Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Gerçek, Gerçeklik, Gerçeğin Araştırılması ve Masonluk  (Okunma sayısı 3720 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 29, 2015, 06:38:18 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Bu paylaşımımda gerçek ve gerçeklik üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Tabi önce tanımlarla başlamak doğru olacaktır. O halde önce gerçek nedir?

Sayın ADAM tarafından forumumuza kazandırılmış mason sözlüğünde verilen tanım aşağıdaki gibidir:

Gerçek: Bir nesne, bir nitelik, bir durum ya da bir olgu olarak somut bir şekilde var olan.

TDK sözlüğünde ise gerçek kelimesi “yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat” biçiminde tanımlanmaktadır.

Mason sözlüğünde gerçeklik kelimesi için bir tanımlama yoktur. Fakat TDK sözlüğündeki tanımına bakıldığında;
“Gerçek olan, var olan şeylerin tümü, hakikat, hakikilik, şeniyet, realite, reellik” olarak tanımlandığı görülebilir.

Bir nesne, bir nitelik, bir durum ya da bir olgu olarak somut bir şekilde var olan biçiminde tanımlanan "gerçek" kavramıyla "doğru" kavramı sık sık birbiriyle karıştırılır.

İyiliklerin ve güzelliklerin temelinde yer alan ve onları bütünleyen bir erdem olan doğrulukla bağlantılı olan doğru kavramının tanımı "nesnel gerçekliğe uygun biçimde insan zihninde oluşturulan kavramlar" olarak yapılabilir.

Az önce bahsettiğimiz yanılgıyı ve karıştırılmayı giderebilmek için, önce bu iki kavram arasındaki farkı anlamak gerekir.

Yukarıdaki tanımlarda da yazdığımız gibi gerçek, somut ve nesnel bir şekilde var olandır. Zaten bu özelliğinden dolayı da insanın zihni ve düşüncesinden ayrıdır. Fakat doğru ise gerçeğin insan zihnine ve sonrasında düşüncesine yansımasıdır.

Yansıma süreci insana has insana özgü olduğundan subjektif bir niteliğe sahiptir ve bu nedenle gerçek ile tam bir uyum içinde olmayabilir.

Konunun devamı niteliğinde “gerçeklik” kavramı için "var olan şeyler" geçeklik kapsamında değerlendirilebilir demek yanlış olmaz. Başka bir deyişle var olan şeylerin var olma durumu olarak da değerlendirilebilir.

Var olma noktasında tanımı biraz daha açmak istersek: düşünceden ayrı olarak zamanda ve uzayda (mekanda) yer kaplama şeklinde açılabilir. Bu durumda zamanda ve uzayda yer kaplayan şeyler gerçeklik kapsamında değerlendirilebilir denilebilie.

Düşünceden ayrı tutulması ise gerçekliğin nesnel anlamında var olmasından ve insan zihnine bağlı olmamasından kaynaklanmaktadır. 

Gerçek ve gerçeklik üzerine sorular ontolojik (yani varlık bilimsel) olarak hep sorula gelmiş bununla bağlantılı olarak da tanımlar hep yapıla gelmiştir. Tabi ontolojik incelemelerin üzerine epistemolojik (kısaca bilgi felsefesi) olarak da gerçek bilgiye nasıl ulaşabiliriz gibi sorular ve arayışlar da hep olmuştur.

Okuduğum kaynaklarda rastladığım kadarı ile Masonlukta "gerçek" kavramına sık sık değinilmekte ve "gerçeklerin aranması ya da araştırılması" üzerinde özenle durulmaktadır.
 
Tamda bu noktada gerçeklerin araştırılması kavramının mason sözlüğündeki tanımının verilmesi iyi olacaktır.

Sözlüğe göre bu kavram “imgelerden ve varsayımlardan sıyrılarak, nesnel ve somut olarak var olanın bulunması, anlaşılması ve buna ilişkin doğruların kavranması uğraşısı” biçiminde tanımlanmaktadır. 

O halde gerçek-doğru-gerçeklik-hakikat kavramları Masonluk için çok önemli kavramlar olup masonik felsefede de büyük yer tutmaktadır demek yanlış olmaz.

