Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Felsefe => Konuyu başlatan: Dor - Ekim 17, 2012, 12:07:02 ös

Başlık: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 17, 2012, 12:07:02 ös
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 1
Buhran
 
Her sabah daha berbat bir güne uyanıyoruz. Kahvaltı haberlerinde rekor enflasyon değerleri, artan işsizlikler, ekonomik krizler, iç savaş söylemleri ekmeğimize katık oluyor. Dünya üzerindeki devlet sayısı her geçen gün artıyor. Huzur getirmesi beklenen sözde demokratik sistemler kendi kendini kemiriyor…

 
Hayatımızdaki düzensizlik büyüyor. Çevrede gürültü artıyor, soluduğumuz hava daha kirli, gıdalardaki kanserojenler daha fazla. Gösterilebilecek duyarlılıklar sembolik çabanın ötesine geçemiyor. Kendimize, ailemize ayırabildiğimiz vakit artık daha az.
 
Birşeyleri yoluna koyabilmek adına onca uğraşmamıza rağmen başarısız oluyoruz. Hayatın bu karmaşası bizi oyalıyor, bizi erteliyor, bizi sürüklüyor. Bunalıyoruz…
 Yapabildiğimiz tek şey bu kaosun içinde sığınacak bir yer bulup işimize bakmak oluyor.

Durum diğer ülkelerde de üç aşağı beş yukarı aynı. Sosyalist ya da kapitalist, tüm devletler aynı bunalımın pençesinde kıvranıyor.

Dünyamız parçalanıp dağılırken, suçu şu ya da bu siyasi yapıya atmanın bir anlamı yok. Siyasetçiler, liderler ya da ideolojiler… Her yanımızı saran evrensel bunalıma hiçbiri tek başına çözüm getiremez…

Bu hastalıktan kurtulabilmenin yolu, 400 yıl önce
şekillenen dünyayı algılayış biçimimizi, dolayısıyla da onun düzenlenme tarzını değiştirmekten geçiyor!
 
Evet…Modern insanın artık miadı dolan mekanik dünya paradigmasından bahsediyoruz ..


Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: NOSAM33 - Ekim 17, 2012, 01:48:16 ös
ÇÖZÜM nedir Sayın Dor ?
Adil paylaşımın dışında,Dubai' de en yüksek binayı dikip en üsttünede Mescid yapan zihniyetler olduğu müddetçe çözüm sizce nerede ?Yapay Adalar yapıp aklınca Tanrıcılık oynayan aklı evveller oldukça ; sizce çözüm nerede vb. :'(

Saygılar
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 18, 2012, 03:01:55 ös
Herşeyi kendi haline bırakıp kabullenmek en doğalı olur.
 Entropi yasasının diğer bölümlerini zamanla burada paylaşıcağım .
Takip ettiğiniz takdirde çözümün nerede olacağını anlayabilirsiniz .
Saygılarımla ..
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: NOSAM33 - Ekim 18, 2012, 08:15:47 ös
Merakla ve sabırla bekliyorum, Sayın Dor merak ve Sabırla ... :-[

Saygılar
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: ruzber - Ekim 19, 2012, 03:25:04 öö
Einsteinin sözü geldi aklıma '3. Dünya savaşını bilmem ama 4. Dünya savaşının taş ve sopalarla olacağı'
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 19, 2012, 12:48:15 ös
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 2
 Yanılgı
 
Tüm medeniyetler, günlük hayatlarında karşılaştıkları olgulara ilişkin neden’lere ve nasıl’lara bir cevap verme gereksinimi duyar. Bu cevaplara bağlı olarak da o toplumun de
ğer yargıları şekillenir. Bunlar genç nesillere aktarılarak yeniden üretilir, böylece devamlılık sağlanır.

Devamlılık, bireylerin varoluş algılarındaki değişimleri , onların davranışlarını etkiler ve onlardan da etkilenir. Çoğumuz, bu kümülatif sürecin nasıl işlediğinin farkında bile değildir. Taşınagelen dünya görüşü kitle dokusunda içselleşir, değişmez bir doğru olarak kabul görür ve sorgulanmadığı ölçüde de kendini korur.

Hepimiz bulunduğumuz sosyal çevreye göre bir şeylere inanırız. Birçok insan gelişen teknik, felsefe ve sanatla insanlığın tarihsel çizgide hep daha iyiye ve daha düzenliye doğru gittiğine , bilimin saf nedensel olduğuna, evrende bir düzen olduğuna, canlıların otonom olduğuna, doğa yasalarının rekabet üzerine kurulduğuna inanır.
 
Tüm bu inanışlar bize değişmez , tartışmasız birer gerçek gibi gözükür. Belki de durumun benimsetildiğimizden farklı olabileceğini hayal bile edemeyiz. Bu, dünya görüşünün üzerimizdeki büyük hükümranlığıdır. Oysa tarihte farklı medeniyetler; varoluşu başka türlü açıklamış, olgulara değişik anlamlar yüklemiştir.

Çağdaş insanın dünya paradigması yaklaşık 400 sene önce oluşmuştur. Sorsanız yüz kişi içinden Newton’un kütleçekim formüllerini bilen belki çıkmaz ancak onun düşünsel etkileri her tarafta hissedilmektedir.
 
Artık, bu yaklaşımın sonuna gelinmiştir. Önümüzdeki dönemde mekanik dünya algısı yerini, tarihi Entropi Yasası’na göre okuyan dünya görüşüne bırakacaktır. Geleceğin dünyasında insanoğlu, günümüzdeki algıya şaşkınlıkla bakacaktır.
 
