Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: degas - Mart 04, 2009, 12:25:21 ös

Başlık: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: degas - Mart 04, 2009, 12:25:21 ös
Dini kurallara uymada gözlenen azalma, toplumsal zeka seviyesinin yükselmesiyle doğrudan bağlantılı mı?

İngilizlerin saygın yayın organı Telegraph gazetesinin web sayfasında yayına giren haber geniş bir tepki yaratmış görünüyor.

Habere göre, Ulster Üniversitesi kıdemli Psikoloji Profesörü Richard Lynn, entellektüel elit arasında yer alan kişiler arasında ateist olanların sayısının genel toplum ortalamasından daha yüksek olduğunu söyledi

Profesörün tezine göre, geçtiğimiz asırda dini kurallara uyulmada gözlenen azalma, toplumsal zeka seviyesinin giderek yükselmesiyle doğrudan bağlantılı. 21.Yüzyıl'ın şu döneminde hem Doğu'da hem Batı'da gözlenen dini uyanış ise, bu sürecin geriye doğru işlediğini gösteriyor.

Akademik 'Intelligence' dergisinde yayınlanan makalede varılan sonuçlar bazı eleştirmenlerce 'aşırı basitleştirilmiş genellemeler' olarak yorumlandı.

Daha önce yaptığı araştırmalarda zeka konusunu ırk ve cinsiyet gibi değişkenlere bağlayarak aradaki ilişkileri açıklamaya yönelik araştırmalar yürütmüş ve bu tarz 'dobra' çalışmalarıyla tepki toplamış olan Profesör Lynn, üniversite öğretim üyeleri arasında Tanrı'ya inananların genel toplum ortalamasından çok daha düşük olduğunun altını çiziyor.

Kraliyet Akademisi tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada; İngiliz üniversitelerindeki öğretim üyelerinin yalnızca % 3.3'ü Tanrı'ya inanırken , İngiliz toplumunda Tanrıya inanan insanların oranı %68,5 olarak tespit edilmişti.

1990'larda ABD'de yürütülen benzer bir çalışmada Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyeleri arasında Tanrı'ya inananların oranı %9 olarak bulunmuştu ki dindarlığıyla ünlü Amerikan toplumu geneliyle kıyaslandığında çok düşük bir oran bu.

İngiliz bilim adamı Richard Dawkins'in geçtiğimiz dönemde yazdığı ve Türkçe'ye de çevrilen God Delusion (Tanrı Yanılgısı) adlı kitapta da akademisyenler ve sanatçılar arasında dinsel inançların toplumun geri kalanına oranla çok daha düşük hatta yok denecek kadar az olduğu vurgulanmaktaydı.

Pek çok ilkokul çocuğunun Tanrıya inandığını ancak ilerleyen yıllarda -zeka seviyeleri yükseldikçe- çocukların zihinlerinde şüpheler oluştuğunu belirten Profesöy Lynn, Times Higher Education dergisine verdiği demeçte "Niçin toplumun geri kalanına kıyasla daha az akademisyen Tanrı'ya inanıyor? Sanırım bu sadece IQ meselesi. Akademisyenlerin ortalama IQ düzeyleri toplumun genel ortalamasından yüksektir. Genel halk kitleleri üzerinde Gallup'un yaptığı çeşitli kamuoyu araştırmalarında yüksek IQ'ya sahip insanların Tanrı'ya inançlarının daha az olduğu zaten saptanmıştı." demişti.

20.Yüzyıl boyunca 137 gelişmiş ülkede insanların daha iyi beslenme sonucu nesilden nesile daha yüksek IQ düzeylerine ulaştığı ve bu nedenle dini inançların inişe geçtiğini söyleyen Profesör Lynn'e itiraz eden ilahiyatçılar ise "zeka konusunun bu tarz bir araştırmaya konu edilmesinin toplumsal anlamda tehlikeler içerdiğine" dikkat çekiyorlar.
LINK
Zekamız giderek geriliyor!
Fazla zeka sağlığa zararlı mı?

PROFESÖR RICHARD LYNN KİMDİR?

1930 doğumlu İngiliz Psikoloji Profesörü Richard Lynn, Cambridge Üniversitesi mezunu olup 'Emeritus' ünvanına sahip bir profesör. Yani aslen emekli olmasına rağmen olağanüstü yüksek akademik başarıları nedeniyle hala saygın bir üniversite kürsüsü sahibi.

Cinsiyet ve din gibi faktörlerin zeka üzerindeki etkilerini araştırdığı çalışmalarıyla bir takım tepkilerin hedefi olan Profesör, 50 yılı aşkın bilimsel kariyerinde şu ana kadar 11 kitap ve 200'ün üzerinde bilimsel makale yayınladı.

Profesörün akademik çalışmalarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler http://www.rlynn.co.uk adresindeki web sitesinde akademisyenlerin ve araştırmacıların ilgisine sunulmuş

http://www.guncel.net/gundem/yasam/2009/03/03/zeki-insanlarin-tanri-inanci-daha-dusuk.htm
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: çiftkatlı - Mart 04, 2009, 01:04:40 ös
  İnsan bilime eğilim gösterdikçe yargılama sorgulama olgusuda fazlasıyla gelişmekte ve bu sorgu zamanla ayrım göstermeksizin ilahi konularada değinmekte ve yargılayan sorgulayan insan dinide eleştirmeye başlıyor bu da bazı kesimlerde inancın azalmasına yol açıyor.Eğitim düzeyide yargılama üzerinde büyük etki ediyor bilgi ne kadar artarsa sorgulamada o kadart artıyor.Bilim adamı da bu olgudan yola çıkarak tezini hazırlamıştır ve yaklaşımı bana göre doğrudur saygılarımla.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: ozak1977 - Mart 04, 2009, 04:59:55 ös
Kendi adıma belirtmem gerekirse Tanrı var. Tengri, İlah, Vahdet, Allah,Ulu Mimar,Genel Cerrah ne derseniz deyin  bence var yaratıcı kudret...Ancak kutsal kitaplardaki gibi değil ...Bizlere dayatılanın Tanrı değil, kul emirleri olduğunu düşünüyorum. Tanrı 'nın kitap yazmak gibi insani işlerle meşgul olduğunu sanmıyorum...İnsanlara doğruyu,ışığı göstermek için farklı yöntemleri olduğunu düşünüyorum.

 Bir kadının rahminde yeni bir insan teşekkülü, sonrasında bir insanın içinden başka bir insan çıkması...
Muazzam bir olay... Kalbim atıyor,ama kontrolümda değil. Ben yapmıyorum...Zehirlenince kusuyorum , benim kontrolümde değil.Uykuda nefes alıyorum, kontrolüm dışıda...Bütün bunları yapan birileri olmalı. Beyindeki nefes alma,kusma merkezleri tüm hekimler bilir...Burdaki hücrelerin işleyişi,fonksiyonu fakültelerde anlatılır. Ama nasıl?...

Bütün bu sorulara kimse cevap veremiyor. Bunları kontrol eden,onlara bu enerjiyi veren bir güç olmalı. Kainattaki bu işleyişi görüp de bunlar kendi başlarına böyle oldular demek tuhafıma gidiyor.

 Ancak bir o kadar tuhaf olan şey de bilmediğin bir dilde ,ne dediğini anlamadan birtakım ritüelleri  gerçekleştirmektir, bence. Veya bundan yüzyıllar önce yaşamış, toplumda yer edip, insanlara doğru yolu gösteren insanları kutsal saymaktır...Veya falancı toprakların kutsal ilan edilmesidir.Bunların tümü bana göre karanlık çağın tortularıdır.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: semih_tatar - Mart 05, 2009, 04:40:53 öö
seni ariyorum turan dursun...
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: ceycet - Mart 16, 2009, 01:27:58 ös
Yani......Demek oluyorki,Tanrı'nın yeniden tanıtılmaya ihtiyacı var.Mevcut dinlerin anlaşılabilen söylemleri,insanları manevi anlamda tatmin etmeye yetmiyor artık.Ya okunanlar söylenenler değil,yada yeni söylemler lazım....
Başlık: Ynt: Zeki insanlarýn Tanrý inancý daha düþük
Gönderen: Lux_e_Tenebris - Mart 18, 2009, 05:49:08 ös
Yoo, Tanri inancim gayet yuksek.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: dogudanesen - Mart 20, 2009, 05:02:44 ös
Yoo, Tanri inancim gayet yuksek.

benim de sn. Lux_e_Tenebris benim de ...
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: amurdad - Mart 20, 2009, 06:02:44 ös
 Zaten takıntım var sırf zeki olmak için dinimden vazgeçerim ama cennetden vazgeçmem...
Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: degas - Mart 20, 2009, 06:06:07 ös
Kendi adıma belirtmem gerekirse Tanrı var. Tengri, İlah, Vahdet, Allah,Ulu Mimar,Genel Cerrah ne derseniz deyin  bence var yaratıcı kudret...Ancak kutsal kitaplardaki gibi değil ...

Şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar.Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?"
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Dino - Mart 20, 2009, 07:06:00 ös
Zeki insanlarin Tanri inanci dusuk degil, sadece Tanri'yi yorumlama bicimleri farkli olabilir mi? 
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: degas - Mart 20, 2009, 07:57:19 ös
Zeki insanlarin Tanri inanci dusuk degil, sadece Tanri'yi yorumlama bicimleri farkli olabilir mi? 

Hayır olamaz.Olmayan şey tanımlanamaz.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Quantum - Mart 20, 2009, 11:04:57 ös
Din ve Felsefe; Bu ikisi hakkında daha çok bilgi edinmeye başladığınızda ilk hissettiğiniz şey hayret etmek oluyor. Bilmediğim ne kadar çok şey varmış diyor insan. İkinci aşama çelişki. Size öğretilen dogmalarla, gerçeklerin farklı olabileceğini görüyorsunuz. Okumaya devam ettikçe üçüncü aşamada daha eleştirel bir gözle bakmayı öğrenip, yaygın inanışın eksiklerine ve yanlışlarına daha çok konsantre oluyor ve yavaş yavaş karşı tarafa geçtiğinizi hissediyorsunuz, ve gerçeğe ulaşmanın verdiği mutluluk safhası.
Dördüncü aşamada muhalif yönünüz iyice güçleniyor yıllardır elde ettiğiniz bilgi birikimini mantığınızla harmanlayıp, akıl süzgecinden geçirip kendi özgün teorinizi, paradigmanızı geliştiriyorsunuz. Artık sürüdeki bir koyun olmadığınızı bilmenizin verdiği aydınlanma ve özgürlük aşamasındasınız.
Sonra, etrafınızda, hatta tüm dünyada sizin gibi düşünen insanların yok denecek kadar az olduğunu, olanların da düşüncelerini yüksek sesle ifade etmeye çekindiğini görüyorsunuz ve içinizi bir yalnızlık duygusu kaplıyor. Nasıl olup da milyarlarca insanın, binlerce yıl önce anlatılmış hikayelere göre tüm hayatlarına yön verdiğini anlamıyor, tüm insanlığı saran bu kitlesel histeriye bir dur demenin yolunu arıyor ama bulamıyorsunuz.
Sonraki aşamada ise "Ne haliniz varsa görün" deyip kendi iç dünyanızdaki yalnızlığa çekiliyorsunuz.

Bazen bu konuda  merakımı gidermek için okumaya ve araştırmaya başladığım ilk günlerimi "Matrix" filmindeki "kırmızı hap mı, mavi hap mı?" sahnesine benzetiyorum. Gerçekleri görmek için uyandığınızda, gördükleriniz acı verici olabiliyor. İnsanların çoğu bu acıyı tecrübe etmektense imanlı uyuyan güzeller olmayı tercih ediyorsa onları suçlayamam. Çünkü aydınlanma ve uyanma süreci çok uzun ve sonunda da gül bahçesi yok. Siz aydınlığa ve gerçeğe ulaşmak için yalnız başınıza yürürken, diğer taraftaki mutlu çoğunluk, birbirlerine destek olarak, uyanacak gibi olanların beşiğini sallayıp onlara kutsal kitaplardan güzel masallar anlatarak hep birlikte mutlu mutlu yaşayıp gidiyorlar.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Barbaros - Mart 20, 2009, 11:31:06 ös
Kendi adıma belirtmem gerekirse Tanrı var. Tengri, İlah, Vahdet, Allah,Ulu Mimar,Genel Cerrah ne derseniz deyin  bence var yaratıcı kudret...Ancak kutsal kitaplardaki gibi değil ...

Şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar.Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?"
O sefaleti bizler getirdik, o mutsuzluğu, üzüntüyü çıkaranlar bizleriz. Kendi çıkarlarımız için birbirimize düşman olduk. Para artık bizim için zorunlu ihtiyaçlarımızı gidermek değil şan, şeref, elit olmak, saygınlığımızı artırmak işin sonucunda bir gücü elimizde tutmak için kullandık ve sadece kendimizi düşündük. Keşke aynı oksijeni paylaştığımız dünyaya adeta yön veren zenginlerde sizler gibi düşünseydi eminim ki herkes daha mutlu olacaktı. Ve sonuç: Artık biz ne yapıyoruz. Tüketecek kaynak kalmadı demeye başladılar. Gelecek yıllardan umutluyum.

"ellerin kabesi var
benim kabem insandır
kuran da kurtaran da
insanoğlu insandır..."

