi

Cinsel organda hazzın %60 azalması kötü değil iyi bir şey. Böylece daha geç boşalıyoruz. Erkek pornstarlar genelde sünnetlidir. Yani ha penguenleri düşünmek ha sünnet olmak ikisi de aynı şey.


Ağustos 08, 2012, 03:55:16 öö
Yanıtla #21

Sayın VforVictory kendince bir iddiada bulunmuş. Asılsız ve yanlış bir iddiada. Kendileri acaba bunu kanıtlayabilirler mi? Sanmam. Hoş, sünnetle ilgili pek çok safsatanın bulunduğu bir ortamda, belki onu bile bulur.

                                                                   BİR ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI

"İngilizler'in yaptığı araştırmayla Türk erkeklerinin seks süresinin 3 dakika 7 saniye olduğunu öğrenince şok geçirmesek de, sarsıldık ve çözüm bulmak için hemen kolları sıvadık. İşte Türkiye'nin en ünlü uzmanlarından erken boşalma sorununu ortadan kaldıracak tüyolar...

Aslında her şey, Utrecht Üniversitesi'nce yapılan bir araştırmayla ve bu araştırmanın The Independent gibi ciddi bir gazetede yayınlanmasıyla başladı. Araştırma sonuçlarına göre; Türk erkeklerinin sevişme süresi sadece ve sadece 3 dakika 7 saniye idi! İngilizler'in bu araştırmayı tüm dünyaya duyurmak için niye acele ettiklerini de anlamakta gecikmedik. Çünkü İngilizler 7 dakika 36 saniye ile araştırmaya katılan ülkeler arasında başı çekiyorlardı. Araştırmanın diğer sonuçlarına göre, Amerikalı erkekler sevişmeye başladıktan 7 dakika, İspanyollar 5 dakika 8 saniye, Hollandalılar ise 5 dakika sonra boşalıyor! En çarpıcı olan ise gazetenin Türkler'in boşalma süresiyle ilgili yaptığı kıyaslamaydı: "Yumurta haşlamaktan daha kısa bir süre!"

İlk olarak soluğu cinsel meseleler duayeni Doktor Haydar Dümen'in yanında aldık. Haydar Bey yapılan araştırmanın tamamen doğru olduğunu ve Türk erkeklerinin pek çoğunun; hatta yüzde 50'sinin, beklenenden daha erken sürede boşaldığını söyleyince gerçek anlamda hayal kırıklığı yaşadık tabii. Peki niye, neden derken Dümen'den çok çarpıcı bir cevap geldi: "Sünnet!" Meğer, sünnet olan erkeklerde penis açıkta olduğundan soğuk bir odadan sıcak bir odaya girmiş gibi oluyormuş. Bu da fazla uyarılmayı arttıran sebep! Oysa sünnetsiz erkeklerde penisin başı sünnet derisinin içinde olduğu için penisin başı kapalı bir kutuda duruyor gibi oluyormuş. Birleşme olduğunda o kutudan çıkıp başka bir kutuya giriyormuş. Tıpkı bir odadan çıkıp başka bir odaya girmek gibi! Dümen, sünnet konusunun ne kadar önemli olduğunu şu sözleriyle anlatmaya devam ediyor: "Sünnet sırasında penis ucundaki çok ince sinirler de kesiliyor. Kesilen sinir uçlarında nodül oluşabiliyor. Bunlar da duyarlılığı artırıyor. Yani penisin kesilmesi doğru bir hareket değil" diyor. Erkeğin ve kadının fizyolojisinin çok farklı olduğunu belirten Uzman Psikolog Meliha Karayay da, bunu "kadın bir fırın gibidir, yavaş yavaş ısınan ve soğuyan; erkek ise çakmak gibidir; birden alevalan ve birden sönen" benzetmesiyle örnekliyor. Bu örnekten de anladığımız üzere çiftlerin aynı anda senkronize şekilde uyarılması ve aynı anda boşalması mümkün değil gerçek anlamda! Karayay, uyumlu çiftlerin bu zamanlamayı çok iyi ayarladığını söylüyor

Karayay: "Erkeğin ilk sevişmesindeki boşalma süresi daha kısadır; ikincisinde daha geç boşalır. Bu durumda, ön sevişmede zamanı uzun tutup kadının uyarı Imasını sağladığınızda erkek boşalsa bile kadın da zaten belli bir yere kadar gelmiş oluyor. ikincisi de daha uzun olacağı için zaten bir noktaya dek gelmiş olan kadın da daha uzun süre zevk alabiliyor. Yani ilk boşalmada kadın, ikinci boşalmada erkek uyarılırsa daha doğru" diyerek işin sırrını veriyor."