Entropi Yasası nedir? Termodinamiğin 2. yasasıdır. Entropi, düzensizliğin ölçüsüdür. Birinci yasa, evrendeki madde ve enerjinin herhangi fiziksel(kimyasalın zıttı anlamında değil) bir etkiyle yok edilemeyeceğini, yok iken de var edilemeyeceğini söyler. Form değişebilir fakat varlık değişmez. İkinci yasa ise evrendeki enerji akışının tek yönlü olduğunu ifade eder. Bu; kullanılabilir enerjinin kullanılamayan enerjiye dönüşmesi, düzenli halden düzensiz hale geçilmesi eğilimidir. Kapalı bir sistemde düzeni arttırmak ve böylece entropiyi azaltmak, onu çevreleyen ortamda daha büyük bir entropi artışı sağlayacaktır. Dolayısıyla sistemdeki toplam entropi daima artar.

Bunun anlamı şudur;
Entropi yasası evrendeki her şeyin düzenli halden ve belirli bir değerden başlayarak sürekli dağılmakta olduğunu, tükenerek kaosa doğru gittiğini ortaya koyar.
Entropi yasası, tarihi bir ilerleme olarak gören fikri çürütür.
Entropi yasası, bilim ve tekniğin daha düzenli bir dünya oluşturacağı sanısını çökertir.
Newton’cu bakış Ortaçağ Kilisesi’ne karşı nasıl bir devrimse, Entropi Yasası da modern insanın fikir yapısında öyle bir devrime neden olacaktır!
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: NOSAM33 - Ekim 19, 2012, 03:19:56 ös
Takipteyim Sayın Dor ; anlamasamda anlamaya çalışıyorum ; nacizane bir ricam var dahada Basitleştirerek anlatmanız eğer mümkünse konunun içeriğini .Saygılar


Şöyleki bir ALINTI aktaracağım ; Sakın yanlış anlamayın okudum pek anlamadım ve bunu sizinle paylaşmak istedim.Sonuçta daha önceden yaptığım yorumun ne kadar saçma olduğunu anladım.Affınızı rica ediyorum... :-[ :-[ :-[

Entropi Kanunu



Termodinamiğin İkinci Kanunu olarak kabul edilen ‘Entropi Kanunu’ (Düzensizlik Kanunu), evrendeki düzeni ortaya koyan en büyük delillerden biridir. Ayrıca bu kanun, evrenin ezelî olmadığını ve bir başlangıcı olduğunu da ortaya koymaktadır. Bu yasaya göre, evrenin toplam enerji muhtevası sâbittir ve entropi sürekli artmaktadır. Entropi, fizikte bir sistemin içerdiği düzensizliğin ölçüsüdür. Bir sistemin düzenli bir yapıdan düzensiz bir hale geçmesi, o sistemin entropisini artırır. Yani sistemin düzensizliği ne kadar fazla ise, o sistemin entropisi de o kadar yüksek olmaktadır. Evrenin Big Bang ile başlayan sürecinde patlamanın etkisiyle yüksek entropi durumunun olması gerektiği beklenmesi gerekirken aksine evren çok düşük bir entropi düzeyinde oluşmuştur. Termodinamiğin bu ikinci kanununa göre, entropi yani düzensizlik her sistemde yükselir. Fakat sistemin bir kısmında ekstra bir entropi artışı olması durumunda bir başka kısmında entropi azalabilir (yani düzen artar). Araştırmalar, bir sistemin karmaşıklığını olduğundan az tahmin etme eğiliminde olduğu için bazen sistemin küçük bir bölümünün termodinamik dengeden ne kadar uzaklaştığına şaşırırlar. Fakat termodinamik kanuna göre, bu uzaklaşmalar geçicidir ve uzaklaşma ne kadar büyük olursa o kadar çabuk düzeltilir.[H. Ross, The Creator and the Cosmos, s. 164]
 
Kapalı bir sistemdeki enerji akışı tek yönlüdür ve bu akış tam bir denge noktasına ulaşıncaya kadar devam eder. Bu denge noktasına “termodinamik denge†denir ve bu durumda entropi, en yüksek değerine kavuşur. Tersine çevrilmesi mümkün olmayan bu fizikî sürecin varlığı, evrenin de, tıpkı insanlarda olduğu gibi, aslâ geri dönüşü olmayan bir yaşlanma sürecine sahip olduğunu gösterir. Gerek bizim Güneşimizde, gerekse evrendeki diğer yıldızlarda, ısının bu tek yönlü hareketine dayalı termodinamik yasa hüküm sürmektedir. Güneş, soğuk uzaya ısı yayarak entropiyi sürekli arttırır. Fakat uzaydaki bu ısı toplanıp da, Güneşe geri dönmez. Termodinamik yasa, entropinin sürekli arttığını ve bu sürecin kesinlikle tek taraflı olduğunu söyler. Entropi ile ilgili bilgileri birçok kişi salt fiziksel bir konu olarak algılamakta ve ele almaktadır. Oysa Entropi Yasası, bizi çok önemli felsefi sonuçlara da ulaştırmaktadır. Bu sonuçlar, maddelenerek şöyle gösterilebilir:
 
1. Evrendeki ısı akışı, tek yönlüdür ve bu akış geri çevrilemez (Termodinamiğin ikinci kanunu).
 
2. Buna göre evrende bir gün termodinamik denge oluşacak ve “ısı ölümü†yaşanacaktır. Kısacası evren ebedî değildir, evrenin bir sonu vardır.
 
3. Şayet evren sonsuzdan (ezel) beri var olsaydı, aradan geçen zamanda evren çoktan termodinamik dengeye gelip “ısı ölümüâ€nü yaşıyor olacaktı. Şu halde ölümlü bir evren, sonsuzdan beri var olamaz.
 
