Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => 3 Buyuk Din => Islam => Konuyu başlatan: shemuel - Mart 25, 2007, 07:17:52 ös

Başlık: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: shemuel - Mart 25, 2007, 07:17:52 ös
İntihar saldırıları gündeme geldiğinde bir isim anılmadan edilemez; Hasan Sabbah. 11 Eylül sonrasında Türkiye ve başka ülkelerde yapılan intihar saldırıları sonrasında köşe yazarları yazılarında hep ondan ve fedailerinden bahsettiler. Hasan Sabbah onu tanımayanların gözünde caniler yetiştiren ve bunları haşhaş ile kandırıp sahte cennet vaadiyle saldırılar düzenleten bir katile çevrildi. Benim Batınilerle ilgili hatırladığım ilk şey lise tarih kitabında geçen tanımlama, kitaba göre onlar uyuşturucu içip Selçuklu Devletinin görevlilerine saldıran “sapık bir zümre”dir. Seneler sonra kitapta bahsedilen “sapık zümre”nin Hasan Sabbah’ın yönettiği Alamut’ta yaşayan İsmaililer olduğunu öğrendim. Bu konu ile ilgili birkaç roman ve araştırma okudum ve ezberim bozuldu, bir daha düzelmemecesine.
Konu ile ilgili olarak son çıkan kitap Su Yayınları tarafından yayınlanan İsmail Kaygusuz’un araştırması; “Hasan Sabbah ve Alamut”. Kitap merak edilen ve şimdiye kadar değinilmeyen birçok noktaya ışık tutuyor. Alamut ve Hasan Sabbah ile ilgili şimdiye kadar çıkmış en kapsamlı Türkçe eser denilebilecek olan çalışmada sadece tarihsel bilgiler değil, Hasan Sabbah’ın felsefesi düşünceleri de yer alıyor.
İsmaililer hakkındaki çok çeşitli iddialar vardır bunlardan en ünlü olanı; kendini kurban eden savaşçılar olan fedailerin özelliğidir; onların hançerleriyle terörizmi yaydıkları ileri sürülmektedir ve Haçlılar döneminin Batılı otoriteleri tarafından “Suikastçılar / katiller (Assassins)” diye adlandırılmışlardır. İsmaililer üzerine ciddi araştırmaları bulunan tarihçi W. İvanow fedailer için şöyle diyor; “doğru bir görüş açısıyla fedailik, savaş gerillasının yerel bir biçimiydi..., bazı bilgisiz, fakat iddalı bilim adamları tarafından yapıldığı gibi, fedailik (kavramı) içinde Nizari İsmaili öğretisinin en tanınmış organik özelliğini görmek, kesinlikle namussuzca bir aptallık olacaktır.” Bernard Lewis ise “Katiller (The Assassins)” adlı eserinde fedailer için şunları yazmaktadır: “Hasan, yeni bir yöntemle disipline edimiş ve kendini adamış; karşı konulmaz derecede üstün orduyla etkili biçimde çarpışabilen bir küçük kuvvet kurdu.”
Sabbah’ın fedaileri, bir düzensiz savaşçılar (gerilla) birliğidir . O günlerde böyle bir yöntem tanınmadığı için, Batılı kaynaklarda verilen kötü isim “Assassins” (suikastçılar, katiller) ile İsmailliler herkese yanlış tanıtıldı. Bununla birlikte çağımızda gerillacılık, kimilerince terörizm, kimileri içinse özgürlük savaşının bir yöntemi olarak görülüyorsa da sıradan sayılabilecek bir yol olarak kendini kabul ettirmiştir.
Bir ölüm makinesi yaratan kişi olarak tanıtılan Hasan Sabbah savaştan hep nefret etti ve kendisini barıştan uzaklaştıracak ve sakin-münzevi yaşamını bozacak karışıklıklardan kaçındı. Gereksiz yere kan dökülmesine her zaman karşıydı. Fakat düşmanları onu hep savaşın içine çektiler; ancak böyle onu öldürüp kalesini ele geçirip ve kendi güçlerini göstereceklerini ve sultanlıklarını yeniden zalimce sürdürebileceklerini düşünüyorlardı. Hasan Sabbah, İsmaili inanışına ve görüşünü benimseyenleri ortadan kaldırmaya çalışan ve bunun için zalimce saldıran yöneticileri öldürtüp kendi insanlarını öldürülmekten kurtardı.
Hasan Sabbah’ı merak edenler ve araştırmacılar için değerli bir kaynak kitap daha raflarda yerini aldı. Tarih konusunda ezberini bozup resmi tarihten kopmak isteyenler; müjde!..


