Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Alevilik ve Ezoterizm  (Okunma sayısı 49309 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 02, 2011, 12:03:22 öö
Yanıtla #10
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 229

Sayin Karan,

Bu guzel paylasim icin tesekkur ederim. Muhtemelen bahsettikleriniz arasinda bir bag vardir.

Ancak bu bag ne kadar gucludur ya da incedir onu daha iyi incelemekle anlayabiliriz sanirim. Benim icin bu tarz benzerlikler sasirtici degil, daha once de bahsettigim gibi ezoterik ogretilere dayali akimlarin bu tarz benzerlikler gostermesi cok dogal.

3 ve 33 sayilarini ve bunlarin temsil ettigi hiyerarsik duzeni, ezoterik anlami vs. bir cok farkli ezoterik ogretide bulmak mumkun. Hatta cok uzaga gitmeden Hristiyanlikta ve Islam'da bunlari gormek cok kolay. Tabii dogru kaynaklardan okursaniz...

Bunun gibi paylasimlarinizi kesmemeniz dilegiyle,

Saygilar ve esenlikler,
Laus Deo.
YY & Y


Temmuz 02, 2011, 01:51:34 öö
Yanıtla #11
  • Skoç Riti Masonu
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 241
  • Cinsiyet: Bay

Aleviliği araştırırken eski Mısır'dan başlanılmalı..Bazı eski bilgilere göre , zorla Müslümanlaştırılan Mısır'da, Osiris rahiplerinin hayatlarını kaybetmemek için kabul ettiği İslam dininin kendi anlayışları ile yeniden yorumlanmasıdır.. Bu inanış birkaç kitaba da konu olmuştur fakat farklı anlatımlar ve çelişkiler mevcuttur.

Saygılarımla


Temmuz 04, 2011, 11:45:50 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Aleviliği araştırırken eski Mısır'dan başlanılmalı..Bazı eski bilgilere göre , zorla Müslümanlaştırılan Mısır'da, Osiris rahiplerinin hayatlarını kaybetmemek için kabul ettiği İslam dininin kendi anlayışları ile yeniden yorumlanmasıdır.. Bu inanış birkaç kitaba da konu olmuştur fakat farklı anlatımlar ve çelişkiler mevcuttur.

Saygılarımla



Degerli Thot, Aleviligin eski Misirdan geldigi konusunda bence haksiz olmayabilirsiniz. Ama henuz bunun kesinligini kanitlayacak saglam delillerin olmadigi, yada ulasilamadigida bir gerçek. Ben bu konuyu "Chartres Katedrál 'inden Anadoluya Ezoterik / Batini Simgeler" adli bir arastirma yaparak birazda olsa aralamaya, anlamaya çalistim ve assagidaki (tartismalida olsa) verilere ulastim. Bu çalismayi paylasmakta fayda goruyorum;




Hepimiz 12 Imamlari taniriz. Aleviligin içinde 12 Imama vereilen degeri az çok biliriz. Peki neden 12 rakami? Neden 11 yada 13 degilde 12 oldu? Zamanla anlamaya basladim ki bu 12 rakami Siiligin 12 Imami ile yakindan uzaktan alakali olmayan ezoterik yapilanmanin urettigi bir olguydu.

 
Gezip gordugum bir çok katetralde 12 rakamiyla tamamlanmis sekiller, heykeller ile karsilastim. Pariste eski bir çok tarihi ibadet merkezlerinde, yapilarinda 12 Ayri çesmeler, heykeller, sekiller, semboller, burçlar, yildizlar hep dikkatimi çekti. Ornegin Isanin neden 12 Havarisi vardi? Yada Tapinak sovalyerlerinin neden 12 Sovalyesi vardi? Neden 12 Imam da tamamlanmisdi? NEden 12 hanedan vardi? Neden 12 Melek kultu? Neden 12 sovalye? Neden 12 Tanri? Peki bu 12 rakaminin insan ile alakasi neydi? Oyleya, biz Alevilik inanc felsefesinin insan uzerine kuruldugunu soyluyorsak, o halde 12 rakaminin degerinide anlamak zorundaydik. Neydi?
 