"ellerin kabesi var
benim kabem emektir
kuran da kurtaran da
emekçi insanlardır..."
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: karahan - Nisan 26, 2009, 04:08:19 ös
Zekamız giderek geriliyor!
Fazla zeka sağlığa zararlı mı?

arkadaşlar insanın daha fazla zeki olması dine inancı zayıflatıyormu.bu sorunun cevabını verebilmek için okuduğum yazıdan algıladığım bir kıstas yok.yani neye göre akıllı insan neye vakıf olupta neyi sorguluyor.dini inancı sorgulayarak bir yere varmak mümkün değilki.zaten sen doğmatik bir inanca sahipsin yani sorularına asla cevap alamayacağın şeyleri sorgulaka bir zeka ürünü değilki.din inancı biraz akılla tarif edilen bir şey değil.bir insan aşkı tarif edebilirmi ama hepimiz hemen hemen nasıl olduğunu biliriz elle tutulur bir şey değil.canı acıyan birinin canın yandığını biliriz ama göremeyiz.din böyle bir şey allah inancı içsel bir haz duygudur.bunun adına ne derseniz deyin.ama insan herşeyi aklı ile yaparken allahı bulmakta dini inançlarda akıl tam tersi görev yapıyor nedense.ters enerji gibi akıl mantık sorgulamasına gidiyor.bunun nedenleri aslında çok basit anlamak istersen.dinin söylemleri var yaptırımları var insanın bir nevi kısıtlanmış özgürlüğü var.o kısıtlamayı aklı  düşünmeyi kısıtlama olarak algılar insan.serbest ve özgür olamamak insanı sıkar o yüzden nötr sorgulamak ve reddetmek daha kolaycılıktır aslında.yani ister farkında ol ister olma insanlar işlerine gelmediği için aklın ve mantığın arkasına sığınıp dini yok sayarlar din öyle olduğu için değil insanın işine gelemdiği içindir aslında döngü.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Nisan 27, 2009, 06:47:40 öö
Zeki insanlarin Tanri inanci dusuk degil, sadece Tanri'yi yorumlama bicimleri farkli olabilir mi? 

Hayır olamaz.Olmayan şey tanımlanamaz.

 Derviş artık öğrencilerini mezun edecekti.Ancak son bir sınava tabi tutmak istiyordu onları.
 Soru şuydu;Tanrı olsaydınız neyi değiştirmek isterdiniz.
 Öğrencilerden...
 Ben yalan söylemesini engellerdim.
 Bir diğeri ben zinayı kaldırırdım.
 Ben zulmü yok ederdim.
 Ötekisi bütün kötülükleri men ederdim
 Cevaplar böyle devam ederken bir öğrenci;
 
 Efendim.Tanrı neyi kötü yaratmış ki biz düzeltelim
 
 Zekilik,genel olarak %70 ebeveynlerden gelen %30 insan beyninin oluşumunda gerçekleşen algısı beslendikçe gelişen soyut bir isimlendirmedir.Her insan zekidir kanımca bu olguya varmamım sebebi insan metabolizmasını etki-tepkiye verdiği hızdan ve bakış açısından kaynaklanır.Ve bu insanlar sorgulayıcıdır.Toplumda her zaman başkaldırışlarıyla tanınırlar.
 
 Genel bir bakış açısıyla baktığımızda sorgulayıcı insanlar daha fazla imanla inanmaktadır.Tabi islam dininde bu sorgulayıcılık teşfik edilmektedir.
  Yorumlar insanların düşüncelerinden çok bakış açılarını yansıtır.

  Konu başlığından git gide kayıyorum ama devam edeceğim.
 
  İlme ve düşünceye bu kadar saygı duyan bir dernek nasıl olur da edindiği güzel düşünce ve bilgileri diğer insanlarla paylaşmaz.
 
  Sadece Türkiye de değil bir çok ülkede dernekleriniz mevcut fakat nasıl olur da tanımadığınız insanlara güvenebilirsiniz ve bu kişilere bilader diye hitap ederbilirsiniz

  Ritüellerin amacı ortak bir bilgi paylaşımı amacı güdüyorsa neden derecelendirme var

  Mason nickli üye ve site sahibi ketumluk derecelere göre daha da önem kazanır diye yazmıştır.Pekala usta ve çırak arasında bilgi farkı olması gerekir.Ancak bunun öneminin artmasının sebebi alınan bilgilerin daha fazla olmasından mı kaynaklanıyor yoksa artırıcı sebebi farklı mıdır?
 
 Çıraklıktan kalfalığa ve kalfalıktan ustalığa geçen her mason aynı öğretileri mi almaktadır.Yoksa her kişiye farklı öğretilerde mi derece kazanma hakkı verilmektedir.

 Bir başka ülke masonu ritüellerinize katılabilir mi? Katılabilirse ritüel bulunan ülkenin diliyle mi gerçekleşir.

 Ritüellere katılım zorunlu mudur?

 Mason olarak seçilen bir kişi bir süre sonra maddi imkanlarını elinden yitirirse buna karşın masonluktan icra edilebilir mi?

 Harici kişilerden farkınız  öğretileriniz mi yoksa bu öğretileri yaşamınızda uygulamanız mı?

 Dünya masonluğu mu yoksa Türkiye masonluğu mu önemlidir sizler için bir başka değişle öğretilerin anası mı yoksa onun kolları mı?

 

 

 
 
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Nisan 27, 2009, 03:35:18 ös

  Sanırım mesaj fazlalığından dolayı mason üyeler bu mesajı okuyamadılar.
  Tekrar yinelemekte fayda görüyorum ve mason biladerlerden cevap bekliyorum
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Genius Loci - Nisan 27, 2009, 04:47:39 ös
sn mosilats,

sorularınızı alakasız konularda sormak yerine yeni konu açarak sorsanız eminim ki daha çabuk cevap alabileceksiniz. Bir de zahmet edip arama seçeneğini kullanarak sormak istediğiniz soruyla ilgili daha önce forumda cevap verilip verilmediğine bakarsanız tekrarın önüne geçebiliriz.
saygılarımla.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: cardiffmonster - Nisan 27, 2009, 10:11:57 ös
Konu basligini irdelemek gerekirse;

Illaki herkesin dusuncesine ve inancina saygiliyim; ve aksi bir goruntu vermek istemem. Gazetelerin populer haber acisindan yayinladiklari bu ve benzer calismalari akademik ve metodolojik bazda sorgulamak gerekir. Zira; Ingiliz toplumunun onemli bir kismi tanri kavramina inanmasina rahmen ezici bri cogunlugu herhangibir dine bagli degil; yani sordugunuzda 'dinsiz' oldugunu ifade eder (yaklasik yuzde 70-80 i). BUna ek olarak da ilgili profosor sadece bir anket ve istatistik calismasi yapmis; dolayisi ile bunu genele vurdugunuzda tum muhafazakarlar ve herhangibri inanca bagli olanlar zaten elestirecektir. Ancak bu ve benzer arastirmalarin yorumlari dikkat edilmesi kanaatindeyim ve bunlarin istatistik uzerinden farkli yorumlamaya ve acilimlara yer vermedigi halde gazetelerin -hangi prestijli gazete !!- olursa olsun surmansetten sansasyonel haber niteliginin cok abartildigini dusunuyorum. Varmak istedigim nokta bu arastirmanin Ingiltere de yapilmasi ve bu toplumun zaten buyuk cogunlugunun inancsiz oldugu durumda gayet dogal olan bir sonuc cikmistir ve bunu da insanlarin konumlari ile iliskilendirmek abesle istigaldir.

Saygilar
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: karahan - Nisan 28, 2009, 10:34:43 öö
selam.

istatistikler ne kadar güvende verse bazı sorular tam sorulmalı.örneğin o insanlara bazı kavramları sorsanız bilememe ihtimalleri çok yüksek.nedenlerini sorsanız mantıklı cevap veremeyeceklerdir.o cevapların çoğunluğuda içlerindeki özgürlüğü sınırsızlaştırmaya yönelik cevaplar.mesela çok ilginçtir ermeni soykırımını tanıyan ülkelerden uruguayda insanlara sormuşlar ermenistan nerede kimse bilememiş yada türkiye nerede diye.bu tasarı sadece mazlum olarak gösterildiğinden kabul edilmiş.bu amerikada daha vahim boyutta.dolayısı ile istatistiklere çokta anlam bakımından güvenmemek lazım
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Nisan 30, 2009, 04:04:28 ös
sn mosilats,

sorularınızı alakasız konularda sormak yerine yeni konu açarak sorsanız eminim ki daha çabuk cevap alabileceksiniz. Bir de zahmet edip arama seçeneğini kullanarak sormak istediğiniz soruyla ilgili daha önce forumda cevap verilip verilmediğine bakarsanız tekrarın önüne geçebiliriz.
saygılarımla.

  Bakınız beğefendi benim amacım sorularıma cevap alabilmektir.Ben soru soruyorum ve altınada yazıyorum ki başlıktan uzaklaşıyorum.Sorularıma cevap verecek olan masonlardır.Bu bilgiyi ancak onlardan öğrenebilirim.Ben yine tekrar ediyorum hani anlamamakta zorluk çekenler vardır.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Universal - Nisan 30, 2009, 06:22:59 ös
Sn. mosilats,

Sn skullG forumumuzun hem avukatı, hem moderatörüdür. Bunun haricinde biraz araştırmaya zahmet buyurursanız kendisinin verdiği cevaplar genellikle hemen ardısıra tarafımızca onaylanır. Bu açıdan, masonik konulardaki bilgisi ile tutarlı bir kişilik sergileyen moderatörümüze sergilediğiniz tavır hiç hoş değil!

Ayrıca kendisinin uyarısı gayet yerindedir. Forumdaki soru tekrarları forum kirliliği yaratırken aynı başlık altında farklı sorular sorulması arama yapan yeni üyelerin sizin sorularınıza ulaşamaması sonucunu doğuracaktır.

Özellikle diğer üyelere saygı, forumda arama gibi konular üyelik sözleşmesinde müteaddit defalar vurgulanmaktadır. Sn. skullG' nin belirttiği konuların alakalı gönderiler içermesi de üyelik sözleşmesinde yer alan bir husustur.

Bilginize...

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Nisan 30, 2009, 06:42:13 ös

  Bakınız ben sorularıma cevap arıyorum bana şunu hoş yaptınız hoş yapmadınız gibi cevaplar istemiyorum yaptığınıza dönüp bakarsanız forum kirliliği şuan yapıyoruz.
  Sorularımı zaten konu başlığı açmadan sormadığımı söyledim nedir bunun bu kadar uzatılmasının sebebi onu anlayamadım.Forumda sorduğum sorulara baştan beri cevap verilmiyor.Eğer bu böyle devam edecekse yönetimin üyeliğimin silinmesini rica ediyorum.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: seteney - Mayıs 01, 2009, 01:03:27 öö
Din ve Felsefe; Bu ikisi hakkında daha çok bilgi edinmeye başladığınızda ilk hissettiğiniz şey hayret etmek oluyor. Bilmediğim ne kadar çok şey varmış diyor insan. İkinci aşama çelişki. Size öğretilen dogmalarla, gerçeklerin farklı olabileceğini görüyorsunuz. Okumaya devam ettikçe üçüncü aşamada daha eleştirel bir gözle bakmayı öğrenip, yaygın inanışın eksiklerine ve yanlışlarına daha çok konsantre oluyor ve yavaş yavaş karşı tarafa geçtiğinizi hissediyorsunuz, ve gerçeğe ulaşmanın verdiği mutluluk safhası.
Dördüncü aşamada muhalif yönünüz iyice güçleniyor yıllardır elde ettiğiniz bilgi birikimini mantığınızla harmanlayıp, akıl süzgecinden geçirip kendi özgün teorinizi, paradigmanızı geliştiriyorsunuz. Artık sürüdeki bir koyun olmadığınızı bilmenizin verdiği aydınlanma ve özgürlük aşamasındasınız.
Sonra, etrafınızda, hatta tüm dünyada sizin gibi düşünen insanların yok denecek kadar az olduğunu, olanların da düşüncelerini yüksek sesle ifade etmeye çekindiğini görüyorsunuz ve içinizi bir yalnızlık duygusu kaplıyor. Nasıl olup da milyarlarca insanın, binlerce yıl önce anlatılmış hikayelere göre tüm hayatlarına yön verdiğini anlamıyor, tüm insanlığı saran bu kitlesel histeriye bir dur demenin yolunu arıyor ama bulamıyorsunuz.
Sonraki aşamada ise "Ne haliniz varsa görün" deyip kendi iç dünyanızdaki yalnızlığa çekiliyorsunuz.

Bazen bu konuda  merakımı gidermek için okumaya ve araştırmaya başladığım ilk günlerimi "Matrix" filmindeki "kırmızı hap mı, mavi hap mı?" sahnesine benzetiyorum. Gerçekleri görmek için uyandığınızda, gördükleriniz acı verici olabiliyor. İnsanların çoğu bu acıyı tecrübe etmektense imanlı uyuyan güzeller olmayı tercih ediyorsa onları suçlayamam. Çünkü aydınlanma ve uyanma süreci çok uzun ve sonunda da gül bahçesi yok. Siz aydınlığa ve gerçeğe ulaşmak için yalnız başınıza yürürken, diğer taraftaki mutlu çoğunluk, birbirlerine destek olarak, uyanacak gibi olanların beşiğini sallayıp onlara kutsal kitaplardan güzel masallar anlatarak hep birlikte mutlu mutlu yaşayıp gidiyorlar.

Benim düşüncelerimi benden güzel dile getirmişsiniz.Yanlışları değiştirmek  ; sizin de dediğiniz gibi "kitlesel histeriye dur diyebilmek "için hiçbir şey yapamayacağımı idrak etmek ,zaman zaman depresyona sürüklese bile boşveremiyorum.Bir kişinin bir düşüncesini bile değiştirsem hiç yoktan iyidir diye düşünüyorum.Malum bilenin bilmeyene borcu meselesi :).
     Zeki insanlara gelince ; eğer  tanrı inancı düşük olanlardan değilseler  en fanatik dindarlar onlar oluyor bence.Din kurallarını yorumlayıp uygularlarken adeta kendilerini kaybediyorlar. Çevremde arayış içinde olup da tartışılmaz ve sorgulanmaz tanrı  öğretileri içinde boğulmuş kişilere baktığımda zeka azlığından çok  eğitim anlayış farklılığını görüyorum , bir de bu kişilerdeki histerik kişilik yapısını:(.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Universal - Mayıs 02, 2009, 12:11:35 öö

  Bakınız ben sorularıma cevap arıyorum bana şunu hoş yaptınız hoş yapmadınız gibi cevaplar istemiyorum yaptığınıza dönüp bakarsanız forum kirliliği şuan yapıyoruz.
  Sorularımı zaten konu başlığı açmadan sormadığımı söyledim nedir bunun bu kadar uzatılmasının sebebi onu anlayamadım.Forumda sorduğum sorulara baştan beri cevap verilmiyor.Eğer bu böyle devam edecekse yönetimin üyeliğimin silinmesini rica ediyorum.


