Tüm memeli canlı türlerinde (istisnalar hariç) ortak görüle bilen dişil türün iç güdüsel seçimleri, o türün ekolojik ortamındaki tüm yerini,yapısın ve davranış bicimini şekillendirir.
Dişil tür, eş seçiminde, iç güdüsel olarak bir çok sorumluluk alması gerektiği için( yavru bakımı,yavrusunun yaşadığı ortama göre genetik dayanıklılığı,barınma,yiyecek vs.)nedenlerden dolayı eril eşini; saldırgan,hırçın,dayanıklı,güçlü,agrasif,sağlıklı gibi bir çok kavramı göz önünde bulundurarak secer.
Biz İnsanların medeniyet dediğimiz kavramı edinimimiz,pekte öyle eskilere gitmez.Zira; oldukca yeni evrilen ve genç bir türüz.Ana konuya döner isek: Bayan türlerimiz yaşadığı çevreye göre soyunu ve yaşamını garanti altına almak için iç güdüsel olarak eş seçer.
Kadınların çok geri kaldığı toplumlarda bayanlar,eşlerini; agresif,hırçın,saldırgan vs gibi özelliklerini baz alarak seçerler.Bu toplum tiplerinde bayanların özgürlükleri kısıtlandığı için, genetik geleceklerini ve kendilerini bu şekilde garanti altına alırlar.
Doğal olarak bu durumda o medeniyetin eril türleri toplumlarını durmadan,kaos,karmaşa,savaş,cahillik vs gibi kötü yan etkileri olan durumlara sürüklerler.Bu toplumlarda görülen erken yaşlarda yapılan evlilikler bu durumu daha da vahim bir hale sokar.
Bu tip toplumlarda saldırganlığın simgesi olan askeri ünüformalı eril türler kadınlara çok çekici gelebilir.Bu durum, saldırgan eril türe duyulan ihtiyacın bir iç güdüsel yansımasıdır.
Yaşanılan çağda eşit bir yere sahip olan dişil türlerde ise,temel gereksinimlerini kendileri aşabildikleri için eşlerinde; sanatkarlık,yaratıcılık,dengeli,saygılı vs gibi değerli özelliklerede yönelebilirler.Bu durumda ise, o toplum; sanat,bilim vb. değerli yapıya sahip özellikler üzerine inşa edilebilir.
Kısaca: Kadınların eş seçimleri şartlara göre değişir ve bu iç güdüsel olarak eril türlerin o toplumu şekillendirme biçimini etkiler.
Sevgiler