 Butun Gotik yapilar temellerini belirli ezoterik geromertik ve matematik hesaplardan alirlar. Bir gun simge arasdirmalarim sirasinda karsima Chartres Katedrali çikti. Bu katetral 11 ve 12. yylarda Gotik sitilde insa edilmis. Bu katetdaral yakindan incelenicek olunursa bir ezoterik banka oldugu kolayca anlasilacakdir. Katedrale islenmis butun sekiller, ve resimler ezoterik sayi sistemlerini isler.


Fransanin hemen hemen bir çok sehrine yayilmis olan bu tur katetrallerin kendilerini tanitan sadece kendilerine ait rozet yada simgeleri vardir. Bunlardan bir çogunun rozeti yada simgesi ise bizim Anadolu sembolleriyle karsilastirildiginda aralarinda inanilmaz bir benzeligin oldugu anlasilmaktadir. Neredeyse ayni semboller farkli kultur, etnik kimlik, sosyal ve ekonomik sartlar ile islenmistir. Her nekadar sart ve kosullarin farkliligina ragmen var olan sembollerin sadece bir ozun farkli yansimalari oldugu gun gibi açik ve nette olsa insanlarin bunu anlayabilmeleri sanildigi kadar basit ve kisa bir sureye sigacak gibi degil.

(Tercan Cixnis Koyu)
Yukaridaki bu mezar tasi fotografi Tercan'ın Çıxnıs (Yaylayolu) Köyü mezarlığında çekilmistir. Bu mezar tasi bir Aleviye aittir. Assagidaki ise Dersimde bulunan bir mezar tasidir. Yine bir Aleviye aittir.


(Dersim, Pir Mezari)

 

Mezar taslarinin uzerlerindeki sembollere iyice baktiktan sonra birde assagidaki katetrallere ait olan simgeleri inceleyin. Ikisi arasindaki benzerlik eminim sizleride sasirtacak

 
Rosette window in the cathedral of Chartres, northern part

 

Rosette window in the cathedral of Notre Dame in Paris, western part

 

Rosette window in the cathedral of Notre Dame in Paris, northern

 

Rosette window in the cathedral of León

 

Rosette window in the cathedral of Lausanne

 

Rosette window with yin yang, cathedral of Lyon

 

Rosette window with yin yang, cathedral of Thoulouse

 

Flame rose mandala in the cathedral of Amiens

 

Flame rose mandala in the cathedral of Beauvais

 
Butun bu semboller kendilerine ait olan katetrallerin adeta imzalaridir. Her bir Sembol bir Katetrali temsil eder. Temsili olarak kullanilip o katetralin imzasi niteligini tasiyan bu sembollerin salt kagit uzerinde birer sembol oldugunu dusunuyorsaniz yaniliyorsunuz. Bu semboller ayni zamanda kendilzeinz ait olan katetrallerin on duvarina inanilmaz bir ihtisam ile islenmis olarak bulunur. Simdi bunu ornekle,dirmek için yukarida verdigim sembollerin bazilarina ait olan katetralleri ve sembollerin katetraller uzerlerindeki islemelerine bakalim;




León Katetrali ve yukarida sembolu




Lausanne Katetrali ve yukarida sembolu






Chartres Katetrali ve yukarida sembolu


 

O halde tum bu sembollerin katetraller uzerine islenilmesi her katetralin kendisine ait bir sembolunun yada baska bir deyisle imzasinin oldugu anlamini çikariyor. Sayet her bir sembol sadece kendisine ait katetralin duvarlarina islenmis ve onu temsil ediyorsa o halde yukarida orneklerini verdigim Tercan ve Dersimde bulunan Mezar yapitlarinin uzerlerindeki sembollerde mezarlarin uzerlerine islenerek onlari temsil ettikleri için bir bakima o yapitlarin imzalari ve içlerinde sakladiklari sirlarinda muhru olabilir. Dersimde, Tercanda yada Anadolunun diyer yorelerinde bulunabilen bu tur mezar taslarinin uzerilerindeki semboller ile basta Fransa ve Avrypanin diyer sehirlerine yayilmis olan ihtisamli Katetrallerin uzerlerindeki semboller arasinda delilleri karanlik tarih içinde saklanmis gizli, esrarengiz ve karmasik bir bag olmalidir;





