Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: EN TEHLİKELİ İNCİL  (Okunma sayısı 7535 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 13, 2009, 06:39:16 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bu İncil gerçekten çok tehlikeli. Zira başta Vatikan olmak üzere Hıristiyan Alemi, kabul etmediği ve kendi saltanatları için çok tehlikeli buldukları bu İncil’i yok etmek veya ele geçirmek için her türlü girişimde bulunuyorlar. Üstelik bu kitapla bir şekilde teması olan bazı insanlar şüpheli şekilde ölüyorlar. Bazıları da tehdit altında yaşıyorlar.
 

BARNABA İNCİLİ GERÇEĞİ
Bu gün Hıristiyan dünyanın kutsal kitap olarak kabul ettiği İncil, 9 farklı yazar tarafından derlenmiş 27 kitaptan oluşur. Yani halk arasında 4 İncil diye bilinen kitap aslında, 27 farklı kitaptan oluşmuştur. Bu 27 kitap, yine yanlış bilinenin aksine M.S. 325 İznik Konsili’nde değil, M.S. 397 yılında Kartaca Konsili’nde birçok farklı nüshaların arasından seçilmiştir. Yani İncil, Kur’an gibi hemen peygamberin arkasından yazılıp korunmuş bir vahiy ürünü değildir. Tabi bu durumda bir çok çelişkiyi de içermektedir. Gerçi Kartaca Konsilinde 27 kitap seçilmişti seçilmesine ama bütün kiliselere kabul ettirmek kolay olmamıştı. Bu seçimde hakim görüş ve teoloji, Hz. İsa’nın Havarileri yerine Aziz Pavlos öğretileri olmuştur. Bu iki teoloji birbirine zıt ve düşmandı. Her iki grubunda İsa’sı ve İncil’i farklı idi. Merak edenler İncil- 2.Korintliler-11:4 ve Galatyalılar 1:6-9 bölümlerine bu tartışmayı görebilirler. Bu 27 kitabın bütün kiliselerce tamamen benimsenmesi, ancak Floransa Konsilinden sonra (M.S. 1439-43) gerçekleşmiştir. Buna rağmen daha sonra Protestanlığın kurucusu Martin Luther 1522′ de Almanca’ya yaptığı İncil tercümesinde İncil’in İbraniler, Yakup’un Mektubu, Yahuda ve Vahiy kitaplarının tanrısal olduğundan şüphesi olduğundan ayrı bölümde yer verdi. Çünkü 27 kitabın hiç birisi Hz. İsa tarafından yazdırılmamıştı ve bazıları tamamen yazarın kendi görüşleriydi. En erken yazılan Hz. İsa’dan 20-30 yıl sonraydı.

HZ. İSA’NIN GERÇEK İNCİLİ: BARNABA İNCİLİ
M.S. 397 yılında Kartaca Konsilinde Hz. İsa ve kabul edilen 27 kitaptan geri kalanlar için tam bir aforoz zihniyeti uygulanmıştı. Fakat mızrak çuvala sığmazmış ve yıllar içinde diğer yasaklanmış olan İncillerden bir çoğu bulunarak gün yüzüne çıkmıştır. Ancak bunlardan en farklısı Havari Barnaba’ya ait olanlardır. Barnaba ismi, İncil’de Elçilerin İşleri kitabında geçer ve önceleri Havarilerle dost olan Aziz Pavlus’un da hocası sayılır. Bu günkü Hıristiyanlığın kurucusu Aziz Pavlus önceleri 14 yıl Barnaba’nın emrinde çalışmıştır. Barnaba’ya ait olduğu iddiası ile ilk İncil yazması M.S. 13-14.yy.’la ait bir yazmadan tercüme edilip ülkemizde 1988 yılında yayınlandı. Bu kitap resmi İncillerden son derece farklı şeyler yazmaktaydı. Hz. Muhammed’in geleceğinden bahsediyordu. Yazarı belki gerçek Barnaba İncilinden haberdar biri olmasına rağmen, bir çok ortaçağa ait bilgi de içermesinden dolayı güvenirliliği sorgulanmıştır. Zaten ortaçağa ait bir el yazması kopya idi. Ancak ilk dönem Hıristiyan önderler, yazdıkları eserlerde Barnaba İncilinden bahsetmektedirler. Yani böyle bir orjinal İncil mevcuttu. İşte 1981 yılında Hakkari-Uludere bir mağarada mezarda bir elyazması İncil bulunuyor ve Zürih’te karbon testi yaptırılıyor. Yaşı 2000 yılın üstünde olduğu saptanıyor. Bu kitap Genelkurmay Özel Harp Dairesinin eline geçer. Elyazması bir İncil nüshasıydı ve Hz. İsa’nın orjinal dili Aramiceydi. Konudan haberdar olan Prof. Dr. Hamza (Bektaş) Hocagil, durumu Turgut Özal’a anlatıyor ve Özel harp Karargahından Sami Karamısır ve Hayri Ündül Paşanın yardımıyla İstanbul’da tercüme işlemi başlıyor. Hocagil’in anlattığına göre ” BEN KIBRISLI BARNABA 48 GÖK YILLARI SONUNDA ALEMLERİN RABBİ’NDEN BİR BÜTÜN OLARAK RUHUL KUDUS’LE MESİH İSA’DAN DUYDUĞUM GİBİ DÖRDÜNCÜ NÜSHA OLARAK AYNEN YAZIYORUM” diye başlıyordu. İçinde Allah’ın birliği, ibadetin önemi, Allah’a eş koşmama vs. vardı. En önemli yanı “BİR PEYGAMBER GELECEK, ONA TABİ OLANLAR, DOLGUN BAŞAKLAR GİBİ OLACAK” ayetinin olmasıdır.