4. Evren sonsuzdan beri var olamıyorsa, evrenin bir başlangıcı var demektir. Bu başlangıç durumundaki evren, düşük entropili bir halden yüksek entropili duruma doğru gitmektedir. Entropinin sürekli olarak artıp hiç azalmaması, evrenin başlangıcının çok düşük entropili olduğunu gösterir.[Caner Taslaman Big Bang ve Tanrı, s. 67-68]
 
Artık, eninde sonunda, düzenleyici tarih çerçevesi olarak Newton’un dünya makinesinin yerini alacak yeni bir dünya görüşü doğmak üzeredir; Entropi Yasası, tarihin gelecek döneminde hakim bir paradigma olarak söz sahibi olacaktır. Albert Einstein, bunun tüm bilimin temeli olduğunu; Sir Arthur Eddington ise tüm evrenin en üstün metafizik yasası olduğunu belirtir.[Jeremy Rifkin-Ted Howard, Entropi, s. 11-12]
 
Evrenin şu anki entropisini hesapladığımızda onun şaşırtıcı derecede düşük olduğunu görürüz; yani, enerji biçimleri evrende çok daha düzensiz şekilde dağıtılabilir. Evren, on beş milyar yıldır entropiyi sürekli arttırmış olsa da, halâ son derece düzenli bir durumdadır. Bu bir bilmece. Evrenin başlangıç durumunun son derece düzenli, dolayısıyla aşırı derecede özel bir durum olduğunu ve belkide yüce bir simetri ya da ekonomi ilkesine tâbi olduğunu düşündürüyor.[John Barrow, Evrenin Kökeni, s. 37-38.]
 
Roger Penrose’a göre yüksek entropili durumlar doğal durumlardır. Ancak düşük entropili durumlar, düzeni ifade etmekte olup açıklama gerektirmektedir. Evrenin galaksileriyle, gezegenleriyle ve canlılarıyla varlığı, evrenin başlangıcının düşük entropili bir durumda olması sayesindedir. Bu düşük entropili durum bir açıklama gerektirmektedir. Olasılık açısından imkânsız olan bu mükemmel durumun tek açıklaması ise, Tanrı’nın bu durumu bu şekilde tasarlamış olduğu gerçeğidir.
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 19, 2012, 04:18:58 ös
Entropi hakkında yeterli kaynak bulmak çok zor .
Merakınızı ve hassasiyetinizi anlayabiliyorum .
Burada paylaşacağım yazı dizilerinin geneli, arkadaşlarımız tarafından  "Entropi-Dünya'ya Yeni Bir Bakış" adlı eserden faydalanılarak inceltilmiştir .
Hepsini aynı anda burada paylaşmam bir anlam ifade etmeyecektir .
Daha çok kişiye ulaşmak adına bölüm bölüm aktarılması faydalı olacaktır diye düşünüyorum .
Diğer bölümleri okudukça daha iyi kavrayacağınıza inanıyorum
Sabrınız için teşekkür ederim saygılar ..
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Tij - Ekim 19, 2012, 06:33:53 ös
SayinDor,

öncelikle saygilar, sonrada"lütfen birazdaha anlasilir bir dil" desem kizmazsiniz demi?
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 19, 2012, 06:42:11 ös
Denemeye çalışırım sayın Tij
Anlayamadığınız kelime ve kavramları araştırmanızı öneririm .
Yararını goreceğiniz bilgilere ulaşmanız mümkündür saygılar ..
Başlık: ENTROPİ
Gönderen: ordoabchao - Ekim 19, 2012, 08:21:23 ös
Sn. Dor devamını merakla bekliyorum. "Kaos" ve "Düzen" modern fiziğe ait önemli kavramlar. Yazılarınızla zenginleşeceğini umuyor ve teşekkür ediyorum. Syg.
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 20, 2012, 11:33:04 öö
İlginiz ve merakınız için teşekkür ederim .
iyi paylaşımlar ..
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 20, 2012, 11:36:09 öö
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 3
 Kapsam
 
Evet..Bizden öncekiler farkında bile olmadan mekanik dünya görüşü ile büyüdüler , çocuklarımız ise bu yeni paradigma ile büyüyeceklerdir. Neslimiz, ikisi arasındaki geçişi yaşamaktadır. Sancıların sebebi , acı gerçeklerin gözümüze sokulurcasına bizi kuşatmasıdır.

 
Yakın zamanda, akademik disiplinler entropi yasası tarafından alt-üst edilecek. Halihazırdaki dünya görüşüne entropi yasasını eklemlemeye çalışanlar olacak, ama başaramayacaklar. Ekonomistler klasik teorilerini bu yasayla açıklamaya çalışacak ya da entropi yasası temelli tezler sunacak, teologlar kutsal kitapları entropi yasasına göre yorumlayacak, politikacılar silahsızlanmadan enerjiye değin bir çok konuda entropi yasasının önemini vurgulayacak. Teknik insanlar bunu nicel ifadelere dökerek pratik faydalar sağlamaya çalışacak. Psikolog ve sosyologlar, toplumsal hareketleri ve insan doğasını bu yasa ile açıklayacaklar.

Elbette, entropi yasasının doğadaki tüm olaylar üzerinde hüküm sürdüğünü reddedenler de olacaktır. Bu yasanın belirli durumlar için geçerli olduğunu, farklı sahalara uygulanmasının metafordan öteye geçemeyeceğini iddia edenler çıkacaktır. Oysa, entropi yasası; tüm fiziksel gerçekliğin izahında basit, güçlü ve genel bir çatı sunmaktadır.

Nobel ödüllü kimyager Frederick Soddy’nin ifadesiyle termodinamik yasaları; siyasal sistemlerin yükseliş ve çöküşünü, halkların özgürlük ve köleliğini, ekonomi ve sanayi hareketlerini, hatta insan ırkının genel fiziksel refahını son tahlilde kontrol eder. İnsan türünün tüm faaliyetleri, termodinamiğin birinci ve ikinci yasalarıyla açıklanan durumlara tâbîdir.
 
Peki, tüm fiziksel olguları kapsayan; doğayı algılama ve onunla etkileşme şeklimizi değiştirmemizi zorunlu kılan bu gerçek karşısında bizim duruşumuz nasıl olacak?..
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Tij - Ekim 20, 2012, 06:39:38 ös
Alıntı
Entropi yasası evrendeki her şeyin düzenli halden ve belirli bir değerden başlayarak sürekli dağılmakta olduğunu, tükenerek kaosa doğru gittiğini ortaya koyar.
Entropi yasası, tarihi bir ilerleme olarak gören fikri çürütür.
Entropi yasası, bilim ve tekniğin daha düzenli bir dünya oluşturacağı sanısını çökertir


Alıntı
Peki, tüm fiziksel olguları kapsayan; doğayı algılama ve onunla etkileşme şeklimizi değiştirmemizi zorunlu kılan bu gerçek karşısında bizim duruşumuz nasıl olacak?..