Eure-et-Loir'un başkenti Chartres, Paris'in 88 km güneybatısında. Bu Katetral Hiristiyanliktan çok once kutsanmis olan bir arazide bulunuyor. Hiristiyanlik oncesi bu donemde Ketlere ait pagan inançli bir tapinagin bulundugu biliniyor. Bazi fikirlere gore Chartres bu ski tapinagin uzerine kuruludur. Chatres'dan once bulunan bu tapinak Keltlere aittir ve bu tapinagin din adamlari ise Kelt halkinin din adamlari olan Druidler dir. Druidlerin ogretileride bir ezoterik ogretidir. Olumden sonra ruhun tekrar baska bir bedende dogduguna inanirlar.


18. yüzyılda katedralde tapılan, tahtadan bir İsa'ya hamile Meryem Ana figürü bulunuyordu. Bunun, putperest dönemlerden kaldığı soyleniyor. Keltlere ait bir ana tanrıça, sonradan Hıristiyanlaştırılmış olabilir. Keza bu sekilde Keltlerin Ana tanriça sembolleri Hiristiyanlik motifi içindede olsa yasam alani bulmus oluyordu. Bu figür, Fransız Devrimi sırasında yakılir. Tarih o kadar ilginçki bazan inanmak zor oluyor. Cunku belkide ilk defa duydugunuz bu Keltler bize okadarda yabanci ve uzak degiller aslinda. Aksine, hala bizimle yasiyorlar...

 
“İndo Avrupa kavimlerinden biri olan Keltler’in ilk izlerine M.Ö.600 sıralarında Güney Fransa’da rastlanmaktadır. Daha sonraları İsa’nın doğumundan önceki yüzyıllarda Keltler (Galatlar) bütün Avrupa’ya yayılmış ve bir bölümü Kuzey İtalya’da diğer bölümü Alp ve Pirene Dağları ile Ren Irmağı arasında kalan ve Belçika’ya değin uzanan bölge içinde oturmuşlardır. Keltler’e Hellenler Keltai ya da Keltoi, Romalılar ise Galli (tekil hali Gallus) derlerdi. M.Ö. 278/277 yılında üç büyük boy halinde Anadolu’ya akın edip sonraları Kızılırmak yayı içinde ve Ankara ile Pessinus yörelerinde oturan Keltler’i ise Hellenler Galatai (tekil hali Galates) adı ile anıyorlardı.” Druidlerin Pisagor felsefesinde etkilendigi uzerine bazi yazilar mevcut. Onlarin pisagor ile iliskilendirilmesindeki ana neden belkide tipki Pisagor gibi ruhun olumsuzlugune inanmalaridir. Druidlere gore ruh asla olmez ve bedenden bedene dolasir.


“Doğaüstü öğretilerine ek olarak ahlak sorunlarıyla da uğraşıyorlardı. Ve bu sebeple heskesten daha doğru olarak biliniyorlardı. Hem teker teker bireylerlerle ilgileniyorlar hem de toplumun iyiliği için çalışıyorlardı. Yasal olaylarda da karar verme gücüne sahiptiler. Bu suretle savaşların gidişini kontrol eden ve savaşa katılacak orduları denetleyen ve özellikle cinayet suçlarında karar veren kişiler olarak da biliniyorlardı. Bunlar çok sayıda olmaya devam ettikçe bir o kadar da toprağın göndereceğine inanıyorlardı. Ve onlarla birlikte diğerleri de ruhun ve evrenin, gelecekte bir zamanda su ve ateş herşeyi yenecek olduğu halde, ölümsüz olduğu fikrini savunuyorlardı.”Strabon



