Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Huguenotlar - 2  (Okunma sayısı 4248 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 28, 2010, 10:34:25 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Forumun önceki tarihlerinde bir ara Katharlar üzerinde durmuştum. Bu topluluğun bir niteliğinin de özellikle dokumacılık zanaaatıyla uğraşmaları olduğunu belirtmiştim. Bu konuda kesin bir yargım olamaz ama sanırım Katharlar Avrdupa’da bu zanaatın gelişiminde hayle katkılı olmuştur.

Acaba Avrupa tarihinde bu gibi işler niçin çoğunlukla Katolik inancına karşı çıkan topluluklarca geliştirilmiş?

Bilemem. Bilen varsa söylesin.

Huguenotlar da Fransa ve çevresinde endüstriyel esnaf sınıfını oluşturmaktaydı. Dürüstlüğün en yüksek mertebesi anlamına gelen “bir Huguenot kadar dürüst” deyişi, sonraları Fransa’da bir atasözü haline geldi. Tıpkı 16. yüzyıl öncesinde Anadolu’daki Ahiler gibi…

19. yüzyıl sonlarının İrlandalı tarihçisi William Edward Lecky, bir yapıtında şöyle diyor: “Nantes Fermanı’nın geri alınmasıyla gerçekleşen Huguenot katliamı, Fransa halkının en sağlam, en alçakgönüllü, en erdemli ve genel olarak en aydın sınıfının yok edilmesiydi. Bu durum, kaçınılmaz olarak ulusal karakterin bozuluşuna ve son olarak yaklaşık bir yüzyıl sonra hem sunağın hem tahtın önünde yere eğilmeyi zorunlu kılacak olan kuşkuculuk akımını yok edebilecek son engelin ortadan kaldırılmasına yol açmış oldu.”

18. yüzyılın eleştirici din adamlarından İngiliz William Warburton’un bir yazısında ise Huguenotlar ile bağlantılı olmak üzere şunları dediğini görürüz: “Eğer tarihlerini okuduysanız, onlara karşı uygulanan zulmün ne denli acımasız ve adaletsiz olduğunu görürsünüz. Yaşamlarındaki keskin ılımlılık, ahlâki davranışlarının saflığı, çalışma alışkanlıkları ve o dönemde Fransa’nın ulusal yaşamınıntümünü yozlaşmaya terk eden şehvet arzusundan kaçınmaları, düşmanları tarafından bile büyük bir saygıyla karşılanmıştır.”

Almanya’ya göçen Huguenotlar yavaş yavaş asimile olmalarına ve kendilerine özgün âyin dilini de sonunda Almancaya çevirmelerine karşın, uzun süre Alman prenslerinin onlara tanıdığı ayrıcalıklardan yararlandılar. Bu sonraki yüzyıllarda da sürdü ve 20/. yüzyıla kadar geldi. Nazi rejimi sırasında resmen genel bir kilise çatısı altında birleştirilmelerine çalışıldı. Olmadı. Günümüzde Almanya’da “Fransız Reform Kilisesi“ adını taşıyan birkaç ayrı özgün Huguenot topluluğu var.

Fransa’da Huguenotların çektiği çile ancak 1764 yılında sona erebildi. Büyük Fransız Devrimi sonrasında da yurttaşlık haklarına yeniden kavuştular. Günümüzde Fransa’da bir milyon dolayında Huguenot olduğu söyleniyor. Bunların arasında politika ve sanat alanında ün kazanmış kimseler de yer alıyor.

Aslında Huguenotların endüstriye katkılarında söz edecektim ya… Bu bakımdan çok örnek verilebilir ama ikisi hayli öne çıkar. Bunlardan biri gemicilik; hem inşaatı hem işletmesi. O tarihlerde Osmanlı Devleti’nin iyice sıkıştırmış olduğu Avrupa’nın tek çıkış yolu vardı: Okyanusa açılmak. Nitekim Batı Avrupa’daki liman kentlerinin büyük önem kazanması da işte o dönemde gerçekleşmiştir. Limanlar arasındaki ticarî dengeler, giderek siyasal dengeleri de etkiler olmuştur. İşte buraların çalışanlarının büyük çoğunluğunu Huguenotlaer oluşturmaktaydı.