Kitabın sonunda diğer 3 nüshanın nerede olduğu da yazıyordu. Hocagil’in yardımıyla 2. nüsha İsrail’de 2002′de İsrail eski Cumhurbaşkanı İzhak Rabin’in torunu Viktoria Rabin tarafından bulunmuş ve 120 yaprak papirusa yazılmış bir kitap. Ayni kazıda bu İncille beraber Hz. Harun’un kendi eliyle yazdığı ON EMİR ve yine Hz. Davut’un kendi eliyle yeşil bir deriye yazdığı ZEBUR bulunuyor. Viktoria Rabin, tercümesini okuyunca müslüman oluyor ve daha sonra Kudüs’te öldürülüyor. Diğer nüsha Suudi Arabistan’ın kuzeyinde, Tur Mağarasında bulundu.

İsrail’de bulunan nüsha 350 bin Avro karşılığında Vatikan bu İncil’i satın almak istiyor ve Viktoria Rabin razı olmuyor. Vatikan adına kitabı satın almak isteyen Kardinal Mario kitabı okuyunca şöyle bir açıklama yapıyor. “İsa’da gelse biz sistemimizi değiştirmeyiz. Başkalarının eline geçmesin, insanların kafası bununla karışmasın ve kalpleri bununla ifsad olmasın diye alıkoyacağız.” Ama bu kardinal daha sonra kilise politikalarını eleştirmeye başlıyor ve 18 Ekim 2006′da bilinmeyen nedenlerle şüpheli bir şekilde ölüyor.

Bu ara Kıbrıslı Barnaba’nın mezarı 14 Mart 1996′da 1 albay ve 15 askerle bekçiler etkisiz hale getirilip soyuluyor. Konunun örtbas edilmesinin üzerine giden Kıbrıs’lı gazeteci Kutlu Adalı’da 16 Temmuz 1996 gecesi faili meçhul bir cinayete kurban oluyor. Bütün bunlar, Prof Dr. Hamza Hocagil’le röportaj yapan Aydoğan Vatandaş’ın “Apokrifal” isimli kitabında yer alıyor. Bu arada Hamza Hocagil de defalarca ölüm tehdidi alıyor.

(Araştırmacı-yazar İlhan Akkurt)

ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Ağustos 17, 2009, 09:50:05 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Kaynak/Yazar : R. Benson

Barnabas İncîl’i Nedir? “Örneğin, Kıbrıs doğumlu bir Levili olan ve elçilerin Barnaba, yani “Cesaret Verici” diye adlandırdıkları Yusuf, sahip olduğu bir tarlayı sattı, parasını getirip elçilerin buyruğuna verdi. (Elçilerin İşleri 4:36-37)


Bu konuya girmeden önce şunu belirtmemiz lazım. Barnaba adlı edebiyat ile ilgili iki tane eski eser vardır. Birincisi M.S. 100 civarına aittir. Bu eser 21 bölümünden oluşan bir mektup (ancak 13 sayfa) ve Roma İmparatorları Trajan (M.S. 97-117) ve Hadriyan (M.S. 117-138) dönemlerinde yazılmıştır.1 Barnaba mektubunun 16. bölümü Kudüs’ün M.S. 70 yılında harap edilmesinden bahsetmektedir. Bu mektuba bakmak isteyen bu kitaba başvurabilir: Coxe, The Ante-Nicene Fathers, 1 Cilt, “The Epistle of Barnabs”, ss. 137-149. Bu Barnaba mektubu Kutsal Kitab’ın ayetleri hemen hemen 110 kez aktarıldı. Eski Ahit’ten hemen hemen 95 aktarma, İncîl’den 15 aktarma bulunmaktadır. Eski Ahit’ten kullanılan aktarmalar şu kısımlara aittir: Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar, Tesniye, Mezmur, Süleyman’ın Meselleri, İşaya, Yeremya, Hezekiel, Daniel, Habakkuk, Tsefanya, Haggay, ve Zekerya. İncîl’den aktarılan kısımlar ise: Matta, Markos, Luka, Yuhanna, Elçilerin İşleri, Romalılar, Efesliler, 2. Korintliler, 1. Timoteyus, İbraniler, Yakub, ve 2. Petrus’dur. Barnaba’nın mektubu içinde bulunan aktarmalarda ilk dönem Hıristiyanlarının doktrinleri ile ilgili birçok terim bulunmaktadır:2

