Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Maddenin Boşluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?  (Okunma sayısı 7094 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 07, 2014, 05:05:09 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 254
  • Cinsiyet: Bay

Merhabalar,

Maddenin %99 u boşluk ve %1 i sabit olmayan çekirdek hakkında ortaya atılan teori hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu bize asırlardır süregelen gizli ilimlerin,ortak bilincin ve kuantumun gerçekliğini ispatlar mı?

Teşekkürler.


Temmuz 07, 2014, 05:47:38 ös
Yanıtla #1
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 45
  • Cinsiyet: Bay

Merhabalar,

Maddenin %99 u boşluk ve %1 i sabit olmayan çekirdek hakkında ortaya atılan teori hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu bize asırlardır süregelen gizli ilimlerin,ortak bilincin ve kuantumun gerçekliğini ispatlar mı?

Teşekkürler.

Sayın MysticMind, merhaba.
Sorunuz ilgimi çekti. Boşluk aslında görecelidir (relative). Atomun ve uzayın kabaca "boşluk" diye tanımladığımız alanları aslında boş değildir. Bu alanlarda (boşluklarda diyemiyorum) atom altı partiküller ve enerji vardır. Evrende enerji tarafından doldurulmamış bir uzay parçası düşünemiyorum. Enerji, bildiğiniz gibi çok değişik formlarda bulunabilir. Sorunuzun ikinci kısmı da ilginç olmakla birlikte, o konuda bir şey diyemeyeceğim. İyi günler dilerim.


Temmuz 07, 2014, 05:58:05 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu konuda bir şey düşünülemez; bu abes olur.

Bu konu ya bilinir ya bilinmez.

Ben bilmiyorum.

Forum üyelerimizden Sayın propulsion bilir. Bu işin uzmanı odur.

Gelir, anlatır.

Öğreniriz.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 07, 2014, 06:10:49 ös
Yanıtla #3
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 45
  • Cinsiyet: Bay


Bu konuda bir şey düşünülemez; bu abes olur.

Bu konu ya bilinir ya bilinmez.

Ben bilmiyorum.

Forum üyelerimizden Sayın propulsion bilir. Bu işin uzmanı odur.

Gelir, anlatır.

Öğreniriz.

Sayın ADAM,
Yazımın bir cümlesinde kullandığım "düşünemiyorum" kelimesi, "yoktur" anlamındadır. Bilimsel makale yazmıyorum. Forumda fikir alışverişinde bulunuyorum. Türkçe'de bazen böyle kullanılır.
Ayrıca, burası üyelere açık bir forum. Fikrimizi yazamayacaksak bize neden foruma giriş ve yazma imkanı veriliyor?
Belli konulara belli üyeler yanıt verecekse bu önceden bildirilmeli.
Ayrıca, kullandığınız üslup da azarlar gibi.
Sizi nezakete davet eder, iyi günler dilerim.


Temmuz 07, 2014, 06:24:51 ös
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bakınız...

Burası herhangi bir forum değildir.

Burası öncelikle bir Masonluk forumudur.

Masonluğun ilk düşünsel değerlendirme ilkesi bilimselliktir.

Burada bir bilimsel konu başlığı açılmıştır.

Bilimsel konu üzerinde görüş belirtilemez; bilgi belirtilir.

Sevgili rahmetli Uğur Mumcu'nun demiş olduğu üzere, bilmeden görüş belirtmek abesle uğraşmaktır.

Burada hiç kimsenin yazısı engellenmekte değildir. Fakat bu Forum üyeler arasında kapalı bir forum da değildir. Dışarıdan izlenmektedir ve asıl işlevi Forumu dışarıdan izleyenleri bilgilendirmektir.

Durum böyle olunca, Forumda yazı yazanların ne yazdığına dikkat etmesi gereklidir.

Bu yazı da Forumu dışarıdan izleyenlerce okunmaktadır.

Üslübumuzda azarlama değil, uyarı vardır. Kimilerine sert gelebilir. O da onların sorunudur.

Kaldı ki, buradaki eleştiri doğrudan bu başlıktaki "ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine yapılmıştır.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 07, 2014, 06:49:05 ös
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM sert çıkınca yazayım mı diye düşündüm. Hatta doğrudan Sayın Propulsion'u adres göstermiş.
Soru güzel olsa da öyle gizli ilimler falan denilince işin tadı kaçıyor.

Sayın ADAM haklı ama tepkisinde...
Bir kere boşluk nedir? Bilimsel olarak birkaç bilgi verirsin. Sonra sorunu sorarsın.Bir konu hakkında bir şey bilmeden iyi soru soramazsınız.

Fiziksel boşluk var ama sayın student'in dediği.gibi kuantum anlamında bütün parçacıklaar birbirleriyle etkileşim halinde. Yani boşlukta bile enerji vardır.

