Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Kabala, Kebala, Qabala, Cabala, Kabballah => Konuyu başlatan: MEDUSA - Şubat 12, 2015, 02:27:38 ös

Başlık: KABALA
Gönderen: MEDUSA - Şubat 12, 2015, 02:27:38 ös
KABALA NEDİR ?

Kabala, manevi dünyaya erişmenin bir yöntemidir.

Kabala bize manevi dünya hakkında bilgi verir ve onu çalışarak bizler başka bir anlayış geliştirebiliriz. Bu anlayışın yardımı vasıtasıyla üst dünyalar ile iletişim içinde olabiliriz.

Kabala, teorik bir çalışma olmayıp pratik bir çalışmadır. İnsan kendisini, kim olduğunu, neye benzediğini öğrenir. Kendini aşama aşama, adım adım değiştirmek için neye ihtiyacı olduğunu öğrenir. Araştırmasını kendi iç ben'i aracılığıyla yönetir. Bütün deneyleri kendisi üzerinde, kendisi içinde yürütür. Bu nedenledir ki Kabalaya 'Gizli Bilgelik' denir.

Kabala kelimesi, İbranice olan 'lekabel' yani 'almak' kelimesinden gelir. Kabala, eylemlerin nedenlerini 'alma arzusu' olarak tanımlar. Bu arzu, çeşitli türden hazların alınması ile alakalıdır.

Kabala, duyularımızı bilimsel olarak incelemek için geliştirilmiş olan bir sistemdir. Duygu ve arzularımızın hepsini alır ve her biri için, her bir fenomen için, her seviyedeki her bir anlayış ve duygu çeşidi için, tam bir bilimsel formül sağlar. Bu, zeka ile birleştirilmiş duyguları inceleme işidir. Kabala bilgeliği, antik ve kanıtlanmış bir yöntemdir. Kabala vasıtasıyla kişi, yüksek bir farkındalık edinir ve maneviyat kazanır.

Sıradan bir insan, Kabalistlerin yazılı eserlerini çalışırken, kendi içinde daha önceden gizli olan, saklı olan özü öğrenir. Bu çalışma vasıtasıyla sadece 6.hissi edindikten sonra, daha önceden açığa çıkarılmamış olan formu anlamaya ve hissetmeye başlar.

Kişi, Kabalistik materyallere maruz bırakıldığında, ilk başta neyi okuduğunu anlayamayabilir. Ama eğer anlamak isterse ve anlamak için de doğru biçimde bir çaba gösterirse, 'Or Makif' olarak adlandırılan ışığı, yani onu düzelten ve aşama aşama ona manevi realitesini gösteren ışığı ister ve çağırır.

Herkes 6.hisse, hala uyumakta olan bu manevi hisse sahiptir. Buna 'kalpteki nokta'  denir. 6.hisse ayrıca manevi Kap yani Kli de denir. Hiç Kabala çalışmamış olan sıradan bir insanın manevi dünyayı hissetmek için manevi Kli'si yeterince gelişmemiştir.

Kabala kitaplarını çalışma, kişiye ruhu ile bağlantıya geçme ve yavaş yavaş maneviyat için bir arzu hissetme olanağı verir. Bu sürece 'segula' ya da 'şifa' denir.

KABALİST KİMDİR ?

Kabalist, kanıtlanmış, zaman testinden geçmiş, kesin bir yöntemi kullanarak kendi doğasını inceleyen bir araştırmacıdır. Hepimizin yararlanabileceği aletlerle, duygusunu, zekasını ve kalbini kullanarak varlığının özünü inceler.

Kabalist, farklı bir öğrenme yönteminden yararlanarak, manevi his olan bir başka hissi, 6.hissi edinmede başarılı olmuştur. Kabalist, eş zamanlı olarak hem bu dünyadadır hem de üst dünyadadır. Kabalistler, bizi saran gerçek bilgiyi edinirler ve bu realiteyi hissederler. O nedenle de Kabalistler, bu bilgiyi çalışır, ona aşina olur ve onun hakkında bize bilgi verirler.