“Hasan Sabbah ve Alamut” - İsmail Kaygusuz - Su Yayınları - 352 sayfa
 
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 05:41:48 öö
Tapınak Şovalyeleri Ross Kruva(Gül-Haç) gibi örgütlerin İsmaili tarikatı ve Hasan Sabbah tan etkilendiği söylenmektedir. Büyük Selçuklu Devleti zamanında Sultan Melikşah ve Vezir Nizamımülk ün otoritesini sarsıcı hareketler yapmış ve Nizamımülk ü suikast etmişlerdir. Ayrıca Sultan Sancer döneminde de faailiyetlerini arttıran Fedayiler tarikatı Haçlı Seferleri esnasında Haçlılarla ortak mücadelede bulunup Sünni İslam dünyasına büyük zarar vermişler Büyük Selçuklu devletini yıkılışa götüren süreçte en önemli rolleri üstlenmişlerdir. Moğol istilası döeminde Moğollar tarafından Alamut kalesi ele geçirilmiştir.Bu da örgütün dağılmasına sebep olmuştur. Örgüt en güçlü dönemini Hasan Sabbah zamanında yaşamış sonrasında ise dağılma süreci başlamıştır. Sünni İslam dünyası içindeki çekişmeler Abbasi Halifesinin Selçuklu devletine gereken yardımı gösterememesi Sünni İslam dünyasında Fütüvvet teşkilatının kurulmasına giden yolu çizmiştir. Haşşaşin kelimesi Sünni İslam dünyasının taktığı Haşşaş İçerek Kendinden geçenler sözcüğü örgütü karalamaya yöneliktir. Bildiğim kadarıyla Hassasin kelimesinin anlamı Aydınlanmış insan kavramıyla ilişkilidir.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Hamlet - Mart 26, 2007, 07:56:10 öö
Alıntı
Tapınak Şovalyeleri Ross Kruva(Gül-Haç) gibi örgütlerin İsmaili tarikatı ve Hasan Sabbah tan etkilendiği söylenmektedir.
dogru olabilir ama simdiye kadar hic duymamistim bunu. sonucta bir gurup tamamen avrupa ve hiristiyan kokenli digerleri ise cok farkli. nasioluyorda birbirinden etkilenebiliyorlar, kaynasmadan?

Alıntı
Büyük Selçuklu Devleti zamanında Sultan Melikşah ve Vezir Nizamımülk ün otoritesini sarsıcı hareketler yapmış ve Nizamımülk ü suikast etmişlerdir.
sen tarih okuyorsun.  dediklerine guvenilir ama bu bilginin kaynagini merak ettim. turk bir kaynak mi yoksa yabanci bir kaynakmi? cunku sende biliyorsunki, turk kaynaklarla yabanci kaynaklar genelde cok celisiyor.
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 01:04:12 ös
    '' Hasan Sabbah İran 'lı bir İsmaili idi. Fatımiliği benimsedikten sonra
Mısır 'a gönderildi ve orada Nizar İbn ül Mustansır 'dan yana oldu ; o yüzden de
Fatımilerle arası açılmıştı. İran 'a döndükten sonra , zorla alınması olanaksız
birçok kaleleri , özellikle Kazven yakınındaki Alamut kalesini ele geçirdi.
Selçuklular bu kaleyi almayı başaramadılar.
       Kurduğu tarikatın özgünlüğü , öğretisinden çok , gizliliğinde , işitilmemiş
disiplininde ve siyasal cinayetlere başvurmasındandır ; bu cinayetlerin en ünlüsü ,
 Nizam ül Mülk 'ün kendisi de oldu. Çömezler , sözde cennet zevklerini umup tatsınlar
diye haşhaşlı bir içkiyle sahoş edilirlerdi ; tarikatın adı oaln Haşhaşiyye de buradan gelir.
Tarikat ,  Suriye 'de pek çabuk çoğaldı ; ve gerçek çömezlerin sayısı çok olmasa da , bütün
Yakındoğu 'da , kuşaklar boyunca korku salıp durdu insanlara.''