Baba (Tanrı olarak): 3 kez

Tanrı’nın Oğlu ifadesi: 10 kez

Tanrı’nın Ruh ve Kutsal Ruh ifadesi: 12 kez

İsa: 15 kez Mesih: 3 kez

Rab İsa Mesih: 2 kez

İsa Mesih’in çarmıha gerilmesi bir kefaret olarak: 11 kez

İsa Mesih’in ölümden dirilişi: 2 kez

Rab: 67 kez Tanrı: 31 kez

Rab Tanrı: 7 kez

1. Coxe, The Ante-Nicene Fathers, 1. Cilt, s. 133.2. İbid, 1. Cilt, “The Epistle of Barnabs”, ss. 137-149.



Son yıllarda birçok Müslümanın iddia ettiği şey şudur: “Kur’ân’da bugünkü Hıristiyanlarca kullanılan İncîl’den değil Barnabas İncîl’inden söz ediliyor”. Halbuki, Müslümanların iddia ettiği Barnabas İncîl’i, kendisinin Tanrı’nın Sözü olduğunu iddia etmiyor; tam tersine bir ayrım yapıyor. Sahte Barnabas ise 366 sayfa ve 222 Bölüm’den oluşan bir kitaptır.3 Bu ikinci ortaya atılan Barnabas İncîli orta çağa ait tamamen sahte bir üründür.4 Barnabas İncîli adı ile basılmış olan bu kitap incelenirse, yazarının İsâ Mesih’in havarisi değil, İsrail’i hiç görmemiş birisi olduğu ortaya çıkar. Büyük bir olasılıkla keşiş Fra Marino olarak yetiştirilmişti.5 Barnabas İncîl’ini yazan kişi, kendini “Mesih denilen Nasıralı İsâ’nın havarisi Barnabas” olarak tanıtıyor.6 Ancak İsâ Mesih’in 12 havarisi arasında “Barnabas” adında biri yoktur. (Bkz: Matta 10:2-4; Markos 3:16-19; Luka 6:14-16; Elçilerin İşleri 1:12-13 & 26) “Barnaba İncîl’i”, İncîl’deki bahsedilen Barnaba tarafından değil, orta çağda Hıristiyanlığı bırakıp Müslüman olan ve Müslümanlığın doğruluğunu kanıtlamaya çalışan biri tarafından yazılmıştır. “Barnaba İncîl’i”nde kullanılan sözcükler ve terimleri incelemiş olan dil uzmanları, bu eserin M.S. 15 yüzyıla ait olduğunu kanıtlamışlardır. İsâ Mesih’ten 15. yüzyıl sonra yazılan “Barnabas İncîl’i”nin tamamen sahte ve tarihsel açıdan değersiz olduğu anlaşılmıştır. Barnabas İncîli’nin elimizde bulunan en eski nüshası İtalyanca’dır. 1709 yılında Hollanda’nın Amsterdam şehrinde bulunan bu nüsha, J.F. Cramer adında bir bilginin eline geçti. 1550-1590 yıllarını gösteren yalnız bir tek İtalyanca el yazması olup, 1713’den beri Viyana, Avusturya “Hofbibliothek” Kütüphanesinde muhafaza edilmektedir. Bu İncîl’in İspanyolca yazılmış bir nüsha daha var. Bu nüshanın ilk sayfasında İtalyanca’dan çevrildiği belirtiliyor. İtalyanca el yazma, Bay Lonsdale ve Bayan Ragg tarafından İngilizce’ye çevirilerek, 1907 Oxford Üniversitesi Basımevi tarafından basılıp yayınlandı. Daha sonra Mehmet Yıldız tarafından İngilizceden Türkçe’ye çevirildi.7 ____________________3. Yıldız, Barnabas İncîli, ss. 366.4. Bkz: Gilchrist, Origins and Sources of the Gospel of Barnabas, 1980.5. Benson, İncîl-i Barnaba: Bilimsel Bir Araştırma, s. 64.6. Yıldız, Barnabas İncîli, s. 55.7. İbid, ss. 53-54.