Peki bu iş için yani gerçekleri araştırmak için acaba neler yapılmalı ve tabii nasıl özelliklere sahip olunmalıdır?
« Son Düzenleme: Nisan 29, 2015, 07:14:52 ös Gönderen: propulsion »
Nosce te Ipsum


Nisan 29, 2015, 10:59:02 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Murat Özgen Ayfer, ADAM OLMAK adlı yapıtında 'gerçek' kavramına bir hayli yer ayırmış ; hatta yanlış hatırlamıyorsam bu kavrama ilişkin bir sınıflandırma da yapmıştı.

Hafızamda detaylarıyla kalmadığı, kitap da elimde mevcut olmadığı için yardımcı olamıyorum.

Ama bir arkadaşımız isterse, kitaptan ekler getirerek konuya farklı soluklar kazandırabilir.



Mayıs 01, 2015, 08:45:39 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Önemli olduğunu düşündüğüm bu başlık için yapacağım bu paylaşımımda elimden geldiğince Sayın İNSAN’ın paylaşımında belirttiği Murat Özgen Ayfer’in Adam Olmak Üzerine isimli kitabı kapsamında bir paylaşım yapmak istiyorum. Ayrıca bu kitabı okumamış olan tüm forum üyelerimizin de mutlaka edinip okumasını tavsiye ediyorum.

Konu kitabın 119-138. Sayfaları arasında işlenmiş. Kitapta gerçek kavramının tanımı aşağıdaki gibi verilmiş.

“Gerçek bir nesne, bir nitelik yada bir durum olarak var olandır. İmgelere, görünüşlere, anlayışlara, uydurmalara, yakıştırmalara, yanılsamalara karşıt bir anlam içerir.”

Devamında felsefecilerin dört ayrı gerçek kavramı üzerinde durduğu söylenmekte ve bunlar aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. Bunlar

Nesnel gerçek: İnsanın bilgi sürecinde insandan bağımsız olarak var olan, insanın dilediğince değiştiremeyeceği, tüm sanıların dışında olduğu gerçek
Öznel gerçek: Salt düşüncede var olan, yalnız insanın bilincinde oluşabilen gerçek
Mutlak gerçek: Yetkin bütünsel ve değişmez olan yada öyle olduğu benimsenen gerçek
Göreli gerçek: Sürekli olarak değişen gerçek, başka gerçeklerle ilintili yada bağıntılı olan gerçek

Bu şekilde verilen tanımlardaki çelişkiden daha doğrusu karmaşadan bahsedilmiş bu karmaşadan dolayı elbette gerçeği arama yönteminin de değişeceği söylenmektedir.

Devamında benim de paylaşımımda bahsettiğim doğru kavramından bahsedilmekte ve tanımı olarak ise “gerçeğe uygun olan ve gerçeğin insan zihnindeki yansıması” tanımları verilmektedir.

Tekrar gerçeği araştırma konusu ile ilgili olarak yine uygun yöntemin seçilmesi gerektiğinden bahsedilmiş ve gerçeklerin araştırılmasında kişinin öz varlığını tanımasının ve öz eleştiri yapılabilmesinin öneminden bahsedilmiş. Çünkü kendi gerçeklerini bilmeyen bir kişi evrensel gerçekleri kavrayamaz denmiş.

Devamında bilinç kavramından yani insanın kendisini ve çevresini anlama, tanıma ve değerlendirme yetisinden bahsedilmiş ve bilincin bir insanı hayvanlardan ayırt eden temel insansal öge olduğu söylenmiş.

Bilgelik kavramının kısa bir tanımı “bilgi ve erdemin birleşiminden oluşan olgunluk” biçiminde verilmiş ve insanın öz varlığını bilmesinden doğan iç aydınlık olduğundan bahsedilmiş. Bunun için de tutkuların dizginlenip tinsel bütünlüğe varılması ve özveri ve tolerans ile bireysel gelişim sağlanması gerekir denmiş. Bilgilerini arttıran ve olgunlaşma doğrultusuna bir bireyin mutlaka iyiye, doğruya ve güzel yönelmesi gerektiği de söylenmektedir. 