                                                                                                                                     

                                                 Kaynak :  Server TANİLLİ
                                                                                 Yüzyılların Gerçeği ve Mirası - cilt II Ortaçağ : Feodal Dünya s-283

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Hamlet - Mart 26, 2007, 06:08:50 ös
Cilt 2 diyo yaaa... Biz kitaplarla arastirma yapiyoz, birileri ansiklopedileri yemis :D

moralim bozuldu. bizde arastirmaci saniyoz kendimizi.

neyse konumuza donelim... Kaynagin turk olup olmadigini merak etmistim ben. yazar ve kitabin ismi sanki turk degilmis gibi duruyor. bu konuda bilgi verebilirmisin?
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Fraternis - Mart 26, 2007, 07:06:27 ös
Şöyle söyleyebilirim yazar Türk bunuda kitapta çeviren bölümü olmamasından anlıyorum ancak biraz zaman ayırırsam size yabancı kaynaklarda yazan blgileride bulabilirim. Ayrıca şunu belirtmekte de yarar var Haçlılar Kudüs 'ü ele geçirdiklerinde Kudüs 'ün Dini yönünden farklı bir özelliğini daha keşfetmişlerdi , o da limanlara olan yakınlığı ve önemli bir ticaret merkezi durumunda olması. Tapınak şövalyeleri Avrupa 'ya geri döndüklerinde yaptıkları ticaret sayesinde gayet güçlenmiş kral ve prenslere borç verir hale gelmişlerdi. Bankacılık faaliyetlerini ilk olarak Avrupa 'ya Tapınak şövalyeleri getirmiş , bir çok Prensi aralarına katmış ve onlardan edindikleri topraklarla askeri güç oluturmuşlardır buna birde Papa 'ya uyuladıkları şantajlarda eklenince Papa onları yalnıza kendine sorumlu Krallar dan da üstün bir konuma yüceltmişti.
Elbette bir süre sonra bu durum değişmiş Kralların ulusal birlik etrafında yeni devletler kurma girişimleri sırasında paraya ihtiyaçları artmış ve Papa ile anlaşarak Tapınak şövalyelerinin çok büyük bir kısmıın mallarına el koymuş bunu takiben yapılan kovuşturmada Tapınak şövalyeleri ve Büyük Üstadları brçok suçlamaya aruz kalmışlardır.
Bu suçlamalar içerisinde Baphomet adlı keçi ayaklı bir Şeytana tapmak , Uyuşturucu kullanmak , insan kurbanı içeren ayinler düzenlemek ve tabiki Müslümanlar 'la ilişki içinde olmak din değiştirip İslam 'a girmek gibi suçlamalarda bulunulmuş , İstavroz çıkarıp tüm suçlamaları kabul ettiklerini imzalatıldıktan sonra türlü işkencelerle kazıklara geçirilmiş , yakılmış ve Büyük Üstad larının Başı kesilmiş halka gösterilmiştir. Koğuşturmadan kurtulan az miktarda Şöalyenin sonra İngltere ve İskoçya 'ya gittikleri buralarda operatif masonlarla kaynaşarak sonraları spekülatif masonluğun doğumuna zein hazırladıkları sanılmaktadır.