KABALA VE ZOHAR'IN TARİHİ

Hakkında bilgi sahibi olduğumuz ilk kişi Hz.İbrahim'dir. O, insan mevcudiyetinin harikalarını gördü, Yaradan'a sorular sordu ve üst dünyalar da ona gösterildi, bildirildi. Edindiği bilgiyi ve bu edinimde kullanılan yöntemi, gelen nesillere iletti.

Kabala, Hz.Musa'nın kitapları olarak bilinen kitapların yazılmasından sonra da gelişmeye devam etti. Kabala, 1. ve 2. Tapınak arasındaki dönemde (M.Ö. 586 - 515) zaten gruplar halinde çalışılıyordu. 2. Tapınağın yıkılmasını takiben (M.S. 70) ve şu anki nesle kadar, Kabala gelişiminde özellikle önem arz eden üç dönem vardır ve bu dönemlerde Kabala çalışması yöntemleriyle ilgili en önemli eserler verilmiştir.

Birinci dönem, 2.yüzyıl esnasında, Zohar Kitabının Kabalist Şimon Bar Yohay, diğer adı ile 'Raşbi' tarafından yazılmasıyla ortaya çıktı. Bu, yaklaşık M.S. 150 yılları esnasındadır. Kabalist Şimon, ünlü Kabalist Akiva'nın (M.S. 40 - M.S. 135) bir öğrencisi idi.

Kabalist Akiva ve onun birkaç takipçisi, Kabala öğretiminden dolayı kendilerine tehdit oluşturduklarını hisseden Romalılar tarafından eziyet edilip öldürüldü. Romalılar, Kabalist Akiva'nın derisini yüzdüler ve demir bir raspa(günümüzde atları temizlemek için kullanılan kaşağıya benzer) ile kemiklerini çıkardılar. Kabalist Akiva'nın 24.000 müridinin ölümünden sonra, Raşbi, Kabalist Akiva ve Kabalist Yehuda Ben Baba tarafından kendisine öğretildiği gibi gelecek nesillere Kabalayı öğretmesi için yetkilendirildi. Kabalist Şimon Bar Yohay ve öteki dört kişi, hayatta kalan yegane kişilerdi. Kabalist Akiva'nın esareti ve hapsedilmesinin ardından Raşbi, oğlu Elazar ile kaçtı. 13 yıl bir mağarada saklandılar.

Mağaradan, Kabala çalışması ve maneviyata erişme için kullanılan, kristalize olmuş bir yöntem ile çıktılar. Raşbi, insanın bu dünyada ulaşabileceği 125 seviyeye ulaştı. Zohar bize, Raşbi ve oğlunun 'Peygamber Eliyahu' olarak adlandırılan seviyeye eriştiğini söyler ki bu da onlara 125 seviyeyi öğretmek için Peygamberin kendisinin geldiği anlamına gelir.

Zohar, eşsiz bir biçimde yazılıdır, kısa hikayeler biçimindedir ve Aramice dilinde sunulmuştur. Aramice, miladın başlarında konuşulan bir dildir. Zohar, Aramicenin 'İbranicenin ters tarafı', 'İbranicenin gizli tarafı' olduğunu bize bildirmektedir. Bu kitabı Kabalist Şimon Bar Yohay'ın kendisi yazmamıştır. Bu bilgeliği ve düzenli bir şekilde ona erişme yöntemini, bu bilgeliğin muhteviyatını Kabalist Aba'ya dikte ederek iletmiştir. Kabalist Aba, Zohar'ı öyle bir biçimde yazmıştır ki sadece onu anlamaya layık olanlar onu anlayabilirler.

Zohar, insan gelişiminin 6.000 yıla bölündüğünü ve bu 6.000 yıllık zaman boyunca ruhların her bir nesilde sürekli bir gelişme sürecine maruz kaldığını anlatır. Sürecin sonunda, ruhlar, 'son ıslah' olan bir konuma yani maneviyatın ve bütünlüğün en üst seviyesine ulaşırlar.