Kaynak: e-kolay
Diğer Kaynak: http://sunnet.wetpaint.com/page/S%C3%BCnnet+Ve+Erken+Bo%C5%9Falma

Eh, gördünüz mü sayın VforVictory? Demek ki neymiş, uydurmayacakmışız. Hele ki her duyduğumuza inanmayacakmışız. Büyükçe bir iddiada bulunuyorum. Bana sünnetin faydalı olduğuyla gelin, her birini çürütecek onlarca bilimsel makaleyi önünüze atacağım.

                                                                    ABD'DE SÜNNETİN TARİHÇESİ

Sonra, gelin size ABD'de sünnetin tarihçesinden bahsedeyim. 1860 yılında ABD'de sünnetlilerin nüfusa oranı %0.001. Sonra Amerika kolları sıvıyor. Niye mi? Çünkü mastürbasyonun sağır hatta kör yaptığını sanan bir kaç aptal bilim adamı, sünnet ile mastürbasyonu engellemeye karar veriyorlar.

"Mastürbasyon konusunda yapmamız gereken bence şu : ilgili vücut organlarını öyle bir hale getirmeliyiz ki, alışkanlığa devam etmek ağrı verici olsun, bu durum da vazgeçirici olsun. Bu amaçla, eğer penis üst derisi uzun ise, erkeği bugün için ve belki de gelecek için mahrum bırakacak şekilde sünnet etmeliyiz. Operasyon ayrıca, kloroform altında yapılmamalı, öyle ki hissedilen acı çocuğun zihninde, yok etmeye çalıştığımız alışkanlık ile hatırlansın ."
Athol A. W. Johnson, "Çocuklarda karşılaştığımız hastalıklı bir alışkanlık hakkında", The Lancet, vol. 1 (7 April 1860)

Ya, işte böyle. 1887 yılına gelindiğinde ABD nüfusunun %10'u sünnetli oluyor. Ama zihniyet hala aynı.

"Mastürbasyonun yaralayıcı etkileri hakkında şüphe olamaz, gelişmemiş beyinleri olan çocukların da buna yatkın olduğu konusunda şüphe yoktur. Sünnet her zaman yapılmalıdır. Cinsel organları o kadar yaralamalayız ki, onlara dokunmaktan dolayı acı hissedilsin."
Angel Money, "Çocuklarda Hastalıkların Tedavisi". Philadelphia: P. Blakiston. 1887, p. 421.

Yıl 1971. ABD nüfusunun %90'ı sünnetli. Sonra 1999 yılına gelelim. Ne oluyor, dersiniz?

İki yıllık bir araştırmadan sonra , Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) sünnetin "potensiyel tıbbi faydalarının yeterince açık olmadığına" ve rutin bir operasyon olarak tavsiye edilemeyeceğine karar verdi."

İşte sünnetin ABD'de tarihçesi. Sünnetle ilgili en büyük palavra da sünnetin temizlik açısından kazandırdıklarıdır. Kabuğun soyulup, açıkta kalan yaranın temizlik açısından faydalı olduğunu iddia etmek için, akli uzuvlarını kaybetmek gerekiyor. Ne acı! Cahillik!
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Ağustos 08, 2012, 04:28:52 öö
Yanıtla #22
  • Ziyaretçi

Cinsellik eğitim gerektiren bir konudur. Pornografi, olması gereken cinsel yaşam standartı değildir. Yani demek istediğim cinsellik penisin vajinaya giriş çıkışının süresiyle ifade edilmemeli. Aslolan kadını mutlu edebilmek için bir kez giriş çıkış yeterlidir, bunun için gereken en önemli unsur aşktır ve sensual enerjinin uyarılmasıdır. O nedenle sünnetli veya sünnetsiz olmanın bir avantajı veya dez avantajı yoktur.

Kadınlarda orgazm olamamak veya cinsellikten gerekli hazzı alamamak gibi sorunlar Türkiye gibi cinselliğe kapalı toplumlarla kıyaslanırsa cinselliğin daha rahat yaşandığı toplumlarla aynıdır. Yani dünyada kadınların geneline yakını taklit yapmak zorunda kalıyorlar.

Burada asıl mesele teknik bilmektir. Eski toplumlarda sadece yeni evli çiftlere başkasına öğretmeyeceğine dair yemin ettirilerek verilen cinsel yaşam eğitimlerinin günümüze kadar gelememesi nedeniyle bu tarz sorunlar yaşanıyor. Günümüzde mesleğimle ilintileyerek ifade etmem gerekirse erotik masaj sensual masaj gibi evli çiftlerin bir birine mutlaka öğrenip uygulaması gereken tekniklerin, onbinlerce sene önce uygulanan vücut tekniklerinin  eğitiminin devlet eliyle çiftlere ücretsiz seminerler şeklinde öğretilmesiyle bu gibi konularda ilaçsız ve doktora gerek duyulmadan aile içindeki cinsel sorunlar ve aldatmaların önleneceğine inanıyorum.