O zaman ben bekleyeyim.
Boşluk (fiziksel) ile ilgili bilim tarihinden benim de anlatacağım kısa bir hikaye var...
« Son Düzenleme: Temmuz 07, 2014, 06:52:46 ös Gönderen: asimov »
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Temmuz 07, 2014, 09:38:15 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 254
  • Cinsiyet: Bay

Aslında bu henüz bir teoridir bu sebeple tartışmaya açtım üstat.


Temmuz 08, 2014, 12:16:08 öö
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay


Herkese merhaba,
Öncelikle sayın ADAM gibi forumun tecrübeli, en çok katkı veren bilgili bir üyesinin beni adres göstermesi beni çok mutlu etti.  Ben ve hepimiz yani tüm forum üyelerinin birbirimizden birçok şey öğreneceğimiz noktasında da hiç kuşkum yok.

Bu konuda öncelikle kendi fikirlerimi söylemeden sayın asimov'un da üzerinde durduğu gibi  boşluk tanımlamasını yapmak gerekir. Boşluk kelimesi TDK sözlüğünde “olmama” biçiminde tanımlanır.

Kusura bakmayın bu konu oldukça karmaşık bir konu olduğundan biraz uzunca yazdım (yine de yeterli değil ama)

Acaba maddenin boşluğu derken hangi ölçekte bahsediyoruz.

Madde derken, temel yapıtaşı olarak kabul edilen atomlar oluşan maddeyi mi kastediyoruz. Yani atomlar birleşip maddeyi oluşturur dersek soru “atomlar arası boşluk” sorusu hakkında bahsetmek isterim. Bu durumda maddenin hangi halde olduğu sorusuna cevap vermek gerekir. Şayet katı ise madde parçacıkları arası mesafe çok azdır. Katı haldeki madde sıkıştırılamaz kabul edilir (yani sıkışma esnasında yoğunluğu değişmez).   

Sıvı halde ise katı madde kadar da olmasa yine sıkıştırılamaz kabul edilir (örneğin su dolu pet şişeye basarsak kapağı sıkışamaz ve patlar).

Madde gaz halinde ise madde parçacıkları arası mesafe çok uzaktır ve iki aynı madde parçacığı arası açıktır. Eğer bu madde vakumda ise evet boşluk vardır diyebiliriz. Ama peki vakum değilse iki madde parçacığı arasındaki mesafede hangi madde içinde o vardır.

Plazma durumu var fakat onu da gaz gibi düşünebiliriz ama önce tanımını yapmakta fayda var. Plazma, maddenin gaz halinden sonra elde edilmiş yüklü (elektronlar ve bu elektronların terk ettiği iyon haline gelmiş atomlar) ve yüksüz yani henüz elektron vermemiş olan atomlardan oluşan topluluktur (plazma konusu çok detaylı bir biçimde başka bir başlık altında incelenebilir).

Atomu incelersek durum nasıldır? Atomu tanımlamak istersek: Atom merkezde çekirdek (içinde proton + nötron ve onları bir arada tutan gluonlar. Gluon isimi verilen bu parçacıklar + yüklü protonların birbirini itmeyip bir arada durmalarını sağlar) ve etrafında belirli enerji seviyelerinde dönen elektronlar.

Protonlar ve nötronlar ise kuark adı verilen temel parçacıklar yine bunları bir arada tutan gluon adlı parçacıklarından oluşur.  Unutmadan elektronlar maddeye dair temel parçacık olup tıpkı kuarklar gibi fermiyon tipi lepton grubu atom altı parçacıklarıdır. Atom altı parçacıklar parçacık fiziğinin standart modeli değimiz bir model ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu konu sayın MysticMind’ın dediği modeldir.

Bir atomun çapı, elektron bulutu da (Heisenberg Belirsizlik ilkesi de dikkate alındığında elektronun bulunacağı ortalama pozisyon) dahil olmak üzere yaklaşık 10^-8 cm civarında iken Atom çekirdeğinin çapı ise 10^-13 cm kadardır. Atomlar, boyutlarının görünür ışığın dalga boyundan (10^-5 cm mertebesinde) çok küçük olması sebebiyle optik yöntemlerle değilse elektron mikroskobu, x ışını mikroskobu, nükleer manyetik rezonans gibi yöntemler ile incelenebilir. Bakıldığında çekirdek ve elektronlar arasında mesafe çekirdeğin 100000 katı kadardır.

Peki, bu arada ne var? Bu arada hiç bir maddeye dair parçacık yani fermiyon (kuarklar + leptonlar - bu konu çok detaylı bir biçimde başka bir başlık altında incelenebilir) grubu parçacık yoktur. Fakat bozon (bu konu çok detaylı bir biçimde başka bir başlık altında incelenebilir) denilen kuvvet taşıyıcı parçacıklar olabilir.