Efsaneye göre, Zohar yazıtları, şu an İsrail sınırları içinde bulunan Sıfad adlı bölgenin yakınlarındaki bir mağarada gizli tutulmaktaydı. Birkaç yüzyıl sonra, bölgede yaşayan Araplar tarafından bulundu. Sıfad'dan bir Kabalist, bir gün pazardan biraz balık alır ve balığın paketlenmiş olduğu kağıdın paha biçilemez değeri karşısında hayrete düşer. Hemen Araplardan kağıdın kalan parçalarını satın almaya koyulur ve bu kağıtları bir kitap haline getirir.

Bu eserlerin çalışılması, bir küçük Kabalist grup tarafından gizlice yürütüldü. Bu kitabın ilk baskısı, 13.yüzyılda İspanya'da Kabalist Moşe de Leon tarafından gerçekleştirildi.

Kabala gelişiminin ikinci dönemi, bizim neslimizin Kabala öğretisi açısından çok önem arz etmektedir. Bu, Kabala çalışmasının iki yöntemi arasındaki geçişi oluşturan Kabalist İshak Luria, diğer adı ile 'Ari' dönemidir. Kabalanın saf dilinin ortaya çıkması, ilk kez Ari'nin yazılı eserlerindedir. Ari, Kabalanın kitleler tarafından serbestçe çalışılması döneminin başlangıcını ilan etmiştir. Ari, hala kullanımda olan temel Kabala çalışma sistemini miras olarak bıraktı.

Kabala gelişiminin üçüncü dönemi, Ari'nin doktrinlerine ilave bir yöntemin katılmasıyla yaşandı. Bu yöntem, Ari'nin öğretileri ve Zohar'ın Sulam'ı ile ilgili açıklamaların sahibi olan Baal HaSulam tarafından bu nesilde yazılmıştır. Onun yöntemi, özellikle de şimdiki nesillerin ruhlarına uygundur. Kabalist Yehuda Aşlag, Zohar'ın Sulam'ı ile ilgili açıklamalarından dolayı, 'Baal HaSulam' yani 'Merdivenin Sahibi' olarak bilinir, bizim neslimiz açısından kabul görmüş ruhani liderdir. Bu nesilde, Zohar ve Ari'nin yazılı eserleri hakkında tamamen kapsamlı ve güncellenmiş açıklamaları yazmış yegane kişidir.

KAYNAK : MICHAEL LAITMAN - KABALA'NIN GİZLİ BİLGELİĞİ
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: ARARAT - Şubat 27, 2015, 09:52:34 ös
Sayın Fay Frin  yazısı için çok teşekkür ederim,öncelikle Kabalayı öğrenmek için büyük bir azim ve sabır gerekt biliyorum ancak Kabalayı öğrenmek için ilk olarak ne yapılmalı,ne gibi bir yöntem izlenmelidir?
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: MEDUSA - Şubat 28, 2015, 02:16:51 ös
Sevgili ARARAT,

Yazımın sonunda belirttiğim kaynağı temin edebilirseniz eğer, o kitapta sayfa 70'ten başlayarak, Kabalayı açıklayan ve öğretmeye çalışan dersleri göreceksiniz. Bu nedenle öncelikle o kitabı temin etmekle işe başlayabilirsiniz. Ayrıca şimdi sizinle paylaşacağım şu siteye de bir göz atabilirsiniz :

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/yehuda-halevi-aslag/makaleler-yehuda-halevi-aslag/on-sefirotun-calisilmasina-giris/ (http://www.kabala.info.tr/kutuphane/yehuda-halevi-aslag/makaleler-yehuda-halevi-aslag/on-sefirotun-calisilmasina-giris/)

Saygılar

FAY FRIN
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: ARARAT - Şubat 28, 2015, 02:22:14 ös
Sayın Fay Frin  çok teşekkür ederim.
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: MEDUSA - Şubat 28, 2015, 02:24:03 ös
Rica ederim.