Sayın mosilats,

Baştan beri sorularınızın cevaplanmadığını söylemişsiniz! El-insaf! Son sorduklarınız hariç hangi sorularınız cevaplanmadı söyler misiniz? Son sorularınız da bir çok kez forumda cevaplanmış sorular. Sanırım bir noktayı es geçiyor ya da yanlış anlıyorsunuz! Burası MASON kardeşim tarafından elden geldiğince harici alemin bilgilendirilmesi amacıyla kurulmuş bir forum burası muhakkak. Fakat siteye kabul edilen her haricinin müteaddit defalar soracağı her sorunun tekrar tekrar cevaplanacağını düşünüyorsanız iki yönden çok yanılıyorsunuz. Birincisi burası kuralları ve prensipleri olan bir sanal ortam! Sizin bu kurallara uymayıp sonrasında da "Sorularımı zaten konu başlığı açmadan sormadığımı söyledim nedir bunun bu kadar uzatılmasının sebebi onu anlayamadım." demeniz, Misal belki ağır olacak ama bir hırsızın  "Ben hırsızlık yapacağımı söyledim nedir bu kadar uzatılmasının sebebi ne" demesinden farklı değil. Site içerisinde arama yapan insanların sorularının cevaplarını bulabilmeleri için her sorunun ayrı bir başlık olarak gelmesi kuralı gelmiştir. Belli ki siz arama yapmak ve okumak konusunda istekli değilsiniz. Ama bizim bilgilendirmek istediğimiz kesimin içerisinde okuma merakı olan insanlar var!

İkinci yanıldığınız nokta da tekrarladığınız sorulara tekrar cevap vermek zorunda olduğumuz sanrısı. Siz sorularınızı sorun insanlar da tekrar tekrar cevaplasın istiyorsunuz ama kusura bakmayın site yönetimi olarak bizim bu konuda bakışımız çok net! Hepimiz harici alemde yoğun iş hayatı içerisinde olan insanlarız. Bu konuda size bir söz verebilirim; Ne zaman ki emekli olurum, dünya işlerinden elimi - eteğimi çekerim o vakit sizin istediğiniz tarz bir site yönetimi olacak, gelen kişinin Masonlukla ilgili bir sitede ufacık bir araştırma yapmasına dahi zerre vakit ayırması gerekmemesi için elimden gelemi yapacağım. Ben oturup tekrar tekrar aynı cevapları yazmaktan sıkılmam merak buyurmayınız.

Gelelim son sorularınıza;


"  İlme ve düşünceye bu kadar saygı duyan bir dernek nasıl olur da edindiği güzel düşünce ve bilgileri diğer insanlarla paylaşmaz."

Forumda Ezoterizm ayrı bir inceleme konusudur lütfen okuyunuz.

"Sadece Türkiye de değil bir çok ülkede dernekleriniz mevcut fakat nasıl olur da tanımadığınız insanlara güvenebilirsiniz ve bu kişilere bilader diye hitap ederbilirsiniz"

Çünkü kardeşiz. Dünyaya aynı pencereden bakıyoruz.

"Ritüellerin amacı ortak bir bilgi paylaşımı amacı güdüyorsa neden derecelendirme var

  Mason nickli üye ve site sahibi ketumluk derecelere göre daha da önem kazanır diye yazmıştır.Pekala usta ve çırak arasında bilgi farkı olması gerekir.Ancak bunun öneminin artmasının sebebi alınan bilgilerin daha fazla olmasından mı kaynaklanıyor yoksa artırıcı sebebi farklı mıdır?
 
 Çıraklıktan kalfalığa ve kalfalıktan ustalığa geçen her mason aynı öğretileri mi almaktadır.Yoksa her kişiye farklı öğretilerde mi derece kazanma hakkı verilmektedir.
"

Forumda arayınız ve okuyunuz ;  "derece" ve hatta "dereceler"


" Bir başka ülke masonu ritüellerinize katılabilir mi? Katılabilirse ritüel bulunan ülkenin diliyle mi gerçekleşir."

Evet. İkinci sorunuz da mecburen evet. Henüz çinden gelen bir misafirimiz için çince ritüel uygulayabilecek kadar çince öğrenmedik fakat kardeşlerimle çalışıyoruz.

" Ritüellere katılım zorunlu mudur?"

Adı üzerinde ritüel, önemli bir mazeret olmadıkça evet.

" Mason olarak seçilen bir kişi bir süre sonra maddi imkanlarını elinden yitirirse buna karşın masonluktan icra edilebilir mi?"

İcra dediğiniz bir eylemin yerine getirilmesidir. Sanırım ihraç demek istediniz. Aidat ödeyebildiği sürece kimsenin maddi gücünün zayıflaması ihraç sebebi değildir aidatlar için okuyunuz;
http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=578.0;highlight=aidat

"Harici kişilerden farkınız  öğretileriniz mi yoksa bu öğretileri yaşamınızda uygulamanız mı?"

Duruma göre her ikisi de.

" Dünya masonluğu mu yoksa Türkiye masonluğu mu önemlidir sizler için bir başka değişle öğretilerin anası mı yoksa onun kolları mı?"

Öğreti tektir. Türk Masonluğu milli olmakla beraber öğretinin düzeyi ülkeden ülkeye değişmez.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: cardiffmonster - Mayıs 13, 2009, 07:47:42 ös
Anladigim kadari ile farkli mecralarda , farkli dusunce tezahurleri vuku buluyor.

Salt Materyalizm ile bakildiginda, din konusu sosyal ve psikolojik ve literaturel bir bilimdali/disiplindir. Nasil ki teknik altyapisi olan muhendisin ya da doktorun; ticaret,iktisat, veya daha genis anlamda organizasyon bilimlerindeki faaliyette bulunmasi imkansiz ya da kendini o alanda gelistirmedigi surece mumkun degilse; din ile ilgili de literatur calismalarina deginmeden sadece soyut bir olgu gibi yaklasmak ya da bunu sadece kitlesel psikoz gibi gormek yanlis.

Ek olarak, literatur de gosterir ki her insan bireysel olarak ayri bir deryadir ve derinlerinde -egerki isterse- dehset hazineler saklar. Ancak elestirilen kitleler halinde bir faunus hali seklinde ifade tarzi, sosyal olarak kendini herhangibir ideolojik siniflandirmaya sokan, hatta kendi cevresel duvarlarinin ardinda kucuk dunyasinda yasiyor ise, bunun elestirilecek olan tarafi cevredeki duvarlar degil kendisini bu duvarlarin icine hapsetmis olan kisinin gerekceleri ya da kendi kendisini hapsetmesinin farkinda olmayisligi. Klasik anlamda entellektuel dedigimizde zaten kisi hakikaten entellektuelligini asmis ise kendi aslini bozmadan sinirlar ardina gider ve gelir. Ancak goruntudeki bilgi birikimini de sadecekendi kaliplarina hapsetti ise o zaman elestirilen sosyal psikoz aslinda kisinin dininden, veya ideolojisinden degil kendisinden kaynaklanir.

Saygilar
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Mayıs 19, 2009, 08:33:46 ös

       'Ben hırsızlık yapacağımı söyledim nedir bu kadar uzatılmasının sebebi ne'  Hırsızlar asla düşüncelerimizi alamazlar rahat olalım bu konuda...
 
       'İkinci yanıldığınız nokta da tekrarladığınız sorulara tekrar cevap vermek zorunda olduğumuz sanrısı' bu sanrı değildir.Site bilgilendirme amaçlı kullanılıyor.

      "  İlme ve düşünceye bu kadar saygı duyan bir dernek nasıl olur da edindiği güzel düşünce ve bilgileri diğer insanlarla paylaşmaz."

Forumda Ezoterizm ayrı bir inceleme konusudur lütfen okuyunuz.

     Bununla ezoterizm bir tutmak olmaz.Malum masonluk sadece ezoterizmle ilgilenmez diye biliyorum

 Pekala söyledim ama cevap gelmedi.Dünya masonluğu mu önemlidir yoksa Türkiye masonluğu mu sizleri için?

 Çünkü kardeşiz. Dünyaya aynı pencereden bakıyoruz.Bende herkese kardeş olarak bakıyorum siz neden benim penceremden bakmayı denemiyorsunuz.
 
   Öğretinin tek olduğunu sormuyorum uygulanma şeklini soruyorum.

 
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: ozkann - Mayıs 19, 2009, 10:44:16 ös
Sayın Omnia
Yine de ve yine de ve ısrarla bilgilendirmekten aynı soruları yine cevaplamaktan vazgeçmemişsiniz :)
Demek ki bilgilendirme amacında gerçekten de çok ciddisiniz. Büyük saygı duydum..

"  İlme ve düşünceye bu kadar saygı duyan bir dernek nasıl olur da edindiği güzel düşünce ve bilgileri diğer insanlarla paylaşmaz."

Sorunuzun cevabı sizsiniz Sayın Mosiltas.
Mason değilim ancak bilgiyi kime verecekleri ayrımı ile ilgili bu karara hak vermemek elde değil...

Saygılarımla


Forumda sorduğum sorulara baştan beri cevap verilmiyor.Eğer bu böyle devam edecekse yönetimin üyeliğimin silinmesini rica ediyorum.

Sayın mosilats,

Baştan beri sorularınızın cevaplanmadığını söylemişsiniz! El-insaf! Son sorduklarınız hariç hangi sorularınız cevaplanmadı söyler misiniz? Son sorularınız da bir çok kez forumda cevaplanmış sorular.
Saygılarımla,

Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Mayıs 20, 2009, 01:31:56 öö

          Bakın beğefendi bilgiyi kime verecekleri konusunda düşünceniz varsa kendinize saygı duyuyormuş gibi yapıp benim adıma 'Sn' ifadenizle başlamanız sizin kendinizle çeliştiğiniz gösterirki bu gerek olmayan bir durumdur.O kadar zahmet edipte yazmışsınız sonuna sizsiniz koymuşsunuz bu da ayrı bir gereksizlik,ne dediğinizi anlamam için sizin önce soruyu anlamanız gerek.Forumun yarısı teşekkür yarısı onaylama olunca malum aradığımız bilgiyi zor buluyoruz.Siz bana ne sayın olun ne saygın...Bilmem  ki hangi mason konuşmasını saygılarımla bitiriyordur.Bir imza eksik.Burada saygı dersin sokağa çıktın mı yere tükürürsün küfürler saçarsın hal böyle olunca saygın oluyoruz tabi.Soruyorum sadece insan sıfatımla mı bana saygı duyuyorsunuz yoksa başka nedenleri mi var hani neden olmasın yoksa şunu mu duymalıyım ben kendime duyduğum saygıdan dolayı yazıyorum.Eğer buysa duymayın bence.Hala o taşı bir bulamadık gitti daha kimleri kuyuya vereceğiz kim bilir.Sizlerin zamanı yoksa benim hiç yok ben iki üniversite birden okuyorum ve çalışıyorum ayrıca bir kuruma üye olmam sebebiyle hergün biraz da orada çalışıyorum.Ama hala kendime zaman ayırıyorum.Gerçeklere saygı duyulsun emeğe saygı duyulsun.Burada soruyor isem zamanımın olmamasından kaynaklanıyor demektir.Forumda yeterince bulunamadığımdan kaynaklanıyor olabilir.
 
 

 
 
   
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: ozkann - Mayıs 20, 2009, 02:44:13 öö
Diğer gelen mesajları takip ederek konu ile alakasız bir mesaj ile kişisel polemik yaratacak
bir yazı yazdığımı farkettim.
İlgili mesajım için değerli forum yönetici ve üyelerinin hoşgörüsüne sığınıyorum.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 20, 2009, 12:48:33 ös
 
  İlme ve düşünceye bu kadar saygı duyan bir dernek nasıl olur da edindiği güzel düşünce ve bilgileri diğer insanlarla paylaşmaz.

paylaşılıyor zaten. paylaşmaktan kastınız eğer bakın biz şöyle güzel düşüncelere sahibiz boyle mükemmel bilgiler edindik diye yaygara koparmak değilse paylaşılıyor. Edindiklerini biriktirdikleri her biri kendi alanlarında etraflarında çoğaltıyorlar. Paylaşmak çoğalmaktır çünkü. Biz dün Loca toplantısında bilmem ne konusu hakkında konuştuk orada Kardeşlerimden biris şöyle müthiş bir fikir beyan etti demiyorlar. O toplantılarda damıttıklarını sessizce paylaşıyorlar. Mesela bir büroda oturup bir dosyayı incelerken, mesela işyerinde bir kredi hesaplaması yaparken, mesela bir kürsüde öğrencilerine ders anlatırken, mesela bir düşene el uzartırken, mesela bir insana sırf insan olduğu için gülerken... Paylaşıyorlar ama sadece görebilen paylaştıklarını anlayabiliyor.
 
 
 Sadece Türkiye de değil bir çok ülkede dernekleriniz mevcut fakat nasıl olur da tanımadığınız insanlara güvenebilirsiniz ve bu kişilere bilader diye hitap ederbilirsiniz

Çünkü hepsi aynı yoldan geldiler, aynı kapıdan geçtiler, aynı yolda yürüyorlar. Yol Kardeşliği, karındaşlıktan belki de daha ileridedir. Çünkü Yol Kardeşinizi siz seçersiniz veya yol kardeşleriniz sizi seçer.