Peki, neden böyle? Çünkü elektronların çekirdek etrafında dönmelerini sağlayan kuvvetler(yörüngede tutunmalarını sağlayan) hem elektromanyetik kuvvetler hem de çekimsel kuvvetlerdir. Bu iki kuvvetten elektromanyetik kuvvetleri taşıyan parçacığa (yani bozona) foton denir. Çekimsel etkileri taşıyan ise graviton olarak isimlendirilen fakat henüz gözlemlenmemiş (yani teorik olarak hesaplarda öngörülmüş fakat henüz gözlenmemiş)  parçacıktır.

Çekirdek ve elektron bulutu arasındaki boşlukta bu tip atom altı parçacıklar vardır. Yani bozonlar vardır. Foton herhangi bir durağan kütleye sahip olmayan ve enerjisi ise frekansının büyüklüğüne bağlı olan parçacıktır. Graviton ise henüz varlığı kanıtlanmamış ve çekimsel etkileşimleri taşıdığına inanılan kütlesiz atom altı parçacıktır. Gravitonun varlığı etkileri sayesinde bilinmektedir.

Saygılarımla,

propulsion


Nosce te Ipsum


Temmuz 08, 2014, 07:21:21 öö
Yanıtla #8
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Sayın propulson güzel bir yanıt vermiş. Benim anlayabildiğim daha bılunacak şeyler. Yani boşluk dediğimiz hiç bir etkileşimin olmadığı boş bir uzay/ alan mı?

Simdi gravitasyon kuvveti diyoruz. Teorik olarak sonsuza kadar etkili. Hani bize öğretilmişti. Gezegenler birbirlerini kütleleri ile doğrunorantılı, aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılı olarak çekerler.

O zaman uzay denilen doku içünde bütün cisimler yani madde birbirleriyle ileişim içinde olmuyor mu?

Felsefi soru işte bu olacaktır?

Uzay sonsuz büyüklüğü içinde bütün maddnin birbirleriyle etileşim halinde olduğu bir doku mudur?

Bunun gizli iimler ile falan ilişkisi yok.

Sayın propulsion acaba bilinenler ışığında ve bilimsel öngörüsü ile bu soruya nasıl bir yorum yapabiir?
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Temmuz 08, 2014, 01:15:45 ös
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 402
  • Cinsiyet: Bay

Öncelikle Sayın asimov’un hakkımda söyledikleri beni mutlu etti. Bu konuda bilgim ve öngörülerimle yorumlamaya çalışırken yanlış anlaşılmaktan çok korkarım. Çünkü bilmediklerimle bildiklerimi karşılaştırırsam: Orantısal olarak bu ikisinin oranı toplam atom hacminin maddesel bölgenin hacmine oranı kadar olduğunu düşünüyorum. Yani bilmediklerim %99,99999’luk bir kısmı kapsamaktadır. Çünkü halen öğrenmeye devam ediyorum. Çünkü orantısal olarak da bakıldığında öğrenilecek çok şey var. Benim yapmaya çalıştığım forumda bir şeyler öğrenmek ve elimden geldiğince katkılar vermeye çalışmaktır.

Bu tip sorular genelde Standart Model çerçevesinde açıklanmaya çalışılır. Standart Model, gözlemlenen maddeyi oluşturan, şimdiye dek bulunmuş temel parçacıkları ve bunların etkileşmesinde önemli olan 3 temel kuvveti açıklayan kuramdır. (Not: Parçacık fiziğinde pek çok model vardır. Bunlar süper simetri, büyük birleşik kuramlar ve standart model ve diğerleri…)

Ben de yorumlarımı standart model üzerinden yapmaya çalışacağım. Bu durumda temel kuvvetler nelerdir ve kısaca nasıl açıklayabiliriz. Bunlar sırasıyla kısa açıklamalarıyla beraber;

Kütle-çekim etkileşimi(kuvveti) : Maddelerin ve parçacıkların kütlelerine göre birbirlerini çekmesini sağlayan kuvvet (etkileşim)
Elektromanyetik etkileşim(kuvvet) : Elektrik yüklü maddelerin ve parçacıkların birbirlerini çekmesini veya itmesini sağlayan kuvvet (etkileşim)
Güçlü nükleer etkileşim(kuvvet) : Çekirdeği ve çekirdeğin içindeki kuarkları ve temel parçacıkları bir arada tutmayı sağlayan güçlü kuvvet
Zayıf nükleer etkileşim(kuvvet) : Ağır kuark veya leptonların daha hafit kuark ve leptonlara bozunmasını sağlayan kuvvet. (Bu kuvvet ile elektromanyetik kuvvet "elektrozayıf" adı verilen bir kuram ile birleştirilmiştir

şeklinde özetlenebilir.