Sevgiyle kal.
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: Teo - Nisan 22, 2015, 09:59:15 ös
Sayın Fay Frin bu bilgi için çok teşekkür ederim. Konu hakkında birazcık bilgiliydim. Sizin aydınlatmanız çok iyi oldu. Çok teşekkür  ederim.

Saygılarla.
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: MEDUSA - Nisan 25, 2015, 12:32:42 ös
Rica ederim monsieur, elimde kaynaklarım varsa eğer bu kaynakların içerisindeki bilgileri elbette paylaşırım. Yeni katılımcısınız ve size verebileceğim tavsiye, vakit buldukça sitedeki tüm içerikleri okuyunuz çünkü buradaki her şey gerçek bilgidir. Çok okuyun, çok düşünün, az konuşun ve çok değil, 'kaliteli yazılar' paylaşın.

Sevgiyle kalınız...    FAY FRIN
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: Teo - Nisan 26, 2015, 04:30:05 ös
Sayın Fay Frin çok teşekkür ederim. çok doğru tavsiyede bulundunuz. Çok okuyun Çok bilgi edinin az konuşun. Benim hayatımdakı Felsefe de budur.

Burada sizin gibi deyerli insanlarla fikir paylaşımında bulunmak beni mutlu ediyor.

Saygılarla.
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: ali osman - Ekim 01, 2015, 01:53:14 ös
Fay Frin demişki
Alıntı
Hakkında bilgi sahibi olduğumuz ilk kişi Hz.İbrahim'dir. O, insan mevcudiyetinin harikalarını gördü, Yaradan'a sorular sordu ve üst dünyalar da ona gösterildi, bildirildi. Edindiği bilgiyi ve bu edinimde kullanılan yöntemi, gelen nesillere iletti.

Bir peygamber zaten üst dünyaları edinmemişmidir bulunduğu makam  dolayısıyla

Fay Frin demişki
Alıntı
Zohar'ın Sulam'ı ile ilgili açıklamalarından dolayı, 'Baal HaSulam' yani 'Merdivenin Sahibi'

ibranice bilmem fakat baal bilidiğiz demon iblisin adı değilmidir hasulam ise el manasına geliyordu sanırım
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: MEDUSA - Ekim 02, 2015, 12:26:53 öö
Sayın ali osman,

Öncelikle Forum'a yeni katılanlara şunu belirtmekte büyük fayda var. Bizler burada birbirimize soru sorarken veya cevap verirken 'sayın, sevgili, saygılar, sevgiler' gibi hitaplar kullanıyoruz.

İkincisi, Kabala ile ilgili bilgi paylaştığım kaynağın adını, yazımın sonunda belirttim. Yani kitabın yazarı ve çevirmeni ben değilim, bu nedenle de 'Fay Frin demiş ki' demeniz pek doğru değil.

Ben kitapta anlatılanları paylaştım ve kaynak isteyenlere de kaynak tavsiye ettim ama bilgimin sınırları dahilinde.

Soru sorulmasını gerçekten çok severim ancak düşünerek sorulmuş soruları severim. Sizin sormaya çalıştıklarınız ise paragrafın içerisinden cümle çekmek olmuş biraz. Dillerde bir kelime, birden fazla anlama gelebilir. İnternetten edindiğim bilgiye göre baal kelimesi 'sahip, koca, kral, tanrı, efendi' gibi anlamlara geliyor ki zaten Baal HaSulam da Kabala ilminde Merdivenin Sahibi anlamında kullanılmış. Baal kelimesi sizin belirttiğiniz anlamda kullanılmışsa, bu sadece o anlama geldiği anlamına gelmez demek isiyorum. 

Kabala ile ilgili herhangi bir soru sormamışsınız, Kabala konu başlığında lütfen Kabala dışında soru sormayınız.