Kaynaklar :

1- Yates , The Rosicrucian Enlightenment , Routledge , 200 , Londra , s. 53.
2- a.g.e. , s. 58.
3- Poulat , L ' Esotersme Chretien en France au XIX Siecle , s. 14.
4- Fussler Les Idees Ethiques , Socials et Politiques de Paracelse , Strasbourg , 1986 , s. 224-225
5- a.g.e. , . 93.
6- Gilly , Adam Haslmayr , des erste Verkünden der Manifeste der Rosenkreuzer , Bibliotheca Philosophica Hermetica , Amsterdam , 1994 , s. 106.
7- Haselmayer , Reponse a la Louable Fraternite des Thesophes Rose-Crox , Trol , 1962.
8- Michael Baigent - Richard Leigh bunların 3 kitabı var Kutsal kan Kutsal Kase , Mabet ve Loca diğer kitabı hatırlayamadım. BBC belgeselleri ve Dan Brown 'un Da Vinci Code kitapları bunları referans görteriyor.

Yeterli gelmezse daha bulabilirim Bu arada Ömer Tecimer 'in Gül-Haç kitabı Plan B yayınlarından 2. Baskı 2004 , İstanbul. ve Burak Eldem 'in Fraternis kitabı güzel  ilginizi çekebilir.


Saygılarımla...
Başlık: Re: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: SublimePrince - Mart 27, 2007, 12:08:05 öö
Şöyle söyleyebilirim yazar Türk bunuda kitapta çeviren bölümü olmamasından anlıyorum ancak biraz zaman ayırırsam size yabancı kaynaklarda yazan blgileride bulabilirim. Ayrıca şunu belirtmekte de yarar var Haçlılar Kudüs 'ü ele geçirdiklerinde Kudüs 'ün Dini yönünden farklı bir özelliğini daha keşfetmişlerdi , o da limanlara olan yakınlığı ve önemli bir ticaret merkezi durumunda olması. Tapınak şövalyeleri Avrupa 'ya geri döndüklerinde yaptıkları ticaret sayesinde gayet güçlenmiş kral ve prenslere borç verir hale gelmişlerdi. Bankacılık faaliyetlerini ilk olarak Avrupa 'ya Tapınak şövalyeleri getirmiş , bir çok Prensi aralarına katmış ve onlardan edindikleri topraklarla askeri güç oluturmuşlardır buna birde Papa 'ya uyuladıkları şantajlarda eklenince Papa onları yalnıza kendine sorumlu Krallar dan da üstün bir konuma yüceltmişti.
Elbette bir süre sonra bu durum değişmiş Kralların ulusal birlik etrafında yeni devletler kurma girişimleri sırasında paraya ihtiyaçları artmış ve Papa ile anlaşarak Tapınak şövalyelerinin çok büyük bir kısmıın mallarına el koymuş bunu takiben yapılan kovuşturmada Tapınak şövalyeleri ve Büyük Üstadları brçok suçlamaya aruz kalmışlardır.
Bu suçlamalar içerisinde Baphomet adlı keçi ayaklı bir Şeytana tapmak , Uyuşturucu kullanmak , insan kurbanı içeren ayinler düzenlemek ve tabiki Müslümanlar 'la ilişki içinde olmak din değiştirip İslam 'a girmek gibi suçlamalarda bulunulmuş , İstavroz çıkarıp tüm suçlamaları kabul ettiklerini imzalatıldıktan sonra türlü işkencelerle kazıklara geçirilmiş , yakılmış ve Büyük Üstad larının Başı kesilmiş halka gösterilmiştir. Koğuşturmadan kurtulan az miktarda Şöalyenin sonra İngltere ve İskoçya 'ya gittikleri buralarda operatif masonlarla kaynaşarak sonraları spekülatif masonluğun doğumuna zein hazırladıkları sanılmaktadır.