Ayrıca yine gerçekleri araştırmak için iyi-kötü, doğru-yanlış gibi karşıt kavramların ayırt edilebilmesinin öneminden bahsedilmiş.  Bilgi birikiminin, aklın ve duyguların kullanılmasının öneminden de bahsedilmiş. 

Devamında gerçekler ile gerçeğe benzeyenlerin yani imgelerin karıştırılmaması gerektiği  de hatırlatılmış. Ve bunun büyük bir yanılgı olacağı söylenmiş.

Kitapta gerçeği araştıran bir kişinin kendisini öz varlığını iyi tanımasından yani kaynaklanan yargılarını ve düşünce özgürlüğünü sonuna kadar kullanması gerektiğinden de bahsedilmektedir.

Kitabın gerçekler üzerine yazılan bu bölümün kalan kısmında yani sayfa 128’den sonra yöntem üzerinde durulmaktadır.

Nosce te Ipsum


Mayıs 01, 2015, 09:07:50 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Çok güzel bir konu ve çok değerli katkılar. Özellikle Sayın propulsion'un iletisinin bitiş tümcesinde geçen bir tanım çok önemli: "Yöntem".
 Biliyoruz ki, "usul " "esas"tan önemlidir. Konu başlıbaşlığı ile bağlantılı olarak, Sayın propulsion'un sözünü etmiş olduğu kitapta nasıl bir yöntemden söz ediliyor merak ettim doğrusu. Bakalım masonların gerçekleri arama "usulü " neymiş?
enelsır


Mayıs 02, 2015, 12:44:23 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Sayın enelsır’ın paylaşımla ilgili düşünceleri beni çok sevindirdi. Çok önemli olduğunu düşündüğüm bu başlık altındaki paylaşımımlarakitabın yöntemle ilgili kısmını vererek devam edelim.

Kitap tıpkı Sayın enelsır’ın paylaşımında yazdığı gibi gerçekleri arama sürecinde belli yöntemler olacağını söylemekte ve bunlardan bahsetmektedir.

Bunlar: felsefi yöntemlerden birisi olabileceği gibi hiçbirine tek başına moda mod uymaksızın farklı felsefeleri aynı süreçte kullanarak irdelemeler yapılması da olabilmektedir. Veya tamamen öznel yöntemlerde olabilmektedir.

Devamında herhangi bir felsefeye moda mod uyulmamasının özgür düşüncenin önünü açtığı söylenmekte fakat gerçekleri araştırma çalışmasının gerçeklerden uzaklaşabilme riskinden de bahsedilmektedir.

Öznel yöntemlerle yapılan araştırma süreci kısa vadede zekamızı açabileceği anlatılırken dogmalara saplanabilme riskinden de bahsedilmektedir. Bu durumun gerçekleri araştırma sürecinde istenmeyen bir durum olduğu söylenmektedir.

Bazı felsefi görüşlerden bahsedilmeye başlanan kitabın bu bölümünde önce metafizik yöntemden bahsedilmekte ve sözlükte fizik ötesi olarak tanımlanan bu düşünce“ varlığın her türünün ruhsal bir nedenden oluşup gene ruhsal bir güce yönelmesi” olarak tanımlanmaktadır.

İkinci felsefi görüş olarak “Kuşkuculuk” olarak tanımlanan “Septizim” kavramı anlatılmaktadır.

Kuşkuculukla uyuşacak bir biçimde “Bilinemezcilik” yani “Agnositisizm” akımından bahsedilmektedir. Çünkü kuşkuculuk sayesinde kesin bilgiye ulaşma işinin zorlaştığı da söylenmektedir.

Kuşku ve bilinmez gibi kavramların devamı niteliğinde “Eleştricilik” yani “Kritisizm” olarak akımdan da bahsedilmekte devamında Kuşkuculuk ve Bilinemezcilik akımlarıyla beraber metafizik düşünmenin tahtının sallandığından söz edilmektedir.