 
 
 Ritüellerin amacı ortak bir bilgi paylaşımı amacı güdüyorsa neden derecelendirme var

Neden ilkokula yeni başlayan bir çocuğa dört işlem öğretilir de türev, integral öğretilmez? Neden ilkokula yeni başlayan bir çocuğa cin alinin hikayeleri okutulur da ne bileyim iki ciltlik sefiller okutulmaz?

bu sorulara ne cevap veriyorsanız işte tam da o yüzden derecelendirme vardır.

 
 
 Çıraklıktan kalfalığa ve kalfalıktan ustalığa geçen her mason aynı öğretileri mi almaktadır.Yoksa her kişiye farklı öğretilerde mi derece kazanma hakkı verilmektedir.

dört işlemi bilmeyen nasıl türevi çözebilir? Türevle toplama çarpma çıkarma arasında ne gibi bir fark vardır? Hepsi matematik değil midir? İlkokul birinci sınıftaki dersin ismi de matematiktir, lise sondaki dersin ismi de matematik. Değişen nedir?

Bu soruya vereceğiniz cevap farklı öğretiler mi alınıyor sorunuza da cevap teşkil edecektir.

 
 
Bir başka ülke masonu ritüellerinize katılabilir mi? Katılabilirse ritüel bulunan ülkenin diliyle mi gerçekleşir.

 Ritüellere katılım zorunlu mudur?

Rituelik toplantılarak katılmak zorunludur. Hangi toplantılara zorunlu olarak katılanacağı Locanın tüzüğünde belirtilir. Başka bir ülke Masonu toplantılara katılabilir.

 
Dünya masonluğu mu yoksa Türkiye masonluğu mu önemlidir sizler için bir başka değişle öğretilerin anası mı yoksa onun kolları mı?
Her Mason bir vatanperverdir. Öğretinin de anası kolundan kasıtınız nedir anlayamadım.

Saygılarımla demiyorum madem sizce bir anlamı yok.

Vesselam

 

 

 
 
[/quote]
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 20, 2009, 01:00:15 ös

       'Ben hırsızlık yapacağımı söyledim nedir bu kadar uzatılmasının sebebi ne'  Hırsızlar asla düşüncelerimizi alamazlar rahat olalım bu konuda...
Sn. Omnia orada bir teşbihte bulunmuştu sözler üzerinde biraz düşünmelisiniz bence
 
     
'İkinci yanıldığınız nokta da tekrarladığınız sorulara tekrar cevap vermek zorunda olduğumuz sanrısı' bu sanrı değildir.Site bilgilendirme amaçlı kullanılıyor.

Site bilgilendirme amaçlı kullanılıyor diyorsunuz. Haklısınız. Ama bilgilendirme demek bir soru bin kez sorulsa ve o sorunun cevabı bin kez verilmiş olsa binbirinci kez sorana ya hu forumda bin yerde var bi zahmet o bin konuyu oku ondan sonra sor demeyi de engellemez. Madem bilgi edinme gibi bir saikiniz var o halde biraz araştırma gibi bir derdiniz de olmalı diye düşünüyorum. Bunu iki üniversite okuyan bir kuruma üye olan birisine söylemeyi de kendi adıma zul addediyorum.

Benim harici hayatımda tanıdığım pek çok Mason var. Kimisi büyüğüm kimisi akranım. Onlara sorular sordum ben de sizin gibi. Onlar da cevap verdiler size cevap verildiği gibi. Ama ben farklı bir şey yaptım. Okudum. Okuduklarımdan sorular türettim ve bunlar yeni okumalara gebe oldular. Çok naçar kalınca onlara sordum kısa cevaplar verdiler bana, kimi kez bir kadehin yapılışından bahsettiler, kimi kez niçin başarının mutluluktan sonra gelmesi gerektiğinden... sorduğum sorularla ne alakası var diye düşündüm ilk başta ve yanlarından ayrılırken sorduğum sorunun cevabının aslında o benzetmeler içinde verildiğini görerek şaşıdım ve yine okudum."ARmut piş ağzıma düş " demedim yani. Diyebilirdim, her akşam günün istediğim saatinde sorularıma cevap verebilecek tanıdıklarım vardı /var/. Onun yerine araştırayım dedim okuyayım dedim. bu sayede lafa değer bir bölüm oluştu kitaplığımda bu konularla ilgili. Herkese öneririm.
   
  "  İlme ve düşünceye bu kadar saygı duyan bir dernek nasıl olur da edindiği güzel düşünce ve bilgileri diğer insanlarla paylaşmaz."

Forumda Ezoterizm ayrı bir inceleme konusudur lütfen okuyunuz.

     Bununla ezoterizm bir tutmak olmaz.Malum masonluk sadece ezoterizmle ilgilenmez diye biliyorum

bence siz yine de okuyun. ne kaybedersiniz ki?

Başlık: Re: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Isis - Mayıs 20, 2009, 01:01:30 ös

          Bakın beğefendi bilgiyi kime verecekleri konusunda düşünceniz varsa kendinize saygı duyuyormuş gibi yapıp benim adıma 'Sn' ifadenizle başlamanız sizin kendinizle çeliştiğiniz gösterirki bu gerek olmayan bir durumdur.O kadar zahmet edipte yazmışsınız sonuna sizsiniz koymuşsunuz bu da ayrı bir gereksizlik,ne dediğinizi anlamam için sizin önce soruyu anlamanız gerek.Forumun yarısı teşekkür yarısı onaylama olunca malum aradığımız bilgiyi zor buluyoruz.Siz bana ne sayın olun ne saygın...Bilmem  ki hangi mason konuşmasını saygılarımla bitiriyordur.Bir imza eksik.Burada saygı dersin sokağa çıktın mı yere tükürürsün küfürler saçarsın hal böyle olunca saygın oluyoruz tabi.Soruyorum sadece insan sıfatımla mı bana saygı duyuyorsunuz yoksa başka nedenleri mi var hani neden olmasın yoksa şunu mu duymalıyım ben kendime duyduğum saygıdan dolayı yazıyorum.Eğer buysa duymayın bence.Hala o taşı bir bulamadık gitti daha kimleri kuyuya vereceğiz kim bilir.Sizlerin zamanı yoksa benim hiç yok ben iki üniversite birden okuyorum ve çalışıyorum ayrıca bir kuruma üye olmam sebebiyle hergün biraz da orada çalışıyorum.Ama hala kendime zaman ayırıyorum.Gerçeklere saygı duyulsun emeğe saygı duyulsun.Burada soruyor isem zamanımın olmamasından kaynaklanıyor demektir.Forumda yeterince bulunamadığımdan kaynaklanıyor olabilir.
 
 


Su yukaridaki satirlari yazan birinin degil 2,  12 universite de bitirse hic bir kiymeti yok. Insan once kendini sevmeyi ogrenecek.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Mayıs 20, 2009, 02:20:16 ös

    Cevaplar için teşekkürler,son suale gelince söylemek istediğim her mason bulunduğu locaya mı bağlıdır? Daha da açarsak her locanın da bağlı olduğu bir üst loca varsa bütün masonların bağlı bulunduğu ve bütün locaların bağlı bulunduğu tek bir loca var mıdır?

   Yazdıklarım çoğu bilgilenmek amaçlıdır.Bilginin almanın ölçütü bilgiyi verenin bilgisindeki incelikle gerçekleşir.Bu da benim bilgim.

   
   
   
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Mayıs 20, 2009, 02:23:41 ös

          Bakın beğefendi bilgiyi kime verecekleri konusunda düşünceniz varsa kendinize saygı duyuyormuş gibi yapıp benim adıma 'Sn' ifadenizle başlamanız sizin kendinizle çeliştiğiniz gösterirki bu gerek olmayan bir durumdur.O kadar zahmet edipte yazmışsınız sonuna sizsiniz koymuşsunuz bu da ayrı bir gereksizlik,ne dediğinizi anlamam için sizin önce soruyu anlamanız gerek.Forumun yarısı teşekkür yarısı onaylama olunca malum aradığımız bilgiyi zor buluyoruz.Siz bana ne sayın olun ne saygın...Bilmem  ki hangi mason konuşmasını saygılarımla bitiriyordur.Bir imza eksik.Burada saygı dersin sokağa çıktın mı yere tükürürsün küfürler saçarsın hal böyle olunca saygın oluyoruz tabi.Soruyorum sadece insan sıfatımla mı bana saygı duyuyorsunuz yoksa başka nedenleri mi var hani neden olmasın yoksa şunu mu duymalıyım ben kendime duyduğum saygıdan dolayı yazıyorum.Eğer buysa duymayın bence.Hala o taşı bir bulamadık gitti daha kimleri kuyuya vereceğiz kim bilir.Sizlerin zamanı yoksa benim hiç yok ben iki üniversite birden okuyorum ve çalışıyorum ayrıca bir kuruma üye olmam sebebiyle hergün biraz da orada çalışıyorum.Ama hala kendime zaman ayırıyorum.Gerçeklere saygı duyulsun emeğe saygı duyulsun.Burada soruyor isem zamanımın olmamasından kaynaklanıyor demektir.Forumda yeterince bulunamadığımdan kaynaklanıyor olabilir.
 
 


Su yukaridaki satirlari yazan birinin degil 2,  12 universite de bitirse hic bir kiymeti yok. Insan once kendini sevmeyi ogrenecek.

  Cümlelerinizi biraz anlayarak yazınız.'Sizsiniz'den geldik 'sevmek' ten çıkıyoruz.Hala bir arpa boyu yol edemedik.Düşünceleriniz varsa söyleyin.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 20, 2009, 02:37:41 ös
    Cevaplar için teşekkürler,son suale gelince söylemek istediğim her mason bulunduğu locaya mı bağlıdır? Daha da açarsak her locanın da bağlı olduğu bir üst loca varsa bütün masonların bağlı bulunduğu ve bütün locaların bağlı bulunduğu tek bir loca var mıdır?

   Yazdıklarım çoğu bilgilenmek amaçlıdır.Bilginin almanın ölçütü bilgiyi verenin bilgisindeki incelikle gerçekleşir.Bu da benim bilgim.

Her Mason bir Loca'ya bağlıdır ve bağlı bulunmak zorundadır. Localar bir araya gelerek bir Büyük Loca kurabilirler. Türkiye'deki Büyük Loca HKEMBL'dir. ve evet Türkiye'de düzenli Locaların hepsi  Büyük Loca'ya bağlıdır.

Masonluk evrenseldir ancak uluslararası değildir. Evrensel olması onun ilkelerinin evrensel oluşundan kaynaklıdır. Uluslararası bir kuruluş olmadığından dolayı sualinizin son bölümünü teşkil eden "bütün locaların bağlı bulunduğu loca" yoktur ve olamaz. Çünkü Masonluk kurum olarak millidir. Türkiye Büyük Locası ile Almanya Birleşik Büyük Locası veya İngiltere Birleşik Büyük Locası arasında derece olarak üstlük - altlık ilişkisi mevcut değildir. Organik olarak da bir bağ söz konusu değildir. Büyük Localar arasında dostluk ilişkileri vardır. Hiçbir Büyük Loca bir başka Büyük Loca'ya veya ona bağlı bir Locaya direktif veremez, emir buyuramaz, işlerine karışamaz.

Yazdıklarınızın bilgilenme amaçlı olduğunu biliyorum. Bilgilendirmek ile ilgili olarak da " ne kadar bilirsen bil anlatabileceğin karşındakinin anlayabileceği kadardır " sözünden yola çıkarak bilgi almak isteyenin inceliğinin de önemli olduğuna inanıyorum.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Mayıs 20, 2009, 03:02:26 ös

          Peki o zaman kurallarıyla masonluk ve öğretilerine bağlı ancak  her ülkede ki mason locaları kendine özgüdür.Karar alan bir merci var mıdır beğefendi...

          Bardağa su koyarız deyim yerindeyse ağzna kadar geldiğinde daha fazla almaz.Daha fazlasını alamaz.Alacağım bilgi bardaktaki su kadar berrak ve taşmayacak kadar olmalıdır.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 20, 2009, 03:22:24 ös
Hangi hususta ne kararı?

Her Büyük Loca kendi Locaları üzerindeki tek otoritedir . kararları Büyük Loca alır ve Masonlar Büyük Loca kararlarına uymak zorundadır. Türkiye'deki tek ve en büyük otorite HKEMBL'dir dolayısıyla Türkiye'de HKEMBL'in kararlarına ve onun koyduğu kurallara uyulmak zorundadır.

Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: mosilats - Mayıs 20, 2009, 03:33:26 ös

      Sormak istediğim karar masonluk adına evrensel bir karar alan merkez bir loca bulunuyor mu?
Başlık: Re: Zeki insanlarýn Tanrý inancý daha düþük
Gönderen: Isis - Mayıs 20, 2009, 03:41:07 ös
:D :D :D :D
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Genius Loci - Mayıs 20, 2009, 03:52:20 ös

      Sormak istediğim karar masonluk adına evrensel bir karar alan merkez bir loca bulunuyor mu?

Hayır
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: yalçın - Mayıs 20, 2009, 03:57:58 ös
Evrensellik kavramı Masonluk'ta ilke bazındadır.İlkeler değişmeyeceğine göre,evrensel bir karar mekanizması olamaz.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Itzhak - Mayıs 21, 2009, 12:34:01 öö
 Çok bariz bir biçimde görebiliyoruz ki, konu inanç konusundan masonluga sapmaya baslamıstır..İlgili mesajların taşınarak uygun baslık altına toplanması yeni üyeler ve gelecek üyelerimiz için uygun olacaktır..
  İlgililere rica olunur..
Saygılarımla
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: kagank - Temmuz 09, 2009, 02:56:14 ös
Zeki bir insan olduğum için; Tanrı ya inancım daha yüksek...

 Saygılarımla

 
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: kagank - Temmuz 09, 2009, 02:57:56 ös
Zeki bir insan olduğum için; Tanrı ya inancım daha yüksek...