Neticeye gelirsek cinsel hayatta sünnetli veya sünnetsiz olmanın ne avantajı ne de dez avantajı vardır. Hatta daha da ileri giderek şunu ifade edebiliriz yeterli bir eğitim sonrasında olağan üstü bir orgazm deneyimi için cinsel organların birleşmesine bile gerek yok diyebiliriz.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Ağustos 08, 2012, 04:34:37 öö Gönderen: Masor1976 »


Ağustos 08, 2012, 04:39:36 öö
Yanıtla #23

Sayın Masor1976, olayı kökünden kestirip atmış. Sünnetli-sünnetsiz aman ne fark eder, önemli olan eğitim demiş. Sünnet ede ede soyumuzu yok etmezlerse, belki bir gün o da olur Sayın Masor1976 :)

Bu konudaki yanlışları artık herkesin görmesi gerek. Gelenektir diye yapılan bu yanlışı, bilim engellemelidir. Sünnet ile insanların cinsellik ve dini inanç hakları çiğnenmemelidir. Hele ki birileri çıkıp, "asla" yanlışları doğrudur diye savunmamalıdır. Halkımızı kandıran şarlatanlara, bu konuda tahammül göstermek gerçeğe ve bilime yapacağımız bir ihanet olacaktır. Sünnet kusursuz yaratılışa ters, cinselliğe zararlı ve insan haklarına aykırı. İşte bu da böyle biline! İster Tanrının, ister peygamberin, isterse de hükümetin yahut padişahın emri olsun. Tüm bunlar, gerçeğin çıplaklığını değiştirmiyor.

Saygılarımla
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Ağustos 08, 2012, 05:02:26 öö
Yanıtla #24
  • Ziyaretçi

Sayın Peacewings size katılıyorum. Eğer sünnet riskli ise yasaklanmalıdır toplumun dini ritüeli olduğu için bu imkansız görünüyor hiç olmaz ise çocuk aklı başında değilken bebekken filan uzman doktorlara yaptırmak lazım.. Aklı başında bir çocuğun cinsel organından parça kesilmesi onda psikolojik sarsıntılar bırakacaktır diye düşünüyorum..

Soyumuzu yok edilmesi gibi paranoyaya girersek gıdalara katılan kimyasal ilaçlarla, aşılarla, vb. filan daha büyük paranoyalar üretebiliriz. Sünnet edilegelen bir toplumuz ve fazlasıyla çoğalıyoruz.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Ağustos 08, 2012, 05:04:57 öö Gönderen: Masor1976 »


Ekim 05, 2012, 09:43:44 ös
Yanıtla #25
  • Ziyaretçi

Sayın NOSAM33 ve Sayın hakan_34_06, konunun dümeninin Masonluğa çevrilmesi gerektiğinden bahsetmişler. Altforum: İslam Başlık: Erkeklerin Sünnet Olması. Bunları Masonlukla bağdaştırmamız bir şart mı? Bu forumda sanattan, felsefeye, inançtan, Masonluğa değin pek çok altforum bulunmakta. Her türlü sanatın, felsefenin, şiirin, inancın Masonluğa dayandırılması, ne kadar anlamlı olabilir? İlle de dayandıralım diyorsanız, sünnet olmamış biri Mason olabilirmi diye soralım mı? Gelecek cevap bellidir. Tabiki evet.

Bunun dışında bu başlık altında farklı bir konuyu tartışıyoruz. Sünnetin kusursuz yaratılışa gölge düşürüp düşürmediğini, kökenini, yararlarını yahut zararlarını. Günahtır, yasaktır, ayıptır, aykırıdır diye konuyu yaklaşılacak hatta bu forumun yöneticileri konunun hoş olmadığını söyleyeceklerse üzülürüm. Zira bu forumun yeterince HÜR olduğunu düşünüyorum. Başkalarının HÜR'lüğüne dokunmadıkça.

Saygılarımla.

Görüşlerinize saygı duyuyorum. Masonik yorumunu merak ettim sadece.