Sayin Dor, ben isin daha cok sosyal veya toplumsal tarafiyla ilgileniyorum ve size iki soru sormak istiyorum.
1.Ikinci cümlenizdeki "biz"le kimi kastediyorsunuz.
2.Bu kanunlara karsi bizim nasil bir tavir alacagimizin ne önemi var? Bizim alacagimiz tavrin olayin gidisatinda bir degisiklik yapma ihtimalimi var?

Saygilar

Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 20, 2012, 08:43:20 ös
Sayın Tij öncelikle bu aktarımların genelini  "Entropi-Dünya'ya Yeni Bir Bakış" adlı eserden faydalanarak paylaşıyoruz .
1. Cümledeki ''Biz'' den kasıt , tüm insanlık
2. sorunuzda ise , yaşam biçimimizi mekanik dünya görüşünü terkederek , insanlık için en ideal ve en az zararla kapatabileceğimiz bir  sistemin temellerini oturtabilmektir .

Şu an kısım kısım  ve eksiklik içermesinden dolayı anlaşılmazlığını normal karşılamak lazım.
İlerleyen paylaşımlarda daha iyi kavrayacağınızı temin ederim . Saygılar ..
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 21, 2012, 12:11:40 öö
Betonarme Dünya ve yaşanılası Dünya
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: NOSAM33 - Ekim 21, 2012, 01:13:04 öö
Güzel bir yaklaşım ; ama hayal gibi geliyor bana ...
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 21, 2012, 09:19:01 ös
Tüm hayaller ütopyadır .
Şu an yeryüzünde hüküm süren tüm sistemler bir zamanlar ütopya olarak görülüyordu ..
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 21, 2012, 09:20:12 ös
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 4
 Reset
 
Modern çağ, makine çağıdır. Hassasiyet, duyarlılık ve hız en temel değerlerdir.


Sürekli “Bu ne kadar hız yapar?” veya ”Seni oraya ne kadar zamanda götürür?” gibi sorular sorarız. Bir ürüne yapabileceğimiz en büyük iltifat, neredeyse kendi başına çalışacak kadar iyi yapıldığı, düşünüldüğü ya da tasarlandığını söylemek olacaktır. Alüminyum, çelik ve kromu severiz. Kontağı çevirmek, bir motoru ateşlemek bize müthiş estetik haz verir. Dünyamız makaralar, kaldıraçlar ve tekerleklerin dünyasıdır.
 
İş hayatımız hassas cihazları ayarlamakla, boş vakitlerimiz karmaşık tertibatları kurcalayıp çözmeye çalışmakla geçiyor. Saatle zamanı ölçüyoruz, telefonla iletişim kuruyoruz, uçakla seyehat ediyoruz, bilgisayarla öğreniyoruz , lamba ile görüyoruz.
 
Makineler bizim hayat tarzımız ve indirgenemeyen dünya görüşümüz olmuş durumda. Evreni üstün teknisyen –tanrı- tarafından zamanın başlangıcında kurulan kusursuz bir makine gibi görmekteyiz. O kadar mükemmel inşa edilmiştir ki en ufak ayrıntısına kadar her hareket n’inci dereceden bir denklemle ifade edilebilecek şekilde “kendi kendine” işlemektedir.
 
Evrende algıladıklarımızın kesinliğiyle kendimizden geçiyor ve bu ihtişamı yaşayışımızda taklit etmeye çalışıyoruz. Tarih bizim için sürekli mühendislikten ibaret. Dünya , işlev görmek üzere bir araya getirilmesi gereken parçaların bulunduğu dev bir donanım mağazasıdır. İşimiz hiç bitmez. Her zaman parçaların yeniden düzenlenmesini, süreçlerin genişletilmesini ve yeniden tasarlanmasını gerektiren yeni işler bulunmaktadır. İlerleme, bu suretle makinenin mükemmelleştirilmesine doğru ”ayarlanır”. Her boşluk kapatılmalı, her kusur giderilmeli, makine işlemi hayatın her alanına yayılmalıdır.
 
Ağzımızdan çıkan kelimeler bile bize ait değil. Makine diliyle düşünüyoruz. Psikolojimiz “bozuluyor” , iş arkadaşlarımızla “sürtüşmek”ten kaçınıyoruz, insanlarla ilişkimizi onlarla “senkronize” olabilmemize göre “ölçüyoruz”.

Makineler içimize öyle sağlam yerleştirilmiş ki varlığımızın özüne nasıl nüfuz ettiğini fark etmeye yanaşmıyoruz.

Baylar bayanlar! Bu anafor, artık “Reset” atma vaktinin geldiğini gösteriyor!
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 23, 2012, 01:17:11 öö
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 5

Mekanik Dünya Görüşünün Mimarları – Francis Bacon
 
Her dünya görüşünün mimarları vardır. Diğerlerinin eksiklerini görüp yamayacağı taslağı hazırlayan mimarlar.
Makine çağı için mutabakata varılmadan önce bir çok hazırlık planı bulunuyordu.
Onyedinci yüzyılın ortalarında mekanik paradigmanın tüm unsurları, bu planın bileşenleri olarak özenle bütünleştirilmişti.
Dünya, makine çağına girmeye hazır hale geliyordu.
Bunun sağlanmasında mekanik dünya görüşü, üç kişiye minnet borçludur; Francis Bacon, René Descartes ve Isaac Newton.
 