 Saygılarımla

 
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: baris - Temmuz 09, 2009, 03:23:31 ös
Aslında zeki insanların olayları daha iyi kavradıkları,sonuçlarını önceden görebilme yeteneğine de beraberinde sahip oldukları bilinir.Göreceli bir kavramdır.Zeki kime göre zeki?
Bence zeki insanların Tanrı inancının daha yüksek olması gerekir
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: ceycet - Temmuz 09, 2009, 03:31:48 ös

Zeka bilakis,inancın anlamını,sınırlarını,ve işlevini ve arttırır.Bir insanın hem inancı,hemde aklı kıt olursa,hem zeki hemde inançlı insanları anlamakta zorlanabilir.Asıl şaşırtan ise bunu ifade etme cüretini gösterebilmesidir.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Tij - Şubat 20, 2013, 06:13:57 ös
Gecen haftalarda Almanya´da yapilan bir arastirmanin  sonuclari aciklandi.

Almanya´da insanlar yaslandikca tanri inanclari ya zayifliyormus yada tamamiyla kayboluyormus.
Başlık: Ynt: Zeki insanlarýn Tanrý inancý daha düþük
Gönderen: karahan - Şubat 20, 2013, 06:43:53 ös
Yoo, Tanri inancim gayet yuksek.


Bakınız demekki konu başlığı ile ilgili bağlamda o prof. haklı değil,demekki bilimsel zırvalamış hemde.Aklı sadece bilimde yada sadece dinde aramakmış gerizekalılık.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Alşah - Mart 24, 2013, 10:30:49 ös
        Konu başlığı anlamlı. Ancak, bazılarının  neye istinaden ve hangi kriterler çerçevesinde kendi zeka seviyeleri üzerindeki  fikir beyanlarını pek anlamış değilim.
        Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: khanjar - Mart 25, 2013, 11:52:41 ös
Abdüsselam : ( 1926 - ) Pakistanlı Fizik Bilgini İlk nobel ödülü alan müslüman bilim adamı.

Ahmed Bin Musa : ( 10. yüzyıl ) Sistem mühendisliğinin Öncüsü. Astronom ve Mekanikçi.

Akşemseddin : ( 1389 - 1459 ) Pasteur önce Mikrobu bulan ilk bilim adamı. İstanbulun fethinin manevi babasıdır. Fatih sultan Mehmet’ in Hocasıdır

Ali Bin Abbas : ( ? - 994 ) 1000 sene önce ilk kanser ameliyatını yapan bilim adamı. Kılcal damar sitemini ilk defa ortaya atan bilim adamıdır. Eski çağın en büyük hekimlerinden olan hipokratesin (Hipokrat) Doğum olayı görüşünü kökünden yıktı.

Ali Bin İsa : ( 11. yüzyıl ) İlk defa göz hastalıkları hakkında eser veren müslüman bilim adamı.

Ali Bin Rıdvan : ( ? - 1067 ) Batıya tedavi metodlarını öğreten islam alimi.

Ali Kuşçu : ( ? - 1474 ) Ünlü Bir türk astronomi ve matematik bilginidir.

Ammar : ( 11 yüzyıl ) İlk katarak ameliyatını kendine has biçimde yapan müslüman bilim adamı.

Battani : ( 858 - 929 ) Dünyanın en meşhur 20 astrononumdan biri trigonometrinin mucidi, sinus ve kosinüs tabirlerini kullanan ilk bilgin.

Beyruni : ( 973 - 1051 ) Dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamı ümit burnu, amerika ve japonyanın varlığından bahseden ilk bilim adamı. Beyruni amerika kıtasının varlığını kristof colomb’un Keşfinden 500 sene önce bildirmiştir. Matematik, Jeoloji, Coğrafya, Tıp, Felsefe, Fizik, Astronomi gibi dallarda eserler yazmıştır. Çağın En Büyük Alimidir.

Bitruci : ( 13. yüzyıl ) Kopernik’e yol açan öncülük eden astronom bilim adamı.

Cabir Bin Eflah : ( 12. yüzyıl ) Ortaçağın büyük matematik ve astronom bilginidir . Çubuklu güneş saatini bulan ilk bilim adamıdır.

Cabir Bin Hayyan : ( 721 - 805 ) Atom bombası fikrinin ilk mucidi ve kimyanın babası sayılır. Maddenin en Küçük parçası atomun parçalanabileciğini bundan 1200 sene önce söylemiştir.

Cahiz : ( 776 - 869 ) Zooloji İlminin öncülerindendir. Hayvan gübresinden amonyak elde etmiştir.

Cezeri : ( 1136 - 1206 ) İlk sistem mühendisi ve ilk sibernetikçi ve elektronikçi Bilgisayarın babası; oysa bilgisayarın babası yanlış olarak ingiliz matematikçisi Charles Babbage olarak bilinir..

Demiri : ( 1349 - 1405 )Avrupalılardan 400 yıl önce ilk zooloji ansiklopedisini yazan alimdir ... Hayatül hayavan isimli kitabı yazmıştır.

Dinaveri : ( 815 - 895 ) Botanikçi Ve astronom bir alim olarak bilinir.

Ebu Kamil Şuca : ( ? - 951 ) Avrupaya matematiği öğreten islam bilgini.

Ebu’l Fida : ( 1271 - 1331 ) Büyük Bir bilgin tarihçi ve coğrafyacıdır.

Ebu’l Vefa : ( 940 - 998 ) Matematik ve Astronomi bilginidir trigonometriye tanjant, kotanjant, sekant ve kosekantı kazandıran matematik bilginidir.

Ebu Maşer : ( 785 - 886 ) Med-cezir olayını (gel-git) ilk keşfeden bilgindir.

Evliya Çelebi : ( 1611 - 1682 ) Büyük Türk seyyahı ve meşhur seyahatnamenin yazarıdır.

Farabi : ( 870 - 950 ) Ses olayını ilk defa fiziki yönden ele alıp açıklayıp izah getiren ilk bilgindir.

Fergani : ( 9. yüzyıl ) Ekliptik meyli ilk defa tesbit eden astronomi alimi.

Gıyasüddin Cemşid : ( ? - 1429 ) Matematik alimi. Ondalık kesir sistemini bulan çemşid cebir ve astronomi alimi.

Harizmi : ( 780 - 850 ) İlk cebir kitabını yazan ve batıya cebiri öğreten bilgin. Adı algoritmaya isim oldu rakamları Avrupa’ ya öğreten bilgin. Cebiri sistemleştiren Bilgin.

Hasan Bin Musa : ( - ) Dünyanın çevresini ölçen, üç kardeşler olarak bilinen üç kardeşten biri..

Hazini : ( 6 - 7 yüzyıl ) Yerçekimi ve terazilerle ilgili izahlarda bulunan bilgin.

Huneyn Bin İshak : ( 809 - 873 ) Göz doktorlarına öncülük yapan bilgin.

İbni Baytar : ( 1190 - 1248 ) Ortaçağın en büyük botanikçisi ve eczacısıdır.

İbni Cessar : ( ? - 1009 ) Cüzzam hastalığının sebeb ve tedavilerini 900 sene önce açıklayan müslüman doktor.

İbni Ebi Useybia : ( 1203 - 1270 ) Tıp Tarihi hakkında eşsiz bir eser veren doktor.

İbni Fazıl : ( 739 - 805 ) 12 asır önce ilk kağıt fabrikasını kuran vezir.

İbni Firnas : ( ? - 888 ) Wright kardeşlerden önce 1000 sene önce ilk uçağı yapıp uçmayı gerçekleştiren alim.

İbni Haldun : ( 1332 - 1406 ) Tarihi ilim haline getiren sosyolojiyi kuran mütefekkir. Psikolojiyi tarihe uygulamış, ilk defa tarih felsefesi yapan büyük bir islam tarihçisidir. Sosyolog ve şehircilik uzmanı.

İbni Hatip : ( 1313 - 1374 ) Vebanın bulaşıcı hastalık olduğunu ilmi yoldan açıklayan doktor.

İbni Havkal : ( 10. yüzyıl ) 10 asır önce ilmi değeri yüksek bir coğrafya kitabı yazan alim.

İbni Heysem : ( 965 - 1051 ) Optik ilminin kurucusu büyük fizikçi. İslam dünyasının en büyük fizikçisi, batılı bilginlerin öncüsü, göz ve görme sistemlerine açıklık kazandıran alim. Galile teleskopunun arkasındaki isim.

İbni Karaka : ( ? - 1100 ) Dokuzyüz yıl önce torna tezgahı yapan bilgin.

İbni Macit : ( 15. yüzyıl ) Ünlü bir denizci ve coğrafyacı. Vasco da Gama onun bilgilerinden ve rehberliğinden istifade ederek hindistana ulaştı.

İbni Rüşd : ( 1126 - 1198 ) Büyük bir doktor, astronom ve matematikçidir.

İbni Sina : ( 980 - 1037 ) Doktorların sultanı. Eserleri Avrupa üniversitelerinde 600 sene temel kitap olarak okutulan dahi doktor. Hastalık yayan küçük organizmalar, civa ile tedavi, pastör’ e ışık tutması, ilaç bilim ustası, dış belirtilere dayanarak teşhis koyma, botanik ve zooloji ile ilgilendi, Fizikle ilgilendi, jeoloji ilminin babası.

İbni Türk : ( 9. yüzyıl ) Cebirin temelini atan islam bilgini.

İbni Yunus : ( ? - 1009 ) Galile’den önce sarkacı bulan astronom.

İbni Zuhr : ( 1091 - 1162 ) Endülüsün en büyük müslüman doktorlarından asırlarca Avrupa’da eserleri ders kitabı olarak okutuldu.

İbnünnefis : ( 1210 - 1288 ) Küçük kan dolaşımını bulan ünlü islam alimi.

İbrahim Efendi : ( 18. yüzyıl )Osmanlılarda ilk denizaltıyı gerçekleştiren mühendis.

İbrahim Hakkı : ( 1703 - 1780 ) Büyük bir sosyolog, psikolog, astronom ve fen adamı. En ünlü eseri marifetnâme, Burçlardan, insan fizyoloji ve anatomisinden bahsetmiştir.

İdrisi : ( 1100 - 1166 ) Yedi asır önce bügünküne çok benzeyen dünya haritasını çizen coğrafyacı.

İhvanü-s Safa : ( 10. yüzyıl ) çeşitli ilim dallarını içine alan 52 kitaptan meydana gelen bir ansiklopedi yazan ilim adamı. Astronomi , Coğrafya, Musiki, Ahlâk, Felfese kitapları yazmıştır.

İsmail Gelenbevi : ( 1730 - 1791 ) 18 yüzyılda osmanlıların en güçlü matematikçilerinden.

İstahri : ( 10. yüzyıl ) Minyatürlü coğrafya kitabı yazan bilgin.

Kadızade Rumi : ( 1337 - 1430 ) Çağını aşan büyük bir matematikçi ve astronomi bilgini. Osmanlının ve Türklerin ilk astronomudur.

Kambur Vesim : ( ? - 1761 ) Verem mikrobunu Robert Koch’dan 150 sene önce keşfeden ünlü doktor.

Katip Çelebi : ( 1609 - 1657 ) Osmalılarda rönesansın müjdecisi coğrafyacı ve fikir adamı.

Kazvini : ( 1203 - 1283 ) Ortaçağın Herodot’u müslümanların Plinius’u , astronom ve coğrafyacı bilgin.

Kemaleddin Farisi : ( ? - 1320 ) İbni Heysem ayarında büyük islam matematikçisi, fizikçi ve astronom.

Kerhi : ( ? - 1029 ) İslam Matematikçilerinden.

Kindi : ( 803 - 872 ) İbni Heysem’e kadar optikle ilgili eserleri kaynak olan bilgin. Fizik, felsefe ve matematik alanında yaptığı hizmetleri ile tanınmıştır.

Kurşunoğlu Behram : ( 1922 - ? ) Genelleştirilmiş izafiyet teorisini ortaya atan beyin güçlerimizden. Halen prof. Behram Kurşunoğlu Amerika da florida üniversitesinde teorik fizik merkezinde başkanlık yapmaktadır.

Lagarî Hasan Çelebi : ( 17. yüzyıl ) Füzeciliğin atası, osmanlılarda ilk defa füze ile uçan bilgin.

Macriti : ( ? - 1007 ) Matematikte başkan kabul edilen Endülüslü

Mağribi : ( 16. yüzyıl ) Çağının en büyük matematikçilerinden .

Mes’ûdi : ( ? - 956 ) Kıymeti ancak 18. 19. Yüzyıllarda anlaşılan büyük tarihçi ve coğrafyacı. Mesudi günümüzden 1000 sene önce depremlerin oluş sebebini açıklamıştır. Mesûdinin eserlerinden yel değirmenlerinin de müslümanların icadı olduğu anlaşılmıştır.

Mimar Sinan : ( 1489 - 1588 ) Seviyesine bugün dahi ulaşılamayan dahi mimar. Mimar Sinan tam manası ile bir sanat dahisidir.

Muhammed Bin Musa : ( 9. yüzyıl ) Dünyanın Çevresini ölçen 3 kardeşten biri. Matematikçi ve astronom.

Mürsiyeli İbrahim : ( 15. yüzyıl ) Piri reisten 52 sene önce bugünkü uygun Akdeniz haritasını çizen haritacı. Günümüzden 500 sene önce kadar önce yaşamıştır.

Nasirüddin Tusi : ( 1201 - 1274 ) Trigonometri sahasında ilk defa eser veren, Merağa rasathanesini kuran, matematikçi ve astronom.

Necmeddinü-l Mısri : ( 13 yüzyıl ) Çağının ünlü astronomlarından.

Ömer Hayyam : ( ? - 1123 ) Cebirdeki binom formülünü bulan bilgin. Newton veya binom formülünün keşfi ömer hayyama aittir.

Piri Reis : ( 1465 - 1554 ) 400 sene önce bu günküne çok yakın dünya haritasını çizen büyük coğrafyacı. Amerika kıtasının varlığını kristof kolomb ’dan önce bilen ünlü denizci.

