Oturumun Sonundaki “Yararlar” Bölümü
Kimisi “yararlar” diyor, kimisi eski dilden alışkanlığı sürdürerek “menfaatler”. Ben öncekini yeğliyorum.
Üstad-ı muhterem, locanın herhangi bir oturumunu kapatmadan önce mutlaka “Masonluğun genel (umumî) ve locanın özel (hususî) yararları” üzerine söz verir. Aynı gün içinde birden çok derecenin birden oturumu yapılıyorsa, buna “Masonluğun genel ve locanın ……. derecesindeki özel yararları” da denilebilir.
Uygulama çoğu kez böyledir ama üstad-ı muhterem bunu da ikiye ayırabilir. Önce biri için -örneğin genel yararlar- sonra da diğeri için ayrı ayrı söz verebilir. Bu da görüşülecek konuların sıralanmasında bir düzen sağlar. Eğer büyük locanın yararlarından söz edilecekse, bu da genel yararlar kapsamındadır.
Buradaki “yararlar” (menfaatler) sözcüğü bir masonik terimdir. Bunu herhangi bir “çıkar” anlamında almamak gerekir çünkü değildir.
Bir locada bu aşamada yapılacak görüşmeleri “oturumun en önemli bölümü” olarak niteleyenler var. Haksız da sayılmazlar.
Oturumun bu aşamasında, her isteyen söz alabilir ve çeşitli konular üzerindeki duyurularını, görüşlerini, önerilerini ya da dileklerini iletir. Her birine söz verilmesi zorunludur. Ancak herkese söz hakkı verilmesinin zorunlu oluşu demek, istenilen her şeyin söylenebileceği anlamına gelmez. Bu aşamada da Masonluğun genel kuralları gözetilir. Kaldı ki, değinilebilecek konuların oturumun hangi derecede yapıldığı ile de bağlantısı olabilir. Bu bakımdan, üstad-ı muhterem söz alanların hangi konuda konuştuklarına dikkat eder ve önceden bildirmese de derecelerle bağlantılı sınırlamalar yapar.
Önce çırak, sonra kalfa, sonra üstat derecesindeki masonlara, daha sonra doğuda oturanlara söz verilir.
Bir oturumun hemen hemen her “yararlar” bölümünde, üstad-ı muhteremin loca üyelerine bir diyeceği olur. Üstad-ı muhterem kendi söyleyeceklerini genellikle sona bırakır.
Şöyle bir sorunu olabilir: «Üstad-ı muhterem konuştuktan sonra artık söz alınamaz mı?»
Böyle bir kısıtlama yoktur ama uygun düşeni budur. Nitekim üstad-ı muhteremi bir yana bırakalım, doğuda oturanlar söz aldıktan sonra diğer masonlara söz düşmez.
Son bir noktaya daha işaret edeyim: Masonlar, mabette geçirilen zamanı iyi ve doğru kullanmaya özen göstermelidir.
Dolayısıyla «Oturumun “yararlar” bölümünde her konu üzerinde görüşülebilir.» kuralından hareket edilerek, aslında kardeş sofrasında ya da mabet dışındaki söyleşiler sırasında rahatça konuşulabilecek konuları açmaktan sakınmalıdırlar. Öyle yapmayanlar var mı, bunun üzerine üstad-ı muhterem nasıl bir tavır takınıyor bilmiyorum; ancak olması gerekeni belirtiyorum.