Ekim 23, 2012, 11:17:28 öö
Yanıtla #26
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 84
  • Cinsiyet: Bay

Sünnete karşıyım sonrasında fazla kesilince organ eğilir.
Non nobis, Domine, non nobis, sed Nomini Tuo da gloriam


Mart 14, 2013, 11:19:44 ös
Yanıtla #27
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

2-7 yaş arası değil sünnet yaptırılması, lafının bile edilmesi bir erkeğe yapılabilecek en büyük kötülüktür. Maalesef ki bizim ülkemizde yanlış düşünce sonucu çoğu erkek çocuğu bu yaş aralığında sünnet ettirilir. ( Örneğin, Yahudi çocukları doğar doğmaz sünnet ettirilirken bizde bu yaş ilkokul çağına kadar bile  yükselebiliyor hatta maddi imkansızlık sözkonusu ise 13-14 yaşına kadar çıkabiliyor  ) Sünnetin din ile veya herhangi bir sebeple hiçbir şekilde uzaktan yakından bağlantısı yoktur, bulunamamıştır da. Hepsi rivayetten öte değildir. Zaten bu bir tabudur ve barbar toplumlarda kabileler arasında görülür. Medeni toplumların sözün dahi telafi etmediği karanlık bir safsatadır. buna çanak tutan zihniyetlerde bir o kadar barbar ve zalimdir ( bkz: Kadın Sünneti) Fakat toplumumuzda bu safsata her oğlan çocuğuna kişiye eziyet şeklinde yaşatılmaktadır. Her faninin ölümü tatması gibi her oğlanınsünnet acısını tatmasını sağlamak politik ve rant çıkarlı olmasından başka bir şey olmaması aydın kesim tarafından anlaşılamamış ve anlaşılamayacaktır.
« Son Düzenleme: Mart 14, 2013, 11:34:36 ös Gönderen: Melina »
Adequatio intellectus et rei


Mart 14, 2013, 11:37:56 ös
Yanıtla #28
  • Ziyaretçi

Sadece Islam`da degil , Yahudilik`de de sunnet vardir .

Kutsal Kitap , Yaratilis 17 :

Sünnet: Antlaşma Simgesi
1 Avram doksan dokuz yaşındayken RAB ona görünerek, “Ben Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’yım” dedi, “Benim yolumda yürü, kusursuz ol.
2 Seninle yaptığım antlaşmayı sürdürecek, soyunu alabildiğine çoğaltacağım.”
3 Avram yüzüstü yere kapandı. Tanrı,
4 “Seninle yaptığım antlaşma şudur” dedi, “Birçok ulusun babası olacaksın.
5 Artık adın Avram değil, İbrahim olacak. Çünkü seni birçok ulusun babası yapacağım.
6 Seni çok verimli kılacağım. Soyundan uluslar doğacak, krallar çıkacak.
7 Antlaşmamı seninle ve soyunla kuşaklar boyunca, sonsuza dek sürdüreceğim. Senin, senden sonra da soyunun Tanrısı olacağım.
8 Bir yabancı olarak yaşadığın toprakları, bütün Kenan ülkesini sonsuza dek mülkünüz olmak üzere sana ve soyuna vereceğim. Onların Tanrısı olacağım.”
9 Tanrı İbrahim’e, “Sen ve soyun kuşaklar boyu antlaşmama bağlı kalmalısınız” dedi,
10 “Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek.
11 Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak.
12 Evinizde doğmuş ya da soyunuzdan olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler dahil sekiz günlük her erkek çocuk sünnet edilecek. Gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu.
13 Evinizde doğan ya da satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak.
14 Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir.
« Son Düzenleme: Mart 14, 2013, 11:46:48 ös Gönderen: alfoxil »


Mart 15, 2013, 06:18:53 öö
Yanıtla #29
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Kuran'da sünnet olunmasına dair hiçbir hüküm yoktur.

Tevrat kaynaklı bu uygulama,İslam coğrafyasında yaygınlaşarak gelenek haline gelmiş,daha sonra da;dinin gereği,Kuran'ın hükmü diye yutturulmuştur.

Uyduruk hadislerde geçen sünnet olmayı vechibe gibi algılama hatasına düşersek,kadınlarında sünnet olması gerekir.

İslam dinini layıkıyla yaşamak isteyenler,Kuran'da bahsedilmeyen hiçbir hükmü dikkate almamalıdırlar.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
2801 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 14, 2008, 09:25:17 ös
Gönderen: amurdad
0 Yanıt
2006 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 15, 2008, 04:39:11 ös
Gönderen: blossom
27 Yanıt
20407 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 28, 2013, 08:15:39 ös
Gönderen: papoose
24 Yanıt
14638 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 19, 2017, 07:27:36 ös
Gönderen: Ankara
15 Yanıt
22114 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2012, 03:24:02 öö
Gönderen: Sifir
6 Yanıt
6077 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 31, 2014, 08:37:02 ös
Gönderen: KEMAL_7
2 Yanıt
3584 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2015, 12:56:34 ös
Gönderen: peacewings