“ Druid adı verilen ve büyük saygı gören bazı filozoflar ve din adamları vardı…Adetlerine göre bu filozoflardan biri olmadıkça hiç bir kurban töreni yapılmazdı . Çünkü , sunularının tanrılara ancak tanrısal doğadan nasibini almış bu adamlar vasıtası ile ulaşacağına ve isteklerinin yine bu adamlar tarafından yapılması gerektiğine inanıyorlardı. Savaş söz konusu olduğunda da gerek düşmanları gerekse de kendi halkları onların ve şarkı söyleyen bardların sözünü dinliyorlardı. “Diodorus

“ Druidler Pythagoras’çı felsefenin ateşli savunucularıdır. Bunu onlara Pythagoras’ın müridi ve kölesi Zalmolxis öğretmiştir. Pythagoras’çı hesaplar ve büyü pratikleri sayesinde yaptıkları öngörülerle Keltler üzerinde büyük etki sahibi olmuşlardır.”Romalı Hippolyte

Keltlerin MO 2. ve 3. yylarda Anadoluya goç ettikleri dusunuldugunde bu donemlerde bu yorelerde yayginlamis olan ezoterik Pisagoryen inanca yonelmeleri belkide olasi bir dusunce. Burada onemli olan konu Chatres katetralinin bulundugu alanin kendisindende once yine bir ezoterik tapinak olarak kullanilmasidir. Keza, ezoterik inançli Druidlerin ardindan bu topraklarda yine ezoterik inançli olan Tapinak Sovalyeleri yine ezoterik bir tapinak olan katetrallerini insa etmislerdir. Druidlerin ise yasadiklari goçlerle bir kisminin Anadoluya yerlestigi, burada bulunan Pisagorgen ezoterik ogretiye baglandiklarak buranin halklarina karismis olmalari ve belkide burada bulunan Aleviler ve Pavlikanlar gibi ezoterik inançli halklara karismis olmalari olasi bir dusuncedir.

 

Konuya donecek olursak Batı yakasında göze çarpan kulelerin her ikisinin yüksekliği de 91 metrenin üzerinde. Daha alçak olan 1130'larda, daha yüksek ve detaylı işlenen ise 1513'te yapılmış. Altta, binanın batı cephesinde üç büyük kapı ve 12. yüzyıl heykeltıraşlığının zenginliğini ortaya koyan Görkemli İsa yer alıyor. Bir pencere, 'Son Karar'ı betimliyor. Kuzey ve güney girişleri 13. yüzyıl heykelleriyle donanmış. Katedral baştan aşağıya, 10 binden fazla taş ve cam figüre ev sahipliği yapıyor. Ozellikle, yaklaşık 2.044 metrekare büyüklüğünde olan vitray camla ünlü -Güneş ışığı vurduğunda en güzel halini alan bir mavisi vardir. Katetral hakkinda gotik mimari tarihinin gunumuze aktardigi bazi bilgiler inceenicek olunursa burayi insa edenlerin Templier'ler yani Tapinakçilar oldugu anlasilacaktir. Bu konu hakkinda Graham Hancock su bilgileri vermekte

 

"Tampliyelerin dinsel önderi St. Bernard, gotik mimarinin erken döneminde, bu stilin yaygınlaşması ve gelişmesinde yapıcı bir rol oynamıştır. 1134 yılında, Chartres Katedralinin kuzey kulesinin inşası sırasında St. Bernard gücünün doruklarındadır ve bu harika yapının inşasında, ama özellikle kuzey kulesinin yapımında kullanılan kutsal geometri ilkelerini sürekli olarak eserlerinde vurgulamıştır."