Bu kitap aslında 15. yüzyılda İtalya’da yazılmıştır ve yazarının İslâmiyete geçmiş birisi olduğu bilinmektedir. Barnabas İncîli, Hıristiyanlığı kötülemek ve Müslümanlığı yüceltmek için M.S. 15. yüzyılda yazılan sahte bir eserdir. 17. yüzyıla kadar, Hıristiyan olsun Müslüman olsun, hiçbir yazar bu eserden aktarma yapmamış, adından bile söz etmemiştir! Bu eserin sahteliği inkâr edilmeyecek şekilde ispatlanmıştır. Barnabas İncîli’nin Tarih ve Coğrafya ile ilgili Çelişkileri: İncîl’deki gerçek Barnaba aslen Kıbrıslı olup asıl adı Yusuf’tu ve Yahudilerin çok eğitimli kavmi olan Levililerdendi. İsâ’nın havarileri onu Barnaba “Yureklendirme oğlu” diye adlandırmışlardı. (Elçilerin İşleri 4:36-37) Barnaba, ait olduğu milletin ülkesini ve yaşadığı 1. yüzyılı çok iyi biliyordu. Barnabas İncîl’inin yazarı da bunları bildiği iddiasındadır. Ama, buna karşın eser, 1. yüzyıl Filistininde yaşayan Barnaba gibi tahsilli bir Yahudinin yapamayacağı tarih ve coğrafya hataları ile doludur. Bu eserin 1. yüzyıl Filistin’inin değil, Ortaçağ Avrupa’sının toplumunu anlattığını anlamak çok kolaydır. Bir kaç örnek vermek gerekirse: 1. Barnabas’ın bizi hayrete düşüren ilk hatası, Nasıra ve Kudüs şehirlerinin bir göl ya da deniz kıyısında bulunduğunu sanmasıdır. Bilindiği gibi Hz. İsâ’nın büyüdüğü Nasıra kenti, en yakın göl olan Celile gölünden 25 kilometre kadar uzaklıkta ve 600 metre kadar yükseklikte bulunmaktadır. Kudüs ise, en yakın göle (Ölü Denizinden) 23 kilometre kadar uzaklıkta, ve 811 metre yükseklikte bulunmaktadır. Ama Barnabas’ın 20. bölümüne göre, “İsâ Galile denizine gitti ve bir gemiye binerek Nasıra’ya doğru yola çıktı... Nasıra kentine gelince denizciler, İsâ ne yaptıysa hepsini yaydılar.”8 Dahası var. 151. bölüme göre Hz. İsâ’nın bindiği gemi Nasıra “limanından” (!) çıkıp uzaklaşıyormuş. Bu gemi yolculuğu nerede son buluyormuş? Kudüs’te!! Bölüm 152’de şunları okuyoruz, “İsâ Kudüs’e gelip de...”9 Anlaşılan, Barnabas’a göre Nasıra’dan Kudüs’e gemiyle gidilebilir! Bir gemiye binip Ankara’dan Adana’ya gittim” demesi gibi... Barnabas kitabında bu aynı problem mevcuttur.____________________8. İbid, 20. bölüm, s. 79.9. İbid, s. 275.


2. Barnabas İncil’in 119. bölümünde İsâ’nın şekerden söz ettiği yazılıdır.10 Ama Encyclopedia Britannica’ya göre şeker Akdeniz yöresine ancak M.S. 7. yüzyılda, Müslüman Araplar sayesinde girmeye başladı. Şeker sanayiini Araplar İranlılardan, İranlılar ise M.S. 6. yüzyılda Hintlilerden öğrenmişlerdi. Avrupalılar şeker sanayiini Müslüman Araplardan öğrendiler. Şeker 1. Yüzyıl da Filistin’de bilinmeyen bir maddeydi. Okuyucu şunu anlamalıdır ki, Hz. İsâ’nın şekerden söz etmesi, otomobilden söz etmesi kadar gülünç olur. Barnabas İncîl’inde şekerden söz edilmesi yazarın son derece bilgisiz olduğunu açığa vurmaktadır. 3. Barnabas İncil’in 54. bölümünde “60 minuti”ye bölünen bir altın dinardan söz ediliyor.11 Hz. İsâ’nın zamanında ise, Roma İmparatorluğunda dinar altından değil, gümüşten yapılırdı. Her Roma dinarı 16 as’a, her as da 4 quadrans’a eşitti. “Minuti” diye bir para birimi yoktu. “Minuti” denilen para birimi yüzlerce yıl sonra ortaya çıkmış ve Roma İmparatorluğunda değil, İspanya’nın Vizigot döneminde (M.S. 575) kullanılmıştır. Barnabas İncîl’inin yazarı hiç bilinmeyen bir parayı kullanmakta ve uydurma kitabında para birimi olarak bunu göstermektedir. Herhangi bir sahte eser, alınan tüm tedbirlere rağmen kendini ele verir. Barnabas İncîl’i de bu konuda bir istisna değildir. 4. Barnabas İncîl’inin 121. bölümünde anlatılan mahkeme işlemi ancak yüzyıllar sonra orta çağda kullanılan usuldedir.12 Sanık yargıç tarafından sorguya çekilirken noter onun tanıklığını özetleyip kaydeder. Hz. İsâ’nın yaşadığı 1. yüzyılda böyle bir usul yoktu. 5. Barnabas İncîl’inin 152. bölümünde “tahta fıçılar”dan söz ediliyor, ancak 1 yüzyılda şarabı korumak için tahta fıçıları kullanmak hiç bilinmeyen bir teknikti.13 O dönemdeki insanlar deriden tulumlar kullanırlardı. (Bkz. Matta 9:17) ____________________10. İbid, s. 227.11. İbid, s. 137.12. İbid, s. 228.13. İbid, s. 278.


