Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Rennes-le-Château Olayları - 11 (Cinayet)  (Okunma sayısı 5064 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 22, 2010, 10:58:18 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


1890’lı yılların sonlarına doğru Bérenger Saunière, bol para harcayan, davetler verip konuklar ağırlayan, artık yüksek sosyeteden olmakla birlikte köyde yaşayan, gösteriş meraklısı bir mirasyedi gibi olmuştu. Rennes-la-Château’ya onu ziyaret etmek için pek çok hatırlı kimse geliyordu.

Köy için de çok şey yapmıştı doğrusu. Örneğin Rennes-la-Château ile Couiza arasındaki yolu parke taşıyla kaplattırıp, kış aylarında bile rahat geçit verecek bir hale getirtmişti. Onu çekemeyenlere göre, bu işi sırf onu ziyarete gelenler için yapmıştı. Yoksullara yardım etmekten de geri kalmıyordu ama bu hayır işleriyle kendi ayıbını örtmeye çalıştığını söyleyenler vardı.

Maddi bakımdan bir ara sıkıntıya düştü. Henri Boudet ile bozuşmuşlardı. İşte o sıralarda parasız kalıvermişti. Birkaç yıl küskün kaldılar. Barıştıklarında, yine para edindi.

Bu konuda şöyle bir yorum yapılır: “Demek ki para bir yerden geliyor, ya buna Henri Boudet aracılık ediyor ya ikisine birden ortaklaşa veriliyordu. Bu ikisi darılıp da ortaklık bozulunca, araları yeniden düzelene kadar paranın akışı da durdurulmuştu.”

Ancak bu arada Henri’nin yaşamında hiçbir değişiklik olmamıştı. Eğer dendiği gibi “ortaklık” diye bir şey varsa, belki Bérenger’e oranla daha içine kapanık bir adam olup gösterişi pek sevmediği, kim bilir belki de parasını gelecek için sakladığından değişmemişti.

Kimilerinin ileri sürdüğüne göre; Bérenger, Carcassonne Piskoposu Félix Arsène Billard’a, gelirinden hayli yüklü bir pay veriyordu. Ancak, anlaşıldığı kadarıyla piskopos bu paranın bir bölümünü kiliseye bağışlamıştı.

Piskopos, 1897 yılında bir gün Rennes-la-Château köyüne geldi. Bérenger ile uzun bir görüşme yaptı. Bu görüşmeye o gün Rennes-les-Bains’den gelen Henri Boudet de katıldı. Bundan kısa bir süre sonra da piskopos, Marsilya’da kendi hesabına bir kilise satın aldı.

Aynı üçlü, kilisenin yenileme ve dekorasyonu sona erdiğinde yine toplandı. Piskoposun ikinci ziyareti, kilisenin hizmete açılması için gibi gösterilmişti.

Kısa bir süre sonra, Coustassa köyünün yaşlı rahibi Antoine Gélis durup dururken evinde öldürüldü.

Otopsi raporuna göre; cinayet, gece yarısından az sonra işlenmişti. Oysa rahibin üstünde olağan tören giysisi vardı. Kan içinde kalmıştı. Katilin, onu önce dövdüğü, sonra öldürdüğü belirlendi. Fakat cinayet önceden planlanmışa da benzemiyordu. Rahibin orasına burasına evdeki şömine maşasıyla vurulmuş, sonra odun kırmakta kullandığı küçük baltası kafasına indirilmişti.

Rahibin niçin öldürüldüğü tam bir bilmeceydi. Jandarmaya göre, öldürülmesi parasını almak için olmasa gerekti. Evin birçok köşesinde, ayrı ayrı çekmecelere konmuş para bulundu. Başkaları da biraz arasa kolayca bulurdu. Üstelik hırsızlar neden bir rahibin parasını çalmaya kalksın ki?... Gerçi son zamanlarda rahibin sıkıntıya düşmüş kimselere hatırı sayılır tutarlarda borç verdiği biliniyordu. Demek ki çok parası vardı. Evde bulunmuş kadarını bile kendi geliriyle biriktirmiş olamazdı. Borç verdiği paraları nereden sağlamış olduğunu bilen yoktu. Acaba evdeki paranın büyük bölümü alınmış, birazı da göstermelik olarak bırakılmış olabilir miydi?

İçinde birçok dosya ve belge bulunan bir bavul karmakarışık edilmişti. Bilindiği kadarıyla Rahip Antoine Gélis hayli düzenli bir adamdı. Buna bakılınca, onu öldüren kişinin para değil, başka bir şey aramış olduğu kanısı doğuyordu. Fakat evde başka yerlerin de karıştırılmış olduğunu gösterir bir emare yoktu. Sadece bavul.