Francis Bacon, 1620’de yayımlanan Novum Organum adlı kitabıyla antik Yunan dünya görüşüne sert bir saldırı yaparak makine paradigmasına zemin hazırladı. Platon, Aristo ve Homeros’un tüm çalışmalarını “tartışmalı bilgi”#1 diye niteleyerek küçümsedi. ''Yunanlılar erkek çocuk gibidir. Sürekli akıl verirler, ancak üretmezler, icraat yönünden zayıflar.'' Bacon, antik Yunan paradigmasını bütün olarak ele aldı ve bu paradigmanın tüm şatafatlı iddiaları nedeniyle “insan refahı ve yararına yönelik tek bir deneyimi delil olarak gösteremediğini”#2 öne sürdü. Yunanlılar için bilimin amacı olguların niçin’ini bulmaktı, oysa Bacon’a göre bilim olguların nasıl’ına adanmalıydı.
 
Bacon, doğanın nitelenmesinden öte, onun kontrol edilmesi için bir yöntem bulmak istiyordu. “Artık bilimin doğru ve meşru hedefi, insan yaşamının yeni buluşlar ve güçlerle geliştirilmesinden başka bir şey olamaz”dı.#3
 Novum Organum’un bir çok yeri okuyana, klasik felsefi bir metinden ziyade size patronunuzun, dünyayı düşündüğünüz gibi değil de gerçekte olduğu gibi kavramanız gerektiği yönündeki bir muhtırası gibi görünecektir. Bacon, “insan imparatorluğunun sınırlarını, her şeyi mümkün kılacak şekilde genişletecek” yöntemi öğütler #4.

Bacon’ın bilimsel yöntem olarak adlandırdığı bu yeni yöntem, gözlemciyi gözlenenden ayıracak ve “nesnel bilgi”nin gelişimi için tarafsız bir form sağlayacaktı. Bacon’a göre nesnel bilgi edinimi insanların “cisimler, tıp, mekanik kuvvetler ve daha nice konu üzerinde hüküm sürmesine”#5 olanak sağlayacaktı.
 
Bacon, modern çağın gerçek bir anlamsızlık karşıtı pragmatistidir. Biri size “Bunu kanıtla!” veya “Nesnel ol” dediği zaman Bacon’ı hatırlayın. Tüm bunları 1620’de, daha iyi bir bakış getirdiğine inanan Bacon başlattı.
 _____________________________
 1# Francis Bacon – Novum Organum, Kitap 1, Aphor 2
 2# John Herman Randall, The Making of the Modern Mind-s223 (Cambridge)
 3-4# A.g.e.-s.224
 5#Jean Houston, Prometheus Rebound: An Inquiry into Technological Growth and Psychological Change s.274 (Cambridge)


Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 23, 2012, 01:25:08 öö
Francis Bacon
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 24, 2012, 12:10:13 öö
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 6
René Descartes,

Soğuk bir günde, sert hava yüzünden odasına hapsoldu. İşte meşhur düşüncesi o gün kafasında belirmişti. Dünyayı kavramamızı, onu kodlayabilmemizi, insan amaçlarına uygun olarak kullanabilmemizi sağlayacak anahtar kelime: Matematik’ti.

 
Mekanik paradigmanın ilk aksiyomları hükümranlık sürmeye başladığında Descartes şu sonuca varmıştı: “Açık konuşmak gerekirse ikna oldum ki matematik, tüm olguların kaynağı olarak, insan emeğinin mirası olan herhangi bir başkasından çok daha güçlü bir bilgi aletidir.”#1.

Artık kanaat getirmiş birisi, mekanik dünyanın ilk gerçek mümini vardı. Hem cebir kadar zarif ve estetik başka ne olabilirdi? Descartes, açıklamasını popülerize etmekte vakit kaybetmedi. 1650’de öldüğünde, matematiksel dünya görüşü Avrupa’nın önde gelen aydınlarınca kabul görmüştü.

Descartes, tüm niteliği niceliğe indirgemeyi başardı ve ardından inançla, sadece uzay ve konumun önem taşıdığını ilan etti. “Bana uzam ve hareketi verin” demişti, “Evreni yapılandırayım.”#2
 
Descartes’ın dünyası tatsız, renksiz, kokusuzdu. Onun bu müdahalesi, dünyadaki bulanık,kaotik ve canlı her şeyi saf dışı bıraktı. Matematik evreni kuşatan bir kesinliği temsil ediyordu. Her şey yerli yerinde ve birbiriyle uyum içindeydi.
 
Antik Yunan’ın, tarihin sürekli bir gerileme ve çürüme olduğu yorumu matematik dışıydı, bu yüzden lanetlendi. Hristiyan dünya algısı nispeten hoşgörüye şayandı. Eğer bir tanrı evrene sürekli müdahale ediyorsa insan doğa olaylarının dinamiğini kesin olarak nasıl bilebilirdi? İşlev görebilmesi için mekanik paradigma, kesinlik üzerine oturtulmalıydı. Bu yüzden başta, kozmik tiyatroda bir sonraki etkinliğin taslağını hazırlayıp onu harekete geçiren ulu matematikçi olarak övülen tanrı; mekanik paradigma ile büyüyen yeni kuşak tarafından kibarca sahnenin dışına itildi.
 
Descartes insanoğluna, dünya gerçeklerini yağmalayıp onun efendisi olabilecekleri inancını verdi. Ardından Newton, mekanik hareketin tasviri için gereken matematiksel yöntemi ortaya koydu. Tek bir yasa ile, kuruyan yaprağın ağaçtan düşmesini ve gezegenlerin yörüngelerindeki hareketini açıklayabiliyordu..
 __________________________
 1#Randall, a.g.e. s.241-242
 2# Randall a.g.e. 259
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Ekim 29, 2012, 06:57:15 ös
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 7
 Newton,
 
Tüm doğayı matematik kurallarına tabi tuttu. Cisimlerin hareketlerinin önceden bilinmeyen bazı sebeplerle birbirlerine doğru çekilmesi ve düzenli formlarda uyuşması, ya da birbirlerini iterek uzaklaşmasını düzenleyen belirli kuvvetlere dayandırılabilir olduğunu açıkladı.