6. Barnabas İncîl’inin anlatım tarzı bile dikkate değer. 222 bölümden oluşan bu eserin İtalyan’ca metni, Toskanya’lı ve Venedik’li Diatessaron’ları örnek almıştır.14 M.S. 13. ve 14. yüzyıllarda hazırlanan bu Diatessaron’lar (yani, İncîl’in dört anlatımını özetleyip tek cilt haline getiren eserler) İtalya’da çok rağbet görmüştü. Bu ebatta Diatessaron’lar ilk olarak 13. yüzyılda yazıldığına göre Barnabas İncîl’i de ortaçağda yazılmış olsa gerek. Sahte Barnabas sık sık büyük Hıristiyan bilgini Jerom’un M.S. 385 yılında yaptığı Tevrât, Zebûr ve İncîl’in Latince Vulgata çevirisinden aktarmalar yapıyor.
15 Ayrıca, Barnabas İncîl’inde Dante’nin (M.S. 1265 - 1321) şiirlerinden bir sürü aktarmanın bulunması, bu eserin ortaçağda yazıldığına ilişkin başka bir kanıt oluşturur.
16 Barnabas 78. bölümünün sözleri, Dante’nın, Inferno adlı kitabından (1.23) aktarmadır. “dei falsi e lugiardi” Latince “sahte ve yalancı tanrılara” Türkçe “false and lying Gods” İngilizce Barnabas İncîl’inin Kutsal Kitap ile Çelişkileri: 7. Sahte Barnabas’a göre Pontiyus Pilatus, Hz. İsâ’nın hem doğumunda hem de ölümünde Yahudiye (Filistin) ilinin Romalı valisiydi.17 Oysa İncîl’e (Luka 3:1), M.S. 1 Yüzyılda yaşayan Yahudi tarihçisi Yosefus’a ve diğer 1. yüzyıl Roma tarih kayıtlarına göre Pilatus, M.S. 26 yılında, Roma İmparatoru Tiberyus’un döneminde vali atandı.____________________14. İbid, 222. Bölüm, s. 366.15. Bkz. 74. Bölüm ve Mezmur 84:6; 12. Bölüm ve Mezmur 110:3; 118. Bölüm ve Yeremya’nın Mersiyeleri 3:51; 4. Bölüm ve Luka 2:1516. Bölümler 60, 78, 106, 135, ve 217; Bkz. Dante, Inferno, 1:23, 72, 78, & 217. Ayrıca Bkz. Gilchrist, Origins and Sources of the Gospel of Barnabas, s. 18. Dante’dan daha çok aktarma görmek isterseniz, Bkz. Gairdner, The Gospel of Barnabas - An Essay and Enquiry, ss. 19-21; ve Ragg, The Gospel of Barnabas, ss. 40-41.17. Yıldız, Barnabas İncîli, Bölüm 3 ve 217, s. 58 ve 355-360.