Kaynaklar :

1- Yates , The Rosicrucian Enlightenment , Routledge , 200 , Londra , s. 53.
2- a.g.e. , s. 58.
3- Poulat , L ' Esotersme Chretien en France au XIX Siecle , s. 14.
4- Fussler Les Idees Ethiques , Socials et Politiques de Paracelse , Strasbourg , 1986 , s. 224-225
5- a.g.e. , . 93.
6- Gilly , Adam Haslmayr , des erste Verkünden der Manifeste der Rosenkreuzer , Bibliotheca Philosophica Hermetica , Amsterdam , 1994 , s. 106.
7- Haselmayer , Reponse a la Louable Fraternite des Thesophes Rose-Crox , Trol , 1962.
8- Michael Baigent - Richard Leigh bunların 3 kitabı var Kutsal kan Kutsal Kase , Mabet ve Loca diğer kitabı hatırlayamadım. BBC belgeselleri ve Dan Brown 'un Da Vinci Code kitapları bunları referans görteriyor.

Yeterli gelmezse daha bulabilirim Bu arada Ömer Tecimer 'in Gül-Haç kitabı Plan B yayınlarından 2. Baskı 2004 , İstanbul. ve Burak Eldem 'in Fraternis kitabı güzel  ilginizi çekebilir.


Saygılarımla...
Bilgiler genel cerceve icerisinde dogru kabul edilenlerdir. Ayrica bahsettiginiz kovusturmalarin basladigi gun bundan sonraki yillarda (gunumuz de dahil) cektirilen eziyetler ve iskencelerden dolayi lanetli gun sayilmaktadir. Bu gunu hic duymamis olanlar bile aslinda duymuslardir :)
Başlık: Re: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Hamlet - Mart 27, 2007, 03:51:11 ös
Halloweennnnnn :)
ayin 13 u :)
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Fraternis - Mart 27, 2007, 04:17:41 ös
 ;D
Başlık: Ynt: Re: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: shemuel - Mart 27, 2007, 10:11:49 ös
Halloweennnnnn :)
ayin 13 u :)
Oda ne?????
Tırstım 3.5 attım
Başlık: Re: Ynt: Re: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: SublimePrince - Mart 28, 2007, 07:35:37 ös
Halloweennnnnn :)
ayin 13 u :)
Oda ne?????
Tırstım 3.5 attım
13.cu cuma lafini hic duymadinizmi? :) Amerika'da bu sebepten bir batil inanis bile olusmustur. Cogu binada ugursuzluguna inanildigindan dolayi  13.cu kat bulunmaz.
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Anarkons. - Mart 28, 2007, 10:13:03 ös
sala gitsin 13. cumaymış
benim bildiğim bir uğursuz gün var oda cumartesi
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Hamlet - Mart 29, 2007, 12:22:34 öö
ne alaka cumartesi?
sizin cumartesileri sevmeniz lazim. Her cumartesi bir eylem ve propaganda duzenlenir turkiyede :)
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Atlas - Mart 29, 2007, 09:40:37 öö
Boğaziçi Üniversitesi Hocalarından
Reha Çamuroğlu - İsmail adlı kitabını da tavsiye ederim. Bu konuda harika bilgiler veriyor. Yezidilerin güneşe dönmeleri gibi İsmail2in çocukluğu, yaşadıkları ve komplolar zinciri okunması gereken bir kitap/kaynak.

Shemuel verdiğin kitabı da okuyacağım.
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Atlas - Mart 29, 2007, 09:49:59 öö
Templiye Şovalyeleri'nin Haçlı seferleri sırasında o sıralarda çok gelişmiş olan Anadolu tarikatlarından etkilenmiş olması son derece normal.

Bektaşi-Alevi, İsmaili, Mevlevi bir çok özellik ve Yeniçeri'lerdeki bazı yapılanmaların Templiye Şövalyeleri'nde de görmekteyiz. Bu konuda yapılan çok araştırma var ancak bir kısmı komplo teorisi olduğu ve büyük bir kısmının ise Vatikan'ın yönlendirmesi olduğu için farklı kaynaklar ile teyit edilmesi lazım.  Zaten tarihlere dikkat edilirse hatalar hemen anlaşılıyor.

Cennetin Krallığı filmi de bu konu ile ilgiliydi, tavsiye ederim.
Başlık: Re: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Hamlet - Mart 29, 2007, 03:51:28 ös
Alıntı
Templiye Şovalyeleri'nin Haçlı seferleri sırasında o sıralarda çok gelişmiş olan Anadolu tarikatlarından etkilenmiş olması son derece normal.
Ayni fikirdeyim. ve kesin etkilenmistir diyorum.