Razi : ( 864 - 925 ) Keşifleri ile ün salan asırlar boyunca Avrupa’ya ders veren kimyager doktor ünlü klinikçi. Devrinin En büyük bilgini İbni Sina ile aynı ayarda bir bilgin.

Sabit Bin Kurra : ( ? - 901 ) Newton’ dan çok önce diferansiyel hesabını keşfeden bilgin. Dünyanın çapını doğru olarak hesaplayan ilk islam bilgini. Matemetik ve astronomi alimi.

Sabuncu Oğlu Şerefeddin : ( 1386 - 1470 ) Fatih devrinin ünlü doktor ve cerrahlarındandır. Deneysel fizyolojinin öncülerindendir.

Seydi Ali Reis : ( ? - 1562 ) Ünlü bir denizci, matematik ve astronomi alimidir.

Şemsettin Halili : ( ? - 1397 ) Büyük bir astronomi bilginidir.

Şihabettin Karafi : ( ? - 1285 ) orta çağın en büyük fizikçi ve hukukçularından.

Takiyyüddin Er Rasit : ( 1521 - 1585 ) İstanbul rasathanesi ilk kuran çağından çok ileride asrın önde gelen astronomi alimidir.

Uluğ Bey : ( 1394 -1449 ) Çağının en büyük astronomu ve trigonometride yeni çığır açan ünlü bir alim ve hükümdar.

Zehravi : ( 936 -1013 ) 1000 sene önce ilk çağdaş ameliyatı yapan böbrek taşlarının nasıl çıkarılacağını ve ilk böbrek ameliyatını gerçekleştiren bilim adamı.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: addicted - Temmuz 12, 2013, 11:35:04 ös
Neye ve kime göre zekisin? Ona kalırsa Marilyn Monroe, Einstein'dan daha yüksek bir IQ'ya sahip diyorlar. Bizse bilimsel ve deneysel düşüncelerinden, eylemlerinden dolayı Einstein daha zekidir diyoruz. Bilemiyorum, ben mükemmel bir inanan değilim.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: enverates - Ocak 21, 2014, 07:49:29 ös
Aslında her insanın inandığı tanrı kavramı farklıdır. Bu inanç azlık veya çokluk olarak düşünülemez. Ya vardır ya da yoktur. Tanrı inancı en başta insan için bir güvendir ve en büyük dosttur. Varlığının veya yokluğunun tartışılması yıllardır yapılmış ve yine yıllarca yapılacaktır da... Ve her iki kesiminde havada kalan soruları yıllardır sorulmuş ve yine yıllarca sorulacaktır da. Başlık ise inançlı insanlar için tam tersidir onlara göre zeki insan en çok iman eden insandır. İnançsızlara göre ise durum tam tersidir onlara göre tum bu olup bitenler bu kavramlar bir çizgi roman gibidir. Hayaldir...
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: blackfriairs - Ocak 21, 2014, 07:51:56 ös
Tanri olmasa ne olurdu simdi insanlari kendi haline biraksa ne olurdu Şeytan ugrasmasa insanlarla nasil olurdu ?
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Sade - Temmuz 21, 2014, 12:41:08 öö
Bu araştırmanın ortaya koyma çalıştığı şey;algılanıldığı gibi inançsızlığın zeki olma yönünde aşılması gereken bir engel olduğundan ziyade inancın hayatımızda ki yeridir. Tanrı inancı olması,bir nebze de olsa anlamlandırılamayan veya mana verilemeyen konularda tanrı böyle yarattı hazır cevabına sığınma gibi bir sebep sunmaktadır. İnanç sebebi ile bir çok insan sorgulama yapmamakta ve kendini dar kalıplar arasında sıkıştırmaktadır. Halbuki bir kutsala inanmak,onun kutsallığını bulmak yönünde daha açık bir beyin gerektirmez mi ? Bilim dünyası yüksek inanca sahip bilim adamları da görmüştür malumunuz ve sayıları oldukça da çoktur.
sağlıcakla..
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: akılcıl - Mayıs 08, 2015, 03:00:30 ös
    Tanrı her birimizin içindeki duygu,düşünce ,merhamet.mantık,aşk ve diğer dillendiremediğim duyguların bütünü olabilirmi acaba aslında deist düşünceye sahibim ama okuduğum ve mantıklı gördüğüm kavramlar arada bir bu düşüncemide sorgulamıyor değil.  Ancak şu varki tanrı var ve hepimize göre farklı yorumlanıyor (yaratıcılık ve kalıtsal özellikleri dışında yani görünmez v.s gibi) dolayısı ile hepimiz Tanrının varlığına kendimizden birşeyler katıyoruz demektir. O zaman Tanrı benim ruhumda ve düşüncelerimdedir.  Benim varlığım kendi kabul mekanizmamda onun soyutluğunun göstergesidir. Her düşünen canlının içinde,  Tanrının varlığını kendi düşünce persfektifi ile değerlendirebileceği bir ışık vardır. Ve bu ışık Tanrının parçasıdır. Ben içimdeki bu ışığın çok parlamasını istiyorum çünkü ona yaklaşmanın yolu varsa, bu ışığın aydınlattığı yolu izlemektir.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Metatron - Mayıs 08, 2015, 04:48:22 ös
Pek çok ilkokul çocuğunun Tanrıya inandığını ancak ilerleyen yıllarda -zeka seviyeleri yükseldikçe- çocukların zihinlerinde şüpheler oluştuğunu belirten Profesöy Lynn, Times Higher Education dergisine verdiği demeçte "Niçin toplumun geri kalanına kıyasla daha az akademisyen Tanrı'ya inanıyor? Sanırım bu sadece IQ meselesi. Akademisyenlerin ortalama IQ düzeyleri toplumun genel ortalamasından yüksektir. Genel halk kitleleri üzerinde Gallup'un yaptığı çeşitli kamuoyu araştırmalarında yüksek IQ'ya sahip insanların Tanrı'ya inançlarının daha az olduğu zaten saptanmıştı." demişti.

Bu mantık doğrultusunda ben kesin gerizekalıyım

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Teo - Mayıs 09, 2015, 12:11:49 öö
Biz insanlar her zaman hayatdan bir şeyler isteriz. istemekle olmadığını anladığımız zaman kendimiz bişeyler yaparız. Ve bir çok şeye sahipleniriz. Sahiplendikce daha çok bilgi edindikce insanların bir kısmı ben hayatı çözdüm tanrı yok derler. bu zaman tanrını algılamak onu keşf etmek lazım.
NİYET+DÜŞÜNCE+ARZU=RUH   
İnsan Zeki oldukca, daha çok şey öğrendikce Tanrıya inancı azalmaz. Tam tersi olur. Sadece sıradan insanlar gibi bir inanc sergilemezler.

Saygılarla
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: Hacamat - Mayıs 09, 2015, 01:59:27 öö
Sayın Teo ve Teo gibi düşünenlere katılıyorum.
Ayrıca
Başlık mükemmel olmuş. Konuyu tam anlatıyor. Başlığı yazan devamını yazmasada olurmuş, zira hep duyduğumuz konular.
Benim anlamadığım bu kavga hep var. İnananlar, inanmayanlar. Başa sar. inananlar, inanmayanlar. Bıkılmıyorda. İnananlarda kendi içinde kavga ediyor Tarih din savaşlarıyla dolu. İnanmayanlar burada istikrarlı gözüküyor " herşey tesadüf" diyor "bunlar yesin birbirini,bak ben daha zekiyim" diyor. Komedinin son perdesini inanmayanlar oynuyor. Vs vs.





Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: student - Mayıs 13, 2015, 02:08:36 öö
Bir tanrının olmadığına dair size güvence verebilirim arkadaşlar. Bilmeyenlerinizin "bir tanrının olmadığı" haberini sevinçle karşılamış olmasınıı dilerim. Zira, bir tanrı olmuş olsaydı, bu tanrının adaletsiz, gaddar, acımasız, merhametsiz, haksız ve hukuksuz bir erk olması gerekirdi ki böylesi mel'un bir güce karşı biz yaşayan varlıkların topyekün ayaklanıp sonucu yenilgi de olsa kendimizi savunmamız gerekirdi. İyi ki böyle bir canavar yok. Bu gezegende keyfinizce yaşayabilirsiniz. Öldüğünüzde sizden ıvır zıvır saçma nedenlerden dolayı hesap sorulmayacak. Saçma suçlar isnat edilip cehenneme atılmayacaksınız. Ya da, bazılarınız hayal kırıklığına uğrayabilir ama, sözüm ona, sevaplarınızdan ötürü emrinize altından ırmaklar akan cennet bahçeleri, göğüsleri yeni tomurcuklanmaya başlamış ve fakat henüz el değemiş bakire sübyanlardan müteşekkil bir harem de verilmeyecek. Bunu umanlarınız varsa şimdiden avuçlarını yalamaya başlayabilirler. Öldüğünüz anda beyniniz işlevini yitirecek, duyularınız yok olacak, hiç bir şey hissedemez hale geleceksiniz. Cansız bedeniniz organik bir malzeme yığını olarak zamanla çürüyecek, gezegenimizin kütlesine moleküller olarak dahil olmaya devam edeceksiniz ve milyonlarca yıl sürecek dönemde bazen bir çiçeğin bedeninde, bazen bir hayvanın, bazen de bir kayanın bedeninde malzeme olarak yer alacaksınız. Bazen magmaya karışacaksınız. Bazen gaz olup atmosphere karışacaksınız. Hiç sorun değil. Hiç bir şey hissetmeyeceksiniz. Zira siz çoktan ve tümden yok olmuş olacaksınız. Kesilen saçlarınız, tırnaklarınız, derinizin döküntüleri bir zamanlar canlı idiler. Kesip attığınız bu vücut parçalarınız nasıl çürüyüp toz toprak olduysa/oluyorsa, bedeninizin tümü de siz ölünce toz ve toprak olacak. Ölülerin mezaralarına özenle yerleştirilmelerinin ölülere bir faydası yoktur. Okunan duaların, söylenen sözlerin de bir faydası yoktur. Sadece onu gömenleri bir parça rahatlatmaya yararlar... Bizim bu gezegende, zeka yönünden en gelişmiş canlı olarak yapmamız gereken tek şey, gezegendeki yaşamın, tüm canlıları kapsayacak şekilde barış, denge ve adalet içinde sürekliliğini sağlamaya çaba göstermektir. Bunun için yapmamız gerekenlerden çok yapmamamız gerekenler vardır. Yani, işimiz çok kolay. Egoya hakim olmak, başkalarının sınırlarının başladığı yerde durmayı bilebilmek.. Bunu sağlamak için gelecek nesilleri dindar yapmaya, onları ta başından yalanlarla kandırmaya da gerek yok. Günümüzde bilgi, eğitim herkese ulaşabiliyor. Eğitimi yaygınlaştırmalıyız. Bilgiyi yaymalıyız. İnsanların farkındalığını artırmalıyız. İnsanlara insani standartları öğretmeliyiz. Çocuklarımıza evrendeki konumumuzu, gezegendeki yaşama karşı olan sorumluluklarımızı öğretmeliyiz. İnsanlar olarak binlerce yıl süren yalan dolanlarla kandırılma sürecine bir son verip, evrenin ve üzerinde yaşadığımız gezegendeki yaşamın tüm gerçekleriyle, ne kadar acı ve çirkin olurlarsa olsunlar bilgece ve cesaretle yüzleşebilmeyi göze alabilmeliyiz. Bu yönde eğitilmeli ve eğitmeliyiz. Yoksa, çocuklarımızın daha binlerce yıl kandırılıp uyutulmalarını mı tercih ederiz ?

Zeki insanların tanrı inancının zayıf ya da hiç olmadığı konusuna gelince;

Bildiğiniz gibi tanrıya inanmayan insane ateist deniliyor..
Türkçe'de dinsiz, allahsız, kitapsız vs. Hatta her türlü kötülüğü yapmaya aday insan olarak da algılanıyor.. Nasıl ki "papaz", "ermeni", "gavur" sıfatları küfür olarak kullanılabiliyorsa, "ateist" sözü de hakaret olarak, "toplumun en aşağı sınıfından iğrenç insan" olarak kullanılabiliyor...

Oysa ateist, en basit ifadeyle, esirgeyen, bağışlayan, koruyan, seven bir tanrının var olmasını herkesten çok özleyip istemekle birlikte, çevresine, evrene baktığında böyle bir tanrının mevcut olamayacağını görerek hayal kırıklığına uğramış, zeka seviyesi kendisine anlatılan masallara inanamayacak derecede yüksek bir insandır...