Peki, standart modele göre evrendeki temel parçacıklar (temel derken=bölünemeyen anlamında ya da başka bir deyişle içyapıları olmayan temel parçacıklar) nelerdir?

Standart Model'e göre evrende, temel parçacık olarak;
Fermiyonlar: 6 çeşit kuark,  6 çeşit lepton ve bunların 'karşıt' parçacıkları
Bozonlar:  foton, 8 çeşit gluon ve 3 çeşit 'vektör bozon'dan oluşan 'kuvvet taşıyıcı' parçacıklar
vardır.

Foton: Az önce bahsettiğimiz ve parçacıklarım yüklüğü durumunda ortaya çıkan elektromanyetik etkileşimin taşıyıcı parçacığıdır (yani bozonudur).
Gluonlar: Kuvvetli etkileşim olarak anılan etkileşimi taşıyan aracı parçacıklar (yani bozonlar)
Vektör bozonları (W ve Z bozonları): Bunlar ise az önce kısaca tanımladığımız zayıf etkileşimleri taşıyan aracı parçacıklar (yani bozonlar).

Bu sıraladığım her üç bozonda gözlenmiş (yükü, kütlesi, spin özellikleri bilinen) parçacıklardır. Bunların yanı sıra daha henüz gözlenmemiş fakat olacağı teorik hesaplarda öngörülen graviton isimli parçacık vardır. Bu parçacık çekimsel etkileri taşıyan parçacıktır.
Kuarklarla leptonlar, kuvvet taşıyıcı parçacıklar yani bozonlar aracılığıyla etkileşime girerek, evrendeki görünür maddenin tümüne vücut veriyor.

Az evvel bahsettiğimiz Standart Model'in, kütle çekimini de kapsayacak şekilde geliştirilmiş halinde bir de, parçacıklarla etkileşime girerek onlara kütle kazandıran Higgs bozonu var (2013 Nobel Fizik Ödülü bu parçacıkla ilgili çalışmalarından dolayı Higgs ve Englert’e verildi - http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=16635.0).

Bu temel etkileşimlerin erimi (menzili=etki mesafesi) ve enerjisi ne kadardır? Sanırım asimov’un bahsettiği konu bu olsa gerek.
Güçlü etkileşimlerin etki gücünü 1 kabul edelim kendi erimi bir önceki  yorumumda da söylediğim çekirdek boyutu yani 10^-13 cm civarındadır. Yani çekirdek dışında etkisi sıfırdır.
Elektromanyetik etkileşimlerin etki gücü ise güçlü etkileşimleri 1 kabul edildiği yerde 10^-2 (bu değer göreli olup güçlü etkileşimler 1 kabul edilerek hesaplanmıştır) erimi ise sonsuzdur yani sonsuz uzaklıkta sıfır olurlar.
 Zayıf etkileşimler ise göreli etkin gücü 10^-13 olup erimi ise 10^-16m mertebesindedir (bu değer tam olarak bilinmeyen fakat 10^-16 cm olarak kuark boyutu ile ilişkilendirilebilir ).
Kütle çekimsel etkileşimler ise göreli şiddeti 10^-38 olup (güçlü etkileşime kıyasla) menzili ise sonsuzdur. Temel parçacıklardan tutun da evrendeki büyük galaksilere kadar etkilidir.

Bu durumda, başlığı çok güzel bir yere taşıyan (biraz daha açan) forumun kıymetli üyesi Sayın asimov’un bahsettiği maddelerin birbirleri etkileşmesi bu oluyor sanırım.

Saygılarımla
Nosce te Ipsum


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
32 Yanıt
12107 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 08, 2007, 01:35:30 öö
Gönderen: LEON COMANDANTE
4 Yanıt
3668 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 12, 2007, 08:28:07 ös
Gönderen: Prenses Isabella
8 Yanıt
5802 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2017, 01:29:27 öö
Gönderen: HomoSapıens
1 Yanıt
3229 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2009, 06:08:54 ös
Gönderen: Quantum
0 Yanıt
2283 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2012, 07:09:59 ös
Gönderen: karahan
2 Yanıt
3762 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2014, 09:01:35 ös
Gönderen: Ali Genetic
14 Yanıt
9007 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 25, 2014, 09:21:53 ös
Gönderen: yazbenide
6 Yanıt
3347 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2014, 07:14:55 ös
Gönderen: Nicolus
18 Yanıt
6512 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 19, 2015, 10:22:02 ös
Gönderen: Samuray
15 Yanıt
11047 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2015, 03:56:56 ös
Gönderen: propulsion