 
Newton yasalarına göre ; dıştan bir kuvvet uygulanmadıkça duran bir cisim durmaya , hareket halindeki bir cisim o doğrultudaki hareketine devam eder. Bir cismin ivmesi , ona uygulanan kuvvetle doğru orantılıdır. Her uygulanan kuvvete eşit ve zıt yönde bir kuvvet vardır.
 
Newton yöntemini yayınladığında kısa sürede Avrupa genelinde kabul gördü.Üniversitelerde okutulmaya başlandı. 1727’de öldüğünde, kraliyet töreniyle gömülmüştü.
 Mekanik dünya görüşü, hareket halindeki maddeyle ayrıntılı bir şekilde ilgilendi. İnsanlar için değil, makineler için ortaya konmuştu. Hayatın tüm niteliklerini, birer parçası olan niceliklerden ayırarak sonra da tamamen ortadan kaldıran makine dünyasının mimarları, cansız maddeden yapılmış soğuk bir evrenle karşı karşıya kaldılar.
 
Newton paradigmasının sınırları üzerindeki çarpıcı bir örnek , Alfred N. Whitehead’in öğrencilerine verdiği şu bilgidir:
 “Mekan-zamanda belirli bir yerle ne kast ettiğinizi tayin ettiğinizde, özel bir maddi cismin mekan zamanla ilişkisini, onun o an o yerde olduğunu söylemekle yeterince ifade edebilirsiniz. Yalnızca konum söz konusu olduğu sürece daha fazla söylenecek söz yoktur” #1
 
Mekanik dünya görüşü basitti, kestirilebilirdi ve herşeyin ötesinde, iş görüyordu. Nesneler için bir düzen vardı ve bunlar matematiksel formüllerle ele alınabilir, bilimsel gözlemlerle kanıtlanabilirdi. Akademisyenler hala toplum içinde insanların neden şaşkınlık içinde ve karmaşık etkinliklerde bulunduğunu araştırdılar. İnsanların düzensiz davranışları ve devletlerin mükemmel işleyememesi Bacon, Descartes ve Newton’ın şekillendirdiği mekanik dünya açıklamalarına uyuyor gözükmüyordu.
 
Çözüm bulundu : Eğer insanlık kuralsız, düzensiz, yanlış hareket ediyorsa bu, evreni yöneten doğa yasalarına bağlanamamış olmasından kaynaklanıyordu. Bundan sonra gereken şey, doğa yasalarının insanlara ve sosyal kurumlara nasıl uygulanabileceğini bulmak ve bunu gerçekleştirmekti. Bu zorlu ve uzun süreç imkansız değildi, çünkü artık doğa yasaları bilinmekteydi. Hem varılacak hedef mükemmel toplum olacağından, tüm çabalara değecekti. Artık insanlığın yeni bir gayesi vardı :Bu dünya içinde mükemmelliğe ulaşabilmek… Tarih, kendisini içinde bulduğu düzensiz ve karmaşık bir durumdan, Newton’ın dünya makinesiyle sunulmuş olan iyi düzenlenmiş ve tamamen önceden kestirilebilen bir konuma doğru gelişen bir yol olarak görmekteydi.

İki adam, vakit kaybetmeden doğa yasaları ile insanlar arasındaki ilişkiyi çözümlemeye girişti . John Locke devlet ve toplum işleyişini dünya makinesi paradigmasıyla aynı çizgiye getirirken, Adam Smith de bu görevi ekonomide yerine getirmişti.
 
1#Alfred North Whitehead, Science and the Modern World(New York: New American Library,1925)
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: asimov - Ekim 29, 2012, 07:41:03 ös
Entropi kavramının hem kendisi hem de tarihçesi ortaya konulan felsefi sonuçlar itibari ile ilginçtir. Yazı dizisinde katıldığım ve katılmadığım yerler var Tamamen fiziko kimyasal bir olaydan toplumsal ve dinsel sonuçlar çıkaftmak ne derece doğru? Biz bunu kuantum teorisinde yaşadık.  Yazı dizisinin sonunu bekleyelim Katkılarımız olacak elbet.
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Kasım 01, 2012, 12:08:20 öö
Sonunu getirmek için biraz daha hızlı olurum sayın Asimov .
Araya serpiştirme yapmakta sorun yok
Bu konuda hepimiz yeni bilgi ediniyoruz ve gerçekten yüzlerce yıllık anlayışları yıkmaya yetecek güçte bir paradigma ..
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Kasım 01, 2012, 12:10:14 öö
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 8
 Kişisel Çıkar-John Locke,
 
Döneminin bir çok entelektüeli gibi, sözde akıl almaz gibi gözüken doğa olaylarının mekanik model ile anlamlandırılışından derin şekilde etkilenmişti. Kendine, insanların işlerinin neden bu kadar karmaşık olduğunu sordu. Ulaştığı cevap şöyleydi: Toplumun tâbiî yasaları ihlal ediliyordu; çünkü sosyal düzen uzun süre
dir dünyaya hükmeden ilahi merkezcilikten kaynaklanan geleneklere dayanıyordu.

Locke, aklın yardımıyla toplumun “doğal” temelini belirlemeye başladı. Tanrı tanım gereği bilinemeyeceği için dinin, toplumun yapısını oluşturamayacağı sonucuna vardı. Bilinemeyen nasıl olur da devlet için uygun bir temel teşkil edebilirdi? Böylece Locke, felsefî seleflerinden büyük bir kopuşla dinin gerçekte kişinin özel konusu olabileceğini fakat toplumsal etkinlikler için temel olamayacağını ilan etti.
 