Huguenotların bir de saatçilik konusunda uzman oldukları bilinir. İsviçre’de gelişen bu zanaatın öncüleri, Fransa’dan oraya göç etmiş olan Huguenotlardır.

19. yüzyılda Endüstri Devrimi niçin öncelikle İngiltere’de gerçekleşti?

Buna iyi bir açıklama verenler olabilir. Ancak kimilerine göre de bunun böyle oluşunun nedeni Fransa’nın Huguenotları kovması ve İngiltere’nin onlara kucak açmasıdır.

Osmanlı Devleti’ndeki bir olayın yorumsal bir değerlendirmesini yapalım mı?

Huguenotlar Fransa’da kapı dışarı edilince, kimileri Osmanlılara sığınmak istemişti. Bu istek bir toplu grup bakımından kabul edilmemiş, ancak sınırlı sayıda kişinin göçüne izin verilmişti. Osmanlı Devleti’ne Batılılaşması konusunda ülkedeki yabancılar tarafından düzenlenen raporlardan ilki, 1716 sonlarında İstanbul’a gelmiş olan ve bir Huguenot grubunun başında bulunan De Rocheford adlı bir Fransız subayı tarafından düzenlenmiştir. O zamanki Sadaret Kaymakamı İbrahim Paşa ile görüştükten sonra. buna “Bâb-ı Åli Hizmetinde Bir Ecnebi Askeri Mühendisleri Kıtası Teşkili” adı verilmiştir. Bu proje, o tarihte geleneksel Osmanlı askerî örgütlerinin yanı sıra bir tür fen subaylığı önerisini içeriyordu. Buna sıcak bakılmadı ama bundan bir süre sonra kurulan ulusal nitelikli Mühendishane-i Berri-i Hümayun ve onu izleyen Mühendishane-i Bahri-i Hümayun oluşumlarında acaba bu projenin etkisi ve esinlendirmesi yok muydu?

17. yüzyıl sonlarında Avrupa’nın en zengin ülkesi olan Katolik Fransa, en çalışkan ve en becerikli yurttaşları olan Huguenotları ülke dışına sürüp atınca perişanları oynamaya başladı. Benzer duruma 1492 yılı sonrasında İspanya yaptı; ülkenin beyin takımı sayılan Yahudileri kovarak.

1492… Yanlış olsa bile genelde benimsendiği üzere Avrupalıların Amerika’yı keşfi bu tarihte değil mi?.. Huguenotların büyük bir bölümünün de sonradan oluşan ABD’ne göçtüğünü belirtmiştim. Bundan sonrasının yorumunu siz yapın ama ben burada masonlar forumunda bulunduğumuzu göz önüne alarak şunu ekleyeyim:

18. yüzyılın ikinci yarısında Amerika’daki mason örgütlerini ilk kuran Fransız kökenli kişilerin çoğunun birer Huguenot olduğu söylenir.

Acaba böylece Huguenotlara çok mu övgü dizmiş oldum?



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 28, 2010, 12:13:51 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Katharları biliyordum;ama Huguenotları sayın ADAM'ın sayesinde duydum.

İnsanın öğrendikçe üzüntüsü artar mı?Artıyor işte...

Tanrı adına,Tanrı'ya kendilerinden daha yakın olanlara yapılan zulüm nekadar anlamsız.

Dünyanın heryerinde,herzaman devam eden bu anlamsız, sözde inanca bağlı zulümlerin biteceği günü bizler belki göremeyiz ama umarım çocuklarımız görür.


Saygılar

Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3126 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 26, 2010, 12:28:00 ös
Gönderen: ADAM