Alıntı
Cennetin Krallığı filmi de bu konu ile ilgiliydi, tavsiye ederim.
cok guzel bir film bende kessinlikle tavsiye ederim. hatta bir ara tanitimini, sinema bolumune koyayim bakin ordan. ilk baslari skiyor bayagi. o yuzden ben ilk izledigimde yarida kesmistim ama orta ve son kisimlarini izleyince filme hayran kaliyorsunuz. bayagi etkiliyor yani. tarihcilerin ve tarihle ilgileenlerin kessinlikle izlemesi gereke nbir film.

Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Fraternis - Mart 29, 2007, 04:08:55 ös
3 defa izledim... ;D
Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Fraternis - Nisan 02, 2007, 01:05:05 öö
13. Cuma hadisesi şöyledir.

Olay Fransız Kralı Philip 'in Papa V. Clement ile yaptığı Tapınakçılara karşı gizli ittifakla bütünleşir.

Kral ülkenin her yanında aynı anda açılacak ve hemen uygulanıcak emri yayınlar ! Tarih  13 Ekim 1307  Cuma günü şafak sökerken Fransa 'daki tüm Tapınakçılar kralın adamları tarafından yakalanıcak , tutuklanıcak , külliyetleri kraliyet müsaderesi altına alınacak ve malları kamulaştırılacaktı.
          Ancak örgütün efsanevi serveti , Philip 'ten paçayı kurtarmayı başardı. Hiçbir zaman bulunamadı ve '' Tapınakçı Hazinesi '' bir giz olarak kaldı.
 Büyük Üstad Jacques de Molay  türlü işkencelere , hapse ve sonunda da idama mahkum oldu.
Molay 'ın kesik başı ve bedeni Tapınakçılar tarafından bir araya getirildi ve cenazesi yapıldı.
Bundan sonra bu tarih hiç unutulmadı nesilden nesile 13. Cuma olarak kaldı.
Tapınakçılar intikam yemini ederek Fransa 'dan ayrıldılar.
Korsan simgesi olarak tanıdığımız Kuru kafa ve kemikler bu olayın bir uzantısıdır.
Ayrıca Masonik sembollerin öncülü olan Hiram Abif hikayesi ve Mısır 'dan Osiris ile Molay  'ın kaderi arasında bir bağ kurulmuştur.

Saygılarımla.
Başlık: Re: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Hamlet - Nisan 02, 2007, 11:50:44 öö
yani Kuru kafa ve Kemikler grubuda Tapinakcilardan sonra ve onlarin bir kolu olarak basladi oylemi? ben onlari tamamen ayri bir grup saniyodum. ilginc.

Tapinakcilar intikam yemini ederek ordan ayrildilar ama intikam aldilar mi? aldilarsa nasil bir intikam aldilar ve intikam planlari neydi?

Başlık: Ynt: Hasan Sabbah ve Alamut kalesi
Gönderen: Fraternis - Nisan 02, 2007, 12:00:59 ös
Yale Üniversitesindeki grup bu sembolü Tapınakçı mirasından almış olabilir.
Tapınakçılar burdan sonra İskoçya ve tüm Avrupa 'ya yayıldılar. Bilindiği kadarıyla bir daha Tapınakçılar ismini kullanarak tarih sahnesine çıkmadılar. İngiltere 'de yeni bir klise kurulması Papa 'nın  denetimini redetmesi sonrasında Fransız devrim ile kraldan alınan intikam olabilir. Aslında tüm bu olaylar silsile şeklinde yaşanmış aralarında uzun zaman farkları bulundurmakla beraber şaşırtıcı bağlantılarada rastlamak mümkün.
Tapınakçılar hakkındaki genel bilgilerimi Kutsal Kan Kutsal Kase kitabından aldım. Bunun yanında Gül-Haç (Ömer Tecimer) çok güzel ve detaylı bir araştırma eseri olmuş.