8. Sahte Barnabas 93. bölümde diyor ki, Yahudi başkahini (en yüksek din görevlisi), kral Hirodes ve vali Pilatus’la birlikte “İsâ’nın önünde rükuya varıp tapınmak istiyordu”!18 Ama başkahin ile diğer Yahudi din adamları Hz. İsâ’nın can düşmanlarıydı. İkiyüzlülüklerini açığa vurduğu için O’nu yakalayıp ölüme mahkum etmek istiyorlardı. Doğal olarak, kesinlikle O’na tapınmak istemezlerdi!19 9. İncîl’e göre Hz. İsâ, “Mesih” (Tanrı’nın atadığı kral ve Kurtarıcı) olduğunu defalarca belirtiyor.20 Ama sahte Barnabas’a göre bunu inkâr ediyor.21 Kur’ân dahi en azından 7 kez Hz. İsâ’nın “Mesih” olduğunu açıkca belirtiyor.22 Barnabas’ın orijinal mektubunda söyle yazmaktadır: “Günahlarımızın affedilmesi ve kanı ile arınmak suretiyle kutsallaşabilmemiz için Rab, bedenini ölüme teslim etmeyi kabul etti. Nitekim O’nun için şunlar yazıldı: “Günahlarımızdan ötürü yaralandı; fesatlarımızdan ötürü zedelendi; yaraları ile biz sağlığa kavuştuk; kuzu gibi boğazlanmaya götürüldü; kırkıcılar önünde dilsiz kuzu gibi durdu.”23 (bkz. İşaya 53:5-7) İncîl “İsa onlara, “Ya siz” dedi, “ben kimim dersiniz?” Simun Petrus, “Sen yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin” cevabını verdi. İsa ona, “Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!” dedi. “Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babamdır.” (Matta 16:15-17)

____________________18. İbid, s. 190.19. Luka 22:47-54 & 66-71, Luka 23:1-23.20. Daniel 9:24-26, Matta 16:13-17, Yuhanna 1:41, Yuhanna 4:25-26. 21. Yıldız, Barnabas İncîli, Bölümler: 42, 70, 82, 93 & 96, ss. 115 & 194. 22. Al-i İmrân 3:45, Nisâ 4:157 & 172, Mâide 5:17 & 72, ve Tevbe 9:30 & 31. “Kur’an’da, İsa için Kitab-ı Mukaddes’in kullandığı “Mesih” unvanı kabul edilir ve kullanılır, ancak bunun asıl öneminin yeterince anlaşılmadığı görülmektedir. Kur’an, İsa’nın kefaretinden veya kurtarıcılık görevinden hiç sözetmez.” Watt, Kur’an’a Giriş, s. 180.23. İannitto, Kilise Babalarından ve Yazarlarından Alıntılar, s. 57; Barnaba’nın Mektubu, 5,

2.


“Kadın İsa’ya, “Mesih denilen meshedilmiş Olan’ın geleceğini biliyorum” dedi, “O gelince bize her şeyi bildirecektir.” İsa, “Seninle konuşan ben, O’yum” dedi.” (Yuhanna 4:25-26) “Başkâhin ise O’na, “Yaşayan Tanrı hakkı için sana yemin ettiriyorum, söyle bize, Tanrı’nın Oğlu Mesih sen misin? dedi. İsa, “Söylediğin gibidir” karşılığını verdi.” (Matta 26:63-64) Kur’ân-ı Kerîm “Ey Meryem, Allah seni, kendisinden bir kelime ile müjdeliyor: Adı Meryem oğlu İsâ Mesih’dir; dünyâda da, âhirette de yüzde (şerefli) ve (Allâh’a) yakın olanlardandır.” (Al-i İmrân 3:45) Barnabas İncîl’i “İsa itirafta bulunup, gerçeği söyledi: ‘Ben Mesih değilim.’” (Barnabas 42) “İsa...ben yeryüzünün tüm kabilelerinin beklediği Mesih değilim.” (Barnabas 96) Görüldüğü gibi eğer bir Müslüman Barnabas İncîl’inin Tanrı’nın gerçek sözü olduğunu düşünüyorsa o zaman Kur’ân-ı Kerîmi yalancı çıkarmış ve reddetmiş olur. Hem Kutsal Kitab’a göre hem de Kur’ân-ı Kerîme göre İsa “Mesih”tir. Bu konuda Barnabas İncîl’i bu kitapları tamamen inkâr etmektedir. 10. İncîl’in Elçilerin İşleri bölümü, gerçek Barnaba’nın bir elçi (aziz) olduğunu kabul etmektedir. O kendisini Hıristiyanlık davasına adamış, her şeyini bu uğurda harcamış, varını yoğunu elçilerin önüne dökerek Müjde’yi yaymak için diledikleri gibi harcamalarını istemiştir.24 Keza İncîl’e göre Barnaba Pavlus’un imanına şehadet etti ve kilise Barnaba’yla Saul’u (Pavlus’u) Müjde’yi yaymak üzere birlikte yolcu ettiler.____________________24. Bkz. Elçilerin İşleri 4:36, 9:27, 11:22-25 & 30, 12:25, 13:1-4, 13:42-43, 13:46 & 13:50-51, 14:1, 3, 6, 12, 14, 20-21; 15:2, 12, 22, 25, 35-37 & 39. Ayrıca Bkz. 1 Korintliler 9:6, Galatyalılar 2:1, 9 & 13, Koloseliler 4:10.


