Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: COOKE EL YAZMASI – 10  (Okunma sayısı 3013 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 28, 2010, 04:59:38 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Nasıl kafalarında bir cezanın geleceği var idiyse, nitekim Tanrı da onu su ile yolladı. Öyle bir tufan oldu ki, bütün dünya boğuldu, ve sekizi dışında tüm insanlar öldü. Kalanlar, Nuh ve karısı ile üç oğlu ve karıları idi ki, tüm dünya bunlardan geldi. Adları da şöyleydi: Sam, Ham ve Yafet. Ve bu tufana Nuh'un Tufanı dendi, çünkü kendisi ve çocuklarından başka hiç kurtarılan olmamıştı.

Tarih belgelerinde [Chronicles] anlatıldığı üzere, bu tufandan çok yıllar sonra bu iki Sütun bulundu. "Polychronicon" der ki, büyük bir rahip [clerk] olan Pitagoras adlı adam birini ve Filozof Hermes diğerini buldu; ve yazılı olarak buldukları o Bilimleri başkalarına da öğrettiler.


*** Not: Bu noktada çok önemli bir kronolojik çelişki ile karşılaşıyoruz... "Hermes" deyince, tarih öncesine uzanıyoruz; M.Ö. 3. binyıl gibi... Diyelim ki, bundan önce dünya yüzünde pek bir uygarlık gelişimi yoktu ve Hermes belirli bir kaynaktan birtakım temel bilgiler edindi ve sonra da bunların üzerine kendi öğretisini kurdu. Fakat Pitagoras (Pisagor) deyince M.Ö. 6. yüzyıla geliyoruz ki, ondan önce insan uygarlığının göreli olarak hayli gelişmiş bulunduğunu, üstelik Pitagoras'ın da Mısır'daki hermetik ekollerde yıllarca eğitim gördükten sonra İtalya Yarımadası'nın güney ucundaki Kroton'da yerleşip kendi öğretisini oluşturduğunu, efsanesel ya da mitolojik nitelik taşımayan tarihsel kaynaklardan biliyoruz.

Efsanenin doğruluğunu varsayalım...

Bu iki sütundan biri ateşten diğeri de sudan korunsun diye yapılmış. Şu halde yalnızca birinin yani suda batmayacak olanın Tufan sonrasına kalabilme olasılığı düşünülebilir çünkü öteki de tufandan sonraya kalabiliyorsa suda yüzebilen berikinin yapılmasına gerek olmazdı. Her iki sütunun birden sonradan bulunmuş olduğunu ileri sürmenin de gereği yok. Hem gene bu efsaneye göre madem ki tüm insanlar boğularak ölmüş ve sonra hepsi Nuh'un soyundan çoğalmış, tüm bilimler de tek bir kaynaktan, Hermes'in öğrendiklerinden doğmuş olabilir. Efsanelerde kurgunun sonu yok. Ancak ezoterik açıdan, simgesel değerlendirmeyle bunların birer alegori olduğu düşünülürse iş değişir.

Her Tarih Belgesi ve öykü, ve diğer birçok rahip, ve İncil, temelde Babil Kulesi'nin yapımını doğrular.

İncil'de, Tekvin onuncu Babında, Nuh'un oğlu Ham'ın nasıl Nimrod'un babası olduğu anlatılır [begat]: ve dünya yüzüne kudretli bir adam yerleştirdi; ve o dev gibi güçlü bir adamdı; ve o büyük bir Kraldı, ve hükümdarlığının ve krallığının başlangıcında Babil'in ve Erek'in ve Akad'ın ve Kalne'nin ve Şinar Ülkesi'nin gerçek Kralıydı.


*** Not: Tevrat'taki soy anlatımına göre Nimrod'un babası, Ham'ın oğullarından Kuş'tur. Bir yanlışlık yapılmamışsa, buradaki "babası olmak" terimini "atası olmak" biçiminde almalı.

İşte bu Nimrod Babil Kulesi'nin yapımını başlattı; işçilerine Masonluk Zanaatı'nı öğretti; yanında bir hayli, kırk binden çok mason çalışıyordu. Onları pek sever ve çok iyi yönetirdi. Ve "Polychronicon"da, ve Öykülerin Baş Yapıtı'nda, ve diğer birçok öyküde, İncil'in onuncu babında bunun bir bölümünü doğruladığı üzere, Şinar Ülkesi dışında Asur da Nimrod'un dölüne bir yakın hısımdı. Ve Nineve Kenti'ni ve Plateas'ı, ve diğer birçoklarını yaptı, ve denilir ki: De terra illa de Senaar egressus est Assur, dificavit Niniven, plateas civitatis, Chale. Resen quoque inter Niniven Chale:hacc est civitas magna.