Anlaşılan, katil karıştıracağı yeri de biliyordu. Kim bilir, belki de aradığı şeyin orada olduğunu, ona Antoine Gélis söylemek zorunda kalmıştı.

Öldürüldükten sonra sırt üstü yere yatırılmıştı. Kolları göğsü üstünde çapraz biçime getirilmiş, takkesi de başına geçirilmişti.

Böyle yapılmış olması, aranan şeyin bulunmuş olduğunu mu gösterirdi, yoksa bunun özel bir anlamı mı vardı? Katil, «İşin bitti. Artık tabuta yatmaya hazırsın.» mı demek istemişti? Yoksa bu cinayet aslında kazara işlenmişti de, bu katilin kendince özür dilemesi miydi?

Cinayet soruşturması kolay kolay sona ermedi.

Antoine Gélis son zamanlarda kendi içine kapanmış, hiç kimseyi kabul etmez, görüşmez olmuştu. Onu sadece ara sıra ona yiyecek getiren yeğeni görüyordu. Dediğine göre; amcası son zamanlarda âdeta bir paranoyak gibi davranıyordu. Bir şeyden korkuyordu. Kapısını ve pencerelerin panjurlarını sıkıca kapatarak sürgülüyordu. Oysa eskiden kapısı hep açık dururdu.

Bulunan delil niteliğindeki tek nesne, yarısı kullanılmış bir sarma sigara kâğıdı paketiydi. Antoine Gélis sigara içmediğine göre, dışarıdan gelmişti. Çok kişinin kullandığı sıradan bir markaydı. Onu daha önceden ziyaret etmiş olan birisi de unutmuş olabilirdi. Paketteki kâğıtlardan birinin üzerinde, alelade bir kalemle “Viva Angelina” yazılıydı. Bunun rahibin ölümü ile ilgisi olup olmadığı düşünüldü; bir anlam çıkarılamadığı için bir sonuca varılamadı.

Bu işin içinde bir iş vardı ama ne olduğunu çözebilen çıkmadı.

Coustassa köylüleri, rahibe yazık olduğunu düşündü. Çünkü bu köydeki son günüydü. Ertesi gün emekliye ayrılacak, belki asıl bundan sonra yaşamın tadını çıkarmaya başlayacaktı. Niçin o tarihte öldürüldüğü de bilmece zincirinin bir başka halkasıydı. Öldürülüş tarzı, katilin rahibin evine rahatça girip onunla görüşmüş, tanıdık biri olduğunu gösteriyordu. Tanıdık ama kim?

Eldeki deliller, katili belirlemeye yetmedi. Rahibin yeğeni tutuklandı. Uzunca bir süre tutuklu kaldıktan sonra delil yetersizliğinden ötürü salıverildi.

Jandarma, yapacak başka bir şey bulamadığı için cinayet dosyasını kapatıp, “faili meçhul” suçların rafına kaldırdı.




Bu cinayet olayının sonrasını izleyecek yazıya bırakıyorum.

Ben burada güya bir tarihçe anlatacaktım ama iş içinde cinayet de olan bir macera romanına dönüştü. Aslında roman değil. Bu olaylar hep bir zincirin halkaları. Buna benzer başka olaylar da göreceğiz.



« Son Düzenleme: Aralık 23, 2011, 01:10:08 öö Gönderen: skullG »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 21, 2011, 04:16:23 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Üstat  sabırsızlıkla bekliyorum yazının devamını syg. ::)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Aralık 21, 2011, 07:11:22 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu 20 bölümlük bir yazı dizisi. Ben unutmuştum bile böyle bir şey yazmış olduğumu.

11. Bölüm sırada yerinde değil. 12. bölüm şöyle:

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,8861.0.html

Bundan sonrası 20. bölüme kadar (dahil) Milletle Tarihi bölümünde yer alıyor.

Moderatörler bu diziyi tek bir alt bölüme almış olsalar daha kolay bulunurdu belki.

Sevgiler.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 21, 2011, 11:53:34 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi



Aralık 22, 2011, 08:21:55 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Hayır efendim...

Arkası yarın değil 23 Şubat 2010'da....

O tarihten sonrakiler o tarihe göre arkası yarın olabilir.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
3936 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2019, 10:06:25 ös
Gönderen: ebedicirak
0 Yanıt
2872 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2010, 09:44:23 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2678 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 14, 2010, 11:23:44 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3770 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2010, 02:32:01 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2516 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2010, 08:15:18 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5936 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 19, 2010, 11:41:46 ös
Gönderen: AKTUĞ
0 Yanıt
4578 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2010, 09:41:13 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3128 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2010, 10:24:56 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2544 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2010, 09:09:17 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3384 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 11, 2019, 10:42:43 öö
Gönderen: Zennn