İyi günler dilerim...
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: karahan - Mayıs 13, 2015, 05:22:35 öö
Bir tanrının olmadığına dair size güvence verebilirim arkadaşlar. Bilmeyenlerinizin "bir tanrının olmadığı" haberini sevinçle karşılamış olmasınıı dilerim. Zira, bir tanrı olmuş olsaydı, bu tanrının adaletsiz, gaddar, acımasız, merhametsiz, haksız ve hukuksuz bir erk olması gerekirdi ki böylesi mel'un bir güce karşı biz yaşayan varlıkların topyekün ayaklanıp sonucu yenilgi de olsa kendimizi savunmamız gerekirdi. İyi ki böyle bir canavar yok. Bu gezegende keyfinizce yaşayabilirsiniz. Öldüğünüzde sizden ıvır zıvır saçma nedenlerden dolayı hesap sorulmayacak. Saçma suçlar isnat edilip cehenneme atılmayacaksınız. Ya da, bazılarınız hayal kırıklığına uğrayabilir ama, sözüm ona, sevaplarınızdan ötürü emrinize altından ırmaklar akan cennet bahçeleri, göğüsleri yeni tomurcuklanmaya başlamış ve fakat henüz el değemiş bakire sübyanlardan müteşekkil bir harem de verilmeyecek. Bunu umanlarınız varsa şimdiden avuçlarını yalamaya başlayabilirler. Öldüğünüz anda beyniniz işlevini yitirecek, duyularınız yok olacak, hiç bir şey hissedemez hale geleceksiniz. Cansız bedeniniz organik bir malzeme yığını olarak zamanla çürüyecek, gezegenimizin kütlesine moleküller olarak dahil olmaya devam edeceksiniz ve milyonlarca yıl sürecek dönemde bazen bir çiçeğin bedeninde, bazen bir hayvanın, bazen de bir kayanın bedeninde malzeme olarak yer alacaksınız. Bazen magmaya karışacaksınız. Bazen gaz olup atmosphere karışacaksınız. Hiç sorun değil. Hiç bir şey hissetmeyeceksiniz. Zira siz çoktan ve tümden yok olmuş olacaksınız. Kesilen saçlarınız, tırnaklarınız, derinizin döküntüleri bir zamanlar canlı idiler. Kesip attığınız bu vücut parçalarınız nasıl çürüyüp toz toprak olduysa/oluyorsa, bedeninizin tümü de siz ölünce toz ve toprak olacak. Ölülerin mezaralarına özenle yerleştirilmelerinin ölülere bir faydası yoktur. Okunan duaların, söylenen sözlerin de bir faydası yoktur. Sadece onu gömenleri bir parça rahatlatmaya yararlar... Bizim bu gezegende, zeka yönünden en gelişmiş canlı olarak yapmamız gereken tek şey, gezegendeki yaşamın, tüm canlıları kapsayacak şekilde barış, denge ve adalet içinde sürekliliğini sağlamaya çaba göstermektir. Bunun için yapmamız gerekenlerden çok yapmamamız gerekenler vardır. Yani, işimiz çok kolay. Egoya hakim olmak, başkalarının sınırlarının başladığı yerde durmayı bilebilmek.. Bunu sağlamak için gelecek nesilleri dindar yapmaya, onları ta başından yalanlarla kandırmaya da gerek yok. Günümüzde bilgi, eğitim herkese ulaşabiliyor. Eğitimi yaygınlaştırmalıyız. Bilgiyi yaymalıyız. İnsanların farkındalığını artırmalıyız. İnsanlara insani standartları öğretmeliyiz. Çocuklarımıza evrendeki konumumuzu, gezegendeki yaşama karşı olan sorumluluklarımızı öğretmeliyiz. İnsanlar olarak binlerce yıl süren yalan dolanlarla kandırılma sürecine bir son verip, evrenin ve üzerinde yaşadığımız gezegendeki yaşamın tüm gerçekleriyle, ne kadar acı ve çirkin olurlarsa olsunlar bilgece ve cesaretle yüzleşebilmeyi göze alabilmeliyiz. Bu yönde eğitilmeli ve eğitmeliyiz. Yoksa, çocuklarımızın daha binlerce yıl kandırılıp uyutulmalarını mı tercih ederiz ?

Zeki insanların tanrı inancının zayıf ya da hiç olmadığı konusuna gelince;

Bildiğiniz gibi tanrıya inanmayan insane ateist deniliyor..
Türkçe'de dinsiz, allahsız, kitapsız vs. Hatta her türlü kötülüğü yapmaya aday insan olarak da algılanıyor.. Nasıl ki "papaz", "ermeni", "gavur" sıfatları küfür olarak kullanılabiliyorsa, "ateist" sözü de hakaret olarak, "toplumun en aşağı sınıfından iğrenç insan" olarak kullanılabiliyor...

Oysa ateist, en basit ifadeyle, esirgeyen, bağışlayan, koruyan, seven bir tanrının var olmasını herkesten çok özleyip istemekle birlikte, çevresine, evrene baktığında böyle bir tanrının mevcut olamayacağını görerek hayal kırıklığına uğramış, zeka seviyesi kendisine anlatılan masallara inanamayacak derecede yüksek bir insandır...

İyi günler dilerim...

Sn.student

Burası Masonlar.org forum sitesidir, nerede olduğunuzu bilmenizi isterim.Forum kurallarınİda sanırım okumamissiniz.

Hatirlatirimki bu forum sitesinde inançlara  diğer forumlarda olduğu gibi hakaret edemezsiniz.

Inandigimiz varlığa melun, canavar vs.vs gibi tabirleri kullanamazsiniz. Bu tavır sizi ne daha çok zeki ne daha çok ahlaklı nede daha özel yapar.

Sizin ateist veyahut deist olmanız bu forumu ilgilendirmez aksine saygı duyulur. Sizden de aynı tavır beklenir. Biz inancı olan inanan insanlar ne bir meluna nede bir canavara inanmaktayiz.

Yazınızdaki üst perde tavır ve alaycı üslup hakaretvari tarz bu forum standartlarına aykırıdır. Tartışma konusuna aykırı düşen bu beyanlarinizdan dolayi sizi kiniyorum, ve bir düzeltme yapmanızı bekliyorum.

Karahan
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: İNSAN - Mayıs 13, 2015, 10:40:27 öö
O yoksa kulu burda.

-Biraz sakin !
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: karahan - Mayıs 13, 2015, 05:52:37 ös
Zeki insanların tanrı inancı daha düşük

Konu başlığını bir önerme olarak alırsak,fizik konusunda uzmanlaşmış bir bilim adamı bijoloji ile alakalı bir en ufak bir bilgisi yok ise,zeka seviyesi için ne diyeceğiz?

Zeka'nın bu sorudaki karşıtlığı nedir?tam olarak ne anlamalıyız?

Bir önerme daha
Din . . . temel olarak korkuya dayanır ... bilinmeye karşı duyulan korku, yenilgi korkusu, ölüm korkusu. Korku her acımasızlığın anasıdır ve o yüzden acımasızlık ve dinin el ele gitmesine şaşılmamalı. Benim din hakkındaki görüşüm Lucretius'la aynı. Onu korkudan doğan bir hastalık ve insan ırkına büyük bir mutsuzluk kaynağı olarak görüyorum. - Bertrand Russell

Bertrand Russell 'in tesbiti din'e karşı böyle,çoğu  yerine katılırım.

Asrın en büyük Ateisti olan ANTONY FLEW: BAKIN ŞİMDİ NE SÖYLÜYOR?
"Elbette insanları etkiledim, bu yüzden vermiş olabileceğim büyük zararı gidermek istiyorum ve bunun için çaba göstereceğim."

"Beni esas hayretler içerisinde bırakan, yaşam mimarisidir. Sistem, son derece kompleks, sanki dizayn edilmiş, orada büyük bir akıl var."

"Benim için Tanrı kavramı, tecrübeyle kendisini gösteren Büyük Bir Akla dair, derin hissiyatla birlikte olan inanç olarak tarif edilebilir."

Flew'in Yanılmışım Tanrı varmış kitabı bu konu için muhakkak okunmalıdır.

Flew'in bu kitabının içeriğinde şöyle der Tanrının olmadığına dair her tür isbatım vardı bir şey hari oda KORKU sadece buna bir cevap bulamadım.

Tanrı inancını bir zeka ölçüsü olarak görmek en büyük zekasızlık olsa gerek.
Din gerçek sefaletin ifadesi, gerçek sefalete karşı protesto, ezilen yaratıkların iç geçirmesi, kalpsiz bir dünyanın duygusu, ruhsuz koşulların ruhu... İnsanların afyonudur. - Karl Marx böyle diyor,soru sormayan,merak etmeyen,sorgulamadan yaşayan,herşeyi kabul eden,ezik ve sefil kalmış ve yaşamış her insan tıpkı böyle yapar.

Davit hume ise şöyle der;

"Tanrı kötülüğü önlemek istiyorda gücümü yetmiyor?Öyleyse o güçsüzdür.Yok gücü yetiyorda önlemekmi istemiyor?öyleyse o kötü niyetlidir.Hem güçlü hemde iyi ise kötülük nereden geliyor?"

Hume dinleri incelemişmidir bilemem,lakin burada sorguladığı ve cevaplarını aradığı sorular dinde ve tasavvufta cevapları oldukça basit.
Külli iradenin insanlara verdiği cüzi irade ile kendi seçimlerini aklını kullanarak yapmalarını istedikleri gelişmelerdir.

Humenin sorduğu kötülük te Allah'tan geliyor,kötülük bizim için bir ölçü iken külli irade için bir anlamı yoktur.Kötülüğü önlemiyor diye Allahı memur kılmak özgür iradeye müdahale etmesini istemekten başka birşey değildir.

Din %99'u şekerli kurabiye ve %1'i öldürücü arsenik olan fare zehiri gibidir. Din'in %99'u gerçekler ve iyi mesajlardır ama geriye kalan %1 sizi öldürebilir.

Cevapları diz çökerek, ve gözleri kapalı arayanlardan daha cahil ve işe yaramaz insanlar yoktur.

Din, sıradan insanlar tarafından doğru, zeki insanlar tarafından sahte, liderler tarafından kullanışlı kabul edilir. - Seneca

Bu konuda her zaman beni etkileyen ve bir çok kez burada tekrarladığım söz ise bruno'ya ait

 "Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar." demiştir..

Tanrı inancının düşük olması insanın daha zeki olduğu savına delalet değildir,delilide inandırıcı değildir.

Tanrıya inanan insan aptal,inanmayan zekidir çıkarımı yapmak varılan sonuçta ne kadar zeka belirtisi olarak durabiliyorki.

Bence sadece saçmalık.

karahan
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: ADAM - Mayıs 14, 2015, 09:10:42 öö
Forumdaki bu başlığa paylaşım amaçlı katılmak istemezdim.

Hâlâ da istemem. Bunun bir gerekçesi var, herkesi pek fazla ilgilendirmeyecek olan.

Ancak yazılanları okumaktan geri kalmadım.

Derken, sayın karahan'ın şu sözüne takılıverdim:

Tanrı inancını bir zeka ölçüsü olarak görmek en büyük zekasızlık olsa gerek.

Ben ise derim ki;

Zekâ ölçümlerinde (IQ) Tanrı inancı hiç de işin içine girmez. O testte "Tanrı'ya inanıyor musun?" diye bir soru yoktur. O test, tümüyle bilimsel bir uygulamadır.

Beri yand, tanrı inancı bir zekâ ölçüsü olamaz elbette. Fakat kişinin zekâ düzeyi, onun Tanrı inancının bir etkeni olabilir.

Nitekim oluyor.

Çünkü işin içine özgür buyrultu giriyor; özgür düşünce giriyor.

Zekâ düzeyi daha yüksek olanlar öz buyrultuya daha çok sahip oluyor; daha güçlü bir özgür düşünce üretiyor. Böylece başkalarının üretip, kimilerinin yönlendirme kimilerinin baskı ile kabul ettirdiği tanrı inancını, öylece kabul etmekten önce, dogmayı yadsıyıp zekâsını kullanarak akıl yoluyla sorguluyor.

Bu hiç de yeni, çağımıza özgü bir olgu değil. Bildiğimiz kadarıyla Antik Yunan'da bile varmış. Kim bilir belki daha eskilerde de vardır. (Kuşkusuz vardır; hele Antik Mısır'da... Hele hele Hint'te ve Çin'de...) Ancak teist dinler, buna meydan vermemiş tarihte... Kendi oluşumları sırasında istedikleri toleransı kendileri göstermez olmuşlar. Böylece aklı ezmişlar ama zekâya dokunamamışlar.

Çünkü, inananların deyişiyle "zekâ bir tanrı vergisi."
 
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: student - Mayıs 17, 2015, 07:36:10 ös
Bir tanrının olmadığına dair size güvence verebilirim arkadaşlar. Bilmeyenlerinizin "bir tanrının olmadığı" haberini sevinçle karşılamış olmasınıı dilerim. Zira, bir tanrı olmuş olsaydı, bu tanrının adaletsiz, gaddar, acımasız, merhametsiz, haksız ve hukuksuz bir erk olması gerekirdi ki böylesi mel'un bir güce karşı biz yaşayan varlıkların topyekün ayaklanıp sonucu yenilgi de olsa kendimizi savunmamız gerekirdi. İyi ki böyle bir canavar yok. Bu gezegende keyfinizce yaşayabilirsiniz. Öldüğünüzde sizden ıvır zıvır saçma nedenlerden dolayı hesap sorulmayacak. Saçma suçlar isnat edilip cehenneme atılmayacaksınız. Ya da, bazılarınız hayal kırıklığına uğrayabilir ama, sözüm ona, sevaplarınızdan ötürü emrinize altından ırmaklar akan cennet bahçeleri, göğüsleri yeni tomurcuklanmaya başlamış ve fakat henüz el değemiş bakire sübyanlardan müteşekkil bir harem de verilmeyecek. Bunu umanlarınız varsa şimdiden avuçlarını yalamaya başlayabilirler. Öldüğünüz anda beyniniz işlevini yitirecek, duyularınız yok olacak, hiç bir şey hissedemez hale geleceksiniz. Cansız bedeniniz organik bir malzeme yığını olarak zamanla çürüyecek, gezegenimizin kütlesine moleküller olarak dahil olmaya devam edeceksiniz ve milyonlarca yıl sürecek dönemde bazen bir çiçeğin bedeninde, bazen bir hayvanın, bazen de bir kayanın bedeninde malzeme olarak yer alacaksınız. Bazen magmaya karışacaksınız. Bazen gaz olup atmosphere karışacaksınız. Hiç sorun değil. Hiç bir şey hissetmeyeceksiniz. Zira siz çoktan ve tümden yok olmuş olacaksınız. Kesilen saçlarınız, tırnaklarınız, derinizin döküntüleri bir zamanlar canlı idiler. Kesip attığınız bu vücut parçalarınız nasıl çürüyüp toz toprak olduysa/oluyorsa, bedeninizin tümü de siz ölünce toz ve toprak olacak. Ölülerin mezaralarına özenle yerleştirilmelerinin ölülere bir faydası yoktur. Okunan duaların, söylenen sözlerin de bir faydası yoktur. Sadece onu gömenleri bir parça rahatlatmaya yararlar... Bizim bu gezegende, zeka yönünden en gelişmiş canlı olarak yapmamız gereken tek şey, gezegendeki yaşamın, tüm canlıları kapsayacak şekilde barış, denge ve adalet içinde sürekliliğini sağlamaya çaba göstermektir. Bunun için yapmamız gerekenlerden çok yapmamamız gerekenler vardır. Yani, işimiz çok kolay. Egoya hakim olmak, başkalarının sınırlarının başladığı yerde durmayı bilebilmek.. Bunu sağlamak için gelecek nesilleri dindar yapmaya, onları ta başından yalanlarla kandırmaya da gerek yok. Günümüzde bilgi, eğitim herkese ulaşabiliyor. Eğitimi yaygınlaştırmalıyız. Bilgiyi yaymalıyız. İnsanların farkındalığını artırmalıyız. İnsanlara insani standartları öğretmeliyiz. Çocuklarımıza evrendeki konumumuzu, gezegendeki yaşama karşı olan sorumluluklarımızı öğretmeliyiz. İnsanlar olarak binlerce yıl süren yalan dolanlarla kandırılma sürecine bir son verip, evrenin ve üzerinde yaşadığımız gezegendeki yaşamın tüm gerçekleriyle, ne kadar acı ve çirkin olurlarsa olsunlar bilgece ve cesaretle yüzleşebilmeyi göze alabilmeliyiz. Bu yönde eğitilmeli ve eğitmeliyiz. Yoksa, çocuklarımızın daha binlerce yıl kandırılıp uyutulmalarını mı tercih ederiz ?