"Gotik mimari...1134 yılında Chartres Katedralinin kuzey kulesinin yapım çalışmalarıyla doğmuştur. Bu tarihten hemen önceki yıllarda, katedralin inşası için hazırlıkların sürdüğü dönemde, St. Bernard, Chartres paşpiskoposu Geoffroy ile özel bir dostluk geliştirmiş, inşaatın planlarına olağandışı bir ilgi göstermiş, yapı ustaları ile hemen hergün konuşmuştur."

 

"Tanrı nedir" diye sorulunca, St. Bernard'ın yanıtı "O boy, genişlik, yükseklik ve derinliktir" olmuştur. Tüm Chartres Katedrali, büyük bir dikkatle, derin dinsel gizemlerin bir anahtarı olarak, özellikle dizayn edilmiştir. Örnek olarak; mimarlar ve duvarcı ustaları, yapının birçok farklı yerinde, taşlar üzerine karanlık anlamlar taşıyan törensel sözleri kazırken "gematria" (alfabedeki harfler yerine sayıların kullanıldığı eski bir İbrani şifre sistemi) kullanmışlardır. Aynı şekilde, süslemeciler ve heykeltraşlar da, yarattıkları binlerce farklı bezeme ve figürlerde, insan doğası, geçmiş olaylar ve İncil'in anlamı hakkında karmaşık mesajları dikkatlice gizlemişlerdir. Bir diğer örnek, kuzey kapısı üzerinde yer alan bir sahnede, bir öküz arabasına yerleştirilmiş olan Ahit Sandığının bilinmeyen bir yöne doğru taşınması temsil edilmektedir. Silinmiş ve yıpranmış yazıtta "Hic Amicitur Archa Cederis" (Ahit Sandığı burada gizlidir) sözleri bulunmaktadır."

 

"1139 yılında, adaylığı St. Bernard tarafından heyecanla desteklenmiş olan, II Innocent papa seçilince, Tampliyelere benzeri hiç görülmemiş bir ayrıcalık tanıdı; kendi kiliselerini inşa etme hakkı. Bu ayrıcalığı Tampliyeler sonuna kadar kullanmasını bildiler ve genellikle, tıpkı Londra'daki Temple kilisesi gibi, yuvarlak formu olan ve Tampliyelerin mimari ustalıklarını vurgulayan güzel kiliseler inşa ettiler."

Graham Hancock,



 

 

Katedralin inşaatında 1 den 12 ye rakamların sembolizmasının irdelendiğini görüyoruz. 1 tevhidi, 2 ilk bölünmeyi, 3 Tanrı'yı, 4 de Evren'i ifade ediyor. 7 sayisi 3 ile 4'ün toplamı olarak Dünya'dan Gökyüzüne yapılan seyahati,8ise yeniden doğuşu, 12sayisi 3 ile 4'ün çarpımını simgeliyor. Chartres'ın mimari planı 3 'lü ve7 'li detaylarla doludur. Chartres,3 katlı yüksek tavanlı katedrallerin ilkidir. İçte ve dışta yükseklik başlıca niteliktir. Tüm dizayn dikey hatlarla ifade edilmektedir. Yan yana dikey hatlar ve çatıdaki oklar bu olağanüstü ağır taş yapıya gökyüzüne yükseliyormuş gibi bir görüntü vermektedir.

 

Masonik yapilara bir ornek olan bu katetdral simge bilimini kullanarak gizli bilgeligin en guzel orneklerinden biri olmustur. Katetdralde sekilli cam yapmalari, el isi tas yontmalari, geometrik yapi elementleri, geometrik beton islemeleri gibi teknikler ile bu ezoterik sekil, simge ve rakamlar islenmisdir. Assagida katetralden alinmis su cam islemeye bakin. Içinde sakladiklarinin ezoterik inançlardan alindigini gormek pekte zor degil,
Cam uzerine islenmis 12'yi simgeleyen sunumlar
 

1 den 12 ye degin olan rakamlarin sembolizmasi irdelenmisdir açikça bu tekniklerle. Katetralin yapi unsurlari ve kaynaklari hakkinda yapilan arasdirmalar su bilgileri veriyor;

 

1 Tevhid'i

2 Ilk bolunmeyi

3 Tanri'yi,

4 Evreni ifade ediyor.

7 3 ile 4'un toplami olarak Dunyadan gokyuzune yapilan yolcugu.

