Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: S A V U N M A !...  (Okunma sayısı 2048 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 20, 2010, 12:11:04 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Benliğimizi tehdit eden her hangi bir durum veya kişi karşısında sıklıkla kullandığımız savunmalarımız vardır. Bu savunmalar bizi dış dünyaya karşı korurlar ya da biz öyle sanırız. Hepimiz şu veya bu nedenle az veya çok bu savunma sistemlerinden faydalanırız. Ancak çoğumuz bu sistemlerin kullanımında aşırıya kaçarak onlara bağımlılık geliştirir, onlara tutsak olur ve günlük ilişkilerimizde kendimizi hep bir sis içinde sunarız. Hatta çoğu zaman bunun farkında bile olmayız. Aynı uyuşturucu bağımlılığı gibi onlarsız yapamayız ve alışkanlık haline gelirler.

En sık kullandığımız savunmalarımız, yok sayma, bastırma, entelektüelleştirme, yansıtma, ve yer değiştirmedir. Olayları oldukları gibi görmek ve kabul etmek istemediğimiz zaman, kendimiz ve başkaları için hemen sahte görünümler yaratmamıza neden olurlar. Ve bu savunmalarımızı da genelde hem kendimizin hem de sevdiklerimizin kusurları ile yüzleşmek istemediğimiz zaman kullanırız. Yani aynadaki yansımamızı görmek istemediğimiz zamanlar kılıflarımız hazırdır! Çünkü kendimizle yüzleşmek hem acıtıcı hem de reddedici bir tepkiye neden olabilir.

Hoşumuza gitmeyen bir olayı veya tepkiyi yok sayarız, kendimizde fark ettiğimiz ancak kabul etmek istemediğimiz bir duyguyu ve düşünceyi diğerine mal ederiz veya ondan bize yöneltiliyormuş gibi algılarız.  Grup terapilerinde bireyin yansıtmaları yani diğerleriyle ilgili eleştiri, beklenti ve hayal kırıklıkları  kendi  kişilik özellikleri ile ilgili bilgi verebilir bize. “beni aldatıyorsun” diye sizi suçlayan biri kendisi aldatıyor olabilir. Bazen de duygularımız yer değiştirir  ve  birine karşı hissettiğimiz yoğun öfkeyi ona ifade edemeyeceğimizden bunu aşırı sevgi gösterileri ile sunabiliriz.

Bilincinde olmadan kullandığımız bu savunmalardan kurtulmamız mümkün müdür? Tabiî ki!

Bir insan olduğumuzu ve hata yapabileceğimizi kabullenmek, davranışlarımızın sorumluluğunu alabilmek, zaaflarımızı itiraf etmek belkide savunmalarımızı bırakmamızı sağlayacaktır. Hatalarımızı kabul etmek bir zayıflık değil aksine kendimizle yüzleşebilmenin önemli bir göstergesidir. Hatalarını kabul eden kişiler kendilerinden sorumlu kişilerdir. Mutsuzluklarımızın sorumlusu olarak sürekli diğerlerini suçlamak ve “onların yüzünden bu hale geldim”, “hayat harcadı beni” demek bizi bir yere götürmez. Aksine kendimizi yok saydığımızı ve savunmalarımızla ne kadar örtüştüğümüzü gösterir. Tabii ki, birçok sorunumuz diğerlerinin katkılarıyla oluşmuştur ancak bu sorunların oluşumunda bizim katkımız diğerinden daha fazladır. Karşımızdakini suçlarken elimizin aldığı konuma bir bakalım, başparmağımızı diğerini suçlamak için sallarken avuç içindeki serçe, yüzük ve orta parmak bize dönüktür.

Kendimizi olduğumuzdan farklı tanıtmaktansa olduğumuz gibi olmak, yalan söylemektense gerçekle yüzleşmek buna alışık olmayanlar için zor ve sancılı olabilir. Çünkü olduğumuz gibi görünürsek sevilmeyeceğimizi, doğruyu söylersek istenmeyeceğimizi öğrendik. Bu nedenledir ki; ilişkilerde en çok istenmeyen ama en çok söylenen şeydir yalan.  En çok istenen ama en az bulunandır dürüstlük!

Çünkü sürekli savunma içinde olmayı kendimiz olmaya, sürekli yalan söylemeyi de doğruyu söylemeye tercih ediyoruz. Bunları kabul ettiğimiz an değişme için çabalayacak, daha az maske kullanacak ve daha çok kendimiz olacağız!


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...