Zeki insanların tanrı inancının zayıf ya da hiç olmadığı konusuna gelince;

Bildiğiniz gibi tanrıya inanmayan insane ateist deniliyor..
Türkçe'de dinsiz, allahsız, kitapsız vs. Hatta her türlü kötülüğü yapmaya aday insan olarak da algılanıyor.. Nasıl ki "papaz", "ermeni", "gavur" sıfatları küfür olarak kullanılabiliyorsa, "ateist" sözü de hakaret olarak, "toplumun en aşağı sınıfından iğrenç insan" olarak kullanılabiliyor...

Oysa ateist, en basit ifadeyle, esirgeyen, bağışlayan, koruyan, seven bir tanrının var olmasını herkesten çok özleyip istemekle birlikte, çevresine, evrene baktığında böyle bir tanrının mevcut olamayacağını görerek hayal kırıklığına uğramış, zeka seviyesi kendisine anlatılan masallara inanamayacak derecede yüksek bir insandır...

İyi günler dilerim...

Sn.student

Burası Masonlar.org forum sitesidir, nerede olduğunuzu bilmenizi isterim.Forum kurallarınİda sanırım okumamissiniz.

Hatirlatirimki bu forum sitesinde inançlara  diğer forumlarda olduğu gibi hakaret edemezsiniz.

Inandigimiz varlığa melun, canavar vs.vs gibi tabirleri kullanamazsiniz. Bu tavır sizi ne daha çok zeki ne daha çok ahlaklı nede daha özel yapar.

Sizin ateist veyahut deist olmanız bu forumu ilgilendirmez aksine saygı duyulur. Sizden de aynı tavır beklenir. Biz inancı olan inanan insanlar ne bir meluna nede bir canavara inanmaktayiz.

Yazınızdaki üst perde tavır ve alaycı üslup hakaretvari tarz bu forum standartlarına aykırıdır. Tartışma konusuna aykırı düşen bu beyanlarinizdan dolayi sizi kiniyorum, ve bir düzeltme yapmanızı bekliyorum.

Karahan

Sayın Karahan

Dünyada her kültürün kendisine özgü bir tanrısı vardır.
Sizin tanrınız hangisidir, bilemiyorum...
Bununla birlikte, benim hoşa gitmeyen ifadelerim "kıran, döken, katleden, depremler yaratan, savaşı teşvik eden, öldürmeyi hedef gösteren, savaşlarda kimilerine zaferi, kimilerine hezimeti layık gören ve insanların kaderlerini ona gore yapan, alınlara kara yazılar yazan, canlıların geçimini birbirlerini yemek, tüketmek üzerine kurgulamış olan, canlıları eşit yaratmayan" sözüm ona tanrıya, ya da tanrılara yönelikti.. Sizin tanrınızın bu tür kabul edilemez sıfatlardan arınmış olacağını ümit ve temenni ediyorum. Bu nedenle, sözlerim sizin tanrınızı hedef almamaktadır. Siz rahat olabilirsiniz. Lakin, bir an düşününüz, sizin tanrınız da bu sıfatları taşıyorsa ben ne yapabilirim? Niçin beni suçluyorsunuz?
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: karahan - Mayıs 17, 2015, 07:45:55 ös
Size bu yazıyı herhangi bir tanrı'mı yazdırdı?
Şu yukarıda sayıp döktükleriniz ile geçerli bir tanrı tanımı yapamazsınız.Siz ya teoloji bilmiyorsunuz,yahutta insanın özgür irade ile yaptığı herşey için geçer ve kolaycı bir kaçış tanrıyı suçluyorsunuz.

Sizin hayatta yaptığınız her kişisel hatalarında sorumlusu olarak onumu görüyorsunuz?Özgür irade nedir?ne işe yarar sormak lazım.

Karahan
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: student - Mayıs 17, 2015, 08:10:03 ös
Size bu yazıyı herhangi bir tanrı'mı yazdırdı?
Şu yukarıda sayıp döktükleriniz ile geçerli bir tanrı tanımı yapamazsınız.Siz ya teoloji bilmiyorsunuz,yahutta insanın özgür irade ile yaptığı herşey için geçer ve kolaycı bir kaçış tanrıyı suçluyorsunuz.

Sizin hayatta yaptığınız her kişisel hatalarında sorumlusu olarak onumu görüyorsunuz?Özgür irade nedir?ne işe yarar sormak lazım.

Karahan

İnsanlar her nerede iseler kendilerinden dolayı oradadırlar. Bırakınız tanrıyı, başka insanları bile olup bitenlerden sorumlu tutma kolaycılığına kaçmamalıyız. Gereken önlemleri bilebilseydik, gereken önlemleri alabilseydik başımıza şikayet ettiğimiz şeyler gelmeyecekti..

Tanrıyı suçlamam için tanrının varlığını kabul etmiş olmam gerekir ki bunun böyle olmadığı ta başından beri yazılarımdan anlaşılıyor.
Sanırım konuyu giderek saptırıyoruz.. (nezaketen kendimi de hataya ortak ediyorum)..

"Bilmek" konusuna gelince..
Bir şey bilmediğimin bilincinde ve fakat öğrenmeye açığım..
Yoksa, nick'im "student" olur muydu?

Esenlikler dilerim
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: karahan - Mayıs 17, 2015, 08:19:55 ös
Yazsıklarından kolaylıkla anlaşılıyor zaten problem yok kendi açımdan.Problem var benim için ifade ettğin her ne kadar düşüncelerinde olsa,ifade ederken burada senin gibi olmayanlarında olduğunu bilerek ve düşünerek,polemiğe ve kırıcı söylemlere yol açacak şekilde yazmamak lazım.
İnananların inançları ile alay edip,aşağılayıp,horlamak insansı bir davranış olmasa gerek.Öyle olduğuna inanmanız bu şekil yazmanızı gerektirmez.
Henüz öğrenci olmanız işiniz kolaylaştırır,hayatta hiç bir şeyinb kesin önermesini yapmayın,öğrenilecek bu kadar çok şey varken üstelik.

karahan
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: student - Mayıs 17, 2015, 08:36:36 ös
Yazsıklarından kolaylıkla anlaşılıyor zaten problem yok kendi açımdan.Problem var benim için ifade ettğin her ne kadar düşüncelerinde olsa,ifade ederken burada senin gibi olmayanlarında olduğunu bilerek ve düşünerek,polemiğe ve kırıcı söylemlere yol açacak şekilde yazmamak lazım.
İnananların inançları ile alay edip,aşağılayıp,horlamak insansı bir davranış olmasa gerek.Öyle olduğuna inanmanız bu şekil yazmanızı gerektirmez.
Henüz öğrenci olmanız işiniz kolaylaştırır,hayatta hiç bir şeyinb kesin önermesini yapmayın,öğrenilecek bu kadar çok şey varken üstelik.

karahan

İkinci tekil şahıs tarzında hitap etmenizi bir samimiyet ve yakınlık göstergesi olarak kabul ediyorum. Teşekkür ederim. Ben de sizi yakın bir arkadaş, bir dost olarak kabul ediyorum. Bununla birlikte, size ikinci çoğul şahıs şeklinde hitap eetmeye devam edeceğim. Öğrenilecek çok şey olduğunu elbette biliyorum. Bu konuda bilgilerinizden yararlanmak için sabırsızlandığımı da bildirmek isterim.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: student - Mayıs 21, 2015, 10:29:16 ös
  İnsan bilime eğilim gösterdikçe yargılama sorgulama olgusuda fazlasıyla gelişmekte ve bu sorgu zamanla ayrım göstermeksizin ilahi konularada değinmekte ve yargılayan sorgulayan insan dinide eleştirmeye başlıyor bu da bazı kesimlerde inancın azalmasına yol açıyor.Eğitim düzeyide yargılama üzerinde büyük etki ediyor bilgi ne kadar artarsa sorgulamada o kadart artıyor.Bilim adamı da bu olgudan yola çıkarak tezini hazırlamıştır ve yaklaşımı bana göre doğrudur saygılarımla.

Sn. çiftkatlı, bu konuda sizinle aynı fikirdeyim.
Başlık: Ynt: Zeki insanların Tanrı inancı daha düşük
Gönderen: student - Mayıs 21, 2015, 10:49:44 ös
Din ve Felsefe; Bu ikisi hakkında daha çok bilgi edinmeye başladığınızda ilk hissettiğiniz şey hayret etmek oluyor. Bilmediğim ne kadar çok şey varmış diyor insan. İkinci aşama çelişki. Size öğretilen dogmalarla, gerçeklerin farklı olabileceğini görüyorsunuz. Okumaya devam ettikçe üçüncü aşamada daha eleştirel bir gözle bakmayı öğrenip, yaygın inanışın eksiklerine ve yanlışlarına daha çok konsantre oluyor ve yavaş yavaş karşı tarafa geçtiğinizi hissediyorsunuz, ve gerçeğe ulaşmanın verdiği mutluluk safhası.
Dördüncü aşamada muhalif yönünüz iyice güçleniyor yıllardır elde ettiğiniz bilgi birikimini mantığınızla harmanlayıp, akıl süzgecinden geçirip kendi özgün teorinizi, paradigmanızı geliştiriyorsunuz. Artık sürüdeki bir koyun olmadığınızı bilmenizin verdiği aydınlanma ve özgürlük aşamasındasınız.
Sonra, etrafınızda, hatta tüm dünyada sizin gibi düşünen insanların yok denecek kadar az olduğunu, olanların da düşüncelerini yüksek sesle ifade etmeye çekindiğini görüyorsunuz ve içinizi bir yalnızlık duygusu kaplıyor. Nasıl olup da milyarlarca insanın, binlerce yıl önce anlatılmış hikayelere göre tüm hayatlarına yön verdiğini anlamıyor, tüm insanlığı saran bu kitlesel histeriye bir dur demenin yolunu arıyor ama bulamıyorsunuz.
Sonraki aşamada ise "Ne haliniz varsa görün" deyip kendi iç dünyanızdaki yalnızlığa çekiliyorsunuz.

Bazen bu konuda  merakımı gidermek için okumaya ve araştırmaya başladığım ilk günlerimi "Matrix" filmindeki "kırmızı hap mı, mavi hap mı?" sahnesine benzetiyorum. Gerçekleri görmek için uyandığınızda, gördükleriniz acı verici olabiliyor. İnsanların çoğu bu acıyı tecrübe etmektense imanlı uyuyan güzeller olmayı tercih ediyorsa onları suçlayamam. Çünkü aydınlanma ve uyanma süreci çok uzun ve sonunda da gül bahçesi yok. Siz aydınlığa ve gerçeğe ulaşmak için yalnız başınıza yürürken, diğer taraftaki mutlu çoğunluk, birbirlerine destek olarak, uyanacak gibi olanların beşiğini sallayıp onlara kutsal kitaplardan güzel masallar anlatarak hep birlikte mutlu mutlu yaşayıp gidiyorlar.

Benim düşüncelerimi benden güzel dile getirmişsiniz.Yanlışları değiştirmek  ; sizin de dediğiniz gibi "kitlesel histeriye dur diyebilmek "için hiçbir şey yapamayacağımı idrak etmek ,zaman zaman depresyona sürüklese bile boşveremiyorum.Bir kişinin bir düşüncesini bile değiştirsem hiç yoktan iyidir diye düşünüyorum.Malum bilenin bilmeyene borcu meselesi :).
     Zeki insanlara gelince ; eğer  tanrı inancı düşük olanlardan değilseler  en fanatik dindarlar onlar oluyor bence.Din kurallarını yorumlayıp uygularlarken adeta kendilerini kaybediyorlar. Çevremde arayış içinde olup da tartışılmaz ve sorgulanmaz tanrı  öğretileri içinde boğulmuş kişilere baktığımda zeka azlığından çok  eğitim anlayış farklılığını görüyorum , bir de bu kişilerdeki histerik kişilik yapısını:(.

Sn. seteney, çok önemli bir noktaya değinmişsiniz . İnsanoğlu tanrıyı psikolojik ihtiyaçlarından dolayı tasarlamıştır. Tanrıyı yaratan şey, insanın psikolojik anlamda zayıflığıdır. Zaaflarıdır. Zeki bir insanın da psikolojik anlamda zayıf olması gayet doğaldır. Bu zeki kişi, zekasının tüm gücüyle yaşamsal derecede ihtiyaç duyduğu tanrısını ve ona olan inancını şiddetle savunacaktır.