Saygılarımla...  Fay Frin
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: ruzber - Ekim 02, 2015, 05:59:48 öö
Insanin kendi ic yolculugunda kendini tanıması... duyguların en güzeli olsa gerek. Yazdıgınız kitapta buna değindiniz mi?
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: ali osman - Ekim 02, 2015, 05:01:08 ös
Sayın Fay Frin kullandığım yanlış usluptan ötürü özür dilerim eksikliklerimi elbette düzeltmeye çalışırım zaten sorularımda sıze karşı bir eleştiri yoktu yazarı bazı kitaplarını alıp okumuşluğum vardır kaldıki benim takdir edemiyeceğim kadar bilgi sahibi bir insan olduğuna inanıyorum fakat makalede yazılanlar tartışılabilirmi açısından yaklaşmak istemiştım
                                                                                          Saygılarımla
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: MEDUSA - Ekim 02, 2015, 10:04:03 ös
Elbette tartışılabilir, neden tartışılmasın ki. Hem Forum'un amaçlarından biri de bu değil mi zaten ? Kabala ile ilgili soru yöneltilmiş olsaydı, bilgimiz dahilinde tartışırdık. Lütfen bol bol okuyun, yazın, tartışın, eleştirin. Bunlar çok güzel şeyler ama konunun ana fikriyle ilgili tartışsak daha da güzel olur.    Saygılarımla...  FAY FRIN

Sevgili ruzber'in sorusuna gelecek olursak, sanırım cevabını öğrenmek için birazcık daha beklemesi gerekecek. Ama duyguların en güzeli şüphesiz sizin dediğiniz, katılıyorum.  :)
Başlık: Ynt: KABALA
Gönderen: Oguzy70 - Ocak 20, 2022, 05:40:08 ös
KABALA NEDİR ?

Kabala, manevi dünyaya erişmenin bir yöntemidir.

Kabala bize manevi dünya hakkında bilgi verir ve onu çalışarak bizler başka bir anlayış geliştirebiliriz. Bu anlayışın yardımı vasıtasıyla üst dünyalar ile iletişim içinde olabiliriz.

Kabala, teorik bir çalışma olmayıp pratik bir çalışmadır. İnsan kendisini, kim olduğunu, neye benzediğini öğrenir. Kendini aşama aşama, adım adım değiştirmek için neye ihtiyacı olduğunu öğrenir. Araştırmasını kendi iç ben'i aracılığıyla yönetir. Bütün deneyleri kendisi üzerinde, kendisi içinde yürütür. Bu nedenledir ki Kabalaya 'Gizli Bilgelik' denir.

Kabala kelimesi, İbranice olan 'lekabel' yani 'almak' kelimesinden gelir. Kabala, eylemlerin nedenlerini 'alma arzusu' olarak tanımlar. Bu arzu, çeşitli türden hazların alınması ile alakalıdır.

Kabala, duyularımızı bilimsel olarak incelemek için geliştirilmiş olan bir sistemdir. Duygu ve arzularımızın hepsini alır ve her biri için, her bir fenomen için, her seviyedeki her bir anlayış ve duygu çeşidi için, tam bir bilimsel formül sağlar. Bu, zeka ile birleştirilmiş duyguları inceleme işidir. Kabala bilgeliği, antik ve kanıtlanmış bir yöntemdir. Kabala vasıtasıyla kişi, yüksek bir farkındalık edinir ve maneviyat kazanır.

Sıradan bir insan, Kabalistlerin yazılı eserlerini çalışırken, kendi içinde daha önceden gizli olan, saklı olan özü öğrenir. Bu çalışma vasıtasıyla sadece 6.hissi edindikten sonra, daha önceden açığa çıkarılmamış olan formu anlamaya ve hissetmeye başlar.

Kişi, Kabalistik materyallere maruz bırakıldığında, ilk başta neyi okuduğunu anlayamayabilir. Ama eğer anlamak isterse ve anlamak için de doğru biçimde bir çaba gösterirse, 'Or Makif' olarak adlandırılan ışığı, yani onu düzelten ve aşama aşama ona manevi realitesini gösteren ışığı ister ve çağırır.