“Antakya’daki inanlılar topluluğu içinde bazı peygamberler ve öğreticiler vardı. Barnaba, Niger denilen Simon, Kireneli Lukyus, bölge kralı Hirodes’le birlikte büyümüş olan Menahem ve Saul. Bunlar Rab’be tapınıp oruç tutarken Kutsal Ruh kendilerine şöyle dedi: “Barnaba’yla Saul’u, kendilerini çağırmış olduğum görev için bana ayırın.” Böylece oruç tutup dua ettikten sonra, Barnaba’yla Saul’un üzerine ellerini koyup onları yolcu ettiler.” (Elçilerin İşleri 13:1-3) “Pavlus’la Barnaba havradan çıkarken halk onları, bir sonraki Sept günü aynı konular üzerinde konuşmaya çağırdı.” (Elçilerin İşleri 13:42) Barnaba, ittifakla kabul edilmektedir ki, Hıristiyanlarca sayılan bir elçidir. İlk Hıristiyan propagandasının dayandığı esaslardan birisidir.25 Yani, Barnaba ve Pavlus Müjdeyi yaymak için ortak olarak çalıştılar. Onlar aynı cemattan olarak Mesih İnanlılara birlikte bu inancın yayılmasına çalışıyorlardı. Pavlus İncîl’de, büyük yer tutan mektupların yazarıdır. (Bkz. Romalılar, 1. & 2. Korintliler, Galatyalılar, Efesliler, Filipililer, Koloseliler, 1. ve 2. Selanikliler, 1 ve 2. Timoteyus, Titus, ve Filimun) Oysa sahte Barnabas, Pavlus’un aldatılmış biri olduğunu söylemektedir.26 Bunun gibi sözler, sahte Barnabas’ın bu kitabı tamamen Hıristiyanlık karşıtı propaganda maksatlı olarak yazdığını gösterir. Orijinal Barnaba ve Pavlus tam olarak aynı Hıristiyan doktrinlerini savunuyorlardı. Hep beraber bu aynı Müjde’yi vaaz ediyorlardı. “Kardeşler, size bildirdiğim, sizin de kabul edip bağlı kaldığınız müjdeyi hatırlatmak istiyorum. Size müjdelediğim söze sımsıkı sarılırsanız, bunu aracılığıyla da kurtulursunuz. Aksi, halde boşuna iman etmiş olursunuz. Aldığım bilgiyi size öncelikle ilettim. Şöyle ki, Kutsal Yazılar uyarınca Mesih, günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca ücüncü gün ölümden dirildi.” (1 Korintliler 15:1-4) Barnabas İncîl’inin Kur’ân ile Çelişkileri:____________________25. Zehre, Hristiyanlık Üzerine Konferanslar, s. 99.26. Yıldız, Barnabas İncîli, 222. Bölüm, s. 366.


11. Kur’ân’a göre (Bakara 2:29) yedi gök vardır. Oysa sahte Barnabas’a göre göklerin sayısı dokuzdur. Burada, tekrar Dante’nin eserlerinden birini aktardığı belli oluyor.27 12. Kur’ân’a göre (Meryem 19:23) doğum sancısı Meryemi, bir hurma dalı(nın altı)na getirdi: “Keşke dedi, bundan önce ölseydim, unutulup gitseydim!” Ama sahte Barnabas’a göre “Bakire (Hz. Meryem) sancısız çocuğunu doğurdu.”28 13. Sahte Barnabas, kitabının 44. bölümünde Yahudi din bilginlerini Tevrât metnini tahrif etmekle şuçluyor.29 Bu suçlama herhalde Hz. İsâ’nın zamanında veya daha önce yaşayan din bilginlerine yöneliyor. Ama o zamanki din bilginlerinin Tevrât metnini değiştirdiklerini iddia eden hiçbir tarihsel kayıt yoktur. Kur’ân da bu iddiada bulunmuyor. Gerçeği Yahudileri Tevrât’ı kasıtlı olarak yanlış yorumlamak ve yanlış aktarmakla suçluyor, ama bu kitapçıkta daha önce gördüğümüz gibi, İslâm peygamberi kendi zamanında okunan Tevrât’la İncîl’in gerçek olduğunu biliyordu.30 Bu tür hatalar o kadar çoktur ki, tarafsız Müslümanlar Barnabas İncîl’inin 16. yüzyıla ait sahte bir eser olduğunu açıkça itiraf etmişlerdir. Örneğin, Pakistanlı Dr. Gulam Cilani Bark, Ağustos 1975’te Lucknow şehrinde basılan “Al-Furkan” dergisinin 48. sayfasında şunları yazmıştır: “Hıristiyanlar eldeki İncîl-i Barnaba’nın hakiki olma iddiasını çürütmüşlerdir. Buna göre eserin hakiki olma iddiası ancak Hz. Muhammed’in zamanından önce yazılmış bir kopyası ortaya çıkınca doğrulanabilir. Bu ise şimdiye kadar mümkün olmamıştır.”31 Barnabas İncîl’inin sahte olduğunu kabul eden başka Müslüman bilginler de vardır.32 ____________________27. İbid, 178. Bölüm, s. 309; Bkz. Dante, Empyean, bölüm 178.28. Yıldız, Barnabas İncîli, 3. Bölüm, s. 58.29. İbid, ss. 121-122.30. Bakara 2:113, Bakara 2:136, Al-i İmrân 3:3-4, Al-i İmrân 3:23, Al-i İmrân 3:84, ve Mâide 5:44. Bkz. 12. bölümü. 31. Bark, “Al-Furkan”, Ağustos, 1975, s. 48. 32. Abbas Mahmud el-Akkad, “News Bulletin of the Near Christian Council” Easter 1961, sayfa 9-11; Süleyman Şahid, İslâm dergisi “İmpact”, Londra, 1 Ocak 1974. Prof. E.R. Hambye “İslâm and the Modern Age”, New Delhi, Hindistan, Mayıs 1975; Prof. Muhammed Yahya el-Haşimi “Etudes Arabes” no. 48; vs.