8 Yeniden dogusu

12, 3 ile 4 dun çarpimini simgeliyor.

 

Evet, burasi Gotik bir katetral. Ama bakin bu katetral duvarlarina islenen ezoterik inanç simgeleri ve bunlarin tasidigi rakamsal degelerler biz Anadolu Alevileri ile tavanda farkliliklar tasisada TABANDA ayni ve oz degerleri tasiyor.


Tanri-evren-insan (hak-muhammed-ali) uçlemesi Alevilerdede vardir.
3 lu teslisin sonucunda çikan 3 Tanrisal gucun yansimasisii, Uçun Biri, Birin uçu vermesi Aleviliktede vardir.
3 ler ile 4 lerin (ki bu dortler ates-toprak-su ve yeldir) toplami 7 yi verirki bu Alevilikteki 3ler ve 7lerin açilimidir.
7 insan ruhunun hakka yurumesi için geçirmesi gereken devre sayisidir.
Tanri evren insani ve 4 sutun halindeki anasir i erbayi gorebilmekteyiz.

Ezoterik inancin yeryuzunun yaratilisla var oluguna karsi çikisininin, bilimi oncu almasinin katetrallere "Simya" bilimi ile islenilmesini Alevilik sozlu gelenegindede gormekteyiz.  Tapinaklardaki "Ates-hava-su ve topraga" adanan semboller Alevilikteki "Anasir'i Erbaa'dir" dir. Tapinaklardaki teslisi betimleyen uçgen semboller Alevilikteki islam takiyyesi ile "Hak-Muhammed-Ali" seklini almis; "tanri-evren-insan'dir"



Ezoterik astroloji birçok sorumuzun cevabiyla onumuzde durmuyor mu?
Sayet sayilar, Insani ve dogayi birbirine baglayan kopru ise, bu kopru ayni sekilde doga araciligi ile evren ve gokyuzunu tanimaya baslayip bunlardan insan için inanç rituelleri dogurma yolundada sekillendirici olmaliydi. Cunku, inanilacak bu inanc, insanlarin evrende kesfettiklerinin butunu niteligindeyse bu butun ancak yine evrenin dili olan sayilarla islenebilirdi. Insanlarin yildizlari kullanarak saat, gun, hafta, ay, yil surelerini bulmalarindan daha fazlasida olmalidir.

Karan
« Son Düzenleme: Temmuz 05, 2011, 12:50:06 öö Gönderen: Karan »


Temmuz 05, 2011, 06:03:31 öö
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Ne alaka...


Alevlik,Ali'yisevelnere Türk toplumunda verilen ifadeden ibarettir.Hilafet kavgasında,Ali'yisevenler Horasan(Bu günmkü Afganistan)üzerinnden orta asyaya sürülmüiş,daha sonra Türkmenistan üzerinden hocA Ahmet Yesevi üzerinden yetitşirilen ulemalar Türklerin yaşadığı coğrafyaya dağıtılmıştır.Görüldüğü üzere İslam,zaten Anadoluya Türkmen ve yörük aşiretleri üzerinden alevilik olarak girmiş,daha sonra üzerine eklenen Şaman gelenekleriyle özgün bir hale dönüşmüştür.

Aksini savunanlar,malesef İslam ve Türk toplumunun tarihini bilmden arap asabiyesinin  emellerine hizmet etmekedirler.


Saygılar
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Temmuz 05, 2011, 11:41:06 öö
Yanıtla #14
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 159
  • Cinsiyet: Bay

Konu ile ilgili olarak Erdoğan Çınar'ın yazmış olduğu "Aleviliğin Gizli Tarihi" kitabını tavsiye ederim.
Farklı bir bakış açısı ile ele alınmış ve aleviliğin kökenlerini araştıran, etkileyeci bir kitap olduğunu söyleyebilirim.