*** Notlar: Tevrat'ta ve başka kaynaklarda "Plateas" diye bir yer geçmiyor. Nineve ya da Ninova ile Kalah ve bunların arasında Resen var. Bunlar, Mezopotamya'nın antik kentlerinden üçü. Burada bir yanlışlık yapılmış olsa gerek. "Platea" Latince'de "yol" demektir. Dolayısıyla, Latince olan kaynakçadan alıntı yapılırken, burada "Yolları yaptı" anlamında bir söz kullanılmış olması belki çok daha uygun düşerdi.

Şu İngilizceye dönüştürülmemiş olan bu Latince tümceyi dilimize çevirmeye çalışalım: "Şinar Ülkesinin yakınında Asur vardır, ve orada Nineve'yi, ve kentler arası yolları, ve Kalne'yi yaptı. Resen, Nineve ile Kalne arasındaydı: ve işte o büyük kentti." Tevrat'ta yazılmış olanlar da aşağı yukarı böyledir.

Buna karşın Tevrat’ta Nimrod hiç de övülmez; aksine lanetlenir; o ayrı.

Mantıken, Mason Zanaatı'nın Yükümlülükleri'nin nasıl ve ne şekilde ilk kez ortaya konulmuş olduğunu ve ona ilk kez kimin Masonluk adını koyduğunu açıkça anlatmamız gerekir. İyice bilmelisiniz ki "Polychronicon" ile Piskopos ve Şehit Methodius'un yazılarında belirtilmiş olduğu üzere; Şinar'ın bir değerli Efendisi olan Asur, yapıp bitirmeyi öngördüğü Kentinin yapımı için Kral Nimrod'dan kendisine Masonlar ve bu Zanaattaki işçilerden göndermesini istedi.

Nimrod da ona üç bin Mason gönderdi. Bu gönderdikleri yola çıkmadan önce onları yanına çağırdı ve onlara dedi ki: "Kuzenim Asur'a gideceksiniz ve onun bir kent yapmasına yardım edeceksiniz; fakat çok iyi bir yönetiminiz olmasına dikkat edin. Size, hem sizin hem de benim için yararlı olacak bir yükümlülük [obligation] vereceğim. O Efendi'nin [Lord] yanına vardığınız zaman, ona da bana olduğunuz gibi bağlı olun, işinizi ve Zanaatınızı dürüstçe yerine getirin, ve orada akla yatkın ücreti hak ettiğinizce alın. Ve birbirinizi de kardeşmişçesine sevin, ve birbirinize içtenlikle bağlı olun; içinizden en hünerli olanı, bunu kardeşine ya da akranına öğretsin. Efendinize karşı da kendi aranızda da iyi davranmaya özen gösterin. Böylece ben de sizi göndermiş olmamdan ve size Zanaatı öğretmiş oluşumdan ötürü saygı ve teşekkür kazanmış olayım."

Ve onlar Üstatları ve Efendileri olan Kral'ın verdiği yükümlülükleri üstlendi. Asur'a giderek Plateas ülkesindeki Nineve Kentini ve diğer birçoklarını, Kalah'ı ve Kalah ile Nineve arasında büyük bir kent olan Resen'i inşa ettiler. Ve böylelikle Masonluk Zanaatı, ilk beğeniyle karşılanan ve yükümlülüğe bağlanan Bilim ve Zanaat oldu
.




Burada duralım. Çünkü bundan sonra sıra Öklit yani Euklidies’e  gelecek.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
4764 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 29, 2014, 10:57:16 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
5411 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2010, 09:21:16 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
4099 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2014, 12:12:07 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
4192 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2014, 04:23:18 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
3905 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2014, 09:12:48 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3480 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2014, 02:42:07 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3530 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2014, 02:49:58 ös
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
4726 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2014, 05:27:18 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
5667 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 05, 2014, 06:08:36 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2687 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 04, 2010, 03:04:37 ös
Gönderen: ADAM