Bazı eski Müslüman yazarlar, Kur’ân ile Tevrât, Zebûr ve İncîl arasında bir sürü çelişki bulduklarını ileri sürdüler. Ama işin en tuhafı şudur ki, bu eski Müslüman yazarların hiç biri “İncîl-i’ Barnabas”dan söz etmiyorlar! Oysa Hıristiyanların kullandığı İncîl’i acımasızca eleştiren İbn Hazm Fisal fil-milal vel-nihal gibi eski Müslüman yazarlar nasıl oluyor da bu eleştirileri her şeyden çok doğrulayacak bir eserden hiç söz etmiyorlar? Ebü’l-Fadl es-Suudi ile Ebü’l-Beka Salih el-Caferi de eserlerinde İncîl’in dört anlatımını (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’yı) konu ediyorlar. Bu iki Müslüman yazar, Hıristiyanların kullandığı İncîl’i hakiki sayıyor, ancak Hıristiyanlarca yanlış yorumlandığını ileri sürüyorlar. Ama eserlerinde “İncîl-i Barnabas”dan hiç söz etmiyorlar. “Şurası muhakkakki Barnabas İncîl’i eskiden de, şimdi de, Müslümanlar tarafından bilinmiş değildir. Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında eskidenberi bir çekişme var. Buna rağmen hiçbir Müslüman Hıristiyan’a karşı Hz. Peygamberin geleceğine dair çok açık ve kesin hükümler taşımasına rağmen bu İncîli delil ve dayanak olarak almamıştır.”33 Kara haber tez duyulur. Kuşkusuz “İncîl-i Barnabas”ın varlığından haberleri olsaydı, ellerinde Hıristiyanlığa karşı mükemmel bir silah olurdu. Günümüzde bu eser bazı Müslüman çevrelerinde ne kadar sevinçle karşılanmıştır! Halbuki Müslümanların elindeki Barnabas İncîl’i ortaçağa ait bir eserdir.34 Kitabımızın bu bölümündeki bilgiler R. Benson’un İncîl-i Barnaba, Bilimsel Bir Araştırma adlı kitabından özetlenmiştir. Eğer Barnabas İncîl’i hakkında daha geniş bilgi edinmek isterseniz bu kitabı okumanızı tavsiye ederiz. Ayrıca bazı İslâmcı yazarların Barnabas İncîl’i konusundaki yanılgılarını görmek isterseniz, İsa Karataş’ın Gerçekleri Saptıranlar: Hıristiyanlık ile ilgili Gerçek Dışı İddialara Yanıt adlı kitabının “Barnabas İncîli ve Gerçekler” adlı bölümünü (Sayfalar 143-167) okumanızı tavsiye ederiz.____________________33. Zehre, Hristiyanlık Üzerine Konferanslar, s. 104.34. Benson, İncîl-i Barnaba, Bilimsel Bir Araştırma, ss. 48-49


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
18 Yanıt
12272 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2010, 03:45:34 ös
Gönderen: ceycet
3 Yanıt
4763 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 03, 2011, 10:26:15 ös
Gönderen: 418