Sayın Ceycet ile çoğu konuda paralel bakış açımız var ancak bu konuda sanıyorum farklı düşünüyoruz. Ben her kavramın, olgunun yanıtının sabit olmayacağını, insanın seyri-sulük serüveninde bunların farklı anlamlar ile farklı bakışlar yaratabileceğini ve her kavramın ve bilinen her bilginin ve/veya bilimin yanlışlanabilir olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla alevilik özelinde de bildiklerimizin de yanlışlanabilir olması çok doğaldır.

Erdoğan Çınar farklı bir yorum ile bana "acaba"yı sorgulatmış bir yazardır. Zaten hepimizin arayışı da kendimizi bilmek için geliştirmek değil midir? Sayın Ceycet'in, diğer forum üyelerinin (özellikle mason üyelerin) yorumlarını heyecan ile bekliyorum.

Saygı ile.
veritas lux mea.


Temmuz 05, 2011, 12:35:17 ös
Yanıtla #15
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


İşin doğrusunu belirtmek gerekeceke olursa; bu forum alanında "Alevilik ve Ezoterizm" başlığı benim pek de fazla ilgimi çekmemişti; çekmiyor da... Ezoterizm ilgimi çeker elbette; burada sorun olan Alevilik. Okurum. anlamaya çalışırım ama tartışmasına girişemem, bilmediğim için.

Böyle olunca bu başlığa iniçin bulaştım?

Şunun için: Alevilik ile olan bağlantılar bir yana dursun, Sayın Karan'ın Avrupa'daki katedrallerin bazılarıyla bağlantılı olmak üzere yapmış olduğu çalışma genelde mimarların ilgisini çekecek nitelikli olmasına, benim ise mimar olmayışıma karşın çok ilgimi çekti. Bu çalışmadan ötürü kendisini kutlamak isterim. Umarım bu çalışma bu kadar değil, çok daha geniştir.

Bu çalışmada rozet olarak adlandırılmış o düzenlemelerin mandalalar ile bağlantısı kurularak da yorumsal değerlendirmelerinin yapılabileceği görüşündeyim. Bu da benim uzmanlık alanım içinde değil ama bunların hermetik gelenek ile bağlantılı olmak üzere yorum ve değerlendirmelerinin yapılabileceğini de biliyorum.

Aleviliği bir yanra bırakarak Sayın Karan'ın  aktardıklarının kapsamında sözü edilen St. Bernard, dolayısıyla Tapınakçılar, bu arada değinilmemiş olan Benediktinler ve Sistersiyenler üzerinde durularak derinlere girilecek olursa bambaşka bir inceleme alanı ile karşı karşıya gelinir.

Bu uzun yazı aslında bu forumda böyle incelemeler yapmak için değil, sadece Sayın Karan'a teşekkür içindir.
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 05, 2011, 01:33:02 ös
Yanıtla #16
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 159
  • Cinsiyet: Bay

Rozetler ile ilgili olarak gül sembolizmasının üzerinde durulması gerekiyor. Zaten rozet kelimesi de rose kelimesinden üretilmemiş midir? Buradan belki "Gül ve Haç kardeşliği" ile ilgili de özellikle Sayın Adam'ın yazacağı ve konuda bağlaç olarak kullanılabilecek bilgilerin de var olabileceğini düşünüyorum.

Saygı ile.
veritas lux mea.


Temmuz 05, 2011, 03:24:56 ös
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Sayın Karan ve diğer forum üyeleri bu konuya çok önemli katkılar yapmışlar. Konu değişik bir bakış açısı ile değerlendirilmiş. Benim yorumum veya katkım başka bir açıdan olacak. Sayın Karan'ın katedral ve kiliselerin gül pencere figürleri ile ilgili olarak yaptığı araştırmalara ek olarak islami açıdan bu motiflerin benzerlerinin (gül formu veya rosette'lerden bahsediyorum) yine camii veya islam coğrafyasında bulunan diğer mimari eserlerde yer aldığını belirtmek olacak.