Herkes 6.hisse, hala uyumakta olan bu manevi hisse sahiptir. Buna 'kalpteki nokta'  denir. 6.hisse ayrıca manevi Kap yani Kli de denir. Hiç Kabala çalışmamış olan sıradan bir insanın manevi dünyayı hissetmek için manevi Kli'si yeterince gelişmemiştir.

Kabala kitaplarını çalışma, kişiye ruhu ile bağlantıya geçme ve yavaş yavaş maneviyat için bir arzu hissetme olanağı verir. Bu sürece 'segula' ya da 'şifa' denir.

KABALİST KİMDİR ?

Kabalist, kanıtlanmış, zaman testinden geçmiş, kesin bir yöntemi kullanarak kendi doğasını inceleyen bir araştırmacıdır. Hepimizin yararlanabileceği aletlerle, duygusunu, zekasını ve kalbini kullanarak varlığının özünü inceler.

Kabalist, farklı bir öğrenme yönteminden yararlanarak, manevi his olan bir başka hissi, 6.hissi edinmede başarılı olmuştur. Kabalist, eş zamanlı olarak hem bu dünyadadır hem de üst dünyadadır. Kabalistler, bizi saran gerçek bilgiyi edinirler ve bu realiteyi hissederler. O nedenle de Kabalistler, bu bilgiyi çalışır, ona aşina olur ve onun hakkında bize bilgi verirler.

KABALA VE ZOHAR'IN TARİHİ

Hakkında bilgi sahibi olduğumuz ilk kişi Hz.İbrahim'dir. O, insan mevcudiyetinin harikalarını gördü, Yaradan'a sorular sordu ve üst dünyalar da ona gösterildi, bildirildi. Edindiği bilgiyi ve bu edinimde kullanılan yöntemi, gelen nesillere iletti.

Kabala, Hz.Musa'nın kitapları olarak bilinen kitapların yazılmasından sonra da gelişmeye devam etti. Kabala, 1. ve 2. Tapınak arasındaki dönemde (M.Ö. 586 - 515) zaten gruplar halinde çalışılıyordu. 2. Tapınağın yıkılmasını takiben (M.S. 70) ve şu anki nesle kadar, Kabala gelişiminde özellikle önem arz eden üç dönem vardır ve bu dönemlerde Kabala çalışması yöntemleriyle ilgili en önemli eserler verilmiştir.

Birinci dönem, 2.yüzyıl esnasında, Zohar Kitabının Kabalist Şimon Bar Yohay, diğer adı ile 'Raşbi' tarafından yazılmasıyla ortaya çıktı. Bu, yaklaşık M.S. 150 yılları esnasındadır. Kabalist Şimon, ünlü Kabalist Akiva'nın (M.S. 40 - M.S. 135) bir öğrencisi idi.

Kabalist Akiva ve onun birkaç takipçisi, Kabala öğretiminden dolayı kendilerine tehdit oluşturduklarını hisseden Romalılar tarafından eziyet edilip öldürüldü. Romalılar, Kabalist Akiva'nın derisini yüzdüler ve demir bir raspa(günümüzde atları temizlemek için kullanılan kaşağıya benzer) ile kemiklerini çıkardılar. Kabalist Akiva'nın 24.000 müridinin ölümünden sonra, Raşbi, Kabalist Akiva ve Kabalist Yehuda Ben Baba tarafından kendisine öğretildiği gibi gelecek nesillere Kabalayı öğretmesi için yetkilendirildi. Kabalist Şimon Bar Yohay ve öteki dört kişi, hayatta kalan yegane kişilerdi. Kabalist Akiva'nın esareti ve hapsedilmesinin ardından Raşbi, oğlu Elazar ile kaçtı. 13 yıl bir mağarada saklandılar.