Bacon’ın tanrıyı doğadan çıkarması gibi Locke da toplum işlerinden çıkarıp insanı evrende yapayalnız bıraktı. Bundan böyle insan, ilahi kudretle yönlendirilen bir organizmanın parçası olarak görülmeyecekti. Artık insanlar, olması istenen şekle dönüşmüştü; soğuk ve mekanik bir evren içinde madde parçacıklarıyla etkileşen fiziksel fenomenler…
 
Locke, modern dünya görüşünü günümüze dek hakim kılacak savını ortaya attı. Yararsız örf ve adetlerden kopulduğunda toplumun, kendi anlamlarını üreten bireylerden oluşmuş olacağını, tek bir amacın bulunduğunu söyledi: Toplum refahının artışını ve korunmasını sağlamak.. Locke’un formülasyonuna göre aklın bizi götürdüğü nokta, toplumun temelini teşkil edecek unsurun saf kişisel çıkar olmasıydı. Burada her birey, doğa yasalarına uygun biçimde hayatı boyunca bir varlık elde etmeye çalışarak sosyal bir atom rolü oynamaya çağrılır. Hiçbir değer yargısı bulunmaz; kişisel çıkar, toplum için tek zemindir.
 
Locke’a gore hükümetlerin amacı, insanlarına servet üretmek için doğada yeni bulunan güçleri kullanma özgürlüğü tanımaktı. Böylece Locke’dan bu yana devletin sosyal rolü, insanların bu görevi yapması için gerekli maddi refahı elde edebilmelerini sağlamak amacıyla doğayı boyun eğdirmeye teşvik olmuştur.

“Doğanın inkarı” der Locke, “mutluluğa giden yoldur”. İnsanlar doğanın bağlarından etkili biçimde azad edilmelidir. #1
 
Fakat kişisel refah için bu sürekli ve zorlu kapışma, süreç içinde toplumun bazı fertlerinin kurban edilmesiyle herkesin diğerine karşı vahşi bir savaşa girmesine yol açmayacak mı? Kesinlikle hayır, diyor Locke. Zira insan, tabiatı gereği kötü ve zayıf değil, iyidir. Sadece kıtlık ve mal yokluğu onları kötü yapar. İnsanlar doğasınca ele geçirmeyi arzuladığından, toplumun zenginliğinin ve sosyal uyumun arttırılmasıyla insanlar ıslah edilecektir. İnsanlar arası kavgaya gerek yoktur, çünkü doğa “hâlâ yeterli ve iyidir; mağdurların kullanabileceğinden çok daha fazlasına sahiptir” #2 . İnsanlar, şahsi çıkarları birbirleriyle çatışmayacağından eylem özgürlüğüne sahip olacaktır.

Locke böylece, sınırsız büyüme ve maddi servetin filozofu oldu.
Bunlar, bir futurist tarafından yakın zamanda ortaya atılan Venüs projesini #3 hatırlatıyor…
 _________
 1#Leo Strauss, Natural Rights and History (Chicago: Chicago Üniversitesi Yayınları,1953) s.258
 2#John Locke, “Second Treatise”, Two Treatises of Government , ed. Peter Laslett (Cambridge Üniversitesi Yayınları 1967) s.315
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Kasım 04, 2012, 08:48:14 ös
 ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 9
 Mülk Edinimi ve Para
 
Fakat, bireylerin toplayacağı servet miktarında bir sınır yok mudur? Aristo’dan Aquinas’a dek düşünürler, mülkiyetin belirli bir noktanın ötesinde mutluluğa engel olacağını ileri sürmüştü.


Locke, öyle değil demektedir.Doğal bir durumda, ilkellerin doğanın bereketinden sadece sınırlı bir mülkiyet biriktirebildiğini itiraf eder. Bir ilkel, ham bilgisiyle tüketebileceğinden daha fazla mal edinmeye kalkışırsa, bunlar çürüyecek, toplumun diğer fertlerini kendileri için biriktirme şansından mahrum bırakacaktır.

Fakat, paranın bir değişim aracı olarak var olduğu bir ulusta, paranın asıl amacı bu olduğu için mülkiyetin sınırsızca toplanmasına izin verilebilir ki gerçekte bu doğaldır. Para çürümeyeceği için çok fazla biriktirmekte sıkıntı yoktur. Elbette bazıları diğerlerinden daha fazla mülk edinecektir, ama bu normaldir, çünkü dünya “çalışkanların ve akıllıların kullanımına verilmiştir”#1 .Aklını en iyi kullanan en fazla kârı elde edecektir.
 
Locke burada durmaz. Malların mülkiyeti (tabiattan çıkarılan değer) toplumdaki yegane hak değildir; aynı zamanda serveti çoğaltma görevi de vardır. Locke, bir çevreci için kâbus sayılabilecek şu cümleleri yazar:”Tümüyle tabiata bırakılan toprak…gerçekte de öyle olduğu için, israf adını alır”#2.

Locke'a göre, verimli olması için ona emeğimizi katmamızla tabiat değer kazanır:
 “Emeğiyle bir araziyi mülkiyetine geçiren kişi, insanlığın ortak hazinesini azaltmaz, bilakis arttırır.Zira insan hayatını sürdürmek amacına hizmet eden kaynaklardan bir dönümlük çevresi çitlenmiş ve işlenmiş topraktan elde edilen ürün…aynı zenginlikteki ancak sahip çıkılmamış bir dönüm topraktan elde edilebilecek üründen on kat fazladır. İşte bu sebeple, işlemek üzere kendisine toprak edinen kişi, işlediği 10 dönüm topraktan, tabiata terkedilmiş 100 dönüm toprağın bahşedebileceğinden çok daha fazlasını alır ve bu kişinin insanlığa 90 dönüm toprak bahşettiği söylense yeridir.”#3
 _______________________
 1-2# John Locke, ‘Second Treatise’, John Locke, Two Treatises of Government, ed.Peter Laslett (Cambridge Üniversitei Yayınları) s.315
 3 # Aynı eser s.312
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Dor - Kasım 06, 2012, 10:32:48 ös
ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması - Part # 10
 
Locke bireyin altın , gümüş gibi dayanıklı şeylerden canının istediği kadar çok edinmesi gerektiğini; zira mülkiyetinin sınırlarının aşırılığının, mallarının çokluğunda değil; onların içinde âtıl kalan şeylerin heba edilmesinde yattığını söyler.#1
 

Günümüzün, ekolojik hassaslığın farkında olan insanı Locke’u okuduğunda; onun dünya üzerindeki her nehire baraj kuruluncaya, her dağ petrol çıkarmak için enkaza dönüştürülünceye, her doğa harikası duvar ilanlarıyla örtülünceye kadar tatmin olmayacağını düşünecektir.
 