Daud Sutton'un "Islamıc Design" kitabında bulduğum bazı rosetta çizimlerini ve benzerlerini paylaşmak isterim. Bazıları gerçekten ilginç gelecektir.

Saygılarımla.

« Son Düzenleme: Temmuz 05, 2011, 03:27:05 ös Gönderen: Orion »


Temmuz 05, 2011, 03:57:35 ös
Yanıtla #18
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Kuşkusuz İslâm kültürü çerçevesinde böyle düzenlemeler, Hıristiyan kültürüne oranla çok daha zengindir. Bunun da nedenleri vardır ama ona burada girmek istemem; konu dışına gideriz.

Aslında şu yaptığımız bile konu başlığının dışına hayli taşmış durumda.

Fakat madem Sayın Orion  şu kitap kapağını getirmiş gözümüzün önüne, bunu antisemitist antimasonların, bir de böyle düzenlemeler üzerine olmadık kurgular yaratanların gözlerinin içine sokmak gerek.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 05, 2011, 04:02:40 ös
Yanıtla #19

Zamanında bir kitap okumuştum, Katharlar ile Alevilerin bağlantıları anlatılıyordu. Kitap yanımda mı bilmiyorum, akşam bakmam lazım tekrar. Bulursam daha detaylı birşeyler yazabilirim.

Sn. ceycet'in yazdıklarına büyük ölçüde katılmakla birlikte, bu kadar keskin çıkarımlar yapmak için yeterli bilgim olmadığını düşünüyorum. Benim şahsi görüşüm, Aleviliğin bir dini tercihten çok Türki tercih olduğu yönünde. Ama etkileşim var mıdır, etkilendiği yerler var mıdır, daha tarafsız kişilerin incelemelerini okumayı tercih ederim açıkçası. Tarafsızdan kastım "müslüman" olmayan... Çünkü Alevilerin incelemeleri de Sünnilerin incelemeleri de, hatta Şiilerin incelemeleri de katı, taraflı, ayırımcı... Bunu eleştirmek için söylemiyorum, konu din olunca bu durum kaçınılmaz. Doğal buluyorum, ama bilgi sahibi olabilmek için objektiflik arıyorum.

Bu arada Sn. Karan'a bu yazı alıntı ise nereden alıntı yapıldığını sormak istiyorum. Böyle detaylı bir araştırma ilgimi çekti gerçekten.

Tampliye bağlantısı sırasında referans verilen bir yazar var, Graham Hancock. Bildiğim kadarıyla bu alıntının yapıldığı kitabı "Sign and the Seal", ancak yine bildiğim kadar kitap henüz Türkçeye çevrilmedi. Ve yine yanlış bilmiyorsam bu kitap bir tür İndiana Jones hikayesi, kurgu bir kitap yani. Belki okumak gerekecek, bilemedim.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Temmuz 05, 2011, 04:40:59 ös Gönderen: Mustafa Kemal »
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Ezoterizm

Başlatan Kaan Ezoterizm

0 Yanıt
3971 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 28, 2008, 03:15:50 öö
Gönderen: Kaan
21 Yanıt
19183 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2019, 05:29:27 ös
Gönderen: vendor
0 Yanıt
3450 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2010, 12:33:05 ös
Gönderen: Halsond
16 Yanıt
19812 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 13, 2012, 08:37:06 öö
Gönderen: ceycet
3 Yanıt
8091 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2010, 10:42:13 öö
Gönderen: ceycet
4 Yanıt
10453 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 03, 2011, 02:35:13 öö
Gönderen: abezethibou
15 Yanıt
22122 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2012, 03:24:02 öö
Gönderen: Sifir
0 Yanıt
4898 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2011, 02:37:27 ös
Gönderen: Bireyci
0 Yanıt
3970 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2013, 01:34:43 öö
Gönderen: sad
4 Yanıt
3817 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 04, 2014, 09:23:23 öö
Gönderen: 38