Mağaradan, Kabala çalışması ve maneviyata erişme için kullanılan, kristalize olmuş bir yöntem ile çıktılar. Raşbi, insanın bu dünyada ulaşabileceği 125 seviyeye ulaştı. Zohar bize, Raşbi ve oğlunun 'Peygamber Eliyahu' olarak adlandırılan seviyeye eriştiğini söyler ki bu da onlara 125 seviyeyi öğretmek için Peygamberin kendisinin geldiği anlamına gelir.

Zohar, eşsiz bir biçimde yazılıdır, kısa hikayeler biçimindedir ve Aramice dilinde sunulmuştur. Aramice, miladın başlarında konuşulan bir dildir. Zohar, Aramicenin 'İbranicenin ters tarafı', 'İbranicenin gizli tarafı' olduğunu bize bildirmektedir. Bu kitabı Kabalist Şimon Bar Yohay'ın kendisi yazmamıştır. Bu bilgeliği ve düzenli bir şekilde ona erişme yöntemini, bu bilgeliğin muhteviyatını Kabalist Aba'ya dikte ederek iletmiştir. Kabalist Aba, Zohar'ı öyle bir biçimde yazmıştır ki sadece onu anlamaya layık olanlar onu anlayabilirler.

Zohar, insan gelişiminin 6.000 yıla bölündüğünü ve bu 6.000 yıllık zaman boyunca ruhların her bir nesilde sürekli bir gelişme sürecine maruz kaldığını anlatır. Sürecin sonunda, ruhlar, 'son ıslah' olan bir konuma yani maneviyatın ve bütünlüğün en üst seviyesine ulaşırlar.

Efsaneye göre, Zohar yazıtları, şu an İsrail sınırları içinde bulunan Sıfad adlı bölgenin yakınlarındaki bir mağarada gizli tutulmaktaydı. Birkaç yüzyıl sonra, bölgede yaşayan Araplar tarafından bulundu. Sıfad'dan bir Kabalist, bir gün pazardan biraz balık alır ve balığın paketlenmiş olduğu kağıdın paha biçilemez değeri karşısında hayrete düşer. Hemen Araplardan kağıdın kalan parçalarını satın almaya koyulur ve bu kağıtları bir kitap haline getirir.

Bu eserlerin çalışılması, bir küçük Kabalist grup tarafından gizlice yürütüldü. Bu kitabın ilk baskısı, 13.yüzyılda İspanya'da Kabalist Moşe de Leon tarafından gerçekleştirildi.

Kabala gelişiminin ikinci dönemi, bizim neslimizin Kabala öğretisi açısından çok önem arz etmektedir. Bu, Kabala çalışmasının iki yöntemi arasındaki geçişi oluşturan Kabalist İshak Luria, diğer adı ile 'Ari' dönemidir. Kabalanın saf dilinin ortaya çıkması, ilk kez Ari'nin yazılı eserlerindedir. Ari, Kabalanın kitleler tarafından serbestçe çalışılması döneminin başlangıcını ilan etmiştir. Ari, hala kullanımda olan temel Kabala çalışma sistemini miras olarak bıraktı.

Kabala gelişiminin üçüncü dönemi, Ari'nin doktrinlerine ilave bir yöntemin katılmasıyla yaşandı. Bu yöntem, Ari'nin öğretileri ve Zohar'ın Sulam'ı ile ilgili açıklamaların sahibi olan Baal HaSulam tarafından bu nesilde yazılmıştır. Onun yöntemi, özellikle de şimdiki nesillerin ruhlarına uygundur. Kabalist Yehuda Aşlag, Zohar'ın Sulam'ı ile ilgili açıklamalarından dolayı, 'Baal HaSulam' yani 'Merdivenin Sahibi' olarak bilinir, bizim neslimiz açısından kabul görmüş ruhani liderdir. Bu nesilde, Zohar ve Ari'nin yazılı eserleri hakkında tamamen kapsamlı ve güncellenmiş açıklamaları yazmış yegane kişidir.

KAYNAK : MICHAEL LAITMAN - KABALA'NIN GİZLİ BİLGELİĞİ

Tebrikler harika bir paylaşım olmuş...