Sayın VforVictory kendince bir iddiada bulunmuş. Asılsız ve yanlış bir iddiada. Kendileri acaba bunu kanıtlayabilirler mi? Sanmam. Hoş, sünnetle ilgili pek çok safsatanın bulunduğu bir ortamda, belki onu bile bulur.
BİR ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI
"İngilizler'in yaptığı araştırmayla Türk erkeklerinin seks süresinin 3 dakika 7 saniye olduğunu öğrenince şok geçirmesek de, sarsıldık ve çözüm bulmak için hemen kolları sıvadık. İşte Türkiye'nin en ünlü uzmanlarından erken boşalma sorununu ortadan kaldıracak tüyolar...
Aslında her şey, Utrecht Üniversitesi'nce yapılan bir araştırmayla ve bu araştırmanın The Independent gibi ciddi bir gazetede yayınlanmasıyla başladı. Araştırma sonuçlarına göre; Türk erkeklerinin sevişme süresi sadece ve sadece 3 dakika 7 saniye idi! İngilizler'in bu araştırmayı tüm dünyaya duyurmak için niye acele ettiklerini de anlamakta gecikmedik. Çünkü İngilizler 7 dakika 36 saniye ile araştırmaya katılan ülkeler arasında başı çekiyorlardı. Araştırmanın diğer sonuçlarına göre, Amerikalı erkekler sevişmeye başladıktan 7 dakika, İspanyollar 5 dakika 8 saniye, Hollandalılar ise 5 dakika sonra boşalıyor! En çarpıcı olan ise gazetenin Türkler'in boşalma süresiyle ilgili yaptığı kıyaslamaydı: "Yumurta haşlamaktan daha kısa bir süre!"
İlk olarak soluğu cinsel meseleler duayeni Doktor Haydar Dümen'in yanında aldık. Haydar Bey yapılan araştırmanın tamamen doğru olduğunu ve Türk erkeklerinin pek çoğunun; hatta yüzde 50'sinin, beklenenden daha erken sürede boşaldığını söyleyince gerçek anlamda hayal kırıklığı yaşadık tabii. Peki niye, neden derken Dümen'den çok çarpıcı bir cevap geldi: "Sünnet!" Meğer, sünnet olan erkeklerde penis açıkta olduğundan soğuk bir odadan sıcak bir odaya girmiş gibi oluyormuş. Bu da fazla uyarılmayı arttıran sebep! Oysa sünnetsiz erkeklerde penisin başı sünnet derisinin içinde olduğu için penisin başı kapalı bir kutuda duruyor gibi oluyormuş. Birleşme olduğunda o kutudan çıkıp başka bir kutuya giriyormuş. Tıpkı bir odadan çıkıp başka bir odaya girmek gibi! Dümen, sünnet konusunun ne kadar önemli olduğunu şu sözleriyle anlatmaya devam ediyor: "Sünnet sırasında penis ucundaki çok ince sinirler de kesiliyor. Kesilen sinir uçlarında nodül oluşabiliyor. Bunlar da duyarlılığı artırıyor. Yani penisin kesilmesi doğru bir hareket değil" diyor. Erkeğin ve kadının fizyolojisinin çok farklı olduğunu belirten Uzman Psikolog Meliha Karayay da, bunu "kadın bir fırın gibidir, yavaş yavaş ısınan ve soğuyan; erkek ise çakmak gibidir; birden alevalan ve birden sönen" benzetmesiyle örnekliyor. Bu örnekten de anladığımız üzere çiftlerin aynı anda senkronize şekilde uyarılması ve aynı anda boşalması mümkün değil gerçek anlamda! Karayay, uyumlu çiftlerin bu zamanlamayı çok iyi ayarladığını söylüyor
Karayay: "Erkeğin ilk sevişmesindeki boşalma süresi daha kısadır; ikincisinde daha geç boşalır. Bu durumda, ön sevişmede zamanı uzun tutup kadının uyarı Imasını sağladığınızda erkek boşalsa bile kadın da zaten belli bir yere kadar gelmiş oluyor. ikincisi de daha uzun olacağı için zaten bir noktaya dek gelmiş olan kadın da daha uzun süre zevk alabiliyor. Yani ilk boşalmada kadın, ikinci boşalmada erkek uyarılırsa daha doğru" diyerek işin sırrını veriyor."
Kaynak: e-kolay
Diğer Kaynak:
http://sunnet.wetpaint.com/page/S%C3%BCnnet+Ve+Erken+Bo%C5%9FalmaEh, gördünüz mü sayın VforVictory? Demek ki neymiş, uydurmayacakmışız. Hele ki her duyduğumuza inanmayacakmışız. Büyükçe bir iddiada bulunuyorum. Bana sünnetin faydalı olduğuyla gelin, her birini çürütecek onlarca bilimsel makaleyi önünüze atacağım.
ABD'DE SÜNNETİN TARİHÇESİ
Sonra, gelin size ABD'de sünnetin tarihçesinden bahsedeyim. 1860 yılında ABD'de sünnetlilerin nüfusa oranı %0.001. Sonra Amerika kolları sıvıyor. Niye mi? Çünkü mastürbasyonun sağır hatta kör yaptığını sanan bir kaç aptal bilim adamı, sünnet ile mastürbasyonu engellemeye karar veriyorlar.
"Mastürbasyon konusunda yapmamız gereken bence şu : ilgili vücut organlarını öyle bir hale getirmeliyiz ki, alışkanlığa devam etmek ağrı verici olsun, bu durum da vazgeçirici olsun. Bu amaçla, eğer penis üst derisi uzun ise, erkeği bugün için ve belki de gelecek için mahrum bırakacak şekilde sünnet etmeliyiz. Operasyon ayrıca, kloroform altında yapılmamalı, öyle ki hissedilen acı çocuğun zihninde, yok etmeye çalıştığımız alışkanlık ile hatırlansın ."
Athol A. W. Johnson, "Çocuklarda karşılaştığımız hastalıklı bir alışkanlık hakkında", The Lancet, vol. 1 (7 April 1860)
Ya, işte böyle. 1887 yılına gelindiğinde ABD nüfusunun %10'u sünnetli oluyor. Ama zihniyet hala aynı.
"Mastürbasyonun yaralayıcı etkileri hakkında şüphe olamaz, gelişmemiş beyinleri olan çocukların da buna yatkın olduğu konusunda şüphe yoktur. Sünnet her zaman yapılmalıdır. Cinsel organları o kadar yaralamalayız ki, onlara dokunmaktan dolayı acı hissedilsin."
Angel Money, "Çocuklarda Hastalıkların Tedavisi". Philadelphia: P. Blakiston. 1887, p. 421.
Yıl 1971. ABD nüfusunun %90'ı sünnetli. Sonra 1999 yılına gelelim. Ne oluyor, dersiniz?
İki yıllık bir araştırmadan sonra , Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) sünnetin "potensiyel tıbbi faydalarının yeterince açık olmadığına" ve rutin bir operasyon olarak tavsiye edilemeyeceğine karar verdi."
İşte sünnetin ABD'de tarihçesi. Sünnetle ilgili en büyük palavra da sünnetin temizlik açısından kazandırdıklarıdır. Kabuğun soyulup, açıkta kalan yaranın temizlik açısından faydalı olduğunu iddia etmek için, akli uzuvlarını kaybetmek gerekiyor. Ne acı! Cahillik!