Locke o kadar katı bir üreticilik taraftarıdır ki, Amerikan kızılderililerini, servetlerini arttırmayı aptalca reddeden, dünyanın en zengin arazilerinden birisinde yaşayan bir avuç dolusu ilkel olarak lanetler.
 
“Orada büyük ve verimli bir toprağın kralı, İngiltere’de gündelikçi bir işçinin yediğinden daha kötüsünü yer, daha kötü giyinir, daha kötü koşullarda yaşar.”#2
 
Locke ile, çağdaş kadın ve erkeğin kaderi mühürlenmiştir. Aydınlanma döneminden itibaren kişi, üretim ve tüketimden ibaret bir basitliğe indirgenmektedir. İnsanların istekleri, ihtiyaçları, hayalleri… hep maddi-şahsi çıkar arayışıyla sınırlanmıştır.
 __________________________
 1-2# John Locke, ‘Second Treatise’, John Locke, Two Treatises of Government,ed. Peter Laslett (Cambridge Üniversitesi Yayınları,1967)
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: asimov - Kasım 06, 2012, 11:19:26 ös
Merhaba,

Ben bu konuya katkı yapacağımı söylemiştim. Ama konu aldı başını gitti. Sosyal Entropi oldu. Tıpkı Evrim Teorisinin Sosyal Darwinizm olması gibi. Sosyoloji konu olunca benim söyleyebileceğim fazla birşey yok. Yazdıklarına itiraz edeceğim noktalar çok ama karşısına fiziksel argümanlarla çıkacağım. Ama yazının içeriği buna izin vermiyor. Ben konuyu bilim tarihi, evrensel yasaların varlığı (var olabilme olasılığı) ve fizik temelli olarak tartışabileceğimizi düşünmüştüm.

Ben Sayın Dor'un yazdıklarını bu sitede buldum. Alıntıladığı yer burası mıdır bilemiyorum?
http://www.facebook.com/sosyoloji1?v=wall&filter=2 (http://www.facebook.com/sosyoloji1?v=wall&filter=2)

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: asimov - Kasım 07, 2012, 12:00:36 öö
Yazmayayım dedim ama dayanamadım. Biraz çalakalem oldu. Kaynaklarıma bakmadan bir çırpıda yazdım. Yanlışlıklar varsa özür dilerim.

Öncelikle Entropi ile ilgili okunabilecek bir ders notu:

http://www.durmushocaoglu.com/data/yazipdf/DHocaoglu_652__DERS_NOTU_FIZIK_Termodinamigin_IInci_Kanunu_ve_Entropi_Edisyon_2.pdf (http://www.durmushocaoglu.com/data/yazipdf/DHocaoglu_652__DERS_NOTU_FIZIK_Termodinamigin_IInci_Kanunu_ve_Entropi_Edisyon_2.pdf)

https://www.facebook.com/note.php?note_id=174768089247941 (https://www.facebook.com/note.php?note_id=174768089247941)


ENTROPİ: Geleceğin Dünya Paradigması adlı yazı dizisi için şu yorumları yapabilirim.

1-Yazıda  Entropi ile temel kavramlar yeterli olmasa bile doğrudur. Ancak entropi bundan çok daha fazlasıdır. Evren kapalı bi sistem ise ( ancak genişliyor) ısıl ölüm gerçekleşecektir yorumu doğrudur.

2- Entropi bölgesel düzeyde artmayabilir hatta azalabilir. Dünya üzerindeki ekonomik ve sosyal sistemler yazının konusu olmuş. Dünya açık bir sistemdir. Entropi yani düzensizlik ise kapalı sistemlerde geçerlidir. Dünya dışından örneğin başka gezegenlerden getirilebilecek madenlerin, örneğin altın vb. ekonomik sistemleri nasıl etkileyecektir. Yazı bu konuyu irdelemiyor. Bu durumda entropi azalır.

3- Evren genişlemektedir. (Big Bang teorisi). Ancak bu teoriye alternatif teoriler vardır. Plazma ve Hologram evrenler. Matematiksel olarak varlığı öne sürülen ancak gözlemlenemeyen "Kara Madde" evrendeki düzensizliği değiştirebilir. Ayrıca şu anda bilinen madde evrenin genişleme hızını yavaşlatmaya yetmemektedir. Kara maddenin bulunması ile birlikte evrenin tekrar kendi üzerine çökeceği (Big Crash) öngörülmektedir. Bu durumda entropi azalacaktır. Tıpkı ısıl ölümü gerçekleşmiş bir teneke kutunun sıkıştırılması gibi.

4- Evrensel yasalar diyoruz ancak evrenin her yerinde aynı yasaların geçerli olup olmadığını bilmiyoruz. Örnek olarak Karadeliklerin içinde Termodinamik Yasaların işleyişi henüz açıklanamamıştır. Hawking Radyasyonu  olarak tanımlanan bir görüşe göre Karadelikler büyük öğütücüler olarak görev yapmaktadır.

5- Stephen Hawking'in paralel evrenler kuramı da evrenin birçok kez yaratılıp yokedildiği bir sistemi öngörmektedir.

Saygılarımla.




Başlık: Ynt: ENTROPİ
Gönderen: Melina - Ocak 19, 2013, 12:33:41 öö
Benim ise Entropi, düzensizliğin temelidir diye aklımda kalmış.

Entropi azaltılmaz ve geriye dönmez.Bu nedenle zamana ve zamanı algılayışımıza benzetilir.Hatta düzensizliğin artışını bir çok şeye uyarlayabilirsiniz.Örneğin aşk bir gün bitecektir.

Düzen isteyenlerin karşısına entropi çıkacaktır.Yani sistemi her şeye uyarlamak mümkün.Sistem doğacak,yükselecek ve en sonunda yok olacaktır.

Aklımda kalanlar bunlar,eksik ve yanlış bilgi vermem olası.