(http://i.hizliresim.com/zVnXbD.png)
(http://www.irad.org/Admin/photos/haberbuyuk/634949773226177500.jpg)
Manevi süslenmeyi savunanlar; kin, hiddet ve öç alma yerine barış e hoş görüyü ele olmakta ve bu sayede adalet ve barışa ulaşmanın mümkün olduğuna inanmaktadırlar.
Hz. Muhammod; «Seni yoksun edene ver, sana kötülük edeni bağışla, sana gelmeyene git.» demiştir.
Hz. Ali; «Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz, fakat vatanınıza ve milletinize fenalık eden bir kimseyi asla affetmeyiniz.» demiştir.
Hz. İsa; «Kötüye karşı koma, eğer biri seninle mahkemeye gidip senin gömleğini almak isterse, ona abanı da bırak. Senden dileyene ver, senden ödünç isteyenden yüz çevirme.», «İnsanlara suçlarını bağışlarsanız, semavî «babanız da size bağışlar.», «İnsanların size her ne yapmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle yapın.» demiştir.
Mevlâna;
«Şefkat ve acımada güneş,
İnsanların kusurlarını görmede gece,
Yardım ve cömertlikte akarsu,
Öfke ve sinirlilikte ölü,
Alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Ya Olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.»
«Alçakların huyu budur; sen ona iyilik edersen o sana kötülük yapar. Hayır sahibi insana iyilik yaptığın zaman senin birine o yediyüz verir.», «Sana yapılanlara karşı deniz gibi ol; denize nekadar taş atarlarsa dibe çöker. Yıllar nice taşları kum, nice kumları da inci yapar. Öfkesini yenen de hikmet denizinde gerçeklik incisi bulur.» demiştir.
Devamı Gelecektir
Kaynak: Mimar Sinan Dergisi / Sayı 71 / Ziya FIÇICIOĞLU