Gerçeklerin araştırılması sürecinin “Olguculuk” yani “Pozitivizm” akımlarının ortaya çıkmasıyla atılım yaptığı ve bu sayede gerçekleri araştırma sürecinde artık “Bilim”in ekseninde çalışma yapıldığından da bahsedilmektedir.

Paylaşımımın başında da söylediğim gibi kitapta herhangi bir felsefi sitemi “tek doğru” yöntemmiş gibi kabul etmemesi gerektiğinden ve bu tip bir davranışın bireyi bağnazlığa düşüreceğinden de söz edilmektedir. Çünkü değişik felsefi görüşleri kullanarak bir sentez yapılmasından söz edilmekte ve bu felsefi görüşler arasında köprüler kurup felsefeler üstü “bilimsel” ve “akılcı” yöntemler uygulanması gerektiğinden de söz edilmektedir.

Devamında  bu köprü kurulması sürecinde bir önceki paylaşımımda da bahsettiğim gibi karşıtlıklardan ve diyalektik yöntemden de söz edilmektedir. Çünkü gerçeklerin araştırılması sürecinde olay ve olguların tüm yönleriyle ele alınması, olay ve olguların sürekli değişim içinde olması ve az evvel söylediğim karşıtlıkların da hesaba katılması gerektiğinden de bahsedilmektedir. 

Yöntem kısmının, özellikle diyalektik yöntem, üzerinde detaylı biçimde durulduğu bir sonraki bölümde diyalektiğe ait gerekçeler verildikten sonra mutlak yani saltık kavramının tanımı “tek kesin, göreli olmayan ve değişmez” olarak verilmektedir.  Devamında saltık kavramı için belirlenmişlikten öte “evrim yolu” ile verilmiş bir doğrultu olarak tanımlanmasının daha doğru olacağı söylenmiştir. 

Bir önceki paragrafta kullanılan evrim yolu kavramının tanımı ise “bilim ve akıl kullanılarak bilgelik yoluyla saptanmış olan doğruların toplamı” biçiminde verilmiştir.

Devamında gerçekleri araştırma sürecinde ulaşılan sonucun gerçek olarak nitelenebilmesi için hem bilimsel yöntem uygulanması daha doğrusu bilimsel yöntemin gereklerine uyulması hem akıl verilerinin kullanılması hem de gözlemle varlığı saptanmış birtakım olay ve olguların doğruluğunun deneysel olarak kanıtlanması gerektiğinden bahsedilmektedir.

Son kısımda ise gerçekleri araştırmaya koyulmuş bir bireyin önce kendisini dogmalardan sıyırarak diyalektik düşünce yöntemini benimseyen, özgürlüklerini kullanabilen, içten-yürekli-özeleştri yapabilen-çözümleme yapabilen insan olması, ulaştığı sonuçların doğruluğuna dair kanıtlar bulabilen bir birey olması gerektiği söylenmektedir. Son kısmın devamında ulaşılacak gerçeklerin de değişebileceği ve yine saltık gerçekleri arama sürecinin devamlı olması gerektiği de söylenmektedir. 
Nosce te Ipsum


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Gercek Nedir?

Başlatan MASON « 1 2 ... 14 15 » Felsefi Sorular

148 Yanıt
77365 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2014, 03:00:27 ös
Gönderen: ruzber
Gerçek Değerimiz

Başlatan LuckyEye Edebiyat

1 Yanıt
3178 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2007, 04:28:27 ös
Gönderen: SublimePrince
3 Yanıt
4692 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 13, 2007, 11:19:56 öö
Gönderen: LuckyEye2
GERÇEK ÜSTÜNE

Başlatan arte Kavramlar

0 Yanıt
2753 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 05, 2009, 12:03:11 öö
Gönderen: arte
0 Yanıt
3938 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2010, 09:21:33 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
2999 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2011, 11:45:21 ös
Gönderen: moonlight
18 Yanıt
13510 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 11, 2011, 04:18:39 ös
Gönderen: Waldow
2 Yanıt
3529 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2013, 11:15:04 öö
Gönderen: shakespeare
8 Yanıt
7635 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2013, 09:45:20 öö
Gönderen: karahan
9 Yanıt
7418 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2015, 10:30:52 öö
Gönderen: ADAM